28 Mart 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

28 Mart 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa Bursada Bir kadın yüzünden arkadaşını öldüren bir katil mahküm oldu Bursa (Hususi) — Şehrimiz A- ğirceza mahkemesinde (sarhoşluk yüzünden İşlenen mühim bir ci- nayetin muhskemesi intaç edil- miştir: Gemliğin Umurbey köyünden Abdullah Sınırtaş, Mehmed Ülkü daha birkaç arkadaşlarile zeytin satmak üzere Gemliğe gitmişler- dir. Gemlikte mallarını sattıktan sonra bir meyhanede olurarak, geç vakitlere kadar kafaları bir hayli tütsülemişler, hep beraber köyle- rine avdet etmişlerdir. Köyde bak kal Mehmed Taban'ın. dükkânm- da birkaç şişe rakıyı daha yuvar ladıktan sonra, köylerinde uygun suz olarak tanılan Babriyenin evi ne gitmeyi kurmuşlardır. Bu ka- dmla Abdullah oSınırtaş öteden- beri alâkalı bilinmekte olduğun- dan ovvlâ kendisi kapıya yanaş- muş, ve bir iki tekme İle kapıyı aç mıştır. Rahat yatağında uyumak- ta olan Bahriye kapının gürültü- sü üzerine aşağıya İniyor. Abdul-' lah ile karşılaşmak üzere iken 80-| kak kapısından Mehmed de içeri- “ girmiş bulunuyor ve Abdula- a: — Demin, bendeh aldığın biçâ- çağı veri Diyor, Abdullah da: — Ne bıçağı istiyorsun! titizlenince Mehmed: — Bıçağı vermezsen seni vuru- rum! Tehdidinde bulunuyor. Ha- mil olduğu tabancayı çekerek Ab dullahın üzerine bir el ateş edi- yor, Abdullah sol kolundan hafif- çe yaralanmış olduğu halde Meh- Diye medin üzerine yürüyor, Mehmed! geri çekilerek tabancasını tekrar boşaltıyor, Abdullah aldığı ikinci kurşunun tesirile cansız olarak yere seriliyor, Mehmed Ülkü de vak'a mahallini terkediyor. Oğlu- nun işlediği cinayeti haber alan Mehmedin babası hemen hâdise; yerine gelerek bakkal Mehmed Taban ile beraber Abdullakın ce- sedini evden alarak 1354 metre ka- dâr uzakta bulunan bir zeytinliğe bırakıyorlar, Muhakeme neticesinde Meh- med Ülkü on beş sene, iki ay. on beş gün ağır hapis cezasına mah- küm edilmiştir. Suçu katilin babasile beraber örtmiye çalışan ve zabita tahkika tını yanlış yola sevketmek istiyen bakkal Mehmed Taban'a da iki ay iki gün hapis cezası verilmiştir. Gelibolu Gelibolu Maarif (Hususi) — mifettişlerinden Muzaffer buraya gelmiş ve kazanın İlk okullarında teftişler yapmıştır. Bu teftişler memnuniyet verici bir şekilde bit miştir. Müfettiş Muzaffer Lâpse- kiye gitmiştir, : “ v Kâhtada bir köy'ü boğuldu Kâhta (Hususi) — Kaza merke zille Şircik nahiyesi arasında bulunan ve Hâcik çayı namı veri- len çay son günlerde fazlaca ya- Zan yağmurların tesirile taşmış, köylerine gitmekte olan Mehmed, SON POSTA i Samsunun zahire ve sebze anbarı: Çarşamba Cümhuriyetten sonra Çarşamba süratle inkişaf etmiş, imar edilmiş ve iktısadi vaziyeti düzelmiştir 7 Çurşambadan güzel bir görünüş Çarşamba (Samsun muhabiri -'köprü, (o cümhuriyet İdaremizin mizden) — Vaktile sitmalı bir Çarşambaya müebbed bir arma mantaka olarak fena bir şöhret sl- Zahı olmuştur. mış olan bugünkü Çarşamba, Ye-| Geçen seneki büyük zelzeleden şilirmağı deltası üzerinde teşek- ehemmiyetli denilecek dercede kül etmiş şirin, yeşil ve güzel zarar görmüş olan Çarşambanaın, İmanzaralı bir kazadır. Çok bere-'şahsi (tşebbüslerle ve hükümeti İketli bir toprağa sahib olan Çar -İmizin bu İşe vermiş olduğu kat 'şamba, vilâyet werkezi olan Sam-'ve ehemmiyetle pek yakın bir is sunla birlikte diğer birçok kasaba'tikbalde eski manzarasını iktisab ie şehirlerin de zahire ve sebzeledeceğine şüphe yoktur. ambarı denilmiye lâyıktır, Evvelce sıtma üâfeti o yüzünden Saltanat devirlerinin her ci -|kıvranmakta olan Çarşambada, İhetten ihmal ve lâkaydisine ma -| ciddi bir alâka görmemiş olan bu'telif mahallerde kanallar açılmış güzel kaza merkezi, cümhuriyetin've bu suretle bataklıkların bü - ilânından sonra idarenin yapıcı İyük bir kısmı kurutulduktan son- varlığile yeni baştan can ve hayat ra meydana getirilen arazi parça- bulmuş ve hergün artan bir hızla ları böylelikle hem halkın İstifa- iktisadi ve ictimal sahalarda İler- desine arzolunmuş ve hem de sağ- ileme ve yükselme yolunu tutmuş-'lık vaziyetleri korunmuştur. Ka tur, zanın esaslı mahsulü, mısır, fa tütündür. oğan, Eskiden «Çırnık» ismi verilmiş|sulya gibi ürünler ve olan alt kısmı düz ırmak kayıkla. Ayrıca arpa, yulaf, pirinç, İrile Yeşilmmaktan deniz tarikile patates ve kendir de yetiştirir. İSameun ve diğer sahil kasabalar Mutedil olan iklimi itibarile her arasında bir muvasala teminine Neyi ürünleri vetişlirmiye müsaid uğraşır veya çeşidli omahsulâtını bulunan (Çarşambada, pamuk, kağnı, merkeb, deve ve at araba SOYa fasulyası, fındık ve mana- ları gibi vasıtalarla Sarısun paza-'llnanım da yetişebileceği yapılan rına ulaştırmağa çalışırken, cüm- tecrübelerle sabit olmuştur, Çar - huriyetin teessüsünden sonra esas Şamba ayni zamanda hayvan ye - lı bir şekilde ve yeniden inşa edir (tiştirmiye de müsald bir kasaba- İmiş olan 35 kilometre tulünde'dir. Otlak ve mer'alarında kasab - muntazam bir'şose ve gene 36 ki-Jlik ve damızlık hayvanlardan sığır lometrelik sahil demiryolu ile vi-/ve camuş bol miktarda mevcud - lâyet merkezine bağlanmış ve bun dur. dan sonra Çarşamba İktısadiyatın- Ida bariz bir inkişaf ve memleket te aşikâr bir imar hareketi husule gelmiştir. ç a; muntazam caddeleri, temiz ve bol işıklı sokakları, bü- yük ve zarif binalarile, geniş ve kalabalık çarşı ve pazarile vilâye İtin en güzel kazalarından birisidir. /Halkı çalışkan ve münevverdir. Samsundan Çarşamba, Çar - şambadan Terme ve Ünye kazaları arasında muntazam şoseler mev - cuddur. Ve bu sayede Çarşamba, her türlü tarla ürünlerini, sebze, İyaş ve kuru meyva gibi mahsulâ itinı civar kasabalara ve vilâyet merkezi olan Samsunâ Mü nakliye ücretlerile sevketmek im kânlarına maliktir. Eski devirlerin hicab duyula - cak bir nümunesini teşkil eden —.. am | sıtma mücadele cemiyeti ve su' ruz bulunmuş ve hiç bir suretle işleri dairesinin iş birliğile muh< oğlu Abuzer, Hasan oğlu Ahmed,iköhne, harab ve çökmiye yüz tut-| Muşta İki köylü bir olup bir başka, köylünün kula- ğını kestiler Muş (Hususi) — Muş merkez nahiyesine bağlı “Sirenk köyünde enteresan bir hâdise olmuştur. Bu köy halkından Cever oğlu Mah- mud ile Murad oğlu Şükrü gene o köylü İbrahim oğlu Şemsettin! ile ötedenberi araları açıktır. Za- man zaman fırsat gözetliyen bu iki adam, Şemeettinin köy çobanı bulunan kardeşinin yenina gitmek üzere köyden çıktığını görmüş! İve üzerine hücum. etmişlerdir. Bu İnu gören Şemsettin kaçmıya baş- Jamuş, arkadan takib eden iki köy lü tabanca ile tehdid ederek ken- disini yakalamışlar, yere yatırarak! isağ kulağını kökünden bıçakla kesip bırakmışlardır. Mesele adli- yeye intikal etmiş, kanuni takibat! başlamıştı. Bursada bir otomobil kazası oldu Bursa (Hususi) — Şehrimizde evvelki gün, üç otomobil arasında/ bir kaza olmuştur: Doktor Reşad Yaşat, Çekirgede Şalcı konağı karşısında bir hâste- ya giderek, otomobilini cadde üze rinde bırakmış ve hastanın evine girmiştir. Yeşilbursa Nakliyat an barına aid 158 numaralı kamyon! Mudanyaya gitmek üzere cadde-| inin sağından ve doktorun otomo- bili yanından geçerken, aksi İsti- kamette gelmekte olan Eskişehir !62 numaralı Osmanın idaresindeki İtenezzih otomobili bunların yanı. | | yon İle doktora aid otomobil ara- sından geçmek meçburiyetinde Jkalmıştır, Aralık ise otomobilin geçmesine müsaid olmadığı cihetle üç otomobil baş başa o çarpışmış- İlar ve çamurluklar birbirine girift olmuştur. Bunlar birbirinden ay-| rılincaya kadar çok işlek olan bu #hddede © seyrüsefer durmuştur. (Bununla beraber şayanı kayd bir zarar olmamıştır. Emette tütün satışları i Emet (Hususi) — Tütün satış larına hararetle başlanmıştır. An- cak fiatlar geçen seneye nazaran düşüktür ve 35 ile 45 kuruş ar sındadır. Mahsulün bir kismini İnhisar İdaresi satın olmıştır. İna yaklaşınca freni tutmamış, kam b (Baştarafı ? nel sayfada) müfavi olduğuna karar verdi, Fa - kat kanalın uzunluğunu 400 kilo - metre olarak hesablamak gibi bir hatada bulundu. Mehmed Ali Paşa, herhangi bir harici müdahaleye vesile teşkil e - der korkusile «Süveyş kanalı cemi-! yetis nin fiilen işe başlamasına mü- sânde etmiyordu, Fakat kanal işi yerinde sayadursun, İngiltere, kanal cemiyetinde aza bulunan Stefenson Vantasile, el altından bir şimendifer| imtiyazı koparmak hususunda Meh-| med Ali Paşa ile müzakerata giriş- mişti. Nihayet Stefenson İskenderi » ye - Kahire şimendifer inşasının im- tiyazını koparmağa muvaffak oldu. Fakat bu sırada Mısırda bazı de-! gişiklikler oldu, Mehmed Ali Paşa| çekilerek yerine Fransa taraftarı Said Paşa geldi. Bu vaziyet mesele- yi kökünden değisi Fransa dı hal faaliyete girişti, Şarkı iyi tanı - yan ve şahdan Said Paşanın dostu olan Franuz Ferd Mıstra gelerek Said Paşa temas etti ve kanal tetkik cemiyetinin yas nda bıraktığı işi tamamladı, Ferdinand Lesseps mühendis de- gildi; şarkı iyi tanıyan bir diplo -! matt, Vazife icabı şarkta bulundu. ğu müddetçe Süveyş kanalının açıl- masi hakkındaki bütün projeleri iyi- ce tetkik etmişti, Bu itibarla bu me- sele hakkında fikri olan bir adamdı. Nihayet, işte bu zata, kanal açı - ışıma para verecek ve bü işe iştirak edecek olan, beynelmilel bir mües. sisler cemiyeti kurdu. Kanaldan ge-! lecek kâr 9 15 4 Mısıra; “6 75 şi hissedarlara, 96 10 u da müessislere! verilecekti, Fakat Said Paşa, İngi - Tizlerin mümanaatından çekindiği için, kanal işine başlamağı, Osmanlı imparatorluğunun Ooo tasvibine şart koşmuştu. Said Paşanın kanal projesini mü- tenkib, İngiltere derhal muhalefete Geçti; ve o zamanki başvekil Pal- "un dilile, İngilterenin böyle! i , her bakımdan muarız olduğunu, bu kanalın, Masırı Türki. yeden ayıracağinı. İngilterenin de - nizlerdeki hakimiyetine o zarar iras edeceğini söyledi. Fakat Leseps enerjik bir adam- d. O da, boş durmadı. Kendi hükü- metinin müzaheretini temin ederek, Türkiye üzerinde tazyik yapmağa başladı, Nihayet uzun mücadeleler- den sonra Said Paşa 1856 yılının 5 İkincikânununda kanalın inşasına aid imtiyazı tasdik etti. Kanal, bu. nu inşa edecek olan şirketin parasi- ! ! Mart 28 TETKİKLER yük merasimle açıldı. Kanalın uzu luğu 164 kilometre, dipte genişli 22 metre. derinliği de B metre idi Süvayş kanalı açıldıktan sonra zamanki İbgiltere hükümeti, Süve şe olan vaziyetini değiştirdi. Sal Paşanın yerine gelmiş olan İsmi Paşa ile dost olarak, ondan gay ucuz bir fiatla 177 bin hisse sene dini satın aldığı gibi, Mısırin hizse sine isabet eden kanal kârnın * 15 ini de almağa başladı. Fakat b keyfiyet İngiltereyi tatmin etme mişti. Gerek Akdenize hâkim ol mak, gerekse Hindistana giden yo ları emniyet altında bulundurma bakımından, Süveyş kanalına fiile sahib olmak İngiltere için hayati bi zararetti, 1822 senesinde O Misirda AÂrâl Paşa isyanı patlak verdi. İngilter hükümeti, bütün Avrupa hükümet leri namına işe müdahale O edere Arabi Paşayı tedibe koyuldu. 1 Temmuzda İskenderiye bombardı man edildi. 1882 yılı 2 Ağustosundı giliz orduları Süveyşi, 24 Ağns tosda da Port.Saidi ve bütün ka nal mıntakasını işgal ettiler, İşte bi tarihten itibaren Mısır fiilen İngilie lerin eline göçmiş oldu. Maamafil İngiltere kanalın idare | sistemini ilişmedi, Kanalın idare meclisi, geni e gibi Pariste kalmakta devan ai İngiltere kanalı eline geçirdiktet sonra, onu derinliştirmekte ve ge * nişletmekte devam etti, 1924 yılın da karalın uzunluğu 171 kilomet * reye, derinliği isa İ2 metreye ka » dar çıkarıldı, Geçen Dünya Harbinde, Süveyi kanalı Osmanlı kuvvetlerinin taar * rTuzuna uğradı ve büyük (tehlikelet geçirdi. Harbden sonra kanala yeni bir sahib çıktı. Bu yeni sahib, kanal idare meclisinde bir tek azası olm yan İtalya idi. Yeni Dünya Harbin * den biraz önce İtalyanlar, kanalın üzerinde İngilizlerle müsavi hak is tediler. Harb başladıktan sonra is9, taİya matbumtı, okanal üzerinde mutlak İlalyan kontrolu metaliba - tını ileri sürdüler, Süveyş kanalı geçen Dünya Hars binde de müstahkemdi. Fakat ka * nalın şimdiki müdafan sistemi, ge * çen Dünya Harbine nazaran çok daha ileridir. İngiltere, 1936 yılın” da Mısırla yaptığı bir arilajşma neti NE il muntakasında sskef, bulundurmak hekkını elde etmi Akdeniz sahilinde Misirin mühimi bir limanı olan İskenderiye, Mısırı le yapılacak, bundan o mütevellid bütün zararlar şirkete sid olucaktı. Buna karşılık Said Paşa her ay mu- ayyen miktarda felliâh temin edecek ve bunlari kanalın inşaatında çalış- brmağı tekeffül edecekti, müdafaasında fevkalâde mühim bif rol oynamağa başlamıştır. İskenderiye, milâddan 332 yıl önce Bü; İskender | tarafından kurulmuştu. Eski Yunanlılar zama nında İskepderiye, Mısırın merked İmadı ve bu işin aleyhinde bulun - Kanal inşaatının 6 yi düreceği| idi. Roma imparatorluğu zaran.r İsi tahmin ediliyordu. Kanalın O tesin|ise bu şehre Misir tcaretinin mer “ masrafı olarak 200 milyon #rank|kezi, ve en mühim bir ticaret İimanf sermaye kondu ve bu sermaye 400|idi. Arablar zamanından itibaren e bin hisse senedine ayrıldı. Fransa | hemmiyetini kaybeden İskenderiye, hükümeti 207 bin hisse senedi sa «| Mehmed Ali Plaşa zamanında tek « tn almakla, en büyük hissedar va-İrar parlamağa başlamıştı. 1927 yu ziyetine geçti. Said Paşa da 64 bin lında İskenderiyenin nüfusu 570 bis bise esenedi satın aldi o Hisselerinine çıkmıstı. Dahilden gelen birçok mütebakisini, diğer muhtelif hükü-| demiryolları bu şehri iceri metler ve şahıslar satın aldı. İtalyalder. Nil delta üzerinde, dar big hükümeti o kadar az bisse senedi! sahil mıntakasında, Akdenizle Mir almıştı ki, kanalın idare meelisinde|cotid gölü arasında bulunan İstem hir tek yer bile alamadı. deriye Musrdangİngilizler tarafın 4 İngiltere hiç bir hisse senedi al -İdan isralinden sonra, büyük bir #trataiik ehemmiyet kesbetti sen İngilizler burasını fevkalâde tahkim ettiler, Mısırın istiklâlinden sonra da İngiliz ordusu burada kal” makta devam etti, Geçen Dünya Ha:binden sonrs Filistinin İngilizlerin eline | geçisk Mısırın vaziyetini büsbütün takviye etti, Şimdi gerek Süveyş kanalının, makta devam etti. Said Paşa buna zerre karlar ehemmiyet O vermedi. ve 1859-1863 yılları arasında ka - nalın inşaatına müsaade etti, 1860 senesinde ise serbest kalışı olan di- ğer hisse senedlerini de satın alarak 177 bin hisse senedine sahib olmuş oldu. Murtaza oğlu Dursun çaydan geçimuş ahşeb köprüsü yerine Yeşil- tikleri sırada an o Abüzet suyun cereyanına kapılarak boğul muş ve diğerleri de zorla kurtul muslardır. Delikanlı, genç kızın kendisine üzütmiş olduğu küçük elini kuvvet. le aktı ve heyecanla: — Sizin nelere tahammül ettiği- nizi çok iyi biliyorum, dedi Genç kiz, kendisine, boyun eğen küçük bir hareket yaptı: Bu sözleriniz mutlak surette telâkki edilemez, dedi. o Görüyor- sunuz ki ben çok defa böyle müca- delelere teslim © olmuşumdur. Her hangi bir kimsenin beni müdafaaya hazır olduğunu keşfetmek te benim kuvvei maneviyem Üzerinde müs. bet bir tesir yapar :- Köpeklerden biri sür'atle ayağa kalktı ve havlamıya başladı. Her iki sene de baslannı doğrulttular. irmak üzerinde 270 metre uzunlu- Tokat (Hususi) — Tokat meb-'öğretmenleri de hazır bulunmuş - ğunda betonarme bir köprü İnşa usu Hasib Aytuna buraya gelerek lardır. Resimde Aytuna ile Tokat edilmiş, yediz seki, vıl evvel işle/halka üç faydalı konferans ver - meb'uslarından Sıdkı Atanç ve miye açılmış olan bu azametli miştir. Konferansta bütün Tokat öğretmenlerimiz görülmektedir. Temenni ederim ki bu sabah ken-! — Biraz hava almak için bahçe- Fakat 1863 yılında Said Paşanın velatı Üzerine kanal inşaatı durdu. Ve ancak Fransa hükümetinin şid - detli ırarlarından sonra, (nihayet 1869 yılının 29 İkinciteşrininde bü- aid olmıyan bütün silâhler onlar ta- rafından alınınıştı. Genç kizin sua- gerekse bütün Akdeniz havzasını müdafanu İskenderiye » Famaşusta (Kıbrıs) - Hayfa müsellesine isti * nad etinektedir. Hasan Âli Ediz bilmiyordu. Her şey bulanık bir hal İde idi. Ortalık bir durulsa diye dü” dinizi biraz iyi o hissediyorsunuz... |5€ istedim, fakat o menhus dedi. heriflerden biri, şutodan kiysenin Phyllis derin bir nefes aldı. Çok güzel olan yüzünde büyük bir cesaretsizlik okunuyordu. — İyileştim, nlâkanıza teşekkür ederim, dedi. Derhal odadan — Kahvalada i Yazan: Valentin Williams XXI Flora, hemen Mis Desn'in kö -İrüm, dedi. peklerden hoşlanmadığını ve onla « rın dostluğuna hiç bir zaman neşe içıktı. ile karşılamadığını anladı. Zira oda-! “O çıktıktan sonra Mis Dean ka - nin kapisi eşiğinde duran genç kız, pıyı kapadı. İköpeklere dehşetle bakıyor ve bun-| | — Yatın buradan gittiği ve bizim lardan birisinin parink renkli elbi -|buraya hapsolduğumuz doğru mu? sesi üzerine atılarak meydana getirs|diye sordu, diği pençe lekesini neftetle siliyor -| OSonra da, «bu haberi nereden idu, Mis Dean soğuk bir sesle sor - öğrendin» der gibi yüzüne bakan du. İ delikanlıya: — Yoksa burada fazla mıyım? | Oda hizmetçisi Marie'ye Seve ile görüşmek istiyordum. Dwight bunları söylemiş, dedi. Mis Mac Reay, köpekleri tasma-| (Şikâyet eden bir sesle konuşu - larından tutarak mahcub bir tavırla: yordu. — Nasıl isterseniz, “benim için! (o Garrison İlepel bir dire nnidenir İlini tandi onun bu endişeli sua » n bir baş isareti yaptı, Köpekler önde, o arkada dışarı, mıyacağını söyliyerek menetti, (il Delikhanlıya acı acı baktı: — Bu da ne demek oluyor, Ste - ve? dedi, Garrison omuzlarını kaldırdı: — Hiç bir şey değil, yavrucu - um, dedi Berg denilen bu adam polis gelinciye kadar vaziyete ken- disi hâkim olmak istiyor da ondan. Fırtına dinince her şey düzelecek - tir. İş fırtına yatışsın, o zamana ka- dar yat da geri döner ve biz burada şimdiki gibi yalnız kalmayız. Ge - mide tayfalar ne güne duruyor? On ların birkaçı bu Berg denilen herifi ve avenesini pekâlâ temizler. Bü - tün ümidimiz havanın sükünet bul masına bağlı ... Genç vaziyet üzerinde hâlâ mü- nakaşaya taraftar görünüyordu. — Fakat ne hakla bizi burada İ Vikontu öldürmek zannı altında bu- line karşı omuzlarını kaldırmakla gündü. | . Ateşe bakarak cevab ver-| £ Phjllis sinirli sinirli ayağını yerd di vurdu: — Bu adamların hepsi silâhlı, biz de ise bir tek silâh bile yok. Bu va- ziyet karşısında ne yapabilirim ki? Benim elimden ne gelir? Ne yap - mamı istiyorsunuz? Genç kız onun bu sualine cevab vermiyerek başka bir suale geçti: — Dwightin dediği gibi, | sizin — Bu evden artık tiksiniyorum buradan korkuyorum, buradan git mek, uzaklaşmak, kaçıp gitmek is tiyorum, dedi. Sonrada: — Ah, bir çare olsa da burada gitsek, diye ilâve atti... Delikanlı çok temkinli konuşu yordu: — Hava müsaade edince yat #* duya dönecektir, dedi. Genç kız: — Şato sahibinin dediğine bakt " Mis Dean'in se-İlırsa bu fırtınalar günlerce deve «inde bir şüphe işareti sezer gibi ol.) edermiş. Bu eski harabe içime bf 'du ve bütün bir sesle cevab verdi: | ürperti veriyor. Zaten buraya si — Berg'i fikrinden caydırmak | mek de hiç istememiştim. Sizin için biricik çare, katili bulup ken -|buradan bir an evvel alıp götürme Sline çenli 'eimaklir niz, bu iç skıcı vaziyetten kurar lunduğunuz da doğru mu? Garrison acı acı güldür. — Evet, görünüşte öyl Genç kız bunu derhal reddetti: — Ne boş şey! Fakat Amerikalı, hapsetmeğe kalkıyorlar. Siz buna tahammül edecek misiniz? Delikanlı böyle bir iJdinnin bey- Genç kız sordu: manız ne iyi olacak, bilseniz. — Fakat katil kim? Sesi titriyordu, nerede ise ağlıy"”

Bu sayıdan diğer sayfalar: