m e mazi şe neki mn izniii vi ae laa TL im E Fa e a vam TEK İİ ee ET Deli —.. Pa * ma ile tahakkuk ettirmek kabil "görünce terbiyeli terbiyelir Hergün Rumen - Macar Davasının halli Yazan: Muhittin Birgen i N ihayet, Romanya ile Maca- ristan o arasındaki (o budud kavgam da halledildi. Davanın çsa- sına aid olan tarafını âdil bir şekil de halletmek kolay değildi. İki memleket arasındaki iktilâlı mucib olan topraklar üzerinde ber iki ta- rafın da iddialarını haklı gösterecek sebebler pek çoktu. Meselâ, kendi- sinden alnan bütün topraklar üze- rinde Macaristanın tarihi hakk: var- dı, Bu tarih hakkı, bir yandan, kü- çük, fakat faal ve canı Macarlığın bütün orta tarih devrinde bu top- rakları tedrici surette hâkimiyeti al- tma almasından, bir yandan da ©- nu, Osmanlı imparatorluğuna karşı müdafaa için mütemadi surette kan dökmüş olmasından ileri geliyordu. Hattâ, Osmanlı imparatorluğu dev- rinde, Ulah beyleri, imparatorluğun yazdımlarından da istifade ettikleri halde, Macar asilzadeliğinin müte- madi surette kendi hâkimiyetlerini yapmalarına mâni olamamışlardı. | ; ME ele basi b te malların kıymetleri vetli hak unsurudur. de Buna mukabil Rumenlerin hak-| 7 Ağustos tarihindenberi mer'i Tarı da basit değildi. KendilerinefYet mevkiine girmiş bulunan Al Cihan Harbi sonunda ilhak edilmiş|manya ile ticari mübadelelere mü- olan geniş, zengin, bereketli top-|tedair hususi anlaşmaya göre mem- raklarda büyük bir Rumen nüfusu !leketimizden o ihraç (edilecek yaşıyordu. Bu nüfus kütlesi vakık|21.399.664 liralık emtanın ihraç hiçbir tarafta kâmilen Rumen de-|kiymetlerinin tesbitine başlanmış. Zildi. Fakat, Macarların ekseriyeti) Bu maksadla Alman ithalât bü- | Almanyaya gönderilecek haiz oldukları sahalar mahdud rosu direktörk böyle olan yerlerin muhitlerinde de)leketimize gel, hubu- ene kesif Rumen kütleleri bulunu-|bat ihraç ae yordu. Hülâsa, ihtilâfk | top: İdilecek arpa, darı, yağlı tohumlar, İHitlinde her iki tarafın da . mühim | bakla, nohud ve kaşyeminin fint Bakları vardı. İş böyle olunca bu)rmr tesbit ve bunların toplu olar toprakları ikiye ayırmak, Mecâr ve | mübayaasile alâkadar olmaktadır. Rumen nüfusları arasında bir mü-|Bunların ihracı takarrür eden mik- bedele yaparak, Tunanın bu en si tar: 4.240.000 liradır. zel havzasındaki ihtilâl o berters| Memleketimizden ihraç edilmek. pek icab ederdi. İşte yapılan da'te olan birçok maddelerin ihraç udur. kıymetleri tesbit edilmiş oldı Biz isterdik ki ihtilâf bizzat Ru-İdan, görüşmeler bu Ear e menlerle Macarlar arannda halle-İyinde olacak ve miktarları anlaşıla dilin ve iş bir «kuvvet - hakem*! caktır, müdahalesine kadar gitmesin. Hat:| tâ, daha makulü ve tabiisi, bu ibti-| lâf, hiç olmazsa son beş sene içinde iki komşu arasnda kendiliğinden halledilmiş olmaktı. Fakat, Roman- Asi uu ehir | i sona e sonra e bye mall br e eni | mürekabilen ticari mübadele başlı- için tabii olmıyan kududlar, (ya |Yacaktır. bancı kuvvetlere dayanarak muha-| (o Anlaşmanın Alman hükümeti fazaya çalıştı; buna karsı Maearir.|tarafından tasdik edildiği hakkında tan da kendisi için tabii olmıyan |henüz bir malümat mevcud olma- hududları haricin yardımile geniş-)makla beraber, bu hükümet tara- İetmek ister ekte ısrar etti. Son da-| fından Türkiye Büyük Millet Mecli- kikada anlaşmayı, karplıkl konuş-İsince tasdik edildiği tarihten itiba- İ-İren muvakkaten mer'iyet mevkiine duğu halde iki memleketin hökü- konulması arzusu izhar ve bu teklif metleri bunu da yapamadılar. Birisi | kabul dilmiş olduğundan, ithalât ve çok vermekle itham (edilmekten) gacata başlamak için fiat tesbitin- Diğer maddelerin kıymet ve mik- tarlarmı kararlaştırmak üzere Ak manyadan diğer iki zatın daha gel- miş olduğu söylenmektedir. Fint- tidai maddelerinin ve diğer fiat İlerdir. Bu vaziyet tahakkuk Yağ ve kömür fiatları yarın tesbit edilecek Kömür fiatlarının yüks eltildiğinden ve tartısız satışlar yapıldığından şikâyet ediliyor Nebati yağ fiatlarının yeniden tetkik ve tesbitine dair yağ fabrika- törlerinin tekliflerinin Bat müraka- be komisyonunca yarın bir karara Yağcılar vejetalın yağlarının ip- surlarının yükselmiş olduğunu “İsürerek yüzde on bir zam istemiş-jlıkla satılarak halkın ızrar ettiğilde nazarı dikkati ceibetmektedir. takdirde nebati yağ fiatlarının bir miktar yükseltilmesi zarureti olacaktır. hâsil İedildikten sonra y: ağaç kömürü araf satış fatları da tesbit edilecektir. Sen günlerde şehrin muhtelif semtlerinde bu cins kömür satışl ında ibiikâr yapıldığı iddinları bkâkdlir. Bh azla latanbuili yakan yerlerden arabalarla getirilen kö- mürlerin tartısız ve götürü (O pazor- edildiği Kömür azami satış fiatları tesbit k siki kon- önüne ge trollarla bu hareket Bundan başka yarınki toplantıda İçilecektir. Sinob hapishanesinde | adam ö'düren bir mevkuf müşahede altına alındı Sinob hapishanesinde vukua ge- len bir cinayet dün İstanbul adliye- sine intikal etmiştir, Bir “katil suçundan dolayı Sinob cezaevine sevkedilen Şükrü Fahri, burada gene katilden yatmakta o lan Yusuf isminde eski bir alaceklı- sına raslamıştır. Üstüste iki ayrı ci- İnayet işlemiş bir adam olan Yusuf, İ eski arkadaşından alacağım iste- miştir. Şükrü parayı ödeyemiyeceği- ni söylemiş, Yusuf buna hiddetlene- rek sövmeğe başlamıştır. Bu suretle büyüyen münazan sırasında Şükrü hâmil olduğu bıçağı Yusufa sapla mış ve arkadaşımı öldürmüştür. Fa- kat, Şükrüde bazı gayri ii haller korktu, diğeri de aza razı olmak : e emmek beam Dara | e bel Dz Şal öy eee, da her iki tarafın da çok haklı ok| Resmi daire ve mile: elek yarın açılacak İ Zafer bayramı münssebetile Cuma ünü sabahındanberi kapalı bulu 'diyse bu, orada davanın adetâ pü-|nan resmi daire ve mümaseseler ya yüzsüz olmasından ileri gelmisti İrin sabah açılacaklardır. Üler ne olures elirn, bu neticenin | Bayramı mümasebitle. ara veren istihanlinden memnun olmak İâzm-lorta okul ve Wselerde (talebe keyıd dır. Bu süretle, böyük devletler a-İve kabulile ikmal imtihanlarına ye. yasındaki politika oyunlarında alet| ndan itibaret İN a gl mir | dan biri daha ortadan kalkmış bu- İsneyor. Tarih, Macaristanla O Ro- i aelrçek tayvan kik | aye siyam Sa kişiden #ör ve menfaat yakınlıkları vücude ceza alındı getirmiştir. Eğer iki memleket bum|/ Şehirde mutad kontrollarına de - dan sonra, rında samimi (o ve| vam eden belediye zabılası memur . hakiki bir dostluk tesis edebilirler-(lârı dün de tramvaylara atlıyan 32 se tarihin bundan sonraki inkişafın- | Kişiyi yakalamışlar ve bunlardan ce. da hem kendilerine, hem de başka- |7a almışlardır. Jarma çok faydalı bir rol oynarlar.| Bir otobüs biletçlsinin de durak ha. pıyordu. Nitekim, Bulgaristanin o lan ihtilâfta karsılıklı bir konusm kolayca bir anlaşmaya vâsl ola YEŞİL TULUMBA Yazan: Ercümend Ekrem Talu Nihayet Oo Lângaya sapacak |mizi oturduğumuz yerde bekliyen- yerde, set üstündeki mezaslıkta bul- |lerdeniz. du. — O halde, benimle beraber Ür- küdara kadar gelir misin, Yusuf? Yedibelâ mesafeyi gözüne yedi- rememiş gibi bir hal aldı. — Üsküdara mı? Kim gidecek oraya kadar? dedi. İkimiz gideceğiz, evlâdım. — Ne yapacağız orada? — Paşanin biri sana iş verecek. Yusuf, nasılsa hafif dalgada idi. Eşraftan birinin konağına gelen kö- mürleri arabadan kömürlüğe tayı - akla yorulmuş, mezar taşlarına sır- tmi verip di kte idi, İmamı — Selâmüneleyküm hoca efen- dil dedi. Serseri dari > Ve nleykümündelim, evli!) ST50, ber ii ökmen; binin. Ne yapıyorsun? babacığım. araya girdi Eğerleyim isen, korkarım ki alttarafı çırnık çi- y kar da sen sonra mahcub olursun. — Bugün başka bir işin var mı? | — Yek, yok, olmam. Paşa haz- — Bizim, önceden iş tezgâhladı - riei yölen aldığı görülerek hakkındaj: vetlerinin. vereceği işi sen pekâla | Y. müşahede eden hapishane müdiri| i ve adli makamlar ehliyeti ce- ye za mek için İstanbula sevkine görmüşlerdir. Dün İstanbul adliyesine getirilen krüyü, müddelumumilik isticvab ten sonra müşahede altına a- Üzere, adli tıbba ( sevket- Gazetelerin yazdıklarıma göre i Tramvay İdaresi sabahları erken İ saatlerde Beyoğlu - İstanbul, E- i minönü - Bebek, Sirkeci - Yedi. kule - Topkapı - Edirnekapı ara snda yük tramvayları işletmeğe karar vermek üzere imiş. Sabahın erken ve akşamın geç Hocam, bel — Ne var? — Ben öyle paşalardan maşalar- dan sıkılırım. Onlarla İâf etmesini bilmem, be! Onlar fıyakah konu - gurlar.. ıstılah paralarlar.. .—— Korkma, yanında ben varım, — Hocam! — Gene ne istiyorsan? — Sana bir lâfım daha var.. — Söyle. — Paşan senin; aynı ediverirse, ben içerlei 104 kartırım sonra, Bak, haberin olsun. Ebülhayır Efendinin de korktu- ğu bu idi ya! Yedibelinm aklına hükmetti mi idi, karsısındakinin ne mevkii, ne de yasını başını gözet - mez, ağzına geleni söylerdi. Bir müddeş durdu. düşündü. A- caba bu işten vazgeçse mi idi? Şu menhun mesele kendisini o derece üzmüştü ki, denize düşenin yılana sarılmam kabilinden, artık o da ha- lâs ve rehasını bu kopuktan uma - cak vaddeye gelmişti. o Nazarlarile 'edibelâyı oksamak istiyormuş gibi nin olup olmadığını teabit et-| lüzum ' dileriştir. İSTER İNAN, İSTER İNANMA! Muallim muavinliği imtihanları yarın Üniversitede yapılacak Orta tedrisat müesseselerine mu- allim muavini olmak istiyen mual- lim mektebi ve lise o mezunlarının imtihanlarına yarın Üniversitede baş lanacaktır. Bu sene yalnız fizik, Kimya, tabiiye ve lisan (o detslerine seuallim muavini alınacaktır. Üniversitede yapılacak imtihan- larda muvaffak olanlar 25 lira asli maaşla muhtelif orta okullara tayin edileceklerdir. Bir randevu evi basıldı Süleymaniyede İmaret sokağında 4 sayılı evde oturan Münvver adında bir kadının bir müddettenberi evine genç kadın ve erkekleri kabul ederek fuhuş yaptırdığı zabitaca tesit e - Evvelki gece memurlar tarafından tarassud edilmekte olan bu eve İki kadınla iki erkeğin girdiği görülmüş İve buraya ani bir baskın yapılmıştır. İ Münevver, randevuculuk suçundan bugün adliyeye teslim edilecektir. yem | ISTER İNAN, İSTER INANMA! saatlerinde tramvaylarda izdiha- mn önü almamazken ve bunun önlenmesi için hatlarda fazla a- raba sefere konulmasına imkân olmadığı ileri sürülürken bu ha- berin doğru olabileceğine biz nanmiyoöruz, İakat ey okuyucu sen: — Sen öyle yapmazsın; benim hatırımı gözetirsin, sen. Değil mi, Yusuf? — Dalgada isem, anama süvse ip lemem. İlle, harm, dinim Rabbenâ hakkı için marizine kayanm, bilesin hocam. Şey.. seyin. var mı? — Ondan mı? Bir içimli Deminden de bir sipsi çektim; şim- dilik keyfim tamam, — Havdi, öyleyse gel, gidelim Yusuf evlâdım. Yedibelâ ufak bir tereddüd daha geçirdi. — Bu dediğin iş beleş mi, yok - sa ucunda dünyalık var mı? — Koskocu bir paşa, adama be- dava iş gördürür mü? Tenezzül e - der mi, hiç? Japon sözü Havacılık haftası münasebetile yapılan eğlenceler Evvelki günden itibsren başlıyan havacılık haftası münasebetile şeh- rimizin muhtelif seratlerindeki Ha- va Kurumu şubelerinde toplantılar ve eğlenceler tertib o olunmaktadır. Kurumun Beyoğlu şubesi evvelki gece Tepebaşı bahçesinde | sabaha kadar devam eden eğlenceler yap miş, dün gece de Bakırköy (şubesi Floryada bir Kava gecesi tertib et miştir. Bu eğlencelerin hasılatı ta- mamile Hava Kurumuna terkedil. mektedir. 5 Eylöle kadar devam (edecek olan havacılık haftasında muhtelif müesseseler, bir günlük kezançları- nı Hava Kurumuna teberrü ede- ceklerdi Milli Piyango talihlileri Anil Piyango İdaresinin 30 Ağus - tos Zufer bayramı için tertib ettiği fevkalâde piyangosunun talihlileri ta- ayyün etmiştir. 60000 ira kazanan 798454 numaralı biletin bir parçası İstanbulda, diğer parçası Trahsonda 20.000 lira kazanan 172517 numaralı biletin bir parçası İstanbulda, diğer parçası Fethiyode, 19000 lira kaza. ran 62562 numara); tam bilet Anka- rada, 5.000 Jirn kasanan biletler İs - tanbul, Tursus, 2000 Ilra kazanan bi. letler Kastamonu, Ankara, Bafra, Samsun, İstanbul, Bergama, İzmit; Sivrihisar, 1.000 lira kazanan bilet - ler İstanbul, Zile, Bursa, Edirne, Or. du, Aririn, İzmir; Konya; Eskişehir; Samzun, Lâpeseki, İskenderun, Adana, Zara, Balıkesirde satılmıştır. Askerlik işleri: Son yoklamaya çağırılanlar Bakırköy Askerlik Şubesinden; ' 6 ve bu doğumlularla mua. Mmeleye tâbi yerli ve yabancı eratın ? Eyiti 940 gününden itibaren Oson yoklamalarını başlanacak ve Eyi, - Tün sonunda nihayet verilecektir. 2 — Yoklamalar aşağıda yan'ı gün lerde saat 9 dan 13 e kadar devan edecektir. 3 — Allikadaran nüfus cüzdanlarile san'st ve mesuliyetini tevsik edecek muteber vesaik gösterecek ve tahsil de bulunanlar da okudukları mek - tebden tahsil vesikaları getirecektir. Yoklama günleri Tarihi Pazartesi 2/EyiNŞ40 Cuma eş Pazartesi 9 » > Persembe n » > Pazartesi «>» > Cuma » » » Pazartesi daa Cama gı. aşliş Pavartesi “ Dİ Haydi, Yusufeuğum!, Hay di, evlâdım! Lâtfeyi bırak da, va - kit geç olmadan gidelim, Keyif halinde olduğu için, Yedi belinin © anda şakalaşmağa meyli ziyade — Lâtifeyi bırak, dedin de, ho- gafendi, aklıma geldi. Senin iş ne .İaldu, yahu? Karıyı boşamıyormuş, deli teres, mamazlıktan geldi. Yusufu kolun. dan tuttu; tatlılıkla sürükledi, Cad- deye çıkar çıkmaz rastladıkları bir pavtona bindiler, iskeleye çektir - diler. Üsküdara vardıklarında vakit aksamdı. Ferhad paşa kendilerini bahçesinde, kırptırmakta — olduğu levantinlerin önünde kabul | etti. — Ey! Dünya bu, bubacığım.| Hocaya bir merhaba sarkıtıp, öte - paşam, fukarasından daha gümüş -|kine de anlıyacağı şekilde bir ilti - göz olur bazı defa. — Bu öylesi değil. Göreceksin, nur gibi adam. — Öyle ise ne diye yaşıyor, a -| tertib bir kabadayı diye Nur dediğin mezara yakı -| Öyle misin?. val? fat savurdu: — Gel bakalım, aslan! Bizim Ebülhayır efendi seni bana Eböllhayır efendi bu sözleri duy-) Sözün Tarife gibi adam! | | E. Ekrem Talu C uma günü bana misafir ge len Derdimende, lâf arasın - da, sordum: — Damadın nasıl? Kızının henüz birkaç aylık ko » casını bi ire kendisine batır latan bu swalimden hazzetme, »i işrap eden bir tavırla: Di Bırak, Allahını seversen! de- — Neden? iy de umduğum gibi çık - Fena mi, pek? — Tarife gibi adam! — Tarife gibi mi? — Evet. Hem de her iki mana- sile tarife, Akıl, sır erdirene aşkol- sun! Lâfları birbirini o tutmaz. Bir lâkırdıya başlar, alttarafını la mak için, aktarma arar gibi, kır - imizı ok işaretini takib ederek tâ öbür sayfaya atlamalı.. sonra, ba - karsın: Üç gün, beş gün tıkırında gider; derken #apitiverir. Bekle ki yeni intizama girsin. o Aylardır, evirip çeviriyorum, hâlâ neyin nesi olduğunu anlıyamadım. Bu, onun vapur tarifesine uyan cephesi, Bir de gazino tarifesini an- dirânı var ki, maazallahl., — Kavga, nizâ mı çıkarıyor? — Ta kendisi! İyi bildin! Gün İyok ki damad beyin yüzünden ev- de tedirgin olmıyalım. Hepimiz o - w memnun etmeğe el birliğile ça - ımız halde, ne yapiyor yapı - yor, mutlaka bir hesab fazlası, bir jekstra, bir yüzde on, bir dühulive, bir ekmek - su parası, hasılı bir çe ban başı bulup çıkarıyor. Bir gün İde: «Oh! Elhamdülillâhi Y di saatimiz patırdısız.. gürül! geçti.» diyebildiğimiz yok. — Teeasüf edecek şey, doğru - su! dedim. Şu halde ne yapmak nk yetindesin? — Ne mi yapacağım? Böyle gi- derse, cezaen, bir iki hafta müd - detle evin kapısını yüzüne kapata - cağım! E. Elzem Calu Bir ölümün kavgadan mı, içkiden mi ileri geldiği araştırılıyor İ Evvelki gün Küçükçekmecede Salih ve Ahmed isimlerindeki iki arabacı müşteri almak yüzünden Her ikisi kavgaya tutuşmuşlardır. de gırtlak gırtlağa gelerek yere yu- varlanmışlar, diğer arabacıların mü- dahalesi ile çok sarhoş olan Ahmed evine götürülerek bâdise önlenmiş” tir, Fakat bilâhare rahatsızlanan Ahmed, gece yarısına doğru birden- bire ölmüştür. Hâdise adliyeye (o bildirilerek, müddeiumumilik tahkikata el koy- muş ve cesedi de morga kaldınılmış- tır. Adli Ahmedin ölümünde fozla içtiği içkinin mi, yoksa Salih- Ie olan kavgalarının mı mü duğunu araştırmaktadır. Salih dün müddeiumumi rek, Sultanahmed 3 ncü mahkemesi tarafından sotguya çe kilmiştir. r ok Nişanlanma Emekli binbaşı Hasan Sencerin ke. rimesi Nezihe Sencerle Edirnede ya- ıcı Aymi Yüzilerinin yeğeni doktor stajyer İzzettin Meriç dün nişanlan - maşlardır. Bu münnsebetle ik: tarafın akraba ve dostları dün gece Parko. vede toplanmışlar ve bu sevinç veri. ei hâdiseyi tes'id etmişlerdir. "Temeli atılan yeni yuvaya mükemmel saa - detler dileriz. çaprast ceketile, bir tanesi dü - yük öbürü kalkıp omuzlarile, divan durmuş vaziyette, pek gülünçtü. Göbeğinin ü de bağlı tuttu - Zu ellerinden bir tanesini çözdü, #- Fi bir temenna ederek: — Allah ömürler versin, paşam! dedi. , — Senden bir hizmet istiyece - — Estağfürullah! — Eğer başaracak olursan, © vakit dile benden, ne dilersin? Yusuf ayni © temennayı üçüncü defa tekrarladı. — Sağlığını paşam! Emret. Fethad paşa imamı işaret ede - rek — Bu hocayı sever misin? Yusuf, yan gözle imama baktı. — Severim, paşam, — Öyle ise ona bir iyilik ede “ ceksin. Bunu, ayni zamanda senden