SONP OSTA Sas” 5 MONOLOĞ: Öfkenin zararı EAâf AL Sımnda Lâf atasında neler söylemeyiz, sahki cevher (O yumurtluyormuşuz gibi arada &ırada tekrârladığımız mâşhüt #âbirleri biraz deşsek nel gülünç olduklarını anlarız. Adümini cani sıkılır değil mi, cân Bu sıkılmaz mi? Canınin sikik dığını arkadaşlarına anlâtirken; — Sıkıntıdan patladım: Der, Böyle bir süzü işiten tabii karşılar, fakat hiç de tabii karşı Janâcak söz dekil, Sıkıntıdan patladım diyen gda - Mun fer adam gibi kolu, bücaği, kellesi külağı etinde dürüyor - dur. Kolotyacı, bir valize birçok işe kolonya döoldufur, berber berber dolaştırıp Kolonyaları Rösterit, methederdi, lerinden ker yerde bahsedilir. li im öyle engin ki... Bu kadar sözü zerginiizini an - İlatmak içini dz bulurlar, Mvc e - rler; ...Toplt yikilmez. Göühüne Retitin. Bir adim sokakta yü . yor, arkâsmdan top atıyorlar, hem İ fütbol tope, tenis topu, Kumaş to- pu gibi toplar zannetmeyin, kırk ikilik top. Adam, va birazicık sal. lanıyor, yahud da sıllanmıyor bi. le, elipi kolunu sallıya sallıya vo- lüna devam ediyor, © Biraz sert, biraz aksi bakanlar i — Affedersiniz şunu meraket- tim, sıkıntıdan patladınız da, söh- tadan parçalarınızı kimi birleşti - Pip &lzi eski halinize getirdi? Diye sormak icab etmez mi? Bazılarının ohuvlarıdın o bitile könüşürken ona pek yakın soku İlurlar, Bazılarının da huylandır. JBu tarzda, sokulup konuşanlardan Almarlatsa ölkelenir, valizi- »i Mzla kapayıp selâm verme - Gen çıkıp giderdi. Gene bir gün bir berber ondan kolonya alma- Yınca öfkelenmişti, valizini ka - Dörken bir yahda #len Yordu. Berberin köpeitinin kuy- Tuğunu valize Iustirdiğım far » 14 Yedi . Köpek can âcsile Okoşmuya büğladı, Valizi de sürüklüyor - du. Nihayet kuyruğu valizden kurtuldu amma, için: — Adama öyle bakar ki, karşı - hoşlanmazlar, Hattâ kendilerini tutamaz: -— Be adam burnuma mi gire - ceksin? Derler. Daha ne kadar sokula- nda pi ol b a e ai yıldırıma vurulmuşa dö- iner. Ne bakışmış bü... Gözünden yıl / dırım çikiyor. Mübarekteki öz #değil, sanki bulut adamı gözönüne getiriyor musunuz, yandan bakin ha... Sakın karşısına geçerim de- ir MZ Övünmekten, kendilerini met - | ketmekten hoşlananlar pek fazla - | dır. Herkesi kendilerinden küçük görürler. Şu methedildiği zaman dudak Bükerler. — Bir şey mi sanki, ben onun gibi yüz tanesini cebimden çıka- Firm, receksin ne tabirdir. gözönüne ge trin, Bir adam diğer adamın bür- hundan içeri giriyor. Burun mu bu, yoksa kale kapısı m? Paralı, emlik sahi tanınmış kimseler vardır. Zengi #ördün 1 genesini yorar mea su bieadeerelar Saras Kolonyacı valizi eline aldığı Zaman kolonyalar her tarafın- 'an akıyordu. Valizde kırılma - «dık tek bir AŞ, | Yeni bilmecemiz Birle bin arasında öyle bir sas kisiye bir kilo nefis şekerleme, bir ! ka, m bulacaksınız ki, hem rakam, | kişiye bir aylık Son Posta abonesi, de insanın boyundan yuka -İbir kişiye maroken kaplı ve fev- Yı kismind bulunan bir şeyin ismi) kalâde kâğıdlı bir muhtıra defteri Olacak, Bu rakama insanın bilek-İve diğer otuz kisiye de ayrı ayrı ten aşağı olan “kısmını ilâve edip) güzel ve kıymetli hediyeler vere- Sonuna da bir eklerseniz, ilk| ceğiz. Bu bilmecenin cevabı en geç bulduğunuz rakama fik bulduğu-|28 Mayıs Cuma gününe kadar ga- Muzun yarısım eklemiş olufsumüz. İzetemize gönderilmiş olmalıdır.) Facak. i rakam nedir biliniz. Bilmece cevabım: bize i -İ İşte böyle baylar, bayanlar lâf Bilirseniz bilmeceyi gazeteden) giniz zarfın üzerine «Bilmece» ke-| arasında kullandığımız tâbirleri 6- kesiniz, hallini atına vazıp bize|limesini ve bilmecenin gazetede) selersek ne garib iddialarda bu - Rönderi cıktığı tarihi yazınız. Mübarekteki çep mi, yoksa ban mı, elini sokacak, parmaklarıma uçlarile orada bulunanlardan bir- kaçını bir arada tutup çekip çıka- YAZAN : EKREM REŞİD — Bördlarımı yani öderi, 88 inânmaz... Bittim, bittim!..| Diye etli, yağlı göğsünü yum - Elimde hiç bir şey kalmadı!... Be-| Cüzdanı ben simdi nerede bula -|rukluyurdu. Mi mahkemeye verecekler... Ben| yım... Bitti, bitir... Temel nihayet bir sureti hal Mahkemede ne Jerim?... Diye dövünüyordu. Temel; bulmuştu. Bu iniki Apustoldan zuhur et - Mişti, Sarhoşluktan “ayılan, acı Yata avdet :den Apustoldan. Gayti şuuri adımlarla. ivan, Apustol bü üç felekzed r. felâketli felâketliyi cezbeder — Bana ari — İyisi mi kendimi öldüreyim!. Bu fikri Şetvan tamamile tas - vib etti, — Doğru, dedi, iyi fikir bu hiç aklıma gelmen .. Temel bir intihar arkadaşı bul. kadaşlar parayı yok- di rim?... .. On beş sene yatl... Elden reislik de gider, na- mus da gider!... Bitti, bitti, Per itti Kim bilir cüzdan Be - Bak idesini"ileri süren hükme bilmi- Gel de bul... Bittim... | duğuna' son derece hem memnun, Yerek olarak — birleşmişlerdii. | bittimi... bem. mütehassis olmuştu, Acıklı, Fakat her biri kendi derdinin na- Diye saçımı, başını yoluyordu.| ayni zamanda merhamet dolu bir Tinhda yanıyordu. Şetvan: Apustol: eda ile Şetvana sordu: — Otuz beş senelik Kar gibi be-| — Borçlar ne olacak?... Bun -| — Sen de mi canıma kıyacak- (rumlar eğlenceler | | Kimvurdü oyunu Oyun kalabalık arasında oyna - pip. Oyunu bilen biri, oyunu bil - i miyem birile yüzü koyun yapyana İyere yatacaklardır. O tarzdaki bi- rinin başınm olduğu tarafa öleki. hin ayakları gelecektir. Bunların Üzerihe bir battaniye örtülür. Ve İ yanlarına bir terlik konulür, oyu- hu bilmiyene şu tarzda anlatır! İ den biri terliği yerden al.p izini İden birine vuracağız ve yere bıra- hacağız, kime vurduksa, arkadaş| vurdular diyecek, yanındaki kim vurdu? diye soracak. o zaman ki. me vurdularsa o battaniyeyi kal. dırıp etrafına bakacak ve kendini vurami bulacak. Bulursa verine © yatar, bulamazsa gene kendi yata- caktır. Bu izahattan sonra iki arkadaş yere yatarlar. Ortumı bilmiyene dışarıdan biç kimse vurmaz, bep yanıtıdiki arkadaşı vurur. Oyunu bikmiyen kendisile birlikte yerde üphelenmiyeceği erecekleri et « tafta buhinanlardır. Oyunun 80 - nuna kâdar böyle ider. Öyumü bilen atada sırada kendine de yur- malıdır ki, ovunü bilmiyen şüphe İenmesin. Hattâ ovunu bilen ken- di kendine vurduğu zaman, etraf» tan birini gövlerirse bilmiş Ribi telâkki edilmeli ve © değişmelidir. Ovunu bilmiyen bundan cesaret alarak, oyukdan vâzgöçmez, vuru. wa g da arkadaşı gibi bulacağını ümid eder. Konyada gürbüz çocuk müsabakası e , İ kaza - Geçen bilmecemizde manların isimleri Pazartesi günü ed çikacak sayımızda li gektir. Hediye kazananlardan İstanbulda bulunanlar, hediye - lerini Pazartesi ve Perşembe günleri idarehanemizden ala - bilirler. Taşrada bulunanların hediyeleri posta ile adreslerine gönderilir. cevab n maddi cismi değil, ru- huydu. — Ne çare!,.. Lekeli yaşamak - tansa!... Dedi, Şetvanın ruhu. Fakat bu mânevi sadayı Apustolun maddi sesi takib etti: — Doğru söylüyorsunuz!... ÖK ri hayırlıl... Aranıza beni de & inf... Demek oluyordu ki meselenin! esası körarlaştırılmıştı; teferrüa - tını tesbit etmek kalmıştı. Bu hu- susta Üc karabaht arkadeş görü- seceklerdi, Fakat bına mahal kal- madı. Sahnenin perdeleri ayrıldı. | Seytani bir kahkaha koptu, Kah - jkaba su sözlerle neticelen || | Çok güzel bir pu - | maral imdiye kadar dün-| vada görülm Üç intihar İbirden sahne üntünde!,... | Bu şeytani gülüş, bu bıçak gibi! soğuk ve keskin ses Davidin gülü- '(Sam'at âleminde-1 Üç hâdise Yeni bir operet, Vedad Ürfinin temsili ve Konservatuarın son konseri Geçenlerde, Cemal Sahir jübilesi| Bu temsilde, hakkında © zaman miünasebetile o yazdığım bir yazıda, edindiğimiz intıbalarımızı değişti - İstanbuldu detli toplu bir öpereteİsecek bir vaziyet göremedik. Ve- olan ihtiyaçtan bahsetmiştim. Memu'dad Ürfi, muhakkak ki sahne tek. nuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz ki, İniğini iyi hazmetmiş, bu işin icab et bu hususta ciddi bir adim atılmakltikdiği titizliği Oyalmz o mizansende üzeredir. Ben kendi hesabima bu) pösteren bir sanatkâr. O Mizansen ciddi kelimesinde yanılmamak te-|titizliğini kendisi için değil, etraf ve Müleşebbislerin o bu işi özmni|eserin sahneys | konuluşu bakımın. derecede ehemmiyetle ele almalırı|dan mevzuu buheediyorum. O, bir bem İstanbulun bir eperât kazan -|rejisöre düşen vazifeyi yapmıştı. Fa mas hem de kendilerinin bir kerelkat arkadaşlarından pek çoğu bir daha sukutu hayale uğramamaları |san'atkâra düşen vazileyi yaprakta bakımından çok eri olacaktın ihmal gösterdiler, O zaman opetetin bir here daha| Kadın rolünde, Salma Suadi iti- sankör olduğunu iddiaya hiçbirimiz) dad, lâkin çok mübaliğalı, Halk kendimizde hak bulamayız. Yenil sahnesinin gevitmiş aktörü olan Ke operet topluluğunu. başa Halk O-İnan Güleri, Mahiüdün muvaffak peretinin kalbur üstü gelen san'at “İbi koyesi bulduk. Dadı fena değil. kârlarile, Halide, şahnemizde Ml Lâkin zaman zaman cvitiyordu. Ji bir atlara yaparak pazarı dikkati Surasını teslim edelim ki, bu Zayıf eelbeden Vedad ve diğer birzokiğ de ls Vedad Ürfi İstanbul hal- san'atkârlar teşkil | etmeki İn İnç büz yecü Hişitneğiie, Lütfullah Süreri, Celâl Süvuri, AR Süruri kardeşlerin başında bulundu- * ğu yeni operetin kadrosunu zayıf! Sek günü akşamı Şehir Tiyatro. bulmamız kâbil değildir; İyi bit Tesİsa komedi kısmında Kamservatuar pertüar, ciddi bir çalışma ve bilhaş'örkestra ve köoresunu dinledik, Mu. sa askerlikte olduğu kadar lüzumlu 'hittin Sadakın idare ettiği bur kon- bir disiplin yeni heyeti kolayca n260? şüphe yok ki gok müvaffakiyetli valfakiyete götürebilir, Kendilerin- den gök şeyler bekliyor ve müvaf. fakiyetletini temenni ediyoruz. : Amerikada, Avrupada ve Misir, da uzun zaman film öşlerile uğraş uktan sonra memlekete dönen ve Samsun Halkevins mütekâmil bir sahne ve kadro kazandiran san'at- kâr Vedad Ürfi geçen akşam, Şehir Tiyatrosu komedi kısmında, kendi eseri olan (Kan) isimli üç perdelik bir piyes temsil esi, Feeri kuvvet siz bulmak mümkün olmadığı gibi, temsili de tam Hianasile muvaffak heyeti ürümiye fibarile verebilece|ve kemmiyet itibari! imiz höküm: «İyi» dir. Sehzüdebaşında attomrrdaki eDemir. Bir erkek okuyucum O bülâsaten şöyle diyor: — «Tahmin ediyorum ki, bu genç kızı seveceğim, fazla güzel, fazla zeki, fazla cazib değil, fakat beni tatmin edecek, maddi vaziyeti de menfaatlerime uygun, iyi bir yu- va teşkil edebiliriz. Yalnız düşün. Benim siyah gördüğümü o, beyaz görüyor, onun beyaz gördüğü ise be nim gözümde kapkara.» Bazı kimseler vardır ki, stezad bikrin hastalığına müptelâdirlar, Ak onunkine id bir mütalea dermeyan «derler, ve bu mütaleanın üzerinde fettiseniz ilâcı bulunmuş demektir, derhal hakikatte benimsediğiniz fik rin aksini müdafaa ediniz, muhata- sulünü gayet mahirane fözımdar. Okuyucuma bir defa bu yolu tee parsanız,.. fikri besliyen Kayserili Apustol 3- tıldı: — Ne verirsin?... den: — İkişer yüz Ira... kurbanlık koyuna benziyordu. Her daklarından şu sözler süzüldü: sahnede yapalım... kaide #dinm's ölan Temel bü se fer de ftiraz efiti: dedin?. . İk Tiran m Dad hafifçe Ne dedin?... imsedi, işü ve sesiydi. David bir sıçrayısta , sahneden indi, Iki Uç rayışla mÇ daki fark Şetwan: bayrete düsür - İcelerimiz yekdiğerine tamamen 7d; ) — Bu işi yarın akşam üçünüz! bin liraya Temel de razı görün! birden şu sahnenin üstünde va -| vordu. Messle Fakat her şeye itiraz etmeği bir | sö: — İsterseniz ikiser bin Kra ol -| Sen nar: am?,.. deği, İki meblğm avasm-) tıracaksın?... oldu. Yalmız biz kendi hesabımıza orkesttânin repertuarısı çek koronunkini iss pek hafif bulduk. Koro bize yalniz Brahms'ın NÂ- NİE”si la, Haydin La Tempesto'm. nı dinletti. İki parça da iyi seçilmiş ve uzun olmakla Beraber koroyu dinlemiye gelenleri tatmin etmedi. Eskiden koro konserlerinde bizim tembel kompozitörlerin de burı eser lerini dinlerdik. Bu sene bu zevkten de mahrum kalj'k, (Tenbel kompozitörler) bahsine tekrar gelmek isterim. Konservati. fanımız iyi çalışıyor, fakat çalıştığını inddetmek te kabil değidir. Ancaklaz gösetriyor. Ki. o leri keyfiyet İs az buluyoruz son konserin Bunu ifade etmekis şmuvaffakiyetini asli unutmus olmu İyorum, Konsetvattarı Muhittin Sa- hane Müdürtin nden sonra hiç gör.'dakı, Solist AK Sezin'i imemiştik.. Aşağı yukarı sekiz on gi ederiz. ne, talebeleri rübe etmesini tavsiye ederim, İste- diği neticeyi alamadığı veya tecrü. beyi bıktıncı, yorgunhık verici ma- hiyette gördüğü tekdirde ise mace- rayı başlamadan bırakmak müree. cahtır. Gençlik, güzellik, zarafet, hattâ menfaat uygunluğu: zamanla değişe çek, ehemmiyeti sırasına göre aza- İp ekslecek vasıflardandir.. Yuva. da esas olan karukter uygunluğu - İdur, Eğer bu şart Mievend ise he- iyat yolunda hiç sendelemeden yü. si fikirde oldukları için değil, srf)rünekte devam edebilirsiniz. Sağı- #uahatablarıni üzüp kızdırmak için nizda, solunuzda ve önünüzde gö. receğiniz hep çiçek bahçesidir. Ak- si halde ise hayatınız cehennem o- ehemmiyetle dururlar, Hastalığı keş)lur. * Bayan «B. Av ya: — Hayatım sevgiye yaban ©. biniz hemen sizi memnun edecek)larak geçti, diyorumuz. O halde si- fikre gelir, Bu vaziyette o da müs-İze acıdım. Hiç yaşnmamışsınız, de. terihtir, siz de. Yalnız bu tabiye u.|mektir. Sevgiye yabancı kalarak ö- di kullanmak |mür sürmektense, sevip bedbaht ol- mak elbette müraccahtı, TEYZE halledilmiş addolu- nâbilirken ticaret zihniyeti sahibi Her zaman, her verde kazanç) Apustol bir sual daha sordu: — Peki!,.. Paraları vereceksin?,.. David, kanunun bir maddesmi ne zaman Bu sual Devide pek tabit g6 -| zikreden bir hâkim kat'iyet ve cid- ründü. Bir saniye tereddüd etme-|di: iyetile; — Âdetimiz mucibince... Nu - mara yapılır, biter... Sonra... de Dedi. Şetvan, boynunu bükmüş|di. Temel son bir voli vurmak mak teklifi kabule hazırdı. Solmuş du-| sadile: — Arkadaş... Beşer bin veriyor PekilA, oldu olacak şu işilmusun?... Diye sordu. Bu hususta daha yiyecekleri vardı. Fakat Apstol sbzünü kesti — Dur, acele etme... Sonra Davide hitab ederek: — Biz numaramızı yaptık sah- nede kendimizi vurduk, öldük... rı mezarlarımıza hi Ve- Apustolun bu sözleri Setvanın Yaz, doğruluk ve namus içerisinde|ları kim ödiyegek!... Bu yaştanlsın?... ida intihara namzedlerin arasına | müstii, âtmağında birçok ufuklir atmış - #ecen vazife havatım mahvoldu!..| sonra hapislerde mi çürüyeçe -| Şetvan artık dünyadan elini, & |düstü: Avni gülüşle, ayni sesle 8ö-İ — Ne de cabuk fırladı"... iy aranın cebimden çalındığına kim!g&im?,.. teğini çekmişti. Temelin sualine'züne devam ediyordu. Pemekten kendini alamadı, İkt (Arkan var) . " di — ii erkinin