Münevverler harbi Yazan: Muhittin Birgen ..£ ie” inlândiya Rusya ile bir harb yaptı. Bu harbin üstünden de epeyce za- man geçmiş bulunuyor. Geçen zaman, ya- pılan muharebe üzerinde objektif bir etüd yapabilmeğe pek kâfi olmamakla beraber, böyle bir etüdü Finlândiyanın münevver muhiti, diğer milletlere nisbetle daha kolay yapabilmek imikânlarına sahib olduğu için, Fin erkânıharbiyesi şimdiden bazı müşa - hedelerini tesbite ve hattâ neşre başlamış- bir. Fin erkânıharbiyesinin yapmakta oldu- ğu bu neşriyat, yeni zaman muharebeleri le ne kadar büyük bir de gitme olduğunu göstermeğe kâfidir. Bir za- mandanberi bu sütunlarda ayni bahse dair barı fikirler ileri sürmüş olduğumuz için Fin erkânıharbiyesinin nesriyatından bah- setmeği, bu bakımdan faydalı görüyoruz. Fin erkâniharbi; in, yaptığı acıklı tecrübelere istinaden vâsl olduğu kanaate göre, yeni zaman muharebelerinde artık pi yadenin harb üzerindeki tesiri çok azalmış- tr, Hattâ Finler bir harbi neticelendirmek bakımından piyadenin doğrudan doğruya oynıyaçak rolü kalmadığına kanidirler, Yeni mubarebelerde nrtik demode ol - muş görünen şeylerden biri'de tüfektir. Fin erkânıharbiyesi, tüfeği a asker için İü- zumsuz bir yük telâkki ediyör. Eğer tüfe - ğin hâlâ oynıyacağı biz rol varsa, Finlerin filerince, bumun hiç olmazsa makinelitüfek olması lâzımdır. Şu balde, bugünkü mu - harebe usullerine göre, tüfek, barutlu silâ- hin icsdından evvelki silâhların mevkiine düşmek derecesine gelmiş bulunuyor de - mektir, Bunlara mukabil, bugünkü muharebeler- de en mühim rolü oynıyan silâhlar, esaslar makineye ve riyaziyeye istinad eden silâh lardır: Tayyare, tayyare toplajı, tanklar ve motörlü kuvvetler. Asıl harbleri bunlar pıyorlar ve neticeleri de bunlar tayin cdi "yorlar. Bundan dolayı da Finler, yeni muhare - benin karakterini ifade içi «münevverlet harbin old iy “lar. Filhakika, harb vanıtalarındaki tekem- mül bu dereceye vannca, harbde maki - ne, motör ve hesab bu derecede hâkim bir "rol oynamıya başlayınca askerin münev - verlik derecesinin de netice üzerindeki te- *siri kolay anlaşılabilir bir hâdiredir, > | Fin erkânıharbiyesinin yaptığı hesablar, başka bir bakımdan da enteresandır. Me - selâ, bugünkü herblerde tahribat erphe -| den ziyade cephe gerisinde oluyor, diyor <| lar. Bu söz, alelitlak söyfenildiği zaman bel | ki yanlıştır. Bunun doğru olması için daha| ziyade şöyle ifade edilmesi icab ediyor: Bugünkü harblerde cephe gerisinde vu gelen zayiat ve tahribat, bundan—evvelki'f harblerde görülenlere nazaran kıyas edile- miyecek derecede yüksektir. Bunun kolay | anlaşılabilir bir bâ olduğunu okuyucu” larımız kolay takdir ederler; çünkü tayya-| Tenin cephe gerisindeki rolü hakkında her-! gün gazetelerde 'okuduklarımız. bizi tenvire | kâfidir, harbiyesinin insan zayiatı hat mt da enteresandır. Bü- tün muharebede Finler 80,000 ölü ver - mişlerdir. Bu se! in ölünün de yalnız yüzde seksen kadan: Viborg hurbinde, ya- ni büyük Rus taarruzuna İ © tin müdafaa esnasında v Fin erkânibarbiyesini. bu harbin münevverler harbi olduğu kanaatine sevke- den sebeblerden biri de bu defaki muha - rebede Fin ordusunun verdiği zayiat, zabit “we küçük zabit miktarına çok fazla olduğu müşahedesidir. Filhakika, bugünkü teknik — vasıtaların harb emasında muvaffakiyetle kullanılabilmesi için zabitlerin o ve küçük| © zmbitlerin oynamak mecburiyetinde bulun- © dukları mühim bir'tol bulunuyor. Onlarda “bu vazifeyi ifa ederlerken kendilerini daha “ fazla tehlikeye atıyorlar ve düşüyorlar, Şu- “nu da ilâve etmelidir ki, bu tehlikeye atış “hüdisesi, side teknik vasıtaların iyi kulla- O nılması ihtiyacından doğmuyor. Milli şaur “denilen duygu, gayri münevverden ziyade münevverde - fakat, hâlis münevverde - © İnküşaf etmiş bulunduğu içindir ki #abitler “ve küçük zabitler kendilerini daha fâzla bir fedakârlıkla ileri atıyorlar. * Bugünkü harb, daha ziyade mistikten #- “zade, riyari bir kafa ve realist bir ruh ile © yapılması icab eden bir muharebe şekli ol- “muştur. Bundan dolayıdır ki Firlerin bu defaki harbe «münevverler harbi» deme- “si gayet doğrudur. Kendisinde riyazi bir 4 teşekkül etmemiş olan bir kumandan, ünkü harb makinesini tam bir sıhhatle tam randımanla işletemez. Ayni suretle, harb makinesinin en küçük bir parçası ©- asker de malik olduğu, fenni, mesleki “bilgi ve umumt surette fenle istinas dere- © cesile mütenasib bir randıman veriyor, Es- “ki harblerde köylülerin, muharebe şildet- e karşı pasif mukavemetlerinin kuv » İf olmasına mukabil yeni harbde de şe- inin ve bilhassa fabrika unsurunun ak- tesiri çok mühim ve müesir görünüyor. neticesi hangi memleketin fabrikasi onun ordusunda aktif kuvvet çok o- arşı yapılan çe-| kum g tir. bir İ hiskı ın İ para , demektir. Bitirmek için şunu da ilâve edelim: M erler harbi dernek, alelitlak Ookuyup ri m ve meselâ şür ve edebiyat sa - Resimli Makale: Fransız içtimaiyatcısı La Rochefoucauld der ki: — Mes'ud insanların karakterlerinde görülen itidal, nâsafet, şefkat, kusuru affetmeye temayiil mütemadi şans silsil, bintlerine verdiği yumuşaklıktan ileri gelir. Kaliforniya Üniversitesi Talebesinin yez fafili | Amerikada Kaliforniya üniversitesi ta- lebesi, erken bastıran sıcaklar dolayısile, artık fakültelerin dershenelerinde imti - lanmayı terkedepek üni versitenin plâjından d lardır. Türlü türlü notları tekrar gözü geçiren talebeler, yaslandı mlelerde arada bir şekerle , günün hararetini bir dereceye ka-| dör dihdirmekte, yemekten evvel ks) yanusun daima dalgalı denizine kendile-| rini bırakmaktadırlar, Bir İngiliz sübayı ile Kobra yılanı İngiliz sübay!, ndistanda şayanı hayret bir kahramanı olmuştur. 5 Bu sübay şimali Hindistanda ordügâh | kurmuş olan bir alayın kuraandanların- dan imiş. Bupalov denilen kır ki ğ bir sedir üzerinde radyo dinliyerek isti- rahat ederken biraz dalmiş. Birdenbire | bir hışırtı duyarak başını kaldırmış ve| müyonun önünde büyük bir kobra yıla- nının başını kaldirarak radyo dinlediğin! görmüş. Bir müddet yıları seyrelmiş Sonra bu yılanın ne müthiş bir mahlük olduğunu bilen sübay onun radyoyu din- lemesinden istifade ederek asık bulunan kılıcını almış ve bir darbede yılanı ikiye bölmüş. e ———— —— hasında marifet gösterenlerin barbi demek değildir. Buradaki münevver, bugünkü tek- nik asrınm münevveri demektir. Bugün - kü teknik asrında ise bir fabrikanın bir üniversiteden daha büyük bir kıymeti ol - duğunu unutmıyalım! 4 DEE Birgen İSTER arkadaşlarımızdan birinde telgraf çıktı. Du telgrafta aynen şöyle deniliyordu: —- «Bulgaristanın Moskova elçisi Toder Hristov hi öle bazı temaslarda bulunmak üzere bugün tayyare ile Sof- yaya hareket etmiştir. Bulgar elçisini Sovyet kariciyesinin bütün yüksek memur- Alman elçisi ve kalabalık bir halk & ları bir kıt'a âsker selâm resmini ifa ederek bando Bulgar ve Sov- yet rarşlarını çalmıştır. Her tarafa Sovyet ve Bulgar bay - iNAN, İSTER iNAN, Evvelki gön «Manidar bir teşyiz başlığı altında muhterem Moskovadan alınmış hususi bir SON POSTA tiyorsunuz? nin ta o yanlarda deği fakat işin Bir adamın hakiki karakterini yanılmaksızın aolamak mı is- Ona işinde muvaffak olduğu, hayatında saadete erdiği za- de, hayatının da tamamen ters git- zamanlarda bakınız, hakikati 6 zaman anlarsınız. SOZ ARASINDA Saba htan sabaha Bir gecelik matem Galib Almanya yedi gün yedi çere bayram yaparken, mağlüb Fransa bu müthiş bozgunan matemi için eğlence yerlerini yalnız bir gece kapatmayı kâ. fi gördü. Pacin büyüktür, Geçen harbdenberi vosyalist, komünist salgınlarile yama 1 bohcaya dönen Fransız demokrasisi hâlâ baygın haldedir. 'Tafihi düşman'arı kırk sekiz saat çalışırken altı saat İş bası yapı bile fazla gören, Majino hattını de nize kadar uzatmak için birkaç va tanperverin istediği tafısisatı vermi yen rejimler halitası, Paris demek vasisi eğlence yerlerini bir. gece ka patmakla kim bitir ne büyük mah remiyete kaflanmıştır. Demokrasinin kâbesi denilen Fran, sa, otekrasinin timsali olan Osmanlı imparatarlağı Kii direkleri çürümüş çadır halinde çöküverdi, 1918 de yedi düşmenin #irâsına nf. rayan Osmanlı imparaterluğunda sa- ray İdaresi hâlâ eski teşrifatından ay. rılmamakta ısrar ediyor, son halife bu yürekler actsı mezbahada selâmhik rem! üfisi yapmak icin yaldırlı salta- mat arabasına binmeğe can atıyordu. Ayni zihniyetin bugün Fransada bâ - kim olduğu görütüyer, Türk willetini o tarihi bozgundan A. tatürk kurtardı. Fransız milleti böye bir halâskâra muhtaodır. Ve tarihte yürüyüş ve yükseliş kemleleri birbiri. ne çek benziyen iki milletin talihleri de ayni istikameti mukadder kıldıysa Fransa bu hamleyi yapacaktır. Yeter ki bizim eski meflâş (o imparatorluk bünyesinde yaptığımız temizliği ya pabilsin? Baskan Cahid ISTER merasim İ rakları asılmıştır. Rusyada biç bir sefire bu kadar apıldığı henüz görülmemi; |Eski Alman Veliahdinin ressam Olduğunu bilirmisiniz? Tiahdin'n resme gayet aklı olduğunu bilir misiniz? oSabık veliahd bizzat karakalem resim yapar. Umumi Harbde, garb cephesinde beşinci Alman orduları kumandan: bulunurken, sk ender bulunan bir koleksiyon ha- Tini ştır. Resimlerin asılları yırtıl - mıştır. Veliahd, babasile birlikte Hölan - iltica ettiği zaman, orada da re niş ve Holandalı çocuklarla, İlerinin ve türkü türlü hayvan resimlerine Burada yaptığı resimlerden Birleşik Amerikada Avrupa şehir isim'eri Birleşik Amerika hududu — dahilinde !birçok şehirlere Avrupa şehirleri isimle- ri konulmuştur. Hem de birkaç defa. . | © Meselâ Nevyorktan * San Fransişkoya İgidörken yolda sıtasile şu şehirlere ras- gelirsiniz; Lizbon, Kanton, Cenevre, Sid- İney!... “Nevyork» hükümeti dahilinde şu şe- hirler vardır: Cenevre, Romu, Amsterdam, Batavya, Trua, Siraküz, İtak, Ayrıca: Madrid, Berlin, Tokio, Kudüs, İ Moskova, Varşova vardır. «Paris» ismini taşıyan tam 22 şehir vardır. Bu 22 Parisin halkı bir tek Pari- sin halkını tutmamaktadır. iNANMA! parlak Hakikâtte muhterem arkadaşımızın böyle ballandıra bal - landıra anlattığı teşyi töreni bir cenaze töreninden ibaretti. üme- 9 Anadolu öja Zira Bulgar sefiri ölmü ının gu telgri Sofya (A.A.) — Bulga' ü, Sofyaya yollanan cenazesiydi. m okuyunuz: ajansı bildiriyor! ! Sun günlerde Sovyet hükümet merkezinde vefat eden Mos- kora Bulgar sefi i teryi etmiş ve | ISTER müteveffa Todor Hristovun simi kralın mümessilleri, hükümet erkânı, kordiplomatik ve i bireok dostler huzurile yapılmıştır.» Yanlışlığın bn derecesine: cenaze mera“ INANMA! Sözün kısası Divânı Lügatüttürk E, Ekr3m Talu BY ük Dil Kururnu, yıllardanberi de- vam eden çalışmalarının bence ilk büyük semeresini, Divânı Lügatüttürk'ün terelimesini neşretmekle verdi. İlmini derin bir hürmetle andiğim Bay, Besim Atalayın Kimmetile milli ütübha- nemize armağan edilen bu mühim eser Türk ülemasından Kâşgarlı Mahmud tara- İfundan hicretin 466 ıncı senesinde, o Türle kültürünü Arablara yaymak maksadile ter- tb olunmuştur. , yani sekiz yüz bu mizin bu paha bi- esinden istifade etmek kimse- nin hatırıma gelmemiş. Hattâ, memleketi deki biricik nüshası, maarif nazırı Em- İrultah Efehdinin 2 bir tesadüf e- İseri olarak ele geçmese imis, onu da, kıy» İmetli birçok miraslarımız gibi yâdellere kaptırayazımışız. Osmanlı meşrutiyet hükümeti Divânı N arabcasıı, yani Lügatı bastır aslını, Bunun tereiime İşini başarmak ancak Besim Atalay gibi bir ülülhimmete nasib olacakmış. İlim ve irfan adına kendisine mitnet beyan etmek bofcumuzdur. Halen, eserin yalnız bir cildi çıkmıştır Müteakih cildleri de tehalikle bekliyoruz. O zaman güzel ve zengin Türk dilinin en sahih kaynaklarından birini elimizde bu- lunduracağız ve bundan elbette çok istifas de edeceğiz. Bu münasebetle, geçen gün Cümhuriyet refikimizin fıkracısı, hâdiseler o arasındaki mutad gezintisinde, oDivânı Lügatüttürkü överken, İisarıızın zen; ine ve ahen-” ine bir misal olmak üzere «Nesimx muka-| bilinde olan «Esik» kelimesi alıyor vet «Eminim ki bunu şairlerimizin, — nasirleri- mizin ve muharrirlerimizin hiçbiri değilse, pek çoğu bilmez.» diyordu. Muhterem meslektaşımın zehabını ken- di hesabıma tashih etmek isterim. Gerçek ten güzel ve ahenktar olan Esin “kelimesi valnız Kâşgarlı Mahmudun lözatinde bu- İunân © derece nadir ve duyulmamış bir kelime değildir. Ve ben, ne #air, ne nasir, ne de hattâ muharrir olmak iddiasında bu- lunmayışıma rağmen, bundan dokuz sene evvel kizme Esin adını verdim ve bu ad o kadar beğenildi ki, gene kızımın okudu-i Zu ilk mektebde, kendisinden küçük iki Esin daha var. Maamafih, sayın meslektasımın da ho- suna giden Bu kelimenin halk İehcesinde bulunmuş ve tarafımdan kullanılmış olma- sı Divânı Lügatütti kıymetine nakise vermez ve onun mültercimine karşı duyda- Fumuz takdir ve sükran hislerinin ifadesi- İne hiçbir veçhile mâni teskil etmez. & Ga Mal nında "Bir şahidi döven ve işkence yapan eski bir jandarma kumandanı 10 ay 20 gün hapse mahküm edildi Birinci ağırceza mahkemesi dün bir işken lendirerek, eski kanda mahxü, , Şile Jandarma ku. vak'asının tabki. Maznun Abdü İmandanı iken katı sira letmek için dö muhakeme olunmak$ı İ. Nakzen görülen duruşma, dün netleel rek, mahkeme suçu ssbit bulmuş ve Abi rezzakı 10 ay 20 gün müddelle hapse mah «, küm etmişt ng Alarm tecrübesi iyi netice vermedi in saat ön birde yapılan âlarm tderii « besi iyi netice vermemiştir. On dört elek- trikli, kırk bir elle mütehârrik alarm düdi ğünün kâfi miktarda ses çıkarmadığı gö - rülmüş, düdüklerin çoğultılmasına karat verilmiştir. bazı açıkgözler fenni evsafı hair İ olmıyan düdükleri. alarm düdüğü diye hal. ka satmaktadır. Bu gibiler hakkında emni- yet müdürlüğü takibata geçmiştir. İlk arpa mahsulü Eskişehir 25 (A.A.) — Bu yılın ilk ar- İ pu mahsulü borsaya gelmiş ve tüccarlar &- İranda mutad törenle satılm Yeni yıl İ mahsulümüzün geçen yıldan iki misli fazla İ olduğu anlaşılmaktadı 274 öğretmen birer derece terfi | ettirildiler Maarif Vekâleti geçer Eylül devresinde sk kazânan, fakat kadro vaziyeti le terffleri yapılamıyan Orta tedrise$ etmenlerinin terfi listesini hazırlamış ve ara Röndermiştir. Vekâlet orta ted. #menlerinden 274 tinü birer derec8 terfi ettirmiştir. Bu miktar içinde üç öğrel menin maaşi 90 liraya çıkarılmıştır. Diğer - leri de 30 : 00 lira arasında muhtelif dere- celere terfi, etmişlerdir. Terfi eden öğretmenlerin 129 den fazlasi şehrimszdeki orta okul ve liselerde vazife görmektedirler. Bu öğretmenler önümüzde - ki Temmuz başından itibaren terfi ettikleri