ur KA YY İŞ Şe, Kadın karanlık köşeye doğru mum tutup yürüyünce, orada a- lacalı bir cismin oçöreklendiğini| görerek sevinçle bağırdı: — Bundadır bunda... Sulta Bam, Şüca Çelebi merdivenden bir örümcek gibi aşağıya kaydı. Gizli oda hakikaten korkunç. tu. Yarı karanlıkta ihtiyar bacı nın gösterdiği bir cisme doğru üyerek durdu: — Uyumuş mu dersiz? Kadın ürkek ürkek baktı: — kieremi olsa idi uyanmaz şi ica Çelebi telâşla eğildi; i — Ya ölmüş mü? diye bağır dı. Kadm mumu az daha uzattı. Evet, köse adam köşede tesbih böceği gibi çöreklenmiş ve hare- ketsiz yatıyordu, Kadın geri ge- ri çekildi: — Ölmüş mü sultanım? Esirci homurdandı: — Şavkı yaklaştır bacı, Şimdi hareketsiz cesedin yan. dan görünen yüzü ve ensesi İyice aydınlanıyordu. Daye kadın dik. katli bakar bakmaz sevinçle ba- ğırdı: 5 ee Canhdır sultanım. Nefer »| . İkisi birden ses çıkarmadan ©- ğildiler. Evet, köse ihtiyar hafif | hafif soluyordu. Esirci, elini al. | mına götürerek düşünmeğe baş- ladı. Yoksa Urlu ibtiyarı deliğe indirirken kalbine bir hançer 80- kup yaralamış mıydı? İkisi bir . den eğilerek Patronanın babasını sırtüstü çevirir çevirmez bir ağız- dan bağırdılar: — Ağzı tıkalı, hem bayılmış! Yanlış değildi. Köse Gani E fendi hakikaten bayılmıştı. Ar kasına bağlanan kollarını ve ek lerini acele acele çözdüler. Ağ- zındaki tıkacı çıkardılar, Şüca Çelebi: — Su, bacı, su. diye bağırdı. Daye kadın yukarıda bıraktığı kücük destiyi almağa koştu. Beş on dakika sonru ihtiyar a. dam yavaş yavaş gerinerek ken- 9 vi. 4'i dine gelebilmişti ki, a a Kürt ci Şüca Çelebiyi görerek gülüm sedi. Şüca Çelebi -İuzattı: j — İç buba, açılursız. mazsın! (Daye kadına baka bacı, bu âdeme hemen destiyi| ver. SON POSTA — Sen dahi bundan kurtula . döndü) «namını Bacı yukarıda bıraktığı ekmek peyniri getirip Gani Efendinin Patronanın babası bir yudum İ önüne Mrs bakkirkel &sirci merdive. su aldı: Oh.. açılıyordu. üca Çelebi gülümsedi: — Bim çekmen çoğa varmaz bundan dahi halâs bulursız. Köse adamın yüzündeki çizgi- ler çekilip büzüştü; — O vakte kadar Patronadan !dahi kurtulacak mısız? Esirci bir kahkaha attı: — Eyü bildiniz, o'gnile dahi kalmaz ve o zamane dek mün. defi olur! — Ya, saraya gitmez ise? ş — Baka buba, seni öldürebilir | örtelim! mil işte canını bağışladık. ne doğru ilerledi: —Haydin bacı, çıkıp kapağı Merdiveni çıktılar. Şöca Çe - lebi yukarıda durup az düşün . dükten sonra kararını verdi: — Nerdübanı çek baci Daye kadın, aşağıdan getirdi. merdiveni çekip aldı. — İmdi kapağı kapıyalım. İkisi birden eğildiler. Koca ka pağı kapadılar. Çelebi keyifli ke yifli oda kapısma doğru yürüdü, hayvanıma binip vezir sarayın . daki meclise gitmek için al (Arkası var) İstanbul Elekirik, Tramvay ve Tünel İşletmeleri Umum Müdürlüğünden: Aseğsğn emi ve mwvakkat teminatları yazıl masblelif malzeme O eksilimeye imdi Muvakkat Tekli verme N ertem günleri 1 — 200 mind demir saçtan kakde C 200 aded Sökme &smirden bilesik 7 8.11.1942 Pazarleri 3 — 500 Tenmiraki umumiye direği Ge yüzer adedi rölâni, sokl için kofre kapağı, mid benvirai, ünimişe direği, 5 3 — Tale için 1, 3 8, puntele şasi 20 ar add ve 1030 aded 58 m/m Hk 500 adedi 165 ma/m İk muhafaza kurta, 4 — 21 kalım mehlelif ons ve miktar. da hususi kensel, ara Mmbası ve isini ayakları, 1se0 10.11.1942 Salı | kat, birdenbire bu tango kesi İmiş, «Beni seven bir kadın ver! 7 11111942 Çağiiünba, 1500 * 12,11,942 Perşembe Bu İşlere ahi şar'nameler İdarenin Hevasım Müdürlüğünde parsız ela. Sl a olNE İstekli olanların fine ve tekliflerini yukarıda hiza. larımdla yaslı günlerde sasi 15 e kadar İdarenin Levazım Müdürlüğüne vermeleri, © (863) Devlet deniz yolları umum müdürlüğünden: Mütekekdlerle dul ve yetimlerin ekmek kârmeleri tersi edileceğinden alâka, darların 20 İlkieşrin ve 1 İkinellaşrin 92 cünleri Zat İşleri müdürlüğüne wi. Bacümi elemeleri, — (905) mi li kadı n Erkeği Deniz bir havuz kadar hare. ketsiz, sular kasnağa geçirilmiş bir bez kadar gergi saz ve şarkı sesleri yükseliyordu. Açıktan geçen bir sandalda akor deon çalımıyordu. Ça ga Mpa harcıâlem bir tangoydu. dı ya Vedad, olduğu yerde doğ. rulmuştu, Gönül, kırık bir sesle; — Bakın ne çalıyor? Dedi. O kadını hatırlatan, do-|lanlar hem çok sever, layısile kıskançlığını tahrik eden | kavga ederler. Birbirlerine darıl.| ”' eser... Vedad, dümeni kırraıştı: — Şunarın yanından geçelim, İmerak ettim. Diğer sandalda iki gölge gö- rünüyordu. Kürekleri birakınış- lar, sandal, sulara tâbi ağır ağır sürükleniyordu. Yaklaştıkları zamau, Vedad, ay ışığının yüzleri seçilen gölge. leri tanıdı. Parktaki genç kızla genç erkek.. Genç kız, arkada ©- turuyor. Delikanlı, kürek yerinde akordeon çalıyordu. Gönül, bütün kuvvetile kürek. lere asılarak, o sandala yaklaş-|den.. işitiyor musunuz, nefret e- atıl için aksi istikamette san- dahı hezlandırmıştı. Sandaldakiler, evvelâ üzerle- rine doğru gelen, sonra yolunu değiştiren o kayığa bakıyorlardı. | — Delikanlı, akordeonu O keserek seslendi: — Yanlışmı çalıyorum üs. mız? 3 İkisi de hararetle teşekkür et. ler. Gönül, muttasıl kürek çekiyor — Sizi nereden tanıyorlar? — Benim kim olduğumu yeni öğrenmiş olacaklar.. çünkü ko- nuştuğumuz zaman bilmivorlar- dı. . Yanla rından sandallar geçiyor,etraftan İbir sesle: * 147 — Nerede konuştunuz? — Parkta.. — Ne münasebetle. Vay.. sorguya o çekiyorsun “Bu âni feveran karşısında Ve demek.. cevab verelin © haldel'dad şaşırmıştı. Böyle, bu derece ük hanım!.. Onlara birbirle:|taşmağa sebeb yoktu. rini çok sevmelerini ve kırmama-! o Gönülün omuzları larını söyledim. Birdenbire kayığın kenarını Mae hıçkırmağa başlamış. sarsılıyor, mi : —Sevişiyorlar mıydı? Gl ğe k — Hayır, kavga ediyorlardı. | fena Sönen erin 9 ç gönül, kürekleri | barakarakı| “Diyordu. i bir tavurla sordu: — Ne diye müdahale ettiniz?) , e 2d doğrularak, kolundan — Dayanamadım. Bu yaşta o- Gi a mm ei > ; ep yaptım sana?.. Genç kız silkinerek, kolun» kurtarmıştı: — Bırakın beni.. Anlıyordu, hiç şüphe etmemek lâzımdı ki, bu romantik genç kız, artık tamamen hislerinin e lindedir ve bu buhran sevgisinin bir ifadesidir. O da, tıpkı annesi gibi isyan İediyor, annesi gibi ağlıyordu. Tekrar kollarından tutarak, kaldırdı, yanına çekti, Gönül, el- lerile yüzünü kapıyor, başını çe- viriyordu. — Ah, çocuk!. Ben fena bir adamım odemek.. halbvki senin benim me iyi bir adam olduğumu bildiğini sanıyordum. (Arkası var) mişlardı, barıştırdım. Gönül hem acı hem inüstehzi — Doğru, dedi.. âşıklar birbir. lerini çabuk anlarlar. Hele ayni derde malül olanlar.. Dargın bir tavurla başını çe- virmişti z — Ne o, bana kızdınmı?. | Genç kız isyanla döndü, Göz- leri parlıyor, burnundan soluyor. du: Evet çok kızıyorum size. anlıyor musınız, çok kızıyorum. hattâ nefret ediyorum artık siz- diyorum. Siz çok fena bir adem- sınız. Zalim, hoyrat bir adamsi- niz. Anlayışınız kıt, izanınız nok- san. kaba, haşin bir adamsınız! Üniversite Rektörlüğünden: Üniversitere yazılma 3 İkineiteşrin Sah günü akşamı sona erecektir, (m) Üniversite Rektörlüğünden Ortu okul ve Üselere yabancı di! öğrelmeni yetiştirmek üzere edebiyat fa. küllesi İngiliz, Alman ve Romen filolaj'leri çukelerine müsabaka ile talebe almacakitır, 1 — Pakülleye girebilmek şarfiarını haiz olmak, 1 — Yapdacık seçme İmlğhanmı karanmak, 3 — Nolerliklen musaddık mecburi hizmet taahhüdünde bulunmak, Kazananlara ayda 44 ru bürs verileesie'ir, Talrheden ve dışardan İstekli - lerin en son 1 neileşrinin 3 üncü Salı akşamına kadar Edebiyat OFökültesi dekan kâtibliğine kasvurmaları, o (939)