Hava akızları Atina 20 (A.A.) — Umumi em-| Diyet nezaretinin tebE Alman tayyereleri dür birbiri &r dmden dalgalar halinde gelerek mya'yı bombardıman etmişler - » Bazt evler hasara uğramıştır. Düşman tayyarelerinden mürek. keb diğer bir filo Halkis'i bombar- w ederek insanca zayia'a sebe iyet vesmiştir. Az hasar vukun gel miştir. Ayriyovotani kö ivarın. ir. Alman tayyareleri Agrinyon'u da bombardıman etmişler ve mitral! Yöz meşe ammuşlardır. Sivil halk #ramnda oç sayiat olmuştur, Vukun Zelen #rcer de azdır. Bir Alman tayyarari Sak: adası üzerinde el -! uçarak evlerin çalısma karşı öz ateyi açmıştır. Hasar ve olmamiıştir. İalvan tayyare grupu Mora wle balıkçı kayıklarını bon Bardıman etmişse de hiçbir netice elde edememiştir. Alman tebliği in 20 (AA) — Resmi Beri kebliğ: İngiliz hava kuvvetlerinin 18 Ni “in gecesi Berlinin meskün mahal - lerini © bombardıman © etmelerine arshık olarak Alman hava kuvvet. ri dün gece Londra üzerine ikinci mukabil hücumlerini yapmışlardır. bülcüme de yüzlerer tâyyare iş- tirak etmiş ve İondra üzerine tün gece ve sastlerce bir çok infilâl Ve yangın bombaları atılmıştır. Muharebe tayyarelerile pike ya. Pan tayyareler Yenişehir ve' Tirha - a'nin işgali esnasında yapılan ha - “ekâta iştirik etmişlerdir. Hava kuv vetlerimiz burada çekilmekte olan “eman kıt'alarma ve kollarma bom ve teyyarelerde bulunan sair si - larla hücum etmişler ve bir tay- Yare meydanmda (Gloster tipinde 10 avcı tayyaresi tahrib etmişler - dir, Cereyan eden bir hava muha. Tebeni osnnsında Spirfirz modelinde bir İngiliz avcı teyyaresi düşürül - dünetir, Şimali Yugoslaryadı simdiye ka gar 1.500 sübayla 244.000 Yugos lav harb esiri sayılmıştır. Afrikada Şimali Afrikada düşman Solluma a deniz ve bara kayvetlerinin! sdrmile yaptığı hücumda muvaf- faik olamamıştır. Alman muharebe! Piyöseleri 19 Nisan gecesi ve dün) he pk iman tesisatile sair askeri cdefler üzerine büyük çapta born. balar atmışlardır. Tam isabetler kay dedilmin ve büyük yangınlar çıktı - ör. $ddek infilikler vukubulduğuş görülmüştür. Alman mehareba tayyareleri Mali *ada Lavalette Hmanıa hücum et. mitler ve bahriye tezghlerile em Sa İla büyük zararlar ver - mişteredir. Bir pa':ol > Me pi deposu yan Dün elihlı keşif yapan tayyare. lerimiz İskoçyanın getb m ya: Pratik güzellik bilgileri Gözlerini kat edin ler gi beb n bulamamasına dik Beyazları bulanık göz- ni kaybeder. Buns 8€- iktiyatsızlıklar şunlar « düneşte v-va iyi aydınlatmı - yan elektrik 7'yasında, loş oda - larda okumak, yazmak, dikiş dık- mek... bir 57 karsısında kslınca şu basit ilâçla (buna hattâ flâç bile dememeli) derhal gözlerinizdeki bulanıklığı gidermelisiniz: Borate de 8 e 1 gr Eau de rssez 400 gr. © Saçlarınızın uçlar: çatalla - , kuvaförünüz çabuk bozu -! Tuyor mu? | Hergün akşam sabah kavvetli | kuvvetli fırçaladığınız, yıkanma «| dan evvel hindvağı halde önüne gecemediriz mi? Şu ilâcı yaptırıp hastalığı kö -| künden kesiniz: Teinture de #aborandi Rhum Su'fate de gunine 4. sr. Aleoolate de lawavde o © gr.| © Tırnaklarınız çabuk Kırlı - yorsa alkolle kuvvetlendirerek | kırılmanın önüne geçebilirsiniz. Parmaklarınızın uçlarım ölkolej batırm birkaç dakka tutunuz. Bir| zaman sonra artık tırnaklarınızın! kırılmadığın, isteri iz şekli a - ıp o şekli muhafaza ettiklerini gö| rürsünüz. Orijinal ve güzel 10 er.) 10 imimdla cem'an 6 bin tonilâteluk 2): “#man şilebi batırnışlardır. Av İngiltere. ne yapılan bir a.|" 'pinde bir düşmanl|; ölmüştür. İtalyan tebliği Röma, 20 (A.A.): — Rrsml tebhiz, Alinan hava kuvvetlerine men - muh teşekküller, Mikabba hava me anımı ve Malts'da Valetta liman: * bombardıman — etmişlerdir. Li Man tesisatına isabetler kaydedil - hi ve büyük tonajda bir vapur AYATA wzratıkriştir. iş biri sarkt Ak sizde bir dü muhribini tor. Billeenintir ei e , Saski Afrikada kayda değer mü. im bir hâdise yoktur. (Devamı 7 nci sayfada) tefrikas: 24 «Son Postar nın Akordeoncu acıklı bir tango çal. Miya başladı. Hava sigsraların du #onlar masalardan tezgâha, tez - İşte orijinal bir Tob. Esas çizgi- ler son derece basit. Düz kısa kok lar. Düz ön ve arka... Ya'nız ya - kanın ön kesilişi değişiktir. Bu sade ana çizgilere fevkalâ - bandlardan geliyor. Beyaz - lâciverd emprime kumaştan kesik miş band Urlarının bükülüşü vakanın şeklile 8 ahenkte. Belde kırmızı - lâciverd, parlak deriden incecik bir sentür var, Elbisenin rengi de lâeiverddir. Çek ince bir yünlüden, lâciverd - bevaz - kırmızı... Renk kombinezonlarının işte en güzellerinden biri. bir tesir yapmamış olacak ki ce- vab gayet tabii bir eda ile veri Manile doluyor, bulanıyordu. Ger |di. — Dürrü burada... Dışarıdan Kühten masalara mekik dokuyor.) müşteri topluyor. Evet benimle 1. Şakrak etrafına baktı. Bu-| beraber çalışıyor amma öyle be- zn gelelidenberi dilinin ucunda | raber değil... laşan bir suali sormak zamanı O sirada kapı açıldı ve Dürrile Kelmisti, Bu suali sormadan, an-| Şetvan içeri girdiler. ak istediğini anlamadan Mel - Pameniden ayrıldığı takdirde çok Şikılacak, âdeta muztarib olacak-) di « “Bütün cesaretini ele Sora, r. — İşte Şetvancığım, burası, Şetvan hayretle etrafa göz gez- rdi, Ömründe böyle acayib bir #larak | ver görmemişti, Dürrünün srorla teşvikine rağmen ilerlemekten çe — Dürrüyü görmüyorum... Si-| kiniyordu. Bir yabancile geldiğini SON POSTA sürdüğünüz” rür de insân örmedön durur mu hiç? Tam da zamanı. Hiç bir mev- simde örgü buhardaki karlar ihti yacımıza ceva» olmaz. Bluz. ka - zak, rob, hattâ tayyör... Örün de ne örerseniz örün. Tayyörle rob örecek kadar vak. tiniz veya sabrınız yoksa işte şık, üzel bluzlar. Altlarına birer sa- de etek uydurdunuz mu m şik bir el ii ilkbahar modasının getirdiği yenilikler Roblarda: Beller sıkı, E - teklerin ya her tarafı müsavi şekilde, yahud sadece önleri bol ve büzgülü, Kollar ekse - riyetle geniş, Ceketler: Ya bol ve düz ke- sik, yahud belleri sıkı ve uzun. Mantolar: Çoğu açık renk ve kemerli. Koyu ve sentürsüz manto pek, pek azdır. Tayyörler: Çok muhtelif. Umum!vetle ceketleri uzun, &- tekler d Şapkalar: Tam manasile kadın inceliğini taşıyor. Vua - letle, çiçeklerle süslü, Çanta, eldiven vesalrede de büyük değişiklikler var. Ku- maş ayakkabılar pek moda. Her kadın bilmelidir Vualetlerinizi ne su, sabun, ne de başka bir vasıta ile temizleme- yiniz. Sadece ispirtoya batırıp ha- fif hafif sıkınız ve acık havaya â- smiz. (Bu temizliği yaparken a - teşten uzakta bulunmıya çok dik- ) Öyle bir âlem ki tabit kaideleri bile başkaydı, Burada bir vi tığı takdirde belki zemin çökecek, ayağının altinda uçurumlar açıl çaktı, Bir aralık fırlayıp kendini dışarı atmak istedi. Fakat imkân yoktu, zira Dürrü koluna girmişti. — Nasıl Şetvancığım?. sğen | âin değil mi?.. Cok hoş bir yer -| dir... Gel, masamız hazır, otura- lm... | Diyerek bir masaya sürükledi Dışarının soğuk havasından son- ra buranın fazla sıcaklığı, duma- eses olsun. Yününü değişik a bir renkten seçerseniz örgüsü düz olmalı. Önü karışık olunca bi - çimde sâdelik aramalı, Çünkü yün bluz fazla süs kaldırmaz. Derhal özenilmiş hissini verir. Şu üçün - den birinde yenilik kâfidir! Örgü- #ünde, biçiminde, renginde. İkisinde yenilik fazladır. üçü birden göz alırsa şıklıktan e - ser ki bir şapka model: t nevi mavi hasırdan geniş kanotie, Kenarları orijinal bir şe. kilde aşağı kıvrılmıştır. Kordelâsı siyah kadifedir, ö Şık, genç, güzel. Boyunuz kısa değilse, şişman değilseniz beğ mekte ve yaptırmakta hakkınız var, Kısa, sişmansanız az kenarlı ve. ya kenarsız şapkalardan ayrılma- yınız. verdi, Her türlü muhakemeden â- cizdi. Fakat Dürrünün yüksekten Baksana, oğlum, Koço, bize şöle iyi bir rakı, bir de adamakıl. başına toplamağa muvaffak oldu. Gözlerini kapayıp çenesini kaldır. diktan sonra: Yo!... dedi, Istemem, İste - mem... Rakı mı?. Ren ömrümde ağrıma rakı kovmadım!... Rakı .. Neüzübillür Fakat Dürrü ısrar edivordu. — A... Nasıl olur Setvancı - İçeceksin'.. İçeceks'n! ırım için içeceksin" tarafm inadı Setvenın rakı icin icmemesi mesele halini aldı. nen baslar, bakan dü: kulaklar vardı. — Ben çetireyim de sis ister S€niz içmeyin! Deyip uzaklaşarak Koço müna- Be: Hele! dinle beraher olduğunu söyledi -| gören Koço alelâcele bir masa ha » Nerede?.. zrlamıya koyuldu. Gelvanda baş- Melponmeni üzerinde hiçİka bir âleme giridği hissi vardı. nı, içki ve Kızartma kokuları Şet-! kaşaya nihavet verdi. Akordeon vanı bir kat daha sersemletmişti. 'cu şim: canli; > LE Jj“ , ortaya çekilmiş olan di Kendini iskemlen'n üzerine sti »'siyah yanonun önüne oturmuş jturdu. Halbuki bu tencereler ev) muhafaza etmel i Kırmızı ve sarı hakırlar Sarı bakır denilen şey bakır değildir, bı bakırla çinkonun ka rışmasından meydani getirilmiş o Uzun uzadıya demirden, çelik -| ten, kalaydan bahsetmek, bize mutfaktaki bakır tencereleri unut- hayatımızda fevkalâde mühim bir rol oynadıkları için © setmek, onların bu mühim rolle - rini belirtmek Ge mutlaka lâzım- dır. İşte, şuradaki tencere bakırdan yapılmıştır. da biz niçin skırmızı bura: ta - kır zı olmıyan ba a Zi» bakırdan bahsedelim. Evet, kırmızıdan başka bir bi- var İkır yoktur. Bakır denince hatıra sadete kırmızı bakır (gelmelidir. ortada bir de değildir; bu ba rışmasından 7m a Ri rinç» tir. Pirincin içindeki bakı miktarı ya yarı yarıya veyahud; nihayet, üçte iki nisbetindedir. İş- te kapı tokmakları pirinçten ya- pilır. Pirincin çoğaldıkçı çık olur. Şa ki çinko misbeti yarıdan o zama pirinç, âdeta beya: manzara arzeder, en <pi- deki çınko nisbeti 3 z bi ri lâyı v Evimizdeki bakır mizliğin meftunudurlar. Tence - mal ed-rek on. acak olursak derhal | veşile. yahud mavive çalan bir te- baka ile örtüldüklerini görürüz. Şayed bakırla demir arasında bü- yük bir fark olmasaydı, biz bu ma. vi tabakaya, «demir pası» diyebi- Yirdik. Fakat bakırla demir arasmda pek büyük farklar ve Ayni şekilde demirin pası pası arasında da dağlar kadar fark vardır. Demir paslandığı za - man bu pas, demirin tâ derinlik - lerine kadar nüfuz eder. Halbuki ba m ürerindeki mavi veyahod mtırak tabıka sat İste ırın üst kısmında t © GÖNÜL Jmüminili ed kırmızı! bakırın | lan pirinçtir den bu yeşi bakırı m rar; tıpkı tabaka, ayni zaman faza etmeğe de ya i boyaların demi ri gbi. İşte b nun içindir ki çok eski devirler ma birçok bronz heykel zamanımıza kadar mükemmel ilmişlerdir. Tabii şimdi siz «bronz» kelim sini de merak etmissinizdir. Bro zun türkçemizde karşılığı tunç İtur. 'Tunç, bakırla kalayın bir h Btasıdır. lerden kalma tw k zamaramıza kadar & İtik ni söylemietik. Ayni e İkilde eski devirlerden ma ba !kır paralar Ga bu suretle zaman Tmza kadar etmiştir. B İ paraların bozulm sev, bunların para ter temiz bir hi Çinko ile bakırı ereler te-| m Simdi de tencerenin içi i 'Tencereni , Halbuki içerisi bilâkis dem tabaka çok kuv z hirdir. İnsanlarm sık sık bakı çalmasından zehirl rini işit mekteyiz!... Demek ki kalay, valnız bakın İmuhafaza etmekle kalmıyor. fa kat, ayni zamanda gıdamızı da ba kırın fena tesirinden karuyor. İSLEF Okuyucularıma cevablarım Bay «B, A» ya: — Yeni evlendiniz, talih sizi u- zak bir yere gitmek zaruretinde bıraktı, karımızı İstanbulda, ailesi bezdine bırakmayı düşünüyordu - nuz. - Tavsiye etmem, Mademki me- mursunuz, hayatınızın büyük bir kısmı memleketten memlekete do- laşmakla geçecektir. O hülde u- zan yolculuğa birlikte başlamak daha doğru olur. Esasen bahsetti- ğiniz memlekst uzaklığına ve kü-| çüklüğüne rağmen hem güzel, hem havaca iyidir. Diğer taraftan maaşınızla hem kendinizi geçin- dirmive, hem genç bir kadının ih herkesi şük li akorlar basıyordu. Dürrü Şet - vana eğildi ve kesik bir sesle: — Tam vaktinde gelmişiz... Başlıyor... dedi, Acaba ne başlıyacaktı?. Rakı münakaşası Setvanın (orakatın bozmuş, keyfini kaçırmıştı. Fakat herkesin sustuğunu, intizarda bü- İundüğunu görerek kendisi de dik- kat kesildi. Birdenbire kopan al - kişlar arasında teagâhın arkasın - dan çıkıp. parıl parıl parliyan pul- Yu elbiseti bir kadın zuhur etti, Al- kışlara tebessiimile, semsiye ka - dar büyük, tüvlerle süslenmiş bir gapka taşıyan basını sağa, sola, ö- ne doğru sallamakla mukabele e - divordu. Ver kuvvetile el çırpan Dürrü Setvana: Meshur Madam Melpomeni eceği sarkının ismini bildir. — Uamowr!... Wamourf... Dürrü, Şetvanm kulağına usul- ca bu sözleri tercüme etti: — Ask,.. Askt... Mepomen: şarkısını bit'rdikten sonra alkışler çılgınlığa Okalbol - öavet için kuvvet-| İtiyaçlarma yetişmiye güç muvsf sk olursunuz. * Bayan «B. F» ye: Sizinle evlenmeyi o düşünmüştü aileniz nezdinde zemini oyoklam tı, sonra birdenbire tasavvurunı & yet verdi, gelip görünmez old bilvasıta bilâvasıta bir tek ha ber bile göndermedi, acabu niçin Diyorsunuz, Sevgi bir gün ücud bulmaz, bir gün içinde sönü; tmesi de çok güçtür. Bu gibi mel iselelerde ekseriya menfaati aramal daha doğru olur. Kat'i sebebi bulu; itahmin etmek mümkün değildi Fakat becerikli, o düşünmesini bili bir genç kiz için ben bunu bizza alâikadarına sormakta mahzur gör. TEYZE mem t | muştu. Bağırışanların, el anla. rın, tepinenlerin, tsbaklara çata ve bıçaklarla vuranların gürültü. sü kulakları uğultuyor, başla çetlatıyordu. Şetvan musikiye â sina olması hasebile merak edir usulca Dürrüye sordu. — Bu bir alafranga kanto mu? ü eğild — Bu,dedi, Paristen gelen 86) şaheser!,.. Melpormeni birkaç parça dahi okudu. Her biri ayni heyecanı w yandırdı, ayni alkışları © topjad Bir iki kere söylemiş olduğu 's kıyı tekrar etmeğe mecbur kaldı. En sonra da haika buseler göndi rerek tezgâhin arkasına geçâi kayboldu. Alkışlar devam ederken Dü Koçovu cağırdı: — Baksana oğlum, Koco, git Madam Melpomenive burada ol duğumu, kendisini bir aziz arka - dasımla tanıstırmak üzere davet ettiğimi sövle!... Dedi. Fakat bu emir Şetvarı & lâsa düşürmüştü. tArkam ver)