18 Aralık 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

18 Aralık 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Birincikânun , Futbo'de yan hakemlerin vazife.eri Yazan: Ömer Besim Hemen ber maçtan sonra kiübeü- YA, tutboleüyü, seyirciyi, en sonra da tu özen, bazan günlerle de bi. Wim yüzümünden uzayıp gıden hakem VE vazifeleri hakkında birkaç gün ev- Vİ yazdığım notlara bugün yan ba - Kağnleri ilâve ediyorum. Yan hakemlik işi bizde hemen hiç. Yakit ehemmiyetle telâkki edilen iŞ olmamıştır. Halbuki yan hakemle orta hakem Müsnda kıymet ve derece farkı ol - Mamak gerektir. İki sene evvel Londrada yapılan Kral kupası maçlarının dömifinalin - meşhur takımlardan Aston Vs - Mul merkez muavini Allenin Kkuvveik İT #ütü hakeme isabet etmiş ve ha- m bu şütten nakavi olup, ikida. kika sonra kendine getebilmişti. Maçın devamını idare edemiyece- anlıyan hakem. yan hakemlerden ile yer değiştirip kendisi yan ha. durmuştu. Hakem ile yan hakemler arasında iş birliği Maç âmirleri arasında esaslı bir ge. elbirliği temin etmek için ba - mlerih ve yan hakemlerin oyun ni. atın! iyice tetkik etmeleri lâzım - Ve bu srada bütün kaldelere Ai olmaları icab eder. Ber hakemin, yan hakemlerden nı iği katiyetle bilnmesi icab etti - kendisine ne şekilde yardım bleceklerini açık bir surette söy- idir. ncular arasında ahenk olduğu Oyunun ümilleri arasında da a- şarttır. nunla beraber; hakem daima ku eder vaziyette olduğundan ılarının bü kumanda mevki.) niması icab eder, hakemin, yan hakeme verdiği eler, topun sahadan çıktığını i- etmesine, yahud da tacın atıla- noktayı göstermesine (korner - » (golkik) yapılacağını bildirme - inhisar elmemelidir. mun sütali ekseriyetle hakemin etini güçleştirir. Meselâ; bir of. kararı vermek için veyahud pek olduğu zaman - veya yakın Olsa - göremiyeceği vaziyetlerde olacaktır. bu gibi vaziyellerde, muhakkak hakemler, hakemden daha iyi bir tte olacaktır. Ve o zaman mut. hakeme yardım etmeleri lizım- En, AR e ek Sİ ak VAN MT ai EA FE iL ne 7 yi? # ğ ji # F AA e Z £ — 47 gi ), iç! 7 # gz Zf e e 2, #, kaleye veya kale hatlarına olduğu saman bu üç hakem - biri orada olup biteni görebilmek kAf; derecede bu hatta yakın bu. FİŞİ f â bir kalden, diğer kaleye w.| sahayı hayali olarak mu. iş şi hakemler kendi taraflarındaki| kontrol ederler. Bunlardan bi- tarafta oyunla meşgul iken aksi tarafta vukubulacak 2m) ü tin kontrolu için pie ir, m yan hâkemlerin sahada al yda yere göre kendi yerini tayin hakemlere birkaç öğüd Meri, dikkatle takib etmeli, Hakem iş evla bulunan yün baker de gözetlemeii. dolaşacakları hayali sa Mngududlaştırılmal, binasnaleyiı be. “, © Yorulmamağa dikkat etmeli - İlkem, hayali olarak tesbit eki (Devamı ? ne sayfada) İsi rİLİPE Nakleden Zi kanı... öyle hatıralarla dolu idi ne kadar cesaret göste- ün, kuvvetsiz ve mecal rdu. Bitkin bir halde koltuğa attı. (9. müthiş bir maddi Sırpmıyormuş gibi yumrukla- Akiyordu. Selim ölecek... Hak ine yaşamak kuvveti ve-| hayatı sevdiren Selimdi. O git! #onra dünyanın hiçbir mana-| . Onun ölümünden sonra Kpraklar üzerinde, omuzlarında vicdan azabı yükü ile ya- imkân yoktu. Halbuki is- ref (4 Bilimi kızı, ETİ, i va ? SPOR (| SİNEMA | POSTA (Yüzen kale) isminde bugünkü harbi tasvir eden muazzam bir film çevrildi Fi'min stüdyosu harb sahaları, dekoru Okyanusların korkunç dalgaları ve göklerin namütenahi derinlikleri, yıldızları da Bugün etrafı saran korkunç harb, çılgın bir sel gibi dünyayı önüne ka. rihi, senelerin çizdiği haritaları da be. raber alıp götürüyor... Yaşanılan hayat, fenne başka çer- çeveler, san'ata değişik muhitler ba. mrhyor. Her faaliyet yerini başkası. na terkediyor. Dünün sakin ruhlarımıza neş'e ve beyecan aşılamak için hazırlanan füm lerini anlatırken, dört duvar arasına sıkışan stüdyo adli âlemi süsleyen dekorlara giden müyonları, hattâ mü yarları hayret le kaydederdik; taklğ edilen bir harb manzarasını kalble - rimizde heyecan, gözlerimizde derin bir endişe ile ayrederdik. Halbuki, bugün dünya vasiyeti bize stüdyosu harb sahneleri, dekoru Ok. yanusların çılgın dalgaları, göklerin bin bir esrar saklayan derinikleri, ar. tstleri bugünün kahramanları olan bakiki hayat filmleri hazırlıyor. Bir senedenberi bütün dünyayı a - teşa veren harb, sanayi kudretini lüksten, ihbtişamdan O uzaklaştırarak, toplar gerisinde çalışan, ateş ve çe - Uktan ejderler yaratan biz orduya verdiği gibi filmlerine de dekor olarak harareti sıfır dereceye düşen buzlu denizleri, şimşeklerle dolu olan kor - kuç gökleri seçmiştir. Bu vasiyet, sinema dünyasına «Yü. şen Kaleler» ismini alan bir film de ük eserini vermiş oluyor, Henüz memlekelimize gelmemiş 0. lan bu füm hakkında echebi gazele - lerden birinde çıkan bir makaleden şu satırları haklediyorum; «Yüsen Kaleler» de ne yalandan dökülen göz yaşları, ne süslü dekor - lar işine sıkıştırılan sahte hayat ro - manları, ne de yaşayış kanunlarını uymıyan eksantrik vak'alar var... O kudurmuş dalgaların parçalamak & - ter gib saldırdığı çelik kruvazörler;! bulutlara şahlanmak istiyen tayyare.| ler içerisinde bin bir tehlikeye göğüs geren kahramanların hakiki hayatı. dır. Aylardanberi engin denizlör üstün.) de, insanın damarlarındaki kanı bie! donduran fırtınalar, öldürücü soğuk. lar içersinde yaşanılan bu sâhneler hepimis, bizim için meçhul bir âlem olan o, ölüm, kan, zafer ve şeref dün. yasının çerçevesine soktu. 3 Muazzez Tahsin Berkand a Üzerinde kan lekeleri var-| ne emindi ve bu emniyet genç kızın| azab çekerdi. Buradaki ki Kalblerimizi koparırcasına çarplır. dı, gözlerimizi bazan hayranlık yaş'. e | Pp sürüklerken, asırların yazdığı ta-Jları de doldurdu. Bazan du üzerimize korkunç kâbuslar çöktürttü. Bu fim. de tabintın gazabı e fennin ölüm yağ dıran makineleri birleşerek ınsan zekh ve cesaretine, tarihlere esas olan kab ramanlıklara meydan okumuştur. İki dostu düşman eden bir aşk. iki kalbi esir eden bir kadın... İki ba. yatı söndüren yılmaz bir cesareli; ni. hayet iki milleti çarpıştıran bir harb «Yüzen Kalelerin mevzuudur. Füm dünyasında ük yaratılan bu hakiki harb füminde öyle büyüle. ruvazörier ve tayyare.erdir. yic bir esrar, öyle mukavemet edil - mez bir cambe var ki hiç birimiz kendi. mizi bunun tesirinden kurtaramadık döner gibi başka bir insan olarak ay- ridık...> Bu #atırlara bir şey dâre ediemer. İZaman, elbet bize de bu fimi gös. İtermek fırsatını verecek, anlatılan he yecanları duyuracaktır. 8tüdyosuz, dekorsuz, yıldızsız çevri. İlen bu filme sarfedden paralar, e - mekler, gayretler, cessretler herhalde boşu gitmemiştir... Ak* Holivudda çok alâka uyandıran bir boşanma Eolividda bundan ez evvel vuku - bulan bir boşanma pek büyük bir a- aka, uyandırmıştır. Amerikan sineme yıldızları içinde ir! bir mevkie sahib bulunan Hedy La. mar ikinci kocası olan Gene Mar key'den boşanmıştır. Halkın alâkasını uyandıran boşan. manın sebebidir. Göne Markey karısına karşı olan kababalini ikrar eylemiştir. On dört aydır evli oldukları halde karısı üe ancak dört gece başbaşa kaldığını söylemiştir! Hâkim boşanma kararını verirken Hedi Lamarr'a şunları söylemiştir; «Yeni zevcinisi (o iyice tanımak için dört haftadan fazla müddet sarfe - diniz!,..» Malekin güzel bir hareketi Malek lâkabı ile büyük bir şöhret kazanmış olan Buster Keaton'u tani. miyan yoktur. Duçar olmuş olduğu ağır bir has - talıktan dolayı uzun müddet sinema hayatı dışında kalmış olun bu san'at kâr iyileşmiş ve tekrar sinema haya - tana avdet eylemiştir. Büyük bir zaruret çekmiş ve bir 8. ra da tamamile unutulmuş olan Bus. ter Keatonu işsiz ve yaşlı sinema san. atkârlarını barındıracak bir ev inşa eylemek üzere Sinema (o san'atkârları arasında para toplamaktadır. Buster Kealon'un bu tarzı harc. keli san'atkârlar arasında büyük a - lâka uyandırmıştır. müerime, bir Ona el uzatırlar mı? Hakikaten o bir mücsimdi. Biraz evvel annesi Halide hanımın teb- didlerinden, bir doktor raporundan, anketten, sorgudan bahsetmişti. Ha- pis... Diğer başka bedbaht kadın- lar gibi o da cürmünün cezasını ha- pishanede çekecek. Bunu bstiyı du. Orada belki bu odadan daha az bütün lüks, yaklaşırlar mi? Wailaca Beery'nin otuzuncu san'at yılı San'atkir Wallece Beery, san'at ha. yatına intisabının otuzuncu yılını bir #iyafet vermiş, bu siyafete ancak. «ellisini aşmiş» (o san'atklrları devet etmiştir. Baby Mary film çevirecek Eski sinema meraklıları Oberhalde hatırlarlar... Bessiz filmler zamanın. Ga çok güzel çocuk rolleri yapan ve kendisi küçük bir kız olan Baby Ma . *y bugün 22 yaşındadır. Çok güzel bir kızdır. Holirudun saç kraliçesi sıfatını kazanmıştır. Baby Mary yakında meşhur san'at. kâr Erol) Flyun ile bir film çevirecek. tir. Doris Westonun yeni filmi Aylardanberi fim çevirmemiş olan güzel sinema yıldını Doris Weston tek var faaliyete geçmek üzeredir. Meşhur san'atkâr Dick Powell ile birlikte: «Serenades adında büyük bir film çevirecektir. Tarzan evlâdlık alıyor 'Tarsan samile tanınmış olan san » aikâr Yohnny ile karsı Lupe Velez, dir. Bu şansa sali olan Ohenüz yedi İayhe bir erkek çocuktur. ayn yaşamak korkusu bütün diğer hislerini yok edecek kadar müthi; bir darbe olmuştu. Selim ona kendisini artık sevme- diğini söylemişti. Bunun ne ehem- miyeti olurdu. Mademki o, Nesrin seviyordu, o halde nişanlımın bu muvakkat soğukluğunu gidermenin çaresini bulabilir, onu gene kendi- sine bağlardı, Selimin şikâyeti ne idi? Nişanlı- yaşamak kuvvetini mahvediyordu. | bu piyano, bu perdeler, bu divan, | sının şımarıklığı, serkeşliği, inndeili- sile Nesrinin bütün gençli- Gini, bütün sevdiği şeyleri de meza- ra götürecekti. Masiki... Piyano çalmadan ya- şayamıyacağını, musikinin kendisi- ne bir gıda olduğunu, ruhunun an-) | cak ondan en büyük zevki tattığını söylüyordu. Son kavgalarına sebeb de gene musiki idi. Bundan böyle piyanosunu açmasına, bir sey oçal- masına imkân tasavvur edilemezdi. Arkadaşlar... lümi tanıyorlardı. halı, her şey ona Selimi hatırlatıyor, elinden kaçırdığı saadetini, ölen sevgilisini, kendi manasız hayatını haykırıyordu. O müthiş şeyi nasl yapmıştı? Sarf bir tedbir olarak satım alınmış lan o tabancayı nasıl eline alabil- miş? Nişanlısının kendisinden eyril- mak istediğini duyduğu dakika niçin soğukkanlılığını muhafaza o edeme- Artık her şey bitmişti. Selim kendi- | duvardaki bu resimler, yerdeki bulğı ve ancak bir erkeğe yakışan ser- bestliği değil mi? Fakat Nesrin bü- tün bu huylarını değiştirecekti, her seyi kabul edecekti, onu kaybetme- mek için her şeye razı olacaktı. Bu- nu bugün anlıyordu amma maalesef dün gözleri kapalı idi, göremiyor, anlıyamıyordu. Iztrab ve acı insa disini tanıtıyor. in nişanlısı için her ma kendi kan- ancak şimdi fedakârliklara ve salondan, efsanevi (bir âlemden) kutdulamıştır. Bunun © için mükellef) bir evlâdiık almağa karar vermişler -! | Hüdser Keme | Deve bir ak Fıkrayı belki duymuşsunuzdur «Adamın bir; devesini pazara götür-| değildi. Görüldüğüm takdirde pars düş: — Deve bir akçeye, deve bir akçe. ye... Diye bağırmış. Bir akçeye bir deve) «Bir çanta hediye edilir; satıldığını duyanlar toplanmışlar; — Deve bir akçeye bedava sayılırılonu ancak tramvaydan bemen alalım. Bir akçeye deve satan devenin ü « zerine koyduğu kediyi göslermiş: — Deve bir akçeye amma, bu kedi bin akçeyedir. Deveyi kedi ile birlikte|elbise alana, Elbisenin fiatı binlereii salarım. Bin bir akçe verin, kediyi deİ kuruştur. Binleree kuruşu veren alın, deveyi de» * Dün tramvayla Beyoğlundan geçi yordum. Bir mağazanın camekânın - daki şu yazı gözüme ilişti: «Bir çanla hediye edilir» — Deve bir akçeye; âvâzesini işitmiş olanlar gibi durala L Bunları biliyor mu idiniz ?” 7 Devekuşu budala bir hayvandır Devekuşunun dimağı, vücu- dünün 1200 de biri kadardır. Bir misal olarak söyliyelim... Bir papaganm (Odi- magı © vücudü- nün skletine nisbetle o 45 te birdir. Dimağ sıkletinin vücude nisbetle azlığı de vekuşunun diğer hayvanlara nisbetle çok budala ok masına sebebiyet vermiştir. Başları sepetli rahibler Japonyada bir nevi klârnet ça- lan rahibler var dır. Bunlar baş- larına sepete benzer bir takım sarpuşlar giyer ler. Bu serpuşlar bütün yüzlerini örtmekte ve te- nınmalarına mâni olmaktadır. Fa- kat onlar sepet serpuşlardaki göz deliklerinden bakmak suretile kar- şılarında bulunanları görebilmekte- dirler. Ankaralı okuyucum Bayan B. $. bana bir hayat hikâyesi anlatıyor, ii hikâye ki, adına facia da denile- ilirs Bayan B. S. güzel bir kızdı, iyi bir tahsil üştü ve temiz bir mu- hitte büyümüştü, istikbal kendisine gülümsüyordu, fakat günün birinde önüne bir erkek çıktı, pembe renk istikbali kapkaraya çevirdi, Bayan B. 8. soruyor: — Simdi ne yapmalı? Erkek, kadın, bütün insanlar ha- yat mücadelesinde ya galib ya - hud da mağlöb olmak için yaratıl - mışlardır. Tahsil, terbiye, muhit bu mukadder akibeti değiştirmez, olsa olsa derecesini hafifletir, ortaya za- hiri bir yaldız, bir beraberlik man - zarası koyar. Bayan B. S. mağlüb yaratılmış in sanlardan biridir, karsısına kendisi- ninkinden daha kuvvetli bir irade çı nca mağlöb olmuş, o zaman bile pek tal Ne annesinden, teyzesinden, dost ve arkadaşların dan çok şey alıyordu amma bunla- ra mukabele etmeği aklından bile geçirmiyordü. Bir gün Selim ona şu sözleri söy- — Sizin çok parlak bir şahsiye- tiniz var. Bir salona girmeniz, ota- nın havasını değiştirmeğe kâfi geli- yor. Herken biraz sıkılmışken, or- tahkbir parça durgunlaşmışken, siz içeriye giriyor, bir iki kelime ile her- kesin neş'esini yerine | getiriyorsu- nuz. Herkes size koşuyor, etrafınızı alıyor, sizi dinliyor, anlıyor, takdir ediyor. O dakikada isterseniz her- kesi peşinizden sürükleyebilirsiniz. Eğer bir bir'erkek olsaydınız, halkı | hiS' arkanızdan sürükleyecek © kuvvetli bir rehbe ilir ve dilediğiniz gi- bi çok büyük iyilikler veya fenalık- lar yapabilirdiniz. Ne kudretli bir den bir çılçına dönmüş, her tarafı | seve seve katlanabileceğini anlıya-| şahsiyetiniz var! karanlık ve onsuz yapa” bilmişti. Bugüne kadar o fedakârlik Onların hepsi Se-| maktanan ölmeği tercih etmişti? De-| kelimesinin ne demek olduğunu bil- Hele Meziyet, Sa-| mek, onm, kendi kendisine bile iti-| miyordu. Bu, onun nazarında mana- İ li ne kadar mes'nd alariail cide ve Halki, aşklermn en cenli mf etmediği kadar derin ve sonmazla olmıyan bir sözlü Fedakârlığı | benim ne düşüncelerim olduğunu sonra beni | em Onun bu sözlerine Nesrin şu co vabı vermişti: — Kendinizi koruyunuz Selim, Mukadder galib, mukadder mağlüb Savfn 5 çeye dım. Bu çantanın fiatı bir akçeye DEÜ lela vaa “ tim dı amli asladıktağiğ v cezasını vermeyi bile göze aldım, vaydar atladım, Mağazaya doğru birkaç adım al Cümlesinin üzerinde bir , a , sonra görebilmiştim: Vğ «Bir elbise alana.» Manası şu olacaktı; p — Çanta hediye (edilir amma, b g seyi de alır, çantayı da... bin akçedir. Deveyi kedi de biriki satarım. Bin akçe verin, kediyi de & hn, deveyi dös | o. gi Holânda kadınlarının temizliği Holanda “ka- dınları fevkalâde temizdirler. Yal. nız evlerinin içi- ni mustazaman temizlemekle ik- tifa etmez, ayni zamanda evleri- nin diş duvarlarını da silip temig erler. Dünyanın ortası Çinde bir ma- bedde yere çi- ilmiş bir daire mevcuddur. Çin- hiler asırlarca bu darenin dünya nm tam ortam olduğuna inan- Ir ve me İbedde her za- man bir rahib bu dairenin içinde turmaktadır, , Sez Göller ülkesi Kanadadaki N büyük göller, İRTA ve bütün dünyadaki Fl göllerin © ihtiva , ettiği miktar suyun o yarısını ihti va etmektedirler, Bu yüzden Kana daya büyük göller ülkesi ismi ye - rilmiştir. hatayı tashih etmek imkân: varkel ji bir sacımak» zâfına uğramış, tereğ © düd etmiş, fırsatı kaçırmış, edeli sonra benden soruyor: vi — Şimdi ne yapmalı? Bana karulıklı vaziyetler hakkını da «sile tafsilâtnız ihtiva eden bi | mektub gönderirse çıkmazm içindeş © çıkmanın yolu olup olmadığını a taştıracağım. si Zi ğe * Kadıköyde Bay «H. Hın yı — Hangi erkek, hangi k. i ver? diyorsunuz. Kasdettiğiniz ka #008 rakter midir, sima mı, yaratılış mi anlıyamadım, cevab her üç haldedi ği İaz çok değişir, fakat ben size ya yavaş kaide halini alan umumi düşünceden bahsedeceğim: 1 — Karakterde simada, ve yazmıs blışta karsılıkı cazibe ekseriya ozığ 40) larn arasnda görülür. Esmer erke ğin sarışın kadını sevmesi gibi, dınları peşime takıp erkekler hinde bir isyan çıkarır, ev işlerini gocuk bakımını onlara yükler, kaf dınlara şimdiye kadar ele geğiremi dikleri birçok hak ve kuvvetleri veği diririm. Benden korkmalısınız; & ler hazırladığım hiç belli olmaz. Şimdi o geçmiş günü tekrar şarken Selimin bu sözlerden müteii essiz olduğunu hatırlıyordu. u çok meyus bir tavırla şöyle demi zin bu kuvvetli şahsiyetiniz beni korkutuyor. Kendimi onun altndaliği ezilmiş hissediyor, size lâyik olma dığıma hükmediyorum. Siz başlan törlü bir insansınız Nesrin, tanıdığın altmıs beş santim. Sizinki daha zan. Binaenaleyh korkmağa hiç $& “um yek. Bu cevab ikisini de ne kad güldürmüştü! Fakat o akşam ayi lirken Selim nişanlısını öptük! kulağına şu sözleri Tm

Bu sayıdan diğer sayfalar: