SON POSTA İ yazanı alla siye Uyekleli | Arnavudlukta isyan “Tehdid mektubu - Efelik - Vukuat - Arnavudluk - Telgraf başına - Yangın kundağı ji $ Xx r iz Dotmabahçenin kuytu sarayından Yıl-)ktnt: halinde sonradan ilâve olünmüştü) | dz tepesinin vürsek sarayına çikıvermiş başkâtib Halid Ziya Beyefendiye takdim, “olmazla bütün saray halkı ber endişeyi Şehir dahili len bir zevkin mestliğins bürünmüş idi, demiştim. Sanki âsüde bir denizde, lcke- den Ari bir mavi sema altında, hafif ha. esen bir mreltem'e yelkenlerini onzak | gişire: VD Bi 1 v ? - ye Yi iy ei kararı Bu binlerce halk toplantıları malâm e er arlak mazii edebinizden dolayı idi. Öne düşen ki: ui; haraman ile kayıp giden bir sandal | © parak mazi SALLAN Aş on kişi olurdu: Mu - ; “ İmunhharen heyeti icraiye azasından birs!halitierden, İttihad ve 'Terakkiye düşman güvertenin sıcak tahtalarına sirtilstü | kaçının teğssürünü mueib olmasına bi » meb'uslardan. isyan bayrağını açmış İs - 5 azanmış, gözleri yarı kapalı, uyuşmuş, UY | naen bir defa bu ihtarnamenin irsali mü- tanbul zabitlerine hempu olan birkaç ar- kuya benziyen bir gevşeklikle süzülmüş | nasib görülmekle derhal bilistifa hürmeti kâdaştan mürekkeb bir rehber zümresi... biran, Biz. başta bulunanla bersber, | âmmeyi calib hali sebikımza rücuwnuz ve Ne olduğuna, ne yapıldığına, ne isten « il böyle idik, bunda şüphe yok; mer İyirmi dört saate kadar bize cevabı fili diğine vâkıf olmıyan, akıl erdiremiyen ““leketin başında bulunan kuvvet de böy | vermeniz beyan olunur. ' ©e miydi? Onu zannetmiyorum. Her hal. U Temmuz 373 bir kalabalık huaların arkasına düşer ve toplanarak beklerdi. Belin de arasıra de, nazlı bir akışla suların Üzerinden ka Kırmız: bir mühür Yasasın!.. diye bağıırdı. Kim yaşıya « yip giden yelkenlinin varı uykuda halkı Halâskâr; zabitan grupu pe altında, tâ Ki mğmk esrar ile Dama piriken kâğidları tasfiye ederek dolu bir nefesle üfürülerek kabara ka - kendimi kalabalıktan kurtarır ve pek az bara patlamağı öeiheyye era şeyleri saklarım, hattâ bir defa yanlışlık. © küçük bir şüpbe bile duymuyordu; ya'nız la bir ibranameyi yakmış ve sonra tekrar © bir gün Said Paşanın halinde hiç mutadı para vermeğe mahküm olmuştum. Bu olmıyan bir fütur manası farkettim, Ve tehdid mektubunu © vakiltenberi saklı - : bana: Ahval ne olacak malüm değil;' yorum. Bittabi evde söylemedim, refika © dedi; hini hacette ne kadar bir kuvvej Ma: «Gene 'bir istirham! dedim. Yalnız askeriye çıkarabileceğine dar malümat|bir bahane icad ederek yan:başımda ko. İtinmek ini. Beratı sikeriye ia > nağında bulunan başmabeynci Lütfi Be sr “enli Wnuü sedralabiğan. de) VE gittim ve kâğıdı göstererek: «S'ze de > lal öd Nal, harbiye | mı?» diye sordum. «Bu saate kadar k vi iyok, fakat belki gelir, Gelmese bile sa- v yenmeli sarih bir cevabalmak müm yayda her ikimiz için mukadderat ve ih- lan Mİ a ” N !tmalât aynidir. dedikten sonra «ne ii e şeyler sormadım, o da pacaksınız?, dedi. bir şeyler ilâve etmedi; fakat bu sözler; || Hiç!.. dedim. Yalnız baflanın bir iki çi nir: © beni derin derin düşündürmekten de hili ER y ? gün, iki gün, daha doğrusu, geceleri, de- e > Ek İ gecesini eve dönmiyerek Çit kasrındaki| vam «05. Yalnız bir hakikat vardı ki oni kalmadı. Uzun düşünmeğe de hacet kak| yatak odasında geçiriyordum. Bundan görmemek mümkün değildi. Halhekören madı, vukuat vaziyetin hakikatini gös - sonra korkuyor demesinler diye onu ya: 3 ie ii / $““ İcemiveti icraatta sebat gösteriyordu, Ve termekte gecikmedi; herkesle beraber, pamıyacağım. ve her gece açık araba ile kaplamaların arasından «insi sinsi isliyen saray da gaflet uykusundan sarsılarak u- |evime döneceğim... | i yandı. En evvel uyandırılanlardan birij - Gülerek: — Efelik desenize... diye İz“İuzak bir köşesinde patlak veren tehlike de ben oldum. mirliliğimden dolayı şaka yaptı. Sonra! gibi onlar da İstanbulda bir harekete geç Bir gece eve avdetimde elime bir zrt karar verdik, ne 0, ve ben bundan hiç! mektense, bumu ihtiyata muvafık bulmi- “tutuşturdular, Arasıra böyle. makama 'de- | kimseye bahsetmiyecektik. İyarak, daima her yangına müsa'd bir ze- Bil. ete gelen mektublar olurdu, ekseri. | Ve bü kararda sebat ettik, ben de Lüt-İmin olan Arnavudluğu int'yab etinişler. yet üzere ticaya, muavenet talebine dah |fi Beyin tabirince Efelik taslıysrak heridi: bu suretle. öyle nazik b'” zamanda, şeyler, bazan da yazısı değiştirilmiş, im | gece, ekseriyet üzere geç saatlerde açıkİbütün düsmanların fırsata mMüterakkib zati saklarmış, tehdid, yahud tahkir kâ. |s7aba e Yıldızdan Ihlamura, Iklamur -) oldukları bir hensâmda, vatanın basinz gdları... jdan Teşvikiyeye, tenha ve ber türlü sui-| böyle bir derd icad etwenin pasil bir hi- Banu açtım ve bir göz atar atmaz an- | kasd ihtimallerine maruz yollerdan evi-İvanet olduğuna dikkut etmiverek... Ha- Jadım. İşte aynen naklediyorum: me gittim. Tehdidin bir blöf mahiyotin -İlâsküran!, Vetanı bir muhataradan helâs iz e - den başka manasını bilmiyecek kadar ha. | etmek üzere mevdana çıkan bu zümre va i Zar YİL yatın cahili değildim, Bugünden sonra e-|tanm izmihlilini ihzar etmis oluvordu, Nişantaşmda, peyce uzun bir zaman geçti, bu tehdid) Nitekim öyle oldu, 9 kaldı, & Mabeyni hümayun (bu kelime bir çı -İmektubunu hattâ düşünmez eldum. Dü- — Hayır.. fakat.. i gelse kaçardım. — Siz de mi? Neden kağıyorsunuz siz?.. Sünlimi affedin! — Çok acı, çok mühim şeylerden... Aralarında hiç sebebi yokken sasimi bir mükâleme başladığını anlıyarak sus- tu. Hakikaten, şu Halük Gökalp kendisi. için bir yabancıdan başka bir şey değildi mmeğe de vakit ka'madı. Vukuat te - veli etti, İkönce Arhavudlukta bir isyan le baş- Iladı. Buna isyan demek Göğru mudur? Galiba her yerden evvel Manastırda kali . telgrafhane önünde toplanmış. Binlerce Mw Arrsvuâ!,, Ön bin dedikleri de oldu, yüz hemen bin demeğe kadar çıkmadılar, Zarfın içinde: Mabeyn kâtibi Halid Ziya Beye Grüpumu ende oynadı lerce safderun halk değil, örayak clan - lardan ibaretti. Dü n her tarafında bütün isyanlar böyle midir? On - lar telgraf makinesinin başına göçer, ar- kası gelmiyen uzun şikâyetlerle, tehdid- lerle doğrudan doğruya sarayı istiverek hünkârı telgraf basına davet ederdi. İste- nilen malüm idi. İttihad ve Terakki hü- kümetin idares'nden koyulacak, bunu 6- tederiberi her yerde her vesile ie bağıra İbağıra söylemislerdi. Hünkâr telgref be- şına nasıl giderdi? Gitseydi ne clabilir - d:? Rünu onlar da bilirdi jtiyorlardı, Mabeyne tepti ne vazife bu İsvan va» ma gene İs - b eden vegi- ra'arım aynile ibir yangın hiyanetile tâ çatıda, binanın v « Benim de elimden allik az Gül <aekillnse - 10 cak* Kim öldürülecek? Buru bilen o bin- GARİB BİR İZDİVAÇ İzm (Hususi) — Ankara takımları "son mik küme maçlarını bugün gene A)- İsancak « dında yaptılar. İlk maç Altay - la, Gençlerbirliği arasında oynandı. Al- itay oldukça hâkim oynadığı halde birinci İdevre 0-0 beraberlikle bitti. İkinci devre İde büyük bir heyecan için geçen 40 ıncı dakikada Saimin yaplığı golle A- İtayın 1-0 galibiyetile bitti, Atmodu - M. Gücü Son maç Altınordu ile Muhafızgücü a- rasında yapıldı, Mubafızgücü bir gün &v- İvelkine nazaran çok güzel bir oyun oyma- imiştır. Birinci devrede Muhafız üstüste dört gol yapmış, Altınordu penaltıdan bir Babıâlive söndermelkten ibavetii. Bu, bir” sayı yapabilmiştir. İkinel devrede üstün; oyununu devam eltiten Muhafızgücü iki gol daha yaparak 6-1 galib gelmiştir. Gelatarasry 3 - Vefa Galatasaray, Fenerbahce. (Beşiktaş, İ Vefa takımları arasındaki turnuva maç - İ larının devamı dün Taksim sahasında yal pıldı. İlk maç Galatasaray'a, Vefa ara - sında idi. Galatasaray zayıf, Vefa iyi bir şekilde sahaya çıktı. İki takım arasında müvâzene temin e- den maçia Galatasaray zayıf vaziyetini telâfi edecek derecede gayretli idi. Bu su retle oyundaki müsavalı bozan Gölatasö- ray birbiri üzerine Süleyman ve Necmi - nin şütlerile iki sayı birden yaparak dev reyi 2-0 galib olarak bitirdi. İkinci devre başlarında Vefa, merkez . İmuavin'eri LüMinin bir gölile (o vaziyeti 2-1 şekle sokmağa muvaffak oldu. Dün İstanbul, Ankara ve ! İzmirde yapılan maçlar izmirdeki maçlarda Altay Gençlerbirliğini |- 0, Muhafızgücü Altınorduyu 6-1 yendiler G. Saray Vefayı 3 - 2, Beyoğluspor Beylerbeyini 4-2, Ankara mektebliler muhteliti İstanbulu 2-1 mağlüb etti, Fenerle Beşiktaş, Ankaragücile Şişli berabere Dünkü Ankara - İstanbul mektep Her maçından heyecanlı bir safha oyun | I —i adınızı bilmiyorum. ya.. © ve ona kalbini yakan #ırrını söylemek için bir sebeb yoktu. — Artık gitmeliyim... Fincanında kalan soğuk çayı. cidden mühim bir İşi varmıs gibi alelâcele iç - “tep sonra çantasını ve eldivenlerini e- Bire aldı ve o zamanı çınta üzerinde du. ran'beyaz erkek mend'lni gördü. — Az kalsın bunu size jade etmeği u- Mutacaktım. Mendili Ha'üka uzatmıştı. O, dudak - larında müstehzi bir tebessümle mendili alıp masanın üzerine yaydı ve cebinden kurşun kalemini çıkararak ucuna şu söz- leri yazdıktım sonra tekrar"Zeynebe u - zatir: «Pembe elbiseli genç kıza: Beyaz bir güle karşılık olarak.» Zeyneb bilâihtiyar gülümsüyordu. — Bu yan belki de çamaşırcınız Öze - rinde fena bir tesir yapacak amma ismi- nizi yazsaydım daha fena olurdu. Esasen da başka... m5 dı. Genç kızın yüzü korkunç bir mana al- muş, büyümüştü. Bir iki saniye heleca - nını yatıştırmak içi: kendisine cebret - tikten sonra acı bir sesle: — Sahi, adımı bilmiyorsunuz benim... dedi. — Evvelâ erkeklerin kendilerini tak dim etmeleri icab ettiğine göre ben iş mimi söylüyorum: Halik Gökalp, — Biliyordum. Tayyarci olduğunuz dan da haberim var. — O halde. sizin adınızı öğrenmekli ğimi arzu etmiyor musunuz? Pekâlâ... — Hayır, bunu demek istemiyorum. Lâkayd gözlerile masa komşusuna bak tı; Fakat onun bu kay:dsızlığı, her ne - dense Zeynebde konuşmak, nefesini ke - yacını uyandırdı. Kendi (kendine şöyle — Naml olsa Naciye ile beraber yaşa- üzerinde çok | decek,.. O halde bugün yahud yarın, her-İden tabakasını çıkardı. sen, boğazını tıkayan şeyl söylemek ihti-| nu işitince sükünetini muhafaza edebil - Nakleden: Maazzez Tahsin Berkand dana çıkacak. Cesaretimi toplıyarak bu -'bir adama hayatının en buhranlı bir a - mu kendimin söylemekliğim daha iyi ol- nında böyle mühüm bir sır tevdi edecek maz mı? Hem söy:ersem, kendi sesim kadar aklını ve iradesini kaybettiği için belki bana kuvvet verir, içimin acısını kendi kendisini iham ediyor, bu mana - dindirir, beni madei bir vaziyetle karşı- sız hareketini ömrünün sonuna kadar laştıran irademi ve muhakerremi topla - #ifedemiyeceğini tekrarlıyordu. maklığıma yardım eder. Bir iki dakika böylece geçtikten son - Bu karala, fazla düşünüp (o sözlerini'ra Halük bey, güya kendi düşüncelerin- tartacak kuvveti bulamadan sert ve dü-|den zorla &yriknek için büyük bir kuv- rüst bir sesle ve denize atılıyormuş ya -|vet sarfediyormuş gibi acavib bir sesle: hud meçhul bir ximseden intikem almak! — Evet, anlıyorum... deği. istiyormuş gibi: — Hayır anlamıyorsunuz. anlayamaz- — Adımı söyliyemiyorumi; çünkü be -|sınız, benin bu dakikadaki (vaziyetini nim artık bir ismim yok... dedi. kimse anlıyamaz. Kendi kalbi o kadar kuvvetle çarpı -| — Başkasının sizin halinizi oanlayıp yordu ve söylediği şeyin o kadar müthiş | anlamamasnın büyük bir ehemmiyeti bir şey olduğuna kanidi ki Halâkun bu -| var mı? Bu soğuk sual genç kızın öfkesini büs- mesine hâyret etti, Genç adam durgun!bitün arttırdı: bir sesle: — lafa kolay... İnsanin kendi başma — Bir sigara içebilir miyim? diye s0r-| gelmeyince bunun ne demek olduğunu yamıyacağım. Bir gün beni kapı dışarı e-|duktan sonra cevab beklemeden cebin -| takdir etmesine imkân olamaz... Düşü -|duyuyorsunur. Eski bir nünüz bir kere, aünyaya gözlerimi açtı- gerirrimlmemnanesesenannnnannssa ; i ; ; | Milli kümede puan vaziyeti iyi ; g i : i li e $ ençlerbirliği OH 6 © 5 İ Altay 17 “vag $ Muhafız İN a İ Altınordn Ma 19 $ Fenerbahçe A ı İ Gulatasaray Ne 8 i Beşiktaş NA ; Vefa yorula. 5 | serer memeessseesessssnnasunı ans Oyun da işte bu vaziyetten sonra zevk- ili bir şekil almağa başladı. Biraz o sonra Galatasaray Necdetin güzel bir şütile ü - çüncü, Vefa da sol iç Mehmadin mukabe- le ettiği golle ikinci sayısını yaptı. Daha ziyade Galatasarayı ümide dü - şüren maç da 3-2 Galatasarayın gelibiye - tile bitti. Fenerkahçe 2 - Beşiktaş 2 Dört klüb turnuvasının finaj maçı Fener, bahçe ile Beşiktaş arasında yapıldı. Hakem Necdetin idaresinde Kalkı selâmlıyan takım. lardâ birçok getiç oyunculara yer verilmişii. İlk dakikalardan itibaren ciddi bir hâki, miyet ölde eden Fenerbahçe 16 nci dakikada sliç Niyazinin fevkalâde bir şütile iIk gölü yapti. Bu gölün hızile Yenerbahçe hücum üstüne hücum yapmak suretile Beşiktaş mü dafaasım bunaltmış ve Rebilnin sürüklediği hücumlardan birisinde Fener sağ açığı ikinci ibiri olan Nusret Çelikkemadın soyuna İmensub aödetmeğe alışmışkeni birdenbi - ir asli nesli, ad: sını moçhvi bir ana ile babanın sokağa fırlatılmiş bir çocuğu ol- duğumu öğrenmek! «Nusret Çelikkanad. ismini duyduğu zaman Halükun hayretle doğrulduğunu ve bir saattenberi ilk defa olarak yüzün- de bir alâka görüldüğünü farkedemeden asabi bir titreme içinde devam etti: İh Yoksullar yurdunun merdivenlerine birakılmış isimsiz bir kız! Bunun ne müt- hiş bir darbe olduğunu tasavvur edebili- yor musunuz? Ve birdenbire, bütün bu söylediklerine nadim olmuş gibi isyan etti: — Bütün bunları s'ze niçin anlatıyo - rum bilmem... Genç adam, kelimeleri güçlükle telâf- fuz ederek cevab verdi: — Niçin mi anlatıyorsunuz? Çünkü sız de benim gbi hayatınızın en ümidsiz an- ilarını yâşıyorsunuz, çünkü siz de benim İsibi dünyayı karanlık görüyorsunuz ve İetrafınızla alâkanızı kesmişsiniz; çünkü İsiz de benim gibi yalnızlıktan boğulmuş bir haldesiniz ve kendiniz kadar meyus bir adama derdinizi dökmek ihtiyacını darbı mesel şöyle diyor. (Arkası var)