Hergün - Mühim bir terbiye B ir hayli zamandanberi dik - kat ediyorum: kâle, mekteb gençle haricindeki yaşayışlarile yakından alâkadar oluyor. Bu alâka çok tebif ve bizim memleket maarifi için yeni bir şeydir. Mekteb, terbiye vazifesini | üstüne aldığı bir Türk (çocuğunu mektebin içindeki ve dışındaki hare- ketlerile birlikte mütalen etmek ve onu her yerde kendi terbiye hava. sinin içinde tutmak vazifesile mükel- İeftir. Yakın zamanlara kadar, bizim mekteblerimiz, yalniz iç hayat ile mesyul olurlar, dışarıya kanşmaz - Vardı, Galiba, yeni Vekilin iş başına geldiği vakittenberidir ki mekteb bu vazifesini daha dikkatle ifaya davet edildi.. Bu. iyi bir şeydir. Ancak, göze çarpan (ikinci bir nokta daha var: Mektebler, gençle- rin dışarıdaki huyatlaril: alâkadar olurlarken bir takım inzibati led - birlere müracaat ediyorlar. Bu ted- birler şunlar ve sanlardı mesele tedbirli kendilerinde değil, bu tedbirlerin ittihazmı (iktiza ettiren sartlardadır; yani benim dikkatimi uyandıran hâdise, o tedbirler değil, bu şartlardır. Bu tedbirlerden anlı - yorum ki, bizim mekteb gençliğin de, ister haylâzlık deyiniz, ister ha- vailik deyiniz. her halde, Maarif Vekâletinin dikkatini o uyandıracak derecede ileriye giden bir hafiflik bulunmak iktiza ediyor. Eğe” bu ha- fiflik göze çarpacak derecede mü - him bir mahiyet almış olmasaydı Maarif Vekâleti, arada sırada ga - zeteler için havadis mevzuu teşkil e. den bu nevi inzibati tedbirlerin it - tihazına ihtiyaç duvulmazdı. Beni bu mütaleaya sevkeden mü- şehedelerim de var: Pek çok mek -| teb genci görüyorum ki, yaşlarının hayatını yaşamıyorlar; sanki, mek» teb işlerini bitirmişler, hayata gir - mişler ve orada kendierine göre bir köşe temin etmişler gibi, bir şehir ve sokak hayatı yaşıyorlar. Sinemaların başlıca devamcıları onlardır; anla. şlan, kahvelere de gidiyorlar, ders zamanlarında bunların Oo sokaklarda dolaştıkları da görülüyor. Hiç şüp- he yok, Manrif Vekâleti benden da- ha çok fazla bir bayli müşahede yap mış ve bir dosya vücuda getirmiştir ki nihayet bir takım sıkı tedbirler almıya lüzum görmüş bulumayor. Gençliğin $u gidişi hayır alâmeti değildir; ileride Türk vatandaşı o - İarak Türklüğün ezeli ismini ebe - diyete doğru yaşatacak ve yürüte- cek olan yeni nesillerin sıkı bir ha - yat nizamı içinde yaşamaları, sağlam ve feyizli kuvvetlerle mücehhez o - İnrak yetişmeleri lâzımdır. Böyle yetişmek için de, hayatın kolay ol - madığını, muvaffak olmak için ona karşı çok iyi hazırlanmış bulanmak iktiza ettiğim bu gençlerin daha çek küçük yaşta öğrenmeleri icab eder. Hayatta keyif ve heveslen evvel, kendi kendimize hâkim olmak ve iyi bilgilerle iyi itiyadlar kazanmak iktiza ettiğini biz ne kadar küçük yaşta öğrenirek, ileride o kadar kuvvetli oluruz. Gençliğe bunu öğ- retmek ve onu mütemadiyen çalış - mıya, ciddi şeylerle uğraşmıya, me- todik olmıya, sebata ve azme sev. ketmeliyiz. Bütün gençliğin istikba. ki, bizim, Türk olarak, bütün balimiz, bu yolda ( sarfedecej geyrtein deretesine ve bundan cağımız neticeye bağlıdır. Ba işi kim | yapacak? Nasıl yapacak? Hiç şüphe yoktur kı, gençliği e-| linde yoğurup “ondan özlü bir ha -| mur vücuda getirmek işinde mek »| tebin vazifesi büyük! Bu vazife nin de bir takım inzibat tedbirlerle telkin ve terbiye yolile daha iyi ifa edileceği de malümdur. Bu bakımdan, mekteblerimizin zayıf ol- duğunu da tesliine mecburuz. Fakat, şunu çok iyi bilmeliyiz ki eğer çocuğun cemiyet ve bilhassa aile muhiti bu işi kendi üzerine al mazsa mektebin vazifesi dahı müş- kül olur; mekteb, bu vazifenin ko- lay şekli içi hazırlanmamış olursa mubitin ve sil kinden ileri gelen mi ında nasl bir muvaffakiyet elde e- debilir? değil * Şu neticeye varmak istiyorum ki, bizim yeni aile nizamımız gevşemiş. tir. Aile, çocukla kâfi derecede meşgul olmuyor; zamanımızda ço - cuğun mekteb hayatını babanın ve ananın yakından takib etmesi, onun | mekteb haricindeki hayatile o daha! çok fazla meşgul olmas iktiza edi - Süs. Dünden i bey, otuz senel evveline gelinciye kadar İstinbülde | bir mahalle hayat vardı. Bu ma - halle hayatı, çocuğu müştereken ta-| kib eder, onunla bir ana ve baba| gibi mesgul olurdu. Hattâ, daha eski zamanlarda çocuk. anadan ve baba- dan ziyade mahallenin hükmünden korkardı. Bugün o eski nizamdan eser kalmamıştır. manasile (Devamı 4 ümeli sayfada) Toprağın yüzlerce metre derinli kıcı güneşin altında sapan kullanan gören amele. SON POSTA ğinde kazma sallıyan madenci çifti, yağmurda ve çamurda iş Fikir ve hayat seviyesi bakımından, hele kazanç itibarile masada, lâboratuarlarda, yahud fabrikada d aha rahat çalışan ilim adamile ay- ni hizada bulunmayabilir, fakat çalışma ve müfid olma bakımından ayni derecede hürmete kaplıcaları, te « davi merkez - leti, o tenezzüh mahalleri ile bü yük bir şöhret kazanmış Fransanın üzel su Fransız imi İ biyetinden ra memleketin Si — Vişi Mağlüb Fransanın idare merkezinde hayat nasıl geçiyor? rm sayısı yalnız iki bindir. Esa - sen yalaız kalo - sifere malik ol - mak mmınmağı te min eylemez. “İte 23 milyon çuvala çıkmıştır. Herkesin en büyük şikâyeti soğuktandır. Vişi yaz mevsimi ıçin yapılmış bir şehirdir ve kömür Kömür nadir dir. Hant& çel nadir bir seydir. Günün birinde a yüz kilo kömür damları, şifreler, ecnebi heyet -! alabilmiş olan bahtiyarların sayın ler hep Vişide bulunmaktadırlar. Bu | kaçtır acaba? münasebetle bu şehir siyasi büyük! o Kömür bulamıyanlar. yahud bir ehemmiyet almıştır. Hergün n-| mıyanlar çakı çırpı toplamağa git - idare merkezi ol muştur Fransız dev- — Cemiyetin parazitleri. İYeni kinini Bi üzerine İnsanların arasnda hürmete kiyıkolmıyan bir tek sınıf vardır. O si- nıfın mensublarını münhasıran cemiyet parazi leri teşkil ederler. Bunlarda kol, ayak veya fikir kuvvetile çalışarak hayatı kazanma yoktur. Ya atadan kalma miras ile geçinirler, yahud da başkalai arından yerler, veya müdahanc, tabasbus ve yaranma suretile yere kapılanmışlardır. Oradan ekmek beklerler. Cemiyetin parazitlerinden çekini Ziraatci gm İ da adam başına yılda 7 kilo miktar bizde 300 ile 400 —2— (0 | Kahve, gün geptikçe yer yüzünün) en umulmadık köşelerine yayılmakta ve garibdir ki girdiği her muhstie muz harı düfat olmaktadır. Bu yüzden İsan elk yıl zarfında sarfiyat ve istih.. İsnlâlı, şayarıhayret derecede artmış. tar: Kırk sene evvel (1900) bütün dün yada, anesk 10 müyon çuval kabve istihsal edilirken, bu miktar tedricen yükselerek 1932 de YT milyon çuvala baliğ olmuştar. Evvelce 10 miyon çu. vah geçmeyen isthsalât da o tarh, Bu, günse, istihsalât kırka yaklaşmış, # - İtihssi de otuzu bulmustur. Kahve istihsalâlı, isühlâke mi, betle daha husdı inkişaf ettiğinden ci. han piyasası çoktanberi mütevazin İdeğildir. Bu bal bühassn Breziyuda İbir buhrünu sebebiyet vermiş ve ge| çen yıllar, fazla kahveyi yakmak gi de tedbirler alınmasına zaruret hasıl olmuştur. Buna rağmen iktsadi mü, masebellerin — gitlikçe daha omuğlâk gartlaria takyk edilmesi, kahveyi sa. tan memleketlere geniş bir nefes al. 'dırmamıştır. 939 da bek başına 14 milyon kilo kahve yetöştiren Breziya, son harb döleyisde bir kat daba en, Gşeye düşmüştür. Hal böyleyken, gene de dünyanın müstahsli korumaya matuf fevkalâ.| jans haberlerinde muhakkak Vişi den bahsedilmektedir. Büyük bir memleketin velev mu- «jmektedirler. Çah çırpının yaşlığına müzesi olan bölgelerinde kahve yetiş. rağmen bunu yakmağe © uğraşırlar, tirtimesine çalışılmakta geri kalım. Esasen bir demet çalı çirpi toplamak Jımıyor. İklimi azıcık elveren her mem vakkat mahiyette olsun merkezi va-| için Vişiden çok uzaklaşmak icab e-İleketie kahve, başlıca o mevsulardan zifesini gören bu şehirde büyük bir | sıkıntı, büyük bir voksuzluk vardır. dilik Fransanın «başlıca» şeh- Vişide hayatın ne suretle geçtiği hakkında mahallinde tetki - katta bulunmak istiyen bir İsviçreli! muharrir oraya gitni; ve edinmiş ol- duğu ihtismsatı ve intıbaları şu st - Farzediniz ki bu küçük şehre bü- yük bir seyahatten sonra vâsıl olu-; yorsunuz. Sabahleyin erkenden Ce-| nevreden hareket edersiniz. akşa -| mun saat on buçuğu ile on biri ara - sında Vişiye vâsıl olursunuz. Bir o. da aramağa kalkarsınız. Derhal bir oda bulduğunuz takdirde kendinizi bahtiyar sayınız. Bulduğunuz bu ©- da soğuktur. Hattâ buz gibidir. Bu sinirleniyormunuz değil mi? Bu- rada herkesin ayni mahrumiyete kat lanmış olduğunu çabuk anlarsınız. ük su şehrinde hükümet ile birlikte beş bin memur barınmıştır. * SE Gazete başmuharrirlerinden biri der. Çünkü Vişinin civarı hep hara. 'bi ca kesilmişti Kahveler... O halde kahveye gitmek icab e- der dersiniz, değil mi? Herkes ayni fikirdedir. İyi ısınmış kahveler ile âz isinmış kahveler bilinmektedir. İyi Jssınmış kahveler hücüma uğramak. tadır. Büyük radyatörlerin, yahud merkezdeki büyük kaloriferin ya - nına halk istif olur. Kapı ve pencere kenarlarından ise kaçınır. Bu gibi mahallere alışmamış oldukları anla- şılan kadınlar ya örgü yaparlar, ya kitab okurlar, Erkekler iskambil oynamaktadırlar, siyah bir içki içilmek-| tedir. Bu maylin içine ancak üçte bir nisbetinde kahve girdiğinden dolayı buna «kahven adı verilmektedir. İçinde domates çekirdekleri, bakla kabukları ve daha on altı madı vardır. Bu mayis «kahve» ismini vermek kahveye hiç de iltifat sayıl. maz. (Meva i üncü sayfada) R IiNAN, düşünüp taşınmış: — Fransada bir buhran olduğuna, sonunun da yaklaştığına hükmet, Meslektaşımızı görüşü derin, isabeti de mutiak olduğu için tebrik edelim. Olsa olsa gördüğünü söylemekte gecikmişGir. Fsansada bir buhran vardır, hem de çok ciddi bir buhran vardır, yalnız. Hükümetlerin neşrettikleri renk renk kitablan okuyunuz, devlet a- damlarının bilâhare ortaya attıkları hataları gözden geçiriniz. ra iNAN, İSTER ISTER irini teşkil etmektedir. Çünkü bugü. nün siraatinde, mevcud imkânları kâffesinden sülade ederek, her çeşd stihselâtla bulunmak esasi! bir pron sip olarak ele alınmıştır. Dünyanın bir ucunda kiyamet Xa.| dar kahve varken, öbür yanında kah ve darlığı çekilmesini mucib olsn se,| bebler azıcık düşünülürse, ber ba .. kımdan kendine yetmeği gözelen bir siyasetin isabeli takdir edikr. Onun İişin as) kahve iemleketlerindeki buh İrana bakmayarak, bilhassa ideniden İkayli farklı olan memleketlerde kah. ve yelişürilmesine çalıştırılması dik. kale takibe şayandır. Kahve, aslında çok sıcak iklimle rin bir mebus ie Ge, devami: islah galışmalarile, muhite intibak etiiri — miş varyeteleri elde edildğinden şim. &i, daha az elverişli memleketlerde de öraati mümkün olmuştur. 5 Son Postada, Görürünüz ki, Fransız buhranı (ey İlk yazı 4 Şubat 1941 tarihi İyeni plant; iniz, tehlikelisirler. KAHVE m iş i Dünyada senevi 40 milyon çuval kahve istihsal edilmek- ; : tedir, Bunun 14 milyonunu yalnız Brezilya yetiştiriyor. $ En çok kahve sarfiyatı ise Arab diyarındadır. Arabistan- :| kahve harcanmaktadır. Bu gram orasında Oynar. (“Son Posta., nın ziral bahisler muharriri yaziyor ) Nebatat ülimlerine göre onun asil menşt Habeşistandır. Orada kendi, ğinden yetişmiş yüz yaşında birçok kahve ağaçlarına rastlanması, ba ne- beli. © çevrede pek eskiden bulun duğuna işaret sayılıyor. Füvaki kah, venin münteşir bulunduğu Yemen va, Breviya, Meksika, Kongo, bia- dağaskar gibi yerler kahve iklimi ba, kımından birbirine benzerler. Umumiyetle kahve ağacının yetiş, mes iklimin kâf derecede sıcak ve Jyatıştı olmasından başka, z00e de gündüzün, yahud baharla güsün aşı İri farklar göstermemesi lâzım geli. yor. Yılda asgari 800,1500 milimetre. İlk bir yağışla birbikte, 4000 derecelik hararet o vermiyen iklimlerde kahve ağacın yetişmesi değse bile. iyi mahsul vermesi müşkülüla uğramak. tadır, Kahve ağaçları, nakıs üçlen sşağı bararele da; lar. Gerek sicak gerek soğuk cereyanlardan hiç hoş - İlanmazlar. Hele fidan halindelerken yakıcı güneşe yüzleri yoktur. Tabiatte kendiliğinden yetişen kahve fidanin.| rma bep başka ağaçların gölge ve isiperinde rastlanması, bunların ne kadar çekingen olduklarını #bata kâ (Devamı 6 ncı sayfada) INANMA! Fransanın harbe girdiği gün başla- mıştır, mağlâb olduğu gün patlamıştır. O vakittenberi de bazan yavaş- yarak, bazan sızlanarak devam etmektedir. Gazetelerde Fransayı işgal altına giren veya işgal haricinde kalan diye ikiye ayırmak âdet oldu. Hakikatte millet olarak tek, toprak iti- barile dört, fikir bakımından ise Fransada bir buhran olduğu nok! bu buhranın sona yaklaştığı bahsind. beş altı Fransa vardır. tasında meslektasımızla mutabıkız, e ise ondan tamamile ayrılıyoruz. Muharebe ne vakit ve ne şekilde biterse bitsin Fransız buhranı si- yasi, bele içtimai bir buhran halinde senelerce sürecektir. INANMA! fidir. Kahvenin bu hususiyeti bühassa | asyonlar o teşkilinde nazarı) p— polis olmak için müracaatlar arttı Stajyer olarak polis mektebine * yazılan orta mekteb mezunlarına tahsil müddetlen devamınca 20 lira asli maaş üzerinden ücret verilmesi hakkındaki kanun kat'iyet kesbet - miş bulunmaktadır. Şimdiye kadar mesleğe intisab €- den ve mektebe sevkolunan nam - zedlerin sadece iaşe ve ibateleri te. min olunuyor ve kendilerine 5 Wira kadar bir ücret veriliyordu. Halbuki; 194) senesi Hazim - nından itibaren tatbik edi lan bu kanuna göre, mesleğe intisab eden ve polis mektebine gönderilen orta mekteb mezunları bu suretle okudukları müddetçe diğer mes - lekdaşları gibi tam rsanş alacaklar. dır. Ancak bunlardan iaşe bedeli ol- mak üzere 10 Ka shnacaktır. Polis namzedlerinin bu suretle terfihi, şimdiden birçok (gençlerde mesleğe intisab arzusunu uyandır mastar. Bu ciimleden olmak üzere muh - telif vilâyet emniyet müdürlükleri - ne, polis olmak istiyen binlerle talib müracaat etmiş bulunmaktadır. Talibler arasında lizm elen şartları haiz olanlar, emniyet mü - dürlüklerindeki münhellere tayin 6- dilecekler, tedrisat başlar başlamaz da polis mektebine sevkolunacak - lardır. 54 üncü ders yılını tamamlamak. ta olan şehrimiz polis mektebi son | burasi imtihanları da ikmal et - | miştir. Bu tahsil devresinde mektebde 272 polis namzedi bulunmaktadır. İstiklâl harbi hakkında kon- ferans ve film Eminönü Halkevinden: 18 Şubat 1041 Perşembe günü m- ak 18 de Evimiz salonunda cstiklül Savaşı) mevzuunda bir konfer rilecek ve (İstiklâl Savaşı) terilecektir. Gelmek arzu giriş kartlarını büromuzdan almaları rica, olunur. Taksim kışlasının mütebaki kısmı da yıkılıyor Taksim kışlasının, meydana bakan kulesinin yıkılma işi dür belediye da, fmi ezcümeni tarafından 2400 biraya müteahhide ihale edilmiştir. Beledi, Taksim kışlası çahasının tanzim & gine derhal başlwacaktır. Burada , ki yolların tesviye; türabiyemi ve stad duvarlarının keşifleri hazırlasımış. tır. Bu yolların inşaatı için 45 bin ira artı ğ Tepebaşı tretuarı Belediye, Tepebaşı tretuarının ge- nişletâmesi işine devam etmektedir. İBu saha Perspalasa kadâr geniieti, lecek ve sahanm Tozkoparana doğ İru olan kısmında bir geniş merd. ven yapılacaktır. Burada ayrıca kü, çük bir meydan (o vücude getirilecek, tir. Tepebaşı yazlık sahne kajöirila - cak, bu kısım bu stne kiraya veril, İmiyecektir. Asri sinema arkasında bi hol ve bir artist soyunma yeri yapı, lacaktar İtalya ile ticaretimiz İtalya ile ticaret anlaşmasının fes. hi üzerine bu memlekete akredikf a, çılmak suretle ihracat yapılmakla , dır. Son günlerde İtalyaya koyun ve keçi derisi için lisans verilmek lanmıştır. Bunların mukabilinde İ. talyadan iç piyasâlarımız içn lüzum, Iu birçok maddeler getirlilecöktir. Altı kişiyi dolandırmışlar Zariçılık usulle şehrin muhtelif yerlerinde âjtı Kişiyi dolandıran Av, zam ve Ropen isimlerinde 2 sabıkalı yakalanarak, Adliyeye verilmisler Suçlular, dün Sultanahmed birinci sulh ceza bâkimliğince sorguya Ç - küdikten sonra, tevkif edilmişler dir. TAKVİM ŞUBAT 11 Resmi sena 1941 Arabi sene 188) Kum s6 pe İ zümcikünm »