Hergün Fransız politikasının Yeni devri Yazan: Muhittin Birgen — ransa sürprizi inkişaf halindedir. Zaten, Pötain hükümeti, mütareke itemeğe karar verdiği gün, bu smemleke! 'çin yepyeni bir siyaset devrinin başlamış ol. duğu muhakkaktı. O zaman bu sütunlarda yazdığımız bir makalede, Fransanm, kiker iğa dokunur dokunmaz küserek kendisini * mukadderata terkediveren bir kılıç bajığına benzemediğini, mutlaka aktif bir siyasele| doğru gideceğini söylüyordük. Kisa bir za .| man içinde, hâdiselerin inkişaf tars bu gö. > rüşümürzün haklı olduğunu gösterdi. Frunsada bu yeni siyase iyi takib etmek ve onun n “ mak için herşeyden evvel, bu memleketi * fasında vâki olan değismeyt tanımak dır. Kuaca bu bahse bir köz sin . Tarihin bütün imparatorluklarında oldu. u gibi Fransada da iki varlık vardır: Biri, “Fransız milletinin vata heri Prinsa maliye ve germaye üleminir tismar ettiği müstemlekeler Buparatorluğu, “Birinci Fransa, bu memleket içinde asıra . rın yoğurduğu milli bir kültür etrafında “Fransa topraklarına bağlı olarak toplanmış olar Franazların müşterek vatanıdır. Fran, on tarihteki bütün kuvvetleri bu Yat dan fışkırmış ve bu memjeketin,cihan için. de yaptığı inkişst hamleleri de hep”Bü kuv- yanmıştır. İkinci Fransa, büy! ük sermaye i- mefhumile çok karışmış bir mâna ifade eder. Bu sermaye. nin sahihleri arasında Yahudiler mühim bir ık sahibidirler. Yahudiler için, yer Yü. 'zünde henüz vatan mefhumu teşekkül etmiş) iniyor. Eğer bir gün gelir, onlar da bir oprak sahibi olurlar ve orada yerlesirlerse udi imağında da bu mefhum tesek- kil eder ve onun duygusu ve Yahudi kalble. "rin! titretmeğe başlar. Fransa vatanının, Fransıy cemiyetinin ve Pranamlık duygusunun tesekkülleri bakir dan yeni Fransanın tarihini üç devreye ». ırmak kabildir: Rönesans denilen devirde Fransada henüz Pransz milliyeti o teşekkül i” i # elinde İdi. Fransa, Fransız milletinin değil, ns topraklarına sahib olan aristokratla. mülkü idi. Yahudiler için de'aristokrat. lar işim de «vatan» yoktur. Vatan duyru: ancak millet kütlelerinin müsterek kajhle . rinde yanıvan bir duvrndur. Bütün Röne - sans devrinde tedricen Fransız milliyeti te- İşekkül etti. Pransıx halkında bir kütle şuu. İYu. bir mili duveu uyandı. Krallar, nibaret Metin kütle kudretini tanımaya merb oldular İ © Bü derirde Fransa, Pransıların müsterek| İmalları olan bir vatindir. Mi Pransa bu Yalanı yükseltmek, büyütmek, genisletmek ve kuvvetlendirmek irtar İste Pransadaki br yil, ont İne'itere ile karslastı götürmistür Avrunada Kuvveti rim bir rol oynamak Setiven, Avrupa hari - icinde kendisine servet, hazineleri tedarikine sanı bü Pransa, nihavet İngiltere ile mü. wn Nenolson devrine tesadüf estiğin! es bilir. Fakat, bu mücadele o devire nahsus değildir: daha rok evveldönberi, ik, #md tarihinin Merkant'lizm devrinden Wi. m. bu müendele kesafet kesbetmiş b rem. Mim Fronsa ile o zaman, artık kat'i m yette imnaratorink devrine girmis olan İn. tere orasmda, Nanolenn devrinde en #id. ili safhasma eirmiz olan bu mücadeleden nen katl şwrette mağlüb ve perişan ol - “dn. O yaman da İneiltere tınkı geçen harb - 8 venmız ve bu de'ada yanamamış oldu. fa g'M menin ve gizli bir cemberleme politi. kası tefbik etmisti. Naneleon'u. çemberledi Ve mihavet mağlöh etti 1815 den sonra, Fransa, kendisini İngiliz olitikasına teslim etti. Bu politika onu ge- his bir İmneratorluk yoluna götürdü. Fran. #2, bn savede yeniden kendisini tonladı, zen, in oldu, refah gördü. Fakat, tarihte her de. hem kendisini yanan Kuvvetlerin, hem onu yıkacak olan âmillerin yaratıcındır. İmnaratorluk Pransasını yapan kuvvetlerin ın basında, onu yıkacak olan kuvvetler de ekl ediyordu. ınsavı yıkseak olan kuvvetler, «Paris» ıwm #semean yeni bir Fransa yaratıyor. Mhfneii günden güne artan bu Paris im iarateriik Framsasının zengin etiği bir enin «vatanı değil, «Skametgühis ol - (Devamı 4 üncü sayfada) TAKVİM Resimli Makale : , RİNA NN A NŞ v Tİ SN Eski barbde Fransa hariciye nezaretinin başına Alman düş- ile tanınmış olan Deleknsse'yi getirmişlerdi. Yeni nazır ilk günlerde kendisinden beklenen faaliyeti gös- termekten uzak kaldı. Yorgun, çok dalgın görünüyordu, Gü - nün meselelerini anlamadığı zamanlar bile oluyordu, manlığı Dostları onun için: —- Muhakkak hastalanmış olacaktır, geçirir. Dediler. Düşmanları ise bilâkis: — Artık tamamen bunamıştır, ikm nü verdiler. bini sordu! yorum, dedi. a — “Tarihten Fıkralar Özdemir oğlu Osman paşanın eğlenceleri Özdemiroğlu Ozman Paşa, on altıncı ns- rın, sekerlik bakımından, bir harikasıydı. Pek küçük bir yaştanberi de içki kullanır. dı. Zevk ve safastna, eğlencesine, “ güzel izmetkâr kullanmağa fevkalâde düşkün- dü. Bir aralık, 977 de, Yemen vali ayrılarak İstanbula gelmişti. Tuttuğu ko - nakta, her gece, sabahları kadar saz ve 7, banende ve rekkasların kahkaha ve çığlıkları göklere yükseliyordu. Mahalleli toplanıp resmen şikâyet ettiler, Babıâli de, Osman Paşaya rexmen tebligatta bulundu. Fakat kahraman kumandan, bilâkis, ha - nende, sazende, ve rekkasların sayısını art- bırdı, Gece eğlencelerine devam e nun Üzerine, sadrazam Sokullu Paşa, paşaya ikinci bir emir gö | halleliyi rahatsız etmemesi devam etmek arzusunda ise, sur haricinde bir konak tutmasını bildi Osman Paşa eğlencelerinden vazgeçemedi. Sur dışında sadrazamı da fazla gücendirmek istemi « da maiyetini alabilecek Okadar ev yoktu. yordu. Sur dışındaki çayırlarda çadır kur- durttu. Maiyeti ile çadıra çıktı, bu sefer, köçekleri, sabahlara kadar, etraftan. seyre üşüşenlerin gözü önünde oynattı, « Abdülhamidin garib huyları Doktor Şpitser, Abdülmecidin, kardeşi ve velilahdi Abdülâziz hakkındaki düşün- celerini de şöyle naklediyor! «1850 de Giride giderken vapurda bir gün padişah bana şunları söyledi: — Herkes, kardeşimden © korktuğumu, kendisini çok seven halk arasında bundan ötürü yalnız bırakmadığımı, ber yere be- raber götürdüğümü söylüyor. Halbuki ha- kikati bilmiyorlar.Bu çocuk ele avuca sığ - maz. On'u gözönünde bulundurmalı. Se - yahate çıkacağımı haber alır almaz, hid- detinden titriyerek yanıma geldi. Kendisini böyle ebediyen mahpus mu tutacağımı sor- du. Dünya yüzü görmek, müstakbel te - baamı, tanımak, onlara görünmek İsterim dedi. Bu cür'etkârane sözler, başka devir- de, başka kardeşe karşı çok tehlikeli olur- du. Fakat ben kendisine acıdım, yanıma aldım. Mümkün olduğu kadar sevgisini ka- zanmak istedim. Fakat öyle hissediyorum ki, hiç bir lâtüf onu memnun etmez. Her gün başka bir fikre saplanıyor. Meselâ, bu- gün, benimle beraber camiye gitmek İsti- yor, grtesi gün sadrazam olmak istiyor. daha sonra kendisini bir vilâyete vali ta - yin elmemi İstiyor& Beni istiklâlinin ve sal- tanatının düşmanı görüyor.» R. Ekrem ESTER #uu üzerinde konuşuluyordu. Çok okuyan, çok dinliyen, çok düşünen ve üş beş dil bil- diği için boş vakitlerini de radyo makinesinin başında geçiren bir zat bu defn mutadı hilâfına ihtiyata İüzüm görmeden; — Dört sene,'diye cevab verdi. Dinliyenler bu kat'i hük- #nün sebebini sordular, Şöyle söyledi: — «laşiltere şimdi sulh yapn her şeyi kaybeder, her şeyi kaybetmemek için de sulh yapmaktan çekinir, harbe devam İSTER İNAN, İST ğinden | INAN, Bir metliste muharebenin daha ne kadar sürebileceği pev- Perde kurdu Sem'a yaktım.. Bizim radyo ve hektaşi hikâyesi YAZAN Nusret Safa Coşk oku - bi- Gazetelerde duğumuza göre, zim müteveffa | İstan- bul radyosu, tekrar ölemi mevce teşrif €- diyormuş, Allah kısmet eder, başka Tad - yolar.da rahat bırakırsa İstanbulun da se- sini dinlemek mü: kt Bu İstanbul radyosunun faaliyete geçeceği havadisi, ba- na, Ankara radyosunun daha bitip tüken- mek bilmiyen teknik şikâyetlerinden çok. malâm bir Bektaşi hikâyesini Dede, bermutad küskün, ibiği k, heybesinin ve şişesinin dibi boş, derenin ba s9 aşTANDU. ape, killede 1B tane esizn ve esiziv kelimesi kul - Cevab vermiş: — İnsan yapıyorum! Yahu, çamurdan insan olur mu?.. Cevab da nefis. Bektaşi felsefesile tika basa dolu: — Neye olmasın, rızkını vermedikten sonra yap yap salıver, Bilmem, ayni cevabı İstanbul radyosu | için de, şöylece tadil ederek vermek hatalı olur mu? — Sesini işittiremedikten sonra, yap yap işleri. © Ve minelgaraib' Okudum da, hayret ettim. Limanlar u - mum müdürlüğü, yeni memur alacağını ilân ediyor. Hayret! Denizbank mayne çarp - miş gemi gibi paramparça olurken bir hay- K memura yol verilmişti. Gene Denizbank ikiye bölünüp, Denizyolları ve Limanlar umum müdürlüklerine ayrılırken bir kı - sım memurlar açıkta bırakılmıştı, İçlerinden birçoğu vazifeye yerleştirilmeden, evvelâ Denizyolları irntihan açarak memür al - mağa karar verdi. İmtihanlar yapıldı, Bu sefer de.ka di de liman! memur alacak, İn - sanın âdeta bu müessenelerin vazifesi me - mur çıkarip, memür almak mı? diye, kendi kendine #oracağı geliyi Akla gelen ilk fikir şu: Oldu olacak, ikisi de ayni mahi- i SER Bu şekilde iki sene ER —— Delekasse bir gün nazırlar meclisi içtimamda mutadı veç - hile muhavereye karışmıyarak dalgın dururken birdenbire bün- gür hüngür ağlamağa koyuldu. Arkadaşlör atrafısi alip sebe - — Oğlum zabittir. Yaralı olarak Almanların Taşıdığı isim anlaşılınca uğrıyacağı muameleden korku - Delekassenin “dalgınlığınım sebebi “buydu, Fakat hüdise derhal fena hüküm veren insanla vermiyen ara- «nda bir haddi fasıl olarak kaldı. ramen, SER Vem im ne esir düş sonraları geçti. yette birer o müessese, bari Denizyollarında - ki imtihanı kazanan - ları limenlar umum müdürlüğü kabullen -| sin, lâkin akla asıl gelen şudu | Bazı daireler ve kadrolar, liselerin ele-| me imtihanlarına benzedi. Bu hareketler biraz garib gelmiyor mu? © 3 cümlede 18 tane «Siz»: İnsanın kırkından sonra azdığımı söyli - yenler haklı imiş meğer. Nurullah Ataç da İmütemadiyen Kez- bana, Âyşeye ga- zetelerde — âşikane mektublar yazıyor. | Anlaşılan Nurullah Ataç Ayse adlı sev- gilisme abayı pek fazla yakmış ki, 0- na hitab ederken çok heyecanları * yor, Nereden mi an İladım? Nereden olacak? Bakaanıza 8 etüm-| e | | İ lanmış, Maazallah bu hatayı başka yapsaydı İmünekkidi şehir, katline ferman çıkartırdı. © Şar dediğin böyle olur Şa şiiri genç şairlerirnizden biri yazmış: Ne hikmettirbu Yarab, ne güzel! Jolur, Bu hereümerç arasında - dünyada olduğunu. hatırlı - yamamak.. İşte yeni şiirimizin si - hirkâr kudreti, © Bir mahalle yanmak tehlike - sine maruzdar: Dünkü gazetelerden birinde, «Dilekler, şikâyetler» sütununda Kasımpaşalı bir oku- yücu mahallelerinin ahşab oluşundan ötü- ri, civarda bulunan enkazcının tahtayı - Zınlarının küçük bir ateşle tutuşması takdi- rinde bütün semtin yanmak tehlikesine ma- ruz bulunduğunu yazıyor. E.. muhterem rakib okuyucu, şu İstan- bulda yanmak tehlikesi bulunmıyan bir tnahalle göstersene?.. Maşallah, İstanbulda küçük «bir ateşle tutuşmıyacak mahalleler olduğunu zanne - denler de varmi! © Nusret Safa Coşkun INANMA! edecektir, fakat yalnız başına kalmgıtir, Amerikanın yardımı- ru temin etmiye çalışmaktadır. Bunun için bir senelik bir'za - mana ihtiyaç vardır, sonra Amerika hazır değildir, hazirlan- ması için de ayrıca bir senelik bir mühlete lüzum görülecektir. geçecektir. Amerikanm iştiraki ile muha- rebe kızınca işe Japonya müdahale edecektir, o, arada diğer büyük devletlere sera gelecektir. Bu .harebe ise iki seneden 82 bitemez. Yekân dört yıl eder, bu da hesabın asgarisidir...» şekilde umumileşen mu- NMA!.... A Sözün kısası Her yıl âğni dava E, Ekren Talu uğün Temmüzun haftası,. yaz mev- iminin üçte biri şöyle böyle geçti demektir. Bu memlekette, Eylülde yağ « murlar başlar, havalar serinler, günler kıs salır, yazlığa taşın olankır kış tedarik» lerini düşünürler. Böylece, önümüzde yedi, sekiz hafta, yedi sekiz Pazar kalıyor. Civar sahil vapurları. yaz tarifelerini bugüne ka- dar geçiktirdiler.. ve işin daha garibi, bele- diye halâ mesire yerlerinin, gazino ve lo « kastaların, çalgılı ve çalgınz bahçelerin ta- rifelerini tesbit edip de meydana çıkara * madı. Ni Her yıl bu dava aynidir. Belediye ikti- sad işleri müdürlüğü bu işe sarılır, kendin& göre bir tasnif yapar; bu Otasnifs göre bir de nisbet tarheder, daimi vibine arzeyler. Orası, iktisad müdürlüğü- nün noktai nazarın: kabul ettiği takdirde ona göre kararlaştırdığı esası kaymakam « lıklara bildirir; kaymakamlıklar da gene bu esasa göre alikadarlara tebli Alâkadarlar bunun üzerine ta zim ile t ettirirler. Ve nihayet bu rms» anddak tarifeler, ilgili müessesenin göze görünür bir yerine asılır. İşte her nedense; bu uzun o muameleyd mutlaka geç başlanılır. Haftalar gelir ges çer, halk izrar edilir, bunalır, kavga eder, lânet eder, gazinocu itirazlara, şikâ » yelere bıyık “ alından © gi ba « zan » müşteriye — hakaret cavüzde dahi bulunur, kimse: müdahale ife.yoktur, tebliğ edilmem. ki sebeb olsun, Hasılı bir sekli hengâmedir İki hemen yazla beraber bit ma erer. Bu niçin böyledir? o Hikmetinden sual olunmaz. Yaz, resmen 21 Haziranda baş- lar. İlkbaharın. yaza dahil, sonbaharın isâ yazdan haric «olması bu iklimin icabıdır. Bunları herkes bilir. Öyle iken. yaza taallül eden her hazırlığı mutlaka yaz girdikten söyra görürüz. “Bir köre de, bu kötü an'aneden sıyrılsak; eleri vesair tedbirleri kıştan hazırla: ve vaktinde yetiştirsek, olmaz mı? &. em zata Okutma Kurumunun kongresi Türk Ozutmâ Kurumunun senelik kongre. si dün öğleden sonra Darüşşafaka Lisesinde toplanmıştır. Kongrede idare meclisi ve müs fettişlerin raporu okunmuş, Kurum ve Da - rüsşafakanın 940 yılı mali bütçeleri görüşül. müş ve idare meclisinde müddetleri biten 4 azalık. dein yeni intihab yapılmıştır. Müteakiben -miyetler kan na Bö re kurum sna nizamnamesinde yapilmasi Â, eat eden tadilât görüşülmüş ve kongreye ni“ bayet, verilmiştir. Maliye Vekili Ankaraya döndü Bir kaç gün evv şehrimize gelmiş olan Meliye Vekili Fuad Ağralı dün akşamki oks, presle Ankaraya dönmüştür. Vekil Haydar. paşa garında mali müesseseler erkânı o ve ve. tes Türk | dostları tarafından Srhak'an sabaha Bir sual! Harb sahası olan şimali Fransadan milyonlarca köylü ve şehirinin ce. muba doğru akışı İhtiyar mareşal Pe - teni o kadar müztarib etli ki mütare. keyi imzalamasınm sebeblerini izah ©. den matuklarında $ık sık bu faciadan bahsetti, Alman seli önünde birkaç vilâyet halkı kaçıyordu. Manzara acıklı idi. Bozgun korkunçtu. Bütün bu trajedi edebiyatı bol bol harcanarak ağır bir mütareke imza — landı, Muhaceret durdu. Şimdi bu ağır mütarekenin tatbiki faslı başladı. Kâğıd üzerindeki karar- lar bütün Fransayx hükmeden Alman erkânıharbiyesinin nezareti altnda yerine getirilecektir. * Bu Hükümlerin ayrı ayrı mânaları, nı vermeğe lürum yok. Topyekün Fransa özetinden yarganı alınmış bir çıplak adam vaziyelindedir. Bu adam yalnız çiplak değli, açtır, yaralıdır. mücrimdir ve hepsinden fazla ümid - sizdir, Onu kıskıvrak bağlıyan eller - den- kurtulması ihtimali yoktur. ve bn vaziyette hergün etinden, ciğerinden bir lokmanın koparıldığını — görmeğe mahıkümdur. Büyük iilletlerin hayatında bu şe. kil Müşüp. kalkmalar datma olmuştur. Fakat düğmenin sekli gibi ve kalkma, nın ümidi de daima asilâne olmuştur. Birkaç yüz bim sivilin perişan vasi - yette harb sahalarından kaçması bü. tün milletin mukadderatını değişli - resek hir felâket olmadığı gibi böyle tabii * hâdiselerden heyecana düşüp mukavemetini ve ümidini kaybetmek de kuvvetli bir devlet adamı için man, tiki Tamar. Dün birkaç yüz bin mü hacirin perisan haline ağlıyan ihtiyar mareşal bugün kırk beş milyon Fran. sızın eli ayağı bağlı, meçhni âkibele sürüklenip gidişinden müteessir ol . muyor mu acaba?