24 Şubat 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

24 Şubat 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m Şubat General diyor ki (Baştacafı 1 “ei sayfada) Bunlar, verilecek bir işaret ü- Berine derhal orada hazır olan eibi #ölerin: ve silâhlarımı giyip kuşana - caklar ve kendilerine, uçak meydan. Yarı, demiryolu mülm wkdeleri ve askeri mevki ve daireler gibi yerler - de, verilen vazifelerin başına koşa - taklardır. Bu yu, buzları erken çü - sülen Tunanın #uhtelir yerlerine, Rumen #ahillerinde, köprü kurmak barırlıklarına Almanlar şimdiden bağ) Yamuşlar, Bu surelle vakti gelir gel — mez Romanyada yığılı we harekete bazır duran Alman orduları hemen Bulgaristana yürüyecekler ve bura dan ğeçerek Sölânge ineceklermiş. Bu süretle yalnız Yunanistanı İtalya Ye swhe icbar deği, ayni zamanda Bülgarstana ve Egenin en ehemimi- yeli bir Umanına el komuş olacaklar- mış, Diğer fikir ve mütaleğlara göre, Almanya böyle yapacağını sadece gös terecek, fakat icraata geçmiyecektir.! Bu mülslea temeleğdir. Çünkü yak Diz kuvvet göstererek kuvvet kullan. mamakla Yunanlstanın üzerinde hiç bir esaslı tesir yapılamıyacağı aşikâr. dir. Nitekim şimdiye kadarki sAl- anlar geliyorle şayla ve yaygara - larının, güzel harbeden, İtalyanların ©n şiddetli taarruzlarını deteden ve dama muvaffak olan Elen ordusü- Bun sinirlerini mala bozmadığı gibi bunların harbetmek cesaret ve GAY» Tetlerini zayıflatmamıştır. Biülâkâ&; Ben sikerler, Almanların bir gür Gelmeleri Jazın işini biran evvel bibirmeği dö- Sönmüş ve dolayısle gayretlerini ar- Wrmiş olabilirler, Mer bir habere göre de Almanlar, Güya İngilizleri aşi maksnd ve he- def hakkında şaşırmak iç'n yakında Balkanlarda harekete ( geçeceklerini, Akdenizde ve Asrikada büyük tasr - Tazlara girişeceklerini kasden işaa 6. Giyorlarmışt Onların asi hedefleri Avrupanın şimal batısında img! Ba hedefler, mümkün mertebe farla va. Pur batırmak suretle İngütereyi in- #esiz, iptidai maddesiz ve harb mal - #emesiz bırakmak; adan fztünde barbe ve yaşamağa yarar her ne var- #4 tahrib etmek, bunların sonunda da Büyük Britanya adaların özal #ylemek ve bu suretle harbe kat'i br zaferle gön vermektir. Elhâsl ne-olacak belli değildir! Çün kü bilemediğimiz birçok geyler var, Sa yi Billerin ve Alman har. yes Bertazaden' rahhaslar'le De stüşlaruslar Bi miyoruz, Daha pek çok şeyler bilçmi. yı faraza, Almanların Roman - yudak; hakiki kuvvetlerini bilemiyo , rüz ve bilmek oldukça güçlür. Runs reğmen, bunlara dair, O derece 5â- rih malümat ve hattâ muayyen ra- Xamlar zikrolunuyor ki, bu haberleri bizsut Almanların kasden işaa etmek te olduklarına, ve dolayısile (o yanlış oldaklarına insanın şüphesi kslm. yor, Bizim Bulgarlarla, iki tarafın -ki, me karşi ve nereye müteveceih olursa olsn. #aarruz etmiyeceği o hakkında Yeni bir deklârasyonumuz vardır. Ne Bulgarlar ve ne de biz taarruz etmi yeceğiz. Bu hem iyi ve bem de sarih- tir. Fakat dedikleri gibi, eğer Alman ordusu Bulgaristana girerse ve Üste. Ik Bulgaristandan © geçerek Şimali Yunanistana yürüme me olacak?. Bulgarlar taarruz etmedikleri ve €& - Piiyecekleri için onlara, deklârasyon Tucibince, hiçbir diyeceğimiz Glmu- yacak mı?!, Ehâsü bümediğimiz © kadar çok şey var ki etrafı alan Ye saran kesif karanlığı delip yararak uzakları görmek için elde kâfi bir igi- Zn malik değüiz. Bu itibarla ber gün Yeni biz sürprizle karşılaşmak ihtima- lim'z pek çoktur, Bugün ki devletle iri adamın barb Ve Siyaset pistinde müthiş bir maça hazırlandıklarım biliyoruz ve görü yoruz. Kezalik bu ik; devletin İngil - tere ve Almanya, iki adamın da Mit. ler ve Çörçü olduklarına da vâkıfız. Yalnız nasıl bir oyuna hazırandık. larım ve neler hazırladıklarını bie - miyoruz. Biz seyireiler, şimdilik sadece bir oyunun biliyoruz. Pakat oynanacak oyunun me olaca, Kından haberimiz yoktur. Bununla beraber Balkanlardaki va siyet menfi chelten tetkik olunursa; bağl meyal bir hakikat seğilir gibi olmaktadır: Romanyada, şayed dal dikleri gbi, büyük Alman kuvveleri varsa ve bunların hedefi hakkıten #tandan geştrek Şimali Yu manistana ve Selânğe inmek ve bu #ürelle Yunanistanı İtalya ie akdine iebar etmekse, bunlar acaba m bekliyorlar diye bir sual varid 0 - yi Malümdur ki, Tunanın satımda <l ER böyle bir harekete mâ. EE me 6 Tunanın buzları artık z #ülmüş ve çözülmektedir. Hava da Yileşerek bir ilkbahar havası halini < » Bakalım bu tereddüdlü va, eği DE vakte kadar sürecek ai vd âli ne gösterece'etir. Herhal. r slirprizle karşı; man pek vzak değidir. ökzümaline mebni, İtalyan.) İ | İ dantel rob AAbiyye, (akat ayni zamanda çok sade bir model olmak itibarile bu model bilhassa genç kızlara tavsi - yeye değer. Şıklığına diyecek yok. Önden üç düğme ile açılıyor: Kollar biraz kabarık, Beli ve kalçayı saran steğin kalçadan aşağın kloş parça- larla bollaştırılmış. Dantel esasen kendi kendinin süsü olan bir ku - maştır. Başka süs istemez. Belde deri bir kemerle kendi renginde bir kaç düğme en sevilebilecek garni - türlerdir. Model beyazdır. — Siyah, lâciverd, Şri, hele açık mavi dantel de ayni derecede güzel durur, Pratik güzellik bahsi: Dudaklarınızı boyarken iki duda- ğinüze da raj sürüyor musunuz? Sü- rüyoranız makyajınızda kusur ya- pıyorsunuz demektir. Çünkü: İyi boyanmayı bilen kadın hiç bir vakit slt dudağına ruj sürmez. Yalnız üs- sulh) siz düşer, yani ağzını sıkıştırarak ruju üstten alta da geçirir. «Bunun faydası ne olabilir mi?3 diyorsunuz? Birincisi: Alt dudak üste nazaran daima biraz daha hafif o boyanırsa güzel görünür. Bu da ancak söyle - diğimiz usulle elde edilebilir, Ruju her iki dudağa sürüp de bu boyala- rın arasında ufak bir fark yapmıya imkân yoktur. İkincisi: Bu sayede < fazla boya sarfetmektea kurtulmuş olursunuz. «Son Foslas nın tetrikası: 31 NAKLEDENS Mineciğin (delice tunduğu kurtuluş imkân (da, böylece, onunla be aber yok olup, ”l elden gidecek. Bu kadına kaşı Nec. det ne yapabilir ki? Elbette ümid. uzaklaşır gider. Mine ezil- miye, susmıya alışık 'bir beceriksiz. Nüzem Bey de iradesiz bir köle! Ah yarabbi! Ne yapmalı? Ne al aç gün içinde, belki yarın, ya da biraz sölre bir uğur suzluk rüzgâr eser, zaten pâf deyin ce yıkılmıya müheyya zavallı ümüde| leri birden yere çöker, herşey bite-| bilirle Mine böylece, bir sürü ihtimalleri | düşünerek sinirleniyordu. Zihni, mü İpkkeresi, inin musmmasile uğraşıyor. iniyordu. — Yalağına büzülmüş, gözlerini karanlığa dik- .İzu hangı genç kır tü boyar, Üst dudağı alta bastırarak | malını, SALAN Yeni, (o değişik, şik... Böyle bir ble- veya kadın örmek istemez? . Renkler alıcıdır. Fekat öy- / Is tertib edilmiştir ki göze batmıyor, © en canh venkler kollarda, omuz - İ larda... Korsaj da- ha dinlendiren bir £ renkten... Bu a“ 5 henk bluza kibarlık © veriyor. o Gençliği, canlıığı O sadelikle birleştiren mod“ - iler kolay bulem maz. İstifade etme- Bisiniz. Kollar için kırmızı. o turuncu, tatlı çağala yeşili, gece mavisi yibi gö za çarpaa venkler kullanabi» livsiniz. o Korsajın Mevsim yemekleri: Portakal kompostosu Orta boyda portakalların dış ka- bukları değil, fakat ayni zamanda iç beyaz kabuklar da soyalur, Or- talarından kesilir. Çekirdekleri çı . kanlır. Kesilen taraflarına, yani yu- varlak tarafları yukarı gelmek üzere tabağa dizilir. Üstlerine bir iki ka - ranfil konur. Şeker bilinen şekilde kestirilir. Şerbetin içerisine portakal suyu katılır. Bu portakallı şerbet tabağa dizilen portakalların üstüne sıcak sıcak boşaltılır. Soğuncıya ka- dar e halde bırakılır. Balık köftesi Balıklar temizlenir, İ suda haşlanır, derileri soyulur, kal - İ çıkları çıkarılır. Lop etleri havanda J ezilir. Yahud et makinesinden geçi- rilir, Buna tuz, biber, kıyılmış may- danor karistiriler, Soğan rendelenir: Hepsi birlikte iyice yoğurulduktan sonra bildiğimiz cızbız köfte seklin- de köfte yapılır. Kızgın yağda iki tarafları kızartılır. Sofraya alınınca üstüne limon sıkılır. anasasiasmsasun an s8A8AU0NA8 4018 saB90m sama a ssamm01809200AAANUANANEA000man0090904AaMAAA ps seAE At dudak nasıl hoyanır? Bir taşla iki kuş vurursunuz. # Kozmetiğinizi iyi sürebilmek için nelere dikkat etmelisiniz. A. Fırçamızı wcak suda ıslatıp ku- rumıya bırakmalı, Ancak kuruduk - tan sonra kozmetik sürmekte kullan maz. b. Aynayı yüzünüzden çok aa *| Bada bulundurmalısınız. Bu sayede! kirpiklerinizin t& diplerini görebilir ve kozmetiğe oradan başlıyabilirsi- niz. Bundan başka birçok kadınlar un yaptığı gibi kirpik | diplerinizi da iyi görebilmek için alnını içinde tarife hemen hemen imkân yoktur. Ancak umumi bir vasıf ola-| kırıştırmak zaruretinden de kurtu - lurmmuz. Alnı birkaç dakikacık kr riştırmakla ne olur demeyiniz. Hep ayni yerlerde tekrarlanan çizgiler yavaş yavaş öraya yerleşir kabr. i ! MEBRURE SAM i dan geçirdi. Çok sonra vücudu, #i- nirleri yoruldu, daldı; fakat gecenin karanlığında durmiyan küçük sanön muntazam atışları gibi, uyku içinde bile dimağın hayatı, hareketi dinme di. Yeni bir günün başında, sabah- leyin uyandığı vakit Minenin içim de garib, çok garib bir plân doğmuş tu, Bunun en ufak teferrüatına ko- dar bitmiş, hazırlinmız, kerarlaşmış tam bir şekli vardı, Mire onu uyku- sunun © sırlı yan İdraki içinde : İ sünmüş ve tasarlanmıştı. Artık bunun uygunsuzluğunu, tatbik imkân olup olmadığını veya ondan caymayı dü şünmedi bile, O akşam, hem de o akşam yapa- caktı bunu. Tasarladığı seyi çek Yün bluz modeli | 21. yünü beyaz, gri, krem, lâciverd olabilir, Genç elbise nasıl olur? «Genç elbise, genç elbisan. Son yıllarda bu tabirin hemen her çık elbise için kullanılmıya başledığını, daha doğrusu elbisenin şık sayılması için genç görünmenin esas tutul - duğunu görüyoruz. wGenç cibissu yi muayyen hatlar rak ösudelikn ini süsliyebiliriz. Cep, roba gösterimiz o sentürler, şömizi yakalar, büzgülü ötekler genç elbi- senin teferrilatındandır. kurnazca, çok ukıllıca bir iş yerine koyuyordu, Hattâ için için, bu buluşunu be - ğeniyor, o gururlaniyordu. O Sonra - çok sonra ve çok geç! -Bundan v- tandı! Hem de nasil atandı! O günü, gazino aksammndanberi sâde uzaktan gördüğü, hiç komuşa- madığı Meryem Hanımı gözledi, bir sarıldığı tu-| mişti, Gecenin bir kısmın uyuma! aralık merdiven başında kadını bu- lup, yakaladı. İhtiyar dikişçis — İyi ki sizi gördüm, Bayan Mi- ne, Hastalandığınızı işitince çok ü- züldüm! Ona buna sizi sordum... Tabi elimden geldiği kadar... O - danışan girmeğe cessret edemiyor - dum. — Nasilenız? İyileştiniz mi? Büsbütün geçti mi? Mine gene küstah ve cür'etkâr tavrım alarak: — Büsbütün iyileştim !.. İsbatı da su Meryem Hanimıcığım, bu akşam gene gazinoya gidiyorum... Bana yardım edeceksiniz e mi? Gümüş saçlı tatlı yüz, güneş vur- muş gibi aydınlandı, ışıldadı. — A elbette Bayan Mine, elbtete size yardım ederim... Seve seve... * İ recede yanık. “ İyapmış olsa da Suyfa 8 Tramvayda yazetemi açtım. Şu serlevhayı gördüm! > yi ş “Şehirdeki ehliyetsiz boyacıların sayısı beş binden fazladır.» «Belediyenin boyacıları da imti - han edip ehliyet vermele. dum, pim bakındım: — Doğrudur, diye dü lü slliyeğile bayilerde İşte şu önümde oturan kadın her halde ehliyetsiz bir boyacı eline düşmüş ol ki, saçları kurumıya yüz tutmuş, sutsır püskülüne dön - müş. Mısır püskülü gibi dip taraf - ları siyahçu, uçlara doğru sarımtırak, uçlar ise dokunu'un dökülecek de Kapmın önü.de durun genç ka- dın da, kendi kendinin boyacılığını ehliyetsizliğinden dudaklarının boyasını çenesine, ağ- zının iki kenarma taşirmış, yana - ğına da fazla pembelik sürmüş, bu pi ehliyessizlerin kendi yüzlerini » yamalarna da müsaade etmeme - Tramvaydan indim. Bir bakkal dükkânmın önünde durdum, Ca -| mekândaki makarnaları gördüm. Boyalı oldukları pek belli: Ehliyetsiz boyacıların yapa - cakları bu kadar olur. Boyalı ol - dukları hissedilmemeli idi. Hararetim vardı, bir şerbet içe - cektim. Şerbetçi dükkünme girdim! — Ne emredersiniz, portakal eni, mandalina yat, elma mı, muz mu? Renk renk şerbet şişelerini elile işaret etti: — Bu kırmizi olan nedir? — Mandalina şerbeti... Kırmızı vu olur? — Evet hâlis mandalina... Ehliyetsiz boyacılar İmtihan heyetinde bulunanlar ga- şırmaşlardırı — Bir yanüşlık olmasın, biz bo- yacılanı imühan edecektik. — Evet efendim, mzediyordum. enildi. » | Saçları tararım, — Sen delirdin mi, boyacı değil oy-İ sen çık dışası. İkinci giren bir genç kadındır; — Siz de boyacılık imtihanına ma geldiniz? — Evet efendim. Yataktan kah kar kalkmaz, evvelâ yüzümü bol kremle yağlırım. Kremin üzerine bir tabuka hafif pudra sürerim, Sonra dudaklarımı rajla... İmtihan heyetinde büsbütün şaşırmışlardır: > Yanlışlık olmuş bayan, bizim imtihan «dip ehliyeiname vereceği" miz boyacılar, sizin gibi boyacılar değildir. Üçüncü giren, yağlı saçları ense sine sarkan bir delikanlıdır. — İmtihan olruyu geldim. Boya benim hayatımdır. Boyaları birbiri- ne karıştınnca, tabiatin en güzel parçalarmı yeratırım. İşte bir tanesi, Kolunun altında tutuğu bir te - mar kâğıdı açar, Boyayla yopılmış alelâcavib bir sekili — Bu ne bu? Delikanlı izahat verir: — Resi, yeni görüş, yeni mıh, bütün yenilikler bu resimde mev - cur, Hele su genç kadının güzelliği- ne bakın. İmtihan heyeti merakla bakarlar, içlerinden biri sorar: — Ben bu kâğıdda kadın görmü- yorum. Fareye bir şey var, — Fare mi, dedinir, güzel bir kadına fare demek, ne büyük hata, bulunanlar Ehliyetsiz bir boyacıya daha dermiste. - — Bunların imtihanlar nasıl ©- lacak? Diye düşündüm. İmtilan heyeti- nin karşıma çıkacaklar gözlerimin önüne geldi... İlki bir berber çıra - ğadır: — Sen boync: mis? — Evet, — Nasil böyurem? — Efendim. Oksi'enli suyu alı nm.. namuğu batırrım. KD ŞO GÖNÜL İŞLE San'at kudretimizi takdir edecek kudrete insanlarla ne vakit karşı - laşacağız!ı, Bizi imtihan edecek siz, misiniz? yi lâf kesmek isterler: — Sizi imtihan edecek değiliz. — Resim de boya işi, Boyacılar imtihan ediyoruz. »- Hayır o biçin boyacılar de- İmtihan bu minval üzere devam edip gider. Clsmet Slutan Genç kızlar vitrini.. Sarıyerde «Köylün imzasile mek- e yoran genç kız, yahud genç erkek: — Çok zaman var ki, bazı ga -Jler. Kim bilir belki saadete de e - zeteler genç kızlar vittinini andumm- ya başladı. Evlenmek ( istiyenlerin ilânlerile dolu, Söyldiklerine bakı - Isa hepsi de genç, hepsi de güzel, fakat benim anlamak istediğim nok- ta bu değil, sadece ilânla, teşhirle kurulacak bir yuvana saadet ge » tirip getirmiyeceği meselesi üzerinde düşünüyorum, ne dersiniz?» diyor sunuz. Gazetede veya bir başka şekilde yapılan ilân ile evlenilebileceği ih - İ timeline hiç bir zaman inanmadım. ni İlânı veren erkekse takib ettiği! İ gaye hemen daima bir «vakit geçir- me çaresis bulmaktır. | — İlmi veren kadınsa bazan erkeğin i hedefini görür, bu yol ekseriyette ise düşmüş, evde kalmış, çirkin bir) ! mahlöktuz, bu reçeteden ümid bek-| ler. İ Güzelim diyenin karşısında ken- İdinizi sirkte sanırsınız, Fakat ) kaidede olduğu gibi bunda da bir sistisna» olabileceğini unutmıyalım: Erkek eğlenmek hevesindedir. Kar- — Üvey annemle babam gider gitmez, gelir beni stislersiniz mı? — Gelini, — Mersi Meryem ( Hanımdığım. Amma gecikmeyin,.. Bekliyeceğim! Biri merdivenden cıkıyordu. Mi-| İunuveren iki pembe içli, beyaz gül ne odasına girdi. Sant beşe geliyor. du: daha otelin sessizlik ve sükünü| bozulmasmıştı. Minenin bir sinirliliği | “İvardi Bu akşım birkaç sent sonra| kaderinin yeni yolu çizilecekti, Her / hangi bir muvaffakiyetsizliği aklına İ getirmediği halde, sabırsızlık ve ür- İ keklik içinde bütün benliğinin &t - rediğini hissediyordu. Sant sekize gelir gelmez, Nâzm Bey ve kanısı, yanlarında Yavuzla Yılmaz, peşlerinde çocuklara baksın diye evden getirtilen hizmetçi kızla beraber çıktılar. Ve Mine hazırlan- mağa başladı. Yeni elbiselerinin » râsından, Nazım Beyin baloda, bit. İsi geriler diye oi olduğı at gibi uçucu, beyaz &i iz Tak tellerle tut- İmas| dai: şekilde taradı, biçimledi; aof İran gısında ayni hisle harrket eden, kendisine lâyık bir «eş bulabilir. Ve dudaktan kalbe yol vardır, der- terler, Fakat hu, bir istisnadır. Öyle bir istisna ki, bir sinema kapısında, bir moda gezinosunda, bir balo ge- cedi çıkacak fırsata da doğabilir. Netice olarak: (er fevkalâde tedbiri ürkek o kartılıyanlardanım. Normal yolu her vakit tercih ede » rim, # N Adanada Bay vBasrin ye: ' Çocuğum, ne olmalıyım? Ve ne yapmalıyım? diye düşünmenin sira- # senin için henüz gelmedi. Ne ola» cağını tayin etmeyi istikbale bırak. Zamanından çok evvel verilen ka- zarları hâdiseler ekseriya boşa çıka- rır. Ne yapacağına gelince, o, gayet basittir. Mektebinde ne öğretiyor « aran onu tamamen O öğreneceksin, sınıfta kalmamıya bakarak, her derse ayni ihümamı vererek çalışa- caksın, mekteb bitti mi ne yapaca» ğin düşünmenin sran gelmiştir, far kat sualin cevabını bulmak ekseriya sann kalmaz. Onu birçok ahvalde tayin eden tesadüf ile zarvrettir, TEYZE nin saçlarmı, yüzüne o çok iyi gi- faf ve pırıl pil elbiseyi giydirdi, a- yaklara da yüksek ökçeli beyaz sa- ten iskarpinler geçti, Masanın üstünde gene nasılsa bu- göğse, tül kıvrımlarının o altından gözüken bembeyaz göğse | takıldı. Mine kendini güzel buldu ve bu se- fer buna çok sevindi. Meryem Hanım ilk o kaçamakta İşe yayan anahtar uzattı, gülerekt — Peri nurlu elbisesi ile kül kedisi! Saatin kaça geldiğini w nutmalı, sonza e ğ patiğinizi düşürmelisiniz, vi Mine sade gülümsiyerek cevab. verdi. (Arkası var) ara ve aaa 0 30 sene evvel uk, Derne, Bingazi Tefrikamızı bugün 7 inci sayfamızda bulacaksınız. atam innldi sifiik N 21 A :

Bu sayıdan diğer sayfalar: