12 Mayıs SON POSTA Belçikada iki gün zarfında büyük muharebeler vuku bulması lâzımdır! ——- YAZAN Emekli general H. Emir Erkilet b “Son Posta,, nın askeri muharriri i i Mİ Holendayı suya boğan bendlerden birinin görünü şü 10 Mayıs Avrucann şimal batı küçük, tutmuş olaydı'ar herhalde Norveç şimdi- sulhperver ve bitaraf devletleri için bir ki vaziyetinden daha İçnasına düşmezdi. kara gündür. Birçek asırların servet, me- İsveçe gelince, şimdi belki tuttuğu hod- deniyet, irfan ve kültür yığdığı bu mem- leketlerin cennete benziyen topraklatın- da ve güzel yollarında 10 May:stanberi yakıcı ve yıkıcı türlü silâhlar, toplar, tanklar ile mücehhez. bir ordu ölüm ve 4- teş saçarak (erliyor. Hür ve rahatça ya- şamaktan başka bir geycleri olmıyan Ho- Yanda, Belçika halkının başına semadan! bombalar ve paraşiltçüler Oyağmak'adır. Onlar bu felâketleri Avrupa harbinin tâ başındanberi hissediyor. fakat ciddi ted- bir almıyor ve sadece mukafider felâketi bitaraflıkla önlemeği düşünüyorlardı. Bitaraflık Arnavudluğu, Baltık dev. letlerini, Pinlândiya, Danimarka ve Nor- veçi kurtaramadığı gibi şimdi de ne kö- çücük ve zararsız Lüksemburgu ve ne de memleketleri şu ands harbe sahne olan şimal batı Avrupa küçük devletlerini ta- sallut ve tecavüzden kurtaramadı, Bü- yük muharib devletier arasında kalan küçük devletleri bitaraflık istilâ elun- maktan kurtaramaz. Onun için büyük askeri harekât yollar: üzerinde bulunan bu gibi küçük devletlerin evvelden dü-! günüp taşınarak hayati menfastleri han- gi tarafta ise o taraftan olma'arı vs mu- kadderatların: ona göre bizzat kendileri idare etmeleri usulü:tercih olunmak ik- tiza eder. Siyasi ve askeri tarihin birçok acı mi- gallerden çıkardığı bu külli kaideyi eğer Prusya 1805 de ihmal etmiyerek mütte- fiklerle bir olaydı belki Napolyon Oster. )iç meydan muharebesini kazanamıyâcak ve tarihin gidiş bu devirde başka türlü olacaktı. Fukat bitaraflık Prusvaya yal niz. bir sene sonra, Yenada feci bir as- keri mağlöbiyete malolmakla kalmadı, ayni zamanda onu Napolyona tâbi ve esir bir devlet menzilesine düşürdü. . Eğer Bulgaristan yıllardanberi Bal kanlarda tadilâtçı ve orta bozan bir bita- raflık rolü oynamasa idi belki ne Arna- vudluk böylece kolay yutulacak ve ne de Balkanlar şimdiki. perişan hale düşecek- ti. Uymaz veuyuşmaz rolünde devam et- tiği takdirde bizzat Bulgaristarin başına neler geleceğini ise şimdilik yalnız Ailah bilir. Rus-Fin harbinde, eğer Norveç ve İs veç devletleri gadir ve zulme uğrıyan komşularının yanı hakkın nef'ine taraf — Tesadüf birçok şeylerin müsebbibi- dir. Genç adamın tebessümü acı bir tecrü- 'be ve ıztırab ifade ediyordu. — Evet, tesadüf birçok şeylerin müseb bibidir ve her zaman mes'ud netice'er getirmez... Meselâ, hiç beklemediğim bir anda o çiçeğin gelin yüzüme çarpmasına belki de mukadderatın eli vardır, deği) mi? Bu sual altında ihtimal ki gizli bır maksad yoktu amma bu halınde Zeyne. be pek dokunaklı göründü ve lüzumun- dan fazla telâşlı bir sesle itiraz etti: — Hayır, hayır! Halükun maksadsızca söylenen sözle- pini ciddiye aldığını anladığı halde âsa. bına hâkim olamayışı onu tekrer müş - kül bir vaziyete sokmuştu. Bir yabancı - nın kendisini bu derece şaşırtmatına hid det ederek bilâihtiyar öfke 'le şu sözleri söyledi: — Biraz evvel baba, insanın kendi der- di için göz yaşı dökmesinin manasız ol . duğunu söylerken kendinize çok hâkim güm yoldan memnundur; fakat onun da kim bilir başına neler gelecektir!, Elhasıl Felemenk ile Belçikanın ne ta- raftan olmaları icab ettiği bidayettenberi o kadar aşikâr idi ki bizzat kendileri de zaten bütün müdafan tedbir ve tertible- rini şarka karşı almışlardı. Bununla be raber bitaraflıktan, hem de kılı kırk ye- ran bir bitaraflıktan, dem vurup dürur- lardı, Mütecavize en ufak bir bahane ver- memek, bitaraflık hastalığının başlıca arazıdır. Halbuki müstevli hesabodir; harekete geçeceği saatin çaldığını duyun- ca onü artık hiçbir mülâhaza alıkoyamaz; bahane ise çok kolay bulunur. Onun için bahane vermemek korku ve telâş bey- budedir, Şu anda düşünüyorum, Fin - Rus har- binde Fin'ândiyanın kuvvetine Norzeç Ts İsveçirkileri ve üstelik müttefiklerin çen Büyük Harbde tesadüfen bitaraf ka- İsbilmişlerken şimdiki harbe bulaşmış lardır. Fakat gafM avlanmak ve teker te- ker zapt ve istilâ olunmak ietinabı lâzım gelen acı ve fena bir şeydir. Nitekim A)-| manyas şimdi, Holandayı da, Belçikayı da! gafil avlamıştır. Burun da sebebi onların şimdiye kadar bitaraf kalmak gibi çok iyanlış bir yol tutmalarından ileri gelir. Bitaraf veya harb harici vaziyetler an- cak büyük ve kuvvetli devletler tarafm- dan alınırsa bir mana ifade ederler, Keza! eğer Balkan devletleri birleşip sttifak e- debileydiler 70 milyonluk muazzam bir) kütle teşkil ederlerdi ki, bu takdirde het /bitaraf kalabilirler ve hem bitaraflıklar rına herkesi saydırahi'irdi; yoksa o Ro- manya, Yugoslavya veya Bulgaristanın / ayrı, ayr: biz bitarafız demelerinden hem br mana çıkmaz ve hem de onların hiç) İbiri kendi başlarına bitaraflıklarını koru- yamazlar, Avrupanın şimal batısındaki muharebe İŞGAL M — Almanya Lüksemburgu işgal etmiş. Ihayet o büyük bir sey değil, Belçika - Holandayı da işgal etmek istiyormuş... w. Ne dersin, oralarda büyük bir harb o . lacak değil mi? İ .. Benin duyduğun De Yar? İ Yolda tesadüf ettiğim, beni yolumdan a - hkoyan şöyle böyle tanıdığımın birbiri ar - dıns sıraladığı guallere tek cümleyle muka. tele ediyorum: — Ben de gazetelerde okuyorum. Şapkamı çıkarıp selâm veriyor, ve uzak - laşıyorum. On adım yürüyorum. Bir başka şöyle bör. İlo tamdıkla görgöze geliyorum. o Selâmlayıp İseçeceğim, fakat o bu kadarin iktifa etmi - yor. Duruyor. Ben de durmaya mecbur ka - yorum, Elini uzatıyor. Birbirimizin elini a Kıyoruz: — İmal etti değil mi? — Evet. — Artık âdep edindi. — Bu hususta bir fikrim yok. — Nasıl olur? — Basbayağı oluyor. — Kurtuluş çaresi! Şapkamı çıkarıyorum. — Müsandenizle sesle hir işim var Gene on adım kadar yürüyorum: y | İ İdiğim şöyle böyle tanıdık: ESELESİ Selim verip uzaklaşıyorum. — Tam adamını bulduk, Biraz «is de taş. rif edin, Kalabalık bir grup, kalabalık caddenin bis kenarında durmuşlar içlerinden biri de bö- ni çağırıyor: — Bana mi söylüyorsunuz? — Tabli size. buyurun hele, şu mesele hakkında siz de fikrinizi söyleyin. — Hangi mesele? — İşgal meselesi, kaç oldu? Hesablıyorum! — Bu seferki dört. — Dört mü, İyi hesabladınız mı? Avuş turya bir, Çekoslovükya İki... — Onları mi söylüyordunuz? “— Ya başka ne işgal edildi ki. Başka ne İşgal edilmedi ki. Ben İsg edildim, benim gibi bir çokleri daha işgal edildiler... Ne demek istediğimi anlamıyorlar, Evimden sokağa çıkalı on dakika oldu, olmadı. İlk rastgeldiğim şöyle böyle bir tanıdık. eLüiksemburg edildi fik - riniz» diyerek beni işgal etti. İkinci Tastgel. seal elti, diye rek. Işşal etti. Halbuki o Almanyadan bah « sedermiş, bense, beni ondan evvel işgal 8 « denden bahsediyor sanmıştım. Diroz sonrg& — Bay bay. Aldırmıyorum. Biri kolumdan yakalıyar: | — Ne kadar dalgınsınız o herhalde ahvali! lem. bir baskası daha işgal etti. Ve harekete geç- mek elzem olduğunu Ga söylediği için der. hal harekete geçtim. o Müsaadenizle deyip Yüzüne bakıyorum, bu da şöyle böyle bir tanıdık: — Ha evet, affedersiniz biraz dalgındım! da.. göremedim. — Biz bu legal meselelerine ne dersiniz? — Ae. — Hiç mi, nasil olur, birdenbire çullanı - veriyor, — Orası öyle, — Biç bir kayda, şarta rlayet etmeden... — Orası da öyle — Fakat harekete geçmek elzemdir. — İyi matırlattınız. o Müzaadenizle acele çibir işim varda... | Sen Posta | S3 yanından ayrıldım. Ve şimdi siz de burad& birbirini O işgal (© etmişsiniz. — Birbi J rinizi işgal (ettiğiniz kâfi (Odeğimişgi « İbi benim gibi gelen geçeni de işgal ediyor sunuz. İllâllah bu işgallerden. Yanlarından ayrıldım. Fakat bütün gaye retime, işgallerin önüne geçmek için aldi ç Hun, görmemezlikten gelmek, kaldırım de ç giştirmek, yan sokağa sapmak, acele işine olduğunu bahane etmek gibi tedbirlere rağ» men akşama kadar gene bir çok defa işgal ediktim, mes > iletir | PO Bt 20 kadar fırkası ilâve olunabilee idi. İs v Yandinavvada vaziyet re olurdu?, Pelki dayı A'man istilâsından kurtârmak pek de müttefikler icin umulmadık favdah| güç olacaktır. Almanlar bu memlekete bir şekil hâsil olurdu. Fakat herhalle|yalnız şimal doğudan doğu ve cenub do- etine gelince görülüyor ki, Holan- Dün İstanbul ve İzmirde yapılan maçlar Döri klübün tertib ettiği hususi maçlarslken hakem vakit kalmadığını leri sürerek, dün Taksim stadında başlandı. İ'k maçı Fe.İoyunu uzatmadı. Bunun zerne Galstasa | nerbahçe ile Vefa yaptılar. Fenerbahçe ek -İrayia, Beşiktaş kur'a çektiler. Kur'ada Beşi #ik taraflarını genç oyuncularla doldurmuş-;taş kazandığından yarın Fenere final ma i i Norveç sahil'eri şimdiki gibi İngiltere için birer tehdid yuvası olmazdı. Gene düşünüyorum, 9 milyon nüfuslu Molanda, ferah ferah seferber edehilece- ği 10:12 fırkası (takriben 200000 kis seyyar ordusu) ve su tasırma tertiharle, keza o kadar nüfuslu Belçika dahi 15 fır- kasile ve o güzel ve kuvvetli tahkimat sistemile müttefiklere vaktile titak e- devdi'er ve bu sayede ikine! bir Majino battı Tüksemburgun batısından Belçika ve Holanda doğu hududları boyunca Si. mal denizine uzansaydı simdi iş ne kadar değisir ve Belcika - Holanda cephesi < anda nasıl bir celik cepte olurdu. Cem'an ; larını ve istasvonlarını da labrih İğu istikametlerden yürüyerek istilâya İsavaşmıyorlar, ayni zamanda hava kuv- vetlerile ve pâraşütçülerile de gerilerde- ki uçak meydanların, mühim demiryol- veya zaptediyorlar. Almanlar bu süretle Ho. landanın her tarafına hem dehşet sal- makta ve hem de onun mukavemet kuv- vel'erini dağtarak tahribe koyulmakta- dırlar. Almanların Holandadaki Nareket tarzlari'e Lehistandaki hareket usulleri İmukavese olunabilir. Belçikava gelince, burada dahi Alman- lar ayni sevi yapmağa ve müttefiklerin vardım Belelkada müessir olmadan mü- IR milven nüfusa malik olacak olan bu him noktaları elde etmeğe calışıyorlar. iki kücük devletin çıkarabileceği avkeri| Cünkü müttefikler Belcikaya büyük kuv- kewwetler valmız yükarıdı saydığımız! wy'erle ciiikleri takdirde burada iki 26-97 frkadan ibaret ka'maz. daha hir gün zarfında büyük muharebeler'n vu. —me“ bile artabilirdi. Fakat bitaraflık kubulacağı muhaktaktır. Bu muharebe. hastalığı ve bahane vermemek korkusu | lerin #lk.verlerine gelmese buraları da ce- onları hakikt salâmet volırrn hanetei |nubi Belçika olmak Dizim gelir “irem sermekte sasırimetir. Ancak bu muharebeler» daha şimdi. Onlar ve diğer biteraflar bilmelidirler | den. Avrima harbinin son safban nazari. ki eğer barı kürük bitaraf devlefler eu)'e bakmak doğru olmaz. Bununla bers- veva be harkela nastlarını kürterabi'mis.İbor Belçikada vukubu'arax muharebele- Teen M3. anes tassdfi fi gimme. Men. İrin ehemmiyeti inkâr edilemez Wi İskandinav devletleri ile Holanda ee. «Son Posta» nın edebi tefrikas: 9 tu. Buna rağmen Fenerbahçenin hâkimiyeti lalında oynanan oyunun birinci devresi #ağ ve sol açıkların yaptığı gollerle Pener 2.0 galib bitirdi. İkinci devrede Vefa daha İyi oynamışsa da Fenerbahçe Enis vasıtaaile bir gel daha yapmış ve 3,0 galib gelmiştir. G. Saray 4 - Beşiktş 4 Taksim stadında son maçı Galütasâruyla Başiktaş yapmışlardır. Hakem Tarıkın ida - zesinde oynanan maçın birinci devresinde /Başiktaş iyi bir oyun göstererek Hatrı va - İsıtasile ilk golü yaptı. Beş dakika sonra Sü leyman güzel bir vuruşin beraberliği temin etti. Bu gole rağmen eldden iyi oyniyan Be- çiktaş Enverin geri pasını yakalıyan Hakkı, Lın şülile ikinci golü de kazandı. Gelatasa, rayın duralamasından istitade öden Beşik - taş İbrahimin volesi ve arkasından Rifatin İuzaktan attığı şütle üst, üste ii gol daha Ikazanarak 4.1 galib vaziyete geldi. sonlarında bir panaltı kazanan Oalscasaray İEşfağın vuruşile ikinci golü attı ve devre 4.2 Beşiktaş lehine bitti. İkinci devrede yorulan Başıktaş Wi ge başlamıştır. şından isiifade eden Eşfak Galatasarayın ü- çüncü, pek az sonra Süleyman 4 üncü golü! yaptı. Bu arada hakem kendisine itiraz eden | Eşfağı oyundan çıkardı ve maç 4-4 beraber. Hikle neticelendi. Maçın temdidı icab ecer - 4 şım oynıyacaktır. Galatasaray ds, Vefa iş karşdaşacaktır. İzmirde yapılan milli küme maçları İzmir Curusi) — ACİN küme maçları için İzmire gelen Ankara takımları bugün OX maçlarini Alsancak stadında yaptılar, İk, maş Altayla Muhafızgücü arasında oynan « dı. Büyük bir sertifk içinde cereyan eden mi sabakada ilk golü Altay yapmış. tır. Devre 1-0 Altay lehine bilgi. İkinci dev. rede iki takım da birer gol yapmış ve Altay 2.1 galib gelmiştir. İkinci maçı Altınordu o ile Gençlerbirliği yaptılar. Çok heyecanlı geçen bu maçın bl irinei devresinde Gençler bir gol yapmağa muvaffak oldular. İkinci devrede buşka saya' ; yapılamamış ve Gençlerbirliği 1-0 galib gel, Devrenin | miştir. Güreşçiler Mısırdan döndü Kahire ve İskenderiyede 2 maç yapan gü, reş takımı dün İstanbula dönmüştür. Takımın antrenörü Pellinen bize bu hu « susta kisaca şunları söylemiştir: «— Takım iki maçta da çok iyi güreşler yaplı. Bühassn Küçük Hüseyin. Yalnız Misırda hakemlerden biraz şikâyet edeceğiz. İlk güreş de bu yüzden hayli sley, himizde olmuştur.» a | “uz prensiplere rağmen kendinize işken»; Nakleden: Muazzez Tahsin Berkand bir tavır takınmıştınız... Fakat siz de! bu kızın kendi hakkında ne düşüneceğine bir kadın olsaydınız bugünkü vaziyeti - bile ehemmiyet vermeden buğuk bir ses- nizden dolayı gözlerinizin bütün yaşını le; akıtırdınız. İ Zeynebin bu sözleri genç adamı şaşırt- mıştı, İsmini bilmediği ve ancak bir sa - londa beş, on dakika kadar gördüğü bir genç kızın böyle imalı cümleler sarfetme 1 hat sine hayret ederek telâşla sordu: imam er Di — Ne demek istiyorsunuz? üzerinde konuşabildiğine şaşıyor ve en- -- Başkasına karşı azametli ve müs 1 af dilemek !stiyordu: fakat o. dün- tehzi bir tavır takınıyorsunuz amma, siz | YAY? unutmuş gibi ii. A Geç - kendiniz çok derin bir yeis ve ıztırab gis bir halde ağzımâsn şu kelimeler dö. içindesiniz. İ kütdü. Bu sözler Halâku kızdırmadı. O kadar meyustu ki, tesadüfün sevkile Konuştuğu | be: — Cehennem azab: içindeyim... dedi. Zeyneb kendi acısını bir an için unut- Muştu. Bir akşam bir suvarede rastgele. rek hakkında biraz malümat edindiği bu mektubda dün. ötekile. nikâklandığını bildiriyor. Zeyneb bilâihtiyar sordu” — Uzun boylu, şişman adamla mı? — Ya! Bundan -hsberiniz var mıydı? Genç kızın yanakları kızardı. — O gece Handan Hanımın o adamla k dans ettiğini görmüştüm. — Demek herkesin nazarı dikketini celbetmişler,.. O ha'de onunla evlenme- İdiğim için kendimi tebrik edebilirim. Sesinde çok acı bir ahenk gizli olduğu halde Zeyneb açık kalblilikle: — Tabii... dedi. Halbuki le | biraz ev- ce etmekten zevk a'ıyorsunuz. — Henüz bu saadete kendimi alıştı « ramadım da ondan... İkisi de kendilerini cihanın en zavallı nsanı addettikleri için dünyadan geç « niş bir halde bilâihtiyar o birbirlerine derd döküyorlardı. Bu son sözlerden son. *a aralarında uzun bir süküt oldu ve bu #kütu gene Halük bozdu. — Herkes biliyor demek,.. Herkes bü- na acıyacak... Buna tahammül edemem. Ne iyi ettim de Kadri Sertelli ile mukü- “leyi imza ettim! Bir iki gün sonra o - nun tayyaresile urun bir yolculuğa çıka- cağım ve gözden uzaklaşacağım. Şimdi , den fırtmaları, tehlikeleri düşünerek memnun oluyorum. Zeyneb iliklerine kadar titrediğini ve soğuk bir rüzgârın yüzüne çarpar gibi olduğunu hissederek: — A..: dedi. — Kaçiyorum.. üzüntüden korkarak — Bu sabah «Os nun evlendiğini ha-| vel başkalarına aid meseleler halkında kaçıyorum. Ne alçaklık değil mi? r aldım, Ankaradan bana yazdığı biri yürüttüğünüz, mmuhakomelere, koyduğu. ı (Arkası var)