— a mmm mmm — Harbde yalan tekniği ... Yazan : Seyfi Kurtbek, A © memleketteki ahlâk MÂ prensipleri ve bütün din lerin yalanı reddetmes'ne rad“ men insanlar ferdi ve maşeri har) Mhaker ti. e arından biri- dir. İşte bu yüzdendir ki insan kütlelerini, bir zaman için, bazı hakikatlerden o babersiz bırak» Diğer yatlarında bunu çek kullanıyor. lar. Aksine bir fazilet olan doğ” ruluk bazan tesiri ferdlere veya bütün bir millete dokunacak fe- nalıkların doğmasına hizmet diyor. Şüphe ödilemez ki iyil güden bir yalan fenalığı hedef edinen bir doğruluktan çok ür tün bir £, i a vına göre değil, iyiki liği arayışlarına göre kıymetlen- dirmek lâzumdir. Milletinin iyiliği için harb ya” pan bir devlet te elbette bu har bi kazanmak isteğile, lüzumlu oldukça kendi milletine ve bütün dünyaya karşı zaman zaman ya” kere tir. Milletler ara- sındaki diplomatik münasebet lerde, tarihin gn eski devirlerin” denberi sayısız yalanlara ve ba- zan bunlar içinde | şaheserlere raslayoruz, Geçen harb bu seha-| da mühim bir ilerleyiş göstermi-| ti. Bu harbde milletler arası Ya- lancılık adeta teknik bir tokâ- müle mazhar olinuştur. Yayım vasıtalarının, hususile radyonun terakki ve inkişafı bunda birinci derecede bir rol © Harbde yalanı, iç ve üka bakımından müdafaa yalanı ve taarruz yalanı diy ayi rabiliriz. Müdafaa yalanı, harb- de yurd içinde ve cephelerde her sey her zaman yolunda gitmeye bilir, Milletin harbe devam kud- retinde hasıl olan aksaklıklar veya cephelerdgiri mağlübiyetler elbette milletin maneviyatını sar sacaktır. Ne içerideki yoksuilu- fun ne de cephedeki ğun zafer ümidlerini kırmaması Tazundır. Her türlü a Kilim vaj gayretin zayıflama- el li İn ümideizliğe düşük emip ği dış poli! İtir. Fena variyetlerde maneviya- İkatleri ifşa eder, şüphe ve iti- icab eder. Karanlik ve adi bir devirde halk verici İ ri mübalâğa ile meydana çıkar mağa, açığa vurmağa çalışacak» tm takviyesi için bütün terbiye vasıtaları seferber edilmekle be- raber biçbir zaman koruyucu bir| silâh olarak yalanın kullamılma-! zgeçilememiştir. düşman mil Istinin maneviyatını bozmak i- çin, devamlı surette yalan haber ler yaymak demektir. Harb teb. Diğlerimi bu bukundan letkik €- dersek taarrbz ve müdafaa ya- in tertiblerinde o munta- zam bir tekâmül seyrini görü” rüz. Tebliğler ne hiçbir zaman| yüzde yüz doğrn ne de tamamen; Yalandır. Her tebliğde yalan ve! hakikat başka başka nisbetler i-| çinde birbirine karıştırılmıştır. Yelan dozu her milletin kemi ptikolojisne ve düşman ruhi bal lerine göre değ'şir. Beceriksizce yapıla lânlar saklanan haki- madsızlık o meydana getirirler. Hemen bütün insanlar da fena ve sıkıntılı zamanlarda - yalan da olsa : iyi haberlere inanmak ihtiyacı vardır. Böyle zamanlar- da yalan, idare ve meharetle kul lanılırsa maneviyatının sevk ve idaresinde çok fayda verir. Mil İetlerin harb tebliğlerindeki doğ ruluk dereceleri baska başkadır. Bazıları çok wmübalâğalı, bazıla- rı ise nisbeten mut ayılırlar Bu harbde yalan tekniği bazı ye- nilikler gösterdi: A devleti bir İşöyle bir fıkra ilâvesine İmesine mukabil iki tayyare mü- di|nün batırıldığı bildirilmişti. Bun-| muharebede düşmandan 18 tay- yare düşürdüğünü ve kendisinin de 10 tayyare kaybettiğini: bildi- riyor. Kendisine aid rakam da ol- dukça büyüktür. Fakat diğer ci hetten bu rakam kendi willeti maneviyatına dokunacaktır. İşte! buna mâni olmak için de tebliğe Tüzum görülür: o Düşen tayyarelerimiz-| den beşinin pilotları kurtalmiaş-| tar. Daba bitmedi: Bir iki gün! sohraki bir tebliğde diğer Obeş| tayyarenin itebatından hiç almazsa yarısını kurtarmak lâzım dır: Geçen tebliğde düştüğü bil. dirilen tayyarelerimizden diğer üçünün mürettebatının da sağ ol- dukları tesbit edilmiştir. Netice: düşmandan 18 tayyare düşürül. rettebatile beraber kaybedilmiş. tir. Ayni manevra taarruzu ola rak ta kullanılıyor: Düşman hak kında verilen zayiat rakamları! leri müh hi görü : diye az gösterilip sonraki tebliğ- lerde arttırılmak suretile düşman i çok göstermek omüm- kündür, Meselâ: «Filân © tarihli tebliğde öç düşman kruvazürü- lardan başka daha iki zırhlının da hasara uğratddıkları ve bun.' lardan birinin battığı tesbit edil! miştir, Bazan da mukabil tarafı tek- sibe teşvik maksadile yalan ha- ber neşredilir. Tekzik şeklinden veya süküttan çok defa faydalı manalar çıkarmak mümkündür. da sondaj yalanı dive- Vukuu arzu edilen hâdi- sistemli bir tarzda vuku. buluyormuz gibi. göstermek te veni bir yalan usulüdür. Bunun »sikoloiik ehemmiyetini bu barb- de mühim birkaç vak'a isbat e der. (Deygmı 6 ıncı sayfada) pe Mesleğimizin büyükleri e İlk yazıları neşredileli elli —2— 6) avukatlar da daha çok taniyacaklar- 23 — Hüseyin Rahmi Gürpınar) dir. ey üstadımız “kendisi duymasın. ilki 30 — Salih Saim Unar muhar- yazisinı 25 Temmuz 1857 de neş- rirlikte hemen Ahmed İhsan üstadı- retmiştir. İmizla yaşıttır. 16 Tetamuz 1888 24 — Atstürke mektepte tarihi tarihli Mecmuai Maallim'de Salım hocalığı yapmiş ve Millet Meclisinde bulunmuş olan dar yokuşuna, dokunduğundan da Mehmed Tevfik Bilgenin ilk yazısı-| anlaşılır ki, Mili | Kütüphansmize nı 3 Birinciteşrin 1857 tarihli bir birçok eserler vermiş olan bu emek mecinuada okuyoruz. Bu mecmua|k kalem sahibinin ilk basılmış ya- geçen devrede) adli bir mektub Tophanede Detter-|di Barsnda çıkan Nilüferdir. 25 — (Vakkk) de her zün taze taze vecizelerini okuduğumuz Meh. med Cemil pek yahşi, eserleri mu-) 26 — Ahmed Ziya Şenozan, 7 Nisan 1887 de nümunei Terakki mecmuâsına yazi yazmiya başlayan ve Ahmed Resimlerle uzun bir ga- zetecilik hayatı geçiren zât. Şimdi “Bakırköyünde oturuyor. 27 — Şevket Gavsi Öz dönmez,! Şair Daniş Bey Merhumun ösir ve musikişinas oğlu, 14 Mart 1888 de ilk şlir mecmunsıni neşretmiş bulu: muyordu. 28 — Mehmed Enişi adlı bir de-| niz subayı, şimdi belki, Nisde, son. raları Avrupa hatıratı, ümide doğ- İru, pömpeinin son günleri, gibi, öserler neşretmiş olan bu zât vavey layi şebab adlı kitabını Mart 1888 29 — Nokta mecmuasinin 14 Mart 1888; sayisinda mektebi hu- kuktan mezun Yusuf Cemal imzalı yazi, bir çok gönül şiirleri yazan Yasuf Cemal Dilmen dirk i Cvmal Molla demiş olsam onu hâkimler ve (©) Bu yazının baştarıfı evveiki müz. İmuasının 17 Mart 1889 da larından biridir. 31 — AN Faik üstünidman Ga- latasarydaki jimasstik hocalığı ile memlekete Avrupa sporunu tanıtan alim Nacinin kendi Mecmuasında!bu zatin muharirliğini ve Avrupa tavsiye edilmiş olan zattir. 7 Mari) mecmualarına olan spor mubabidli-, 1887 de çıkan (Zerre) adlı kitabi| ğini ben de bir tesadüf eseri olarak; öğrendim. Herhalde 25 Temmuz 1559 da basilmiş olan «jimnastik yahud riyaziyatı bedeniye» adli ki. tabim bir çokları hatırlıyacaklardır. 32 — 13 Mart 1889 da neşrolu- nan takvimi babar ve onu takib e- den o vakit Mülkiyenin son sınıfında talebe olan Ahmed Macit tarafından çıkarılmıştır, Uzun müd. det Dahiliyenin büyük hizmetlerine bağlanan Ahmed Macit Gören ye- kin zamanlara kadar Hâkimiyeti Miliyede yazmakta idi. Di 33 — Veled İzbudak, Veled Çe- İebinin Bursada çıkan Nilüfer mec- basılı bir gazelinin önce İdaresinde bulun- duğu Konya gazetesinde bir başka yazısı çıkmış mi? Kolleksiyonu el- de edemediğimiz için bunu tesbit mümkün olmadı. hatunda intişar ölmiştir, muhavrirliğinde bulunduğu Mürüv- vet ve Tercümanı Hakikat gazete. erine daha Pariste talebe İken mu- habirlik yaptığını da bu defa öğren- yıl olan altmış bir zat Bunlar için gelecek ay içinde Üniöersite konferans . salonunda jübile yapılacak Yazan: Hakkı Tarık Us / dik. 10 Mayis 1889 da çikan Mü rüvvet gazetesinde aziz o doktorun ilk yazısını buluyoruz. 35 — 18 Birinci Kânun 1889 dr Sabahda çıkan bir mektub mili İk H. harfleri Milli Mücadele devrinde İstanbulluların adını pek çok duy- duğu ve hizmetini pek yakından bü diği »lamide aiddir (Soyadı Hasan Can) dır. 36 — 24 Birincikânun 1889 da Sabah gazetesine bir mektub gön- dererek sihhi halinden şikâyet eden Abdülgani | Seni Yurdman, gazt- ve mecmualarda imzası eksik ölmae- miş bir zattır. 37 — Askerlik edebiyatın tania- mış siması Osman Senayi Erdemgi. lin İlk yazısını 24 Birinci Kânun 11889 tarihli Nilüfer mecmuasında | buluyoruz. Bu Manastırdan gönde- rilmiş bir manzumedir. 38 — Halil Rüştü Akır, zavallı Avcı adlı bir hikâye kitabile Şu' a" 1890 da basin hayatma adini veren ve tâllm hayatında çok emek veren ii albaydır, k 39 — Mehmed Azmi Viziri bu- gün Arnavudlukta oturan, bir vatan daşimiz ki, Mülkiyeden çikar çik- maz ayni mekteb talebesine tarih | hocası tayin olunmuş ve Murad Be- yin Mizan gazetesile neşriyatı ya - ninda mekteb kütüphanemize tarik kitapları vermiştir. Bu tarih kitap- larından birinin 21 Şubat 1890 da, basıldığını tesbit ediyoruz. (Arkham ar)