Ceyhanda 'Köhtada tütüncülük Mekteb inşaatına | süratle devam ediliyor) Her yl biraz daha inkişaf eden tütünlerin | yeni rekoltesi 100.000 kiloyu bulacaktır | Ceyhan (H — Bundan ön- çe İnşasına başlanan gerek merkez- de ve gerekse köylerdeki ilk mek- sı İnşaatları bir göna ak - meydan verilmeksizin iler - £ İsmekte ve bu mekteblerin müm -| kün mertebe 940-941 ders yılından | © evvel ikmal ve itmamı hususunda| alâkadarlarca azami gayret ve fe - rağatla çalışılmaktadır. Keza ge - genlerde temelleri atılan diğer köy mektebi inşaatları da hızla devam ettirilmektedir, Köylüler ve ihtiyar © heyetleri bu işe dört elle sarılmışlar- dır. Köy halkı, uhdesine tahmil olu-| “man bu milli ve kudsi vazifeyi bi © hakkin ifaya çalışıyor. Beden terbiyesi yenel direktörü Yozgadda Yongad (Hususi) — Beden terbiye. i Cemil Tanerle, ati. nu reisi Hamdi Yozga. Yozgadda beden ter. biyesi nizamnamesı t da vitâyet istişare hey © meler yapmış ve gereler klü tar verilmiştir. mn reisi gençleri topliya » © rak muhtelif atışlar yaptırmıştır cilıkta bura duğunu memr ç nin alâikasını gör zı direktifler vermiş ve gençliğin 4 ra he daha fazla arttırmak maksadile yapılan rieaları verine ge. tireceğini vadetmişt Yorgadda yüzme havuzları ve atiş| poligonu yaptırılmak üzere yerler İn. tibab iş olup büAhare buranın Apşaatına baslı ki Bir amele arkadaşını yaraladı Kınleahamam (Hususi) — K cahamamla Gerede arasında Yaj makta olan Avadan şoösesinde çalış. © makta olan Çamlıdere nahiyesinde © turan yirmi yaşlamnda Talib Çetin minde bir yol emelesi, çadırın ka. psi önünde çifte tüfeğini temizler - ken tüfek birdenbire - ateş almış ve © çikan saçmalar Kizılcaviran köyü 0. den çadıra yirmi otuz hatve kadar| ileride bir ağaç altında uyumakta o, maktadır. | makamlara b “dan Durali oğlu Hüseyin Şenlının vü- tudünün bir çok muhtelif yerlerine İsabet ederek yaralamıştır. e Yarak “ İsmen kaza disapnserine nakledil . miş ve mldavati iptidaiyesi yapıl - dıktan sonra Ankara Nümuns hasta. esine sevkedilmiştir. Cerih hakkın. da tahkikata başlanmiştır. Mardinde akreple . mücadeleye devam ediliyor Mardin (Hususi) — Şehrimiz Akrep İmha cemiyeti, mevsimi dolayısile ak. teplerle mücadeleye başlamıştır. Ge - © çen asne yapılan şiddetli micadele sa. yesinde üç ay içinde 23 binden fazla © krep imha edildiğinden bu yıl akrep- © lerin çok azaldığı memnuniyetle gö - rülmektedir. — Ya, demek ki onun teyze- sinin avinde çalıştınız. Bunun için ne Mehpare, ne de Murtaza isim- İeri bana yabancı (o gelmiyordu. Amcamın evine gittiğim zaman bazan Handanın teyzesinin ço « cukları da oraya gelirlerdi. Bek ki de sizi görmüşümdür. — Farkında d — Ne ise, devam edi — Ona rastladığım gün ce - bimde beş param yoktu. Bu müş- kül vaziyetimden istifade ederek bana para teklif etti ve onun cür- müne şerik olmaklığımı istedi. — Anlaşıldı... Sonra? — O her şeyi evvelceden ta- sarlamış, hazırlamıştı, O gün be- ni evine götürdü, yedirdi, içirdi, giydirdi ve bir hafta kadar her gün bana dersimi öğretti. Çocu - ğun ne zaman doğduğunu, baba - sm kim olduğunu. hangi tarih- te Darülâcezeye bakılmış oldu- ğunu birer birer bana okuttu ve tekrarlattı. Ben de abdal bir ka- dın değilim ya! Onun söyledikle- rini iyice kayrındın, halâ onu hayran bile ettim! o Maamafih, şeytan kız, beni müşkül vaziyete düşürebilecek her noktayı evvek ceden düşünmüş ve ona göre bir program çizmişti. Bunu inkâr ©- dem. Binaenaleyh, benim işim pek kolaydı. Sizin seyahatte bu- İunmanızdan istifade ederek evi- olal nize gittim, Zeynebe karsı bir'an- masajın. ba Kühta (Hususi) metini hı yü biraz daha ilerlemekte ve inkişaf seytini takib etmektedir. B: ta tün eklellerinin sayım 00 © varmış yapılan tahmi tenin 100000 kiloyu b şılmıştır. Dün denecek bir mazide, Kâhta yalnt day ekerdi. Bugün, ti bağ, sebzecilik, meyvacılık, refahını hazırlıyan ve temin mahsullerden bir kaçıdır. Tütüncülüğe yeni başlıyan Kâhta kü; a mamasından 40 dıyaman kazasına gitmekte ve sattığı tütünün paras r kısmını han- larda, yollarda 'harcamakta ve eline geçen paradan geniş ölçüde fayda - laramamaktadır. e Bun başka, KAhtada paranm tadavütünden fay, &n temin edememektedir Tütünler cinslerine ve kaliteli yöre 10-100 kuruş arasında f in eklelleri 2. vurmuslar ve karada si bulundu a köylünün ede esasen İnhisar dan ve depo ittihazıni kullanılmasına müsaid bina mey olduğundan geçen yıllarda hus yan bu ambar açılması teşebbüs , lerinin kuvveden file cıkmasını te menni etmektedirler. Hakikati halde, buna siddetle ihtiyaç da vardır. Cün- kü, Kâhta halkı da bu sayede İş sa. hibl olacaklar ve karanın inkişafı da bunun seyrine tâbi bulunacıktır. Tütünlerin Kâhtada salın alınma, nm, tartım, ve buna munzam olarak da islenümesi halinde, hem malive- ten köylü aleyhine hast) olar Adır mana gitme - dönme farkı ortadan kalkacak hem de köylünün eline da. ha çok para geçecek ve bu hal Kâh tanım kalkınmasına İizmet etmiş o - iscaktır. ü ve Adıyaman Inhisarlar m dürlüğü Me beraber yüksek alâkadar rin Kâhta köylüsünden bu bt yük yardımı esirgemiyecekleri mu . hakkaktır. Kâhta suları tail ediliyor Kaza ve köylerin mevcud sularının “İsinde Kübtada modern Malatva İnhisarlar Basmi.| 1, | İnanlı köyünden Jiçilmeğe salih olup olmadıklarını lamak üzere, pinar kuyu örnekleri Ankarada at E: sü toprak ofisine gönderilmiştir Umumi Meclis bu to) bir ilk o çin 12 bin Hira tahsisat e tasdikden gi hiç bir faaliyet de miştir. Ancak, bu pa k! inşaata tahsis ol: hayırlı işin İmiş, ba Ba müteessir kulu altı dam gibi tek hi bir binava sığın: dır. Gerek öğretmenli cocukların kış günlerinde irtira5 tikleri bir binada, çalışma imkâ münselib olmuş bir durumdadır. İn şaat malzemesinin bol miktanı lundufu Kâhta için varlapcak is, an Önce inşantın başlaması olacak - tar. Köy ensiltüsüne elden Kâhtah köylüler Akcadağda kurulan köy ensi . ne Kâhtadan dört köylü kabul edil dl miş ve Akcadağa tanm köy eğitmen ve öğretmi lan şiddetli ihtiyacini karsıhv lan bu köylü davası da hüki #öksek ve yaratıcı eli dilmiş bulunmakladır. Köylü içindedir. Binaların dışı boyandı. Çalkan kaymakamımız Reşad At 4 ve Belediye Reisi Vehbi Onurun himmetlerile kazada mevcud bütün binaların dişi bovatalımıstır. Muradlıda bir samanlık veahır yandı Muradlı (Hususi) — Muradlının çıkan yangında Ahmet oğlu Hasan Şahinin bir s manlığı ve ahırı yandıktan sonra etraftan yetişen köylülerin yardımı sayesinde ateş söndürülmüştür. Böylece harman vakti köy tamü- mile yanmaktan kurtulmuştur. serinç antı devrş - cek İhtiyaclar Saz Gönende aşçı dükkânlarının ve hanların temizliği Gönenden y ; Buradaki bazı & dük » kânları bir sıraya dizilmiş ve arka kapılarını, şehrin umu- mi helâm bulunan r bir s0- kağa açmıştır. Bu dükkânlar- da yemek yiyenler, helâ ko- kusu ile karşılaşmakta, kap | kaç sinek yut- doyurmanın olmadığını gör - yıkanan yerler de pek pis uğundan bi madan mümkün mektedir. Hele bu düktünların ma- saları altında gezinen pis ke- dileri görenler, büsbütün şa- şırmaktadır. Buradaki bir kısım han © daları, han avluları da te mizlikten mahrumdur. Odalar, haftalarca süpü rülmez, avlular aylarca sü pürge görn bu hanların helâlarına da girmek müm kün değildir. İki bin hanelik koca şehrin, iki tekerlekli, u- fak ve üstleri nçık, yalnız dört çöp arabası vardır. Ma- halleler arası ylarca tan- zifat arabası uğramadığı va - kidir Kaplıcaları o münasebetile bir turist şehri demek kasabayı bu fena manzara - lardan kurtarmak, temizle - mek lâzımdır. . Adıyamanla Kâhta arasında harab bir köprü Kâhtadan yazılıyor: Adı « yamanla Kâhta arasındaki yolda, sellerin tahribatı neti- csainde basit tahta köprü yı - kılmıştır. Uzun bir müdd tir bu köprür kazaya gelen kamyon ve o- tomobiller için tehlike teşkil #tmektedir. Adıyaman hudu- dunda olan bu köprünün bir an önce ve kış basmadan e vel yapılması bekleniyor nan i O Manada Halkevi olan n yapılmaması ( Ürgübde Kızılayın seylâpzedelere yardımı (|) | gençlerinin köy gezileri Adana (Hususi) — Adana Hal- Ürgüb (Hususi) — Haziran ayı içinde kazamızda vuku bulan dolu| miştir. Bu paranın muhtaclara tevzji kurula ve seylâbdan iki köyle kaza merke- zinde fazla zarar görüp de muhtacı muavenet olan yurddaşlarımıza ya: yapılmak üzere Kızılay genel den, bir taraftan Handandan bol para alıyordum, Kazandıkça iş tham artt, Yavaş yavaş Han - dani tehdid etmeğe © başlıyarak ondan aylığım haricinde de para kopardım. — Alâ, mükemmel bir tica - ret yolunu tutmuşsunuz. Bu yap- tığınıza hiç o Ytanmadınız mı? Zeyneb gibi temiz kalbli bir kızı aldatmaktan çekinmediniz mi? — Söyliyeceğim söze ister ini nın, İster inanmayın, Bugün a tık umurumda bile değil... Fakat zayallı Zeynebciğs çok acıyor - dum. Kendisini bilmiyerek | bir kaplanın pençeleri arasına mıştı, Niyetim, biraz para bi tirdikten sonra size müracaat et- mek ve Handanın yüzündeki maskeyi yırtmaktı. — Tabü buna mukabil ben » den de para iyecektiniz. — Siz çok âlicenab bir adam- nız. Bu iyiliğimi elbette mükâ- fatlandıracaktınız. merkezi derhal baş bin lira gönder- in kazamız kaymakamı İhsan Ece- İmişin riyasetinde teşekkül eden ko- İmite köylere gitmiştir. kevi gençleri her pazar elif kö- etmekte ve köylüye Ayni zw yleri | ziyaret müsamereler vermektedir. manda gençler yanlarına aldıkları İnömüne paraşütlerle paraşüt ve pa- tlü düşmanlar hakkında köylüye izahat vermektedir. Şimdiye kadar gençler yirmi ka- dar köy gezmiş, bu mevzularda kâylü ile meşgul olmuştar Adanada gençlik kiüpleri (Hususi) — Adanada k gençlik klüblerine kay- dedilecek olanların sayım 3000 i eçmiştir. Pazar günü şehir stadın- da bir toplantı işine başlanmıştır. Adana «Son Postan pın «dahi tefrikasıi 92 — Hayır, benim (oynadığım oyun bu kadardı. — Çok tehlikeli bir oyun — Doğru... Yalnız. şuna şaşi- yorüm: Siz nasl oldu da kendi kendinize bunu keşfetmeğe mu- vaffak oldunuz. Halbuki ben si- zi bu oyuna cidden inanmış sam- yordum. Kayınvalidenizi hiç bir şeyden mahrum etmiyor, ona is- tediği kadar para veriyordunuz. — İpin ucunu yakalamak size emniyet vermek lâzımdı ... Neyse, bunları geçelim, olan ol du... Şimdi siz bu kâğıdın altı- na imzanızı koyunuz bakalım. Şişman kadın titremeğe ba İadı. ve alçakça — Bu kâğıdı mahkemeye ver- miyeceksiniz ya? — Hayın — Bana söz veriniz. Siz na - muslu ve iyi kalbi ir çocuksu- muz, Size inanırım. — Söz veriyorum, - Peki, öyley»e kâğıdı verin,» Yazan: Hasan Adnan Giz Yurd düşmanı | — Vay alçak, yurd düşmanı vay! Baybars da yerinden öyniş İ köpürdü. ği ak pi hâlâ konuşuyorsur hal. | Senden büyük alçak mi olur irz düş” lmanı köpek! Az daha kendini tutamıyarak na- musunu kirlete: verecekti. İlk köpürmesi geçince ha- İlinden utanmış gibi yüzünü buruş - turarak - Az daha elimden bir kaza çı- k e haykırdı. Alı tü rün şu herifi, yüzünü gör te - , © erkeklerin elinde öle ye lâyık değildir. Artık bir leş gibi yatan Gerek İhâkimini sörükliyerek çıkardılar, O çıktıktan sonra Baybars tekrar Nec- metinle konuşmuya devam etti, — Şimdi artık son bir işimiz kak dı Necmettin. Tabii kaleyi teslim İnlmadan dönecek d Kalenin teslimi artık bir gün me- selesidir sultanım. Ne halkta, ne as- de takat kalmadı. Fatihüddinin kellesini gi bütün kapların açılmasına kA lir ig» — Ben de böyle Necmettin. Buna da muvaffak ola- hım. Her ne dilersen vereceğim Necmettin boynunu büktü. — Evveles de tahriren arzetmiş tim sultanım. Yegâna arzumu bili- yorsunuz. - Biliyorum, Fatihüddinin kızı- nı istiyorsun. Onu cebinde say. Fa- kat iyi bir aşk için iyi bir servet de ister. Sana onu da temin edeceğim. Kız nerede şimdi? — Kalede hir aile yanına sakla- dık. Pekâlâ! Sizi kavuşturmak için, bir an evvel kaleye i soyun ve istirahat girmeli, Sen et Sonra Sevincinden ağzı kulaklarına genci hafif bir baş öle selâmliyarak çadırdan çıktı. * Fatihüddini soydular, üstüne te miz bir eavab giydirerek gayet bü- yük bir çadırdan içeri soktular. Hâ- lâ “dehşet ve heyecandan | titriyen Gerek hâkimi çadıra girer | girmez bir damarı çatlamış gibi olduğu yer de muhlazdı kaldı. Bu sefer korku - dan değil, hayretten bu hale uğra- mıştı, Gözlerini açabildiği kadar 5 rak «deli mi oldum, yoksa öl - düm mü? » diye düşündü. 1 ü tiyordn. Çadırda yarı & melekler kadar güzel en i kız vardı. Elli cennet hur risi, yıllarca beklenen karşılar gibi gayet lâtif gel bize, gel bize» diyerek çıplak kollarını ona doğru uzabiyorlardı. Hayır bu muhteşem çadırda ve seh- har kızların davetkâr bakışlarında ne tehdid edici bir mana, ne de ö- lümü hatırlatan bir iz vardı. Mevzun lar birden lâtif bir bulut pârçası gi- Nakleden;: Muazzez Tahsin Berkand sonra birdenbire gözlerinde kur naz bir işık yandı. — Handan duyarsa derimi yü- zer Şimdi o, fare gibi kapana di — Sakın ona bir şey söyle - meyin. — Ben ağzımı açmam amma «iz onun maskesini o yırtmıyacak masınız? imdilik hayır... benden izinsiz ona bir şey miyeceğinize ve bir müddet için daha Zeynebin annesi imişsiniz gibi hareket edeceğinize dair söz verirseniz, vakti gelince, evvelâ sizi emin bir yere gönderir, on » dan sonra Handanın oyununu a- çığa vururum, Mehpare Hanımın gözleri ya- sardı, dudakları titriyerek Halü- kun ellerine sarıldı: — Ben her zaman sizin iyi kalbli bir insan olduğunuzu söy - lemez miydim.., Ah, ne etüm de daba evvelden kendim gelip size haber vermedim. Handanın mak- yere vurmaktı. S | ondan yüz çevirmenizi ve Zeyne- bi © seymenizi o hazmedemiyor, bundan başka kocasının da Zey- nebi sevmesine tahammül ede - miyor, kiskançlıkla aklım kay - bediyordu. Onun fikrince, siz benim gibi bir kayınvalideyi gö“ rünce Zeynebi | terkedecektiniz, bu sayede Turhan da onu artık görmiyecek ve maksad hüâsil ola- caktı, — Evet anlıyorum... Allaha ısmarladık, Halâk, Zeyneble Turhanın münasebetleri mevzuubahs olur olmaz birdenbire değişmiş, bu pamussuz kadınla daha fozla ko- nuşmamak için derhal şapkasını alıp kapıdan çıkmıştı, O gittikten sonia Mehpare Hanım bir iki saniye olduğu yer- de kalıp inmeğe daldı: Halük, sahte doktor mesele - sinde oynadığı rolden hiç bah - setmemiş, işin o safhasını mesküt geçmişti, Kim bilir, belki de bir gün tekrar o mevzun avdet eder, manadan mana çıkarmağa kal n adamı orada boğu-! |bi ikiye ayrılarak karşılıklı sıralandı İlar. Çadırın nihayetinde bir kapı 8 çıldı ve dört nx hadımın taşıdığı bir sedye üzerind: o çok giyinmiş bir kadın içeri girdi, Fe thüddinin kalbi yerinden oynaiığ onun ateş saçan gözlerini görünce bu tatlı rüyanın feci bir hakikete€ döndüğünü anlayıvermişti. Namu * suna tecavüz ettiği kadın, Baybar * wn karııydı ol Gayet manalı bir tebessümle ba İsmi eğerek: — Safa geldiniz Gerek sultan! İ-dedi- zevkinizi ve kadınları düt İkün bir ihtiyar olduğunuzu bildiğim için size eğlsnceli bir gece hazırla * dım. Haydi kızlar muhterem sultasf eğlendirin! Lâtif kızlar ayaklarındaki takum yaları çıkardılar ve bir su gibi kay” naşarak Gerek hâkiminin o başınsı üstüler. Kendisine eman-t eden b baht bir kadına ellerini bağlatarak tecavüz eden ve Hirlik hukuku nu en rezil bir şekilde kirleten w$ düşmanı, incili takunyaların darbe * alında rbaşna vurula vurul& - korkunç bir yılan gibi ca9 düşünüyorum İy «Perişanlıklarımızın gayesi gö * nülleri birleştirmek içindi? wYavuz Saltan Selim» Fatihüddin cezasını bulduktan sonra Gerek kalesi de teslim oldu: Sabah güneşi çıplak kayaları billâr taşlar gibi cilâlarken Baybars ya" nında karısı sarayın en mürtefi bit noktasında kazandığı şehrin pano * Tamamını seyrediyordu. Gözleri dür manlı ufuklara dalan Baybars kendi kendine: — Gerek, Gerek! -diye mmlda* nıyordu- ümidsizlik ve kederle çık” tım kapılarından bir hükümdar 0 larak gireceğimi düşünmüş müy * düm? Genç kadın yüzünden taşan bif can sıkıntısı ile kocasına yaklaştı. — Sikılyorum Baybars! Artık bu mağmum şehirde bir gün dah? kalmak istemiyorum. O şefkatle karısını kucakladı. Hakkın var Fatma! Bu vzu9 sefer seni çok sıktı, Şurada bir il günlük işimiz kaldı. Şehre bir emif ta ettikten sonra hareket ede * f tiz. Genç kadının saçları — Aşağı, yukarı ki sözüne devam etli: tanat yıktık. Halkı memnun etmek: iyi bir idare kurmak lâzm, Sonra bu sarayda tasfiye edilecek bazı if” İler var, Saray halkının bir kısmınt, azad edip, bir kısmını Kahireye gön dereceğim. Sonra Fatihüddinin kr zi var, onu da. Demindenberi dalgın duran ks” din hayretle başını kaldırdı. — O hiç aklıma gelmemişti. Zey” yapılmış ve kayıdİadımlarla ona doğru vürüyen kız .Jveb nerede, yaşıyor mu? (Arlı war) vazgeçip bütün meseleyi polis€ ihbar ederdi. Bu korku Mehpare Hanımın içine müthiş bir korku verdi ve hemen yerinden fırlayıp eşyala * nnı toplamağa başladı. Ne oluf ne olmaz, buradan sivmp gitmel ve bir daha bu aile efradındat hiç birile karşılaşmamak muvafık olurdu, Entrikacı kadın bu kararını he- men mevkii tatbika koydu ve e “ sasen kendisinin olınıyan ev € “ yasını olduğu” gibi bırakıp sade yükte hfif. pahada ağır eşyalar! çântalara yerleştirdi, hizmetçinin evde olmamasından istiftade ed” rek derhal valizlerini bir otomo * bile koydurup bir semti meçhul# doğru hareket etti. XV Halükun öğle yemeğine ev9 gelme: görünce Zeynebin te lâş ve ürüntüsü büsbütün artmıt ti. Ohun çok sinirli olduğu ve e” den uzak kalmağı tercih ettiği m“ şikârdı. Bu düşünce genç kızı bedbeht etmeğe kâfi geldi. Artık yerinde duramıyor, bir iş göremiyor, bit kitab okuyamıyor, kafese tıkılmıf bir kuş gibi bir pencereden diğeri” ne giderek onun gelmesine intiza ediyordu. Demek ki Halükun ona itimad kalınamıştı, aralarındaki samim dostluk ve karşılıklı emniyet bo “ zulmuş, yerine müthiş bir şüphe