İngiliz - Rus Anlaşması Ekrem Uşaklıgil ngiliz . Rus anlaşmasının ma. iyeti bü — E sini de tereddüde düşürdü lan vesika basit bir anlaşma değil, tam bir ütifak muahedesidir. İngiltere işte iki yıl oluyor ki harb içindedir. Bütün tarihinin en çetin, en tehlikeli, en masrafı dövüşünü yapmalıladır, yaparken de her za. man takdir edilecek bir sebat, bir cesaret, bir hayatiyet termekte. dir, fakat böyle karanlik günlerin aydınlık günlerle mütemadi bir de- ğişme yaptığı bu iki yıllık harb es. nasinda harb gayelerinin ne oldu. ğunu ilân etmekten daima çekin - miş, içten ve dıştan gelen bütün israrlar karşısında bu hususa dair maddeleşmiş hir program göslerme- #mekte isra etmiştir. Bununla bera. ber bu bahis açıldığı, yahud pro - paganda yapmıya lüzum görüldüğü dır ki, İngişreyi demokrasi namına Hit. lerizm İle faşizm (o diktatörlüklerini yıkmak gayesi uğruna harbeden w devlet olarak gösterir. O halde SON ! l a — Iİ Tİ > ÜL) | ER up Cemiyet hayati mütevasıl kaplar gibidir. Bir cemyetin kültürü, siyaseti, müdafaa kabiliyeti birbirinden pek de ayrı telâkki edilemez. Birindeki irtifa diğerlerinin de seviyesini tayin eder» Değişen dünya: İki asır içind çöken Türkiye. Yazan: Ahmed Hamdi Başar : çözüldüğünü (görüyoruz Fakat arbinde (doğmuş sonraları yollar açıldıkça ve bil ani ve insani) hassa şimendiler yapıldıkça bu bir dünya görüşüne malik, dün -;çözülüş, memleketin or uzak yer. yanın ileri br refsh ve sükün'lerine kadar gitmiştir. devresine ulaşmasını istiyen bir! o Şimendiferle ve garb tekniğine din olarak değil, willetleri ve in-| dikildi sanlari bü konalla istismarı fazi -! o GE ki ilen, şahsi menfaat esasına yol gi - Bm bir istismar metodu o -)mendiler şark O memleketlerin: hürriyet vel açık pazarlar haline koymak, gar- addi ve iğ. bin rekabetine mâruz bırakmak itibarile sonsuz bir ıztırab ve se. her açılan yapilan şi- bem i bi ek olursak görürüz ee i yoktur. Da-| iü ve mk harb sonu ola.! Dk smnen tesbit edilmiştir. O hal. e in ki muharebe müşte- rek bir İngiliz . Rus zaferi ile bit miştir, sonu ne olacak? Bir İngiliz - Rus zaferi faraziyesi bizi, İngilterenin Avrupa kıt'asında ordusu mevcud olmadığına göre, Avrupa kıt'asinın Rus işgal ve nüfu. zu altına gireceğini düşünmiye sev. eyi bu düşünceden de ikinci bir doğar: Müşterek bir İngiliz . Rus zaferi halinde Avrupada demokrasi mi hâkim olacak, yoksa komünizm mi? Öyle sanılabilir ki, ba iki süsle alâkadarlar dahi henüz ce- in düşünec: olan zaman içinde içten içe düşüne-| cekler, Tedbirini almıya çalışacak lardır, o vakte intizaren de tefsir ler ve müktulealar hisse ve ye ue devam edip gidecektir. t e mütaleaden bitaraf memleket lerde yapılanları metin halinde gör. mek mümkim olmadı. Türk gazete Gleri arasında düşünülenlere gelin. ce, bunları yekdiğerinden çok farklı buluyoruz. Meselâ Tan gezetesin - de, Zekeriya Sertel şöyle diyor: — «İngiliz - Sovyet ani inin | en büyük menasi, harbden sonra, kurulacak yeni dünya hakkında Sovyetlerle demokrasilerin anlaş - imiş olmalarıdır. Nihai zafere kadar iki tarafın m sulh yapmak » ÖN çek i, di vi sulh esaslarının müştereken tesbiti. ni emreder. Bu da yeni dü rafın anlaşıp beraber çalışmalarını icab ettirir.» z Yeni Sabah'da şöyle diyor: RR rl asıl manasila bir ittifak muahedena| mesi aktedilmemiştir. İki memleket! arasında yapılan anlaşma olelitlak Almanya devleti aleyhinde bile de. ildir. Bu doğrudan doğruya Hitler İle ve nazilik ile mücadele için vücud bulmuş bir anlaşmadır. Yarın Almanyada nasyonal . 108. yalizm iktidar mevkiinden düşse de yerine faraza bir komünist hükümet gelse bugünkü İngiliz - Rus anlaş. mas devam edebilir mi? Komünist Hüseyin Cahid falet memba olmuştur. Bu mem. Jeketlerde şimendilere karşı hal - kın gö hoşnudsuzluğu, ce- halete atfelenler çoktur. Fakat le bir cehaletin kör inedma idir diferin ber ei di? Bili. ı ber geçliği yerin beti bereketi kaçımı, mamureler yıl. miş, halkın sefaleti artmış, şehir. ler başalınış köyler yıkılmıştır. Çünkü her şimendifer, nakliyat müşkülâtından dolayı kendi ken - rinin kaeleşliklerini ilân ede.| dini koruyan iç pazarların şerai « Sl hülâsa dlnyamın bütünlüğü Klm ile ve yeni nizam hakkında insanlığın | Bü esi a leri heyeti İhecmuasını şâmi! bir e halk da, müşakedenin verdi hit hazırlıyacakir. Ne gezer! Yay-jKi tabiilerie müthiş ve > m mak değil, sak'amak, ve eski şari z si . lara bağlı msanlarıı cehaletinden A e 3, istifade ederex ve her türlü tazyik eşi ve istibdad usullerile görbde olsr İl i z İbüyük binalar, el © larınm e “| yerinde büyük fabrikalar, eski Yan keieayor. bütün gayretile bu-|buğday depolarının yerinde ise na mâni olmıya çalışıyordu. Bu “İbüyük silolar yapılacak, asfalt yol aların garb ıçin istismar sahasi İlarile modern şehirler dana lecek vu şti. olarak kalması iâzımdı. niş “. mendifeler bu şehir) ve ye olduğ halde bu Mem-| evleri yıkmış, yerleri eketler, garb sanayicileri İÇİn VA) pırakmışı“al Narini ka müstemleke, ya yarı müsteinleke| yys, sasi he biiyük şe şeklinde garbin sanayi o eŞYAS'DA| lerin sokaklarında sefil ve işsiz do. şa mecbur Kaldı -İJaşan veya kapılarda hizmetçilik mleketlerin - bİTİ eden bir sürü insanlar hâline ge- tirmiş, buğday ambarları yıkılmış, yerlerine Amerikâdan gelen un - ları gaklıyacak depolar yapılmış - tır, tazyiki al. Eli kolu bağlı Türkiye tındaydı. Kapitilâsyonlar altında iye garbin sanayileşme ha. Türkiye garb kapitalistlerinin kar.! ydi ve e şısmda eli kola bağlanmış bir in. etleri gibi derha va e sana benziyordu. Türkiye ve & -'lerini Ka yacak, kendi m e ğer Asya memleketleri kendi milli| 1 4 üncü sayfada) sanayilerini gümrükleri arkasında himaye edemediler, Serbest pazar| halinde evvelâ sahillerinden baslı. yarak içlerine doğru sanayiin çö- güldüğünü, tezgihların kapondığı- dan dolayı, o zam ve münakale vasıtalarının yok - tamamen garb - mi şöyle bütü Hürriyet mefkürecileri müca » bidlerini, ideoloğlarını şarka ve dünyanın her köşesine yollyacak, milletlerde serbesti ve hürriyet a- teşini yakacak, bü ya mi. İKonyaya şimendifer İman kerpiç yapılı evli r-| m.) t pılarını yoktu. Bunlar arasında bir memleket halinde yaşi kiye kapitülüsyonlar: da, İSTER iNAN, Bir arkadaş anlattı: — Küçük bir ev yaptırtnak istedim, plân, proje hazır. Bir müteahbid aradım, dürüst bir adam buldum. İşi götürü vermek niyetindeydim, mülcahhid bana şu cevabı verdi şehrinde v ketin ber i ve kesif mikta' sanayi vardr. A günün fiatına göre hesablasam aldanabilirim, muhtemel © fiat yüksekliklerini hesabliyarak yüz. de 25 fazla söylesem senin al toprak ve a -| aç işleri san. külüsa her çe. şid ve devrine göre ileri derecek| sanayi Türkiyede mevcuddu. Bun ların. hepsi birer birer silinip #Ü- elele (Devamı 7 nci sayfada) pürüldü. İlk zamanla sahil ş8- hirleri.. Ve garbe daha yakın olan Avrupa kısımlarında bu saneyiin a oamanasisenasesasas0ann0mmmensemsa >lşada ket ge) İSTER iNANMA ! «Fist hergün değişiyor, bu « | İSTER iNAN, iSTER INANMA ! POST ir) meyi ii ki ya fabrikasile bir & meh gıbı, tayyare ve tankla veya kim. DEDEBİYATI Romanda teknik ne demektir ? Yazan : Halid Fahri Ozanso İk, Se» zamanlarda bazi edebi ma-|de fazlas Yy alelerie ortaya kalp para gibi k ii aslam yer yermek metsiz bir iddia sürüldüğünü görülü, mir g olunca da, yoruz: romanda teknik meselesi. | kelime eke şir ei si meli de lr ma e a im 1 7 asavvur ve yafında plan ve senileyen vak'a. anl; öze akim leme vu rm, © karakterlere uygun vesile |dilen “nz gekündür. Zira ne hâ- Te ler düğünleri | beren kad © hâlin İamzi 5 ) o i na göre nihayet o düğüm Rai eb tarafa suya Bu ere erir kin karakterlerde son | katiyetle em pe karakterleri sözlerini söylemiş ve netice gene|rih ebedi bir teke ilini Ta ayni mantik çerçevesi içinde taay-İda bunun için bir efe İz lm 2 Bizmdır. mimari inşanin niğinde -eğer bu mâna ifade eder yön etmiş demektir.Garibi şu ki, bil Kama tamaşal biz bni emini Re İbu, barammila ekmiş beiiREŞ alel ceğimiz nazariyeye bir nas gibi bu. Şii Me tassövlir' çoktek;'” Sali€ mi e TARA Romancı kendi il i 'min içindeki köraktarleri al pe tan insandir. Bu tipleri hayattan sa bile owları yepyeni bir terki ile yeni baştan tasarlar. Bu İ bir. taslaktır, gittikçe orijinal çizgilerle başlar. Öyle ki artık onu, tam mü- san'atin bilh n bugün ak le görebilenler bu idumya sadece ikameti hakki.!gi inkişafa bugün İmralı adasına gidiyor iğ Şehrimizde bulunan Adliye Ve- kili Hasan Memerectoğlu dün öğ. leden evv dliyeyi ziyaret ede, rek, bir det o müdde'umumi Hikmet Onat odssında meşgul olmuştur. Vekil öğleden sonra beraberin. de müddejumumi ve hususi kalem pidürü olduğu halde — İstanbul | barosunu ziyatet ederek, baro re. si Mekki Hikmet enbeğ ve ba- ro azalarile avukatların ihtiyaçla. rı etrafında görüşmüştür. Adiiye Veki bugün berabe. rinde adliye erkânı olduğu halde İmralıya hareket edecektir. Vekil İmralıda bir gün kalacak ve esaslı tetkik ve teftişlerde buhmasaktır, Getirtilen ve getir- tilecek ithalât eşyası Basra yolunun nakliyata açıl mik. tarda otomobil lâstiği sipariş edil miştir. Üç partid? sipariş edilen bu Tüstiklerin adedi on bin kader vandır, Suriyedeki harbin bitamı üzerine nakilyatın çok daha mun. tazam bir şekilde Yapılacağı anla, şilmektadır, Diğer taraftan Avrupa hattın nakliyata açılması üzerine mem. Teketimize ithal edilmek için bek. liyen mallar da derhal getirilecek- tir. Bü malların mühim bir kısmi Belgrad ile Solyaya “gelmiştir. Bu mallar arasında bilhassa madeni eşya boru ve çivi bulunmaktadır. m mn vardır değil mi? Fakat İtalyan ro- mancisi ve tiyatro muharriri Luici Pirandello bunu da inkâr ediyor. Çünkü onun için her hakikat nisbi- dir. Bu teze göre vücuda getirdiği eserlerinde de bütün başlangıçları, devamları ve düğümleri kaymaka « nşik bir hale koyuyor, başlangış neresidir, son neresidir, bir türlü ye edemiyorsunuz. Size şimdi «İşte hakikat bun dedirten, biraz, ei «Hayırı. ötekil» dedirtmesi. de mihayete ere AENMNNAR DOr leziyi andiran bu ruh ve muammasi nerede aydınlanır haki- kat nerede anlaşılır, bunu *onsna kadar bekleyebilirsiniz. Fakat 870s€ gülebilirler. Georges Duhamel'in dediği gibi: i aVüklü canlı bir mahlükun inki.| İşahı her türlü mimarinin obaricinde vukun gelmez; fakat bu öyle bir örmaridir ki üstadı meçhelümüz > dür. Her cinsin yumurtası, hususi şekli teşkil edecek suretle inkişaf eder. Kartal yumurtası kartal ve yumurtasi kurbağa Kartalın umu. mi (mimari, daha evvelden, kusbağamaki gibi malünilur. insa. pin mimarisi de öyle, Her wablü kun ferdi talline gelince, hiçbirimi- ot mütekitlerimizin bile, bur evvelden teemüs ettiğin! m İK ekim düşünmemize bak-| kımez yoktur. Ve ite hayatın her İgünkü esrar, böylece, onun Tabita- eeiiki, mukadder ve man mz ve man al olmıyan inkişafın- nasile hayatla bile bulamazemiz. En iddialı realizm cereyanında bile bunun başka türlü olmasına manti-! kan imkân yoktur, Öyle olsa idi, resmin değil fotoğrafın san'at telâk| ki edilmesi lâzimgelirdi. Halbuki ikincinin tam hakikatine, tam ben.i zerli mwakabil, ötekinde, Yani resimde, sadece birkaç mâneli çizgi ile ortaya könulmüş bir şahsiyet, bör orijinalite göze (o çarpmaktadır. San'atkâr bu bu portreyi vücuda getirirken nasıl kendi muhayyilesi. ne, hamasiyetine, hüdiseleri ve eşya- yı görüşüne göre bir şekil çiziyoran, o şekli harekete getirirken de tipki sinemadaki canlı resimlerde olduğu göbi fantezisine uygun bir takim vak'alar da tahayyül etmektedir.Na si o karakteri, ilk nazarda ayn! kigimette gibi görünen, fakat ufak ufuk farklarla değişiklikler gösteren mubtehif insan nümunelerinden se- çerek ve hepsindeki farklı bir takim maddi ve manevi traitleri bir yerde teksif ederek vücuda getirmişse, o. İzin, hi le saniyorum ki, Duhamel, si bir mahlükun inkişafında yl olan mimari» ve emmi er günkü esrarı içinde rabi- Tesızlığı kadar mantıki, mukadder- Kii kadar biç memul olmıyan bir inkişafı kabul etmekle san'at için, bilhasen #oman san'atı için en doğru bir hükmü vermiştir. Artık bu fer- öre plân katiyetle evvelden mille göre plân yi taayyün “etmiş ve bir saat gibi hiç şaymadan bir sağa, bir sola, İlep ayni iki nokta arasinda gidip) gelen bir karakter kabul etmeğe de imkân yoktur. Bilâkis .bayatin biç beklenitmiyen ve bazan son daki - kada insanı şaşirtan | tesadüflerine e eseussusaanasanmsansanmasanaanaasuana «ha ilir, tale ve mukadderatz bile yepyeni bir istikamet verebilir. Romanda teknik ha! Bu ne de- mek? Hangi teknikten obahsedili - yor? Her büyük sanatkâr kendi tekniğini kendi kâyeye ebir varmis, bir yokmuş» diye başlamak yalniz çocuk masal. larının hiç değişmeyen şeklidir. Tam manasile san'atkâr olan bir ro- munci ise bu şekilden veilerleyis - ten pek haklı olarak andece nefret duyabilir. Rus romanı geniş ve uzün tahiilerle karakterleri ve muhiti canlandırma kendi nev'inde bakk- dir. Fakat ayni hayatı en kisa por. mi sen bu işi götürü vermekten vazgeç» Bs Halbuki ben bütün hayatım müddetince ne vereceğimi anla. İ madan bir lokanlanın masasına İ oturmamayı bile prensip yapmış danmaklığın o mümkündür, iyisi | Fransiz, bir İtalyan romanı da aym süretle orijinaldir. Mevzu mu diye- ceksiniz? Mevzuun ne ehemmiyeti var) Rolan Dorgelis o Avrupadan kalkıp Amerjkaya giden bir trsw satlantik içinde geçen on beş günlük bir yokuluğu Lir roman mevzuu 0- larak ortaya koyuyor. Eserde tek başına mühim bir Yak'a da yok, sa- kânsiz, evi gi nal eder. Bir hi -| 9999! treler ve hareketlerk gösteren birllİ eserinin son sâtırında ve SON kelimesinde de yapmıyacaktır. kendinize göte bir hakikat tasav ekirecek ve orada duracaktır. Ey. şimdi nered> kaldı, © hiç miyan teknik? O TİYAZİ soman niği? Büyük sözleri büyük adai belli söyliyehilirler. Cünkü yaratici aşhsiyetlerdir. F: 'kerrat cet | veli okur "bi < kere #R »n teniği- roman tekniğil? 5 sayıklasalar da, bu yorgun ve seslere kulak verecek olanlar, , mz istidadler veya basit sar eb lardır. Bunlar fçin karakter yg! mu da müstehase gibi bir r Bir kere kurumuz tazlaşmn, GESİ mez bir hal almiştir. Halbuki “yy. XVI ei asırda Moliöre Bige kadar sathi o düşünmemişti , Gb komedisinde Karpayon'u, Pİ“ gire. rası kadar Marianne'a Ae beleyecek bir kudrete Bini: İDemek oluyor ki iman Me yi hep: kuyunun içine düşen taşlar * çıka * ayni sesi, hep ayni çarlar e bot İzan durgun bir suya benii seks © ve manasiz bir iddisdaf, iiyelef Gİ şey değildir. Nitekim "9 İst hep açni Mirad ile cer de yep 3k İer. Bunların seyrini yani “ai *9 ağ Yy nı çizecek olan san'aikârin kendisidir. kürin kendi intihab dece her tabakadan, her milletten insanlarin bu on beş günlük müşte- rek hayat içindeki asları net &« 'dikniğtir. Bizi alâkadar öden de sa- hiç yaplırmamayi daha muvafık buldum.»