| d Afyonun zengin ve hereketli İbi nahiyesi; Sinan Paşa N Hayvancılık ve pancar ziraati gittikce inkişaf | . ediyor, nahiyenin arpası bilhassa meşhurdur (Hususi) — Buraya burayı bir kütüphane haline sokma! ve balka birçok gazete, mecmua ve kötablar okut. mak icokünini bulmuştur. Partinin 1400 âzası vardır. Köylerin hep. nde ocak teşkilât vücuda getiril. Nahiyenin en böyük derdi tam İkiz malik bulunamayışıdır. Bu rasi günlük muamelelerile bir kaza 5 İkadar ebemimiyetidir. Teşkilât ve eleman bulunmayışı yüzünden na. hiye müdürü Süleyman Gökçay ge. celeri de çalışmak zorunda bulun. ü malda, bir kisim (İşlerde merkez yaz Nakiye müdürü mubtarlığının. faaliyetine bağlı kal. Süleyman o |maletadır, netice itibarile bunlar yi. ne nahiye müdürlüğünce halle muh. Vi © eelirmek için ciddi bir faaliyet ve memeru vermek ve belediye teşki. gayret göze çarpiyor. Sinanpaşanın lâtıni vücuda getirmek lâzımdır. şalışken nahiye möürü O Süleyman! İkinci derd de Sümerbank malla- Gökçay'ın bu uğurda harcadığı e.| rinden kö: üm İâyiki veçhile is Tüek küçümsenemez. Merkezde bir) Wade edemeyişidir. Köylüyü kara fidanlık kurulmuş, bu sene bin iki borsada muktekirlere muhtaç etme vüz fidan sökülerek tarlalara dikilmek için yerli mallardan Âzami su. #miletir. Yeni okul O imkünsizliklerİrette faydalanasını garanti etimek lüle hazirlanan o kombinezonlarla gerektir. meydana getirilmiştir. Şimdi bir de| * Cincaplida ziraat ve hayvancilik Möy konağı Inşasile mesgul bulunul.'ile pancar ziraeti İleri derecededir. © maktadır. Köyler arasndaki bozuk |Arpasi bilhassa meşhurdur. Bu ar- © yellarin islahina ve köprülerin ta.|panın Bira imaline çok elverişli i ir, olduğu söyleniyor. Normal yıllarda kaydedilebilir, Merkezde tarihi Ik! yüz vagon kadar arpa sevkedi. : ha olan «Lala Sinapaya» camij ir. Nahiye heyeti umumiye itibarile Be bu ismi taşıyan amam tamir üç milyon kiloya yakin hububat we güzel bir hale irca edilmiş, Gü, İstihsal etmektedir. Pancar istihsali mey köyünde minareli güzel bir ca, #enevi (1500) vagondur. Masnarı, insa olunmuştur. Bunlardan baş Nuh, Sinampazı köylerinde altmış bir de yeni bir hükümet konağı vağcn miltarında patates yeti; ilmiştir. Bu bina, Sinanpaşa hal, Yo. Fasulye istihsali de otuz va. nd kadardır. pray a ek işi Sinanpaşanın Af. Nüfusu iki bin! Jğ$ halde Sı,'yon vilâyetine yaptığı hizmeti ifa. aanpaşa hâlâ muhtarlikkı > idaçe eç/de edebilmektedir. © dilmektedir. Son zamanlarda bura. ear Aİ Se eladiye teline doğr num Mevşehirde ilk kar © sie temi örülüyor. Fakat iy ör İmam, mahalle Miyçlar., EŞİ (Elm). Dir al | silermekte daha fazla işe yaradığı 03 İk km z bu teşkilat > biras ru wütenkib mevsimin İlk kari yağ iye pe yünden be keekin e mıptik, Yerdeki karın kalınlığı 5 Be a düşünce, viliyetindir. Hakikat, |29İmi bulmuştur. ii) Iki belediyeyi tercih et. i : e iye eli gr mam) İzmirde dokuma fabrikası ş atabilmek için kanunun bu müsaa.! İzmir (Hususi) -- İzmirde bir idesinden imtifadeyi doğru bulmak.dokuma favrikası kurulmasi mu. vafık görülmüştür. Bu süretle İzmir ve civari halkına daha fazla doku» oitadırlar, ||. Nahiyenin Parti ve Halkodası fa. ağa İma tevzil mümkün olacaktır.Fab. vededir.Odn relsi Mehmed Şişman rikanin yeri seçilmiştir. sele dahi (o kaydedilecek dere > «Son Postan nm edebi romanı: 175 Isıda bulunca, hemen kolunu tu- tuyör: — Vedad Bey gelmedi mi da- ha?.. Bu kaçıncı soruşuü... — Merak etme yavrum, gele. cek! — Gelmez diye korkuyorum. Eve telefon edin! — Ettik.. Çıkmış... Her halde yoldadır. — Ya gelmezse)... — Gelmez olur mu hiç! Genç kız, yüzünü buruşturu - yor. Duvağını koparırcasına çe- kiştiriyor, Meserret Hanım da smutlaka gelir!» derken «mut » laka» nın belki» manasına gel- diğini çok iyi anlıyor. Vedadla az mı mücadele etti; o, gelme - mekte, geli takdirde çok a- zab çekeceğini, nazarı dikkati İcelbetmekten korktuğunu söyle - mekte rar ediyordu. Haksız de- ğildi Vedad! Fakat, Gönül onun düği bulunmasını öyle istiyordu ki.. İşin garibi, OVedadın, büyük seyahatten avdetindenberi hiç karşılaşmamışlardı. Gönül, ay - lardanberi onun İstanbulda bu uğunu bile bilmiyordu. Ni - yaklaşınca, Vedad, Ankara- yapılan bir konser teklifini En büyük yalanl İstanbulun meşhur otellerin - “den birindeyiz. Saat 21 e yaklaşıyor. Yüzlerce mumluk lâmbaların düz aydınlığı serptiği geniş len tuvaletli, firaklı davetli - ler salona doğru yürüyorlar. Bu gece otelin büyük salonunda bir “dilğün var. | o Gönül evleniyor. Daha onu ve kocasını görmü - yoruz. © Annesi, babası, yakın dostları, > ererret Hanım davetlileri yer - dştirmek ve ağırlamakla meşgul! ler... | Semahat, ikide bir Meserret Harımın yolunu kesiyor: | — Vedad gelmiyecek mi? Meserret Hanım da endişeli: — Mutlaka geleceğini söyle - » Ben de gelmesini sıkı siki | tenbih ettim. Zaman zaman, içeriden haber de EB Meserret Hanım, Gönül sizi İN ediyor. up, kızına koşuyor. Genç kız, i,.. Başının iyi a ei | biş duvağının lüzumundan çok w- * © olduğunu ileri sürerek, söy - A SON Memleket Haberleri İzmirde 5 İki kişiye tehdid mektubu göndererek para istiyen bir işsiz yakalandı İzmir (Hususi) — Zabıta, şe hirde iki kişiye mektub yazarak pa. ra kfiyen ve tehdidde bulunan bi rol yakalamıştır. Vak'anın kahramanı, 'T, 11 sayılı evde oturan ve iryak pv boşta bulunan kundu» mi : med oğlu 323 doğumlu e Karataş fağeli enddesla İ numaralı ev, oturan ve kuyumcularda 12 sayılı dülkânda tccar Muz oğlu Hayim Malkiye bir mektub göndererek 250 lira is. temiş ve bu parayi dükkâninm ö- nündeki taşın alina birakmesını Zabita, Hayimin mürncaati üze, jem parayı taşın oşitina koyarak tertibat alınış, fakat parayı almya 'gelen olmamıştır. Ertesi gün, Anafartalar caddesin. de 385 esayıli dükkânda Kavaf Tahir oğlu Hasan Felhmiye bir teh- did mektubu gönderilmiş, elli lira istenmiş ve paranin Berber Hasanın düldkânma birakılması, aks) takdir. de kendisinin öldürüleceği yazılmı tr. Sivil zabita araştmalarını a jtirmiş ve suçluyu kısa bir zamanda meydana çıkarmıya o muvaffak ol. muştur. Emin suçunu itiraf etmiş vet — Ne yapayım, çoktanberi İşsi. zim. İstemiyerek bum yaptım, Demiştir. Emin evrakile birlikte adliyeye teslim edilmiştir, Çorluda iki muhtekir mahküm oldu Çorlu (Husus) — Yüksek fiatla cam satmaktan suçlu Recep Doğan Çorlu asliye ceza mahkemesinde ya Pilan duruşmadan sonra üç ay dört gün hapse ve İ3İ iira 20 kuruş ağir para cezasina mahküm olmuş ve tlcarethanesinin bir ay müddetle ka patılmasina karar verilmiştir. Diğer taraftan tuzum kilosunu 40 beresten satan Remzi Tuli de 27 Ilra 50 kuruş ağır para cezasile ce zalandırilmiş, 5 hafta ticaretten İmen'ne ve tuzların müsaderesine karar verilmiştir. yö agikmmk ime Karşıyaka kız oku'unda izci ocağı aç dı İzmir (Hususi) — Karşıyaka kiz öğretmen okulunda törenle izci oca- ği açılmiştir. Törende valimiz Ssbri Öney, partl müfettişi B. Galip Bahtiyar Göker, belediye reisi Re . şad” Leblebicioğlu hazir bulunmuş- lardır. Törene istiklâl marşı ile büşlan- miş ve sonra, okul müdürü Rahmi /Ba'aban, okula yeni giren talebeye izcilik hakkında izahat vermiştir. Talebe, and İçtikten sonra, İzci şar ei #öylemiş ve Lören sona ermiş. tir, tünbuldan uzaklaşmıştı. Ankara, Halkevinde ve OKonservatuarda! İ verdiği: konserler büyük (alâka görmüş, iki konser dörde çık - mıştı. İlk hafta, konser gürültü sile geçmiş, hiğ.bir işi kalmadığı halde, sırf İstanbula geç dönmek için, ikametini uzatmıştı. Fakat hâdiseler öyle süratle inkişaf © diyordu ki, bu uzaklaşmaların bir İ faydası olmuyordu. Nitekim,'dön düğü vakit, nikâh işini bitmiş, onları düğün telâşı içinde bulmuş tu, Semahat, düğünde mutlaka bulunmasını arzu ediyordu. Ablası da ayni fikirdeydi. Gö- nül, mütemadiyen Meserret Ha - numı sıkıştırıyor, Vedadın mutla- ka düğüne gelmesini tem'n etme sini yalvarıyordu. | Vedad, Ankaradan avdetinin İde genç kızdan gizli tutulmasını istemişti. Bu iş bir an evvel bitmeliydi. Bir mülâka ö bu, teşebbüsünden geçirebilir di. Semahatin ded ibi, Gönül bir an evvel evlenmeliydi. Lâkin, Gönül, Vedadın babası olduğunu bilmediği halde, düğününde bu - Tunması için neden bu derece 18- rar ediyordu. Bu vahşi bir inti- kam zevki miydi? Romantik bir genç kız kaprisi mi? Vedad, düğünde bulunmağı,| genç kız hesabına zararlı görü. yordu. Müthiş sırrı, Gönül bilmi- yordu. Bu yüzden Vedadın, her hareketinden hir mana çıkara cak, eğer onun ıztırab çekmesi pahasma düğüne gelmesini isti - yorsa bile, bu vahşi arzunun ya- POSTA Müsahabe (Baş tarafı 5 inci sayfada) lar bu yarı boş yerde titremeğe | başladılar. Fransız sahnesine birçok şahe. serler veren Ch. Lcevrg «Madam Enfonun kızın opâtette'inin oü - verture parçasında hakikaten be- di'alar yaratmış, o Kemanların ince ihtizazları, nağmelerin fı - kırdak terennümleri bu parçayı eşine nadir tesadüf edilen bir za- rafet nefisesi haline getirir. Bir aralık, iki kardaş oldukları zan- nedilen ihtiyarların küç bü - yüğüne yavaşça eğilerek: — Ahl Machöre, dedi; ne musikil., Büyük de ona eğilerek cevab verdi: — Ne iyi ettik de geldik!., dedi. Sonra bir aralık gene kü - şük; — Ye revis tout un pass& «bütün bir geçmiş zamanı tekrar yaşıyorum!» dedi, ondan sonra perde açıldı açıldı ve sahnenin gürültüsü arasında artık onları demez oldum, fakat arasıra rbirme sokularak duygularını sa cümlelerie terceme ettikle - rini görüyordum. Onlarla aramızda bir müşa - reket peyda olmuştu. Ben de on. larm duyduklarını duyuyordum, ben de başımı onların arasına 50- karak: — Sizinle beraber ben de gençliğimin en bahtiyar bir dev- resini yaşıyorum!.. demek arzu- larile titriyordum. Onlar kim bilir «Madam Enfo- nun kızıs arasından neleri, kim. leri görüyorlardı; ben on sekiz yaşında bir genç çocukla o za man sahnede güzel ve taze nen şuh ve şatır Clairetle'i görü- yordum, uzun yılların üzerinden atlıyarak İzmir rihtımına kadar sıçrıyordum. Böyle, sanki onlar- la görüşerek, üçümüz beraber iki saat gençleşmiş olduk. H. Z. Usaklışil ie Yeni neşriyat o) Yarım Ay Bu zengin maçazinin 15 Birincikâmm syısa renkli bir kapakla ve Mihmud Yesarinia, Mükerrem Kâmli Sunun, Ra. #w Şevkirin, Kerime Nadirin bikâyeleri, Tiyaire mündükldlerimize dair bir ko. Duyma, «ihema ye dünya kavaşma dair yazı Ve resimlerle, dolgun bir şekille imtiser etmiştir. Bu güzel magazini oku, yacularımıza tavsiye ederiz, * Arkadaşımız Ahmed Emin o Yalman dör, gözleri arkadası beraber Afrika, İngillere, Kanada ve Amerikaya yaptığı seyshulin mo'larını forma forma kitab şekiinde neşretmeğe başlamıştır. Soya. hal eshusınla alman Teslimler de alâkalı yerlere ilâve owmmuştur. İlk forma bay. Tina İlk günü çıkınıştır. İlinei forma B,|22 İlkânem Sah günü çıkıyor. Ordan sonraki formalar da gün aşırı meşreği. ieeektir. Her formanın fiyatı 5 kuruşlar. KÖYR DOĞRU — 59 uncu saysa gü. zel bir kmpak İçlade intişar etmiştir. Finta 15 hermar, İLK ÖĞRETİM — Maarif Vefi'gi tarafımdan neşredilen bu öğrelmen ga, | #etesiain Brinetkâmin 942 sayısı in'inr vermenin ne manası vardı? Ya kendisi? İster eski bir âşığın azabını, lister gizli bir babalığın sevincini duysun! Hissin alâmeti farkası ne olursa olsun, o da muztarib o- lacaktı, Meserret Hanım kardeşine hak vermiyor değildi. Lâkin bir vasi- yet gibi, genç kızın, hayatının dönüm noktasında, Vedaddan is. tediği son fedakârlığın beheme- hal yapılması kanantindeydi. Ni- hayet Vedadı iknaa'muvaffak 0- Jabilmişti, Acaba Vedad, son İdakikada caymış mıydı? Kocası da ikide bir soruyordu: — Vedad nerelerde kuzum? Merasim nerede işe başlıya - caktı, Dört küçük kızla, dört bir örnek tuvaletli genç kız, Gönü- Tün duvağını tutmuşlar, müzik, hazır bekliyordu, Lâkin, Göni mutlaka, bu merasime Vedadn yetişmesini temin için, yalancık- tan bahaneler buluyor, başını bozdurup tekrar yaptırıyor, türlü kaprislerle otrafını oyalıyor, ü- züyordu. Nihayet ümid kesilmişti. Kocasının koluna girdi. Çocuk Tar ve genç kızlar vaziyet aldılar. i Müzik izdivaç marşını çalmağa başladı. Salonun kapılarımı açtı. lar. Bütün yüzler o tarafa döndü. alkış... Genç evliler çıkıyorlar. Meserret Hanım, bir köşeye -İcekildi. Gözünden iki damla yaş Edirne güreşlerine hazırlık Kırkpmarda kozlarını pay|nun sol girişlerine... Ters gelme, edemeyenler burada iddialı ola-)meğe çalış. Sonra bu herif alta rak son bir güreş daha yaparlar-| düştüğü zaman üzerine gitme. dı. Bu, güreşler ekseriyetle ağa-| Yeneceğim diye çalışma... Sen lar tarafından icra olunurdu. A.|alttan yenemezsin onu... Bilâkis ğalar, beyler, paşalar pehlivan-|0, seni açık düşürür. Hem de ları için ortaya külliyetli para| kendi oyununla... Üste gitme., koyarlardı. Bu, paralar bol olur.| Oyun yapma... Bekle kemane - du. Taraflar pehlivanları getirip) de... Yahud kurt kapanı vur. müsabaka ettirirlerdi. Sakın künde falan aluyım deme Hergeleci, çırağile Edirne Sa-| hal. Bu, herifi ayaktan bozma rayiçi güreşlerine geldiler, Kara | £â Salış. Ahmed, büyük ortaya çıkacaktı. Büyük orta pehlivanları belli idi, İstanbuldan, Anadoludan, Çorlu, Çatalca ve havalisinden, Rumeli- nin her tarafından gelmiş pehli. vanlar vardı. Bunlar bu güreşler. |re şak kündesi oline geçti mi du. den sonra Kırkpınara gidecekler. | mandır ötesi... Vermemeğe ça « di. Bu, güreşlerden sonra Kırk; | li$. pmar güreşine bir ay kadi. kit olşmdu. Hergeleci Ahmed de Edirne Sarayiçi güre. sinden sonra biraz civarda bes lenip idmanlarını yaptıktan son- İra, Kırkpmara gideceklerdi. Edirme Sarayiçi (güreşlerine gelen orta pehlivanlar şunlerdi 1 — Erenköylü kündeci Vel 2 — Bursalı Ahmed. 3 — Uzunköprülü Kurd Meh- med. 4 — Çatalcalı Hacının oğlu. 5 — Tekirdağlı Kara Mustafa, 6 — Kara Ahmed. 7 — Samsunlu Ahmed. 8 — Yakacıklı Hasan. 9 — Sumnulu Deli Mustafa. 10 — Kasıkçı Ali, 11 — Dramah Hafız. 12 — Molla. Büyük ortaya on iki pehlivan vardı. Bunların hemen heps' Kırkpınar için gelenlerdi. Bu, on iki kişinin içinde zorlu ve seçili olanlar şunlardı: Kzaıkçı Ali, Molla. Yakacıklı Hasan. Kara Mustafa, Kündeci Veli, Deki Mustafa, Bu, altı pehlivan okkalı ve hızlı idiler. Hergeleci İbrahim, bu, pehlivanların hepsinin güreş: lerini biliyordu. Kara Ahmed, şimdiye kadar bu, pehlivanlarla karşılaşmamıştı. Me olduklarını İda bilmiyordu. Zaen bu sefer Kara Ahmed, Kırkpınarda bü- İyük orta güreşlerini kazanırsa Bir de Kara Mustafa tehlike- lidir. Yamandır bu, delikanlı... Şak kündeleri keskindir. Sakın şakı vereyim deme ona!, Bir ke. — Kazıkçı Ali de berbattır. Kazıkları sıkıdır... Bir kere ka- zikladı ma basarak gırtlaklıya, rak yener adamı... Kazığa gel memeğe çalış... Daima budama. ğa ve kazık vermemeğe savaş... — Ha, kündeci Veli de ber- “İbattır. Ayaktan takar kündeyi dama... Ona karşi reşeyim deme! ikine güreş. Çift ense bağlıyarak dur (Baş tarafı 2 inci sayfada) san İtalyanın müdahelesi fazlasi. le nazikleştirmiştir.. Bu sahada ümid verecek tek mülâhaza fe * lâketler serisi altında iyice bu * nalmış olması tabii olan İtalya * nin geniş Oemellerinde imkânla telifi mümkün tadiller' yapmış olması ihtimalidir. Yalnız İtalya. bin muvafakatile Fransaya top” rak kayıblarına uğramıyacağı te min edilebilse dahi sulhü andıra. İcak bir durumun derhal verile - meyeceği meydandadır. Alman* ya, düşmanların herhangi bir teşdbbüsüne karsı Fransiz kıyı- larına işgal altında tutmak zaru- retindedir, bu vaziyetin devam ettiği müddet zarfında da Fram 2 toprağı karşı tarafın hava a- ondan sonra yavaş yavaş başaltı Yanlarına maruz kalmağa mah - Fağmı Böyle hanelerde ei ; İkümdur, demek oluyor ki Fran- reşten evvel Hergeleci, çirağını İSâNin istediği sulha d bal ka » karşısına oturttu. Sayılı hasımla. |)vuşması mümkün değildir, olsa olsa ufaktefek muayyen müsaa“ rı üzerinde Kara Ahmede nasi - hatler vermeğe başladı. Mollayı'deleri elde edebilir ki bunlarin da resmi Fransız hükömetini çek tehlikeli görüyordu. Çünkü Molla, iki taraflı güreşçi idi Ya-| inilik tatmin etse bile Fransız halkını memnun bırakm ni sağlı sollu züreşiyordu. Ah - mede Molla içinşöyle diyordu: tişmiyeceği meydandadır. Elesin Uşaklıgil — Ahmed, Molla hepsinden sakardır. O da benim gibi sağlı ve sollu güreşç'dir. Dikkat et o. yor, dolu dolu olmuş gözleri, sa- lonun giriş kapısında, Vedadın içeri girmesini bekliyordu. — Nen var sevgilim? Pek dur. sunsun? Kocasile dansı açmışlardı, Gül Vedad görünürlerde yok: Saat 23. Vedad hâlâ gelmedi. : Meserret Hanım ümidini kestiş Gelmez artık... Kocası söyleniyor! — Vedad ayıb etti; nerede bu çocuk? Semahat mırıldanıyor: — Vedad niçin gelmedi? Gönül azab içinde: — Ooh, Vedad Bey yapmama lıydı bunu... Kocası tekrar dansa kaldırı . yor. meğe, tebessüm etmeğe çalışıyor bir türlü muktedir olamıyordu. Vedadı arıyordu. Mutlaka onu görmek, konuş « mak, son defa onunla dansetmek isliyordu. Ona diyscekti ki «bir başkasının oluyorum, fakat kal- bim senindir. Sen bu kalbi iste- medin, vücudumu başkasma ve. riyorum, lâkin kalbimi sana sal lıyorum. Sen böyle istedin, böyle oluyor. Böyle olması lâzımmış! Ağlamamak için dişlerini sıkı. yor. Yüzünde sahte tebessümler İ göstermeğe uğraşıyordu. Danstan sonra, birer birer ma- saları dolaşmak ona tahammül dilmez bir azab vermişti. Gözü giriş kapısından ayrılmıyordu. Meserret Hanımın masasına gel- diği zaman, Vedadı kucaklıyor - muş gibi, ona hasretle ve candan v sarıldı. Bu kucaklaşmada, iki ta-| o — Bizim Vedad da ihtiyorladı raf da ikiser damla göz yaşı bı-| gitti, o mürüvvetini göremedik. raktılar. Gönül, bu sarılma sıra -| göremiyeceğiz de... Köftehor ne smda hemen Meserret Hanımın) relerde kim bilir? Aceyib bir. a kulağına: dam oldu. İnsan vaktini geçirir — Hâlâ gelmedi! de; evlenemezse böyle olur işte. Diyor, Meserret Hanım, Gönülün yü — Gelecek kızım! zünün mes'ud bir tebessümle ge- Artık herkes kendi âleminde -| nişlediğini, gözlerinin büyüdüğü- dir. Kahkahaların tıpaları açılı:İnü görüyor. Başinı çeviriyor ka * yor, neş'e, müzik, dans salonapıya... İşte Vedad! Neş'esizsin Gönül! — Bi nim için en büyük hâdise... Ga - rib, insana hem sevinç, hem hü- zün veriyor. Dönüyorlar. Meserret Hanımın gözleri ow larda... Kocası: — Birbirlerine ne de yakışı « yorlar değil mi hanım? Acı acı başını sallıyor: — Öyle... düşmüştü. Vedada hak veriyor « du. Bu manzaraya o nasıl taham mül edebilirdi? Gönül, zorla gülmeğe çal Jvası kalkmıstı. tamamile hâkim bulunuyordu.) i Merasimin estirdiği rermiyet ha-| Kravatımı düzelterek, ağır a Sant 22,30.