8 Nisan SON POSTA Majino veya Zigirid | hafftına niçin ir laarruz yapılamıyo iman orduları başkumandanı Ge neral fon Brauschitz garb cep - üesini teftiş etmiş; Hitler, önümüzdeki haftada askeri büyük başlarla görüşüp dânişarak Almanyanın omukadderalına| mMütesllik kararlar verecekmiş! Elhasıl bu ve emsali haberlere bakılırsa, garb Cephesinde birbirinin üstüne atılmak İçin karşı karşıya hazır duran büyük or- duların bağlı bulundukları zincirlerin nerede ise kopacaklarına inanmak iktiza eder. Geçenlerde bilmem hangi muharrir hangi gazetede, garb cephesinde bir Yıldırım harbinden ve böyle bir karbin Mizumundan bahsediyordu! İşte olmuya- cak bir şey varsa o da gürb cephesinde Yıldırım harbidir, Çünkü gerb cephesi baştan başa ve karşılıklı olarak devamlı usulle tahkim edilmiştir. Bir müstahkem mevzle taarruz için ise - bahusus devam- İh tahkim usulünde - çok büvük hazır hklarla zaman ister. Onun için buradu yıldırım harbi olmaz. Binlerle ve yüz binlerle can, mühimmat ve malzeme fe- da eğilerek ancak adım adım ilerlenebi- lir; fakat muvaffakiyet gene meşkük ke- hr. İşte zaten bu zorlukler dolayısiledir ki hiç bir taraf şüpheli bir netice için yüz binlerle insan feda etmek mes'uli - yetini üzerine almıyor ve nihai zafer ü- midini riske etmek istemiyor. Bununla beraber okuyucularım, «garb ©ephesinde neden döyüşülmüyor» diye â- Sebileşip sabırsızlamıyorlar, obakları da vardır; çünkü harbetmek oyuncakla öy- Mimak değildir. Yalnız uçak ve denizal - fa harblerile, yahud iktisadi harble veya abluka ile harb kazanılmaz. Harb ancak Muharebe meydanlarında dövüşülerek kazanılır, Nitekim işte Sovyet Rusya Mener - baym hattı filân dinlemedi, büyük tele - fata aldırmıyarak muharebe etti ve ni - hayet zavallı Finlerin Manerhaym g€ - risinde ihtiyat kuvvetleri olmadığından harbi bilfiil harb meydanında kazandı ve bisirdi. Tarih, bütün kazanılmış ve kati heticelere erdirilmiş harbleri hep bu yolda tarif etmiştir. İktisadi abluka, pro- Paganda ve siyaset oyunları muharebe €- &en orduların vazifelerini ancak kolay - laştırmak içindir; yoksa onların işlerini görmek için değil... Bu sebeble müttefikler de nihayet dö- Vüşmek mecburiyetindedirler. Fakat garb “ephesinde dövüşmek demek bir tarafın Alğerinin barındığı müstahkem hatta taarruz ederek bunu yarmak ve sonra, gerideki hasım ordusunu yenmek demek- ir. Filvaki Büyük Harbde binlerce to - Pun ansızm ateş açarak birkaç saatlik tesir ateşi yapmaları ve müteakiben pi- Yadenin bir ateş silindiri arkamdan ta- Arruza kalkması neticesinde 10 MA 20 Kın. derinliklerde yarmalar olabitmişti. Pukut Zigfrid veya Majino hatlarına kar- M bu usulde bir hareketle herhangi bir muvaffakiyet elde edilemez. Buralarda, taarruz için seçilecek cephe kısımların - daki yırklı kule, betonarme tabye ve İs - İhkâmlar tahrib ve amelden sakıt sdil- medikçe bu hatları delmek ve yarmak Mümkün olmaz. Daha esaslı ve uzun #stihzara* ile tak- riben doksan Km. Ik taarruz cephesinin bazı kısımlarında 10-12 km. derinlikte bez: varmalara muvaffakiyet elverdiğini farzetsek bile mütaarrız, önüne çıkacak ikinci ve üçüncü hatları müteharrik ih - tiyatlar ve nihayet mukabil taarruzlar sebebile geri dönmeğe mecbur olmasa bi- İş durmak ıztırarında kalacaktır. Müs - İnhkem mevzilere - bilhassa Majino ve Ziziridde olduğu gibi eğer bunlar devam- h üsülle İnşa edilmişlerse - taarruzun çe- tinliği işte buradadır. Zigirid veya Majino mevzilerinin ön hatlarının €sas tahkimatını bir takım e m NER N Emekli general H. Emir Erkilet! “ Son Post'a ,, nın askeri muharriri irili ufaklı zırhlı kuleler teşkil eder. Bun Yar üstleri zıphlı bir kapakla örtülü bu - hunan 3-4 metre kalınlıklarda betonar - me tabyelerden ibarettirler. Zırhlı kulelerin bir kısmı gözetleme; yerleridir. Diğerlerinden, küçükleri ına- kinelitüfek veya küçük çapta zırh delen ğır toplarla mücehhezdirler. Zırh kapa ğın kalınlığı küçüklerde 7 ve büyükler « de 12-20 santimetre kadardır. Sayılarma gelince, cephenin eheminiyetli kısımla - 4 küçük kulenin bulunacağı hesab ve tahmin olunabilir. O halde mese'â Maji- no veya Zigirid hattının 90 kilometre genişliğindeki bir cephesine taarruz et - mek demek en az 270 büyük ve 360 hafif zırhlı kuleyi, yani tabyayı muharebeden hariç kılmak demektir. 710 ağır, yani büyük zırhlı kuleyi çö - kertmek için yüzlerce 21 lik havan ile bil- hesab iki günde 162,000 aded Havan mer- pağını delerek ve mermi içeride parala - narak tabyayı işlemez bir hale getirmek için yüz küsur 21 lik veya 24 lük uzun topla 27,540 aded zırh deler tane atmak iktiza eder. Keza, 360 kücük zırkılı kule- yi tabrib için, 150 aded 15 lik uzun topla 54,000 atım yollamak lâzımdır. Bunlardan başka kulelerin mazgalla - rına de yüzlerce küçük, fakat ilk sürati fazla (2 ilâ 75 earttimetrelik) toplarla mazgal atışı yapmak ve böylelikle on binlerce mermi daha sarfetmek lâzımdır. Bütün bu mermiler ve bu toplar sırf iki günlük bir hazırlık ateşi içindir. Baskın tesirini muhafaza için buki günü bire indirmek istersek o zaman top ların sayılarını bir misline çıkarmak ikti za eder, Çünkü bir topun bir günde a - tabileceği mermi sayısı mahdud ve mu- ayyendir. Bunları hazırlık ateşinden evvel, ta - râassudu kolaylaştırmak için, kule ve maksadile bunları için de 200 sahra dbüsü ile takriben 25.000 yangın mermisi atmak lâzımdır. Bütün bunlara rağmen gene bütün ku - le ve tabyaları muharebeden haric kıl « mak kabil olmıyacağı gibi evvelden gö- rünmeleri ve tap ateşile tahribleri müm kün olmıyan bir çok yan ateş ;nevzileri sağlam kalacak ve piyadenin ilerleme - sinde muhakkak olarak bunlar gene fa - aliyete gelerek bir çok telefat ve müş - külâta sebeb olacaklardır. Bundan başka topla ve bomba ile yer altı sığınaklarında saklı bulunan mu - hafızları öldürmek kabil değildir, bun- lara yeraltı lfğwmlarile hücum etmek iktiza eder. Ancak ldğımları derinlik - lere kadar indirmek lâzım olmayıp ye rin 15-20 metne derinliklerindeki düş - z Zigirid hattında tan klara karşı mântalar toplarla ve büyükleri hafif veya orta a-, -ihücüum gelir. Bu öyle bir hücum ki bin - Tında, kilometre başına en az 3 büyük ve! misi savurmak veyahud kulenin zırh ka-| ri Iman sığınaklarının methal ve İerini ve muvasala dehlizlerini yıkıp va zarak muhafızları yeraltında hapsetmek ive havasızlıktan öldürmek veyahud bun İlara garhli veyi boğucu gez mkrmik'da İkabildir. Elhasıl bir veya iki günlük bir ateş ha zırlığından sonra ateş silindiri vasıtasile lerce top hücum kıtaatımızın Oönünde her şeyi ezen ateşten bir silindir vücu » de getirirler. Ve piyadeler, tefakat top- çuları, bomba topları, muhabere ve fen- ni kıtalar, nihayet tanklar sıra sıra bu silindiri takiben ilerlerler. Ve böylelik - le eğer ber şey yolunda giderse düşma- nın ilk hattından bir kısmına (girmek imkân: nihayet hasıl olabilir, Fakat son ra ne olacak? Yeniden huzırlıklar, ye - niden fedakârlıklar oyapılarek nihayet daha birkaç kilometre ilerlenecek değil midir? Böylelikle yapılacak fedakârlık - Tar hiç bir vakit elde edilecek neticeler le mütenasib olmaz, Bu sebeble hangi taraf o böyle dipsiz ve neticesiz işe kalkışacak olursa nihayet kuvvetlerini eritip yıpratacağından 2a - yıflar ve işte bu hal, 6 zaman karşı tara-! fa fırsatlar verebilir, Ruslar Finlerin berzahtaki yet muvaffak oldular; fakat Ruslar Pin- lere saytca ve malzemec» kat kat üstün idiler; ondan başka geriğe sonsuz bi? insan ve malzeme İhtiyatına malik Ol - | veemesesanın malarına mukabil Finler bu ihtiyatlar - dan mahrum idiler, bununla beraber tak riben 45 km, ik bir cephede 40 km. İler- lemek için aylarla uğraştılar. Garb cephesinde ise bir tarafın diğe- rine karşı insanca ve malzemece ne © kadar fazla bir falkiyeti vardır ve no de gerilerde biribirinden fazlesile farklı in san ve malzeme fhtiyatları mevcuddur. Bundan başka Majino da, Zigfrid de, herhalde Manerhaymdan çok farklı ola - rak, en son ve müterakki vasıta ve usul lerle tahkim, teslih ve techiz olunmuş » lardır. Bu şartlar alındi O hangi taraf durup dururken başım getirip çelik ve beton duvara çarpar? İlk çarpacak ba - şı kırılması muhakkak olduğundan bun dan yalnız hasım taraf kazanır, Onun i - çin şimdilik, yani karşı taraflarda muh- İtelif sebeblerle dahili sarsıntılı vaziyet » ler olmadan, ne Almanların ve nede müttefiklerin garb cephesinde kat'i bir taarruza kalkmaları beklenemez. Çünkü Zigfrid olsun, Majino olsun tasrruz Üs - leri değil madafaa mevzileridir. Harb başka bir yerde patlak verir mai veya verecek mi bilemeyiz. şimdi mu - ayyen ve malüm olan şey müttefikler & çin garb cephesinde dövüşmek için he « nüz müsaid zamanın gelmediğidir. H, B. Erkilet müstah -| kem mevzilerine taarruz ettiler ve niha-| ©OĞRENDİKLERİM eğer ben hiç bir şeyin adını doğ ru dürüst bilmiyormuşum. Eğer evvelki gün sokağa çıkmamış, bir dükkâ-| na uğramamış olsaydım; belki gene öğ - rTenemiyecektim. Sirkecide tramvaydan tamdığa rastladım: — Nereye? Dedi, Cevab verdim: — Şurada bir kokucu dükkân: var, o - Taya uğrıyacağım. — Parfümöri mi? Tirıyatçıya, yani kokucuya pârlümöri dediklerini ondan öğrenmiştimi. Dükküna girdim. — Merhaba. — Bonjur. Merhaba ış olacaktı ki, tezgibter doğrusunu söyliyerek tashih etmişti. — Biz şişe kolonya istiyordum. — O dö kölony Gene yanlış yapmıştım. — İşte ondan. Kolonya (dilim alışmış da söyledim) | O dö kolony şişesini kâğıda sarmıştı — Başka bir arzunuz? Başka bir şey alacak değildim. Fakat inmiştim. Bir öğrenmek merakım vardı. Camlı dolab-| yuş ta söy daki wfak pudralıklar gözüme ilişmişti. — Bunlar pudralık değil mi? — Pudrier. — Yanındakiler de dudak boyası, — Ruj. Diş macunlarını görmüştüm. Artık on- ların da adı değişmezdi ya: — Bana bir diş macunu verseniz. — Pat istiyorsunuz. Pat diye patlıyacaktım. Meğer onu da bilmiyormuşum. Diş macunu da( dilim alışmış da söy- İp pat da kâğıda sarılmıştı. Traş bı - çağı traş bıçağından başka şey olamazdı İya: — Bana bir pwket traş bıçağı verseniz, Tezgâhtar öteki tezgihtara seslendi: — Bay için vitrinden. Elile işaret ettiği yerin adını ben ca - mekân biliyordum. . Bir paket Lam çıkarın. Traş bıçağının adı da meğer Lammış. Onu da öğrenmiş oldum. — Başka — Hayır ğim, kasaya mı? — Kese vereceksiniz, Kasanın da adı kesmiş. — Bayan şu beş lirayı alsanız da, Tezgâhtar seslenmişti: kuruş — Üç yüz yirmi alacaksınız j matmazel, Gene yanlış, meğer kasada (dil alış « ledim) Kesde oturan bayan de gil, matmazelmiş, Dükkândan çıkmıştım. Daha başka dükkâna girmedim. Hiç kimseyle selâm- laşmadım. Hemen evime döndüm. Çünkü o günlük bu kadar ders kâfi idi. . Mies Muna Fransızlar inanılmıyacak | Bunları biliyor mu idiniz? | cak | © Kabili sevk balon habers ördek e. lek niası Fransızlar ga - Amerikada bir zetede aklın kabal loküntücı, kırda etmiyeceği bir ba- viş görürlerse; — İşte bir ör - dek daha! derler, İnanılmıyacak habere ördek demeleri- nin şöyle bir hikâyesi vardır: Bir gazete muhsrriri yazscak mevzu bulamamış. Alta ördek yiyen adamın hi- kâyesini yazmış. «Adam altı ördeği bir 0- turuşta yerim diye bahse girişmiş, altı ördek almış, birincisini kesip diğer beş ör değe yedirmiş, ikinciyi kalan dörde ye - dirmiş ve nihayet söna kalan ördeği ken- di yemiş ve bahsi kazanmış.» * Mkrop filmleri Yeni icad edilen «çok büyülten» si- nemadan bilhassa fende pek faz - (la istifade edil - mektedir, Mikrop jlar bu sinemada, mikroskoplarda Sl sy pek fazla büyük yn ve kolayca tet- kik edil İhtiyar erkeğe İhtiyar kızdan cevab Bir ihtiyar kız imzasile şöyle bir mektub aldım: «— Sayın Teyze, Son Postada kendisine Bülyalaril, avımmasını tavsiye etmiş olduğunuz bir elhtiyar adams m şmektubunu O - kudum. Ben do hayatta kimsesiz bir kızım. Eğer isterse hülyalarının bir kısmını tahakkuk ettirebilir, ona temiz bir yü- va hazırlıyabilir, ayni zamanda müş” fik bir bakıcı, bir arkadaş olabilirim. Eğer bu düşüncelerimi kendisine bil z size de minnettar olurum» dercekti iten. sonra bir sualine de ce « vab vereyim: — Hayır, bu ihtiyar erkeğin hüvi - yetini bilmiyorum, kattâ mektubunun posta damgasına dikkat etmemişim, İstanbulda oturup oturmadığın da imuştır. Bu lokan - bir lokanta yap - ta aynen o kabili sevk balon biçi - mindedir. o Sanki bir kabili sevk balon oraya inmiş tesirini verir. Muzelerdeki iskeletler Dünyadaki ta- £9) biiyat müzelerin - de ilk devirlerden kalma birçok iske- letler mevcuddur. Fakat bunlar ara- 5 sında ayni hayvanm kemiklerinden müs teşekkil olanlar nadirdir. Diğerleri ayni cins hayvana âid kemiklerin bir araya getirilmesile vücude getirilmiştir. * Paraşıtlu itfaiya Siberyada bir orman yangını esma - sında paraşütten çok istifade edilmiş * tir. İlisiye ekipleri yangın mıntakas- na paraşütle sevkedilmişlerdir. Ve te- vessii edeceği muhakkak görülen yân» gın bu sevede söndürülebilmiştir. bilmiyorum. Eğer bu satırlar gözüne ilişirse veya bu mektuba alâka göste « rirse elbetle bu sütunda cevab vere « cektir. * Diyarbakırda bir «Garib: kimseye: Gönül işleri sütununa manzum mek tub ilk defa olarak ve sizden geldi: Çünkü cebim delikti, «Aradığım meteliktis Diyorsunuz. Benim en sevmediğim erkek tipi işte budur, zmektubunuzu sütunuma aynen geçirmediğim için bilmem beni mazur görür müsünüz? * İzmirde Bayan «İ, İ.> ye: — Hayır bu mesele için İstanbula kadar gemiye Mizum yoktur. İzmiri bilirim, hem çok iyi bilirim, aradığını doktoru orada bulabilirsiniz. Eminim ki, İstenbuldakini aratmıyacaktır. TEYZE