SON POSTA tirmeli de fransızcayı ondan son- ra düşünmeli... O, gene öğüngenliğine kapı - larak Oo kendisinden © bahsetti — Musikiye çok'merak ediyo - rum. Keman çok zor, ud hoşuma gitmez; daha ziyads kanundau hazzediyorum. İzmirde ders ve. rebilecek pek az adam var. İlk İönce Salomon takımından kanun ustası Yasefi düşündük, fakat herif nota bilmezmiş. Nihayet e- nİştemin arkadaşlarından kanu. ni diye şöhret kazanrış olan Ce-| Savfa 01 Mili piyangonun dünkü — fevkalâle çekilişi 50,000 lira Ankaraya, 20,000 lira İstanbula, 10,000 lira Bursaya düştü İZMİR SHİKAYESİ UZAR HATIRALAR A Ler.) UŞAKLIĞIL —— rif ağa kapıya vurdu, içeriden şşeyden evvel sordu: — Musikiye Ara kapıyı geçtikten sonra Za-ş ses çıkmadı. Saz tıngırtısı kapi-| merakın var mı? rif ağa selâmlık dairesine gir.nm vurulduğunun . işitilmesine| (Ondan geri kalmak İstemiye. meden evvel avluda durdu velmâni olmuştu, Zarif ağa biraz|rek: — Pek ziyade! dedim. yavş bir sesle, Kevser Hanımın|daha kuvvetle vurdu. İçeriden:| — Bir âlet çalmağa başladın torunu hakkında verdiği malü «! — Giriniz!, Emri gelince kapıyı| mı? Kanun, keman, ud., matı ikmal edecek sözler söyle * açtı, beni öne sürerek: — Kü -| — Hayır, dedim; yalnız kem di: — Bizim küçük bey, diye çük beyl,, dedi; size misafirimizi başladı, pek iyi bir çocuktur am-) getirdim. Birazdan kahvaltınızı ma biraz tuhaf halleri vardır. || getirecekler... Ve beni bır. Bu aralık önümüzden kaçan| © Affan bir erkân minderinin di kendime öğrenilmiş şarkılarİmal Bey bana hem nota göster- öylerim. Düdük gibi bir sesim!mek, hem kanun öğretmek vazi- © kadar... Fakat ben musiki! fesini üzerine aldı. Fahri olara öğrenmeğe kalkışırsam £ piyano) Cemal Bey, bilmem nerede, bi “İpılmış ve çeki bir kediyi, bir fikir müşareketi. le, ona gösterdim: — Bir ke. dedim, Şimdi bunu görse, diye ek- hemen tüfeğini kapar, bu. raya fırlar ve zavallı hayvanı öldürür, Onun kedilere bir kini var. Küçük damad beyin tavuk" ları, güvercinleri için... Halbuki onlara kedilerden ziyade kendi- sinin ziyanı dokunur. Kaç kere kuluçkaları berbad etti, daha vakti gelmeden «yirmi bir gün oldu, hâlâ yumurtalar çatlama- dı, civcivler çıkmadı...» diye ku- İuçkanın altından yumurtaları birer birer çeker, kulağında sal- lar, cılk olmuş zannile kırar, ya- hud bir çivinin ucile kabuğu de- ruları çıkarır. Kaç kere bunları gördüm ve âdeta merhemetten ağladım. Güvercinlerde de öy - le... Yeni çeşidler alacağım diye leri irinden ayırır, enişte. sinden gizlice erkekleri dişileri karma ık hapseder, ve bun lardan hiç bir şeylere benzemi « yen yavrular alır. Bu tafsilân verdikten sonra Zarif ağa selâmlık dairesinin ka. pısımı açarken çifte ismile zihi mi lırmalıyan Affan Sabit Bey hakkında bütün fikrini icmal e- den bir ilâve yaptı: -—— Pek tu - haf, pek garib bir gençtir, ves. .e . dedi, Kevser o Hanımın kullandığı tabirleri tekrar etti. Belliydi ki bu tabirler bütün ev halkınm ona dair olan veyini top lamış oluyordu. Bütün bu peşin malümat ben- de bu yeni arkadaşı yakından gö rüp tanımak arzularını körükle. miş oluyordu. Onun odasının ka- A alin İn ae | İer, yumurtaların içinden yav »| zerine bağdaş kurmuş, lerin- de kanumile, karşısında bir kü - çük sehpa üzerinde bir nota ile, kımıldanmıyarak başımı çevirdi, bana baktı: — Halid Bey, sen misin? dedi;'sonra kanunu min- derin üzerine iterek ayağa kalk. geldi, ilâve etti: mirde. hiç fırsat düşmemişti. Bun İ sevişiriz. Seni buna çok methet - tiler. Ben de onu taklid ederek müf- red sigasile mukabele ettin ve yalan söyliyerek: — Seni de ba- İna... dedim. Bu ilk dostluk kelimelerinden sonra onun yazı masasının yanı- na oturduk, O, masanın döner dan sonra artık sık sik buluşur, ” istiyorum. Babam dönünce, yeni mize yerleştik- ten sonra bana bir piyano ala - cak, Bu da yalandı. Babamın böy. le bir vâdi yoktu. Ondan sonra | kitab dolabile yazı masasını göz“ lerimle tavaf ettim: Bir kitab İ dolabile zı masası da alı - nacak; diye bir yalan daha ilâve stmek üzere iken yutkundum. Bu ikinci yalan birincisinden daha £ olacaktı, zira muhakkak bana da bir dolabla bir masaa- knacak o piyanoyu tercih ederdim amma pek uzun iş. Yapılacak pek çok şeylerim var. Sana bunları o bir bir anlatırım. İşitmişsindir ya, ben iki sene evvel rüşdiyeyi bi - tirdim. Şimdi hususi dersler alı İstanbuldan! — Pek iyi! dedi; ben de| yükçe bir memur. Onun için üc- İret kabul etmiyecek amma biz altında kalmıyacağız, ona müna. sib hediyeler verilecek. Şimdiden annem onun yakında gelin edile- cek kızıma sandığından muvafık şeyler ayırmağı düşünüyor. Nota ne iyi bir sey! Eğer Yaseften ders alsaydım bütün peşrevleri, semaileri ezber öğrenmek lâzım gelecekti. Şimdi notayı karşıma koyunca derhal kanuna tatbik ediyorum. Yalnız diğse-lerle be- mol'lar için kanunun mandealla. İrım oynatmak zorluğu var. Sen bunların ne olduklarını bilir mi- sin? Sustum: —Hayir! diyeme . dim, fakat benim onlardan bir şeyler o anlamadığımı keşfeden| Milli Piyangonun 29.İlkteşrin. 1942 fevkalâde çekilişi dün An- kara Sergievinde saat 17 de ya- ilişi kalabalık bir Bu çekilişte ikramiye kazânan numaraları aşağıya yazıyoruz: 60.000 lira kazanan 137443 20.000 lira kazanan 251445 10.009 lira kazanan 089950 $.000 lira kazananlar 020608, 101554, 109967, 362082. İ 2.000 lira kazananlar 017397, 042695, 049950, 074452, (975108, 134703, 136198, 229344, 263937, 293852. 1.000 lira kazananlar 025960, 052748, 071405, 071650, 1088568, 094085, 114087, 129442, (137699, 179943, 187155, 188092, 199003, 202241, 202581, 208454, Affan uzun uzun izaha kalkış-! 209096, 209533, 230705, 233245, tı. Gene bir şeyler snlamadım,| 234159, 243472, 252368, 263957, koltuğuna, ben de üzeri meşin yorum. Tü ar i kaplı küçük bir sandalyeye, kar ei EY ye ire u karşıya geçtik. Ben bir yardan çok hevesim var. Hocalarım çok ona, bir yandan odaya bakıyor. muktedir adamlar! Gün aşırı on. dum. Yan tarafta iki pencere a-|larln üç dört saat çalışıyorum. rasında yarı yarıya dolu bir ki. Birden atladı: — Sen mekteb tab dolabi. Her şeyden evvel bü-lişini ne yapacaksın? diye sordu. na imrendim, sonra büyük bir! Ben ondan pek geri kalmak is- yazı masası, üzerinde sekiz on temiyerek cevab verdim: — İs- kitab, birkaç defter, bir böyük) tanbulda evimize en yakm olan İ mürekkeb bokkası, kalemler.) Fatih askeri rüşdiyesine devâm | kurşun kalemleri, bir kâğrd kese-| ediyordum. Üçüncü smıfa geç - cek, bir çakı, bir sizara tablası.) miştim, İzmire gelince o yarım kibrit kutusu. .. kaldı. Kendi kendime: — Tütün içi-| Hemen buna çere buldu: —Bu yor galiba, dedikten sonra bulrada İzmir rüşdiyesine devam ©- İmasa ile üzerindeki şeylere de| dersin. Başka çare yok. Orada yokuş| her dersten ziyade arabcaya e - Belki sen 'a. amma zarar | ayrıca imrendim. Bizim başında yeni geçilecek evimizde| hemmiyet ver de benim böyle bir kitab dola -İrabcada zayıfsın. bımla bir yazı masam olacak mı7| yok. Daha küçüksün, bir yandan diye ündüm; sonra gözlerim|da fransızcayı düşünmeli. erkân minderinin üzerine bıra -| — Şimdiye kadar fransızca kılmıs olan kanımda bir saniye dersi almadım amma, kulak dol MAR a ği fakat hep susarak dinledim. Şimdi, dedi: sen gelirken ni havend peşrevini öğreniyordum. Sonra yeni bir şarkı var, hici dan... Onun notasını Belki o şarkıyı sen de bilirs «Müjgânlarının yâresi işler ci- #erimde.» Diye başlıyan bir şarkı... Ben bu şarkıyı bilmez değil dim amma belki: — Oku da din. liyeyim, der korkusile cevab ver- medim. O söylerken ben de onu tetkik ediyordum. İtiraf edeyim ki bu ilk mülâ kat bende onun için bir sevgi u yandırmaktan uzak kaldı. Onu üngen ve karşısındakini kü - çilltmeğe çalışan bir mağrur genç olarak tanımış oluyordum. Ben- den beş altı yaş büyük olmak 0- ba bir ağabeylik taslamak hakkı- nı veremezdi elbette. Onu bü ” sğrendi 277200, 278189, 280222, 292239, 299064, 299435, 299674, 324396, 328766, 332178, 344093, 357186, 362292, 362578, 367034, 393830. 500 lira kazananlar Son dört rakamı (3695*, am ——— sonra burada geçirilecek oOolan günlerin uzamaması için yüre - ğimde bir temenni vardı. Belki İcesaret edip anneme bundan ba- his bile edecektim. Dedemin ko. İepel ötedenbesi alışık idim. O İmuhit bence pek sevilen bir'ze - İsmin idi, sonra bir an evvel Yo. kuşbaşı evine yerleşmiz olmak için acele ediyordum. bugün Affan ile görüştükten son ra mekteb meselesi de bir an ev- vel bir karara bağlanmalıydı. sonra kitab dolabı, yazı masası, belki piyano... Hususile | - (7492) ile nihayet bulan 49 bilet, 100 lira kazananlar Son üç rakamı (279) ila niha. yet bulan 400 bilet. 50 lira kazananlar J Son üç ral & (306), (590) ile nihayet bulan 400 bilet. 10 lira kazananlar Son iki rakamı (04) ile niha- yet bulan 4.000 bilet, 2 lira kazananlar Son rakamı (5), (9) yet bulan 40.000 bilet il falırlar. 50.000 liralık büyük ikrami yeyi kazanan 137443 numaralı bilet Ankarada & 10.000 lira ikvamiye kazanan 089950 numaralı bilet Bursada satılmıştır. 5.000 lira ikramiye kazanan | biletlerden 2 tanesi İstanbul, bir tanesi Ankara, bir tanesi Kırşe- birde satılmıştır. 2.000 lira ikramiye kazanan biletlerden 3 ta Ankara, bir tanesi İstanbul, bir tanesi Malat. ir tanesi Milâs, bir tanesi ir tanesi Bolu, bir tane si Kırklareli ve bir tanesi de Sü rüçte satilmıştır. 1.000 lira ikramiye kazanar biletlerin 14 tanesi İstanbulda, 4 tanesi Ankarada, 3 tanesi İz mirde, 2 tanesi Eskişehirde, ve | diğer 17 tanesi de yurdumuzun. muhtelif şehir ve kasabalarında” amtalemistı Türk topraklarında, Türk sularında, Türk göklerin- (Arkası var) H. Z. Uşaklıgil de, Türk bayrağı