16 Eylül 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

16 Eylül 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3/2 Saya İkmektmnanmı menemeni EE ŞA — LEŞ; AR, ANN SON POSTA ina UD me an nm içim yazılarımızı deği! başs © Eylül 16 «Son Posta» nın 7 sn || İsi EE Şüca Çelebi bu tertiblerde Ur- luya sezdirmeden birçok fayda: lar temin edebileceği fikrinde idi. Zaten bir gün ewvel görüş tükleri zaman Uvluya (o «odahln hediye etmek suretile ibtilâlci- ler içine el atıp casus sokmağa muvaffak olduğunu da söylemiş- &i. İcab ederse bu adamı kendi taraflarına çekebileceğine inanı vardı: — Efendim, bu âdemden şu anda fayda memul değildir. A- nın dahi vakit ve zamanı verdir. İlkin Patrona ile aralarını eyüce| beş kişiyi bir açınak iktiza eyler. Diye sustu. Mehmed Paşa bu fikri de muvafık görüyordu. Şu halde şimdilik dört kişinin öklü- rülmesi için Sultan Mahmuddan ferman almak lâzım © gelecekti. Gözlerini odadakiler üzerine ay- rı ayrı gezdirdikten sonra sordu: — Dört nefer kimesne için m: fermanı hümayun ahzini ister- siz? Şüca Çelebiden başkaları elle- rini kaldırıp itiraz ettiler: — Yek, kerem eyleyüp en dahi al buyurun sultanım. Hizmeti geçtikte veya memul ol- dukta «başı» elbet esirgenebilür. Açıkça söylen ağalar, beş kişi içün mi ferman istörsiz? — Beli, beş nefer kimese içün! V—.> 1143 scnefi Cemaziy yının on ikinci Çarşamba akşa mı oluyordu. Akşam ezanı oku” nurken on yedinci orta odabaşısı Deli Hasan ağa wvezir sarayı» avluşundaki geniş kapılardan i- geriye girdi, Mısır valisinin ket- h iken İstanbulda kapıcılar kethüdalığına getirilen İbrahim ağayı kahve ocağında buldu. İb- rahim ağayı Mehmed Paşn vası- ta olarak kullandığı için Deli Ha- san sadrazamdan evvel ağa ile görüşmek ihtiyacımı duyuyordu. İbrahim ağa ile birlikte sarayda Halil pehlivana ayrılan küçük odaya gittiler. Halil pehlivan ge- HALILIN iarihi tefrika: 55 sonra artık Kocamuslafapaşaya, esirci Şücein evine dönmemiş, İvezir sarayında misafir edilmiş ti. Çünkü güç belâ sadrazamia görüşmeğe gelebilen pehlir. bir daha geldiği yere dönemezdi, dönecek olursa görülmesi ve ya- kalanıp asılması muhakkaktı. Halil pehlivan sabırsızlık için- İde arkadaşi Deli Hasan ağadan hayırlı bir muvaffakıyet haberi İbekliyordu: Eğer Deli Hasan es- iki «fedailerinden» beş on kişi te- imin edebilirse ihtilâl başlarından ada yahud ayrı jayrı bastırıp eğine İma-| nı vardı. Deli Hasanın yanmda İbrahim ağa olduğu halde odaya girdiğini görünce hemen yerin. den fırladı, arkadaşının üzerine koşarak elini tuttu: — Nasıl yoldaşım? Kimesne buldunuz mu? nin yüzündeki çiz-| yordu. Baykuş göz-! lerine benziyen iri gözleri şen şen parıldadı; — Elem çekmen benim karın- İdaşım, otuz üç nefer serdengeçti rimiz- dandır. i — Akçeleri bu akşam üleşti- recek misiz? — Am düş let bazretleri aldılar mı? | o Halil pehlivan koynundan «tu- ral» bir ferman çıkarıp göster- di: — İşte fermanı hümayun! Hasan ağa gülümsedi: Ahsen idaşım. o Hemen vakit fevt etmedin sahibi devlet hazretlerini görelim. Kapıcılar kethüdam (İbrahim ağa kapı yanında duruyordu: /sVarup haber verelim mi der. siz>» diye sordu. «Belis cevabi- nı ahr almaz veziriszam Meh- med Pasanın yanına koştu: — Müjdeler olsun men, sahibi dev- «katil» fermâğire: tdi sultarım, nında maa işi bit an ii Dedi. Mehmed P, yalnızdı, İbrahim ağanm ver. müjdeyi sevincinden (başı döne döne dinledi. Demek artık ihtilâl belâ ve tahakkümünden kat'i o- larak kurtulmak üzere bulunu- yorlardı!. Keyifli keyifli sordu: — Deli Hasan «ocaktan» dön- dü mü? — Avdet eyledi sultanım, içe- şa odasında rüde Halil peblivan nezdindedir? | — Ya Ömer efendi? — 0, yoktur sultanım, Mehmed Paşa başka bir şey sormadı, artık is görecek adem- lar bulunmuş olduğu İçin kuru: lacak tuzak ve almacak etraflı tedbir üzerinde durup anlaşmak lâzım geldiğini hesab ediyordu. İbrahim ağa yavaşça ilerliyerek sadrazamın eteğine eğildi: — Ferman buyurursanız peh: ilivan ve Deli Hasan cenabı şeri- © bir defa yüz sürmek dilerlerdi. Paşa dalgındı, tatlı bir uyku- dahi İkayd eyleyebildük. dan wyanıyormuş gibi gözlerini İ — Kâffesi on yedinci ortadan | eti: — a mıdır? — Haa. yaa... Söylen imdi — Yook, eski ayaktaşi gelsünler! — Kethüda Musişfa Beyi da- hi davet eyleyelim mi sultanım?) — Yok, ana lüzum yoktur. İbrahim ağanın gitmesile dön- mesi bir oldu. Deli Hazan ve peh- Tivan Helil a sıra sallana sah lana odaya girip ellerini göhek- leri üzerine kavusturdular, Meh- med Pasa Deli Hasanın gözleri ne dk dik bakarak sordu: — Otuz üç nefer serdengeçti kaydına muvaffak olduğunuz haberi doğru mudur ağa? — Hiif değildür benim efen- dim. 2 — Ya anlar kandedir? — Ocakta, ortalarda bulunur- lar. «Son Postan nın edebi romanı: 109 — Bu yaştan sonra yeni bir macera... San'atımdan başka hiç İbir şeye malik değilim, o Hangi kadın aşk çerçevesi içinde buna İmukabele eder, Tekrar gözleri gözlerime sap- laniyor; yavaş yavaş başını önü- ne eğerken kırık bir sesle: — Hiç etrafınıza bakmıyorsu- nuz, diyor.. Sizi çılgınca sevebi lecekler bulunabileceğini hiç dü- şünmüyorsunuz, Tecessüsün, gururun elinden kurtulmalı. Tehelikeli bir safha- ya gidiyer- ““-imimizi perde- ve çeviriyoruz, Artık hiç şüphen yok; Gön: -eni seviyor, Bu korkunç bir sey... Semahatin kızı tarafından 86- vilmek! Mukavemet kızı sevmek! Ooo.. Vücudumdan terler bo- sanıyor, Ben bu kızı sevebilirim, Bu Semahate ne müthiş bir ihanet! Ana kızı ayni kslbde yaşat- mak... Bir an, böyle bir şeyin haki- kat oluşunu düşünüyorum, müt- biş Ben kaçtıkça hâdiseler peşi- me düşüyor. Benim ne suçum var? Muhatablarıma zayıf mı dav- Tanıyorum? Meselâ, bu kıza, haşin davran , böyle hir ümide düşmeme- ihsas etsem72.. Fakat bu arzuya iradem itaat etmiyor, Ruhumun heyecan, macera a- edemiyerek bu İsi ramak illeti. filmde Schu - bert'in sevgilisi rolünü oynyan adın sanatkâr, bir serenad emeğe başladı. Bir saniyede kafamdaki film Schubert'in eserlerini çok sever — Ortalarda veya Etmeyda-jve öyle duyarak söylerdi ki.. bitüreceksl; 27 Gönül birdenbire kolumu tw- başımı bana yaklaştırdı. Böyle Erkeği ka NUSRET SAFA COŞKUN değişti. Gözümün önüne bedbaht| Füsun geldi, Zavallı yavrucuk..| Vedad Bey! 10 kadar kendimden İ ki, ürktüm. — Sizden bir ricada bulun- mak istiyorum Vedad Bey! Fa- kat cesaretim yok! — Söyleyin! — Yalnız sakın garib bulma- yın! Bilmezsiniz bunu ne kadar arzu ediyorum, şyed yaparsa" nız dünyalar benim olur, çok se- vindirirsiniz beni.. Sizden,. Sustu. Cesareti kırılımşa ben- ziyordu. — Haydi, dedim, söyleyin ba- kalım! Çekingen bir tavur, cesaretsiz| bir sesle; — Bir eser yaratmanızı ve bu-| geçmiştim ğim de.. Cevab vermeme meydan bi- jrakmadan ilâve etti: — Biliyorum şüphesiz bir e- ithaf edilmez. içinden gelmeli. ithaf edilen şahıs san'atkâra il ham vermiş © olınalı.. halbuki ben.. Gittikçe yavaşlayan bir sesle! cümleyi bitirdi. | — Halbuki ben, size hiçbir şey ifade etmiyorum. ii titreyiş rikkatime dokundu: — Ne biliyorsunuz! ta, gözlerinden bir alev fışkırdı-! ğını gördüm, — Ooh, ciddi mi söylüyorsu- nuz) $ Söylediğime o anda pişman ol- muştum. Ah fena bir adamım ben.. böyle küçük şeyler, büyük ömidler verir. — Demek benim için bir eser yazacaksınız? — İlk fırsatta. — Bu çok içli bir eser olsun — Baş Üstüme Sesimdeki istihizayı anlamıştır — İleri gidiyorum “değil mi? İnu bana ithaf etmenizi istiyece-|Gi ları kızdırdığını düşünmem lâ zımdı, — Hayır hiç kızmadun Gönül Hanım!,, Rahat bir nefes aldı. Biraz da ha sokuldu bana. Koltu narında kollarımız birbir giyer. Sehubertin hüsranla biten aşkı, hefis musikisile süslü olarak kar- şımızda,, kendimi düşünüyo- rum. Perdedeki san'atkârın ya- şatmağa çalıştığı hisler hiç ya- bancı değil bana.. Gözlerim yaşarıyor. Uzum © uzun o düşünüyorum. Genç kızların aşkı korkutuyor be ,. cüretkâr oluyorlar, hislerini saklamasını İyorlar, işte en güzel misal, Füsun!,. Gönül de ilerletiree bu işi. Semahat zeki kadındır, bir sey- ler sezerse).. Ve.. ben bu çocuğa mağlüb o- Tursam! Böyle bir şey olmasa bile, bu mücadele beni yoracak.. Bir müddet İstanbuldan uzek- laşmalı mayımi Fakat Semnhatten nasıl Incağım? Bir müddettir onu göremiye- rum. Bu hep böyle devam etmez ayrı” a! Ben hep böyle kalb yaraları, izüntüler, endişeler içindö mi ya yyacağım. Lâkin itiraf mecburiyetinde olduğum bir nokta varsa, bütün azablarına orağiien, bunlardan heyecan duyduğum, bu heyecanı arzulayışımdır. Korkuyorum, çekiniyorum, ü zülüyorum. Fakat bu heyecanlar zevkli geliyor. Ne gârib bir adam oldum. Semahatten sonra, kadınlar. dan bucak bucak açtığım, kal. bimde yalnız bir kadın yaşattı. ğım icin mi? y © CArkas wer)

Bu sayıdan diğer sayfalar: