Maraşta © 600 gramlık ekmek 18 kuruş 30 paraya veriliyor, hali hazırdaki ekmeğin daha iyi bir kalitada © yapılması için tedbirler alınacak Maraş (Hususi) — Memleketimiz © de karne usulünün kaklırılmasından > Gsonra begüne kadar halkın ekmek ihtiyacı mutazaman temin edilmek. te ve (600) gramlık bir ekmek (18) kuruş (30) paraya satılmak- N ir, Yalniz ekmeklik unlardan bir kis #mi Refik Saydam Hifzimsihha Mü. iesesesinde tahlil edilmiş ve her ne kadar elemek imaline ehverişli olduk © darı görülmüş ise de satılmakta 6- Yan ekmeğin yapılan tahlilinde İse, mümunenin kirli, esmerimsi renkte © tikiz, arpa kılçıklarını havi ve za- 'manla içi küflenmiş olup yıkanma mış buğday, arpa ve cüz'i çavdar itesinden maktul ve dişler ara- *sindasında bariz bir gicirti du; pe bir durumda olduğu görülmüş- Şu hale nazaran ekmeğin islah edilmesine üzüm ve zarmet vardır. İAlikadar makamların bu halin önü- me geçecekleri kıwvetle ümid edil mektedir. : © Memurlarimiza henüz ekmeklik © hububat verikmem;şitir. Vali ve Belediye reisi bu ihtiyacı|ri İtemin etmek maksadile (Elbistan) gösüişler ve bir hafta ka. kaldıktan sonra kâfi miktarda buğday teminine muvaffak olmuş- dır, i © Bir kaç gün evvel nakline baş anmış olan buğdaylar şehrimize o gelmeğe başlamıştır. Bu İşin sonu alınmca memurlara kanun büküm. İerine göre gerekli tevziat yapila- caktır, © Şeflerimizin son ( nutuklarından sönra piyasada barı gida madde. Yurdda belediye reisi seçimleri devam ediyor Karaman, Şarkışla, Karaman (Hususi) — Şehri . miz belediye seçimini C. H. Par tisi namzedleri kazanmışlardır. Yeni seçilen belediye meclisi aza» ları belediyede bir toplantı yapa: rak belediye reisliğine 14 rey ile eski belediye reisi Ziya Göncü seçmişlerdir. Ziya Göncü memle- ketimizin yetiştirdiği kıymetli gençlerdendir. Bir müddettenbe- ri bulunduğu belediye rei: dürüst ve intizamlı çalışmaları muvaffakiyetle başarmış ve h "km hor sahada teveccühünü ka- zanmı; dg Şarkışlada Şarkışla (Hususi) — Belediye meclisi ilk toplantısını yapmış ve reisliğe gene eski reis Niyazi Kı- hçkayayı seçmiştir. belediye seçimi sona ermiş ve par| ti namzedleri #tüfakla seçilmiş - lerdir. Reis seçimi de yapılmış ve eski reis Mustafa Yolcu teğrar ilmiştir. Kendisinin ünden vekâlet vanifesi İzzet Ediz tarafından Yapılacaktır. Bayramiçte Bayramiçten yazılıyor: Bu s€- Bayramiçte yıldırım isabetile/ iki kişi ve 34 koyun öldü | Bayramiçten (oyaziliyor: Geçen gün yağan şiddetli yağmurlarda! Bayramiçin Kutluola köyünden Ali Dayı isimli ihtiyar bir çoban yağ-| murdan korunmak üzere 68 koyunu, ile bir çam ağacı altıma sığınmış, © lerinin fiatlarında bir fark görül; “meğe başlamıştır. K © Hali hazirda sade yağla kilosu 450, pirincin 125, zeytinyağının 200, buğdayın 90, koyun etinin 75. fasulyenin 55, patatesin 35 kuruş. tur. Yalnız meyva flatlarında hafif “ bir yükselme mevcuddur. Şekere gelince: İki aydanberi pi- yasada görülmemektedir. Buna rağ-| © men kahvecilerin bir gün olsun şe; ker sikintisi çekmedikleri de naza.! | ri dikkati celbetmektedir. © Keza son zamanlarda raki, tuz, it ve sigara dalrığı da baş gös- termiştir. Bunların temininde | cid- “den büyük bir zorluk çekilmekte fakat bu sirada gelen bir yıldırım 34 koyun ile birlikte ihtiyar çobanı öldürmüştür, Geriye kalan ( 34 ) koyuna bir şey olmamıştır. Ayrica! düşen bir başka yıldırım bir kişiyi "daha öldürmüştür. Epa Cezaevinde de adam öldüren katil Karaman (Hususi) — Cezaevin de katilden 30 seneye maliküm Ka rapinarin Sırçalı köyünden Osman Tokmağı sebebsiz olarak öldüren gene katilden 6 seneye o mahküm| Kisanlı Hulösi oğlu Kadir dört buçuk sene, eski cezasinin da İlâve- “dir. Alâkadarların bu darlığa da bir çare bulacakları umulmaktadır. «Son Posta» nın edebi romanı: Erkeği kadı l dan fir ladığını, uçarcasına, bizim köş- “ke doğru koştuğunu görüyorum. © Ru hasretli kavuşma, birbiri- mizi tekrar kucaklamaktan mü- tevellid sevinç, heyecan, tazele- iz projelerin hazır ri rüya gibi geçti, Beni tekrar p kadar geldiğim cennet. uzaklaştırdılar, cehennemin ri ativerdiler. © Gece, memnun ve müsterih, hülyalarla ba: uyku- , azab geçen oluğunu çıka çekilirken, hizmetçi kız, Se- hatin mektubunu elime tutuş- urdu. Kurşun kalemle, hemen geçmiş alelâde bir kâğıda ya. mış bir iki satır.. Ertesi sabah 0 treninde buluşmamızı rica e- diyordu. İrkildim, neş'em kaçtı. Onun- karşı karşıya gelmekten çeki- um. Buna utanıyorum da de ebilir. Saniyen, uzun ve çetin mücadelelere ta-! artık.. Hiçbir şe. de nasihat, ikaz istemiyorum. ma gene bu işin tehlikeli saf- halarını işaret edecek, beni ik- an çalışacak. Metin olmağa, yı- Imamağa karar verdim. Fakat ın tepesinden birdenbire yu- lanıveren muazzam bir Çığ tile, beynime inen darbenin '#ltında yamyassı ezildim. Bunu ilç beklemiyordum, nasıl aklıma getirebilirdim, nasıl düşünebilir İlm ki, Semahatin elinde beni kı- a bile imkân bulama. -İcalsiz ve bitkindi. gözleri çukura kaçmış, yüzü küf- sile on buçuk seneye mahküm e dilmiştir. 166 n dam tâ can evimden vuracak bir silâh vardır. Gene uykusuz, üzünlülü, ya- tağın içinde dönenmekle geçiri- len gece... Ertesi sabah erkenden yon. Çarpıntı bir intizar Semahatle karşılaşış.. det başlarımız önünde si Zavalh Semahat, ne çökmüştü. Büyük bir hastalıktan yeni kalkmıştı sanki.. Halsiz,me- Boyasız dudakları (o soluktu, Tü bir renk almıştı. — Seninle konuşınalıyız Ve. dad? Buna mecburuz. Bu belki de son mülâkatımız olacak. Deyince titremiştim. Trende hemen hsmen hiç ko- nuşmadık — diyebilirim. Yalnız gözücile onu tetkik ediyordum. Çok müteheyyiçti. — Rahatça konuşabileceğimiz bir yer hatırlıyor musun? Bu da bir mesele.. İstanbulda, bu saatta nereye (gidilebilirdi?> Trenden Samatyada indik. Deniz | YÜ kenarmdaki (Oküçük gazinolar) bontboş.. Denizden doldurduğu kovalarla otrafı sırsıklam eden kahveci de işini bitirdikten son- ra, başbaşa kaldık. İkimiz de lâ- Nevşehirde yapılan seçimlerin neticeleri İ bedbalit olacağınızı ileri SON Tokat, Bayramiç ve e Nevşehir bele- diye reisi Bayramiç bele- diye reisi Ahmed Baydar Şükrü Süer ferki belediye seçiminde ( sabık parti reislerinden ve Bayramiç meclisi umumi azasından Ahmed Baydar belediye rrisliğine getiril miştir, o Memleke: kendisinden çok büyük işler beklemektedir. Nevşehir (Hususi) — Yedi se- nedenberi Nevşehir belediye reis Bini yapmakta olan Şükrü Süer bu defa da yeniden belediye reisi olarak seçilmiştir. Şükrü Siler şimdiye kadar ka- zada göze çarpacak birçok eser- ler meydana getirmiştir. Kaşla tavla ve domina oyunları yasak edildi meclisi ittifakla kabul ettiği rarında hükümetin kabul ettiği me #ai santi zarfında kahvehane ve W- mumi yerlerde tavla, dömina ve mümasili oyunları menetmiştir. Banu icab ettiren zaruret bi esnaf ve amelenin işlerini birakarak fazlaca oyunla meşyul olmasıdır. ( KUÇUK HABERLER |) X İzmit Demiryolu caddesi nor- mal bir şekilde asfalt olarak yap- tırılmağa başlanmıştır. * İzmitte aticilik ajanlıği her hafta atiş müsabakaları tertib et. mek suretile, bu sporu (teşvik et- mektedir. Aİzmit Halkevi sosyal yardım şubesi zengin hediyeli bir piyango tertib etmiştir. * Kocaelide bu sene kiş ziraati- ne büyük ehensmiyet verilmektedir. Vilâyetin her tarafinda bareretli «kim faaliyeti vardır. derin bir nefes almış, dakikalar- ca denize saplanıp kalmış olan ulak gözlerini bana çevirmişti: — Lâfa nereden başlıyacağı- mı bilemiyorum Vedad! Fakat nereden başlarsam < başlıyayım, burası merzuumuzun bem başı, bem ortası, hem de sonudur. Se- ni münabaze öleceğimi sanma. Seni nasıl müahaze edebilirim ki, ruhunu, mizacını çok yakından bilen bir insanım, Dış görünüşün ağır başl, olgun bir insan hissi | POSTA v ; Tokatta meşhur Köroğlu çeşmesi yapılıyor Tokat, (Hususi) — Tokat- tan Sıvasa giderken Çamlıbel denilen yerde bir zansanlar at oynatmak, kılıç ve kargı sallamakla ün almış meşhur Köroğlunun dolaştığı, ilk de- fa Samsundan Sıvasa gider- ken başında durup (Dağ ba- şını duman almış) türküsünü terennüm eden Ebedi Şef A. tatürk'ün suyunu içtiği meş- £ hur (Köroğlu çeşmesi) bu da valimiz İzzettin Çağparın a- ; lâkasile yeniden tenzim ve ; modern bir hale sokulmak suretile ihyası cihetine gidil- mşitir. Taşında tarihi sözleri İ de ihtiva eden çeşmenin ya- kında yeni veçhesile | açılış töreni yapılacaktır. — v “Adanada Modern ve büyük bir san'at o- kala yapılıyor, hamiyetli bir Zenginimiz binanın arsasını maarife bağışladı Adana (Hususi) — Adanada bü yük, modern bir san'at okulu binası inşa edilecektir. Bu binanm arsasi- ni, Adana zenginlerinden Bay Re. cal Tarimli maarife bağışlamıştır. Yeni yapılacak binada, atleyeler, dökümhane ve türlü san'at şubeleri Ml yi eş Bilecik valisi İspartaya gilti Bilecik (Hususi) — İsparta vi- lâyetine tayin olunan valimiz Rifat Şahinbaş Bilecikten ayrılmadan bir gece evvel kedisini seven arkadaş, ları tarafından verilen bir veda zi- yafetinde (hazir bulunmuştur. Bu ziyafet çok samimi bir hava içeri- sinde geçimşitir, Valimizin Bileciğe geldiği zamnadan ayrılacağı zama» na kadar yaptığı ve hazırladığı iş- ler veciz sözlerle belirtilmiş ve ken! disine Bileciktilerin omimnet hisleri bi'dirilmietir. Ertesi gün birçok kalabalik huzu İranda istasyonda trene binen vali- miz uğurlanmiştır. Vilâyetimiz o dahilindeki bütün istasyonlarda da halkimiz valimize hayirli yolculuklar ve gütiği yerde de başarilar tesmeni etmiştir. mâni olmak gayretile yaptım bunu. Fakat, önüne o zaman koyduğum mâniler, senin bun! rın üstünden atlamanı güç recek irtifada değildi. kaçmağa karar verdiniz. Gönülle birleşmenize mâni ola- cak, o müthiş sebeb mevcud ol marış olsaydı, kalbime taş ba- sar, kocamı iknaa çayır, kızımla birleşmene yardım eder- dim Vedad! için verir. Fakat içinde senden bam- başka bir sen vardır. O eski ateş. li, cüretkâr, maceraperest Vedad, bâlâ ruhunun bir köşesinde yaşa- maktadır. Gönülle kaçmağa ka- rar verdiniz. Çünkü birbirinizi seviyordunuz, Sevginin ne demek olduğunu Gönül benim kader bilmez, fakat ben insana ne çıl- gınlıklar yaptıracağını çok iyi idrak ederim. Nitekim bunun en korkunç örneğini biraz sonra öğ- renmiş bulunacakam! Sana ve kızıma kızmadım Vedad! Senin ıztırabını dindirmen lâzımdı, bu kâbustan kurtulmak istiyordun, haklıydın, Gönül de, hislerinin alev almağa başladığı bir çağda sana tesadüf etti. Seni daima mu- hitinde görüyordu. Senin yerinde başkası da olsaydı, onüda se. onin şöhretin, bü- ın vardı. Büsbütün başı döndü, kı da mazurdür. Aranızdaki yaş farkını, sonunda süre- rek, seni bu sevdadan vazgeçir- meğe çalıştım. Bana inan Vedad, kızımı kıskandığım, beni birakip kırdıya nasıl başlıyacağımızı, Y: hud hangimizin daha evvel baş- laması lâzım geldiğini düşünü. yoruz. Garson, önümüze, çatlak tabakhı bardaklarla, iki çay bi- rakıp çekildiği vakit, Semahat onu sevdiğin, ebedi sandiğim aşkın yarıda kaldığı ıçin sukutu hayalin acısile değil! Sırf bir cinayete, dünyada eşine pek ender tesadiif edilebilecek, korkunç bir günaha Dein bir nefes aldıktan sonra devam etti: — Vedad, ben de çok ahlâk. 417, tel'ine lâyık bir kadınım. Am. ma, düşün ki, ben de sana âşık- tem, birbirimizi delice seviyo: duk. Ölünceye kadar birbirimizin kolları arasından oayrılmamağa karar vermişken, kader beni baş- ka bir erkeğin kucağım atıyordu. Evlendiğim geeyi, bahçede, taf- lanlar arasında nasıl hıçkırıkla dan boğularak birbirimizi ku. cakladığımızı hatırlıyor musun? Ovooh, Vedad!.. O gece çekti ıztırabı tahmin edemezsin. Sev. mediğim bir adamın karısı olu- yordum. Sen perişan bir halde idin. Gelinlik elbiselerimle zifaf odasına değil, ölüme gitmeği çok düşündüm. Kendimi kuyuya at- mağa, yahud, jiletle bileklerimin damarlarını okesmeğe kaç de- fa niyet ettim. Fakat vapama. dım. Yapamazdım. Çünkü, bu izdin ailemi kurtarmak mak- sadile muvafakat etmiştim. Durdu, hıçkırıklar konuşm. na mâni oluyordu, başını aksi is- tikamette çeviriyor, yüzüme bak- mıyor, yahud bakamıyor, kesik kesik konuşuyordu? — Utanıyorum Vedad, bu sr. rı sana nasıl söyliyebileceğimi battâjl Rüstem altınları gör Diye emir vermiş.. Kâhya Kes tele gitmiş, Rüstem tarlada çift sürerken bulmuş. Paşanın emir. lerini söylemiş. Rüstem: | 7 Ben, şimdi idmansızım. Çift üzerindeyim. Güreşemem, Çift - ten sonra güreşiriz diyerek baş - tan savmış... Fakat paşa, ısrar etmiş. Ve, Rüsleme yüz napolyon para götürmüşler. Rüstem, yüz napolyon -altınını görünce şaşır meş, Çifti çubuğu bıraktığı İkisbeti omuzlayup yola düz müş. Rüstem, yorgun ve idmaı sız bir halde Bursaya gelmi Rüstem, beni beni huzuruna çağırdı. Ve, sun » ları söyledi — İbrahim! Seni güreştirmek istiyorum... — Başüstüne paşam! Diye cevab verdim. O: — Burada Koca Rüstem adın. da birisi var onunla. — Peki paşim... Diye cevab verdim... ü sonra Rüstemle © güreşecektik... Rüstem Bursaya gelip yüreşmek için çok naz etmiş... Fakat bolca altınları görünce dayanamamış- tı, Rüstem, idman üzerinde ol - madığından hak'katen güreşecek vaziyette değildi. Bir pehlivan idmansız güreş yapamaz... Yap- sa da çabuk kesil Ve, bızı Rüstem, çift üzerinde olduğu için idmansız ve besisiz idi. Bu sebeble güreşmemek istemişti. at para bu... Kırmızı liraları örünce çifti çubuğu bırakarak yola düzülmüş.. Ben, neden s-nra etraftan ha- İber aldım: o Paşanın beni mah- sustan Bursaya getirdiğine vâkıf ajdum. Bilhassa Rüstemle güreş- tirmek için geldiğimizi de ayrıca anladım. Ben, o güne kadar Rür- temin yüzünü görmemiştim. Yal- mz uzaktan uzağa ismini işitir. dim. Bursalı Rüstem derlerdi. Koca Rüstem, Fakat Rüstem, as- lan Yenişehirli idi. Vilâyeti Bur. sa olduğundan Bursalı Rüstem kalmıştı adı. O, bir aralık Kes- telde de oturdu. Rüstemin çok usta olduğunu duymuştum. Fev- lerdi. Rüslemin, Kora Yusuflar- la, Adalı Halillerle de güreşleri vardı, « Her ne hal ise ben de güreşe hazırdım. Tam idman Üzerinde ve beside idim. Fakat Rüstemin idmansız ve besisiz olduğunu bil günlerdenberi d'işünüyorum. Çok iğrenç, çok korkunç!.. Gözlerim dehşetten dışarı uğ- -İramıştı. Bu sır ve olabilirdi? Ak- Uumdan en feci ihtimalleri bir peşine geçiriyor, fakat hiç biri- ne hükmedemiyordum. Ellerini yakaladım: — Bu müthiş sır nedir, şimdi tıkanacağım Semahat, çabuk söy- Yalvaran gözlerle yüzüme ba- kıyordu: — Oh Vedad, bırak, biraz sü. künet bulayım. Beni il bir kadın kolay kolay nu.. Artık benim gibi bir kadın demeğe de hakkım var mı? Be- nim de âdi bir sokak kadınından İne farkım kaldı ki.. Yıllardır, beni boğan, hatırla- dıkça ürperten bu sırrı söyleme” ğe mecburum arlık Vedad! Bunu ben mezara kadar götürebilece- imi sanıyordum. Fakat. Ellerile yüzünü kapatmıştı: — Vedad, sen Gönülle evlene. mezsin, çünkü. Hıçkırıklar konuşmasına mâ- ni oluyordu, benim de tahammü- lüm kalmamıştı. Şiddetle kolun- dan yakaladım. — Çabuk söyle, şimdi çıldıra- cağım Semahat! Çünkü ne Gözlerinin pınarlarından - İksran damlalar birbir peşine ya- İnaklarından yuvarlanıyordu. Ne azab çekiyordu zavallı! Lâkin ben de ondan aşağı bir halde miydim? Mersbtan boğulacak. tım. İnsafsızca omuzlarından tuta rak tartakladım: — Bırak şimdi bu gözyaşları- ni. Müthiş sırrı öğrenelim. Son ra ağlamağa hakkın olup olma. dığını düşünürüz. — Beni çok kırıyorsun Vedad! Rüstem Bursaya gelince paşa, kaçmış olur, Pehlivan dediğin be-) siye yatmalı ve idman almalıdır.) kalâde mahir bir pehlivan der -| Birincikâ hımet: ünce dayanamamıştı ordum. Ne bileyim ben? A. damcağızı tarladan alıp getir mişler. Güreş günü paşa beni çağırdı ve: — İbrahim!. Bugün güreşiniz olduğunu biliyorsun değil mi? — Evet paşaml... — Hazır mısın? Keyfin yerin de mi7 — Hamdolsun paşam. Saye » 1 «Son Posta» nin spor tefrikasi: 149 yikaraA iİnizde iyiyim... — Bak bana! Sen, Rüstemi ta nıyor musun? — Hayır paşam!... Hiç gör *İmedim. — İsmini de işitmedin mi? İs'ttim paşam! — Nasıl bir pehlivan olarak | l hlivan İmiş... |, — Kimlerle güreşi olduğunu biliyor musun ? — Koca Yusufla, Adalı Halil ile... Çolak Molla ile güreşleri varmış. — Evet var, Ona göre dikkat al... — Paşam! Güreştir bu... İs. terse dev olsun tutuşacağız. Mey dandan kaçacak değiliz ya?.. Diye cevab verdim. Biliyor - dum ki, paşa benim yenilmemi istiyordu. Çünkü bir yenilik lâ - zımdı paşaya... Fakat ben, ken- dime güveniyordum. Koca Yusuf meydandan çıkaramamıştı beni. O mu çıkaracaktı?. Ne ise güreş kuruldu. Ben lanıp ortaya çıktım, Fakat tem ortada yoktu Birkaç dakika bekledim. Sabırsızlık bu... Paşa. nın kâhyası yağ ibriklerinin yas nında, duruyordu. Ona sordum: — Nerede Rüstem). Kâhya cevab verdi: — Namaz kılıyor şu ağacın ardında... Deyince sin'rlendim. Ağzım dan şu lâflar kaçtı. — Şimdi namazın be?.. Evet Rüstem, bir kalın ağacın ardına gizlenmiş.. Ayağında kis- beti, sırtında gömleği kibleye dönmüş namaz kılıyormuş. Kara Ahmed, bunun Üzerine sordu: — Usta, ne namazı bu?., — Ha, oğlum! Pehlivanlar güreşe çıkmadan iki rekât na - maz kılarlar işte bu, o .. Fakat bugün buma riayet eden pehlivan azaldı. Eski pehlivanlar muhak- kak namaz kılarlar ve, öyle mey- dana çikarlardı. (Arkası var) sırası mi — Sen de beni çıldırtıyorsun Semahat! — Peki., Metin ol Vedad! Bu sırrı öğrendiğin an mahvolacak- sın! Fakat bu ızarabı paylaşma» ğa mecburi Sen Gönülle evle nemezsin! Çünkü.. Çünkü.. Oooh söyliyemiyeceğini, korkunç, | iğ- renç.. Çünkü Vedad, Gönül senin kıymdır. | Dehşetle yerimden fırladığımı hatırlıyorum. Avazım çıktığı ka- idar bağırdım: — Ne diyorsun! Bu doğru mu? — Bu kadar büyük bir yalan nasıl söyliyebilirim? i Taş kesilmiştim. Boğazım ku. rumuş, dilim tutulmuştu. Yarabbi, bu mümkün müydü? Gönül benim kızımı, ben onun ba: bası.. Bu nasıl olur? — Sakin ol Vedad! Dişlerimi gıcırdettim: — Yalan söylüyorsun o Sema» hat!.. Yalan. Bu mutlaka yalan.. at sen, nası) olur da bu dere- ce iğrenç bir yalan söyliyebilir- sin! Kulaklarıma inanamıyorum. Kendi izzeti nefsini, -aşkını kur- tarmak için, sen Bu kadar küçü. lesin! Oooh Semahat, sen de nef- rete şayan bir insanmışsın! Ellerimi tutmuştu: — Yalan değil, bana hakaret etme Vedad! Aşkımızın, çocuğu- muzun başı için, Benim bu dere- İse âdileşeceğisa! nasıl tahmin e Evlendiğimin üçüncü gününü ha“ .. Size gelmiştim. Oooh, hem en mes'ud, he en felâketli da. kika,. Köşkte yalnızdık. Sen, be- ni birdenbire kollarının arasına alıvermiştin. Evvelâ ( çırpmmak, mukavemet etmek istemiştim. (Arkası var)