| | | i 4/2 Sayfa İM emle Şuhutta Süratle inkişaf eden bu nahiye teşkilâtının kaza teşkildtına çevrilmesi ihtiyaç haline geldi Şuhut, (Hususi) — Burası o- tuz kilometrelik bir yol ile Afyo- Nahiye Müdürü Şuhud, hem Cemil Kılıcoğlu , küçük el san'atlarında, bem de ziraatçilikte ilerlemiş, hayvancı- bkia da meşhurlaşmağa başlamış tı. Nahiyenin merkez ve köyle- rinde eskiden 65 şi geçmiyou do-| kuma tezgâhı adedi şimdi üç yü z> “Ükselmiş bulenmaktadır. Nahiyönin 37 köyü vardır. Bu köyleri yekdiğerine bağlayan yol ların uzunluğu yüz kilometreyi buluyor. Şuhudun senelik bubu- bat istihsali takribi olarak 22 bin tona baliğ oluyor. Muhitte afyon ekimi'ne de ehemmiyet altfolun- makta, bunun bilhasıa yağından isifade ciheti o gözetilmektedir. Nahiyenin tam teşkilâtı oima- ması burada ve köylerde vatan- daşı zorluklarla karşı karşıya bulunduruyor. e Bilhassa resmi © işler için halkın daima afyona| © gilmeğe mecbur kalışı islerde ak! sakhklar husulüne sebeb olmak- tadır. Bu itibarla, ötedenberi bu- yanın bilhassa kaza haline ifrağı İçin müracaatlar yapılmaktadır. Şuhud belediyesinin bütçesi 23 bin liradır. Belediyenin, kasaba © işlerine itina ve ihtimam göster- diği ilk bakışta anlaşılıyor. Bele- diyenin tek noksanı doktordur. Nahiye, genç ve vukuflu tedir. Cemil Kılıçoğlu messi arkadaşlığı - yapan Parti dan kova ve leğen yapmıya başi ve Belediye mensubları arasında miştir, Şimdi bütün halk, mühim vücud bulan ahengi burada tak: bir|torunu — tenekeci Şikâyetler İhtiyaçlar Uuzanhöprü hattında kaybolan denk Uzunköprü icra memuru SON POSTA 14 18 Ryiği tarihli o biknecemizde taranan okuyucolarınızm isimleri A, şahda yazılıdır. Istanbulda bulunan ©, Kkuyucularımızın hediyelerini Pazartesi, Porşmbe günleri öğleden sonra bizzat lâzımdır, : Mustafa Nail Tavlı yazıyor: — 1/B/942 tarihinde Kü- tahyadan Uzunköprüye gön. derilmek üzere şirmendifer idaresine verdiğim 375 kilo ağırlığında ve altı parça eş- yacığımdan bir parçayı 72 kiloluk bir dengi alamadım. Bunun aratılması ve teslimi hakkında 18/8/9342 tarihin- de telle Münakalit Vekâle- tine müracaat ettiğim halde aradan birçok zaman geç- mesine rağmen maalesef müsbet veya imenfi bir ce, vab gelmedi. Bu denk için- de oşyalarımın en kiymetli. Sişli 42 üncü Moket maf 5 Malebesinden Sevgi Sürek, “ Bir Atatürk tablosu İslanbul koz Yeesi smst 3.0 den 1129 Mennan Erdem. Elişi hasteti Kekin ikinci ilkekml sınf 3 den 34 Diüğia Kamer. z Diş fırçası (Son Posta Hatıralı) bari Hasan Yıldırım ele Al Gü, , İstanbaş Fındık 12 inet İsmet İnö. okulu Z-A dan 373 Yıldız Göre, İstanbat Beyoğlu Pirümia Kadirler cad No, 25 de Leman Üzerden, Dis macunu Karabaş mahale Yol sokak 25 de Rahmi Küşükülre, Ankara 'narif Vehğleti mahasbı müdür men. vini Mehmed AM oğlu Muammer Gür- #on, İstanbul 5 ömei ilkokut sruf 4 den Pütün Avcı, İstanbul ali kes oria e, (indi eenef & dan 519 Sahavel, Büvük —whisa defteri Hayrabolu husesi muhaselöğe o Ah. med Ünceşer, İstanbel Falih İskender, pağz mülallemi Vatanmercer sokak No, 18 de İndi İnal, Amasva Emel metbaası İ mlörü kanı İffet Soğukpnar. | Akre İzmit Tesecik mahattesi İstarbut cad. desi Ne, 255 de Bülend Yıktırnım, Biça M. Kemal mahütlesi No, Bt de Huriye Şimşek. İstintei Halieoğin o Ciksalen İsa'ek No, 76 da Konma Yanardağ, Kakela saban (Son Post» Hatıra) Kastamana tse orta kısım sinif 2.A dan 1076 Safler Kart, Soma mahkeme BIE i Ör tek, iki kilim ve kiymeti 500 Hrayı balan sair ev oşya- sı vardı, şi * Konyada kapanmış fırınla- rın açılması isteniyor | Kanya okuyucularımızdan AN Rıza Yener yazıyor. — 1 Eylüldenber Kon yada ekmek karnesiz verili- vor, fakat izdiham cok Faz- ladır, halk saatlarca fırınlar önünde bekliyor. Karne ih- dası sırasında bakkal dük. kâmına kalbedilen fırınlarda da ekmek çıkarılmasını alâ- kadarlardan bakliyoruz. Biyada çinko kova ve leğen imalâlı İ Biga (Hususi) — Haci Habib! Ahmed usta müdür tarafından idare edilmekladında bir genç elime geçirdiği olak| ve Ona'lu lâmarinaları düzelterek bunlar «| basikktibi Kemal Örkök oğlu Rauf Öz la- (ik, İstanbul Büyükdere: sefarsi sokak üm | No. 39 da Metin Haşimeğim. Küçük muhtıra defteri bir aci karşılayan bu yeni ma. er ez Düzce talrleni kAlibi Server Yilmas roulâtı kapismaktadı:, İsmit Yemeniciler içinde kahveci İs,! ei Be Refik Torga, Silivri gasein | Eylül bilmecemizde kazananlar ye Küçük okuyucularımıza Gazetemize gönderilen bilmece i mektublarinin üzerine belieme, hal (Bilmece) kelimesinin ve bilmecenin çıktığı tarihin ya. zılması lâzimdir. Bu Kayıdlara sasasananannunauansasanasa san Hayet edilmeden gönderiler mektublar kur'aya sokulma - maktadır. il Nm şeş söle Siyami Yılmiz, Adapısan Çıractlar kusyon ara sokak No, 9 da Nejad Berk, sun, İstanbul Fatih Sarıgümi Motemed sokak No, 43 de Nitei Çalış, Alüminyom bardak (Son Posta Hatırslı) | Askam Gümrükler Vekâleti — tetik İ müdürlüğü memurlarından Roca Gücer) İzi Nesiha Gücer, Kirsehir Yenice ma. | halle No, 76 da Şemsrilin Yasıman, inal Fatih büyük Karâman çağdesi N. 40 &n Rabiye Tanoğlu. Ayna (Son Posta hatıralı) istanbel Cağaloğlu kız orta ekrü sınıf 2.0 den YE NW Demir, İstanbul Beyoğlu Kumbaracı yohuşu Ne, 126 da Nusret Tuğal, İstanbul Sirkesi islasyon büfe, sinde Tamaş, Kitob Ankara Öneeberi Danmlupmar yolu No: 49 üst katta Türkân Dismez, Borü. yük posta, ieleraf memuns Cemat oğlu İ Murratfer Atayata, Aydın avukat MİZE Ayin kızı Hatice Aydın, Bursa Seğbaşı Ünlü esdde, Hamam sokak No. 4 de Yal, ça Eğilmez, İstanbal Fatih Çifle nu, #maralar sokak No, 22 do Kaya, İstan! Yanığın ağzı burnu kalmamıştı Kara Ahmed, esasen gözü ka-Jidi, bir hamlede Ahmedi kisbel rarmış bir halde boğuyordu. Hem | arka kasnağından tutarak zapte- de göz açtırmayordu. Nihayet debilirdi. Lâkin takati kalma hasmını süre süre boyundurukla | mıştı. O da Ahmedin arkasından altına aldı ve bir hamlede bo-| ayağa kalktı. yunduruğu boşaltarak hasmının| (Kara Ahmed, ayağa kalkar ardıma sıçradı, kemaneyi bastı.|kalkmaz çırpınarak nara savur. muştu. Ağız burun kalmamıştı. Öyle olduğu halde daha hâlâ hasmının altından kalkmak için çabalanıyordu. Kara Ahmed has mını son bir defa daha ezmek i- çin kemaneden kapana atladı. Yanık, kapana girmemek için çabalandı. Fakat Kara Ahmedin kuvveti galib gelip hasmını bastı. Yanık Hüseyin, acı ve zehir gibi bir boyunduruktan sonra bu s6- fer de kapana girmişti, Kara Ahmed, kapanı vurur vurmaz gırtlak dolamasını sardı. Hasmını çevirmek üzere zorla- mağa başladı. İşte bu sefer Ya- nık Hüseyinin hali harabdı. O. nun bu, kurd kapanından kurtu- lacağına kimse veremez” di. Dostları bile şöyle konuşu” yordu: — Bu; sefer tamamdır. Yanık Hüseyini sevenler bağır ryordu: — Pes etl, — Ulan pes eti, İsmail ağa, Kara Ahmedin bu İ haline bayılıyordu. O da arada bir sesleniyordu: — Ha Ahmedi. Hergeleci, Ahmedin cesurane güreşini takdir ediyordu. Hasmı. nı zorlu kıra kıra yenecekti. Ahmed, hasmını epeyce ezdi. Fakat bir türlü çevirip yenemi- yordu. Bu kadar ezilmeğe rağ- men Yanık Hüseyin da pes etmi- Kabataş erkek Meesi talebesinden İbra. his Dales, Kartpostal Çorlu orta, oyu sınıf 3.A dun 274 Ah. med Taşedar, İzmir Rşretpaşş 641 ine “elek No, 20 de Hali, İslami! Seha. Gebaşı Cücepeşme sokak No, 6 du Mas. bm Aras, yordu. Kurdkapanı faslı epeyce sürdü. Beş altı dakikadan fazla süren bu ezginlikten sonra Ya- mk Hüseyin, sanını dişine taka. rak son bir hamle ile kapanı sök- tü, doğruldu. Hasmını üzerinden öne attı, Ahmed, Yanık Hüseyi- nin önüne düşer düşmez bir siç- rayışta kaçarak Yanık Hüseyinin bali olsa ayağa o kalktı.| yolu açıktı. olmuş | Yanık Hüseyin, allak bullak ol.İdu: — Hayda Hüseyin bel. — Hayda maşallah be!. Yanık Hüseyin, hasmını boş bırakmamak, kendisini ezgin ve zebun göstermemek için o da çır- pınarak narasını savurdu: — Hayda Ahmed bel, Ahmed deli divane olmuştu. Bu derece zora karşı hasmı pes etmemişti. Şimdi de karşısında çırpınarak nara savuruyordu. Ölmüş iken dirilmiş olan Yanık Hüseyin, tekrar güreşe koyuldu. Kara Ahmedin hamlelerine gö ğüs germeğe başladı. Yanıkın bu hali herkesi şaşırttı, Ona pes et diye bağıran taraftarları bile hayretlere düştü. Birbirlerine söyleniyorlardı: iz ze Ulan! Amma da R canlumş al, ş Fakat Yanık Hüseyin, bitikti, Bitik olduğunu belli etmiyordu. Yoksa bir adım atacak hali kak mamıştı. Kara Ahmed, ne de ol sa acemi bir güreşçi idi. Hasmr nin derecesini o kadar tayin ede- mezdi. Eğer usta bir güreşçi ok muş olsa idi, hasmını neresinden tutup yeneceğini bilirdi. Herge- leci İbrahim, bu incelikleri bildi ği için Ahmedin acemiliğini hoş görüyordu. OO, yalnız Ahmedin cüretkâr ve cesur oluşunu sev. mişti, Bir pehlivana da evvelâ bu, lâzımdı. Korkak bir pehli- van yarı bir güreşçi demekti. Fa- kat cesur ve cüretkâr bir pehli- van tam bir pehlivandı. Kara Ahmede güreşin incelikleri gös terilecek olursa tam bir pehlivan olurdu. Onun için başpehlivanlık (Arkas var) J