ee Ze Ke ia SON POSTA Kendi paramıza İnanalım Yazan: Muhittin Birgen i 'ngilir bariınotları hakkında İng. tere hükümetinin ittihaz ettiği tedbir weticesinde Merkez Bankası, bunların sabiblerini gişelerine davet etmişti, Evvelki gün, bankanın ka - pıları önünde bir kâlabalık toplandı ve banka gişeleri saatlerce İngiliz M. Tası saymakla meşgul oldu. Bu suret, ie, Merkez Bankasının elinde topla - nacak olan paranın miktarını bilmi. yorum. Fakat, bu miktarın herhalde yüksek olacağı muhakkaktır. Eğer, kara borsanın içini dışma vuran böy- 1e bir davet, bundan bir sene evwd Yükua gelmiş olsaydı, hiç şüphesiz, bankanın elime bugünkünden birkaç misli tasla para geçerdi. Bu, Türk milleti için hapsedilmiş ve eksilmiş bir sermayedir. İşin daha acıklısı şudur ki, bugün serbest piya- Beda üç liraya güçlükle müşteri bula. bilecek olan tw barikmotları, vektile, yedi, sekiz, dükuz ve hatta daha faz. MW Türk lirası vermek suretile teda. rik etmiş olanlar çoktur. Bu suretle, sade mili bir sermaye, İngiliz lira - sinda hapsedümiş değil, ayni zuman.| da bu sermaye, bir senelik bir vukum: fırtınası içinde eriyip gitmiştir. JAN #ervetin bu acıklı sararına mukabil,| bire teselli verecek olan vezne ka - sanç şudur: Yabancı parasına deği), | kendi paramıza İnanmak lâzım gel.| diğini bize bir kere daha öğretmeğe| yarıyan bir ders, Pahah bir ders! Biz bu dersi, yirmi sene içinde İki defa aldık: Cihan Harbinde de İstan- bul rebie, mark, kton üzerinde -bir| #pekülâsyon yapmıştı. Ağır zararlara mal olan bu apekülâsyan, bu defa da İngiz lirası üzerinde tekrar edildi. Nitekim ayni şey dolar üzerinde de yapılmış; hatta, hâlâ da yapılmakta ve bundan bu para oyunundan zarar edilmektedir. * Herşeyden evvel kendi kendimize We kendi paramıza itimad etmemiz Tüzım geldiğini bize bir kere daha öğ Tolan bu ders vesilesile birkaç kelime söylemek isterim: Bir milletin en büyük mili vasfı, kendi kendisine inanmaktır. Kendi kendisine inarenıyan ve kendi kuv - etlerini, ber kuvvetten evvel tut . mayan bir milet, bu asrın «milet. kelimesile anladığı manaya mutabık| Bir camin kuvve: temsil edemez Kendi kendimize inanmak demek| &yni zamanda kendi paramıza da inenmak demektir. Kı a İnanmayan, kendi mill inan Muyor demektir. Bir milletin her sa. büeki kuvveti az ve mahdud ol Bir. Fakot, kendi ker Saran hududu yoktur; meselâ, servet bakımından Türk ve İngiliz millet leri arasında herhangi bir mukaye. ge tasavvura bile imkân olamazken, Kendi kendine inanma bakımından "Türk milleti de İngiliz milleti kadar kuvvetâi olabilir. Çünkü bu, bir du; Bü meselesidir. Servetimiz yoksa" kal nin hikâyesi ile dolu - dur, fakat iki vak'adan bir netice çıkarmayı bilmez. Meselenin ehem- miyeti buradadır. İnsanların çoğunda gösterileni öğrenebilmek kabiliyeti mevcud- dur, fakat öğrendiklerini yerinde tatbik edebilen az bulunur, bir kısım insanların muvaffak olup bir kısmının muvaffak olamama- larının sebebi budur. Okullarda ikmal imtihanlarına yarın başlanıyor Orta okul ve liselerde birinci, ikin.! ci ve üçüncü sınıfların o bütünleme imtihanlarına yarından itibaren baş- Yanacaktır. Orta okulların üçüncü sınıfında bü- tünleme imtihanları 5 Eylüle kadar bitirilecek ve 7 Eytüide eleme imti - banlarına başlanacaktır. Türkçe, ta. bint bilgisi ve matematik derslerin . den yapdaesik eleme imtihanlarında muvaffak olan önlebeler diğer ders- lerden şifahi imtihanlara tâbi tutu lacak, kazananlara orta okulu bitir, me diploması verilecektir. Eleme imtibanlarının sualleri Ma - arif Vekâlelinden gönderilecektir. Ha. siran imtihan devresinde eleme im — tihanlarının birinden bile muvaffak bitmiştir. Her tarafta alınan netice- olamıyan telebe bu devrede eleme im, |ler mükemmeldir. tihanlarının üçüne de girecektir. Liselerin Üçüncü sıralarında bü - leme imtihanları 4 Eyitle kadar alınarak birer asayım bürosun ku- bitirilecek ve 5 Eylfilde lise bitime imtihanlarına başlanacaktır. Lise bitirme imtihanları da 19 Ey./cak, her yerde 1ülde sona erecek, 23 Eylülde derlet Gsunluk imtihanları başlıyacaktır Bütün orta tedrisat müesseselerinde imtihanlar 30 Eyifle kadar bitirie - cek, 1 Birinelteşrinde tedrisata baş, Yanacsktır. Tramvavdan atlıyan 17 kişi cezalandırıldı Emniyet altıncı şube dün şehrin muhtelif tramvaydan atlıyan memurları semtlerinde 17 kişi hak - Uİknda ceza kesmişlerdir. Aynen is- |tiab haddinden fazla yolcu alan ve| müşterilere bilet vermiyen bir oto - büsün şoför ve biletçisi cezaya çarp- tarıİmıştr. Aktör Emin Bellinin 25 inci san'at yılı Sehir Tişatrom san'atkârlarmdan bimiz ve göğsümüz de yok değidir. Şunu da Kişkakenler; Bir za İer mark ve kron ile bu defada İ giz Yirası veya dolarin derece dere Çok veya az zarara w İmanlı para sahibleri #onra da ayni akıbet altı mmkadderdir. Kendi kendil dire bizdede altın fiatları tekrar oynadı. Fakat, yarın sulh olup da bügün Amerikada toplanmış olan al, rdar dünyaya tekrar yayılmaya bas. Tayınca bizim piyasamızda da altın için büyük bir tekerlenme mukad derdir. Parası olin bir vatandaş için bu “İyibile doktor Emin Beli, sen'at hayalının 25 inet yılını doldürmüş bulunmakta. dir. Bu münasebetle san'atkira bir yapılması kararlaştırılmıştı Jübile tiyatro mevsiminin ik ayla - İrmda yapılacaktır. Bir yangın başlangıcı Bülüeede Şekerkuyu © sokağında Makaleye aid 23 numaralı iki katlı ahsab evde dün bir yangın başlangıcı olmuş, ilfalye tarafından genişleme. sine meydan verilmeden söndürül müştür” parçası bir altın madeni taşır. Para. .İmen bu toprak üzerinde işletmenin çaresini bulalım. Watanın her tarafında her toprak «Son Posta» nm edehi tefrikası: 28 ae me e elemeye O C * ELAN (8 irgem YEŞİL TULUMBA Yazan: Ercümend Ekrem Talu Onlar, ciddi bir tavırla soltayı dinliyor, arada sunda, söz- İerini tasdik makamında baş sal - İıyorlardı. İmam yüzlerine bakınca, kendisine şafaat edecek yerde: — Doğru. doğrul dediler. Ebülhayır efendinin terlemesi bir feyezan halini aldı. Ahdülmennan efendi / ifadesine © devam etti: — Talâkınız talâk: ric'i mi? Hoca sustu. Öteki gene sordu: — Talâkı selâse vaki olmuş di yorlar. Hakikat ne merkezde ho - cam? — Bu sunlin cevabı, imamın ven- gi uçmuş dudaklarından bir solak — Evet. Talâkı selâse ile boşa -|kadaslarına hi dım. Bunun üzerine yorgancı Salih a-| praderimiz, her ğa atıldı: — Ya, kaç gündür bir dam al - tında nasıl oturuyorsun, imam e - fendi? Senin gibi bir adam göz gü- re bu haramı işler mi? falanı » yok. Böyle şeylere biz göz yumamayiız. Şu an dan tezi yok, eve haber salacaksın: Hatun evden çıkacak. — İhtiyaredir. Gidecek bir yeri yok. — Yüz yaşında olsa, diş ehli diş &« Bilm Umumi nüfus sayımı hazırlıkları bitmek üzere Öğleye kadar sayım bitirilmiş olacak, radyo, |,, halkı meşgul etmek için zengin bir program tatbik edecek 20 İlkteşrin Pazar günü yapıla - cak olan umumi nüfus sayımının hazırlıkları bitmek üzeredir. Sayı - mın tam mânasile sıhhatle ve ek - siksiz yapılması için bütün tedbirler alınmış bulunmaktadır. Manisa, İz- mir, Aydın, Burdur, İsparta, Eski - şehir, Kocaeli, Kayseri, Adana, An- ara, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ vilâyetlerinin nümerotaj kontrolleri İstanbulda olduğu gibi, İzmirde de şehrin büyüklüğü nazan itibara rulmuştur. Sayım, 20 İlkteşrin Pa - zar sabahı 8 de haslamış buluna - leye kadar ikme line çalışılacaktır. Münakalât Vekili dün şehrimize geldi | Münakalât Vekili Ali Çetinkaya | dün öğle trenile Ankaradan şehri - mize gelmiştir. Vekil O Haydarpasa| garında Münakalit Vekâletine bağ- | hı daire ve müesseseler (o erkârı vel dostları tarafından karşılanmış. mo- #örle Galata yolcu salonuna çıka - tak evine gitmiştir. Münakalât Vekili şehrimizde bir kaç gün kalarak istirahat edecek ve deniz müesseselerinde tetkiklerde bulunacaktır. Taksim gazinosile, “olcu salonu! için getirilen ecnebi garsonlar için, gürüllü koptuğu seralarda, szzam. iarı intişar eden bir arkadaşımız da bir süten maharriri bu gürül tüyü gayri samimi telâkki ettiğini yazarak ayenen şöyle demişti: «İstanbulda, tamamen büyük garb şehirleri çapında medeni bir gazino ve lokamta işleterek müte - hassıs pafron ve garson yokdur. Sebebi basit: Çünkü biz, düne ka - dar, gazinoya deği, mahalle kah. | vesine çıkardık. Düne kadar lokan. tada yemek yemes, eve gelir, yere çömelir, bakır tepsi etrafında par. | maklarımızla yemâk yerdik. Sina. eneleyh modern gasinoculuğun ve Wikantacılığın bizde an'anesi yok , tur. Taksim ve yolcu salonuna ge. — Öyledir. Ve mademki gide cek yeri yoğmuş, imam efendi e-| vinden çıksın. — Herhalde, bütün bir mahalle halkı bu halin böylece razı değildir. Malümunuz ola, hoca! efendi! İ İmam, başını yere eğmis, düşü - nüyordu, Abdülmennan efendi, ar- b ederek: — İhtimal şeye rağmen ayak| lerinden hosnuddurlar. Buyurduk - ları gibi, öfke ile bir hatada bulun- muşlardır. Şeriatimizi” ehli imana her türlü hataları tamir eylemek im- kânlarını verir. o Şayed hâceefendi karındaşımızın el'an ayalinde gönlü | varsa şusbir kaç gün içerisinde ye -| niden karı koca olurlar. Salih ağa ve Hamdi efendi, ikisi birden, softanın rTeyini teyid etti - ler: — Şüphesiz! Nikâhın tazelen - mesi caizdir. fbm İSTER İNAN, İSTER Ebülhayır. efendi!” Radyo idaresi, öğleye kadar ev- lerde kapalı kalacak olan halkı meş gul etmek için, ogüne mahsus fev - kalâde bir proyram (hazırlamakla meşguldür. o Radyo, © ogün akşa- ma kadar bilâfasla (o çalışacaktır. Ayni zamanda, o sayımdan bir kaç gün evvel radyoda sayım hakkında bu mevzu ile alâkadar profesörler tarafından konuşmalar yapılacak - ür 12 ve 16 İlkteşrinde Başvekület istatistik umum müdürü Celâl Ay- bar radyoda sayım hakkımda iza - hat verecektir. Mekteblerde de öğretmenler, sa- yımın. ehemmiyeti, gayesi hakkın - da tnlebelerle müsahabeler yapa - caklardır. Bir kurşun hırsızı mahküm oldu Nurvosmaniye camisi avlusundaki türbenin üstünde bulunan kurşunla. r: sökerken zata memurları tara - fından görülen ve kaçarken yakala. an ssbıkah hirsislardan Cemil Kö . genin duruşması dün üçüncü sulh ee. ga mahkemesinde yapilmıstır. Mah - keme neticesinde hâkim suçu (sabit görerek Cemil Köseyi bir sy on gün hapse mahküm etmiş, suçlu tevkif olunmuştur. İNANMA! | tirilen Romanyalı müstahdiminin | hikmeti vöcudü, bize bu işleri öğ. retmesidir.» İ Ayni muharrir, Romanyah mü. teohasaz (1) garsonların foyaları Jİ man meydana çıkması üzerine dün guninâ yazıyordu: «Görüyorsunuz? Anlaşılıyor, ar. tk. İstanbuldan garson istenili ce Romanyada, garsonlükla alâka. a olmıyan ne kadar boş gezer takı, mi varsa toplamışlar oyetirmizler. ve zanmetmişler ki bu memlekette hiç bir şeyden anlamaslar, olsa yutdururuz.. İlk yazısında bu garsonların hik. meti vöcudünü hiç bir şeyden an. lamadığımıza mtfedeh omuharrirn$ bu defaki yazsile, birincinin taban 5 tabana md olduğuna . pi İSTER İNAN, İSTER İNANMA! bu shvalde emreyle pılan. Zavallı imam gözlerinin ıncıya kadar o kızardı. hulle ya - akına vi Nefsine sının içi altüst olmuştu. Kulakları uğulduyor, #açlannın kıl dipleri sızlıyordu. Abdülmennan efendi mahalle namına ittihaz olunan karan hülâsa tt — İmam efendi hemen ayr çıka- sak. Badehu, mutallakasını yeniden tenkih ve tezviç murad ediyorsa, şer'an muklazi o merasimin ikmali için, münasib bir kimse bulunarak, hatun iptida ana nikâhlanacak. yir mi dört saat sonra da andan boşa- narak eski zevcine rücu edecek. Ebulhayır Efendinin yüzüne dik dik bakıp ilâve etti: — Başka türlü çıkar yolu yek, hocam! Zavallı imam acınacak halde idi. Sükütu ile, verilen kararı mülavaa - tanı ikrar eyliyordu. Yorgancı Salih rak, ek ; ve tatbik etmek & Boğazda bir İngiliz! şilebinde şüpheli bir yangın çıktı Evvelki gece Paşahmhçe ünlerinde ecedena İsimli bir İngiliz şilebinde bulunan mazotların henüz anlaşıla- #ıyan bir sebeble birdenbire ateş a. masile bir yangın çıkmış, çileb yan - mağa başlamıştır. Uzaktan sdeşi gören deniz ilfaiyesi| hâdise mahalline yetişerek ateşin fazla büyümesine meydan vermeden yangını sördürmüştür. Zabıta ve Liman İdaresi hâdise hek kında tahkikat yapmaktadırlar. Saatçi dükkânının damını delip saat aşıranlar mahküm oldular Sıddık isminde bir gencin Beyazıd, da Ali isminde birine aid saatçi dük. İkânına damı delmek suretile girerek, 50 saat çaldığıra ve hâdiseden bir ay sonra yakalandığını yazmıştık. Buçlu, dün cürüm ortağı Ali ile beraber edliyeye teslim edil r. Müddeiumumilik svçluları Sultanah- meri birinci sulh ceza hâkiminin hu. suruna çıkartmış; Bıdık ile Ali plan sorgularını müteskıb tevkif ©. dülmişlerdir. Her iki maznun da sorgu hâkim - Uğine verilerek, haklarında ilk tah - kikat aç ( RADYO | PAZARTESİ 26/5/1940 740; Program, ve memleket saat ayarı, 735: Müzik: Hafif musiki (PL) 8: Ajans haberleri, 810: Ey kadını - Yemek listesi. 8.20 . 830: Müzik: Ha, fif musiki programmın devamı (Pİ) 11290: Program, ve memleket saat a - yan, 1235: Müzik: OPasl (Heyeti 1250: Ajans haberleri, 18.05: Müzik Fani Heyeti o programının devamı 13.20 - 14: Müzik: Karşık program (Pi) 18: Program, ve memleket anat Ayarı. 1805: o Müzik: Oda musikisi (P1) 1840: Müzik: Radyo Caz orkes, trasi (İbrahim Özgür (idaresinde) 119.10: Müzik. 1945: Memleket saat A. yanı, ve Ajans haberleri Müzik 2030: Konuşma. 2046: Müzik: Dinle, yici istekleri. 21.10: Müzik: Beslekâr maları serisinden, 2130: Konuşma (Radyo gazetesi.) 2145: Müzik: Rad. yo Salon orkestrası, 2239: Memleket saat ayarı, Ajans haberleri; Ziraat, Ysham , Tahvlât, Kambiyo - Nukut Borsası (Mat) 2245: Müzik: Radyo Salon Orkestran programının deva - mi, 29: Müzik: Dans müziği (PI) 7025 . 2330: Yarınki program, ve ka. panış, bu hacületi mucib vaziyetini ha letmek maksadile: -— Hulle için münasib kim var? dedi. Benim aklıma birisi geliyor devamına |lânet edecek. edemiyordu. Kafa -|amma., Tellâl Hamdi Efendi sordu: — Kim? — Halızın kaynı. — Deli İdris mi? | — Evet. Beş on para vesir, gön- lönü alırız. Başından geçen nikâlun farkında bile olmadan, alır, boşar. Abdülmennan Efendi itiraz etti: — Caiz değildir. Hulle yapacak adamın reşid ve tamülâkil olması, zifafın da vukuu şarttır. Ebülhayır Efendi kendi ırzına taallük eden bu bahsi şaşkın şaşkın dinliyordu. Salih ağa, taassub gös İteren Abdülmennan Efes: — Aman, Molla Bey! dedi; bu kadar ince eleyip sık dokuma sen de gayri! Tellâl da ayni fikirde idi.. — Evet, mirim! Elverir manı doğru çıksın. iş, kitaba ü du - Sözün kısası Bir oduncu ile Haspihal E. Ekrem Talu ekmil çocukluğumun geç « tiği mahallede bu adam kırk, kırk beş senedir perakende 6- dun ve kömür satar, Dedemin sağ * lığında onun için: — Kış zorlu oldu mu.. kar lâps lâpa yağdı mı, keyfinden, kadayıf yer.. derlerdi, Bütün gün, dükkâmnın kapısının önünde oturur, sattığı metsia ayni renkte olan kapkara çehresinin or - tasında pırıl pırıl yanan bakışlarile, sokağı seyrederdi. Dün, o taraflara nawlsa yolum düştü. Mütehassir nazarlarım etraf” ta canlı cansız herhangi bir öşina a- taşlırırken, o uzak devirden kala kala bir tek onun kaldığını görerek, ikkânından içeriye daldım. — Merhaba, dayıl Çok ihtiyarlamıştı. O cevval ve parlak bakışlı gözler içeriye çök - müş, saçına sakalına kirli bir kat yağmıştı, Her parmağı bir marsık- tan farkuz elile çenesini kaşıyarak, isteksiz isteksiz cevab verdi: | — Merhabal Ayni zamanda, uzun senelerin vermiş olduğu itiyadia kömürlerin yığık bulunduğu tarafa seğirtti ve kalbura davrandı. — Yok! dedim. Alış verişe gek medim. Mahşlleden geçiyordum da, senin hatırını sormak istedim. Ben, falancanın torunuyum. Yüzüme nm yamalak hatırladı, Altrma, kömür tozları tah- talarının içine işlemiş bir iskemle w- zatarak: — Safa geldin! dedi. — Nasıl, dayı, işler yolunda mı? — Yoh! Bu yıl hele hiç iyi değil! — Neden? — Mal gelmiyor. Gelen de İ hak. Neyi kime satacağız, bilemi yorum. İ Çenesi Düştü... ilmaştı. Durmadan ko Oduna bulaştılar nark koyma- ön. Odun dediğin nark kaldı Firesi var bu meredin. Bugün alır- sın, on gün, bir ay sonra kurur, ok kada hafif çeker, zarar edersin. O zaran kim ödiyecek sana? — Şimdi, sen bunları bırak da, bana doğrusunu söyle, dayı: Konu lan bu nark idare etmiyor mu? — Bugünlük idare etmesine e - der, Ve lâkin, yarın.. — Yarın başka, Ben bugün için soruyorum. — Buşün de, doğrusu, bize ke- lan kâr azdır. Nah, bak: Ben hep yıllanmış, kuru odun satarım. O aralık, mostra kısmına tesadüf e der mese kütüklerinin arkasında yi ğınla, ıslak odunlara gözüm ilişti — Daşıl dedim; ya bunlar ne? Adamcağız saf saf, yüzüme bak” — İlâhi, efendi! dedi; okumuf. gün görmüş adam olacaksın: Kuru nun yanında yaz da yanar olduğu * nu bilmiyor musun? 8. le aim TİYATROLAR Raşid Rıza tiyatrosu 26 Ağustos Pazartesi günü akşamı Beşiktaş Haşimbey aile bahcesinde KENDİSİNİN GÖLGESİ vodvil $ perde E. SADİ TEK tiyatrosu Bu gece Beylerbeyi iskele aile tiyatrosunda , AM er siddiyetini biraz daha arttırdı. — O halde beni karıştırmayı8” Giyabımda rie türlü hareket eders€" niz, edin. Tek, benim haberim ol * mamış olsun. — Olur, canım! Üst tarafını sef bize bırak. Ebülhayır Efendi, bu mahalle he; yeti hâkimesinden sâdir olan vecahi hükmün icablarını yerine getirme üzere oturduğu yerden #akoş Kİ kalktı, çekildi. Ötekiler de, mülâ * kalarınm neticesini mahalleliye bi dirmeğe gittiler. ük Ş-. 22 İmamın boşadığı Şayeste Hanım bir gecelik nikâhina alacak ol” müezzinin kaynı Deli İdris mahall€” ce, küçük yaşındanberi adeta zub tanınmıştı. Yirmi boş; yirmi nlö yaşlarına Sil diği halde zekâsı inkişaf “eti bir takın çocukluk hallerinde