25 Eylül 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

25 Eylül 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Basit görünen Mühim bir mesele Yazan; Muhittin Birgen ün tramvayla Sirkeci dört- yol ağzından üzere | idik, Ben vatmanın yarında bulunu- yordum. O esnada Babiâli yaka) şund. Yabancı dil Öğretmenleri E. Ekrem Talu irkaş zaman oluyor. arksö" Jarımızdan biri (omaarifi hakkında bir anket yapmış ve 9 teblerimizde, yabancı dillerin © 1yı öğretilmediğini de bu meyi sormuştu. O vakit, benim bu ankete u Mevkilerinin üstünlüğü sayasinde mukabele görmek tehlikesinden ma, sun kalanlar hiçbir şaman başkası. i incitecek şekilde Jâtife yapmama - 1&trlar, i Kuvvetlinin zayıf karşısında, zen. ginin fak'r karşısında, zekinin aptal karşısında — tabiate ve hakkaniyete karsı berçin oldukları vergi, ellerin. deki silâhi kullanmamaklır, n inen bir otomobil ile tram- vay arasında az kslsin bir çarpışma; vak'ası olacaktı, Hem vatman, hemi otomobil ayni zamanda fren yaptı- Jar ve kazanın önüne geçilmiş oldu. Orada hareketi e eden me mur, vatmanı tekdir etti, Fakat bak. sızdı. Vatmanın memurdan aldığı işaret, yol veren bir işaretti ve vat- man da yoluna bunun için devam etmişti. Âyni işareti ben de görmüş ve ben de çiya Eğer vatman ben olsaydım, ben de öyle yapacaktım. Meğerse, omemurun kasdi başka imiş! Şoförlükten anladığım için, dei- ma, bu seyrüsefer hareketlerine dik- kat ederim, Anlaşılmıyan işaretler. den dolayı, birçok defa bu nevi ka- zalardan kaçmak için seri hareket- İer yapmak bana da vaki olmuştur; hattâ, birçok defa, belki faydası o- Tur diye, arabayı durdurup işaretle- Tin vazıh verilmesi lüzumunu hatır- Tattığım da olmuştur. * Bu küçük hâdiseyi bir mesele İmiş gibi burada zikrediyorsam, bu- nun biz: bir mesele olmasından dolayı di ir. Fakat, bu küçük bâdisenin arkasında koskoca bir bahis vardır ki buna dair birkaç ke- İime söylemek çok faydalı olur. Dünyanın her tarafında seyrüse- fer memurları, vazifelerini, birer or- kestra şefi gibi, bütün ciddiyetleri ve bütün dikkatlerile ifa ederler. Her memleketin kendisine mahsus bir işaret verme usulü vardır; ber memur, bu usul ile hareket eder. En küçük bir iltibasa mahal vermi- yecek şekille muayyen (o vaziyetler alınarak verilen bu işaretler, kanu- nun, cemiyetin, milletin, umum! s€- İâmet ve emniyet namına verdiği e- mirler olarak herkes tarafından dik- katle takib edilir. Bunu bizim me- murlarımız belki bilmezler, fakat, kendilerine öğretmek kabildir, Bir seyrüsefer memuru, vazife sinden çıktıktan sonra istediği gibi yürür, istediği gibi konuşur, ellerile veya gözile istediği hareket- leri yapar. Fakat, vazife başında, muayyen bir usul, muayyen bir üs- lâb dahilinde hareket edecek ve et- rafında hereket eden insanları veya nakil vasıtalarını, değneğinin vucun- da bizzat idare edip hareketi istedi- ği gibi döndürecektir. Bir s-crüse- fer memuru, bütün memurlar gibi, halk otoritesinin, milli otoritenin, millet ve cemiyet kanununun mü- messilidir. Bu mümessil bir âmir de- gil, bir memurdur: Halkın memuru. Ö memur, vazifesini görürken, © memleketin iş görme vekarını, va- gifeye dikkat şiarını, bütün duruşile ve bütün bareketlerile temsil ede- cek ve hetkese bu halile örnek ola- eaktır, Devletin memuru olduğu, polis üniformasını taşıdığı için de- gil, millet namına hareket ettiği ve halkın hareket emniyetini elinde tut- tuğu için, bu işin şerefli, yüksek bir hizmet olduğunu yüreğinde bütün kuvvetile duyacak ve bu duyguyu herkese duyuracaktır. Eksik verdiği ten dolayı vatmanı tekdir e- bu söylenilen şeyin tamamen aksini yapmış olur, * Evet, seyrüsefer memurunun ça- tarzi çok manasi olan bir iş- dir. Çünkü, diğer memurlar gibi o da bir memurdur. İşaret vermekten ibaret olan vazifesini yapış tarzı, yâr ve ağyar önünde, bütün memur- arın vazife görüş tarzlarına nümu- ne olarak telâkki edilebilir. Bilhas- sa, ağyar, mühmel, yeknesaklıktan, usulden ve sistemden mahrum işa- ret tarzını görürse bizim (teşkilât ve tanzimat kudretlerimiz hakkın- da olduğu gibi vazife göre ruhu- muz hakkında da çok fena fikirlere düşebili: 2 içinde bu kadar mühim tarafları bulunan bu meseleyi sene- lerdenberi her zaman gözle takib eder ve bunun kendi kendisine düzeldiğini görmek isterdim. Dok- tor Kırdar, evvelce daha bozuk olan rem doktordan bu mevzwu ele al- masını bilhassa rica ederim, Muhittin Bizgen Lise kadroları görüşüldü Dün şehrimizdeki ise ve muslim mektebleri müdürleri Mgarifte mü - dür Tevfik Kutun riyssetinde bir top. a ğ İçumada Mersin ve iskenderun seferler yeniden başladı Mersin ve İskenderun şileb seler- leri yeniden başlamış bulunmakta- dır. Dumlupinar şilebinden başka Kalkavan şilebine de bu hatta sefer müsasdesi (verilmiştir. (o Kalkavan Mersin elektrik idaresine aid miktar kömür yükile dün Mersine hareket etmiştir. Vapurun dönüşte muhtelif Timanlardan hamule alaca- ği zannedilmektedir. Öğrendiğimize göre Türk şilebleri normal şekilde Mersin seferlerine devam O edecek- lerdir. Sefer için eskisi gibi alâkadar makamlardan müsaade alınacaktır. Vapurların bu hatta yeniden sık sık İ seferlere başlaması cenub limanla- rımızda biriktiği bildirilen | ihracat eşyasının nakli hususunda büyük te- sirler icra edecektir. Dört çeşit nüfus sayımı pulu bastırıldı Posta İdaresinin 20 Teşrinievvel nüfus sayımı münasebetile yeni pul- Jar bustıracağını yazmıştık. Bu hu- sustaki hazırlıklar bitirilmiş ve puk larm baskın da Damga matbaasın- da ikmal olunmuştur. Yeni tahriri nüfus pulları 10, 6, 3 kuruşluk ve 10 paralık olmak &- zere, dört nevidir. Her nevi ayn bir renkte olup desenleri müşterektir. Pulların üzerinde nüfus davamızı tebarliz ettiren temsili bir resim ve bazı rakamlar ve istatistik malümat bulunmaktadır. Çok miktarda tabedilen bu puk lar, ay başından evvel posta mer- kezlerine tevzi olunacaktır. Mahrukat fiatları görüşüldü Dün belediyede, reis muavini Lâtfı Aksoyun riyasetinde bir toplanlı ya, pılmıştır. Toplantıda iktısad, sıhhat işleri müdürlerile, odun tüccarları, or- man mühendisleri, beli başlı mah. rukat tacirleri bulunmuşlardır. Odun fiatları üzerinde görüşmeler yapıl. mış, fiatiarın günden güne ariması karşısında, nark koymak icab edip etmediği tetkik olunmuştur. Toplantı tekrarlanacaktır. Temizlik amelesine zam — Te- mizlik amelesinin kış dolayısile ma- aşlarına beşer İira zam icrasi muta- savverdir. , VEFAT Profesör Ahmed Balik ve diş tabibi Hayreddin Zekinin kâyınpederleri, doktor Nuri Fehminin eniştesi eski yüverlerden Bosnalı bay Nazif vefat etmiştir. Cenazesi bugün ikindi na. mazından sonra Beyamd camisinden kaldırılarak Edirnekapıdaki aile me. zarlığına demedilecektir. Allah rah . met eylesin. İstanbulda sayımın saat 12 ye kadar bitirilmesine çalışılacak Çekmecadeki tren kazasının tahkikatı bitti Dün vilâyette valinin riyasetinde yapılan bir toplantıda sayım hazırlıkları gözden geçirildi, komisyon bir sayım filmi seyretti 20 İlkteşrinde yapılacak olan W-'ması lâzım gelen diğer tedbirler tes- mumi nüfus sayımı için dün vilâyet-|bit edilmiştir. te Vali ve Belediye Reisi Dr. Lâtfi Kırdarın riyasetinde bir | toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda Vali ve Relediys | komisyonu buna göre tedbirler ala- Reisinden başka, nüfus sayımı ko- misyonu azaları, Vali Muavini Ah- med Kınık, İstanbul o mektubcusu Osman Erkin, kaymakamlar ve na- hiye müdürleri de hazır bulunmuş- lardır. Nüfus sayımı komisyonu telsi mektubcu Osman Erkin, yapılan hazırlıklar hakkında izahat vermiş, komisyonun faaliyetini ve devam «- den hazırlıkları anlatmıştır. Yapılan hazırlıklar gözden geçi-| rilmiş, eksik kalan noktalar, alın- dir. Bir katilin attığı bıçak| Hindistandan teneke denizden çıkarılacak Tabla devirmek yüzünden Balık pazarında bir cinayet işlendiğini, rab, Ahmed adında bir kavuncunun, İ Mehmed isminde bir kestaneciyi bı- çakla yazalıyarak öldürdüğünü yaz- maştık. Cinayeti mütenkib hâdise ma ballinden kaçan katil Arab Ahmed, bir müddet sonra zabıta tarafından kardeşi Şevketin evinde yakalan- miştir. Dün Emniyet Müdürlüğüne geti- rilerek ilk sorgusu yapılar katl, Mehmedin kendisine o küfretmesin- den müteessir olarak bu işi yaptığı: nı ve aleti katil olan sustalı bıçağı Haliç sahillerinden denize (attığını söylemiştir. Dün katil Ahmed zabıta memur larının refakatinde bıçağı attığı ye- re götürülmüş, fakat deniz fotınalı olduğundan bıçağı çıkarma ameli- yesi başka bir güne bırakılmıştır. ————— İSTER İNAN, İSTER Ali ve Necib adında on beş yaş, larında iki çocuk evvelki gece Top. kupı mezarlığına girmişler ve me, i sökmeğe (başlamışlardır. Böylece bir kaş mezarın parınaklığını sö. ken çocuklar bunları sırtlayıp gö. i i «Son Postam nın edebi tefrikası: 58 YEŞİL TULUMBA Yazan: Ercimend Ekrem Talu Lâkin Saim hitabına fade Saim: — Entarimi, birkami getirir mi - siniz? dedi; soyunacağım. Peki, Müjgân gecelik bohçasını getirip de önüne koyduğu zaman, onun izlerinde hafif bir duman sezdi. kendine: — Acayip! dedi; hayırdır inşal- ı Saim soyunduktan sonra, çikar - dığı urbalar bohçalıyan karısına, sahibinden. iltifnı E t dilenen suçi dolu mazarlarile köpe uçlu birli — Gitmeyin, canım! Elbiselerimi sonra kaldırırsınız. Kırk yılda bir pe evde kaldım. Benimle otursa - ,Jnıza Genç kadın hayretten hayrete uğruyordu. — Pekil Emredersiniz! Katlanmış bohçayı sedirin öbür ucuna götürdü. Kendi de yerine geç- ti, oturdu. Nesi vardı Saimin bu ge- ce? Evlendikleri gündenberi onun gözlerinde Müjgün bu bakışı gör - memişti, Anasının ölümüne bir dam- la yaş bile dökmiyen, o canada ken- disini ölünün burnunun dibinde tek- i en ağır ke - değil mi idi? İlunanlar hep beraber Alemdar sine- İ masına gitmişler, sarlığın o pormaklır demirlerini! Evvelki gün Küçükçekmecede bir tren kazası olmuş ve hâdise Şa- ban isminde bir arabacının ağır ya- ralanması, arabasının da parçalan masile neticelenmişti. Hâdise adliyeye intikal ederek, müddeiumumi muavinleğnden Re- sad Saka tahkikata el koymuştur. Müddeiumumi muavin, teknik oku- lu munllimlerinden mühendis Nu- rettin Çuhadar, 9 ncu işletmeden üç müfettişten müteşekkil bir heyet kaza mahalline giderek (tetkikatta bulunmuşlardır. Keşif neticesinde raba geçid yerinden geçerken ka- zanın vukubulduğu, bu sirada zeçid bekçisi Ahmedin vazife başında bu- lunmadığı ve hâdiseye sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. Bekçi Ahmed hakkında tahkikat ve takibata giri- şilmiştir. Maarif Müdürü — Maarif Müdü- rü Tevfik Kut, orta mekteb ve lise- lerin muallim kadroları etrafında Vekâletle temas etmek üzere bugün Ankaraya gidecektir. Hazin bir vefat Vefatını teessürle haber verdiğimiz genç doktorlarımızdan Mustafa Hu, Yüsi Gürelin cena. zesi birçok dost- Yarınım iştirakile Haydarpaşa Nü, mune haştanesin... den kaldırılarak namazı Beyazıd camisinde kılın imiş ve Merkeze - fendi mezarlığın, da ebedi metfe, nine tevdi edi . miştir. 189$ te Denizlide doğan Mustafa Hulüsi muh telif hastanelerde çalışmış, usun müd. det de Kaü:köy emrazı sariye gerta- babelinde ve İstanbul Vilâyeti hü - kümet tababetinde bulunmuştur. Meslek ve hususi hayatında her . kese kendini sevdirmiş, güzide ve halük bir cemiyeş adamıydı, Nümune hastanesinde, bütün doktor arka . daşlarının gayretine rağmen maale. sef kurtarılamamıştır. Kendisine Allahtan rehmet diler, İlkederli silesine taziyetlerimizi suna. nz Teşekkür Merhum döktor Mustafa Fulüsi Güreli kurtarmak için candan çalı . şan Haydarpaşa Nümuno hastanesi, in bütün doktorlarına, cenaze me. -asimine gelen ve taziyede bulunan Vali ve Belediye Reisi, sayım işi- nin muhakkak saat 12 ye kadar bi- ürilmesini emretmiştir. Sayım işleri| cak, sayım işini 12 ye kadar bitir- İmeğe çalışacaktır. Fazla memur is- thdam edileceği cihetle, şehrimizde sayım işinin geçen defalar odluğu| kadar uzun sürmiyeceği, saat 12 de olmazsa da, nihayet 14 de hitama ereceği zannolunmaktadır. Toplantıdan sonra, içtimada bu- burada sayım isle- ilm seyretmişler- rini gösteren bi ve jüt geldi Basra yolu ile şehrimize evvelce sipariş edilmiş olan bir miktar te- neke ile Hindistandan jüt mamulâti gelmiştir. Diğer taraftan OBombay ve Kalkütede bulunan birçok firma- lar verecekleri mallar hakkında tekliflerde bulunmuşlardır. Bu eşya meyanında jüt ve jüt mamulâb baharat, koprayağı, deri ve mamul kumaş bulunmaktadır. Türk - Rumen ticaret müzakereleri Ticaret Vekâletile temasta bulun. mak ve Türk , Rumen #lcarel müza. kerelerinin seyri etrafında malüma: vermek üzere Ankaraya giden Ser Berkin, bu akşam oradan hareket ödecektir. Murahhas heyetimiz reisi, nin muvasalatını müteakıb müzake. reler daha faal bir safhaya girecek ve ağlebi ihtimal hafta içinde intaç edilecektir. INANMA! #ürürlerken Bö .; râlüp yakalanmış, dün de adliyeye $ verilmişlerdir. Asliye 4 Üncü cez mahkemesi tarafından muhakeme edüen çocuk tTursızların her Ikisi de 23 er gün hapis cezasına mah. ISTER İNAN, İSTER İNANMA! ütün dostlarımıza şükranlarımızın arzına tavaasutunuzu dileriz. Annesi Kâmile Gürel, hemşireleri Hayriye ve Mediha Gürel, kardeşi Rıza Gürel radı; çeneleri kilidlendi; şakakların- dan soğuk terler sızmağa başladı. Ancak, bu korkuyu kocasına hisaet- tirmedi. Zira hissettirdiği rdird ihtimal daha fena olacaktı, Nefsini zorlıyarak, Saimin peşisira yukarı kata çıktı. Onun odası solda; üstünde idi, Müjgün ise yan tarafta, aralığa bukan küçük odada yatı - yordu. Sofada yanan idare Jâmbaların - dan birini alıp, Saime uzattı. Allah rahatlık versin, efen » küm edilmişlerdir. l i di? Bu geceki vaziyet muhakkak bir şer gizliyondu. Amma, Me)L bugün çok yorgunum, hanım. — Dinleniniz o halde, efendim. — Ne dersiniz? Yatalım artık. — Buyurun.. çıkın, siz. Ben de aşağıda, işlerimi bitiririm, Saim sinirlenir gibi oldu. — Gene mi iş?. Siz de yorgun- sunuz. siz de çıkın benimle beraber, Niçin israr ediyordu? Yatakla - rini ve hattâ odalarını nicedir ayır- mışlardı. Ve bu ayrılıktan, Müjgân| dim! kendi payına memnundu. Böylece,| o Saim lâmbayı alırken, öbür elile sevmediği bir adamın isteksiz neva-İde karısının elini tuttu. zişlerinden, hazır, uzak bulunuyor-| — Yanıma gelmez misiniz? Be- du. Fakat, gayri ihtiyari: «Pekilaİnim uykum yok. Konuşuruz. deyiverdi.. Kalktılar Bu esneda,| o Turtucunun mazlüm gelini, kanlı Müjgünin içine yaman bir korku) gömleğile Müjgünm gözlerinin & - girdi. Bir iki hafta evvel, Aksaray-| nünden bir türlü gitmiyordu. Elini da, bir turşucunun gelinine, kayna-| çekmek istedi. na, güvey birlik olup kıymışlardı. Ol — Yorgunsunuz, istirahat edin. biçare o kadıncağızı da gene böylel — Benim istirahatim sizin yanı- tatlı dille kandırarak, geceleyin, rızda olur tağında uyurken boğmuşlardı. Halinde, tavrında, ifadesinde, ne bu vak'a, Müjgânm aklına ansızın) de olsa bir samimiyet vardı Müj - gelivermiş, içini dehşet bürlimliştü, İgân bu samimiyetin karşında te - cevabda, hülâsaten, bu Işin, yani bancı dil öğretmenliğinin amatör lerinde kaldığını ve halbuki, rimize lâyıkile dil öğrimek istiyor: profesyonel, mükellef muallimler tiştirmemiz iâzım geldiğini şöylel tim. Yıllardanberi müdafaa (eylem bulunduğum bu fikrin nihayet, siğ.Üi duğu Vekiletçe terriç edildiğini mek benim için, şu günlerde rı bir hazzoldu. Fühakika, Maarif Vekâleti, Jerin baber verdiğine göre, Üniversitesinde 'bir ihtısas kursu mayı karar alana almıştır. Burada fransızca, ingilizce ve #İ mansa için şimdilik yirmişer mü yetiştirilecek, bunlar, kursa devami tikleri müddetçe ayda otuzar lirâ ret alacaklar ve tahsillerini Hkımi sonra da memleket dahilindeki # telif mekteblere dağıtılacaklardı” Bu suretle, önümüzdeki birkaç içerisinde, en esaslı bir maarif öğ vamızıri deha halledilmiş oldu göreceğiz. Buna hepimizin, ne kadar sevi” yeridir. Çünkü şimdiye kadar yav cı dil öğretimindeki intizamsızlık, #ayeisizlik ve sistem (insicamaıöi mektebli gençleri, yüksek tahsil pilarına, bu hususta pek zayıf Tak getiriyordu. Hele onların 'çÜ ihtisas yapmak istiyenler, seçti ilim şubesinde malümatlarını Jetmek imkânlarını, ufukları ans Mine münhasır kaldığı için, yorlardı. Mükellef di) öğretmeni yeti, le, maarif yarının gençlerine © kânları hazırlamak ve temin e gibi, memleket irfanına yüksek ve faydalı bir hizmette bul! muş olacaktır. Her dilden yirmi öğretmen, çok bir yey değildir. Lâkin, tam nesile bir Hsan musllimi yetiş nin, buna hem müstald, hem dö ne unsurlar bulup da hakkile mf na çikarmanın bayli güç olduğ” hayli emek sarfını müstelsim b: duğunu hesaba katmalıyız. Her halde, atilan adım, geri © memek şartile, pek mühimdir. VE nun salki her kimse onu tebri$ ona teşekkür etmeliyiz. E. Elsen Cali Çorap çalan bir çocuk hapse mahküm edildi Mehmed Olgu isminde 13 yi da bir çocuk, Kantarcılarda bir # badan bir kutu çorap çalarken i kalanmış ve adliyeye o verilmi ef Küçük hırsız 19 gün müddetle P se mahküm edilmiştir. sn sokak|di kendine: i e | Rami sene | özi 2'i ÇARŞAMBA / İL GÜNEŞ | Şa an TTNSAZ zl as fi ETTE b 5 La & casında bir başkalık vardı, V8 zamanda, bağkalığın sebebini bir türlü yamıyor, istiy "a, | Bir adamın mizacı, buyu birdenbire nasıl değişebilirdi? | — Olur şey değil! Acaba 'X dağda kurt öldü? diye düşün”. işin içinden çıkamıyordu..., gi Canını dişine alarak, Sai Bl kasından odaya girdi, İdare basını, duvardaki höcrenin şöyle yanıma otur. Ne? Saim «senli, benli #X # mağa başlıyordu. Bu, Müjgön”e evlendikleri gündenberi, içter gi zuladığı şeydi. Fakat şimdi 9754 haf geliyordu. Kocasındari “y uğraşmalarına rağmen bir türl dine yaklaştıramadığı o kocam” öyle kopmuş, ayrılmış, kil, Artık onun en tatlı ğ yor, samimiyeti betine gidiy© — Görelim, sonu neye v8 düşüncesile, gösterilen yere Og

Bu sayıdan diğer sayfalar: