benim Üzerine İ ster idir. adam az . şemibe sabahı gök yüzü alacal düşündükten) nirken camilerde okunan h ezanları tert bir poyraz önünde savruluyor, buluts don gök i yüzünden henüz sönmeyen . yıl ğina| dizler parıldaşıs | tek-| yordu. Vezir sarayının mam İbra-|udu sokağına açıla e-| pa-İmir kapısı yarı aral yi ar söyleşirken|dinda İbrahim ağ Köse anlara yol virüp dü keskin keskin . Patron ya girdiği zaman dayı Muslu ile mukları» Üzerine buldu, kethüdalar çıktığım bilmedik Palrona: İdan üç softa gelip yanaşınca de dan sadrazama götürmek için|li Hasan ağa aralıktan alçak ses cevab bekliyorlardı. Halil hasırile sordu: üzerine bağdaştıktan sonra yü-| o— Siz misiz? zünü veziriazam kethüdası Mus — Beli ağa. tafa Beye doğru yarı döndürdü: — Mehmed Paşa cevab mı is ter? le Deli Ha- ri — Acele dühul eylen. Softalar sıyrılıp geniş avluya girdiler. Hasan ağanın elleri tit. — Beli, şimdi beklerler. reyip dişleri çarpıyordu. Gelen- — Eyü, gelecekler dersiz! | İlere dikkatle baktıktan sonra gü İki kethüda kanadlarmış gibi| lümsedi: ortalardan ayrıknca, köse Ab) oy, dülgani efendi odaya girdi, Pat v kaldılar? roma ve iki arkadaşmın sralar-| “Ü. softa sarardıları na çömeldi: | Bilimi — Beşi manav, yedisi duvarcı Geniz didik. İsekizi lâğmcı ve on neferi dahi SE e kendin ml? bedestanlü kılığına girmişler i Üçü birden cevab v fa varmadin gelürler pl — Beli, gitsek gerek. — Üçümüz bir arada mı gide ceksiz? — Beli benim bubam. İhtiyar adem zer'ne düşürdü, uzum uz — Yanımızdadır. İ şünmeğe başladı. Palrona Halil — Öyle ise şunda beklen, an boynunu uzatıp yavaşça yolda — Benim bube ardı yoldaşlarımız nerede diler: e mi? ri altındaki ka- fanlarm sapları- lâhlarımız Üzeri Üçü de cübbe İra kulakh yatağ lar: bayan gö İlar dahi gelsünk lar kapı arada b se çekilir ister idin si oldu. Deli Hasan kapı — Oy değil Hali, Bu mecli|aralığından tekrar başını uzat | arın be-| bakarak sırıttı: —Sizn Beli Hasan dayı, bizük. — Geçin elmasım. Beş kişi daha çelmi On dakika g posta da ge İdi. Deli Hasan İtan sonra İbrahim ağanın yüzü- İne baktı: lan duvar se bilcümle yoldaşlarla Bim oğlum. Bin n varman. Hem iliniz içer iken bi sada, daşlar basında kalsun. (Birden bire sordu Ya, «Urluyun alacak mız) sl Patrona kaslarım çatıp yüzü duvardam yana döndürdü: D:.. live değil! de) miz t ilâMu vel di, meden en gelenleri sayı iranlık dehliz ve taş İdudakları SON erin. Yavaş yavaş vezir sarayına doğru, ilerlemeğe başladıl. raya ard kısmındaki kapalı pıdan girdiler. Önlerindeki ku sütunlar rasında dar bir merdiven görü İniyordu. İbrahim ağa elile dur-| |salarını işaret ederek, tek başı-| na merdivene doğru ilerledi, iki basamak çıkıp durdu. Kethüda di nal iğ li € | Mustafa Bey üst başta sabursız-|ler istilâ etmişti. Ablasına YE im ağanın)netle baktı. Bu hakışları ikisi de|liği geçiyor, rukuna garib birİliyordu. Birden karaz verdi Kor kla bekliyordu. İbra! basamaklara geldiğ sulle seslendi: — Çahık olun ağa şım, Halil pehlivanm od. mındaki büyük odayı tutacağ İbrahim geriye dönüp işaret verdi: — Çabık olun yoldaşım. Otuz üç serdengeçti ayakkab larını çıkararak ellerine (o almış- lardı, patırtı etmemek için ço- rabla yürüyorlardı. birer çıktılar. «Haremi kanını undaki yan odadan Halil pehlivamın bulunduğu oda- ya açılan geçme kapı önüne var- dılar. Selâmlik den erkeklerin sesleri ta... dukları yere kadar geliyordu. Sadaret okethüdusı Mustafa Bey yan kapıyı açarak yol gös- terdi: — Bunda buyurun yeld Fedaileri parlıyor, Odanm dimdik i anlayınca karında titriyordu. talık yerinde tılar, kapı gene örtüldü kları odadan meş sulacak olan büyü tam ortalık yerine aç nadlı bir kapı vardı İlandığı zaman iç taraftan İvıya bir tekme vurup öte ince, mecliste bu zerine bir hamlede çullasmver- mek kabil olacaktı. Halil pehli van, oluz Üç serdenge: İkarak alçak sesle söyledi a k sofanın n iki kar Divan top bu ka- taraf. anlar Merdivenleri, ilromantik musikisini, *İdelikanlı arkadalar, POSTA «Son Postan nın edebi rontanı: Ili Erkeği i kadın Vedad, odasına çekilmiş, sırt na paltosunu almış, suratı asık, bir koltuğa gömülmüştü. Meserret Hanım yülerek içeri İsirerken: — Geldiler Vedad! dedi. kat localarına giremedikleri için İkapı dibindem dinlediler. Yüzündeki mağmum hatlar irdenbire düzelmiz, dudakları| İgenişliyerek, çehresini tebessüm-| min- gok iyi anlıyorlardı. Biri, söyle-| meden diğerinin ıztırabını anla” mış, öbürü bu müjdeye karşı! minnetini izhar etmişti. Programda Sehumann'ın bir eseri var, | Vedad, sahneye bu defa,- kinden daha heyecank, fakat çı-| kışından çok farkh, neş'eli, ça lâk giriyor. Piyanosunun ken, yan gözle ilk | yor. Fakat, birdenbire yüzü ka- rışıyor, tereddüdle £ duraklıyor. Locada Semahat yoktur. Ablası geldiklerini o söylemişti. Sakın, Jonların locasma geçmiş olmasın! başma oturur- caya bakı- İyor, yavaşça etrafı süzüyormaş b i vererek arkasında kalan) Jablasile, eniştesinin oturduğu he-| ir göz Atıyor, İmabat orada da yok! | Co. bunu yapmamalıydı? çok 'ağır bir mukabele. Mariz ruhlu, şuur tikten sonra bir sıhhat ğuşunda sefil öle: caya z hayır, kaybet in kı humano'ın ıztırabını çok güzel ifade ettiği cibetle, kır) rik, fakat duyarak çalmağa baş- lıyor. İ Üzüntüsünü tahfif eden Gö-| nülün bulunuşudur. Arasıra, gözleri yor. Locanın önünde nan Beyle oturuyor. locaya kaçı) Gönül Ad- Babası ve Acaba, Se mahat, Adnan Bey de peşlerine Jkü, Adnana Vedadıan ne kadar)daha şiirleştir sinirlendiğini biliyordu. Tamıştı, Bu bahaneyi çok sudan buldi | Suratındaki âkin, bu gece Gönül ne g dü Yeni elbisesi ne kadar ya:| Schumann ne uyan tı? Onu tam bir ışık hüz-!hazin bir tebessüm, rahat, müs- mesi içinde, bütün vuzuhile gör-| terih, salonda kimse yokmuş gi- nahat o zannedecekti.|bi çalıyordu. kendisine, gözleri) (Bir arahk, gene gözü salon ta- kıyarak, hayran hayvan bak.|rafına kaydı. Saadet Hanım, ge- i farkediyordu. İçen defaki yerinde oturuyordu. Yavaş yavaş azabiyeti, hırçın-| Gözlerini kırpmadan, dalgın din. ok çalmağa baş asıklık © gitmi İkaşları Genç kızm Pp tı sökünet çöküyordu. OBeethoveni| serden sonra gene Saadete gide nasıl çaldığını bilmiyordu. Lâkin| cekti) Şüphesiz bu da Semahate imdi, tam manasile (oduyuyor,| kızgınlığının bir neticesiydi. sakin, canl ve şiirli hareketlerle| (O Hisleri çok mütehavvildi. €seri süslüyordu. Semahate, son hâdiseyi bu de- Bu itinaya, bu tekrar kendini/rece büyüttüğü için kızıyor, has- buluşa sebeb Gönül müydü? ta olması ihtimali Semahatten hir parça halinde|mazur görmeğe çalışıyor, G5 onu temsil eden bir şahsiyetlellün gelişile kendini Bahtiy göründüğü için mi? Yoksa, bu luyor, fakat gen genç kıza karşı apayrı hislerle tırlıyor, gelmeyişini hiç mi mütehassis bulunuyordu? rete Bağlıyamıyor, Sebeb ne olursa olsun, teslim yordu. ediyor ki, genç kız, Semahatin| (İkinci antrakta, içeri girer gir. gelmeyişinden duyduğu ıztırabılmez, aklına ona telefon etmek hafifletmiştir, geldi. Yavaş yavaş, bir müddet ev- Bu saatte, sinema müdürünün nüi- bu- tarafında hizmet e-| Son öksürük kırmtılarınn da 0-) vel, gözünden silinen halk ken- odasında kimse olmaması İâzem- bulun | na ermesini bekliyor gibi, duru- disine bir mana elmeğe| di. Ani bir kararla, sahneyi, par- tere bağlayan koridorun nihaye- Koca salon ağzına kadar do-| tindeki müdür odasına yürüdü. Tuydu. İ Semahate bir sitem atesi açmak Herkes veced içinde kendisini! niyetinde idi. Numasayı çevi Heyeceg ve asabiyetten olduğu! rafı titriyordu. Zil çalıyor vee tas telefon cevab vermiyordu. gururla | bırsızlanıyor, elinden aleti f İ dolduğunu Halbuki, up atmak istiyordu. Yok imdiye kadar bunlar: asla odü-|mahat evde yok muydu? İşönmüle, Bunlardan delayı Nereye gidebilirdi? sini mes'ud bulmuş de Acaba Semahatin başka biri- İlk defa bu gece, kendin daha beğendirmek, halkı - bu ihtimali düşünmek bi- daha coşturmak arzusunu duyu le İn insanı çıldırtabilirdi. yordu. Bu bir psikoloji meselesi miydi? Semahate karşı duyduğu inkisarın bir ak Ona inad, daha fazla muvaffa- kıyet mi kazanmak istiyordu? Jestlerine biraz daha itina e ifade başlamıştı, di. tn fakat her Sa- dik edilmişti. la- a Se- endi- Yatmış olacaktı. Hiddetle telefonu hazırlanıyordu. Semahatin ahenktar vab verdi — Ale... kapamağa sesi ce