İiergün İki dil: Hayat dili, Mekteb dili Yaran: Muhittin Birgen smanlı devrinde iki dil var- dı: Biri medresede kullanı- lan, diğeri hayatta söylenen dildi. Medrese, Türke, türkçeliği çok nok- san bir di) etir, Türk hayatta bu dili bozar, türkçeleştirmeğe çalışır dı. Bütün hanlar ve sultanlar tarihi bu iki dil arasındaki mücadele ile geçer. Meselâ, medrese, gece vakti demek lâzım geline uleylenn keli- mesini kullanır, fakat, hayatta Türk, onu geceleyn dive o Türkleştirir Bu mücadele, hanların ve sultanla- rın etrafında toplanmış olan «müs- Tümen kule lerim «himmetlerin ile asırlaren devam etti; bu esnada bir takım Türk olmyan kelimeler ha- yata bir türlü giremedi, bir takım- Tan arahcadaki asıllarım, şekillerini yeyahud da manalarını kaybederek, “Türkleşti, Bu mücadeleyi tahlil edersek inde bir takım unsurların yasadı- ğını ve hareket halinde bulunduğu- mu pörürüz: Mesrlâ, bir bakımdan bu müca- dele milli bir demokrasi ile dini bir aristokrasi arasndaki mücadelenin dil sahasındaki tezahürüdür. Diğer bir bakımdan, Osmanlının Osmanlı- #astırmak ve Türkün de Türk kak mak üzere yaptıkları karnkkh ta7- yik ve mukavemet o möcadelesidir. Bunu ücüncü bir Bakımdan da halk hayatı ile Osmanlı medresesi ara- sında bir taraftan harsi, diğer taraf- tan siyasi bir mücadele olarak ta tavsif edebiliriz. Bis milletin kütle He yaradığı hayat ve onun hareket. İerini ifade eden din tarihi bir vakık, yani bir hakikat ise, bir medresenin | veya mektebin bu hayattaki haki- katlere rağmen nasrine çahetığn dil de bir fantazi sarılmak zaruridir. * Türk dili, bugün d: böyle bir mücadele içindedir; snektebde bas- ka bir dil, hayatta başka bir dil kul- lanılıyor: Meselâ, gazeteler, asırlar arasında türkçeleşmiş bir tâbir ile «metre murabbaım diyorlar; mekteb kitabı ise metre kare tabirini kulla- mayor. İsin acıklı tarafı şu ki eskiden mücadele «leyh ile #gecen gibi iki kelime arasında cerevan , ederken şimdi, Türkiye hududları arasında ayni mananın öç şekilde kullanılan | kelimeleri var: Mekteb kitabı 4çs- kül vazror, gazete «sâköln diyor, Türk kütlesi de «şavul» diyor. Ce- kül zamane fantnzisinin uydurduğu bir garibe, şâkül Osmank münev- Yerlerinin arabcası, şavul da bunu çoktmnberi türkçelestirmiş olan Türk kütlesinin malıdır. Mönvver dili ile halk dik aramn- daki bu mücadele, vaktile daha ba- sit idi; bugün daha karışık bir mü- endele olmustur: Fakiden yalnız a- bugünün kargasalığı dünküne betle birkac misli fazladır. Arada srnda wisallerini verdiğim bu kar- gasakığı izah için burada o veniden misaller göstermekte veni bir favda İmsavvur etmiyorum. Vaksi bundan Sbarettir ve bunu yanan da, kendi. lerini akıllı, bilgili, dırvrulu bir Türk yapmak iizere çocuklarımızı elleri. ne teslim ettiğimiz mekteblerdir. E- ğer Allah bu mekteblere bir insaf venmiyecek olursa bu dil annreisi İçinde büyüyecek olan neslin ence- mı yaman olacaktır! * Hayat dili ile mekteb diki arasm- daki mücadelenin bugünkü cereyan şekli, eski devirlere nisbetle bir ta- kım yeni hususiyetlere de sahihdir. Eskiden mücadele. her İki taraftan da daha toplu, daha siki ve dal mütecanis kuvvetlerle yapılırdı. Me- selâ, medresenin yazdığı o farabes- dan yalnız cümle teşkilât: ile ayrı Yan?) türkce, avni zamanda devletin de türkessi idi. Medrese, o kadar kuvvetli idi ki bütün devleti kon- rolu altında totar, onu yalnız kendi owl ve nizamı altnda o yürümeğe mecbur tutardı. Bilfarz, meşretiyet devrine kadar medrese usulüne Resimli Makale: > Eski bir Yunan feylesofuna sormuş! SON lardı: — Bir insanın saadeti veya felâket münhasırar talihinin iyi yahud kötü olmasından mı doğar? Bü zat şu cevabi verir: oynadığı muhakkaktır, fakat esası | Söz Arasında Parisin yeni taksiler ı Taksi çağıran bir Parisli kadın Bensin aşığı dolayısle Fransanın her tarafında taksiler faaliyetten me- nedimişlerdir. Taksilerin yokluğu bü- hassa Pariste kendini hisetlirmekte. dir, Eski nüfus miktarına hemen be -| men kavuşan Parste taksiszlik bu| koca şehrin manzarasını, âdeta husu. siyelini kaybettirmiştir. Taks bulamı. yan halk zaruri bir surette metreye rağbet eylemektedir. Taksilerin orladan (kalkmasından mütevellid boşluğu kismen olsun dol. durmak üzere bazı açikgözler derhal taksi yavrusu şeklinde güçük moto - sikleileri ortaya çıkarmışlardır. Pek az bensin o#arfeylediklerinden dolayı seyrüsefer eylemelerine müsade € - dilen bu mavicad taksler (Obüyük br Tâ#bet fe karşlanmışlardır. # Gebelüttarıkta bulunan “tek,, kadın radyoda gördüklerini anlattı... İtalyanın harbe iştirakinden sonra İngilizler Akdeniz kıyılarında müda.; faa tedbirlerini son derece arttırmış - lardır, Cebelüttarıkın günün birinde sıkı bir hücuma uğrayacağını, burada boğaslaşılacağını tahmin eden İzgü makamatı şehirde bulunan kadınları! ve çocukları kâmilen tabliye eylemiş- lerdir. Halen Cebölütlarıkta biç bir kadın bulunmamaktadır. Avrupanın harb vaziyeti ile çok alâ. kadar olan Amerikalılar barb sahne. lerinden radyo de haber alabilmek, için adeta çırpınmaktadırlar. Halkin bu arsusuna “nazari dikkate olan Amerikanın en büyük radyo kum - panyası olan «National Broadeasting Cy» kumpanyası İnglz hükümetine müracaat ederek bir müddeti muvak. kate işin Cebelüllarıktan (neşriyat yapmak için müsaade taleb eylemiştir. — Tabbin bu meselede derecesi tesiit edilememekle beraber az çok rol insanın kendi iradesinde ve bu irade. yi neş'e ie kullanıp kullanamamasında arayınız. ugü in en dikkate biri de telsiz ve radyo cihazlardır. Çoğumuzun, bir zevk, bir telezzüz vamtam telâk- ki ettiğimiz radyo cihazının buğün- kü barbde oynadığı rol tasavvur e- dilemiyecek kudar büyüktür. Bir buçuk yıldanberi devam eden ikin- ci Dünya Harbi, telsiz ve vadyo ci- hazının sadec: sı olarak değil, ta bir propaganrla ve neşriyat vası- tası olarak ta kullarıldığım göster- mektedir. Esasen radyoların geniş ölçüler- de propugandaya hizmet eti ha harbden b'r hayli zaman önce meydana çıkmıştı. Eskiden her mil- let kendi fik .endi noktaj naza- rım, kendi kültürünü ancak gazete- lerile, nesrivatile etrafa yöymağa çalışırdı. Tabit bu, pek mahdad ikyasta muvaffak olan bir nesir vasıtası idi. Çünkü, meselâ İtalyada, veyahad Almanvada intisar eden almanca veyahud italyanca bir ga- İ zeteyi, Bu'lgaristnnda Yunanistanda kaç kişi okuyuo anlıyabilirdi?. k lisan bilen mahdud bir zümre- e hitab ederdi. Lisan bilen zümre isa, münevver ve kültürlü hir taba- ka olduğu irin, yabanc dilde oku- duğu gazetelerin afaki yanlarile propaganda yarılarını pekâlâ ayırd edebilirdi. Daha olmazss, yabancı gazetelerin o memlekete oo girisini menetmek suretile, düşman fikirle- rin ve ideoleiilerin memleket içine yayılma: bir sed çekmek pekâlâ mümkündü. Nitekim geçen Dünya Harbinde, muharib o memleketler, karşılık olarak birbirlerinin neşi- yatın kendi memleketlerine sokma- dıkları için, efkâr umumiyelerinden birçok seyleri yıllarca gizlemeğe muvaffak olabilmislerdi. Fakat radyo, gümrük, sansör, hudud dinlemiyen bir neşriyat ve propaganda vasıtandır. Almanya- da faşizm ikhdar makamına geş- tiği zaman memlekette mevcud her cins ve her renkteki muhalif matbu- atı kapattığı halde, fasizm düşman- İngiliz askeri makamları bu talebil Çek, kabul eylemişler ve radyoda röportajı yapacak olan kadının Cebelüttarık - ta on gün kalmasına muvafakat ey. Cebelüttarık radyo istasyonu ancak askeri (Oibtiyacları temin eyliyecek kudrette olduğundan Madrid radyosu Cebelüttarıktan naklen bu röpörlajı vereceklr. İSTE Örtü idarenin müddeti bitmek üzere, Arkadaşlardan biri Ankaradan bir — Temdid edümesi muhtemeldir, di Bilmiyoruz, belki doğrudur, belki İŞTE rede, Fransada, Rusyada, kendi ide- olojilerine uyzwn neşriyatı rad- yolar vantasile günü gününe takib etmek imkânı bulamişler; Alman- va içindeki faşist aleyhtarı teşkilât larım, bu radyo direktiflerine göre mükemmelen kurabilmişlerdi. Genn radyonun bu sahadaki hiz- metini İspanyadaki vatanda; har- binde gör ik. Madridde cüm- huriyetçilerin eline geçen birçok ve- R telgraf almış: iyor. yanlış. R INAN, İMAN Bu; gibi neşriyat, girdiği memleketin an-| bi ISTER IŞTER KOLA. İnsanı birdenbire zengin, yahvd fükir yapan piyango, en geniş talihten, en kara talihsizliğe atan fırtına yok değildir, fakat nadir görülür. Esasta takhi, yahud talihsizliği kendimiz bazırlarız. Rolü oynıyan yerin. de verilmiş iyi bir kararla, yahud yetsiz olarak yapılmış fena bir hareketle kendi muhakememiz, kendi azmimizdir, kendi aksiliğimiz veya neş'emizdir. Hakikati bilelim ve ikinci hataya düşmekten çekinelim, kazanırız. TETKİKLER nkü harbde radyonun rolü Casuslar radyo'ardan nasıl ist.fade ediyorlar? İ saik, Madridin içinde gizlenmiş o- İan general Frankoya taraftar İşinci kolu mensublarının günü gü- nüne general Franko ile temasta ol duklarını, ondan her an direktif al- i dıklarım isbat etmistir. Bu radyo asrında, bir ordunun uğradığı hezimeti kendi milletinden gizlemesine imkân ve ihtimal kal. ış gibidir. Bunun en parlak mi- A Yuran ve İng liz - İtalyan harbinde görmekteviz!. Göricenin sukutunm, bir Yunanlı ile beraber bir İtalyan da, ayni zaman- da öğrenmektedir. Taranto faciası i İngili dünyaya bildirmek zorunda kal- mıştır. İtalya efkâri umumiyesi, bun- ları nasıl olen baska okanallardan, hem de mübalâğalı bir sekilde du- yacağına nazaran, kendi okanalile duyması daha müreccah telâkki e- dilmiştir. Radyoları toplamak, düşman merkezlerini dinletmemek gibi ted- birler de müsbet bir netice verme- mektedir. Bu hususta en ileri giden manyada faşizm man, Alman v kovayı, Partisi dinlemeği kar? sw“ rette yasak ettiğ; halde, gene bunun önüne bir türlü geçememlis, bizza- Türe dinleme yasağını ortadan kal- dırarak, baska vasıtalarla, mukabil propanaşda ile, düşman ideolojisi ni körletmeğ: çalışmıştır. İşte bütün bunlar nazar itibarn | © alan bugünkü muharib hattâ bita- raf memleketler, radyo nesriyatına büyük bir dikkat ve ihtimam gös- termeğe başlamışlardır. Bugün İn- siliz radyoları, muhtelif dalgalarda çahşan İstasyonlar vamtasile, 16 dil Üzerinde neşriyat o yapmaktadırlar. İngilterede, ayni zama: çalışan, kısa ve orta dalçnlar üzerinden neş- riyat yapan 6 hüyük istasyon mev- enddur. Bu istasyonlar, şimali ve cemabi Amerika, Urak ve Yakm- sark, Avustralya ve Hindistandan isitilebilecek bir şekilde neşriyat yapmaktadırlar. Almanların neşriyat vapan radyo istasyonları da ayni şekilde dünya- resmi tebliğinden evvel, İtalya teb-| nın her tarafından duyulabilecek bir tarzda, yirmiye yakın dil üzerinde yapmaktadı Almanlar, Birleşik Amerika ile cenubi Amerika efkârı umumiyesine fazla ehemmiyet verdikleri için günde birkaç defa, fevkalâde kuvvetli im-| üzerinden, neşriyatta tasyonlarla, kısa dalga ingilizce ve ispanyolca bukınmaktadırlar, İtalyan istasyonları da, Alman- lsrdan ve İngilizlerden geri kalma mağa çalışmaktadı Sovyetler Birliği, Avrupa millet- lerinin bir çoğundan evvel radyo- bun ehemmiyetini takdir ettiği için, dünyanın en kuvvetli radyo istas- yonlarını kurarak, gerek kendi sınır- İsri içinde yaşıyan milletler için, ge- rekse dışarıdaki milletler için, mun- aman neşriyat yapmaktadın Radyo neşriyatı hususunda Oen ileri giden milletlerden biri, belki de birincisi, hiç şüphe yok ki, Birle- ik Amerikadır. Mesafenin uzaklığı ve tabi bazı mâniler dolaywile memleketimizden pek takib edile- miyen Amerika radyo neşriyatı, Av- rTupadaki radyo neştiyatım ed: bırakacak kadar ileridedi Avrupa harbinin patlak veri beri, Amerika hükümeti, radyo neşriyatma hususi bir ihtimam ve dikkat sarfetmeğe başlamıştır. Bugün Amerikada, uzun dalga ile çalısan 813 radyo istasyonu: kısa dalga üzerinde çalışan 13 radyo is- tasyonu ve 2İ televiziyon istasyonu bulunmakta; Amerikanın da harbe girmesi ih- timalini hesablıyan Birlesik Ameri- ka hükümeti, son zamanlarda o A- merikadaki radyolar ve bunların fa- Tweti haklenrin çok esaslı bir plân hazırlamıştır. Bu plân şu esasları ta- maktadır: 1) Amerikanın harbe girmesi takdirinde düsman radyolarının kı- dalga üzerinden (çünkü Avrupa- kısa dalgak neşriyatı Amerikn- dan çok iyi işitilmektedir) yapacak- ile mü- yat ve propaşanda faaliyeti, 2) Amerika halkının maneviyatı Bzerinde İyi tesirler yapacak olan müzikal nesriyat faaliyeti, 3) Radvo istasyonlermin düş man hücumlarına ve «beşinei kolaun tahribatına karşı muhafaza tedi leri, 4) Casuslarm radyo o vasıtasile sifreli nesrivatına mâni olmak için, sahıslar elindeki radvolar üzerinde bir nevi kontrol tesisi. (Devamı 7 nci sayfada) INANMAT Fakat Örfi idare, onu tatbik edenlerin yüksek bilgileri de o kadar kuş tüyü hafif geçti ki, şimdi onun uzatılacağı veya uzatılmıyacağı haberi üzerinde okuyucunun bir saniye bie duracağına biz INANMA! ey okuyucu sen; imanmıyoruz, fakat e Esaslı roz Belçi ! j ka p'âkal otomobilin macar# 15 gün seyrüsefer yaj 4 müsaade edilen oto şoförü sahibine haber | den dolaşıp dara yor 22/11/940 tarihinde neşeli ve otomobillerin seyrüseleriBi “yi did eden koordinasyon karari balif hareket etmekten mazmif ral biz tüccarla, toförü dün sö verilmişleri Hâdise sudur” Zahire üzeri: alât ve o yapan tüccarlardan Emin Vali v . tanblda ve Belçikada iki efe) | sâh sahibi olduğundan, b k müdahale etmiş ve plâkast memleketten dahi alınsa bsi mobillerin koordinasyon beri Tarile seferden menedilmis larını sahibine bildirmistir. / iğ ile şoförü Fey zi gi h Teri Ancak, durusma sonunda Sil ik Vafinin seyrüsefer iç (5 # bir müsaadesi olduğu anl dan bersetine, şoförün 15 Fiğ” fazla sahibinin haberi olmad astığı için 50 lira para cezasi ziyesine karar verilrmi; Temyiz umumi heyet, ki Sstiya davasını mazı” aleyhine nakzetti Satiye davası hakkında We İ inci ağırceza mahkemesi 4 dan verilen karanın temyiz dairesi tarafından ni ğini yazmıştık. Maznunların ie vi i olan bu bozma karayına ters” Yı müddeiumumisi itiraz etmif vd ya temyiz umumi heyetine a, miştir. Davayı tetkik eden af Mh heyet ise, kararı maznunlef bine nakzetmiştir. # Nakız kararı ve dava dor İstanbul sdliyesine göndi Bugünlerde muhakemey# den başlanacaktır. Bir kadın tramifi altında kaldı Dün akşam, Salkımösöi kadmın feci bir sekilde, Ni adliveve verilerek, asli mahkemesinde duruşmalar! miştir. neticelenen bir tramvay k# muştur. Beşiktaşta Kehçeli lesinde 8! numaralı evd© Nadire Yavuz adımda bir kımsöğüd enddesinden Sultanahmedden Sirkecive olan vatman Necibin ; ii a 191 sayıl Şişli « Bayazıd , am sadmesine uğramıştır. | gi Çok şiddetle vukubulan P? ma neticesinde Nadire e altına düşmüş ve ağır suretti e dünün muhtelif yerlerinde? lanmıştır. Kazazede kadın ifade cek bir halde Haseki , b vi i Hüdisenin ( tahkikatın! müddelemimini Ali Kamal HE mektedir. kaldırılmış, vatman Dün gelen ithalât İ Dün, Tiza adlı Macar vap manımıza mühim miktarda “4 lektrik lâmba direği, gama i asid nsetik, meeton, rami “yi demir makine aksamı, rad aksamı, 48656 kilo (o gaze? 45956 kilo yazı kâğıdı, amel hdi, boya, pencere o cami vi telefon santral aksam, b”