22 Nisan 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

22 Nisan 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

: Türk anası, Türk kızı vazifeye gırılıyor (Baş tarafı 1 inci sayfada) Yörd müdafnasına göstermiş, ol - Gükları alakadan dolsyı kendile Tini tebrik eylemiştir. Beyannamenin metni Ankara, 20 (Tebetonla) — Yar- erler Cemiyetinin neşret- Miş olduğu beyannamenin metni erime; Ek büyük küvveti damarları! Saki asil kanda bulan yurdsev. #k anası, Türk kıza Kk basına... Emek birliğine: Düt olduğu göbt buzün de; vü- Teğindeki sönmez atesinle yurd Müdataosına erkeğinin yanında atılmak istiyorsun. 9lân verini biran evvel almak için Gürpiniyorzun. Elinde silâh, yüreğinde ina Td yer alan eşsiz kahraman: Yartanda parlığan saban: er- dmden söbet alan Fatma kadar, e "MİM ol, sara da hayrsn! Düsün ki; dahs dün karakışn köririne soğuğunda sietk ellerin |İ O savan armağamının gükrânı; |“ ONU seran sevginle beraber de Mararında dalaşiyor. İste: Cosan kalbinin en derin Ve sonsuz heyecanından hızını, İni alem cemiyetin senin İ- Şinde dile geldi; diteğe geçti; müj- deliye Surasa hazırlık devresinin bu sen Künterin de... İlk iş olarak senn sinir tersinde ordu whhiye işlerinde 8 - dev verildi, iş başına. İstemem sağlik veren müvnziikâr * “kardeşinin, - yavuklumuzu kocanın yerel mi akacak Künt durdurmak, yarasını saracak harb pekeri ve sargıları. ilç ve pelerini hazırlamak için ayır ildiğin günler emek birliğine gel... sana her elbiseden dahâ Şok yakışan letrmizı ay irlemmiz. gön Hin ve imanm gibi beyaz. temiz Bömleğini giyerek Mehmedinin ya - yönü sarmağa gönü de Bekleme; Pulluğunun Fatma gibi işine sen de bugünden! sanlt... Asker hastemelerme git; gönüllü © çalışmak isteeiğini söyle. Daha yarark olabilmen için bik ile Bezenmeğe çalış Gönüllü Ba rabakıca, bişi $ Sina doldur Yördım seven Türk anam, Türk kin! Emek yermek imkânin bulemaz san tasa etme: İyi duygularının si- n'rma carpacak kötü niyetleri ol * gibi; karı va acı günleri de Zaten senin | demirine | yapışan! gelinoe, bazan sarki Ölüm bülbülü Yazan: İsabelle Sandy 5, Nereden mi geliyorum. kü- ik Babacı ? Ölüm diyarından. ırak da anlat#yım sana, büyük bir uykudan çıkıyorum ben, ken- dimin canlı olduğuma İnanmam çin sesimi İşitmeğe muhtacım, Bı- rak da anlatayım. Köyüm fakirdi yetişiyor, votka Benim bir beygirim, üç karım vardi. Br sabah güneş doğdu; ayni larca, aaftalsrca böyle oldu, Pinarlar, güneşten korkın kös tabekler gibi, toorağa girip gizlen- Volgaya varmas ve 5 tahta kulübe, Gece, yabani domuzların çiğnediği odunlar gibi çatırdıvordu ve hay- vanlarla çocukların inlediğini işi* İtiyordum. Bizim, içmek ne votkamız var ormanda ölü için yalnız Bir tâ kala bir tek fıçı küçük çocukla yerleştirdim; karım yulu ben kolumun altına bir elbiseyi sıkıştırdım. Ve körü en son biz bırakarak yola ciktik. Yalnız şunu iyi kücük babacığım, onların cümlesi Tuştuk sonra, cümlesile, ve genclerile.. Yolun ve tarlaların uzağında bir karga sürüsünü he? görüşümüzde şöyle diyordum: «İş te köyünküler!; Ve aldanmıyordum. Maamafih yürüyorduk. Beygir ölmüstü ve iki cocuk da. Simdi üç kisi kal - muıştık. ve savsd bularsak ot vivor- duk. Cocuk artık sızlanmıyordu. awnesi artık ağlamıvordu. Ban4 söylediğim çıyı en istüne tutu, &ik 9 N Hekikâten kendi sesimi şarkı söylerken dinledim. Bu sarkıvı, votkanın son damlalarını içlikteri sonra, bir demirci afesi gibi kıp * kırmızı güneşin altnda söyledim. Kafamda bir #frü fikir kaynası - yordu. Birdenbire bir çukura düş #üm. Kalkarken elime yuverlak bir tas gecirmis ve Allah razı ol. suni wefkamn verriiği bütün kav - vetle bu tası karzalara fırlatmış - tım. Bu süretle iki karsm yeralarım yok edeceğine inan!... | Atalarının ve amlar; almağa gittim. Elimi Posval yardım terbiyesi esas ve ha. 4 ki in Kikarini sıtdıklarından bağdum oeleri i (KARA GÖN DOSTU) dil Sonra bunlardan birini. Mari - Ye adlandırdıklarım unutmal... e br. dkünlerine yardıma Koş Tür toprakları önünde düskün in İn eka'nın dizleri, iistöne fırlattım. Bir, snflarımaz siklas -İ Öğekinin hıcağımla göğsünil var - dım. ve kanını etim. Jestimle, kadını ve cocuğu da ie bir öven bırakmamak gayre -İböyle yapmağa davot ettim. Fakat an ki; yerdeeverliğinin de en| cocuk titremeğe başladı ve anası polak zaferi, ve en değerli bir ör-İBüsile hayır isareti yaptı. veki olacnktir. ve kutsal vazifelerin. Yardimsevenler Cemiyeti Mihvere aid bir petrol gemisi batırı'dı Londra 21 ÇAA) — Bahriye pezaretinin bu sabah neşrettiği teb- iğ: Likyadaki düsman ordusuna re akte olan nakliyata yeni za- ar verdirilmistir. Trablusgn Bitmek ea vi bi senin tarihle başlarip, *â “İdi değil mi? Şihle sona erecek hakkin, yüce mevs| ictim. Sonra O zaman... bu, benim hakkım- Öbür karganın kanını ağzım zekkum gibi sc, uykuya daldım. Uyandığımda, - belki bir saat sonra, belki bir gün sonra... - ço- cukla anası kaskatı ve donmustu- lar. Uzm müddet, kurmalarn vü- dünden. elimle önlam - ayırarak, havkırdım dürdüm. -Senra bitkin düstüm. Gözlerim kanalı; et yiyen kargaların sevineli oğliklarine işi- tivnedum. Bırsk da amlatavım! Bevrimde yehir wer. Bumin akması Jâzım. e olan Bir dülemam petrol! Sonra benz vatka verirsin Telek Yemisi Petraseh denizaltımmz tasa -) dam Betil mter. — Canım ne yaptınız?... — Ne yapacağım. Madam Mel-İzerre kadar meşgul etmediği #$i - yi masamıza davet ettim!..'kârdi: Demin sana nasıl diye sordum, — Ne diyecekler. ne derlerse sen çok boş, çok güzel dedin, ben|'desinler!... Bir keyfimize baka -|kadenm de seni mernmem etmek için masa !lım”... dedi. dedi. Mz& çağırttım!. Bu meyhaneye girip oturması kâfi değilmiş gibi şimdi de bir mu- Banniye ile ayni masada buluna - K Üzerine neredeyse fenalık- — Canım efendim biz bu &a - Man kişiyi ne ederiz! Güzel, boy derken terennüm edilen parçadan ie ve 2d Bin kadınla şa görenler ne de - Mezler 2. Kolemeğrm , Berpk da anlatamım. Him karoşlerm sesimi işiti Ta Çeviren : Halid Fahri Ozansoy yor, kanadlarınmı rüzgirmi kapali gözlerimin üstünde hissediyor - « bundan kslâldum Bir çalılıkta gizlenip ölmek | billârdan tiçin kaçmak istedim. Bü kanm..; bu kanın bana ver- çat bitazıcık kuvvetle önce yerde İsüründüm, sonra yürüdüt, donra kostum, Ve iste musi?e, kücük bebacı - öm! Dinle! Tus papazı bile daha yel hikâyeler anlatmaz. Dirle , Şimdi Diliyorum ki cennet Jvar. Sen beni deli sartyorsun değil mi, cünkü cermetten Bahsediyo - rum? Fakat #züme inan, gördün Ben onu! Yahad isittirm onu. Bir ormana vardım ki, oğacla * ömtn #ördeleri, oradan gecen bü- tün aelar tarafından adam boyuna kadar kemirilmisfi. Bu gövdelerden cıplak, yahud hemen hemen cıplak bir Kalde 0- lan, kül renginde bazıları, sarar « miş fendalıklar arasında hilâ kal raştı. İncecik dallar ve vosurlarla dolu sacla; ünde des ; salamvordu. Ör tn haşvan- larına benriyorlardı Ben, oldukca sağlam bir adım. ta ilerlivordum, cünkü 6 mel'un kandan İ'raz kuvvet almıstım. O vakit, ormanın adalar bes nim kapımı darırmme olduğumu amtaarlar Tehdji sönerek, ulaya “İ vale etrafın eevirdiler, Yani tırnakları beni güçlükle tırmalıyabiliyor ve sözleti bir ne- fes gibi isidilivardı. Buğdaym «Ekmeğin mevede? Herede”s Ovadaki kargaları, sonra tasar: gösterdim. &clerm en güçhüleri bir taş atmak İstediler. Pakat ©Y - nıyan üç yaşında çocuklar dene - lirdi bunlara, o kadar zayıftılar; kserisi, ici bos. sesli Dir iskelet gürülüs'le tekrar düşüp oturuve- riyorlardı. Müterekkildiler ve otmanm ke- İnarında yatmıslardı, çünkü gece İolayordu ve yıldızların göz yaşla- İrindan biraz serinlik içmeği umu yorlardı. : Ansızın, ölü bir ağacın tepesin den ilğbi bir terennüm indi, Bir İlâhza geçen ve duran bir melek! İteremümü, Bir oşk terennümiz,i bir aşk terennümü! Hayır, hayır. Bu, volkanın ve o mel'un kanıp sarhoşluğu değildi, zira diğerleri; isitivorlardı... Dirsekleri nde doğrulmuşlar, daha iy! işitmek baslarım kaldınvorlardı. Bu musıxıyı nasl anlatmalı, kücük babacım? Eğer yıldızlar disalardı ve bazan bi « rer birer, bâzan ahenkli gümüş kesilmiş olan züzel bir göle şelli- le halinde tanelenselerdi eğer, samları, uyumuş bakirelerin rü - yalarını öven bütün aşk melekleri altın harplarının sesihi bep bir anda hafif Nisan rüzgözlarınm s6- sile akord etselerdi bu akşamım ierennümündön dâha az saf bir terehnüm vükselirdi, Sana yemin ederim ki Böyle! Bizler, vücudlerimiz alev kesil - İmis olan biz susarışlar, kupkuru göz kapaklarımız altında-son bir saadet göz vasi buluyorduk. Bizler. zalim vücudim açlar, ek- mek gili musiki ile karnımızı do- yaruyorduk. X Maamafih, İkt cam cekfeen si - birden sıyrıkyordu. Diyorlardı ki: «Bu, bir bülbüldür, bu, eften ve kardandır. Bunu ele geçirmeli - dir.» Sürüne sürüne ağaca doğru gil- tiler, ümid öhlâra biraz kuvvet veriyordu. Yemek! Bir dereceye gelince, açlık bârsakları bırakır. Ellere çıkar, 6 eller boğarlar, dis - lere tıkar, o dişler parcalarlar. Bu dereceye gelince, insanda kürd - ların masamluğu vardır. Bırak da sözümü bitir#yim, kü- çük babacığım. Bu sırrı taşıyan yalnız ben varım, bir tek kişi, Velhasıl, sdamlar ağaca şardı- lar. Fakat onlarm bir hy ışı ye rine koydukları ç'nlâk ve beyaz bir “mtivar, esir görmüş. ağaem adi belirdi. Yavaşca orları MU, «Yemek! Yemek isteriz!» — Ruhun ekmeği size verildi. Size 0, büyük seyahati yaparak kırveti bulsbilmeniz ten, ölüm kuşu tarafmdan verildi, Her ktm HM serinle ölür, desem cene. *s ime Tinleyin, dinleri — ölüm bülbülünü! İnsanlar, muti, ihtiyarın avak- ları dine çömeldiler. Ve. sevine onlara da verildi, Dene Xi avm mavi siflünü icivorlardı ve bu iİâf$ sesin incileri onlar İcin buğday taneleri idi, Solgam bekirelerin, vecd içinde Aveniilaen ey€ weei altımda gülümsiverek #ldüklerin! gördüm. “Tanrıya hamdolsun, biliyorum ki cennet var. (Arkas sayfa B sitem 2 del bü uzun Junuyordu. Meipomeni Busenin ve manasmı büs - Sekizinci derste verilen metnin tercümesi; Bir yemek Siz ve ben masayu gideriz. deli üzerinde gıda vs içki vardır, Bi? tencere içindeki biraz çorba bura da ve bir kâse içindeki birkaç #würta oradadır. Fincarım (oar Bin) sağ tarafında bir tabakta bi tatesler var. Şu tabaktaki bir yu- murtadır. Yumavta ile biraz pirinç! var. Biçaklar, çatallar ve kaşıklar| masânın üzerindedir, Masanın sol tarafında sandaiyem vard zin sandalyeniz karşı (mukabil) taraftadır. Sandalyama giderim. ve çalalım ve kaşığım buradadır.| Tabağımın yanında berdeğim (Gin| Canım) var. Tabağımın üzerinde bir kâse çorba, var. Elinizde bir; şişe ile masaya gelirsiniz. i Siz ve beh masadayıZ Masanın sizin tarafındaki iabaktan o biraz pirniç alırım, onu bir kaşık ve çer talla tabağıma kovarmı, Sizin. bir İ Yümlürtlanız ve bir pâtatesiniz var. | Yunmrtamzm üzerine tuz koyar- İ sırtı. Pirihcimden sonra biraz İ meyva alacağım, bir portakal a « İacağım, Fincammza biraz süt kovaca - Em ve onu size vereceğim. Pu bir şişe süttür. Bir ese sr değildir. Tabağmızdan bir ceviz why ve önü ağzınıza koyarsınız. Cevfsin tadı acıdır, Tlinizin Üterine bir ka - sıkla seker koyarsınız. Benim 9x portakalım var Parmaklarım kabuğunu sovarım. Bazı portakal. lar eksidir. Benim vortakslım (eksi) değildir, tethdır. Portakalın kabuğunun birazını) ağzıma koyarım. Ö acıdır. Biraz şe ker burada. Dilimin üzerine biraz koyacağım. O portakal kabuğu *| nur acı tadını dilimden alacaktır.) Yemekten sonra siz ve ban me sadan gideriz. Ben tabakları alı - rım, siz fincanları alırsınız. Gö 6 ayda pratik usulle «©. Enmcilizce HAZIRLAYANLAR: . R. Thonmpsen ve İrfan Konur S9 uncu ders Sekizinci derste verilen Vazl « felerin doğru şekilleri? Exercise: | I — With elolh and a needle | &ld tiread, İ make a cost, 2 —İ pot a button on the coat, İ make a süfcir with te read. The sissors are NOR İY band. 5 — You maksoknet in a Bread. Exercise: 1 —Twecelbthiş cut with scissors, 2 w- İ have part of the cloth in mw left had. 3 Yoü mekea stitde with a 4 — You go do the table. 5 «- Some buttens are on the İneedle, #eoat, Exercise: MI 1 — Patatoes are on ta plates. 2 — The kıiven ave betwesn the cups ard İhe cranges 3 — Parts of the clofhs-are cut. 4 — The oranges are sour. 3 — Tbe siitehes areon the conis. Vocabulary: aynisi (eçeynet) — karşı, a - leybine, end (end) — uç, son. hole Çizgul) — delik. other (ada) öteki, diğer. Pin (pin) — toplu, iğne. Poimt (poynt) — keskin we pul) (pul) — çekmek. a pull — bir çekme, bir push (puş) — itmek. ei bir itme, sharp (çarp) — keskin, vi rough (tru) — afasında, için- Gen. em — kitab. uu) — yapmak, etmek. (Arknsı sayfa 6 söten 5 ©) NÜL İŞLERİ Bir meselenin içyüzü Bir genç kadının bara yolladığı gök uzun bir mektubden kısa bir hülâss çıkarayım: — eKocam beni severdi, hem de çok severdi, fakat bu sürmedi, yerine İâkaydlık kaim oldu. Şimdi evin içinde âdeta biz yabanetdır. Sebebi ne olmek lözm?. diyor. | o Kav'iyetle hüküm vermek müm po değildir. Bununla beraber muhakeme yürütmek için mutlak biz karanlık içinde de bulunmu - yöruz. Yuvanın neş'e, saadet ve aşk içinde kurulduğu ve havatın epeyce müddet öyle çittiği mey - dande. Demek ki erkek karsın - da :naddelen ve manen sevgiye lü- yık bir vattık bulmuştu, soğuma sonradan başlamıştır. Buna genç kadının madde'en ve manen bir değişikliğe maruz kalımş olması- nım sebeb olması ihtimel: cok & - olsaydı daha kat'i bir cevab verir, İbu kadar da üzülmezdi. Zira Şet- nur oldum. Dürrü Melpoı mi) i si akan meninin elini öp — m edersen gençlik sr- Bu düşünce Bürrünün zihnini amı takdim edeyim... Aman Yarabbim' Setvan nere-| (Melpormeni elini uzattı, Setvan Terde, kimler urasında bulumuvor-feli aldı. Burada kadınların elini du... Nerede ve kimler arasında! öpmek usuldendi. Bir pot kıymg- bulunduğunu kestirmeğe o henüz'du gelmezdi Eli dudaklarma gö -| vakit olmamıştı ki Melpomeni de. | tördü. Henüz temas hâsıl olmuş- vekuşu yürüyüsile masalarma doğ! tu ki Şetvanın içine bir kurd düş- İri geliyordu. Dirrâ telâşta ava -|1ü. Eli öptükten sonra basa gö - ğa kalkmıştı. Setvan anu o takbö| türmeli miydi, göfürmemeli miys| etti. Melpomeninin dudaklarında | di? Acsba Dürrü ne yapmıştı? Bu ısmarlama bir tebessüm varı. o (aweller zününi birkac reniye yes — Ah Dürzücüğüm, dedi. Gücl | gul eft, O müddet zarfında kadı- le sürprise! Sen burada” Çok mem inin eli dudaklarının üzerinde bu- bütü başka niyet ve hislere hazs-| van üzülüyordu. Hem de son de- lederekr — Dürrü, senin arkadaşım çok! Başına gelenleri düşündükçe ak - Su ihna fenelik geldiğin: hissediyor - Dedi, gülümsedi, Şetvana ma- du. Biçüâre, bir köşede sessiz Sa © Nası kolayca anlaşılan bir naza”la! dasız oturmağı ehveni şer olarak baktıktan sonra elini çekti, Bu sü-| kabul etmişken simdi göz Bipsine Petle Setvan övülen kadın elinin! alınmış, boyalı, kokulu bir rakka; başa konulması lâzım gelmediğini | serit - muganniye mi, Pakkase mi düşünmek kül'etinden kartuldu.| pek bilmiyordu - yerine muha - Melpameni Koçun Hazırlamış) tab olmuş. Kadın. eski ösinzhin, olduğu i#kemleye yerleşmiş, Dür-| ahbabı Dürrüyü ihmal ederek hep Tü soluna oturmuştu. Şetvan Ga| onunla konuşuyordu. Şetvan da salına oturdu. Melpomeri soru »| mütemadiyen anlamadığı suallere yordu cevab vermekle mükellefti. — Kocv! Poine pavurya,.. — Ah ne unşanteyim, sizinle — İrhete kirya Melpomeni!,.. | konesans yaptım!... Ya çiz?... Kadın. bu cevabdan mem -| Şetvan yalandan gülümsüyor man kalmış olacaktı ki pürneşe Şetvana dönerek: Ne yapalım, dedi, pavurya çok severim... Pavurya olmazsa duzikonun tadı çıkinaz... Siz de ve: — Evet efendim, ben de öylet. diyordu. Birdenbire duvarlar döndü, ta- van birkaç kere indi çıktı, biçare SOYİYOYLUMUZ?. Dürrü de yerin dibine geçti. San- — Sey... Evet... Bilmem...) #öbütün nazarlar üzerinde (op - Belki?,,, i Hü: hüngür ağlama- ianmışlı, Höngür Pavuryasın ne olduğunu öilmiş' sına ramak kaldı. Ebediyen dam- zak ve zayif bir ihtimaldir. Se » bebi duha ziyade erkeğin maruz kaldığı bir ruhi veya madâl de işiklikte aramak daha doğru olur. Bu değişiklik oscübe me olabilir? yeni zamanlar ârasında fark mev- cud mudur? Bütün bunları ancak alâkadar kadın » Bu - nunla beraber kaydedelim ki, er- keğin karıma karsı münyyen bir müddet zarfında kikayd görü cele bir adım atılmamasımı tavsiye ederin» TEYZE Kalanmıştı, zira omuzları üzerine Melpomeni çıplak kolunu atmıştı, — Aman madam ne yapiyor - Kadın gülerek cevab verdi: — İyiyim... Sen nasilsmi?... Denize düşen yılana sarilırmuş; Şetvan da Dürrüden imdad aradı: — Canım siz madama bir şey — Aldırma canım, bürasi İş - tanbuldur!,.. dedi. Fakat Dürrü gülerek: Şimdi kadın yalniz kolunu o - muzuna davamakla kalmıyarak, saçlarını karıştırmağa başladı. icin senim saçlar böyle ça gibi kesik?... — Bilmem... Bizde âdet öyle. Melpameni cevabı dinlemeden boş kalan eline kadehi aldı, kal r dırdı: — Haydi o votre santâl... — Elendim?.. — O votre sanf&... Dürrü söze karıştı. — Haydi, ne duruyorsun! Ka- dehini kaldırsana"... (Arkası var) İfece, ter dökervesine üzülüyordu. | sunuz” tal

Bu sayıdan diğer sayfalar: