Postay mın Suğar Yuk Şüca Çe lebiye Patrona Halilin de «ha- rom» tarafını işgal edeceği me- selesini uydurmuştu. Hattâ, Pat- ronanın böyle bir niyeti bite yok- tu. Selâmlık önünde Urlunun maiyetindeki neferlerden bir ka- çı konuşuyor, iki sekban teneke ile sa taşıyordu. Köse ihtiyar ka- pi önünde durunca neferler a- ğsn oğan bakıp bir ağızdan ho- murdandılar: — Kimi istersiz? o Defterdar «Puzevenginin arar İseniz bun- dan kapı dışarı edilmiştir! Gani efendi bir şey söyleme. den onlara doğru sokuldu, yan- larma gelince sordu: — Urlu ağa içeride midir? Neferler ilkin cevab vermedi- ler, dikkatli dikkatli - baktılar. İçlerinden: biri ihtiyarın yüzüne daha dik baktı: — Ağayı tanur mısız? — Tatımasak gelmez Kendüsi yukarda mıdır? Nefer yumuşadı: — Ya kim gelmi; deyü haber edelim? — Buban gelmiş dersiz. Askerlerden ikisi kaba ksba gülüştüler, üçüncüsü O şüpkeli şüpheli Baktı: — Bubası mu dersiz? — Beli, Bubası demiş idük. Nefer, bu adam deli olmasın gibilerde bir daha bakıp karşı- sındakinin aklı başında olduğu- na kanaa: getidikten sonra «e. Yamlık kapısına doğru yürüdü, içeriye girdi, Çok geçmeden tek- rar kapıda göründü: «Buyurun efendi buba» diye, ihtiyarı yu- karıya aldı. Geniş bir merdiven çıktılar, idük. tarihi tefrikas: 4 PATRONA mıyordu: Şu Urlu ne çabuk det) tordarın dayalı döşeli konağına yerleşmiş, ne çabuk «harem» teşkilâtı kurup bir de «Ayşes bacı edinmişü? OAz daha oğlu Patronaya hak veresi geliyordu. Derken, kapı açıldı, Urlu ağanın palabıyıkları, yuvarlak esmer yü zü ve susak kabağı gibi parlayan | cilâlı traş başı göründü. beyaz bir gecelik entarisi, ayal-| larında Bursa terlikleri vardı. Entarisnin yırimaç yakasından boynundaki «Siyah muska» gö- rünüyordu. Abdülgani Efendiyi görür görmez, evvelâ inanamı- yormuş gibi gözlerini açlı, ardın dan kollarını açarak bağırdı: — Hay benim sultanım, buba. cığım. Siz misiz? Hoş geldiniz, safalar getürdiniz! İhtiyarın cevab vermesine mey dan bırakmadan atılıp elini ya- kaladı «sappadak» öptü. Gani Efendi hâl ve (başı döbüyordu. İktlâlci Urlu- İnun meydanı boş bulur bülmaz sık elden yatağan hıçağım bir yana fırlatıp gecelik ve işlemeli giymesini bir törlü havsalasıma sığmıyordu! Birlikte içeriye girdiler, küçük bir sofadan geçip soknk üzerine 1 — Bisilimeye konulan İşi SON POSTA E va z bakan büyücelek bir oda; tiler. e Ae Köye, bu anne kızın meclisle- Patrona Halilin babası sedir üjrinden, biraz sükün bulmuş oja- zerine oturdu: rak avdet ettim. Bugün, yanla - — Bunda bulunacağınız söy.|rında ruhum öyle dolmuştu ki, lemişler idi. Hele bilâf söyleme. Saadete uğrayıp, hislerimin ren mişler! igini, hüviyetini değiştirmek is - Dedi, Urlu terliklerini süriye | temedim. Köye de dönmek pek süriye gelip ihtiyarın yanına yan|cazib gelmiyordu. Füsunun mağ Tadı; NAM, — Beli benim bubam, bunda| Yor. Hele ablam, Samsun mese - «Son Postah nm edebi akn 95 gi kad 1 keyi kadi? > RusKET SAFA CFRONL aratır Titrediğini © farktediyordam.| söylemeden evvel, size de danış” Heyecandan göğsü inip çıkıyor,|mak istedim. dudaklarını işyeri Başını önüne eğdi: att, Boğazdan ken Ser Sİ — Böyle son defa da odanıza çakmıştar şi il al ed ee Ve Sizi biraz görmek istiyo »İtim, ndan bünkülikm soğuma, > | : ” pe zdan çekindim. Faket, irade - Sırtıma ropdöşambrimi ala - © : rak kalktım. me hâkim olamadım. Bir kuvvet yüz. Bir kenara çelcilelim demiş idük! leri geliyordu. Urlu yerinden fır- Iadı, tam sofsya çıkan kapının. rezesino el attığı zaman kapı birdenbire (o açılıverdi: * Patrona Halifi... Halilin yüzü sararık ve kar! ları çatıktı. Ardında Muslu, Ali ve Kol İbrahim yoldaşlar vardı.| Urlu geri geri çekilerek sırtım; duvara dayadı Köse Abdülgani) Efendi biç beklemediği bu du- rum kürşisında ne yapıp edece ğini şaşırmış gibi görünüyordu. Patrona Halil sirtını duvara vererek bön bön bakan Urluya doğru ilerledi. tam karşısında durarek asılı kabadayıyı yukarı: | dan aşağıya süzdü: (Arkası var) Açık eksiltme ilânı İ Anta'ya Nafia Mülürrüğünden: Arlalya seak iklim nebilları islâh istasyonunda esaslı tamiralı yapıla, cak ahır ve samanlık binası işidir. — Mühim bir şey mi var yav. elimden tuttu ve beni buraya ka- Keşif bedeli «27910 tra siT küfaşlur. lesini mevzuubahs edebildi ise, hiç şüphesiz onu muztarib bula- Dışardan kalabalık ayak sor-|cafım. Kararuız, endişeli, trende) ir sesle: İ ©“ — Hayır, dedi... Mutlaka ko.|lerinin içine bile sizi sokamıya buldum kendimi! Köşkte, ilk işim gözlerimle ab. söylersediğini lama, söyleyip sormak oldu. «Hayır!» yaptı, Hayret! Füsunda bugün garib bir canhlık var. Yüzündeki te - bessümlerin altından ıztırabının boyaları gözükmesine rağmen, kendini peş'eli olmağa, konus - mağa cebrediyor, Bu güzel hava büyük fırtınaların hazırlığı olme- sın sakın... Füsunun yüzünde a çan bu hafif züneş yeni ıztırab yağmurları mı tepluyor.. Böyle düşünmekte hakkım varmış! Gece yarısı Füsun odama gel. Yemekten sonra hep haraber oturmuş, sonra odalarımıza çe * kilmiştik. Semahatlerde geçirdi- ğim seetlerin o kadar tesiri altın- da idim ki, hir müddet uyuya - madım. Şaysnı hayret bir sey... İBugün üstüste çekilmiş fotoğraf camı gibi, Semahatie Gönülü bop|lak bacaklarının bir görüyorum. Hiç bir zaman ana kızı bereber ve birbirlerinden ayırmadan düşündüğüm olma - İşareti! rum! dar getirdi. Biliyorum, size karşı Başını salladı. Ancak işitilir/ PİS Yüzüm yok. Ben haddini bil. mex, ahlâksız bir lozun, Hayol » ck zavallılığımı düşünmeden.. Durdu, derin bir nefes aldı: — Oh, bana konuşmak cesare- — Gel otur! tini veriyorsunuz, sözümü kes » Sürüklenir gibi yaklaştı. Ben) miyorsunuz. Bırakın, $on defa de karyolanm kenarına iliştim.| işimi dökeyim, Öyle doluyum, Yüzü korkunç denecek kadarjöyle doluyum ki... sarı idi. Ellerini dizleri üstünde) o Başını elleri arasına alarak yerleştirerek oturdu, başını göğ-| hıçkirmağa başlamıştı. Ellerim çün le Om Biraz künt saçlarına uzandı. ulması zaman bırakma! bedi Uzun lazımdı. Üstüne varndım. e e m Acaba ablam Samsun mesele - Ağiladık > bi ai nuşmm lâzım sizinle... Karyolanın yanına bir iskemle çektim. sini söyledi mi? : açılacağını biliyordum. Birden- eş doğruld lerinde 4 i Titriyordu. Gözlerim geceliği- nin açık bıraktığı göğsüne talol- dı. Bu fırtmalı göğüs, gençliği - mm nin, güzelliğinin yalnız başına —- ifadesini verecek derecede hari- m tertiklerin üstünde yükselen sp SALI 1/5/1913 sımları, en müşkülpesend erkeği) (780: Saat ayar, 533: Vücudumuzu teshir edebilir ve en metin erke-| #hüralım, 7.45: Ağans haberleri, 7,58/ ği çıldırtabilir. Yarabbi, neler #İl: Senfonik parçalar (PL), ünü Saat ayar, 12,83; i3a0: büyük ve halı döşeli bir divan) haneden geçtiler. Nefer ihtiyar adama eliyle durmasını işaret ederek bir kapıyı tıkırdattız — Baka Ayşe bacı, ağa efen- dimize söylen, misafir bundadir. Dedi, Abdülgani Efendiyi o duğu yerde bırakıp çekildi. Patronanın babası olduğu yer de şaşkın şaşkın etrafma bakı: 3 — Bu iye eid şartname ve evrak şunlardır A — Keşif, B — Heswsi, fenni şarinsme, Ç — Şartname muşta. Her halde gece yarısını çoktan | rum, belini Kapi yavaşça m -| Gece, yimzlık, bemen yanı çıldığını duydum. Baş ucumdaki başımda bulunan kadın mı beni D — Meksvele «Ba evruklar Ata'ya Nafla Mütürlüğünde görülebilir.» | ece lambasım yakarak doğrul böyle, ber şeyden sıyrılarak, his- 3 — Eksilime açık eksiltme wsulile ve vahidi fini üzerinden yapılacaktır. ü : 4 — Kasilmeye girebilmek içln isteklilerin 108 Ira $0 kuruş mavağtat (e | kapı dibinde duran Füsunu gös) şünmeğe sevkediyor? münat yalırmaları ve bundan başka aşağıdaki vesikalar. bras etmeleri | terdi. şarilir, 1 — Ba işe girebilmek için XsflaMüdüriyeli o ehliyei (o kemisyonundan İ|dökülen müteakhidiik vesikası, 2 — Cari seneye ahi Ticaret Odası vesikası alanım «9i9ğe dum. Lümbanın cılız ziyas bana'lerin bu soysuz tarafların dü . Heyecandan müşkülâtla ko - Beyaz geceliği, omuzlarına) muçabiliyordu: limbanın do-| — Sizi gündüz de görüp, söy- nuk siyası altında o bir bayelejliyebilirdim, Lâkin, kararımı bu- benziyordu. gün verdim. Meterret ablama , nelere dikkat ediyo: Karık o program (PL), 134330: Karışık makamlardan şarkılar, 18: Suni ayard&,0: o Radyo Salon orkesipası, 18,45: Fasıl o heyeli, 19.30: Sant uyarı ve ajans İralierleri, 1945: THelkevleri Folklor saati, 2015: Eadyo gazele, 2045: (Pİ), 21: (vin saz parçaları (PL), 3120: (Sağlık o santi). 2145: Klâsik 'Türk mliziği O peoyramı 22.30: Saat ayar, ağıns haberleri ve Boraalar,