e e Lg m e e a Şİ Yİ © 3/2 Seyiz ; «Son Posta» nın tarihi tefrikası: 7 e Tam knyarını vereceği ez — Benim mürüvvetlü sulta- içeriye ketküda Mustafa (Bey) nım, bu gece olmaz İse yarin ah- girdi, telâşlı telâşl sama «kazgan» çıkacak ve fitne — Han bazretlei bayrağı açılacaktır! Dişe yüksek sesle haber ver.| Mehmed Paşa şaşkınlık ve fü- di. Sadrazam bir deli gibi koşup tur içinde ardındaki sedir üzeri- © solaya uğradı. Evet, yanlış ha-ne çöktü. Yalvarır gibi titreyen ber verilmemişti, Kırım Hanı ge-'bir sesle tekrarladı: © diyordu. Mehmed Paşa ilkin ve) — «Kazgan» çıkacak ve fitne © © şaladı, ardından soğukkanlılığı. bayrağı açılacak!.. © mi tekrar kazanarak yürüyüp) — Beli benim mürüvvetlü e- © Kaplan Giray Hanı karşıladı.| fendim, kazgan çıkacaktır! Hanın yüzünde şöze çarpan bir) — Zülali efendi cenabınıza a- uçukluk, açık gök rengi gözle-İnmi ihbar eyler idi? rinde ezilen bir ürkeklik vardı.) — Mücerred ihbar kasdile gel © Mehmed Paşa: «Bre erkânser|miş değil idi, «şirketimizi. dahi) | püzevenk, tevekkeli: (oElhainü)| isterler idi. © haifle dememişler diye içinden © geçirdi, dışından da Kaplan Gi-| çık sözleri karşısında Kırım rayın yüzüne gülüp (koltuğuna |tunın samimiyetinden bir an için girdi: Z olsun şüphe etmiş olduğuna uta- — Buyurun, buyurun o benim|nıyordu, Kaplan Girayın göster-! aim Alişan karındaşım, sandetlü| diği »vefa've merdlik» önünde! lim, teşrifte teehhür buyu-İçek küçüldüğünü anladı. İki eli- ile bizleri endişe narma düsür.|le Hanın başını kavrayıp alnın- müş idiniz! dan öptü: —1 — Ahde vefa ve sevketlü pa- Han gülümsüyordu. dişaha hizmet ve sadakatse, bu Hususi odaya doğru yürüme-| kadar olur! İki cihanda yüzünüz ğe başladılar, İstanbul limanına | sk olsun. eme geniş odaya girer girmez © Kırm Han: kapıyı çevirip osür- güsünü çekince Mehmed Paşa şaşırdı: — Neylersiz efendim? ; Han ürkek ürkek etrafına ba- © İindıktan sonra boğuk bir sesle cevab verdi: va — Dahi bugünü geçirir iseniz © Siş işten geçer ve son pişmanlık para etmez sultanım. Sadrazam Kaplan Girayın a-| SON POSTA «Son Posta» nın edebi romanı: NA. — Benim biraderi sadakatşiar rum efendim, «Bu zece olma yarın ahşama» buyurur U idiniz. Ya, yeniden fitneye «ağaz» ve kazgan kaldırmak için sebeb ne- dir? Ya, meramları nedir? Yoğ) * ise dünkü gizlü tertibatı haber mi almışlardır? İ — Elem çekmen sultanım, giz- ilü tertibatı bilmezler ve andan İzerre malümatları yoktur. Zülâli İefendi cenabı şerifinizi İsteme düklerini söyler idi! Mehmed Paşa sapsarı kesildi, İboynunu ileri uzatıp gözlerini fincanlaştırdı: İ — Bizi mi? — Beli, cenabınızı İstemezler, — Ya, yerimize tasarladıkları! var mıdır? Kaplan Giray bıyık altından gülümsedi: — Vardır sultanım, «Benli Mustafa» Paşa karındasınız. — Lâkin «Benli. o Âsitanede bulunmaz. — Gelinceye değin yerine kay makam nasbeyliyeceklerdir. Zü-8* lâl Hasan efendi Hafız Ahmed Paşayı düşündüklerini söyler idi. (Arkas var) İnhisarlar İstanbul baş müdürlüğünden: TAMMZI tarihinden İlibaren kahve ve çar yeni fiyafkırla piyasaya çikarila, caktır. Bu Carihte satıcı elinde satiime' darlarım bir beyanname ile &.10942 sx) şalın ânhinarlar idaresine bildirmeleri ilin olunur. kalmış krihve ve çay varsa mik, 9.10.9427 akşımına Kadır en (461) Sadrazam kaşlarını çatlı: i — Anlıyamaduk? Zülâli Ha © © san efendi ile müsahebeti şerifi © mizden mi bahseylemek istersiz? İnhisarlar İstanbul N > amir e kuruş oluğu sayın halka Min olunur. uğradı: i — Benim devletlü efendim bu © kulunuzdan tereddüdünüz var ise kerem buyurup bize dahi söy- len. Biz ise mübarek haşmız As. Tıbbiye zerinde dolaşan muhalarayı ar- za yok leme idük. Başmüdürlüğünden: 7.10.042 çünü sbahından beren perikende kavrulmuş öğüdülmüş kahve. nin kilosm 638 ve çekirdsk çiy hükvenin kilasn 560 ve çayın kilom da 1300 | (465) Okulundan : Okulumuz girmeğe istek ve nümztd kâysl olan tabib, kina mühemiisi G.) ve comcı okunlarm imtihanları 20/Birimelleşrin/942 tarihinde Fen Fokülte, site yaplacaklır. Okulumuza memzed kaydolan okurlarım İmlihini girebii | Gelmeni istiyorum, Hem sen sar-İbir salona sokmuştu. içim okulumuz kalemine mürcaafin veiia almaları rica olumur, öm 1452) Kendini © çok diyordu. o Gündürkinin ne, gözüne her şey renkli, par. lak ve güzel gözüküyor. İçinde sebebsiz bir sevinç ve huzur, a- ğir ağır Taksime doğru Bu gece, etrafında gördüğü in- sanlar bir şey ifada ediyorlardı. Her zaman pek canını sıkan ka- labalık hoşuna gidiyordu. Hare. ket, kendisini. Menun, neş'eli, kal dırımdaki insan akışına (Okapıl- İmiş, kendi âleminde dalgın, yü” irüyordu. Birdenbire kolunun ya- ikalandığını duydu. o Silkinerek İ baktı Karşısındaki Saadetti, — Bu ne dalgınlık Vedad! | Yel vi görmemezliğs mi Yi e idun! | Yakalandık!n diye iç geşir- İdi. Memnun gözükmeğe - çalışa- irak: z Bu kalabalıkta nasıl göre, im; nereden böyle! — Son matineye İde.. Sen nereye? İ © Bir arkadasa davetliyim! İstihza ile gözlerini kırpışlır- dı. Sonra dikkatli dikkatli gözle- rinin içine baktı: — İnanayım m? — Niçin inanmayacaksın! — Bana doğruyu söylemiyor sun sanıyorum. Anne ile kığim ziyarete gidiyorsun! — det! — Doğru değil mi? — Böyle bir niyetim olsa sen. den neye saklıyayım? — Onlara kızdığım biliyor- Manasiz bir kızgmlık.. — Münakaşa etmiyelim. Bize İgidiyor muyuz? — Bu akşam mazur gör. Genç kadın sert ve inadet: — Hayır, geleceksin! — Gelemem! — Beni iyi o hisse-! Eteği kadın | TRVSRET SAFA COŞKUN “e — Evet, yemekte birkaç ka. aksi.|deh içtim, — Evde devam ederiz. — Bu gece olmaz. Genç kadın haşin bir hareket- le koluna girmişti. — Herkesin içinde rezil olma- mızı istemiyorsan yürü. O derece şirretleşmişti ki, Ve- dad istikrahla yüzünü buruştur- ü rahatız etmiyordu) du. — Beni kızdırma Saadet! Hay di dön evine, vakit bulursam av- dette uğrarım! Sert ve kat'i konuşmuştu. Snadet, «ben sana gösderi- rim!» diyen tehdidkâr bir yüzle: — Ya, öyle mi, dedi. Pekâlâ. Ve. sAllaha, ısmarladık! bi e demeden, yürüdü, kalabalığa be pi Vedad, rahat bir nefes almıştı. Bu kadının ne manasız kaprisle- ri, kıskançlıkları vardı. Artık bu derece üzerine düşmesi canını sinemaya | sıkıyordu. Biraz evvelki neş'esi gelmiştim. Bir film methettiler| kaybolmuştu. Nereden çıkmıştı bu kadın karşısına,. İclâlin kapısını çaldığı zaman sinirliydi, öfkesi devam ediyor! du. İçeride koşuşmalar oluyordu. Kapıyı temiz giyinmiş genç bir hizmetçi açmıştı. Vedad içeri gi-| rerken, İclâl de salon kapısın-! dan gözükmüştü. Arkasından, ir m kafileleri ve vücud. İ İki elini binli Vedada uzat; miştır — Tam vakitte geldin iii Gelmiyeceksin diye, öyle üzülü. yordum ki.. Bütün dostlarıma el bana şeref vereceğini müjdele.) miştim. Hepsi dört gözle seni bekliyorlar. Baksana, salona ka- dar girmeni bile bekliyemediler. İclâl, tavanlardaki inuhteşem abajurlardan dökülen işık altın- ns bu zarif elbisesile bir kat da. ha güzel görünüyordu. Vedadın inirlendirme Vedad!| koluna girmiş, onu çok kalabalık Vedad, ka: hir yıkın son, yar”, dim, el hoşsun bu akşam. Ağzın rakı ko-İpı dibinde, duralladı. Salonda kuyor. Yaratır a kek misafir vardı. Bütün gözler kendisine çevrilmişti, En sevme- diği şey, merasim. Şimdi bu in. sanlarla ayrı ayrı tanı, saçak, hep» i mi sıkacak? lel imdadına yetişmiş — Dostlarım size, hepinizin çok tanıdığı büyük san'atkâr Vedadı takdim ediyorum. Lâkin, © kadar kalabalıksınız ki, sevgili misafirim, hepinizin ayrı ayrı e- tini sıkmak mecburiyetinde Oka- lırsa, parmakları yorulur ve biz bu gece kendisini dinlemek zev. kinden mahrum kalırız. İclâlin bu sözlerile külfetli ta- nışma seremonisi ortadan kalk- miş oluyordu. Başile umumi bir selâm verdi, İclâlin işaret ettiği tarafa doğru yürüdü. Hâlâ, bütün nazarların üstün- de dolaştığını hissediyordu. Bir bareket yapmış olmak için siga. ra yakmak istedi. Elinden düşür. dü. (Arkası bar) İlaika mensucat al tevzi Yerli Mallar Pazarları ayin 60. munda İkinci seri tevziata başlaya - caktır, Bu sefer halka kışlık pamuk. lu ve yünlü mensucat verilecektir. İ Bu hususta gereken hazırlıklar yapıl maktadır. Dram kasım EE Yazım: W. Shakespeare bul Belediyesi Şehir Tiyalroları Ba akşam sant 20.30 da Komedi kısmı YALANCI Yazan: C, Geldeni Çumarlesi ve Pazar günleri 15,39 ön maine Sağl Tek Tiyatrosu Beşiktaşa o bu gece «Erkekler kılından sonra azar Ee