ereye yapacakları taarruzda dayanacakları esaslar gili ördü ağ 7 Pasvekili Bay Çörçil, ayın dördün. eti ge İZ donanmannın müsadere ha- Tasmnd, önüsebetile, İngiliz Avam Kama- söyle ye beyanâtın sonlarına doğru ya, imdi yekın istikbalden — iğramayı, hattâ memleketin Buna) Börmeği bile bekleme i yea başka, Bay Çörç vetle bahsedeceğim. izi is İZ. i, yüksek mev başlamıştı: “-. İngiltere: i Ye karşı bir i harek dop pbüs edilebileceği günün arifesi Sö'üğumuz memleket için vermek ii kalacağımız harbin O halde arifesin- K İngilterehin, harbin sevk ve iğ yerinden birinci derecede mes'ul Sea yatında Almanların Büyük Britanya adası- la a beklemekte yani Alman- mektedir. 5 taarruzunu mümkün örçilin bu sözlerinin, his tahminlerden ziyade, mütehassısların Porlarına istinad yasından ziyade e pek tabiidir giltereye Alaplı . İn vaki olabilecektir, ik taarruz yalnız Manşin cenub olanmakla kalma illerine karşı tevcih yazdığımız ni 2 ve İrlandad, değe ve batar bilecektir, Fakat eniz filosu, gör- in Ta etmeleri ve bir kâbus rü- bir hakikat ifade eyleme- Hülüsa, pek yakında rın bir taarrız teşebbüsü zamanda Ne Britan EE, ie bir harb malik bulunmıyan Alman- 7 gerece geniş ve büyük ölçülerde bir m hareketini nâsl başarabilir?! suali arşımıza dikilmektedir) Aananlar, zi hamak terebbillerinde donanmaca ve bi 3asa büyük savaş zırklılirınca olan nok sanlarını başlı 0. saklar, Pasbca üç unmurla telâfiye çalışa- 1. Baskın; 2. Bü; ai ği ük ayarda Küçük ve hızlı de- yük fedakârlıkları göze almak Barkın, İngilizlerin beklemedikleri > bü gecede, beklemedikleri Sk si alet çikerabilmekle ve asker çıkan. Kn sahillerine havadan asker in. tam TA Olur. Bunun için ber şeyden evvel bir sükân ve mahremiyetle ve fevke- da, döçpkemmeliyetle her şeyin karan mp özde ve havada evvelden tarazla wiksiz hazırlanmış olması | lâzımdır. Eski elbiseler günün modasına uyabilir Sik olmak için mevsim değişirken yalnız yeni elbiseler yaptırmak kâfi değidir. Gü. 28) giyin, mas - vide kadın herşeyden evvel az mas - Talia Giyinmesini bilmelidir ki her zaman “. giyinmek imkânı elde edebilir. Ge © mevsimden kalanları da ehemmiyetli paizetiz değişiklerle günün modasına > rmak lâzımdır. Ancak bu suretledir ki T SİYİP çıkardığınız kıyafet 5 palet içinde moday; UYEUN Ve $ik görünebilirsiniz DE Bugünkü modelimiz biha i as50 bu hususta işinize yarayabilir. Bahardan hatta geçen yıldan kalma düz koyu renk robunuzun ts. e kumastan bir bolero, bir de ku. 5 sak. a m. oderyeniz or. moda, yepyeni bir edenlere gönderdiği temime şu ew- | iki gün evvel del. İden başka buralarda Alman hızlı ibotlalıı ile denizaltılar İngiltere adasma karşı vaki) gözmemirsenmemlmayiz ÜNE ANE mem Emekli general H. Emir Erkilet «Son Küçük ve hızlı gemiler ve kayıklar, İn- giltereye tanrrızda baş rolü oynıyacaklar dır. Çönkü evvelâ bunların tedarik edil leri ve az zamanda büyük sayılarda i- eri mümkündür. İkincisi bızları ve kü- çük olmaları sebebile vurulmaları güçt Nihayet bunların doldurulup boşalti rı kolaydır. kün mertebe fazla asker topmak cesaretini gösterdiler.» «Londrada oturan devlet memurlar dan, banka müstahdemlerinden, avuka profesör, gazeteci veya müreffeh | bususi varidat sahiblerinden vesair hususi şah lardan ibaret olan bu gönüllü kurtancıl dan çoğu vazifelerini yaparken. hayatlarını kaybetmişlerdir. Bunlardan bazıları kanalı iki veya üç defa geçmek cüretini göstermiş- ler ve yüzlerce askerin hayatını kurtarmış lardır. Hattâ iki banka müstahdemi yalnız üç beygir kuvvetinde hir o motörle . | techiz edilmiş basit bir kayıkla, denizde 48 la-Jsant kalarak, 7 İngiliz askerini memlekete ulaştırmağa muvaffak oldukları haber ye- Eğer yüzlerce küçük gemi, kayık, kotra | rilmektedir.» ve emsali beylik veya hususi vafitalar İn- giltereden Dünkerke koşarak ric'at askerin nakline yardım etmese idiler bura: dan 335 bin kişinin bir haftada ve ateş al tında İngiltereye taşıması mümkün mazdı, Dunkerkten İngiltereye bu derece bü ük sayıda insanın bir haftada naklinin asıl mümkün olduğu hakkında maballin- pan bir İsviçreli haftalık ga teresan b Fakat bu yazmın verdi madan evvel 335 bin diği Dunkerkin o zaman hem top n de bomba atesi altında bulundu- hatırlatmak fay kerk ile Dover arasın düşmanın uçak bombaları, uçak makineli tüfek ve top mermile, yi zete muhabirinin çok ni okudum yağmakin idi. Hun- hücum dolasıyor ve ölüm saçıvorlardı. Asker çıkanlan yerler uçaklardan odövülüyordu. İşte bu 335 bin kişi naklolunmuştur. Simdi, İsviçteli gazetenin anlatışlarına gelelim: 4300.000 den fazla askerin Dunkerk- ten nasıl tuhaf vasıtalarla nakledilmiş ol- duklarını dünya ancak geç ve kısım kısım öğretmektedir. Bu deniz aşım ric'atte bas rolü, belki de yelkenli ve motörlü botlara ve hattâ sadece kürekli kayıklara malik bulunan binlerce hususi şahıslar oynamı lardır; bunlar, ilk imdad işareti nize açılmak ve Alman denizaltıl botlarının tehdidlerine ve Alman uçaklı nnn bomba ve makineli tülek yağmurları- na yağmen, Dünkerkten İngiltereye müm- &den| çük bir kotra sahibi olar ola-! günü, | Başlarımızın üstünde | dahi | alevleri g çetin İrinin gürültülerinden kendi metörümüzün şartlar altında Dunkerkten Dover civarına | sadasını duy «Adı ve sıfatı verilmiyen, motörlü kü- ir İngiliz Dün- kerkten 17 İngiliz askerini İngiltereye nasıl i şöyle anlatıyor: 30 Mayıs ki büromdar çıkacağım bir imle gönüllü olarak derhal hi mete hazır olup olmadığım benden tele- fonla soruldu. Hemen hareket etmek lâzım geliyordu. Bu sebeble, treni | kaçırmamak için, evime bile gidemedim. Yalnız lima yazısısİ nın yakınında ikamet eden kayınbiraderi. birlime haber verebildim Ba kotramla Fransız sahillerine yolla wretle «Hava çok güzel ve deniz sakindi. Bi. zimle beraber her cins ve her neviden, sa yısız gemiler hareket etmislerdi: purları, yarış kotra ve yatları, seyyah mo- torbotları ve hattâ birkaç tar muhrib. uçak homurtuları işitil'yordu. Aksam top sesleri duyulmağa ve ka başladı. U Yolcu va- olörlerinin nlıkta çak motörle- v Birdenbire yanı mızda müthiş bir infilâk oldu. Bir uçak bombasi yakınımızda denize düserek pat- lamıştı, Bunu diğer bombalar takib ett Ben 3 dakikada 11 infilâk saydım ve kot ram bir beşik gibi sallanmaya basladı. On- dan sonra makineli tüfeklerin catırdadık- e küçük çaplı deniz toplarının k yaylımlarını duyduk. İlh..» Devamlı deniz ve hava muharebeleri le, nihayet gece yarınndan biraz evvel gördük. Dunkerk limanı: iki tarafında yanmakta olan balıkçı kövle ri görülüyordu. Ben limanın şimali kumsala doğru dümen kırdım ve 7 Fransız (Devamı 7 inei sayfada) maz. olduk. ansız sahi » | «Son Posta» nın edebi tefrikası: 65 çö Handan sapsarı olmuştu. Hiddetini teessür perdesi arkasında gizlemeğe mu - vaffak olarak mahir bir oyuncu gi künetle mukabele etti: çok teessüf ederim. Halbuki ben ötedenberi sizden hoşlanıyorum. Belki de inanmazsınız amma size hayranım. Siz benden kat kat kat akılı ve metanetlisiniz. Ben sinirlerimin elinde bir oyüncaktan başka bir şey değilim; işte bu yüzden de çok defa istemediği şeyleri yapıyorum ve sonradan vicdan a- zabı çekiyorum, Ah Zeyneb, ben de sizin ibi iyi kalbli ver metin olabilmek için nelerimi feda etmezdim! Söze başlarken sakin gibi görünürken yavaş yavaş heyecanlanmış ve asabının zöfiyetine mağlâb olmu gibi kanane - nin arkasına başım dayıyark ellerini vüzüne kapadıktan sonra ağlamağa baş - Tamaş, — Niçin ağlıyorsunaz Handan? Ha. yır. ben de zannettiğiniz kadar iyi bir in- san değilim; çok defa ben de kalbimden taşan kin ve husumeti güçlükle yenebili- yorum. Handan göz yaşlerile dolu bir sesle cevab verdi: — Siz bana yardım edebilirsiniz Zey- neb. Beni sevmeseniz bile, sizi görmek sizinle ko p derdleşmek benim hasta sinirlerime şifa veriyor. Sizden kuvvet alıyorum. Bunun için beni kovmayınız; müsaade ediniz de size ge- levim... Kıskançlığımın sizi öfkelendir- diğini bildiğim için sk sk buraya gele - miyor ve kendi kendime azablar içinde kıvranıyordum. Zeyneb ona bakıyordu. Kirpiklerinin ucunda parlıyan yaşlarile, sararan yüzü ve yalvaran gözlerile o, cidden samimi görünüyordu. Onun kendisini pek sev - mediğini bildiği halde bu manzara kar- şında Âdeta içine bir şüphe düştü, aca- evinizden IR saat 10 dalı 1 Meraklı geldi: lezzetsiz, hem de esmer olur değil mi? Cevab verdim: — Bilmiyorum merak. — Ben de bilmiyordum amma ediyordum, tesadüfen gördüm ve yedim. — Bir fınnda tecrübelik birkaç ekmek İmi çıkarmışlar? | — Evet evet, bir aya yakın bir zaman danberi Sultanahmed semtindekiler buğdaydan yapılmış ekmek yiyorlarmış da, — Garib şey. i — Merak ettim. Niye, garib şey, de - din? — Ben duymadım da... — Merak ettim, nasıl oldu da duyma- dın, gazeteler de yazınadılar mı? sert — Hayır. Fakat sen nasıl öğrendin? — Geçen akşam Sultanahmedde otu: İbir di mun evinde akşam yemeği ye - dim.. Sofrada bulunan ekmekleri gördüm İesmerdiler, Bir lokma koparıp ağzıma gö- İtüirünce de lezzetsiz olduklarını anlayıver- Yanlışın olacak meraklı, senin söy - n tarzda vasi mikyasda tecrübe ya - pılmış değildir. Hem sert buğdayın ekime- ği lezzetsiz olmazmış. — Peki öyle ise, niye Sultanahmed sem önde satılan ekmekler çok esmer? —r)) — Dostumun evinde, Aksaraydan alın- mış bir ekmekten kesilmiş birkaç dilim de tabağa konulmuştu. O dilimler tabakta çi kolatalı dondurma üzerine konulmuş kay- maklı gibi duruyordu. merak ekmek çeşaleği — Sert buğdaydan yapılan ekmek hem | beledi — Ben de şimdi daha ziyade merak eğe) meğe başladım. Ekmek Çeşnisi şehirde semi semt ayrı olarak mı tesbit ediliyor? — Böyle şey olur mu? Böyle şey olmazsa, ne diye bir il tin ekmeği siyah, bir diğer semtin ekm esmer, bir diğer semtin ekmeği de bem & beyaz oluyor? | ö Alâkadorlar, ekmekleri kı İ miyorlar mı? — ın w — Merak ettim. Ekmek belli başlı gü da maddelerimizin en başında gelmez mij| — Orası öyle. — Mad oraşu öyledir. Ekmek bil kontrol edilmiyorsa diğer gıda maddelerle miz muhakkak hiç kontrol o edilmiyordufy! 4 rol et | | — Merak ettim, müsaade ( edermen telefonu açıp Sultanahmedde oturan des «| tura telefon edeyim. i Sorduklarımj. muşsundur. Cevablarını tek tek tel acağım* "vet gene ayni tarzda esmer ve İeğ Henüz hiç bir makama müracaat ebil miş değiliz. 5 Biz mi müracaat edeceğiz, pereye?. | Günlerce işimden mi kalayım? || Ne yapalım.. günün birinde düzelir Kİ emet Alslüai 4 GÖ Pir genç kadin evlilik hayatına girer # ex hiç beklemediği bir vaziyet karşısında olmaktan şikâyetçi! Neydi, ne oldu? diyor. Benim anladığım, hakikatle olup biten bir şey yoktur Genç kadın hülüsaten şöyle diyor: «Nişanlım etrafımda dönen, arzularımı İanlıyan, çalısan, derhal yapmak istiyen çok İnszik bir genedi Fakat evlenip de kocam olunca birden de. İğişti. Bana sinemadan, tiyatrodan, balodan Pazarları Wkanta nihaye sayfiyeden, plâjdan bahsedeh genç artık ölmüş. Onun yerine arkasında rob dö şambri, röşesinde gazetesini okuyan bir ey efendisi gelmistir... Bununla beraber arasıra gezmi - yor da değiliz. Fakat bunu işte eksik olma . sın, diye yapıyoruz.» Benim anladığım, hakikatte olup biten bir şey yoktur. demistim. Bu fikirdeyim. Genç İVAÇ İZD Nakleden: Muazzez Tahsin Berkand önün belki de tahmin ettiği kadar kötü yürekli olmadığını düşünerek şu cevabi verdi: — Sözleriniz samimi midir? Bana karşı bu dakikada bir komedi oynamıyor musunuz? Handan yerinden kalkarak Üzerine, Zeynebin yanına oturd onun ellerini tuttu ve yalvarm ama etti Çok ıztırab çektim Zeyneb bk tecrübeli oldum. Size bütün İc, bütün kadınlık gururumla yalvaryo- rum; beni alffediniz kardesim. Kocamı elde etmek kadar muhtaç oldu. böyle reddetmezdiniz. — Peki Handan, mademki ihtiyacı - niz var; Halükun burada bulunmumasın- dan istifade ederek size istediğiniz mua- veneti yapacağım, kocanıza karsı nasl bir hattı hareket takib etmeniz Tizım gel- diğini sizinle beraber komururuz. — Ah, teşekkür ederim Zeyneb, de - mek buraya gelmekliğime izin veriyor- sunuz. Dünyada sizden daha iyi kali bir iman olmadığını yemin o edebilii Benden genç olduğunuz halde sizin re- fakatinizden çok seyler kazenacağıma €- minim. Artık eski Handan öldü, bundan böyle sizi seven, sizinle candan dost o- lan Bir kadın var. Göreceksiniz, size yap- tığım bütün şeyleri r birer affettir - meğe muvaffak olacağım. — Artık onlardan obahsetmiyelim; mademki bana karsı lüzumsuz ve hakurz yere cephe almaktan vazpeçtiniz. — Ne iyi kadınsınız Zeyneb. Keşki sizi daha evvel tanısavdım. Size bir iti- rafta bulunayım mı? Bugüne kadar, gü- zelliğim yüzünden böyük ıztırablar çek - öm. Ezkekler bende yalnız maddi bir cazibe buldular, kadınlar beni kıskandı - Tar. Hakiki bir dost bulamadım. Siz de beni kı dıniz mı Zeyneb? kat'iyenl “><. -.. divanın zorla ma de - mu bilseniz beni m, karakterini meydana çıkardığı için Zey- neb ona karşı kalbinde bir acıma duydu ve kendi kendine: «Zavallı mütekebbir ve abdal kadın!» diye söylendi ve Har- dan gittikten sonra uzun zaman onu, ©- nun bayağı hislerini, her vesile ile mey - dana çıkan seviyesizliğini düşündü, Mehpare Hanımın odaya girmesi genç kızı düşüncelerinden ayırdı, — Ne güzel kadın o öyle! Kapıdan girer girmez gözlerim kam, O ne za- rafet, o ne ihtişam! Giydi kendine yakıştırmış doğrusu. Ömrümde onun ka- dar dilber bir kadın görmedim. İnsallah bu arkadaşın sik sık buraya gelir de onu görmek fırsatını bulurum, Zeyneb bu sözleri yarı dalgın bir hal- de dinledi. O, bilâihtiyar Handanı düşü- püyor ve kendi kendine şu suali soru - yord — Acaba sözleri doğru mu idi, yok- sa bana bir başka tuzak mı hazırlıyor? Her ne olursa olsn müteyakkız dav- ranmağa ve beklemeğe karar verdi. Birkaç gün sonra sokağa çıkmıştı. Av- dette Mehpare Hanımla Handam salon- da konuşurken buldu. Mehpare Hanımın şaşkın bir hali vardı; Zeyneb bunu çe - kingenliğine hamletmek istedi ise de Handanın bir tuhaf olduğunu görünce içine şüphe“düştü, Lâkin çok bekleme - den muamma halledildi. Handan yerin - den kalkmış ona yaklaşmıştı. — Zeynebciğim, simdi haber sldım. Mehpare Hanım söyledi. Sizin için pek üzüldüm. Neden bana emniyet edip her ylemediniz? Handanın bu müşfik tavırları genç kı- zın hoşuna gitmemişti. Tereddüdle sor- du: — Mehpare Hanım size ne dedi? — Bana o harikulâde haberi. Sizin anneniz olduğunu söyledi. Nusret Be- yin kızı olmadığınızı öğrenmek sizi kim ir ne kadar sarsmıştı, zavallı yayru - cakl - NÜL İŞL Bir. Alışmak meselesi ALD ) içindeydi. Madâiyattan ve rüyn içinde geçec8 Bini sanarak avunup gidiyordu. Genç kadıği bugün hayatın içine girdi, Daha doğrusğ hayatın eşiğine adım bastı. Yarın inşaltaği bir #ki, üç çocuğu olunen eşiği de atlıyar hayatın tam içinde bulunacaktır. Şimd kendisine belki güç geliyor. O vakit alışa caktır. Bununla beraber dünyanın ine vereceği muvakkat ve nisbi zevklerdeh maji rum kalacağını sanmasın. Mazmafih bu bit histe zevk denilen şeyin ölçüsü ve mahiydğ ti de değişecektir, kaydedeyim. Dün sin, tiyatro, plâj, balo idi. Yarın çocuk mesgagğ lesi olacaktır. Fakat dünkü zevki de yapa bilir, Bu, kendisinin elindedir, Receriktili Bine, program tanzim edip edemeyişine ba hdır, Hülâsa hayalden çıkmıştır. Hakikal doğru yürümektedir, şimdi belki güç gelini takat alışacaktır. İkiz dün hayatın hep da il YEYZE « Bunları £ biliyor mu idiniz ? Popudaki bir cemiyetin mensubları olduğu belli subları bu bürünmekte, malarım ve  lerini böyle maktadırlar. larına girecek bir yabancının onla teş t şöyle dursun in - san olduklarını anlaması bıle çok güçtüi * Tehlikeye karşı müdafaa Korku alâmet i yani kalb diy çarpmaları, titre - mek, gözlerin bü « ire bir m n esi leri, fümesi v udü kı hazır ku ınsan tehlikey müdafaasını göster ren insan tehlikey güstermiyen insundan daha az mar * Çinde yelpaze modası Yelpaze, Avrupaya Cinden gelmi: Zaman zaman Avrupada moda olan yeğ püze İaşımak, Çinde ker zaman için iğ dadır. Fakat Çinde yölpaze yapanlar, İM zamani model değiştirmekte ve yeri üzel ç ” d piy: