19 Mayıs Almanyanın askeri Ku ört kudreti Sonsuz Onlar da €çen sene Eylül ayında Alman - Jer, 34 milyonluk Polonyanın 20 Vücude getirmeğe uğraştığı koca Bular yu üç haftada parçalıyarak boz- babi © sir ettiler. Bunun başlıca se - b üçak kuvvet ve teşkilâtının Ak ti, “kine nazaran, kemmiyet ve key- Yetçe Yılda * zirhlı fırkaları karşısında hiç bir iş gö 'meleridir. Alman uçuk filoları mü » benin daha ilk günlerinde Leh uçak Yan ve üslerini tahrib ettiler ve Le- in havasına tamamile denecek su - * hâkim oldular; ondan sonra da, Lek “unun cephelerini yaran. kanad ve lerini saran seri ve zırhlı Alman tü- lerinin önünden uçarak bütün Leh hu, velet ve mânilerini bomba, top ve . Ütüfeklerile | bertarat ettiler. Ak hava kuvveti ayni zamanda Leh or- beke wn gerilerinde bütün muvasala şe - bin, << VAsıtalarını bozmuş olduğundan bek süratle ve külliyetle takviye olun- “imkânların da setbedebilmişti. Bu- , #ükabil, Leh ordusunda kâfi uçak, u- Müdafaa topu, tank ve tank müdafaa üre Pu olmadığından. elhasıl Leh ordusu) wn uçak ve tank ordularile harbet- > Asla hazırlanmamış bu'unduğun - , ağlüb ve perişsi'oldu ve neticede İstan taksim olundu. Almanya bu zaferden sonra sulh iste | İakat bu sulh mâülesef mümkün ola $di. Belki okuyucularım unutmamışlar. an zamanlar böyle bir su'hü bu a 5 iz çok müdafan ve iltizam etmiş- © “&histanın makul etnografik hu - vuağ içinde müstakil bir devlet teşkil rika Çeklerle Slovaklara istiklâl ve. kğ ertile.. Böyle bir sulh, muvakkat e » Avrupayı nfhayet su'he kavuş- tı; fakat olmadı. ümanlar Lehistan harbinden Dani - > Norveç seferine kadar son harb NU ie yapmak “için tamam 6-7 2 öte, ik oldular ve bu müddet zarfında a sadi uçak, zırhlı otomebil ve zırhlı > #rubası yaptılar, ve yeni tümenler SUde getirdiler; hem de bu müthiş hark Bal teşekkülleri Leh seferinden a- ki 'evkalâde derslerle tekemmül et - mek şartile. > Fin harbine müttefikler müda - ma <demedikleri için Almanlar da uzak i lar ve mütemadiyen hazırlarıdılar 0S - Pin gulhünden sonra, Ruzveltin Vrupa sulhüne tavassut edeceği ve hususta Bay Mussolininin yardımın: in Stifade olunacağı çok söylend! Fa Ussohini «Ben su'h tellâk değilim» seslehdi ve Brenner o mülükatında agi harb konuşuldu. Ruzveltin eleisi, Amerikaya döndükten son- ha, Tülhten çok bahsedildi ve çok ye - koy, ©zildi; fakat bunlardan hiç bir şev adı. Çünkü muharibler dövüşmeden İble mağlüb be'li olmadan barış Ün değildi, hind korkunç fırtınaların kopara- Yi idi, Bay Hitler, barbi 1940 kısın ıç bitirmek istiyordu; amma na- e, © Nerede? Bu malüm değildi Bazı Majinoyu yaracak diyorlar, bazıları İkanları istilâ edeceğini zannedi - Mr. İşte bu. basın ve Tağyn süne“ iy? siramnda “bir gün Almanlerin ş,, afili bir vapuru Norveç kara sö- 4 ve Narvik demir nakliyat yolun- İngiz imühribinin tasrruzuna uğ- Pir müddet Sönra, 3 Nisanda müt - > Norveç kara sularına mayn dük- Ertesi gün, yani 9 Nisan sabahı, Ai- aj Danimarka ve Norveç sahi'lerini N Ve #yni zamanda işgale koyuldu- ) bu muazzam işi, müttefiklerin de akimiyetine ve uçak filolarının faa- e rağmen bir tek-günde becer- ka vkalâdeliğini gösterdiler. hi, tefikler Norveçi kurtarmak içimde havafilolarını Norveç sâhillerine, Ye da ia aşı Pek az olması ve Leh ordusunun , UL Süvari tuğaylarının Alman seri) bir had tanımak ve bir Yerde bitmek mecburiyetindedirler. mm YAZAN erman Emekli general H. Emir Erkilet “ Son Posta ,, nın askeri muharriri Skajerak boğazına ve İskandinav hava -| larına sürdüler; hattâ Narvikteki Alman muhrib filosunu tahribden sonra bunun civarile Namsos ve Andalesnese asker Çı- kardılar. Fakat Alman donanmasının mü him zaylat vermesine rağmen müttefik- | ler. Almanları ne Skajerak boğazı üze rinden ve ne de havadan Norveçteki or- | Gularını takviyeden menrdemed'ier. Bun dari başka müttefiklerin ihrac kuvveti, | bilhassa Namsosa ve Andalesnese çıkarı | lan kuvvetler (cem'an bir tümen), çok N POSTA VElİ VE öld. 17 Mays Cuma günüde Belçikanın hükümet merkezi ve son müdafâa ortası Brüksel de düştü. Anvers eski müstah - | mevkiinin fazla sebat etmesi tahmin Imemekle beraber bir müddet sebat el mesi halinde bile bundan hiç bir fayde hâsıl olmıyacaktır. Elhasıl Be'çika tes veya işgale mahkümdur. Fransanın şi - mal doğusunda Majinonun imtidadı olan hat da Alman kuvvetleri tarafından bü- yük ölçüde yarılmış ve geçilr manlar şu anda bir yandan Fransada vü cude getirdikleri cebi cenub ve cenub ba- tiye, Verdun ve Reims Istikemetlerinde - | genişletmekle meşgul oldukları gibi di- ğer yandan Holanda ve Belçikadaki kuv- vetleri şimali Fransaya celbetmeğe çalı- pyorlar. ; Demek oluyor ki her nereye Alman “küvvetleri teveccüh etseler örada mu - Alaturka - Alaturka, alafranga musiki gene gü - nün mevzuu oldu. Kimi; — Alafrangadan başkasını istemeyiz. Diyor, kimi; — İlle de alaturka, veremeyiz. Diyor, kimi: — Hem alaturka, hem elsfranga, Diyor, kimi: — Alafrangemsı alaturka! Diyor. Bu mevzuda ben de fikrimi söylemek arzusundayım — Alafrangaya taraftarım, Çalacakları ve söyliyecekleri gözleri- getiriyorum: Bunlar çaldıkları mahallin icabına göre; frak, smokin, yahud da yeknasak elbiseler giymişlerdir. Ayakta çalacaklar, ayaktağırlar. Oturarak çalacaklar, ofuru- yorlardır. Aralarında kadın da buluna - bilir, Onlar da giyimlerini erkeklerin giyimlerine uydurmuşlardır. Konuşmazlar, Görüşmezler, En küçük bir lâübali hareketleri gö - rülmez. Çit yoktur. alafrangaya yer alafranga Bir şefleri vardır. Şef icab edenilen çalacakları parçanın notalarını tevzi © « der. Ve yerine geçip başile işaretini ve « rir, Tanburcu tanburunu, kemençeci ke « mençesini, kanuncu kanununu çalmaya başlar; ve hanende ancak şarkı söylene « ceği zaman görünür. Şarkısını söyler, AJ kışları karşı teşekkür hareketini yapam ve artık orada kalmaz çekilir. Diyeceksiniz ki: — İsimlerini saydıkların âlaturka çak gılar değildir. Olabilir. hem ben de alaturka çâlgi « Jar oldugunu iddia etmedim ki! Alas İfranga kıyafetle alaturka çalgı çalmamas mı ki? Alafranga musikinin bir kıymeti vs dır. Alaturka musikinin de keza.. Alafranga yaşadıkça öteki de yaşaya « caktır. Fakat musikişinas alaturka kıya « fetinden, soyunmalı alafcangalaşmalıdın. — Musiki kulak içindir! Gerçi orası da öyle fakat dinlerked gözümüzü kapamıyoruz ki! i Damak Muna az olduğundan Oslo şimainde Lilleham- | vaffak oluyor ve galib geliyorlar. Böyle merde ve Damasda mağlüb olarak netice- |bir faraziye Alman askeri kuvvetlerinin de cenub ve orta Norveçi terke mecbur |ve harb kudretlerin'n yanlış olarak son- oldular. O zamandanberi müttefikler yal. |suz oldukların kabulden ileri “gelir. Ni- SELMAN AL RİN KE ANL ŞİR m, am ZA AE AMME Bir kadın için acı bir müşahede Müstear adının ix harfi İle Bayan (mak için, kendisini foda ederek ayrık nız şimal! Norveçte, Narvik o civarında! bulunuyorlar. Narvik Alman müfrezesi de henüz teslim olmuş değildir. Bir ay devam eden cenub ve orta Nor. veç harekâtı esnasında herkes kani idi'ki | Norveç işi bitirilime Alman'ar mutlak bir tarafa ve ğlebi ihtimal Holânda ve Belçikaya taarruz edecekler. Hâkikstte bu tahmin hatalı değildi: çünkü İngilte- reve yaklaşmak için yalnız Norveçle Da nimarkayı almak kâfi değil, Holanda ve Relçika sahlerini ele geçirmek lâzımdı Lüksemburgla Belçikayı çiğnemek do, Fransayı mağlüb etmek için lâzımdı; çün- kü Majino, daha cenubda, Fransaya değ rudan doğruya taarruza müthiş bir mâni teşkil ediyordu. Bu suretle Almanların Balkanlara ve yahud şuraya veya buraya hücum ede - cekleri beynelmilel basında münakaşa » İanurken onler 10 Mayıs sabahı, güneş doğmadan, Ho'anda, Belçika ve Taiksem. burga girdiler. Iiksemburg bir günde geçildi. Holanda, küçük, fakat modern ordusuna, su taşırma mânilerine ve tah- kimatına rağmen beş günde teslim oldu. «Son Posta» nın edebi tefrikası: 16 — Öyle zannediyorum. - — Pek emin görünmüyorsunüz? —Şey... — Hâlâ korkuyor musunuz? Bu sualde biraz istihza vardı. — Evet. — Benden mi korkuyorsunuz? O halde Allaha ısmar'adık. | — Hayır, durumüz, kapamayınız. — O halde? — Sizden değil, sizin için korkuyorum. Bu da ne demek” Projemiz korkunç bir şey de onun için, — Korkunç olan nedir? — Hiçbir şey.. her şey., bilmiyorum. Halük acı acı güldü. — Sözleriniz bir şey anlatmıyor. — Biliyorum amma meramımı anlat mak pek güç... ; — Söyleyiniz canım, çekinecek ne var? — Her şey cidden olup bitti mi? Yani 'sizin için hiç bir ümid kapısı kalmadı mı demek istiyorum. Ne gibi mid? — Onun evlenmiş olduğuna emin mi - siniz? Orun S#izin için tamamile kaybol -” duğuna kahi misiniz? Hiç bir çare kal -! madı mi? — Onunla evlenmek içim mi? Hayır, hiç bir ümid ve çare kalmadı. -Oişimdi tekim gazetelerde okuyoruz! * Almarilar Brennerden İtalyaya tanklar sevkedi - yorlar. Avusturyadaki kuvvetlerini de vakında İtalyaya getireceklerdir. Keza A'manya İsviçreye taarruza hağırlamıyor ve bunun işin bu memleket hududunda tahs'dat yapmıştır. Bundan başka Alman matbualı ve rad- yoları Yugoslavyanın Alman ekalliyetle- rine ve Yusoslavyadaki Almanlara fena den şiddet ve hiddetle şi- ışlardır. Zalen Yugoslav Alman eka'livetlerinin relsi: Belgrad â- yân azasından Bav Popu, vaktile Süd-t Almanlarının başkanı Henlayn gibi sesi- ni yükseltmekle ve Yuşoelavyadaki Al manlara fona mwnmele etmenin akibeti- nin fena olacağını, tehdid Makamında, söylemekte imiş. Hayır, Almanların, Belçikadan sonra Balkanları, İngiterevi ve bütün dünyayı işgal ve istilâ edebilecekleri vehmi ka - dar yanlıs bir şev olamaz. Alman kuv - veli sonsuz mudur? 80 milvon Almanın karşısında Leh, Norveeli, Felemenk, Bel- (Derama 7 nci sayfado) «B,» den acı bir mektub aldım, uzun - dur, aynen dercetmek mümkün değil, küçük bir hülâsasını yapacağım. Diyor ki: «— Kocamın beş yıllık bir hayattan sonra benden bıktığından eminim. Üs- telik beni dostlarile tanıştırmaktan, ce- miyet hayatına çıkarmaktan çekindiği de muhakkak. Son iki yıl içinde bu değişmenin sebebini arlamak istedim, bir metresi, bir sevdiği olacak, diyor - dum: hayır, yoktur, onu tekrar kendir me çekmiye çalıştım. Gördüm ki, bu da mümkün değil, nihayet kocamı elân sevmekte olmaklığıma rağmen kocam. dan ayrılmıya karar verdim. Fakat ne şekilde hareket edeceğim, henüz bil miyorum. Bu mektubu size yazmaklı Bımın sebebi nasihat istemek, bir çare gösteri'mesini yalvarmak da değildir, sadece derd dökmek istedim.» * Bayan «B. ye acıdım, çok adım, bir kadının elân sevmekte olduğu er - kekten, sırf o erkeği huzura kavuştur. Nakleden: #iuazzez Tahsin Berkand başka bir adamın karısıdır. Maamafih öyle olmasa ve diz-çöküp bana yalvarsa da artık onunla evlenmekliğime imkân yoktur. Zeyneb kesik ve mahzun bir sesle sor- du: — Halbuki onu hâlâ seviyorsunuz de - ğil mi? Sevmek mi? Evet, buna Allah şa » hiddir. Evet seviyorum. Halükun sesi birdenbire değişmisti. Bir iki saniye kadar sustu. En samim! bir İtiraf yaptığım an'amıştı. Zeynebin ce -' vab vermediğini görünce kendine hâkim olmağa çalıştı ve her zamanki müstehzi sesile konuşmakta devam etti: İ — Alay etmek kabiliyetini kaybettiğim için böyle gülünç oluyorum. Zeyneb hakiki bir telâşla: — Rica ederim, şaka etmeyiniz, dedi. Bu mevzu çok ciddidir. Düşününüz. ken- dinizi yoklayınız. Yarın geç kalmış olur- sunuz, — Şaka etmiyorum. Eğer kuş kadar aklım olsa bu vaziyetimin eidden komik olduğunu takdir ederdim. Size doğrusunu veyim mi? Dünyada aldstılmaktan, hiyanet görmekten çök iğrendiğim ve tiksindiğim şey yoktur. İşte bu... Anlıyorum... Fakat sizin namınıza Tmiüteessirim, — Kendinizi lüzumsuz yere üzmeyi « niz. Bilâkis bön Şâyanı tebrik'm, siz de... — Ben mi? — Öyle ya, bana hiyanet eden kadına karşı izzeti nefsimin alçalmadığın:, kirli bir çamaşır gibi bir köşede bırakılmadı - Amı isbat ediyor, derhal güzel bir kızla evleniyorum. S'z de bu vaziyetten müm- kün olduğu kadar iyi bir surette istifa- de edeceksiniz. — Ne gibi? — Babadan evlâda hiç kirletmeden in- tikal eden bir isme sahib e'acak, Zeyneb Çelikkanad iken Zeyneb Gökalp olacak- sınız. — Sahi... — Binseraleyh tereddüde mahal yok. — Öyle mi dersiniz? — Evet bugün için yapılacak başka bir şey yoktur. — Va yarın? — Onu da zaman gösterecek... Allaha ısmarladık Zeyneb. — Allaha ssmarladık. — Allaha ısmar'adık kime? — Hiç sadece geceniz hayır olsun di - yorum, — Müstakbel zeveinize hitab ederken, rica ederim «Allaha ısmarladık Halâk', deyiniz olmaz mı? (Ares: var) mıyâ razı olması derin bir sevgiden dos gan fedakârlığın son haddine vardığını gösterir. Okuyucumun derdi o kadar büyük, kararı da o kadar kat'i ki, ben- den nasihat istemiyor, bununla bera - ber kendisine küçük bir tavsiyede bus İunacağım: — En sakin bir gününde kocanızla €- sask bir hasbıhal yapınız, bütün his « lerinizi, bütün acılarile. bana göndere diğiniz mufassal mektuba kaydettiği niz şekilde anlatınız. Seven bir kadı « nın iki yıl süren bir-tetikikve-mülâ» bazadan sonra hayatmın en mühim bir bahsinde yanlış bir müşahedeye var « mış olabileceğini sanmam, fakat oku- yucum vaziyeti doğuran sebebi keşfe- dememiştir, muadelenin anahtarı ise bu noktadadır. Bu sebeb derdin esasi” dır, esas anlaşılınca tedavisi de müm- kün olabilir. Size büyük bir ümid ver. mek istemem, fakat bütün Ümidleri mahvolmuş telâkki ederseniz aldana * cağınız muhakkaktır. Bir defa tecrübe ediniz, hayatmızın fik. belki de son sevgisi bahis mevzuudur. TEYZE Bunları | uiiyor mu idiniz ? Ağaçtan kopluktan sonra Ham müz ağa - cmija olduğu gibi. ağaçtan koparıl - dıktan sonra da 0- — Mur. Hattâ ağaçtan o köoparıldıktan sonra olan muz ağaçta olan muzdan daha güzel kokulu ve daha le2 » yetlidir, v * O omobil radyatörünlün möksmmeliyeti Bir otomobil wotörünün kızmamasına dım eden cihaz radyatör ve radyat» rün içindeki on iki ötre kadar sudur. fer radyatör cihazı bü mükemmeliyettş ö'masaydı, syni neticeyi ülmüak içik bip sant zarfında 12000 kilo su koymak icab ederd: ki, o zaman da otomobil otorubiğ olmazdı, a * Kâğ'd yaka Hârbden evve' İngilterede, Kâğıddan gömlek yakaları yapılırdı. Kâğıd yaka ,lar görünüşte kolalı yaka'ık evsafında ol- | duğu gibi, kirleninceye kadar takılır ve sonra atılırdı, Bir yakanın flatı, bir yaka yıkanmak ücretinden fazle olmadığından pek çokları kâğıd yakayı kolalı yakaya tercih ederlerdi, Yi