31 Mart 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

31 Mart 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Bol kelimeli Bir ziyaret Ma, Muhittin Birgen apon hariciye nazırı, Ber-| linde büyük bir izzet vel ikram gördükten ve birçok konuğ- malar yaptıktan sonra Romaya gitmek üzere Alman devlet mer- kezini dün terketti, Bu seyahat larken, çok bü- yük kelimeler yolculuğun — devamı a zinde £ yaptı. Biz- esnasında bir Ielerinden isti - t 3 bu kadar g k ziyaret daha hatır şeyler et ihunun derinle harb yapılmasına ve uzatılm. mahal vermemeğe azmeder bi yaset takibi; Avrupa ve Yaban mildahaleler kurtarılması. Başlıca bu üç nokta etrafında olduğu görünen konuş - ne yeni bir mevzua te miştir, ne de bize yeni bir gey öğretmiştir. Üçlü paktının ru- hu ve hedefi hakkında şimdiye kadar söylenilmiş olan şeyler kâ- fidir; herbi uzatmamak emeli limdur; «yabanc: o müdahaleler. dem Avrupayı ve Asyayı kurtar-| mak fikri de kimsece meçhul de- Zildir. Şu halde, yeni birşey yok demektir. Bazı sözlerden eğer ye- âzım gelir. arasında, miş olmak lâzım gelir. da şeyle Hülâsa, şimdilik yeni bi pe kadar, bütün 1 olduğu a ehemmiyet ve de bugünün busu değil, hareket ister, Buna dair de alâmet yoktur. Şu halde bu ziyaret etrafında! yapılan çok tantanalı Mihver ba- reke siyaset ve propaganda gayesile izah etmek daha doğru * olacak gibi görünür. Filhakika, Amerikanın yardım. kanunu. Mihver muhitinde çok ir tesir yaptı. İngilterenin külâtını tedricen artan biri yardımla hafiflendirecek olan A- merikan hareketi, harbin ki e inanmış olanlar: uğrâttı. niz ki bu ziyaret ük! birinci neği İs - tihdaf ediyor. Şu halde, Ametike nin maddi yardımın Japonyanın da psike dımda bulunması Bununla b riciye nazırı büsbütün lerle seyahate çıkmış değildir. Meselâ, enternasyonal omatbuat dedikodusu arasında o Japonyanın bir amlaşma sulhu çareler lup olmadığını görmek istediği söz - leri varı Biz bunun hâlen mü kün olmiyacağını zannedenlerde niz. Diğer bir hedef de, her ihti - male karşı hazırlanmak üzere, Rusya ile anlaşmak istiyen Japon-| yanın bu yolda yeni bir merhale ıpmak arzusudur. Bunun alâ - metleri kuvvetlidir. Şimdiki halde görünen şeyler bundan ibarettir. Eğer aldanmı - yorsak, bu seyahatten bu esaslar haricinde bir netice çıkmıyacak » tır, Janonva, o müşkül içindedir. Müşkülâtın büyüklüğü kendisini kararsızlık içinde bırakıyor. Dün- va mü'sdelesine İştiraki nazari asına rağmen, onun müşkülâ- Jâtından eksik değil, belki de faz, Jadır. Sade büyük başların değil, bü- yük davaların da derdleri büyük olur. zİcadelesinde elindeki b "rek bat Muh flim Birgen mukaddes bir ” Atlantikte Alman korsan gemileri “Meseleyi genişletip İngiltere ticaretini imha bakımından düşünürsek - ki hedef budur- Son radyo. havadısleri oAlman| zırhklarından iki tanesinin Atlanti- ös aşıldıklarını baber verdiler, (Şarn Horst) ve (Gncisenau) isim- leri verilen bu gemiler (26,000) | ton cesamette (30) milden fazla sürate malik zırhlı teknelerdir. Bu gemilerin Atlântiğe açılnam At -| lântk meydan muharebesinde Al -| phesini takviye etmeğe ma- Almanya en kat'i bir şekil bu sef. mü -| vasıta - ları kullanmaktadır. İtalyan amirali | (Giamberardino) yazdığı bir kitab- | da deniz sübayları için şerefli bir 6- lümün cephede olabileceğini yaz “| mış ve wvazile uğurunda dövüşe-| iyan gemiler, bözmacıların baltalarile, şerefsiz bir surette bo - zulurlay» demişti. Fakat elinde bu -| lunan gemileri, yazdığından bam - başka sekilde kullanan amiral bü - yük zırhlilarından birkaçını Taran toda İngilizlerin tanrruzuna o hedef olarak bıraktı, Mihverin yüzde doksan dokuz kuvvetini teşkil eden Almanya ise kuvvetleri az da olsa, memleketi - nin menfaati uğurunda, denize çi - karmaktan çekinmiyor. Gemilerin Sarn Horsi ve Gneisenau leri dönizcilere ve deniz tarihine meraklı olan kimselere yabancı de. ğildir. Büyük Harbe takaddüm e - den senelerde Uzakşarkta o Amiral Graf von Spee komutasında ayni isimde iki zırhk vardı. 1914 buh - ranından sonra harb patlayınca bu gemiler için Alman anavatanına dönmek hemen hemen imkânsız ol-| du. Bu yüzden Şar Horst vel Greisenau zırhhlarile, diğer iki Al man ce, İSTE Sabah refiklerimizden biri, bir 60 bin çuval kahve geleceğ i kini Yazmış! tanbula gelmiş midir, yolda mıder.pek bilmi Almanya bu iki gemi ile birşey yapamıyacaktır,, (“Son Posta,, nın denizci muharriri yazıyor ) vi) a man kruvazörüne komuta eden A- miral Graf von Spee İngiliz ticaret gemilerini imhaya karar verdi. Bu gemilerin uzun tarihi vardır. Ami -| al, filosile, ocanubi o Amerikanın garb sahillerinde bütün bir İngiliz filosunu imha ettikten az sonra, Britanya — kavvetlerinin © tuzağına düştü ve Fakland adası önünde mahvoldu gitti, Amiral Gtaf von Spee ile o za- man mülâzim olan iki oğlu da ge. milerle beraber kaynadı, bu yüzden Almanya da yaptığı yeni gemiler - den bir tanesine Amiral Spee, di - ğerine de Şarn Harat ve Gneisenau işimlerini Bunlardan (10,000) ton cesametinde olan ceb zırhlı Amiral Spee (o hatırlardadır ki, Montevideoda intihar etmişti Ayni vazife uğurunda ayni gemiler Şimdi Speeden daha büyük olan (26.000) tonluk gemiler Okya - nusa açılmış bulunuyor. Garibdir ki bu gemiler de, isimlerine izafe edil. dikleri gemiler gibi, İngiliz o ticaret gemilerini avlamak vazifesile mü - kelleftirler. Ancak gemilerin cesa- meti, Büyük Harbe nazaran, daha büyümüş, sütatleri arlmiş, (topları büyümüş ve müteaddid tayyareler- le techiz edilmişlerdir. Bilhansa tay yare miktarının fazla olması, ge « milerin görüş sahasmı çoğaltmak - ta ve bu swvetlö Kem İngiliz harb gemilerinden kaçmağı, hem de ti caret gemilerini yakalamakta ya dım etmektedir. nedir? Şüphesiz bu gibi gemilerin kor. san vazifesile Okyanuslarda dolaş- sı ilk olarak, İngiliz ticaret ge - erini batırmak mi dina ma » damla süt için hayata geldiği dak rer, Mücadele etmey iyen iğ Char aşamaya lâ & Müşterek kanun.. s ölümüne kadar sü- | değildir. ikada başi iliz e > dibleri İİ les Bandelaire (ŞARL BODLER) Yazan : Halid Ziya Uşa —i— İşte bir şair ki zamanında dar bir muhitte fakat pek derin tesir - ler bırakmış, ve zaman geçtikçe bu tesirler azalacağına, aksine daha genişliyerek onun namın ve ese - rini; hayatı, beşeriyeli, mevcud ve ,|müteemis ne varsa her şeyi fena gö- ren ve va n, bezginlikle ömür derilen yükü sürükliye | süsükliye götürüp gözleri hiç bir zaman ta- bakkuk edemi ek bir müphem hülya ufkuna di olarak ha » yattan siyah bir gölge şeklinde geç. miş jet fatratı bi için bir nevi ibre haline getirmiştir. Bu it- barla onu yalnız bir şair, şekle, üs - löbda kemale bağlılıkla O muttasıf, «san'at san'at içindir. oakidesine merbut bir sanatkâr sifatile değil, Ayni zamanda edebiyatta bir bed - bin ruh ve fikir için bir peyamber ulatında görerek namında tevak - kuf etmek lüzumdir. Her d renmelidir: Pariste 1821 de doğdu ve gene orada 1867 de henüz genç den cek bir yaşta öldü. Babası © âyân | meclisinde vazile sahibi olan ve pek iyi resim yapan bir zat idi ki oğlunu küçük yaşında annesine (bırakarak vefat etti, Annesi bir ikinci izdivaç ile Aupick namında bir zabite var- dı, Bu ikinci kocam askerlikten si. yaset tarikine geçerek sırasile tanbulda, Londrada, Madridde s&- | Girliklerde bulundu; Baudelaire ise Lyonda tahsile başladı ve 1839 da Pariste on sekiz yaşında iken tah- silinin ilk kısmını ikmal etti Veli - lerinin Teyine iştirak etmiyerek e debiyâttan başka bir mesleğe ini sabı kabul etmeyince hakkında: bir aile meclisinde ittihaz olunan karar tatbik edilerek Kaikütaya gitmek- te olan bir ticaret gem rildi. Bir yelkenliden ibaret bu geminin uzun seyahatinde sonu- na kadar devam etmiyetek on aylık bir gaybübatten sonra memlekete avdet ve rüşdünü isbat (eyliyerek babasından kalan 75.000 frank raddesinde bir parâya tevarüs etti. O zaman için mühim sayılabilen bu servet sayesinde (o heveslerini ser bestçe takib etmek imkânı bula- rak Parisin Saintl.ou'a adasında ve şairlerle san'atkârlar arasında ya- samağa başladı. İlk yazın 1845 re sim sergisi hakkında bir tenkid ma- kalesile başladı.. Ertsci sene gene İbir resim sergisi münasebetile bir ikinci makale neşretti ve pek doğtu gören bir san'at zevkile bu maka. İlelerin ikisinde de sonraları resim İhayatında en büyük şöhretler ikti- b eden ve o sıralarda kabiliyetle- inkâr olunan Delaeroix ile izi için hayran bir üslüb ile bu iki genç ressamın mümtaziyetlerini - tebarüz İ i. Onun bu makalelerde ver - diği hükümler. o sırada pek şahsi bir cür'et mesabesinde telâkki edil olan | fazlasile teyid etmiş oldu, öyle ki eğer o yalnız bu iki tenkid maka - lesile ii ederek başka eser vü - € bindi! miş iken zamna bunlerın isabetini! NX Ç öy Memleket | tenkid zemininde mühim bir mevki al etmiş olacaktı, Bu tarzda bir takım eserler ihzar ve bünların neş-! rolunacağını da ilân eylemiş esleğini tebdil etti ve doğ doğruya edebyiat ile iştizale dı, İlk eserleri iki mensur oldu | Dini'akidelerine ve asalet rabı - İ alarma rağmen 1848 ihtilâlinin pek coşkun bir taraftarı oldu bunttan b ve bu murada dibi Edgard Poe.nin hikâyelerini İokuyarak bu muharrirle kendi zih- İniyeti arasında bir karabet buldu; fakat gördüğü fra a terceme İleri nakıs telâkki ederek pek mef- tun olduğu bu hikâyeleri shhftle ve sadakatle tercemeye” koyuldu. Bu tercemeler muhtelif mecmua - İlarda tefrika edildikten sonra ay - fıca kitab halinde ve beş cild ola- rak basılmıştır. Pek ziyade beğeni- len bu tercemelerden sonra bugüne kadar daha iyisi yapılamamış ve en ndan İmerikan & - | Baudelaire birbirini ikmel eden yek pare bir.vücud olarak telâkki edil! | miştir. Bir yandan da şairin manzume - leri şurada burada müteferrik ola- rak meştedilmiğti, 1857 de bir tâbi bunları toplıyarak hep bir arada ve Fleura du mal - «Elem | çikerleri İmamı altında neşredince imparator. İluk hükümeti tarafından kitabın tu- kibi kararı alındı ve © zamanın İmeşbur bir dava vekili olun Chaix &'Est-Ange tarafından büyük © bir talkketle müdafaa edilmesine rağ men, hem şairle beraber tâbi kitab ahlâk noktai pazarından mah İküm oldu ve kitabın mubtevi ol - İ duğu manzemelerden ultı tanesini: tayyine hüküm verildi. Şair bir a- salık bu hükme itiraz etmek istedi, hattâ evrakı arasında bu maksadla yazılmış kâğdları bulundu, — fakat İher nedense bu arzuyu kitabın tek- rar temsili üzerine terketti. oZalen İ artık şairin faaliyeti daha ziyade tenkid makalelerine inhisar ediyor- du. Bu makaleler içinde haşhaş ve afyonun manevi | tesirlerine «Sun'i cennetler» namında bir ri - sale ile büyük Alman bestekâ | Wagner hakkında bir müdafaana İmesi tezkâr edilmeli İden şsirde bir ikbal hevesi de w - danişe namzedliğini koymak istedi, fakat müzaheretlerini istediği dost- ları kendisini bu teşebbüsten ahı - (Devam: 6 ner sayfada) 'cuda getirmemiş olsaydı namı gene'koydular. Pek de isbet etmiş ol - R INAN, I müddet evvel yakında şehrimize , Bu 60 bin çuval kahve İs - 2. Yalniz ayni re- fikimiz dünkü sayısında 60 bin çuval kahvenin peyderpey gelmek- İSTER iNAN, İSTER STVER te olduğunu ve binaeneleyh verdi çıktığını yazıyor. Bu vaziyeti tebal rine şu başlığı koymuş : «On gün evvelki havadisimiz IiNA iNANMA! mühim «. havadisin doğru rüz ettirmek İçin de 3 sülün üze- çuvalı çuvalına teyid ettiz NMA! | Fransada Edgard Por ile Charles) İ Şöhreti günden süne teeyyüd e-jl yandığmdan bir aralık encümeni! Sözün kısası B. Matsuoka'nın | E. Ekrem Talan J A sya kıt'asındaki devletle rin en azametlisi olmak dolayısile n zamanlarda Avrupa nizamında dahi birinci plânda rol oynamak sevdasına düşen Japonya devleti fahimesinin Hariciye Umu. ru Nazın ekselâns Matsuoka geçen günler, müttefiki Bay Hitlerin Ber inde misafiri idi. Kısacık “boylu büyük devlet ada- mu tâ Pasifik kıyılarından Elb neh- nna kadar bu uzun yol. culuğu, Almanyanın ve dölayısil üçüzlü paktın yeni siyasi zafer dostlarile kutlamak etmişti Haniya | zahmöte doğrusu? İ ve senelerce kân dökmekle, ölü mü.bile göze almaklu maruf Bulgu- rislan, Alman tahakkümünü gık de meden kabul etmiş, hai dahası var: Bu tahakküme âdeta kendi ta lib olmuştu ri kena; Üzere de Peşinden Yügoslavyı daki birka den ayni tuzağa düşmüş, esl Belveder değil Bel'eder olmüs zmgelen Viyanadaki meşhur sara- yın mühteşem “salonlarında, istik. İâlinin idam hükmünü kendi. elile imzalam; Bu suretle Avrupanın ve demek rasinin son istihk Balkanlar, totaliter rejimlerin yarı yarıya elle rine düşmüş zayılabilirdi. Geride o iatihkâmün en çetin iki tabyası kalı- yordu amma, olsun! Dava kolay. an benziyordu. İşte «Doğan güneş» imparator. luğunun mümessili o«Yakan ateş» İ devletinin merkezinde, paktın üçün cü rüknü olan eyatsya kadar ya- pan müm» imparatorluk ve krall ğını temsil edenlerin de iştirakile bahsettiğim vâkaları tes'ide gidi yordu. Lâkin evdeki hesab inin feda eden heyet Be döner dönmez asil Sırp milleti ayak İlandı; Atatürkün dost (sıfatına İğ yık gördüğü şehid Kral Al da'ın ruheniyeti imdada İ düşmanların hezablarını alt a, keyiflerini birdenbire b misti, Hazırlanmaktea olan büş onun içindir ki birdenbire neşve ve hararetini kaybetti, Ekselânı Matmuoka beraber Japon çiçeklerinden bir de çel : armağanı İbir bi tirmi; Bu sembolik onun elinden kabul ed pacaklarını bilemediler; ve ihtimal hâlâ da bilemiyorlardır. Fakat ben. tereddüde mahal yoktur. Merd Yuzoslaylar meseleyi kesip “ âtmiğ lardır: Üçüzlü pakt esi sallanı- yor. Bay Matsvoka'nın çelengini, biraz daha sabredip, «Mihver ve: Paktu hemşirelerin müşterek meza- nı üzerine koysunlar. i Daha sonra da o mezarın üzeri. İne neler yapılmak icab edeceğini, İsirası gelince, ben gene söylerim!. | EE Cali r, eseri hakkında verilen mah- kümiyet kararı ve bunun etrafında söylenen, yazilan şeyler öyle bir velveleye sebeb “olmuştu ki şairin teşebbüsünden bir hacalet neticesi zuhuruna muhakkak nazarile bakı. kırdı, O du dostlarının irşadım bü - yük bir tevazu'la ve feragatle kabul etmekten çekinmedi; zaten bu te- #ebbüsten asıl maksadı mahkömiyet kararma karsı bir nevi itiraz, daha doğrusu, istihfaf ile bir mukabele- İde bulunmuş olmaktı denebilir Onen hakkında yürütülen mubalif mütalealara, deveran eden - çirkin rivayetlere karşı böyle istihza ve is. thkar ile davranmak üdetiydi: ve bu suretle mukabele, hakkında mü- fid olmaktan ziyade muzır olurdu; öyle ki nihayet artık Fransada kal - mak nefsine pek ağır gelmeğe baş Iadı, ve Belçikada daha iyi bir ka. İbule, mazhar olacağına, ve hayatta kendi istirahat devresi vana bunu ora: bulacağına zahib olarak Pasisi ter- ketti Halbuki Belçika ikameti ken- '

Bu sayıdan diğer sayfalar: