Almanyanın karşısına çıkmış bulunuyor İngiltere silâhlarını artırmak için beş senede sarfedece- ği 150 milyarı ne- reye ve nasıl sar- fedecek ? Beyaz kitap ne- .. . 2 ler söylüyor ? Londrada İngilterenin beş sene « lik milli müdafan — programını izah eden bir beyaz kitap neşredilmiştir. Bu beyaz kitaba nazaran, yeni tes - lihat programı icabı hale göre tadil edilebilecektir. Fakat bugünkü şerait — dahilinde İngiliz bükümeti, 1,500 milyon İn - giliz İirasının yeni teslihat için sarfı lüzumuna kani bulunmaktadır. Bir taraftan umum! siyasi vaziyet, di » ğer taraftan umumi! harptenberi bu sahada yapılan tasarruf, İngiltere | hükümetini bu yeni tedbirleri al « mak meeburiyetinde bırakmıştır. İngiliz hükümeti bü muazzam mas- raf yükünü beş senenin içine sıkış- tırarak, vergi mükellefini ezmek ni- yetinde değildir. Bunun içindir ki, 400 milyon İngiliz liralık bir istikraz #kdi düşünülmüştür. Bu suredle masraf yükü daha uzun senelere teş- mil edilecektir. Plânın teferruatından pek bahse. dilmemektedir. Gene beyaz kitaba mazaran, bavadan her hangi bir ta - arruz tehdidi İngiltere için olduğu kadar, müstemlikeleri için de yeni bir müdafpa sistemine ihtiyaç gös- Ingiltereniyesilâhlanıyor Denizde,karadavehavadatepedentırnağasilâh- lanan bir İngiltere donanme! mek Üzere mütemadiyen çalışmaktadırlar. Yuk! filosunun heyeti umumiyesini göstermektedir. Bir bakışta bu filonun Avru. pada hiç te ihmal edilemiyecek bir kıymet taşıdığı göze çarpmaktadır.) termektedir. Bilhassa sivil ahalinin müdafaası göz önüne alınan mesele- lerden biridir, Program milli müdafaanın hava, deniz ve ordu kısımlarını ihtiva et- mektedir. Bahriye nezaretihin ta - bakkuk ettireceği program gayet ge- niştir. Bu yıldan itibaren üç zırklı tezgâha konacaktır. Geçen yıl tez » Bâha konan iki zırhlı bunlardan ay- rıdır. Yedi kruvazördür., Evvelce tezgüha konmuş olan kruyazörlerin mikdarım iki misline çıkaracaktır, Tayyare gemileri için de vyaziyet böyledir. Bu sonuncular dörde iblâğ edilmiş olacaktır. Diğer gemiler mo. dern bir hale sokulacak, deniz tay- yaye filosu esaslı surette tozyit edi- lecektir, Bir İngiliz sapır diridnotu Inşa halinde Üüyan'a sürülen Türk polisinin hakikt hatıraları: 2 Kamyon kamyon gelen Fransız aS- kerlerihalkın üzerineateş açıyordu Melihayı, gözlerimin artık seçe- mediği son bir noktaya kadar takip etlikten sonra kendimi yokladım. — Ne mes'ut adamım, diyordum, biricik -sevdiğime kavuştum. Çok geçmez, yurdumuz düşman çizme: lerinden — kurtulunca da — onunla evlenirim, İleriye doğru yürürken aklıma geldi Üçüncü şube arkadaşlarımdan Sadettine, nöbetini üzerime almak #özünü vermiştim. Telâşla yürüye- rek tramvaya atladım. Ayasofyadan geçiyorduk. Bak« lım. Alemdar sinemasının önünde - büyük — bir kalabalık, biribirine karışmış insan sesleri ve heyecan yardı. Hem merak ve hem de mes- eu Ördu mevcudu iki piyade ve bir tank taburu ile takviye edilecektir, Diğer bütün kıtaatın askert techiza- tiyatı, muhasemat halinde, yenileri ifnal edilinciye kadar beş ay kifa - yet edecek bir seviyeye çıkarılacak- tır. Ordu kuvyetli fener, top vessi « er gibi vesaitle tayyare hücumları e na karşı mücehhez olacaktır. Beyaz kitapta hava kuvvetleri hakında sarih rakam zikredilmemek- tedir, Şunu söyliyelim ki, 1934 - ta 31,000 kişiden ibaret olan hava ©r « dusu, bugün 50,000 kişiye çıkarıl e miştir. İlk. hat tayyareleri bir sene evvel 580 idi. Bugün 1,000 dir, Cari ge' için — yerilen — yeni : krodi 19,600,000 İngiliz lirasıdır. Göçen se- ne bu mikdar 6 milyon İngiliz lira- $ idi. İngilterenin müdafansı için ha- va kuvvetleri 750 tayyare ile tamam- lanacaktır. 185 tayyare de deniz aşıs ri İngiliz topraklarının hava kuv « vetlerini takviye, edecektir. Donan. ma için de 250 yeni tayyare yapila- caktır. Ayrıca bir mühimmat ve mahru « kat stoku vücude getirilecektir, Bu. n de bu seneden itibaren ih- 3 milyon İngiliz lirası, ihtiyat benzin ve yağ için 500,000 İngiliz lirası ayrılacak. tır. Sahte mühimmat fabrikaları in - şasından sarfınazar edilmiştir. Fakat mevcut fabrikalar, bilhassa kimyevi ecza imalâthaneleri mümkün mer « tebe saklı ve dağınık yerlerde bulu- | nacaktır. Hava hücumlarına karşı balon - ki resim, bu günkü Alman ti islâh olunacaktır. Mühimmat ih- | aK P bir taraftan da Almanlar lardan sedler vücude getirilecek ve Bivil ahâliyi hava bombardımanla- | zından korumak için her türlü ted- bir almacaktır, LO v i Bi : İIngilterenin karşısında Bir de Ame- #ikan tesgöhlarının çalışışı var |— Önümüzdeki beş sene içinde büt- | çe fazlası kâümilen millt müdafaaya tahsis edilecektir. Bu para evvelce düyunu umumiyenin itfasına tahsis edilmişti. 1914 te İngiltere, Amerika, Fran- sâ, Almanya, Rusya, İtalya ve Ja« ponya askert istilizarate için 442 mil- yon İngiliz Hrası sarfetmişlerdi. Beş sene evvel bu mikdar milyona Çıkmıştı. 549 Fakat bugün 2,290 milyon İngiliz lirasıdır ki, 1914 senesine nâzaran beş defa daha faz- Çin paltosunu giyiyordu. Halinden buranın yabancısı © Operatör Selim sokağa çıkmak 1- Hadeine örmek istiyorlar!. dedi. Selim yüzünü buruşturdu. Eşar- pını bağlarken: — AL, dedi., İçeri otuz yaşında tahmin edilen yakışıklı bir adam girdi, gü iı, bu odaya çok p çıkmış ve Se- limi eskiden tanıyan bir insan oldu- ğu seziliyordu Selim: idamı tanıyacağım, . Kalasında hatıralarını dları şakaklarına takıli bir bobin gibi çevirdi. Çok yorgundu. İki ame- liyat yapmıştı, bugün,.. Tanıyamadı. İçeri giren adam onun d düşünmesine meydan Tanınmı: lerinin tanıyamadığını Selime hatır- Jattı: — Sen, Cavit.. Sen ha!.. Masa ile koltuk arasında duru - yordu. Arkasile koltuğu itti, M man üzerinden iki elini uzattı: Affet şekerim, o kadar değiş « mişin, o kadar bambaşka bir insan olmuşun ki seni tanıyamadım, dedi. Cavit, kendine yaklaşan — Selimi kucaklamağa — hazırlanırken — içini çekti, ancak işitilir bir sesle mırıl - | dandı: — Evet, çok, pek çok - değiştim | Selim.. Maddi ve manevi. — İnanır mısın?.. Kendi kendimi tanıyamıyo- | rum. İki arkadaş kucaklaştılar. sonra, Cavidin koluna girdi. — Saat yedide karım bekliyecek- ti. Önün için acele ediyordum. Mi - safirlerimiz var. Seni imkâmı yök bi« rakmam beraber gideceğiz. Yolda da konuşuruz. Hastahanenin kapısında etomobil duruyordu., Selim direksiyona geç- ti. Cavit te yanına oturmuştu: — Şimdi ben Yeşilköyde oturu « yorum, dedi, Selim.. Yorgun başımı ancak orada dinliyebiliyorum. Hem de evlendim. Selim, . . — Saha en sevdiğim arkadaşımı tekdim ederim' Süheylâ., Cavit Ek. Tem.. — Sana da eşimi takdim edeyiin Cavit.. Karım Süheylâ.. Antrenin yarı aydınlığında gölge. da kalan kadına elini uzatan Cavit ona doğru yaklaşınca sendelodi. Se- Nm de dikkat etseydi karısının ga. rardığını ve elini kalbi üzerine bas- HİKÂYE YAZAN ; tırdığını farkedecekti. | Tadır. leğimin emrettiği vazife duygusile — Cemil Güyan zindanında çürürken sindan direktörü Mösyö Oryeevol refikası ve emirber gardiyanı ile kegf çatıyordu tramvaydan atlayıp karşıki kala. balığa karıştım. yedi seklz kadar zenci Franşız | ve ellerindeki - kasaturaları her Hüdise şu idik Ağızları leş kokan askeri sarhoşluktan duramaz halde | önlerine »çıkana .bir Canavardan farksız olarak saldırıyor. İçerisinde iki Türk hanımi olan bir araba Gülhane — parkı tarafından doğru geliyor. Zenci Fransız askerleri, araba ile gelen iki Türk kadınına saldırmak — teşebbüsünde bulunus yorlar. İKİ KİŞİ SÜNGÜLENİYOR Benim yetiştiğim anlarda, bu adiliğe işyân etmiş olarak yardıma koşan Alemdar sineması bitişiğine , deki dükkânda şıracı ile, soluk sö. luğa atılan bir Türk neferi a, vahe şiler tarafından süngülenmiş bulu. nüyorda. İki kişiyi yaraladıklarını gören zenciler parka doğru firara başladılar. Arkalarından koşayım, dedim, uzaktan takibe koyuldum, Bu esnada Ayasolya camii muhas fızlarından bir bölük asker Binbaşı Hazndi'nin - kumandasında olarak vaka yerine gelmiş, galeyan eden halkı teskine çalışıyordu. Çok geçmedi bir miktar da Fran. sız askeri geldi. Müsellâh Türk aş- kerlerinin halkı dağıtmaktan başka bir şey yapmamalarına karşı, Frans sız askerleri, vakanın müsebbibini arayacak yerde, sinemanın karşı« sındaki Sıhhatf Yurduna girerek / çalıdaki kiremitler üzerinden cad. deye ateş açmağa başladilar. » Bu hareket abalideki heyetanı Cavit üç senelik tedavinin şu ane da heba olduğuna anladı. Yarasının bütün dikiş yerleri â — çılmıştı. Alnında unutulmayan seve ginin kırk derecolik harareti yanı » yordu. Eğer Selimin misafirleri olmasay- büsbütün kabarttı. Hepsinin de göz- leri dönmüş, iradelerine hükmede- medikleri anlaşılıyordu. Şaşırmışe tım, Hâdisenin çok kötü bir şekil almakta bulunduğu aşikârdı, Kalabalık arasından bir ses gel di — Memur Efendi, ne duruyor- sun öyle ? Biz sana bugün için ma- âş veriyoruz. Sesler birbirine karıştı. Bağrış ve haykırma kulaklarımı tırmaladıkca tırmalıyordu. Daha fazla düşünemedim. Ayak- larım birden harekte geçti, konuşu- yordum. Önde giden sarhoş. fransız zencilerinin arkası sıra ve elimde tabanca muttasıl koşuyordum. Nusret Safa Coşkun Karı - Koca - Arkadaş di Cavit çok sıkıntı çekecekti. Allahe tan kimse kendisile meşgul olmuyor- — Geleceğini ummuyordum Sü- heylâ, teşekkür ederim. İkisi de hes yecanlı idiler, Genç kadın ellerini, erkeğin ellerinden kurtardığı za » man endişe ile etrafına bakıyordu. — Anlıyorum Süheylâ, dedi, Ca- vit, — Görülmekten korkuyoraun, Hakın var. Haydi bir otomobile ât- layıp benim apartımanıma gidelim. Kadın, erkeğin gözlerinin - içine baktı. Kadınlar bakışlarile, buşkala- rın. bakışi anlarlar, Tıpkı bir | mahlül içine diğer bir mahlül dam- lamasile asıl mayiin meydana çık » ması gibi.. Erkeğin bakışlarında em- niyet vardı. Çıktılar, Cavit küçük bir apartımana yer- leşmişti. İçeri girdiler. Kadın bir koltuğa oturdu. Erkek onun dizle - rinin dibine çöktü. Uzun uzün kanuştular. Hatıraları andılar. Ve anladılar ki gene bir - birlerini çılgınca seviyorlar. Ve bir. birlerini unutmalarına imkân yok « tur. Erkek şöyle düşünüyordu: — Benim Süheylâdan ayrı yaşaı mama imkân yoktur., Kadın şöyle düşünüyordu: — Benim Cavitten başka bir er « keği sevmem imkânsız.. Erkek, kadının ellerini öperken ağlıyordu. Kadının göz - yaşları da yanakları üzerinden gittikçe büyü- 'yen bir çizgi gibi erkeğin saçlarına dökülüyordu. Bazı zaman göz yaşları müşterek hislerin bir sembolüdür. Göz yaş - ları kalpte eriyen ıstırapların mayi olup akmasıdır. Ve gözler. Kalbin çeşmesidir. Bulüşüyoörlar, Haftada iki gün ka- dın, Cavidin apartımanına geliyor. Bir arkadaş gibi konuşuyorlar, Bus' luşmak ikisi için de bir itiyat hali « ne gelmişti. Erkek, kadının güzelliği karşısın. da eriyordu. Onun için her balile bitiğini, mütehassir olduğunu ihsas ediyor, fakat kadın: — Ben kocama ihanet edemem, diyor. İşte sadece böyle —buluşur, kanuşuruz, Erkek kuvvetini denemek. istedi bir kaç defa.. Fakat kadın bu sinir kavgasından galip çıktı. a * Selim Cavidi zorla köşke getir « mişti: — Artık sen hayırsız oldun, di « yordu. Bizi hiç arayıp sormuyorsun, Süheylâ sen de söylesene biraz. Hiç aramıyor bizi değil mi?, Bugün ya- kalayınca bırakmadım. Nasıl birâ- kırım, bir daha kim bilir yüzünü na kadar zaman göremiyeceğiz. Yemek, sessiz geçti. Selim bir hays (Devamı 6 ncı sayfada) — Durf.., Süngülerinin bana — çevrildiğini gördüm. Tabancamı onlar üzerine çekmiye mecburdum. Ve yapttm, her taraftan bir yaylım ateşidir başladı. Damdaki Fransızlar bana, ahali zencilere ateş ediyordu. Parkın kapısına gelmek üzere idim ki üstüme çullananlar oldu. Zencilerden bir ikisi buraya gizlen- miş, gelmemi bekliyorlardı. Bir an mücadeleden sonra kurtularak tae bancama ikinci şarjörü sürdüm, Ateş devam ediyordu. İki dakika süren bu ateş, zencilerden ikisini yolda ve üçünü de Gülhane parkıs önünde nın - parmaklıkları yere serdi. B 5 (Devamı var) zit ddi eei ainklürtüğe Öi llli eei Si eli G GÜ lleed