“Kel Hasa ndan Onunla bir geco adeta tibesabah tarla oynamıştık. Onun şayanı hayret kumartazlığına karşı benim (civalı zar) kullanmak'ığım sramızı birdenbire son derece açmıştı. Bu cihelie bana çuk kızıpordu: idare kandili kiyafeti ; seni görünce şeytanın gördüm zannediyorum. Kırk ypibk Kel Hiasanmn; beni civalı zarla Kaareitin Bocanın topal çömesine çe virdin. Ölsem unutmam, 'Komiki şehirin bu şekâları nihayet Söbirarn müncer olmuştu. Zaten bütün “kavgalar şaka ile büşlamaz mı?. Ne © vakii gehrmdebaşında mümmere vere cek olanın; inadına karşıki tiyatroyu © Otatar; çeşid çeşki ilânlar çıkarır; beni © ifüs ettirmeğe çaldı. © OKomiki (o şehirmizin (o rekabetinden kurtulmak için oŞehradebaşındaki ©- Yunlarımızda (onunlu bari teşriki me. ga; edelim) dedik. Fatihte Zincirikuyudaki evinde mü. ankere etili, (Kaparo akçesi! diye bizden (30) lira slımcaya xadar tekli. “fimizi kabul eder göründü. x O vak tiyatro “zarda “güdüm Yalnız banımlus); (gece: Erkeklere) oyun oyDanımdı, Ha şan Efendi ie birlikte ilk oyun olarak «Rüyuda taşşuk) piyesini koyduk. Pa- “kat inadına gündüz oyununa kendisi © gelmedi. Hanımlar -hoşou'suzlukla. Çı- Kip gittiler akşama da biltabi fazla bir iş adık, gene zarar tik, Artık anladım ki kom! (fasan) E fendi benden intikam olmağa karar vermiş bulunuyor, ve eline cn körük fzaat geçinen bunu ganimet addediyor dul. Anlaşılıyondu ki: Komiki gehiri yola getirmek için ona bir (komedi! oyna- “mek lam * (ahmull Şevket )paşa e iki gür evvel (<Gedimaşalı Müzesyen) hanım © meselesi olmuştu. Bu meselede pınçayı #65 derece hudid; uwüinasıb; ve bir © işin künhünü tahkik olmeden Trim derhal tatbik eder karaijerde gördüm O gün aksam üstü alaturka saatli de Şehzmdebaşında (İkbal) kıraatim- pesinde — oturuyuruz. Hasan Efendi; gene bana taş atmağa başladım — Mahmud Saim celebi; dedi; ben intikam Behsadedaşında sahneye tek beşims çıkarım; bütün oyunu kendim oyua - İrm; sme halkı o güldürürüm; senin Devzuhur kemiklerin gibi yüümü si « yaliz borayıp; mşkayı jsehneye (oçıkarım. Oben tamla; sözlerimle müşterileri. mi güldürürüm. Ben burada fren; si? bu yeni yeni kumpanyalarla hiç bu ta. İraflara gelmeyin. hattâ ben sizin ye. İrinizde olen: «Şehzadebaşında Ha. İsan Efendi varmış!» diye duydum mu, Kiprüden bu tarafa geçemem. İ Kanım beynime çıkmıştı Yavas I İni Beni taköld hakkını sana kim ver ?, — San'atım?. — Ya yimdi ben sana gösteririm, (Paza hiddetle tolonu kapadı). Müvatfak olmuştum. Biraz sonra ki. kuruldum. Yarım saat geçti üç Innbat memuru kıraahaneye girdi Birafa, baktılar. Hasanı görünce ona doğru gittiler. Kulaima (yavaşça ber| wwler söylediler. Kelin yüzü sapsarı olmuştu, Yutkundu, düşündü, durdu. Nihayet çarei necat bulamadı, sar: sa. mur kürklü paltosunu gipdi, onları önüne düştü, çıkıp gitti, Gece tyat- roya sötim: Hasan Efendi yoktu!. darlığına götürmüşler. o vakte kasar Mahrmd Şevket Paşa gitmiş. İnzibai sabiti: — Essen Rfendi; sen Mahmud Bey İkbal Krasihanesinden kalktım. Kö-| kek Paşa hazretlerini niçin kıztırdın? gedeki bakkala gelim, Telefonu 86-İBu akşam Bekiraân bölüğünde yatacak tam: — Ormsi neresi?. — Harbiye Nezareti! — Mahmud Şevket Paşa hazretleri orada m2. — Buradalar!, — Lütten veriniz! — Buyurun! — Ben Mahmud Şevket! İ GHasan Efendinin ince bir konuşması İvardı. Onun sesini taklid ettim.) i Badenis Komik Hasan!, — Şu meşhur Kel Hasan m? — Evek efendim, bendenizim. — Ne var; Hasan Efendi?. — Paşam; sizden bu akşam; birkaç 'acakmış onlar? — Bu akşam bir oyunum var, Oy. run son pendeninde bir saksi takıp; sizi temsilen bir monolog söyliyeseğim, Yani Mahmud Sevket Paşa olacağım?. . Bizim beygir kuyruğundan yapılmış (peruks») deni. İlen takma sukallarımız vardır. Paşa hiddetlenmeğe başlamıştı. Sert bir sesle; — Ey. dedi. — Onu takıp sizin rolünüsü yapaca. ğun, — Başka eğlenecek ger bulamadm m?, Komedi kumpanyasında bahusus Kel Hasan tiyatrosunda benim ro'f. mün ne işi var? asindan da güzel bir kanlom divorsun.. e- y yaptığımı duyarsam yangın yerine gel. ğer böyle bir vallahi tiyalron ririm, — Elçbir şey yapamaasın paşım, ben de penin gibi bir fendim. #n. Sana o kadar kızmıştı ki kapıdan içeri girince ismini bile sormadan Ça lacaktı kamçıyı.. Hasan Efendi merhum çok korkak bir adamdı, Büstitün şaşırmış: — Vallahi haberim yok © bira: demiş. Benim paşs İl Tubal o Erssthanesinde tarla oynuyorum, O gree çar naçar Bekirağa bölteğin. de yalnış. Ertesi sabah paşa gelmiş. Hasanı çağırtmış!, Açmış ağını Yum- muş gözünü: — Be udam. cen İç sıkılmaz mi #n?. Beygir kılından sakil takacak sn haf, — Paşa hazretleri benim bir şeyden haberim yok. İnkâr İstemem. tek bir lâf ©8. vab da istemem. Anlaşılan akşam ye- diği ayaz; sana, yapığın küstahlğı unutturdu. — Ben ne yaptım paşam? tim ne?, sabahtenberi Kababa- — Sun dedin ya! Zaten asabiyini;|: bir tek kelime daha söylersen valahi Harreti İsa gibi eçni şu kapıya mıhla- run... Bu dola çi, sana © beygir kılından sakalın kılı kadar sopa ii. rırdım sanma. bu defa kusurunu ya gına bağışlıyorum, fakat nir defa daha böyle bir şey yapmağa kalkarsan, ba. sn kel; burnun yok; İki kulağını da ben keserim; tam komple sahneye çı. kârsın.. Neye uğradığını hlk anlayamıza» Hasan Efendi süt dökmüş kedi gibi pa şanm yanından çıkmuş; *e bu vak'ada geçirdiği korkudan o hastalanarık bir hafta evniden dışarı çlunamşıtı!.. Makınud Saim Altındağ (Arkas var) | cuğum, dedi. b: kapının önünde beklişeceğim. Hiçbi « Şimdi; bayılırsın, hiçbir şeyi hisetmezsin!.. 5 Doklerun yamağı Selmenın ayakla İrmı, ameliyat koltuğunun ayaklıkla.| çalışırken, doktor Güzine asık bir su rala bir an evvel diğeri çıkmasın! şarek ediyordu. $ Güzin, dediği gibi kapının önünde bekriyor, bekleme odasındakilerin ga İ ter gelir, üşütmeyin.. Güzin, Selmayı koltuk altlarmdan! İkucaklamışdı: | — Haydi Selmacığım, biraz gayreti e$!., Genç kadın, bir külçe haline gel rma hoyrat bir çekişle yerleştirmeğelmiş olan vücudunu müşkülüfin doğ-kerek, Selmanın önünden İrultebüdi. Güzleri kararıyor, odadaki eşyalar başının içinde dönüyordu. Kendilerini #okak kapısının önün. de bulmuşlardı. İ Selma: rTfo garib bakmalarına reğmen, sinirli —Yürüyemiyeceğim, dedi. biraz da-| ve emdişeli dir vaziyette bir aşağı biriha dinleneyim. Güzinin cevabını bek “Son Posta,, nın edebi romanı Yazan: Nasret Safa Coskun için, iki taraftan eğerek, gör, meğe çalışıyardu, Güzin sert e he: -— Ne istiyorsunuz! Diye sordu. Genç adami, Güzini omuzundan çeği rant Salmat., Bu hitab karşısında Selma, gözle, İrini araladı, aralar arniamaz da -i İcudunda soğuk bir ra'ye geçti G leri büyüdü. Çünkü, kendisine sesleği nen adam Beveddi. Halsizliğinden ümid edimiyen birğ yukarı dolaşıyordu. Bu intizar tam 25 dakika sürdü. Kapı aralanmış, sivri bir sakal gö, rünmüştü; — Gelebilirsiniz! 'Tehslükle odaya alıldı. Selmayı! şedungun (OÜzerine (o yatırınışlardız! Genç kadının yüzü sapsarı kesim. ter içinde kalmıştı. Derin derin nefes Miyor, ara sira omuzları sarsılarak işi boşalıyor, sayıklıyorduz — Doktor. Güzin de kendini tatamamıştı. ağ- layarsk arkadaşına sarıldı, baş ucu- ha oturarak başını dizlerine “dayı doktorun verdiği kolonya ile çakuk - larını, bileklerini oğmağa beşladı 18 dakika sonra, Selma, bıçkırıklari sırslarak kendine gelmişti. Göz! lerini Oaralar oaralamaz OGüzinin şefkat ve sevgi dolu (gözlerile kar. şılaştı. Arkadaşı gülmeğe Çalışiyor.! — Geçmiş olsun yuvrucuğum. Gö dün mü, gözünü kapayıp aşıncaya kadar geçiverdi. İyisin yal, Dudakları, birbirine yapışmış gibiy., di. Çenesini kapırdatamadı, Tekrar gözlerini yumdu. Başında tahammül edi'mez bir ağırlık vardı, AĞZI pes, ydı, genzi yanıyordu. Yarı telinden sını kıpırdatamıyordu. Döktor: — Haydi, dedi, geçmiş olsun. ya. vaş yavaş kalkm bakalım. Kapıdan br otomobile binersin. Bu akşem yalnız süt içsin, yoğurt yesin!, Fazla ikpırdatmamağa gayret edin. Çok dal “ N İsüratle yerinden fırlayarak Güzlü İlcmeden kaklırıma çöktü, Mütenu yen terliyordu. Alnı ter kabarcıklarile örtülydi. Saçları şakaklarına, ense, isine yapışmıştı, — Haydi biraz gayret daha Selma. cığum.. hiç olmazsa kendimizi tram- vaya atalım. İ Sendeleyerek doğruldu, yürüyemi - yordu. Güzine yüklenmiş olmasına, rağmen, ayakları taşlara taktıyordu. Dizleri, diz kapaklarından o &ırumış- ti sanki. köşe başlarında, apartıman kapılarında, kaldırım (kenarlarında, dinlene dinlene caddeye yaklaşmış.) lardı. “Tramvay durağına pek a3 kal! muşta. Güzinin içi o parçalanıyordu! Zavallı Selmayı bir otomobile bindi! remiyordu. Kendi kendisine lânet et ti. Arkadaşı için yalnız külü umu niye gilmek Sedakârlığile iktifa et. memeli, o faaliyetine devam etkiğini İhaber aldığı Madam Annanın evine bir gece osun uğrıyarak biç ol. mazsa, zâvallı yavruya birkaş gün iyi gıda aldıracak, böyle sokuklarda #ü- olacak beş on para temin etmeliydi. Ne fayda ki, bunu Güşünememişti. Selma, bir aralık fek rar köşe başında, kaldırımın “kenarı. na çöküvermişti. Gelen geçen onlar? tuhaf tahaf bakıyor, hattâ o duzup| İseyredenler de olüyordü. elmanın, terlerini kurularken, ar kalarında birinin durduğunu hisset, ti. 'Terslemek için başını hiddetle çe) 'virdiği zaman, karşısında, çok şik yinmiş genç bir adam gördü. Güzin, Selmanın ününü kspadığımadık daha, koluna yapıştı. — Güzin yalvarırım sana. beni buradan.. Güzin hişbir şey snlamamıştı, BU İdelikanlının bir Selmamın yüzüne ba. kıyordu: Eeved Selmama elini tutmada İlışiyordu : — Ne oldu sana böyle Selma! Erkeğin eli eline değer değmez Sel göt 'ma isikrahla elini çekmiş, geriye Tu bir adım atmıştı. — Çekilin buradan. #x kimsi — Beni tanımadın mı Selmat, i iniz? & Zen Bu ismi işitince, Güzin deliye dö: ; müştüz : — Siz, Boved beysiniz, demek. sizi de bir parça hâyâ; ulanmak olsay, dı, yanmıza yazlaşmazdınız. Kizcaş gın halini görüyorsunuz Esu beğendiniz mi?. Ecved afallamıştı, ğaemamni Bir şey söyliye. vereni nu sürüklemeğe uğraşıyordu — Ahlâksızlığın bu derecesi de irülmemletir, Ecved, Selmanın yürümekten âci İolduğunu görüyordu! “we yandım edeyim! Dedi, Guwu şiğdetle reddett — Lüzam yok. derhal yatıımızdan; ayrılmız. Vicdansız adamışrın yar dımlarını kabul edecek kadar alçat (Arkası ver) ii enne senn A