Kendi benliğimizi Muhafaza ve hatta Müdafaa meselesi Yazan: Muhittin Birgen. ef ME vlan otuz iki sene evvel, bir Temmuz günü, Türk bayrağını omuzlayıp sokaklara dö- külmüş ve Abdülhamidin utlaki- yet rejimini alaşağı etmiş, genç, a- teşli, fakat, tecrübesiz ve cahil bir Desil vardı ki ben de onun içinde idim. Ne istediğimizi biliyorduk: Avrupa milletleri gibi bir millet ol- mak ve onlar! yat nizamı kurmak. Ab Çürümüş riyeti benzer bir ha- Ihamidin kolunu büktükten apmaya koyulduk 1 yıkmak mec uş bütün tarih , biz do eskiye sid ola-| imize her ne geçerse kırıyor, yakıyorduk. OO mralarda, babamın bu coşkun ve taşkın tahrib k © - Mensub olduğun miletin en büyü! dönerek düşün: Esi kilik, ğı v bi u için bir şey söylemekten çekinir, fakat, bizim £ hareketimizi şaşkın şaşkın takib ederken arada bir: — Evlâdım, derdi; her şeyi bir| günde bu derece yıkmak hayır alâ-| meti değildir. Sonra bunların yerine | hiçbir şey yapamaz ve dımdızlak kalırsınız! Veyahud: — Oğlum, biz Türklerin en bü- yük kabahatimiz, kendimizden 2i- yade başka milletlere kıymet ver memizdir. Bir zamanlar Aceme, bir zamanlar da Araba taptık. Görü. yorum ki şimdi de frenge tapıyor sunuz. Bunun sonu fenadır. Halbuki, bizler, Fraosz (İhtilal tarihinden öğrendiğimiz kırıntı ha- linde birkaç felsefe unsurunu kafa- mıza yelken yapmış, elimizdeki kazmayı rasgele etrafa savurup kendimize yeni bir yol açmaya çalı- #ıyorduk. Aradan zaman geçtikten sonradır ki, babamın sözleri benim kulağımda yavaş yavaş, tekrar can- lanmaya ve ben de bu sözlerin ne kadar kıymeti olduğunu anlamaya basladım. Eğer bu da kü bilgim, bugü n şeyler, yani tecri! belerim o zamanki kafamın içinde bulunsaydı, biç olmazsa şah © kayıdsız ve şartsız yıkıc k etmezdim. Sonradan öğren-| dim ki, değişen devirler milletlerin yıkmaya mecbur oldi ları pek çok şeylerin yanı başında, kıskanç bir ruh ile muhafaza ile mü-| 90 kellef oldukları şeyler de vardır. Bir milletin kendi benliğini muha faza etmesi demek te bu demektir. * Dün, Noel Baba meselesini ya- zarken babamın bundan otuz sene evvel söylediği sözler: muhtelif şe- killerile kulağımda tekrar canlandı. | Dündenberi, gözlerimin Oönünde,| babamın hep o mahzun ve derdli! çehresi kulaklarımda da bana söylediği r yaşıyor. Eğer, ken- di kendimizi medeni bir şuur ve| milli bir vicdan huzurunda sıkı bir) imtihana çekecek (olursak itirala | mecburuz ki, geçirdiğimiz otuz s0- ne içinde, ne yıkılması İlzım gelen şeyleri tamam yıkmasını, ne de mu- hafazası elzem olan şeyleri muha- faza etmesini iyi bildik. Bazı yerde eksik yıktık, bazı yerde fazla yıktık. Meselâ, Noel Baba, beş on sene- denberi bizim ailelerimizin sramna sokulup çocuklarımız arasında ken- disine gittikçe daha geniş bir mua- refe ve hattâ bir sempati sahası ya- ratırken, tarih içinde k şeylere, meselâ müslümaı ve Türklükle alâkamıza sid şeylere dair olan bütün alâkalarımız ve bil- gilerimiz de sönüp gidiyor. Yeni çocuklar ve gençlerle e konuşürken yaptığım müşahedeler bu bakımdan çok enteresandır. Sünni, Şü, Alevi gibi kelimelerin manası ne demek olduğunn bilen gence, hattâ Üni- versiteliler arasında bile, artık pek nadir tesadüf ediliyor. Halbuki, bu husustaki malâmatı noksan olan genç, kendisinin müslüman olduğu- mu söylemekte tereddüd etmiyor. Müslümanlık, din ve akide bakımın- dan, bir vicdan işidir; kimsenin vic- danına müdahale etmek kimsenin hakkı olamaz. Fakat, kendisinin| müslüman olduğunu «öyliyen bir in- manın Sünni, Şi, Alevi gibi kelime- lerin ne ifnde ettiğini, diri manasile değil, tarih manasile bilmemesi çok acıklı bir hâdisedir. Gene meselâ, Türkler arasında çok münteşir bir bayram olan Nevruz bayzamının ne olduğunu bilmiyen genç hesaba ve sayıya sığmaz, Ekseriyetle, epey mü hevver geçinenlerimiz bile, Osmanlı kafasile, Nevruz bayramına «Acem bayramı» deyip geçer. Halbuki İra- Bim hiçbir zaman nüfuzunu o soka- İs ie tir. d ha arasında | 94 re cin de dar. 100. uk-|pada harbin bitmiş Jeylemektedir. — Yavrunun yüz çizgüerinde yağlı r Kismani olsun keşfedebiliyor musun? Avrupadan kaçan bir aile!.. Memleketinin istilâs üzerine ora - duramıyacağını oanlıyan Peter ne | Pohrn adında bir Danimarkalı, ka . ve iki çocuğu de birlikte kotrası Şimali Amerikaya üklca eylemiş « Bu adam girme! Cenubi Amerika - . Büyük bir devri âlem seya - yapmaktadır, Hiç gazete oku - maktadır. Avdetine kadar Avru » olacağını ümid Resimde kendisini ve uklarını görüyorsunuz. Nakliye vasıtalığı yapan güvercin... Resmini dercettiğimiz güvercin sir - tında bir mahfaza kanaryayı bir şehirden diğer bir şeh, içinde hasta bir taşımaktadır. Bu nakliyeci gürer » Ainerikada Cormecticut eyalet Morison köyünde doktor Villam Paris postanesi Bon aylar içinde Paris Kalubulıklaş- mıya başlamıştır. İşga muyan mındakal, vam eylerektedir. Geçe sayın or sında Paris nüfusunun 3 milyona Tar. dığı bildirmekle idi, Yapılan ve meredilen nazaran bir gün içinde Pare şimdi gönderilen ve buradan alınan mek. tapların sayısı 1.600.000 1 bulmakta. altında bulun. n Parişe akın istatistiğe Bu miktarın müfredatı şudur! Paristen gönderlen mektuplar : 900.000; Parise gönderilen mektuplar: İ sinde ise 19 ihtiyat tümene muka - 000 İSTER SON POSTA Resimli Makale: k ferdine bak, sonra kend! çocuğuna etinin on büyüğünün baaletlerinden Kendin işin kanaatkir olabilirsin Sen ve çocuğun... 8 ,bu, nihayet seni glükadar © kat çocuğunu mümkün olduğu kadar yüzsek, mülete faydalı görmek bi milli meseledir, bu, senin için sadece mak vazifelerinin en büyüğüdür. bir istek olmaktan çıkar, ona Çalış. Askeri Tetkikler | ransanm denizden yüksek Ren mıntakasında Selestat mevkiine kadar olan cepbe kıs manın iki ordular grupu ile tutul » duğunu yukanda gördük. Selestat- dan itibaren İsviçre hududuna ve buradan tâ Akdenize kadar olan cephe kısmı da General Bessou'nun kumandasında bir üçüncü ordular ndan tutuluyordu. General or - dusu: Üçüncü ordular grupunun sol | cenahini teşkil ettiği o Almanyaya | kars olan cephenin en sağ cenahıni | teşkil eden bir kuvveti. Bu ordu vazifesi esas itibarile Belfort ged İni tıkamak olduğundan bunun bök geni Selestat'nın şimalinden başlar İ ve Monbeliard'ın ötesinde (biterdi Ordunun buradaki sağ yanı iki si - İ yahi livam tarafından temin olu - | nurdu. Sekizinci ordunun bölge sindeki müstahkem mevkilere aid elan kale kıt'alarından maada ay - nen 3 nizam ve 4 ikinci sınıf ihüyat Himeni vardı. Alsas ve Loren cephesindeki or- duların gerisinde ca iki ihtiyat İsrup vardı. Almanların İsviçre ü- İzerinden bir taarruzu halinde hemen | İsviçreye girerek bu memlekete yar- dım maksadile ihtiyatta tutulan bi- İrinci grup 3 birinci smıf ihtiyat t& jraeninden, icabında Alp mıntakasını takviye için başkumandan General Gamelinin emrinde bulunan ikinci grwp da üç nizam tümeninden mü - rekkebdi. Fransız doğu cephesinin kuvvet t&blosunu ikmal etmek için İtalya - Fransa hududunu teşkil eden Alp- lerdeki General OOlry ordusu ile gene başkumandanlık ihtiyati ola - rnk Dijonda bulunan General Towuc- hon'un altıncı ordusunu da zikret - mek icab eder, Fransız askeri kuvvetlerinin do - ğu cephesindeki inkisamına baka - em kolursak, Fransanın denizden Lüksenbure hududuna, yani Maji - no müstahkem mevziinin daimi tah- | kimatımın bittiği Longuyon tab İ yama kadarki şimal tanrrız esp - hesinde ve bunun gerisinde, basku- mandanlık ihtiyatında bulunan kuv- vetlerin 7 nizam, 5-6 birinci ve 6 *İ ikinci f ihtiyat, örlü a eda sindi. Deği ban yim ikinci snf ihöyat, 6 motörlü, 3 AF. aded nakliyeci güvercine maliktir, sikalı ve 10 İngiliz (eem'an 38) pi- ade tümenile 3 zırhlı, 3 hakf ve 5 kadar süvari tümeninden mürekkeb bulunduklarını görürüz. Fakat bu kuvvetlerin icinde bulunan 12 ih » vat ve 3 Afrika tümenine muka - il yalnız 7 nizam tümeninin bulun- mas dikkati çeker. Çünkü bir tnar- ruz cephesinde nizam tümenlerinin, ihtiyat tümenlere nazaran, fazla olmak iktiza eder. Halbuki daha cenubda, Longu - yondan İsviçre hududuna kadar w- yanan, daime usulile ve fevkalüde surette tahkim edilmiş ve Ren neh- ri gibi en kuvvetli tabii bir mânile de korunmuş bir müdafaa bölge - bil 15 nizam tümeni mevcuddu. Bu iNAN, Bir akşam refikimiz vardır ki, işi gücü hergün havadilerimizi sayfa - larına nakletmek ve bunlardan bazılarını da, sebebi nedir bilinmez, tek- be kalkmaktır. Bunun bergün için gösterilecek pek çok misali vardır. Fekat biz on taze iki tanesini nükledelim; İstanbul Val muavin; Hüdai Karataban Kars valiliğine tayin olundu. Biz bu haberi, takriben 10 gün evvel sütunlarımıza (geçirmiştik. mahud refikimiz derhal, bizim âa$falardan alınan havadislerle dolu sü. tunları arasından başını uzatarak seslendi: Pakat Hayır bu haberin aslı esası yoktur. Vak muavini, Kars valfiğine edilmiş değlis.» Haydi bü defa da gaf yapmsmazı için insaflı olalım. Tayin kararı s6. IS FER Fransa neden bu kadar çabuk mağlüb oldu? EEE e YAZAN: Emekli General *|dumun vazifesi suretle daime usulile müstahkem o©- lan bir müdafaa cephesine tahsis o- lunan nizam tümenlerinin o nisheti, müteharrik taarruz cenahındaki ni- zam tümenlerinin ihtiyatlara olan nisbetlerinden fazla idi. Halbuki ni- zam tümenleri daha barış zamanın- da teşekkül etmiş olduklarından, talim ve terbiye, teslihat, techizat sihetile ve her hususca sonradan: te- şekkül eden ihtiyat o tümenlerinden daha mükemmeldirler, Bu sebeble onlarin harbetmek kabiliyetleri ih - tiyat tümenlerine nazaran daha yüksektir. Onun için bu tümenler kaideten birinci derecede ehemmi- yetk yerlere, yani taarruz edilecek bölgelere, ihtiyat tümenlere nisbetle v fazla adedlerde tahsis olunur- r. Bunun böyle olmasına Fransız başkumandanlığının aksini yapması şüphesiz onun ihtiyat ve bilhassa ikinci sinif ihtiyat tümen - lerine nizam tümenlerinden odaba fazla gövendiğinden dolam (değil, Tağmen .İağlebi ihtimal, Almanların Holanda we Belçika üzerinden taarruzunu beklememelerinden ileri gelmekte - Frannz başku - receğimiz vechile onu 1914-1918 da olduğu gibi müdafani hat kazi - yesine ehemmiyet vermesiydi. Fransız kuvvetlerinin doğu çep- hesindeki inkisam tarzı da itiraz ka» bul etmiyecek bir şekilde sayılamaz. Cünkü, Majino hattında zaten ma- halli müdafaayı temine kâfi dere cede kale tümenleri ve kale kıt'a- Tarı bulundağu ve bunların kuvveti iİcem'an 13 tümen olarak takdir e - dilebildiği halde, Moböjden İsviçre hududuna kadar olan müdafaa cep- hesindeki 3., 4., 5. va 8. ordularda ve bunların gerilerindeki ihtiyatla da 15-16 nizam 17 birinci sınıf ve 8 ikinci amıf ki cem'an 40 piyade sü- meni bulundurulması Fransız ordu - sunun taarroz kuğretini azaltan s6- beblerden birisi olmuştur. (Dijon - fikimis maheub etmemek için Kars cektir, Gelelim ikinci hâdiseye; daki 6 ncı ordu bu hesabda dahil değildir) Ordu teşkilât ve kuvvetlerin in- kısamı meselelerine ileride daha mufassal temas etmek üzere şimdi de Fransızların ne yapınak istedik - lerine gelelim. Fransız başkımandanlığı ne yap- mak istiyordu?: Almanlar, 15 Ma- yısta Holandayı, Belçika ve Lük - senburgu istilâ ederken, denizle Mewse nehri arasında bulunan, Fran sanın şimal orduları da ileri bareke- te başladılar. Bunlar sağlarında bu İumu ni Sedanın yakınlarına u- zanan ikinci orduları üzerinde sağa doğru yürüyerek bir çark hareketi yapıyorlardı. En şimalde, denizle Baillel arasında bulunan o yedinci ordu ise yürüyen dış cenahı teşkil ediyordu. Şimdi bu orduları soldan sağa ta- kib edelim: Deniz bölgesinde bulunan 7. or - Anverin gerbine varmaktı; nitekim bu ordu buraya ve Holünda hududuna vâsıl olmüş- ta, Fransiz müdahalesi Holandanın içine kadar teşmil edildiği takdirde, yedinci ordu Escaut nehrinin man - sab sahillerini tutacak Ove adalara mülfrezeler gönderöcekti. İngiliz ordusu, birinci ordular gru- punda bulunmasına rağmen bura - dan hiç bir talimat almıyordu. Cün- kü doğrudan doğruya General Gs meline bağlı idi. Fakat bu da ona emir ve talimat vermekten ziyade ancak telkinlerde bulunabiliyordu. Bu siretle İngiliz ordusu kuman - danı umumi vaziyete ve iki tarafın- daki Fransız ordularının harekâtma bakarak bildiği gibi hareket ede - cekti. General Gortun plân Gand köp- rü başını tutmak ve daha batıda bü- tün Belçikanın ric'atgâhı olan An - mevküni işgal etmekti. Belçi - Louvain'nin kendilerine bı - rakılmasını istediklerinden, o halde İngiliz ordusunun vamcağı cephe Louwvain (hariç) - Wavre hattı idi. Biripsi ordu Wavre - Namur (da- hil) hattına varacak ve Gambloux Dokuzuncu ordunun vazifesi Na- mer ile Givet arasında Mewse neh - rine kadar yürümekti. İ Bu iki ordunun ilerisindeki sü - İvari, bu esnada hududlarda düş - manın ileri harekâtını geçiktirmeğe İ çalışacak olan, Belçika ordasunu karşılamak üzere ileri sürülecekti İkinci ordu da süyarisini Belçi - ka Ârdennelerinde, Bastoxne - Ar- lon bölgesine kadar ilerletecekti. Ormanlar arasında bulunan küçük Saint - Hubert kasnbası, iki ordu - nun yörüyüş mıntakalarının müşte- rek “iç budud hâattınm geçtiği bir nokta idi. Müttefik ordular Belçikaya, öra- dan bir taarruz hareketine baslamak için değil sadece Anvers - Louvain - Wavre - Namur hattına varmek, bu- (Devamı 6 ner sayfada) İNANMA! valiliğini kabul etmemek istemiyo - Bir kaş gün evvel, dün akşam için, şehre maskelermmemiş 200 imba ilâve edileceğini yazdık. Akşam üstü teksibi: mabud srkadaşımın gene bastı «— Bir refikimiz 200 Yambanın maskesiz olaruk bırakılacağını yazi yorsa da, bu haberin aslı esası yoktur» Biz 200 Jâmba derken, şehrin bütün lâmbaları yandı. İnşallah tek sibel refikimizin tekzib muharrir, akşam evine giderken lâmbaları gör müştür. İşin bir de garib tarafı ver; Bu refikimiz, tekzib ettiği havadiğerinin Otahakkuk (edince yansını simli musvinimize tebliğ edilmiştir. Sanırız ki Hüdu Karstaban, bu ze. | göyle yazıyor: «Evvelce do haber verdiğimiz gibi...» Sözün kısasl Muhtekir Ve ötekiler Nama E Ekrem Tali u yazının başlığı, pe ince B harrir Celâletkin. EZE mülhem gibi görünürse de ç eg İ münasebeti yok.. Son harb biri yeni yeni töpler yarattı, Dahs yi" rusu, içtimai bünyemizde zate Ter sinsi, habis mikrob gibi vd : bunları canlandırdı. Ben de onları teşhir etmek istiyorurü. k ki eski zamanlarda bazı öm lularını umumi meydanlarda, © ibret olsun diye teşhir ederlerö”” İl * 4 — Pastırmayı kaça veriyo” Bodos ağa? — Yüz sekseni — Ne diyorsun, yahudi (Gİ gün yüz yirmiye idi. yle emme, Avrupada * gayri. Biz de gaça muz: şaşırdık, galdıhl ni ost ğa ivi var mı, Mösyö Salat si mi? Sende yar yitir, ben alıyorum. — Ne bileyim? Sende yeri dediler de,. rh — O kli vakitlarda id Gİ sey İlâzum mu? ja — Yok, canım! Uç, bep KÜSUR vey İstiyorum. rlesan kolayı o Aksa ortalık kararmcaz yel, Sana Pİ lo kadar bülurum amma, mal fiatlar fırladı! tu * PT || — Ne deorudum? On ye hasse, yirmi top alaca,. dab# 1 İistediğin vardır? 5 | — Dokuz top da kaput bet — (Tezslhtara seslenerek! şefi gop! Şu anahtarı al, Ode ( Ondan dokuz top 128 nemre İ getir. (Müşteriye dönedekl biloorsun, he?.. Para peşin” ç gifi | yanbeyan. Sorduklarında © e. (* bi he Jaldım he mi? Censbi dimi müşterisin deyi bu mel yete veroorum. Piyatsada gl bilesin. Daha on sene de * K “ » Fırının önünde: hi — Durun, yahaf Ne ole b nuz? Bu, üçüncü ağızdır gt , Tuz. Acık sabredin! Kotlif Ni çıktınız?! — Hasan Efendi! Bana si ver. Piskin olsun! — Alk okka mı dedin? Z”, mi var, hacıbaba? pg — Yok, hayır! Ne olur maz diye alıyorum. i TBircekları, bövle, ekmek mısırlar. Kocası askerde old? yol -İkerinn önüne gelip de bir * kulamıyan zavallı bir K9* param elinde ekmeksiz kal, #7 gön sonra; hacıbaba bir tf Tasa dilinmiş ekmekle fırın” lir.) 2. Henan Efendit Selfi fi fırınlayıp da gevrek yapa” Geçen gün aldı idim; fazl? ziyan olmasın, baril, * i — Bu hafta içinde biz yormusuz.. â — Gerçek mi? Kimden — Dan yerinden! g in, — Dan yeri, kim? yay ği — Bizim çocukları dE'RFİİ bir modistra var: Moda” gif Kocam ecnebi gazetelerini | sörledi. vi — Yal, İl, Sri b Ni Ne “a Zi — Beni dinlersen. atl Ben de şimdi zaten Cİ İngilizlerin alacağ! ye 3 >”. HELL İĞ h 9 | yemişler yedi i İngüilere verilecek ei 4 rin tefriki ve bunların Bi” arasında taksimi üzerinde ” İler yapılmaktadır. fik Part yğ adan sonra, İngilizlerin yili, bir mübayanda da bulu za y renilmiştir. İzmirde | Bul va korporasyonu — mümessili” meyva ihracatçıları diri bu buşusta temaslar EE seemesmesmerameseamesaameseysr" TAKVİ İkiuateşrin | Rosal sese e | 4940