23 Ağustos 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

23 Ağustos 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gilanb) senelerinde idi, (Enver) Paşa Harbiye Nasri bulunuyordu. muharrir arkadaşım A'van zade Sü. leymen Bey (Firavun) & yes terciime etmiş Bana atris), (öiranuş Kim), (Topal yazi), (Aleksanyani, (Şahinyan), (&ülhanvan;, dsmal Zühtü) olmak fizere temsil heyeti kurdum. Pira vun! p'yesni provaya başladık. O vakit neşred. mekte bulunan (Sa, Üsh) gazetesine de şöyle bir ilân Ve (Firavun piyesi provaya baş. Pek yakında şehrimiz sen'st. kârları tarafından temsil olunacak. Nemrudun cehennemden y dıt) £ olacak ya. bu ân Berhislâm efendi görmüş. Derhal En ver Paşaya telefon et had ilân ettik. Alemi ilim dsm hayır bekliyoruz. Garetelerde böre münasebetsiz kelimeleri ilân çıkıyor. Müdüman alemine çok fena tesir yapar. Hazrei Musayı İstanbul, 43 sahneye çıkarıyorlar diye bizi tel'in ederler .. demiş Babil caddesinde (İtimad) hanesine gelmiştim. Üç taharri me. mMuru birden otrafımı eldılar — Ne duyoruz?. Diye korktum. — Biz Tevfik Hüdi Bey istiyor... de are. Doğru Müğeiyete gittik. Fakat Tevfik Had: Beyin yüzünü görmek kısmet olmadı. Evrskimiz Di, vam Harbe havale edilmiş Müdiri - yetten doğruca Merkez Kumandanlı. dina yol'adılar. Cevad Bey ben: görünen: — Yahu, bu ilânı sen Dedi. yaptın?.. * Evet! — Hiç düşünmedin mi2. Böyle dân Gr mu?. (Musa) yı (İsa) yı ne ka, rıştırıyorsun? Sen tiya bak. İn. “san kendi kuyusunu böşle kendi ka, mr mı? İyi amım Beyim; dedim: bizin Piyeste bir defn (İs), (Musa) yok bu: (Nemrud) ç nid bir talodur. Sani. yen: Havre İsanın fm: var, Hergü Beyoğlunda sinemalarda öyneyer.. rek Büeceksin?, ! kütüb Pip iy e mi Şeyhislâm etewdi bunları görmemiş de betim bir amir ilanımı mı görmüş? — Vallahı bilmem kardeşim, çime, Uk sen (Bekirağna bölüğünde) istirahat * Bekirağa bölüğüne atıldık. Ne ari- yan var, me soran: — Yahu. buranın müstantıği iin yok mu?, Bize kimse bir şey sormiya- cak mi?. Derd anlatmıyscik miyiz Kendimiz müdafaa etmiyecek miyiz dedim. Meğer ornın &deti böyle imiş. İn jsam bir defa buraya attılar mı; artık İByüb Sullandeki şer gibi. (çağı iniş, Bin derece kalwe Üryakisi idimi. Yanunda paza da tükendi Şöyle günde on an beş kahve temin ötmek işin ne yapmalı yarabbi?. Akizan bir kurnazlık yek. Olur rma olur?. Mindemki (Saksı) da var. MU. kemmel olur. Dedim. Son yüz parayı kahveciye vererek bir fincan kahve İ getirttim. İçtiklen sonra fincanı çe- virdim, Suğudu. Elme alıp Mila Bak, mağa başladım, mak) talıe vabeste kendi kedime: — Allah. allah... haf şey... garib şey... le ha. Diyordu. Öteden biri atıldı; — Bey babal,, Sen kahve falı bi. Ur misin? Güldüm: — Hey gdi evlâdı mübarekimz hey. dedim. kahve falını icad eden Aciseridir. — Ya, medin yahu?. Kahveci. iç iki kale yap, (Bey baba le birer kâhve yap), (bey babaya bir kahve yap) sözler! o kadar çoğaktı kr, gimde on on beş deği. belki kırk elli kahve içiyirdum. (Evlâdım.. bir küdın dört gözle se. nin yoluna bakıyor. fakat, her kimse ewde mi; yakın komşu mu bir kadın da bunu çok teselli cdiyor,). Süphanalah. tu. ya... bu da böy. yindiyo kadar neden söyle, bize bey baba niyet kuyazuna dü.; Bakarken başımı iki tarafa sallıyor, Ribeite bu adamın bir kadın akra, bası vardır. Ebete komşusuuden br kadın vardar. Artik herkesin miz: alacdğı şekle göre uydu. (Azism, sana bu işde bir adam düş! munlık yapmış. Fakat sonra nadim olmuş. Şimdi iyilik yapmak ütiyor.) Burdan tabi bir şey olur mu?. Ha. piste bulunan bir adama elbette biri fenalık yapınıştır. Hiç günaza bir memur kolundan tutup oraya gölür. müştür, Hele biçare köylülere ne TJAr. | tvraliar kvıryordum.: (Sizin öpde büyük bir çınar var. /Bir de sakallı bir adam var. Cami gibi bir şey var. Onun yanında otu- Tüp dalma anni düşümüyor.) — Baba biliyor?.. Diyorlardı. köy. deki esmiye, muhtara kadar bildi Ebette köyde cami varır. Ebette sakallı adam da çoktur. değil mi? Boyuna kahve içiyordum. Hele bir iz kaptan vardı. Maha de mubtarmış. Tahsin namında biri, tin iğlalne kapılmış Sahte mühür. ier Yayemışlar.. o kadar fala merakli İidi ki tarif kabul elmez. Bir de sev. İgis tim. Fala baktıran bir kimse sun, erkek olsun bir sevgilisi oldu mu, artık ona söylenecek: Lâyuad velâ #uhak.. sayfalarla £ söyle. kitablaria söyle. Para almıyordum... çünkü foyam meydana çıkar da inmtat gbilinden adamakıllı bir sopa yerim diye kör“ İ kuyordum. Fakat (kahve İşama kadar boyuna kahve; çar: M. monata içiyordum. — Bana (ir kuhve yap?. Fala &a. ikacağız. Beyaz fincanu koy. Bak: Bey baba da ne içer?. Kahve #mi?, Çay 17. Limonata mı?. * Tom altı ay o halde kaklım. Ne müstantik çağırıyor; na mahkemeye İçağırıyorlardı. (Yat Allah kerimdir) demişler atmışlardı galiba. Hakikaten burası bir gayya kuyusu halini almış| mek caladir. En meşhur kadın avcı. ları bü adımın yaninda solda sıfır kalırlardı. Yümlerce kızın davalarle Mİzalet bikir) den yatıyordu. Davner Jarı arasında on üç. on dört yaşında birçok da gerç mektebli kırlar Yar, dı. Sasi son derece güzel, uzun boylu, sarışın, mavi gözlü, çok yakışıklı bir gençti. Meselenin asil garib gu & deitiketlerine bais olduğu birçok kır si wemş Nasıka bunu &eşletmiş- İş kadın oi.) içtr diye.! meslerdi. Sabahın karanlığından ak.) da. (ri Ali) namında bir zenç vardı.) muhakkak geleceksin. Bana bir ezan Bu sdama İstanbulun (Lândeürü) de lar hâlâ peşinde gezi geziyorlar, ona ku. #ularla, (Bonbon), (çikvlala), (paz. ta), (kolonya) yolluyorlardı Enver Paşa bir gece Harbiye Reza. | de kalmış, Sarı A4 ber sabah ezan okurdu. O gece de sabaha karşı esin okudü, Sslâ verdi Kendisi de coştu, herkesi coşturdu. Hepimizi ağ. Yatkı, (Sarı Ali) nin muhrik sadasından (Enver) Paşa da müteessir olmuş. O da ağlamış, Br saat sonra bizzat koğuşa geli: — Kimdi o ezan okuyan! Korküdan kime #0 çıkaramadı. Bar Ali, Paşa darımcak ©'ye kirpi gdi bir köşeye büzüldü. — Kimdi 6 ozan okuyan? Gene cevib yok. Beni sakallı ma. kalı gördü. Müezzin zannelii; — Ben mi idin ezan ikuyan!, Ben bu işde Bir keramet olduğunu! anladım — Min gayti hadiin Paşam. — Peki!.. Gel benmie beraber. Nereye gidiyordum? Sopa yemeğe mi? Paşa ve yanındak' iki zabitle yu. karı çıktık. Bu kadar sert hir suale; Ali: «Bendim. diyebilir miydi? Nezaret tarafma (o geşlik, odasına girdi Ben kapıda Kalmak istedim. İçeriden: — Gel; nadirel bilkat gel! Paşanın sesi yumuşamıştı. Girdin — Beni esbsh sabah hüngür hün. gör ağlattın. Dedi. Eyvah... Ya ga ezani br daba oku dese. o vaki hüngür büngür ağla - mak sırası bana gelecekti, Korkum, dan titremeğe başladım. — İsmin ne senin? — Mahmud Saim hoca. — FU öpülecek adımsm? Amma. biran da şeytenkk var sende... Bu ne ses yalu!. Gölten Bilâk Habeşi indi zarmettim. — Btağturulah Paşam. Teveceühü devietteri., Bak eürmün nedir diye sormu. yorum. Ne olunsa olsun. Beni bihuş , haydi güle güle git. Evlâdü aya Ene kavak. yalnız Cuma günü yala okuyucakıım. Bevircimden Paşayı elekledan: — Estağfurullah hocam. estağfu rullah.. yalnız âskerde emir tekrar et mek vardır. Hani emri tekrarlama. ân? — Cuma günü. öğle üzeri, yalıya geleceğim. ae bir esan okuyacağım. Alahalmarladık Paşam.. (Arkas var) Mahmud Saim Altındağ eni, eskisinden daha farla 6* vıyorum Sedad.. aşk, ver, gobu gibi. karşdannazsa ilerliyor. şakmıyacağım. Köndime ve aşkıma #hdkim olmağa çalışacağım. Brma mal, #kabil son de oradan. kaçmıyacaksın! #edad.. şimdiye kadar çoktan gelmiş ğüm oraya,, fakat kocamın bası işleri a siktiriyor. . Eğer biras aha uzsrza kendi başıma kalkıp ge, zaman! yinden vurulmuşa dönmüştü. Nevin çittiiğe gel Nazan hanım. Nev genleri biliyor. Bunların ikisi de erdi Nevini, kocasile karşısında görmede, arâlarında bitirinden feci jenammi! edemiyeceteti, Mektub, kal) İbindeki külleri eşelemiş, Nevinin ateşi İtakrar gönlünü sarmıştı. Nazan hanımın mânalı endisine karşı takındığı Behebini şimdi arıyordu. $ Nazan hanimm gösü önünde Ne- nle bir melodram mı oymıyacaklı İı? Genç en büyük rol kendisine di işüyordu, Hem de ne ağır, ne çetin! ibir rol. İ Bon hâdisedenberi Nazan hanimisl #karşılaşmaktan dalma içtinab etmig) Sabah kıraniğı bataklığı gidiyor, öğeye yakın arka yoldan çiftliğe dö İniyor, odasına çok geç üvdet ediyor. du İ Nazan hanımın kendisine tarsiyel vermesde ihilâf belloğmuş çiftlikte #kalmıştı. Fakat müdem k! Nevin geli.| İyordu, madem ki Kevini kooasile yan, ana görecekti, mademki, geceleri penceresinin önüne oturduğu yrman,i evinin kocasile beraber yattığı oda. İnan aşıkları gözüne girecekti; vasıl 0. sözlerinin! tararların! mik! lur da artık çiftlikte kalabılird? m, ona geç vakit iki mektub vermi (. Biri Nevinden diğeri 5: nikine yakın bir üzüntü te Jeştiği da canı sikil İKardaği vazifeye yer du. Bun, Jkadınların. çalşacakin hazırlanmadığı ka desi genç ve güzeldi. Rahat bırakıl mıyacağını düşünüyordu. Selma, m6) tubunda, iyi bir mulstie çalıştığı! odalarında hiç erkek Olmadığını ük ve etanişli. Buna rağmen cinin olami yordu. J İçinde bahtına karşı zaptedimei bir isyan duydu. Her günü Wi tarlb mi geçecek, dama bö Nazan hanım vaziyeti biliyor. Kerin gelecek. Ooo. gümer içinden çık İdivelere gebeydi. Yapılac: hareket o#alyordu. Hiç Oolmazsfği İçifilklen muvakkağ bir zaman içini olsun uzaklaşmak. bu fikri makul buldu. Nevinler on beş gün kalacakları İsöre, o, on beş gün İstanbula gide ceki. Bu da kolay tatbik edilecek bir b ket değildi. Çirtiğin de tam iş zamanıydı. Batak'ığın kurutulması o fanbyetiğl oca eriyordu. On beş günlük uzaklı İma her iki işi de yüzüstü bıraktıra baktı. Başını elleri arasında sikiyordu. Çuldıracaklı. ; Ani bir kararla Kalktı, dişari çoğ Yanaşmalardan binsne beygir hazır, artı. Hiçbir istikamel tayin etmede! beygiri süratle sürüyordu. Sanki çil İikten uzaklaşma, bu üzüntülere ayrılmış olacaktı. Gece bastırıyordu. Nefis bir topr: İokusu, çam kokularle karışık dağ sını döndürliyor, böcek ses'eri kala ğına, Musiki nağmeleri halinde gel i rd: besi (Arkası var) İ YA RR

Bu sayıdan diğer sayfalar: