İki çocuk arasında küskünlük kendilerine pek uzun görünen bir samandanberi devam edip duru. yordu; ikisinde de bir durgunluk bir dalgınlık vardı. Bu müddet es masında aralarında tek bir kelime söylenmedi; hattâ Alide daha ağır bir iinde alan oküskünlük Bi vesilelerle Fatoya ras bakmamak için kine dönerek inad ediyor gibiydi. Bunun tersine, İçi. M: cayır cayır yaken bir barışma İhtiyacile Fato onu gördükçe güz lerini Alinin yüzüne diker, oru Hüzel saçlarından o başlayarak a. yaklarma kadar süzer. Süzer, Nİ. hayet gözlerinde durararak onla. rm boş yere bir arzu, bir istek ifa- desini beklerdi. Bu istek onda günden güne fazla bir şiddetle tutuşan bir ateş gibiy- di. Bunun mahiyetini anlamaktan bütün vücudunda her zer. reyi titrelen bir ihtiyaç vardı Ge- celeri yatağında bile, uykusunun arasında onu sıkan kollar, gÖğsü- nü yoklayan eller duyar gibiydi; sonra silkinerek bir yandan öbür yana döner ve uykusunun derin. Yiklerinde bir sükün arardı. Bu böyle devam ederken hep düşün. celeri hayatında tek arkadaşı olan Şimşek (o Afye insibab ederdi. Ona hem dargın, bem kızgın idi Onun da kendisini düşünmekten| bir dakika hâli kalmadığına yemin; edebilirdi, amma beli idi ki o er. keklik taslayarak kibrini yenmek, | Mk adımı atmak istemiyordn. Şu hâlde iki taraf da böyle ilk aör Mı stmemaktta inal edecek o'ur. larsa bu küskünlük daha ne kadar) idi sürecekti? Öyle bir barışmak ihti. n teşkınlikları olr, bu vücudunu saran mahiyeti meç. bul istük buhranlarının örasına Alinin kumral saçlerile baygın gözleri ka sunu duyuyor, bay: i e memiş der gı bu oğ kolları beline dudak! çenesinin gilndan başlaya nağından dolaşarak dudaklarını YAZAN HALID ZiYA UŞAKLIĞIL Fatoyu kollarından yakaladı ve kendine çekti kavramış sanıyordu. Ve bu hayal.| mişler; o bir şeyler Y: den ürkek, Kaçınmak değıl, terzi ağından fall sne mel ne; ona bütün varlığile teslim ol.İmadan sevıştı; bahçeye çıktı; ay mak için gözlerini sık: gikı yumu.)ışığında gördü ki seliâkalar birçok yordu. miğe çiçekler açmıştı. Bunlar: tâ diple. Bir gece yatağında gene onu dü.İrinden (kopardı; gömleğinin eteği. şünürken birdenbire bir koku duylne kovdu. Mutfağa “girdi ve bu: du, ve bu köküyu Şimsek Alininllar bir sepetin içine yerlestirdi. her vakit uzaktan sezdiği saçları .| Sabahleyin n kokusuna benzetti, onunla &İ bunlar bir ipi ğuyacek, w ğerlerini doldurmak için geniş ve! oYalağına tekrar girine derin bir nefes alırken hatırına) cak işin tuhaflığını < k gü. geldi, Birkaç gündür bahçesine çık| lümsiye gülümsiye, artık müsterih gili salkımını görmemiş) uyudu, Sabahleyin herkesten ev » Belki sellüka sçnstı; ç bay-| çiçekleri dizdi şınlıklar veren kokusile renk) çiçekler biri : yanında sıra » renk kıvranlarile Alinin lüle lüle) lanınca dizi bir perde saçacağını ve başının sağ tarafında küme teskil| hud - bu bemsetisleri Fafo kend! bu kıvrık eden saçlarının kokusu ve dalga.) kendisine yapıyordu - bir uçurtma|7 .İları arasında bir benzeriik buldu) kuyruğunu andırıyordu Bum pek beğendi, henüz sahah| e ve hemen karar verdi. Mademki ilk adımı alma ortadan kak in sarsıntıları aklı; ne ©. i her tüsünü seç olmuştu » idi, baş. gevşek Jursa o &enden ( kalkacak;| ; onu! vel kalktı, ince bir sicim buldu vel; «İ geri arka tarafına doğru götürüyordu.! Jeği alında göğsü hemen mey .| Fatma da tamamile kendisini bı .İyötsıdan sonra Kep berâber Ha . onu evde bulamayınca şa-İrakmıştı, iki çocuk göğüs göğüse|tuniye cömi'ine gidilecekti. Orada danda, şacak olan annesine söylenecek yalanı sonra düşünmek üzere so. çılmamıştı, o da bunu İsti Alinin berber dükkânı da e kimi dükkünm kapısına asacak, kimse almasın diye sıkı s:k: bağlıyacaktı. Ali gelince onun sellükasını bil . diğinden işi anlıyacektı, böylelikle küskünlük ni olacaktı. kibir'ni ye nemiyordu, işte Del Fatma ilk a. dımı atacaktı, Dükkünın önüne gelince şaşkın. Hktan dondu kaldı. Etrafta bütün dükkânlar henüz kapalıydı, Alinin dükkânın da kepenkleri açılma. mıştı, fakat kapısı?... Kapı açıktı. Akşam unutmuş da açık rm brak. mışlı? Başını uzatarak dükkânm içine bakdı. Arkası dünük, Ali dük. Könm malta taşların Birden dükkâna birisinin baktığını sezerek döndü; © zaman iki çocuk, biri henüz toranmamış perişan, İs- kal ne kadar güzel saçlarla, arka - sında ince bir bez güm larında paçaları dizlerin vanmiş beyaz bir keten pantalı suların içinde çıplak ayaklari, teki elinde ne yapacağında mi hayıyir çiçeğile, bakıştılar. Alinin gözlerinde «içeriye gel! i bir mana var gibiyci, söylemediler. Fato 'çe: partalonunun #k: tarafına sürüp kuruluyarak uzattı; gözlerinde bir bularıklik. aörmda Wir Kuruluk; yanaklarında alevlerle yanan bir dudak'arından Miçbir keli uyarak, ne zamandanber N ilesile, Fatoyu omu?l, dan yakaladı, omuzlarından ko J 4 İbi yavaş kızı çi geri giüt elile göğsün râimam efendiye: «Bara bir onu kıvrandıran bir işti | geldiler, eğer Fatonun göğsü nde ince ge ir #toyu çeke çeke tam d arka tarafına girecekleri dakikedi rden onu salıverdi sini 0. cukla bir iskemle: tı, iki elle yüzünü hıçkıra hıçkıra & di Deli kiz, dedi; dı bulaşacak, Beni belâya sokac defol buradan. Fato hiç cevab vermedi. Alinin nmış bacaklara baktı; re be. yaz; ne ince bacakları vardı bu oğlanın... Sonra ayaklarına baktı Küçük, biçimli, sevimli; kız ayak. larına benziyen şeyier... Bu ba caklara sarılmak; onları öpmek, ayaklarını okşamak, avuçlarında sıkmak için müthiş bir istek duy. du; fakat buna galebe çaldı. Dük. kândan fırlıyarak kaçtı, O gün ak. şama kadar evde hiç lüki kapadı, arak: — Ha da in, sıcaklığınık ini içiyor | göğüse ya - ün tüm ı keşfe, lerini duyuyor, onua hissediyor, nefesinin 8 gibiydi ve sanki göğ pışıyorlarmışçasına göğsü seklerinde bir sızı, bır ağri diyordu. Bu öyle bir his idi ki birden ak- ına olmıyacak bir fikir geldi Bu. gün Cumartesi idi Yahudi kızı gel memiş olacaktı. Yukarı çıksa, nefes etseniz! dese, birinci defa yap- tıklar: gib! karşı karşıya dizüstü otursalar, ihtiyar onu omuzların. lan, kollarından; göğsünden ya - kalasa; o gözlerini 2, vücü. dunda dolaşan bu elleri Alhmi gene ona: «Yaklaş da ağ teslim olsa. kindi. YOSUN mevlüd okuhacaktı, Bunu dinler. &en sükün bulacağını o umuyordu. niştesi hep bera ber oraya gittiler. Kadınlar ayrı kler ayrı idiler, Fato e gezdirdi. bütün civar b idiler. Aşağıda erkeklerin ye. ritde eniştesile Alinin babasını, tütüncü Hasan çavuşu rdü, Ali de orada adı aradı, göremedi; annesinin yanına sokularak Necibe Abodan oğlunu soracaku, Sonra kendi kendisine: <O evde kalmış olacak...» dedi, Ve onun evde yal nız kaldığına üm verince ak. lina gene olmıyacak bir fikir gel di: Gündüz imamın katına ç'kmak fikrine mukabil şimdi şuradan sı. vışıp doğru Toprak sokağa sarka. rak Alinin evine gitmek, eben sa. na geldim...» demek, Sıvıştı, yavaşça önnesine: «Ben şimdi gelirim, içime bir fenalık gekE, biraz hava alacağım» diye, rek koşa koşa çıktı, Toprak so - ada solukta bep öyle Hi; İskat Alinin kapısı. n önünde dislerinin bağı çözül ; oraya çöküvereceki". Müm çalamıyacak; ini bulamıya. fikrini tatbik kuvve caktı, O zaman başka bir fk'r aklına geldi; biraz daha ileriye gidip son. ra türkü söyliyerek dönecekti; bel ki Ali kendisi kapıyı açar ve onu içeri çekerek; aynile bu sabahikine benziyen bir heyecan içinde göğ. ne basar Düşündüğünü yaptı, epevce iler dedikten sonra geri döndü ve hatı. rına gelen türkü; pek vüksek değil, ancak A! i kadar bir sesle Alim Ali leri diye farzetse, nihayet imami tir sonundı tam önünde bir | Ve bu cesareti van sonra ama kadar sabretti, O akşam (Devamı 4/2 de)