6 Sayfa SON POSTA Nisan 29 TE Dünkü Galatasaray - Gençlerbirliği maçından heyecanlı bir safha DÜN YAPILAN MiLLi KÜME MAÇLARI G. Saray G. Birliğini 5 - 0, Fenerde M.Gücünü 3-Iyendi İzmirdeki maçlarda Eesiktaş'a Altay 1-1 berabere kaldılar, Altınordu Vetayı 3 - 2 mağlüb etti Mili küme maçlarına dün Kadıköy basında devam edildi. Fiatların paha Kına rağmen sahada büyük bir Kka'aba vardı. Galatasaray — Gençlerbirliği İlk maç saat 15 de G. Saray - Gençler - birliği arasında oynandı. Gençlerbirliği- nin gayretli başlamasına rağmen G, Sa Tüy forvedinin derhal vaziyete hâkira ol duğu görülüyor. İki gündür sahaların en iyi oyuncusu olduğunu göste; Gündüz 3 üncü dakikada aldığı topla bütün Genç- lerbirliği müdafaasını yararak G. Sara - yın ik gölünü attı, Gençlerbirliğinin çök durgun oynama» m G. Saraylılara rahat hücum fırsat: ve- riyor. 15 inci dakikada Gençlerbirliği sağ ha f: kaleciye pas vereyim derken topu ken- di kalesine sokarak G. Saray hesabına f- kinci golü de kaydetmiş oldu. Gençlerbirliği 12 inci dakikada büyük bir gol fırsatı kaçırdı. G, Saray müdafaa- sı topu güçlükle kornere attı. Korner ne- ticesiz, 15 inci dakikâda sağ açığa geçmis olan Salâhattin a'dığı topla kaleye sokularak Üçüncü golü de yaptı. Oyunun mukad Milli kümeda puan vaziyeti 7 Fene-bahçe Galatasaray ALınordu Altay Beşiktaş İ Gençlerbirliği Vefa Dhafagöcü (Puanları müsavi olanların dereceleri #91 averaje göre hesab edilmiştir.) «Takımlar 7 şer maş yapmış bulun -; maktadırlar.) : : : ; week Mustafanın kafa vuruşu G, Saray kales ne girerken Faruk yetişerek - kurtardı. Oyun şayanı hayret bir durgunlukla de- vam ediyor. İki taraf da bu vaziyeti ka bul etmiş gibi işi oluruna bıraktılar, Dev re 3-0 G. Saray lehine bitti, İkinci devre ayni durgun hava ile oy- nıyor, Maç futbolden başka her şeye ha İbenzedi. Gençlerden K. A'i sıkı bir şüt, .İlikevi geçirtti. 18 pas içerisine dalan Me- İ Dünkü serb i |Kalabalık bir seyirci kütlesi, ! Dün Takalm stadyamunda serbest güreş- İler yapıldı. Ayni gün içinde milli küme maç- ları olmasına rsğmen stadyomda oldukça kalabalık bir seyirci ktillesi vardı, Fakat bu kalabalık, her zaman olduğu gibi maalesef tatanin edilmedi. Kasım 'Tafari — Gönenli Mehmed Güreş Kasımın bariz bir faikiyeli (le caş. ladı. 35 üncü dakikaya kadar da bu faisi - yet tatsız bir şekilde devam ederek Gönenli Mehmedin tuş olmasile nihayet buldu Manisaı Halil — Vini Marn VI Mara, geçen senedenberi memleke timida olan Polonyalı bir pehlivan. Yaşı geçkin, göbek salıvermiş, Bizleti 130 kilo, 48 dıkikalık güreş umumiyet İtberile tekiz geçti. Halli kendisinden en aşağı $0 kilo far. is olan Marn'e nazaran daha enerjik güreş ti. Neticede güreş beraberlikle bili Tekirdağlı Hüseyin — Kars Ali dakikalık bir güreş seyredebildik. Bu 50 da. jkiza inde Hüseyin de Kara Ali de birbirine çok az oyun tatbik edebildiler. 80 uncu da. kikadu minderin sol tarafında ve minder İdışınde Kuru Aliye bir tuş oldu. Hakem dü. dük çaldı. Çalan düdük, Alinin sırtın yere kalkarak tekrar tutuşmaları için verilmiş bir işaretti. Tekirdağlı Hüseyin derhal (o İslras ederek eban Alt yendim, bekrar güreş - mems dedi, Hekem kararında rar etti, dakika sonra maç 5-0 G. Sarayın galibi- yetile bitti, Fenerbahçe — Muhafzgöcü Günün son maçını Fenerbahçe ile Mu- haglicü yaptılar. Maç G. Sarev - Genç- lerbirliği müsabakasile kıyas kabul et - mez derecede geri ve güzel oldu, Fener- bahçenin Melihin sür'atinden istifade e - derek hücuma başlamssı Muhafıza ilk teh lihin Yaşara verdiği müsaid fırsatı bu 0- yuncu topu beş metre havaya dikerek dı- rı attı, Muhafız da fsi sıkı tuttuğundan ovun cidden zevkli oluyor, Bi süra - den ve Muhafız müdafilerinin kendi - sini boş bırakmasından istifade eden Me- tekrar kale önünde,. top kornere gi Bunu ikinci bir korner daha takib e se de Muhafızlılar savuşturdular. Bu a- rada Muhafız kalecisi Fethinin fedakâ - İrane ve güzel kurtarıslarını sevrediy» - ruz. Fenet müdafii Faruk topu tutarmyor. Cidden usta bir oyuncu olan Muhafız sol ığı güzel bir sürüş ve sıkı bir sütle to- pu direkten direğe vurdurarak Fener ka- lesine soktu. 10 uncu dakikada 140 galib vaziyete gecen Muhafız hitcum üstüne hü cum vapıvor, Fakat forved haltı mütema- di pas vapmak ve süt atamamak yüzlin - Gtireşin mödeeli i saatti. Fazat ancak 30| geldiğine işaret deği, pehlivanların uyağa| Gi, | tekti. Osmana çarpıp çelen tapa yüklenen | birkaç kisi yere yuvarlandı. Bu fırsat da| kaçmış oldu. 5 inci dakikada Gündüz bütün bekleri Tatını tayin eden bu sayılardan sonra Saray işi gevşetti. Gençlerbirliği bütün hatlarında görü - Jen bir yorgunlukla bu vaziyetten istifa- de edemiyor. Bilhassa takımın bel kemi ği Hasan çok durgun oynuyor. Sahada ye gine müessir oyuncu Gün den netice alamamaktadır. Yediği gole rağmen seri temmosunu bozmıvan Fenerbahce 16 not dakfkada be | il l e *Tİ raberliği temin etti: Ortadan Relbiive ge kendine has çalımlarile geçerek dördün- ceh top ustaca bir kafa darbesile Melihi İcü golü yaptı, İki taraf da bu vaziyeti kâ-İu'evor ve kıvrak bir vürud esımından dür. Aldi bul etmiş gibi oynadığından oyunda hiç! sonra cekilen süt Muhafız ağlarımdn... her topla karşısındaki n sayı alfüst bir zevk yok. 39 uncu dakikada kaptığı| Muhafız tekrar hücumda. Cihad, Tur- ediyor, 97 inei dakikada nereden çıktığı topla iki beki ve nihayet kaleciyi de kıvı-| gudun ortasını, havada ucarak ve vum » belli olmıyan Buduri go! vaziyetine gir -İran Gündüz G. Sarayın beşinci ve en gü-|rukla uzaklastırdı. Bir çarrısmada Fe - diyse de Rahim kurtarmada muvaffak ol-İzel sayısını da kaydetti. Son dakikada bir | nerliler kendi santrhafları Esarlı sakat - du, Mukabil Gençlerbirliği hücumunda korneri Osman muvaffakiyetle tuttu, Bir (Mev 8 snefadak Mektebler arasındaki 20 kilometrelik bayrak yarışı finali dün sabah Fenerbah- çe stadında yapılmıştır. Altı lise arasın- 'da yapılan yarış çok zevkli ve muntazam oldu. G. Saray lisesi koşucularının ilk an-| lardaki muvaffakiyetlerini diğerleri de- vam ettiremiyerek ortadan silindiler. San'at mektebi ile Kabataş atletleri ara- sında büyük bir çekişme oldu. San'etten Ahmed rakiblerini hayli açtıysa da di - ğer koşucuların zayıf olması yüzünden 'akıâ henüz dahâ sevgili küçük ölü ile yıldızları gidiş arasında bir münase- bet bulamıyordu. Fakat mademki baron böyle bir münasebetin mevcudiyetini te min ediyordu, o halde kendisi de ona * nanmekta idi. —'Ey! pekâlâ, kararlaştı, azizim. Ba nâ güvenebilirsiniz. Baron, karşısındaki ince, kibar adam- dan başka hiç kimsenin farkedemiyete - ği bir teessürle, yavaşça: — Teşekkür ederim. Jak, dedi. Sizden zaten başka tür'ü bir hareket beklemez - dim. Aldanmamışım, Artık aldanmamağa başlıyorum. Ve baron. Jak'ın aşağı yukan gece ya- rısını işaret eden «saate gayri ihtiyari bak tığını görerek ona şu teklifte bulundu: — Haydi isterseniz Marignan'a gidip bir şey içelim. Hem biraz hava almış o « Turuz. Hava güzel ve mükemmel bir meh tab var. Jak, ayağa kalkarak: — Al right! dedi, Size itiref ederim ki bu akşam biraz sersemleştim. Haydi gi - dip ayı seyredelim. — Ve eminim ki şimdi bu eanma yan- dığımın ayına başka gözlerle bakacağız. | Öyle değil mi amma?.. Birkaç ay sonra içine dünyamızdan bir vatandaş yollıya- ak olduğumuz aya bakacağız yahal Hem öyle ki, ihtimal, giden geri gelm yecek de... İki adam, konuşmakta devam ederek, t «Son Postawnın edehi tefrikası: 39 Montaigne avenüsünden inip Champs - Eiysöes'ye kadar çıktılar, Rönd-Poin'a vardıklarında vakit tam gece yarısı idi. Ay, birkaç safdil insanin yakında üzerine cinli makinesini çevire- ceği bu tılsımlı nişangâh, hakikaten, si- i yah kadifeden bir semanın orlasındı tam dolgunluğu ile parlıyordu. Bu akşam, sahiden, daha nâdir ve ul- visi tasavvur edilemiyecek bir teessür duydular! Her asırda insanların züretkâr arzusü- "nu bütün sihirli «mavera» lara ve perili «gayri mümkün: lere doğru sürüklemiş olan eski macera çılgınlığı şiddetli suret- te benliklerini sarhoş ediyordu. Kendilerini artik yeryüzünde hisset- miyorlardı! Etraflarında bu dünyadaki şeylerden hiç birini görmeden yürüyor- ilardı sanler, arabalar, ışıklar, her şey, rüyet sahaları içinden karmakarışık ge- çiyordu. Fakat nazarları, fevkalbeşer bir büyü- AŞKA ADAM NANMAYAN ,TERCÜME EDEN :: HALİT FAHRİ OZANSOY Yazan: Jorj Delaki Venişle, Artemis'in teni kadar beyaz. kos-| — Müsaade eder misiniz? koca dualı bir ekmek kadar yuvarlak o-| Bunun üzerine, iki adam için. sarhoş Jan kadim Sölöne'nin süt renginde kur-/edici, hummalı, durup dinlenmesi olmi- 'sundan ayrılmiyordu. Ve bu anda onun,!yan bir hayat başladı. İz de Triomphe'un (*) tam üstünde bu-| (İnşaata, Seine-et-Marne'da salın alır Tunduğunu furkettiler. nan geniş bir arsada girişildi. Baron, geniş nikbin bir tebessümle; Baronla Jak, sanki gizli gizli hariku- — İyi alâmet değil mi ha! Mide bir aşk macerasının randevularına Dedi. ; gidiyorlarmış gibi, kendi sürdükleri kö- Ve kahvenin taraçamna oturacakları/tü bir araba ile arasıra oraya gidiyor- esnada, küçük bir çiçekçi kız onlara 46 Jardı, kuldu. Baron bir teyyare meydanında bir ma- Kız, az çok bir muziblikle: İkinist pilot yakalamış ve onunla kendi — Benden bir buket satın alın, MÖSYÖ | çalışma odasında bususi olarak uzun W baroni run konuşmuştu. Bunun üzerine onunla Dedi. LAME. ç bir mukavele imzalamıştı ki bu sayede Baron, şimdiki âdeti üzere, küçük kı-| mukaveleye gahib olan dayanılmaz men- za müsamaha ve nezaketle baktı, yanağı" | #aatler elde ediyordu. na fiske vurdu, bütün sepetinin parasını dr diğen V verdi ve yalnız iki ufak menekşe demeti) ,,, ve meli Mean Ke aç a alarak, birini, zerif bir sadelikle Jak'a pa diğer bütün cihetlerce de işler al fena gitmiyordu. Herkes, görünüşte bü- (9) Tukızafer. Paris'teki, yük bir sır gibi saklanan meselenin €sas e! est güreşler gene yarıda bırakıldı , başpehlivan Tekirdağlının yersiz itirazları yüzünden verdikleri paraları bile geri alamadan geri döndüler Halk, «olmadı!» diye bağırdı. Hüseyin, bun- lara rağmen güreşmemekie wrsr etti, Hüseyinin tekrar mindere gelmesini on da, kika kadar bekliyen AN de «Bir başpehlivan bunu yaptıktan sonra ben yenlimiş sayıl - maya razıyım!» diyerek çekildi, gitti. Hüseyin neden sonra razı oldu amıma, Alİ tekrar dönmedi. Organizatörlerden birisi de pi n, bir kararla Tekirdağlı Hüseyini galib (1) Hân etti. Netice şu ki, bizim profesyonel güreşçile. rimiz, başta Tekirdağlı Hüseyin olmak öze. hakemin ne demek olduğunu, hake. yeceğihi bilmiyorlar. Güre da trakmağa sebeb olmakla, a€yir » hürmetalalik etmiş olduklarını, bir güreşçinin her şeyden fazla seyirelye hürmet etmesi Yâzım geldiğini, çün kü onun parasile geçindiklerini henüz öğ « renememişler, Pehlivanlarımızı, kendilerine spor cen « Hilmenliğini öğretecek bir Leşkilâta bağla « manın zamani artık gelmiş, hasta geçmiş , İtir. Mİ Gençlerbirliğinin bir itirazı Cumartesi yapılan Fenerbahçe « Gençlerbirliği maçından evvel Gençler « birliği kaptanı, asker olan Fenerbahçeli Basriye müsaadesi olmadığı için itiraz et "miştir. ZA amm İmam Mektebler arası bayrak yarışı Kabataş mükemmel hamlelerle rakible - rini bir tur açtı. Sonlara doğru Haydar- paşa Vasfi ve Muzafferin sayesinde ara- İyi birez kapamağa muvaffak olabildiler. İ Teknik neticeler şunlardır: 1 — Kabataş 58.48.6 dakika, 2 — Hay- darpaşa 54.10.6, 3 — İstanbul lisesi 55,46.7, |4— G. Saray, $ — San'at mektebi, 6 — Darüşşafaka, Resim mektebli atletlerle koşulara iş #irak edenleri gösteriyor. ve mefhumunden bihaber olmakla bera- ber, gene kendi işine karşı husus! bir a- Jâka duymakta idi. | Parisi müdafaa için gizli iştihkâm- İlar yapıldığından Bahsolumıyordu; inşa- İat meydanında, dışarıya aksetmiyen da- ha om Jü başka faraziyeler yürütülü- yordu. Petrof, kullanılan memurlarla âmele- yi söyletmek için yanlarına iki üç kur- haz yardımcı yollamıştı; maamafih umu. mi bir ketumiyet vardı. İki üç ameleden başka hiç kimse bir şey söylemedi, o ge- vezelik edenleri de tezgâhlarını değişti. rip bol gündelikle Fastaki gıda komprf- meleri fabrikasında çalışmağa yolladılar, Bernar'a gelince. tahakxukuna çalışi- lan bu muazzam işin humması içinde hiç yorulmadan gece gündüz didinip duru- yordu. Her şeye nezaret ediyor, en ufak hesabları gözden geçiriyor, inceden in- ceye plânların tatbikini kontrol ediyor ve zihninde tasavvur ettiği harikulâde beldenin: kendi ilhamı altında doğuşunu bir hareket verici gururu, bir cihangir gayreti ve bir peygamber imânı ile görü- yordu. | Yıldız pilotunun adamakıllı yetiştiril- mesi de Jâzım geliyordu. tâ ki, adamın ikendi tâbirile, büyük yolculuk gününe b olsun (Arküst var)