ya 7 4 7 1 l Yazan: Hasan Adnan Giz Zeynebin üzüntüsü Etrafında pervane gibi dönen yüz -| — Evet, bilhassa siz Melike hazret- lerce cariyesi onun engin ve mu -İleri. ammalh ruhunu her zaman anlamaktan | — Emri kim verdi, babam mı? âciz kalan cahil ve basit insanlardı. İç | — Hayır, Emir Necmettin hazretleri. lerinden yalnız bir tanesini kendine mah-| — Peki ben şimdi onunla görüşürüm. rem ve sırdaş yapmıştı. Zeki ve kurnaz) Hiddetinden yüzü kapkırmızi olmuş- kalfası Zübeyde ona karşı çok fedakâr tu. Kendi hükümdarın kızı olduğu halde olmakla bersber gene ince ruhlu bir ka-İsarayda istediği bir yere gidemesin, bu Yeni köprünün aksak tarafları «Osman kaptanı adlı maruf bir de mizeı okuyucumuz yazıyor: İnşaalı bitip işletmeye aşılan Gazi köprüsünün tahta parkeleri bakkında mütcaddid yazılar yazıldı, Halbuki bu köprüntn aksuk tarafları yalnız parke. leri değildir. Bir kere köprü görünüş itibarile zevki okşiyarak bir vasıf taşımamakta, duba. ları alcak olduğundan uzaktan adeta sallar üseine direkler diktimiş ve Üstü örtülmüş hissini vermektedir. Bu bakım. dan Karaköy köprüsü yeni köprüye na- zaran bir şaheserdir. Eekirik tesisatının garabeli, bir kıs. nu demir, bir kısmı ahışab olan Korku - lukların vaziyeti manzârayı büsbütün şirkinleşlirmektedir. Köprü karayı birbirine rapteden bir Dünya gazetelerinde göz çarpan fikir ve iddialar (Baştaraf, 7 nci sayfada) gönderebiliriz. Fakat Romanyaya karşı hissi değil, muhakkak surette pratik davranmak mecbur'yetindeyis, Geçen harbde Romanyaya yardım' edeme- miştik. Karadenize giden yol Türkiye ile düşman olmaklığımın dolayisle kapalı idi. Şimdi, harb halinde, Karadenize geçebilir ve Romanyaya yardım edebiliriz... Ve bu su - relle kendimize yardım etmiş oluruz. Bu sahada Musırlıjardan, Arablardan ve Hindiilerden yardım göreceğimize şüphe yoki tar. * Ramanya, demokrat bir memlökettir. Köylüler ozada, komşularında görüldüğün. den çok başka bir tarzda yaşarlar, Macar - mükâfatı olarak . köylü askerlere taksim edileceğini vâdetinişti, Eörbin sonunda Rusler, araziyi öristok ratlar elinden ihtilâl kuvvetile alarak bü içtimai sistemlerini tahrib ederken, Ferdinand vâdini toftu ve 1 buçuk milyon yeni emlâk sahibi meydana geldi. İşte bu sebebdendir ki, Rus tecrübesi Ru men hududunu asla aşamıyarak onları ta - siz etmedi. Eğer hödiseler Romanyayı harbe sokarak, Almanlar görleri Bağdadds olduğu halde aşarka doğru marş» diye haykıracak olursa, o Romanyanın muhtemel bir sukutu, onun c& saretsiz'iğinden ileri gelmiyecektir. O muhtemel sukut, Romanyanın cesedi 1. vasıta olduğu elhelle karâya temas nok- asında bitmesi ve karaya intibak etme. lar ve Lehler arasında olduğu gibi büyük|zerindan geçiimesile, bizim Akdeniz ötesin. ra İemlik sah'blerinin veya perçin yahnellerinİdeki matlklerimizin elimizden alınmaz, için“ hildeni ben aile an Kör 88 > Üleherinde değdtrlr. yol aplacağı hakikatin! takdir edemeri? ol. idame has İ Geçen Harbi Umumi esnasında, Ramanya İmamızdan ileri gelerek, bu suç bise ald o - çine doğru uzatılmıştır. Bu yözden A-İlar'p. sd kir zabkapısindaki mimar Sinanın şaheseri e > m olan rorif ve mühteşem eaminin man . İl din sayılmazdı. İne kadar haysiyet kırıcı bir şeydi, .Ah o Babasına gelince, Fatibüddin kızını (hâin'e diye dişlerini gıcırdattı. Bütün bu çok seven fakat disiplin ve merasime de (işler onun baş: sidar çıkıyor, babssını © kadar riayet eden müteassıb bir adam» / elde etmiş, adeta bütün saraya e tahak- d:. Zavalh Zeynebi yılda bir kere saray- küm etmek istiyordu. Necmettinin oda- dan dışarı çıkartmaz. vezir kızlarile bile görüştürmezdi. Onu aşılması mümkün olmıyan bu ke- İn duvarlardan ziyade saray an'anatının © yıkılmaz kalesi sıkıyordu. Nereye gitse etrafında sakin bir inkıyad ve in sanı sıkıntıdan kudurtan bir hürmet vor- dı. Halbuki o çok açık fikirli, hür düşü eeli bir kızdı. Hiçbir hakikati haykırmaktan çekinmiyen gönül işlerine kadar her meseleyi çekişe çekişe konu- şup münakaşa eden ciddi ve hakiki dost- lar arıyordu, Çünkü çok ciddi derâleri vardı o ve yana yakıla konuşmak is tiyordu artık. Baybars karısının gelişi” ne ne kadar sevinmişti, Aradığı birçok vasıflara malik o'an bu kadına eskiden beri muhabbeti vardı, Fakat ne yazık ki babası buna bile müsand« etmiyerek © nu yanından ayırmış ve kadıncağızı 58- rayın en ücra bir köşesine atmıştı, «Dün- yanın haline bak!» diye içlendi. Hakiks- ten düşenin dostu olmuyordu. Bir zaman- lar Emir Baybars Kudüs a'ıp babasının namına hutbe okuturken karısma ne kı- dar hürmet etmişlerdi. Şimdi ise derli. mend kadıncağız tekin değildir diye #h- tiyar enüklerin bile girmeye cesaret e- demedikleri bir daireye kapatıyorlardı. Birden pentereden indi. Babasının ih - tarıma rağmen gene onun yanına gidecek, zavalh kadını yalnız bırskmıyacaktı. Kule atına gitmek için hemen bütün sarayı dolaşmak, cariyelerin ve kölelerin dairesinden geçmek lizımdı. Tanınma mak için başına bir şal aldı ve hemen dı. şarı fırladı. Koştu, koştu. Tam araya ge- çerken önüne zenci bir köle cıktı: — Yasak! — Kim söylüyor? — Ben söylüyorum. Köle onu tanımamıştı. Yüzünden şatı çekince adamcağız donakaldı. — Affedersiniz Melike hazretleri, sizi tanıyamadım. — Zarar yok. Geçeceğim çekil! — Maatteessüf imkânsız Melike ha» retleri. Buradan kimseyi geçirmemek #İket ediyorum. Bana karşı nasl bir halli nazarın - bakası için bizim birleşmemiz icab edi - çin emir aldım. — Bu emre bende mi dahilim? isıma öyle bir hizla girdi ki soluk beniz'ı genç hayret ve korku içinde uzandığı yerden fırladı. Hain olduğu kadar kor- kaktı 6. Zeynebi görünce sevinçle ellerini ©- Zuşturdu: — Bu fakir Necmettin için ne bü bir şeref". Teşrifinizi maküs talihim için bir fali hayır addederim — Sizinle sohbet etmeye gelmedi Necmettin. Kule dibine geçmeyi siz yasak ettiniz? — Evet bendeniz Melike hazretleri! — Bu yasağın bana da şümulü vw i — Bilhassa size. Mel'ke haz eri — Ne demek İstiyorsun oNermettin. bu ne tahakküm? Sizi şikâyet edeceğim. — Kime, bu emri verene mi” — Ne demek istiyorsun benim © tara- fa gecmem! babam mı yasak etti? — Evet bizzat pederiniz! — Onu siz tesvik ettiniz Necmettin. — Wavır! H'e bir zaman. — İnkâr etmeyin. siz vantınız. Bây - barsın karısından nefret edivorsunuz. — Rica ederim benim onlarla ne & - Mâkam var? Hem birdenbire neye hid - kalım belki çaresini bı EZ. — Ben simdi misafirlerimizle görüş - imek istivorum, İ — Eter benimle biraz daha ivi geçi - nirsmniz vederiniz duvmadan O arzunuzu yerine getiririm. — Benden ne bekliyorsun Necmettin? — Biraz ilifat, biraz alâka sonra, — Sonra? — Meselâ nevazişlerime karşı dahs az hoyrat davransanız, ara sıra küçük. — Evet devam edin. Küçük? — Ufak bir buse ile katırını alsanız fena mi olur? — Çok güzel Necmettin! Babamın #i- istismar etmek İstiyorsunuz? Necmettin kaşlarını çattı; — Bilâkis meşru hakkımı kullanıyo -| bime de kerışamazsınız ya”. rum Zeyneb. Pederinizin rızası ile hars- taşırsanız taşıyın, pederinizin da benim nişanlım ve müstakbel zevcem , yor. NEZİH E Ka OZN Ma Bütün (varlığında her şeye, her güçlüğe karşı koyacak ve yorulmadan mücadele edecek bir kuvvet hissedi - yordu. ğ : İlk bakışları Hicranın hâlâ sükü - setle uyuyan penbeleşmiş güzel yü - zünde dolaştı. Bu uzun ve rahat uyku hiç şüphesiz onu dâ kuvyetlendirmiş olacaktı. Uyandırmamak için. gayet yavaş ve sessiz hareket ediyordu. Fa - kan çok geçmedi, Hicran başını kımıl - datarak gözlerini açtı. Hâlâ yarı ser semdi. Birdenbire budalaca bir sual — Ben neredeyim? Fakat bu basma kabb sorgudan vaz- geçerek kendini toplamağa Çalışlı: — Siz hiç uyumadınız mı? Siret mütebessim ve mes'ud cevab ORANA hem öyle güzel uyu - dum ki... ya — Ben de. Hicran vaziyetinde sıkılıyor gibiy- di. Siret bir genç kadının yatak oda - sında bulunmanın gayritabtiliğini an - det edivorsunuz? Birar müsaade edin ba || P» | İİ SrvasBrrurum $ ze gösterdiği itimadı en âdi bir şekilde siniz. sarasını ihlâl etmiş ve o mevkii çirkinleş. trmiştir. Halbuki şehireliğin üssülesası, vücude getirilen yeni eserlerin eskilerle hema - henk olmasıdır. Kaldı ki köprünün mevkti de iyi inti. bab olunmamıştır. Yen! köprü Kasımpaşa ie Ayakapı &- 5 rasında yapılmalı ve bu suretle halkın 5 msütekâzif bulunduğu yerlere doğru u -f #avrmalı İdi. Bu İısımda halkın işlerine püelüklere rağmen sandallar!a gi ; gelmeği tercih etmeleri bunun için kri bir sebebdi, Bu suretle şehrin içti. eeal ve İktscdi şaruretleri daha iyi kar. şılanabil'ret, Uzun seneler birçok teknik tetkikler. den sonra vöcüde getirilen bu öserdeki diğer Kusurların tadadını da mütehas - silara, bırakıyorum. t J Tardra 1 &leriin Mew.Yerk © 390 Dalar 148.14 si 100 Fran 105 20847 Milane 190 Liret 14273 Deneme 104 İsviç. Pr. 291305 Amsterdam 199 Forin t00313 Bini 100 Beige 2208 Atina 100 Des nl 00023 Katya 100 Tava 1.7628 Madrid 100 Peçete 140550 100 Pengö 3 Bükreş 100 Ley 0.0215 Belgem © 109 Dinar “siz Yokohuma 160 Yen 330575 Btokholm © 100 İavaş Kr. 3006 Esham ve tahvilât Bryan 20 1938 5 ikramiyeli 190 10,51 — Hiç bir zaman çizin zevceniz olm. yacağım. Artık kendi vücudüme ve kal-| Vücudümüz ve kalbiniz devlete a - Bugün hânedanımızın istikbali ve (Arkesi var) menizi emrelli de onun içi neredeyse kendi de gelir. Hicran tekrar rica edecekti fakat Siret ors gülerek bir işaret yapıp çık - Poliste: Bir adam alacak yüzünden arkadaşını yaraladı Kasımpaşada Kulaksızda Hamam $0 kağında oturan Rıza, Tersane cadde - sinde Musanın kahvesinde birlikte 0 - turduklar, arkadaşı Hasanla bir alacak meselesinden kavga etmiş ve b'çağını çekerek Hasanı vermuştur. Hasan tedavi edilmek üzere hasta- neye kaltırılmış, suçlu hakkında taki. bata başlanmıştır. Apartıman soyan bir hırsız yakalandı Bir müddet evvel Taksimde Lâmar. tin #partımanında bir hırsızlık vak'a - isi olmuş, aparlımanın 10 sayılı daire - sinrle oturan Apostola aid kıymetli ha- hlar çalmıştı. Hâdisenin tehkikatile meşgul olan zabıta dün vak'ayı İamamen aydınlar. mış ve faili de yakalamıştır. Bu adam, "Topal Hasan adında sab;kalı Bir hır - sızdır. Suçlu celdığı halıları Bursa sokağın | da 37 sayılı Kasım bey aparlımanı ka- presi bulunan hemşerisi Alive saklat. tiğını söylemiştir. Mermurlar bu ifade üzerine Alive ald odada araştırma yap mışlar, burada çalınan halılardan bas- ka bir hayli mesruk eşya daha bulmuş- lardır. ii Yataklık yapan kapıcı Al hakkında dâ kanun! takibata başlanmıştır. Tayyare Okulu öğretmeni Fransız Duman'm cenazesi askeri merasimle kaldırıldı Eskişehir Tayyare okulu öğretmen- lerinden Fransız Duman Eskişehirde ölmüş, cenazesi dün şehrimize getiri - lerek Feriköy mezarlığına gömülmüş. itür. Çok değerli bir tayyareci olan Du- manın cenazesi askeri merasimle kal - dırılmıstır. | «Büyük bir merak ve endişe ikalen gene kızın ailesi bu gaybubet ü- zerine derhal zabıtaya müracaat mec. ti. Siret aşağı sofaya inince kap'dan henjz girmiş olan doktorla karşılaş - İtrlar. Doktor elini uzatarak: — Sen maşallah ivisin. öbür hasta - lad: ve kapıya doğru yürürken boğuk İmiz nasıl bakalım. -dedi.. bir sesle: — Teşekkür ederim azizim o da iyi. — Merak ettim de -dedi. Bir dakika | Yataktan kaldırmadım. önce odanıza pirip sizi yokladım. Gece epeyce rahatsızdınız,.. : Hicran bir hareket yaptı: — Şimdi kendimi çok iyi hissediyo- rum. Kalkacağım. Genç adam şiddetle itiraz etti: Doktor gülerek omuzlarını silkti: — Hepsi iyi, Fakat Siretciğim bu - günkü gazeteler dehset! Siret gözlerini açarak: — Ne diyorsun? -dedi- Doktor cebinden iki sabsh o gazetesi — Kalkmayınız rica ederim. Ben çıkarıp masanın üzerine açtı; şimdi size kahvaltınızı gönderirim. —» Teşekkür ederim. Zahmete ne Ütiyaç var? — Şuraya, şu serlevhaya bak hele!! Sire* hayret dolu bir sesle okudu: — Bir kiz kaçırma hikâyesi!. Nel| — H'ç de zahmet olmaz. Dün siz ba-|ne? Kız kaçırma mı? Bu da ne demek? na ne güzel bir omlef yedirdiniz. Ben — Oku oku azizim. Günün &ahra - de elimle size bir sütlü kahve pişlre -)manı oldun. Allahtan ki ismini henüz ceğim. z — Mademki istiyorsunuz peki... Fa beraber gönderiniz, olmaz mı? Siret bir adım geri dönerek: — Yoon! Bu olmaz işte; dedi- — Niçin? m e e a a tasrih etmiyorlar. burivetinde kalmaştır. Bir gece ansizın aile muhitini terkeden güze) kızın iz - leri üzerinde yürüyen polisimiz kızın nerede bulunduğunu öğrenmişse de bunun meşru bir nişanlı evi olduğu id- dia Üzerine ayrıca tahkikata devam etmektedir. Bu çok enteresan tagayvüb ve aşk hikâyesinin son safhaları hak - kında ve nek vakında okuyucularımı - 71 haberdar edeceğiz.» Bu sütunun altında Siretin bir res - mile beraber, söyle bir başlık altında dünkü kaza tafsilât, vardı. , — Sevimli san'atkârımız ressam Si- rele geçmiş olsun! Galatasaray civarında hizla bir dük- İkânın camekânlârını parçalıyarak ma - Bazaya bir dev gibi hücum eden ve res sam Siretin kolundan yaralanması su. retile neticelenen otomobil kazası dünkü sayımızda tafsilâtile yazmıştık. Siret gazeteyi masadan . alarak he .| Bugün aldığımız mütemmim malümata kat rica ederim bugünkü gazeteleri de|yecenh bir sesle okumağı başladı: «İsmini şimdilik tasrih ve teşhir et-|mumi muavini bay Seracettin tahki - mek istemediğimiz. memleketimizin |katımı ikmal etmek üzeredir pek tanınmış ve sevilmiş san'atkör -İsusta hazırlanan tü larından bir genç esrarengiz bir tarzdaİnin zaru: — Doktor bugün tamamile istirahat İ genç ve çok güzel bir aile kızını evin - kemeve nazaran vak'aya el koyan omüddeiu Bu hu - i por mağaza sahibi - t ziyan Gavasile beraber muh. intikal edecek ve vak'a mü - | Müteferrik: Finlandiya hükümeti memleketimizde bir general konsolosluk tesisine karar verdi Finlandiya hükümetinin memleke . timizde bir general konsolosluk tesisi. ne karir verdiği haber alınmıştır. Ge- nersl konsolosluk vazifesini Bay Sat. vet Lütfi Tozar if# edecektir. Bay Satvet Lülfi uzun zaman prens Sabahattmin hususi kitabetinde bu » Tunmuştu. Konsolosluk büroları İstik - MI caddesinde Sakasölim çıkmazında | Kismet apartımanında teessüs etmiş - tir. ğ Yermi, Biyas, Havadis ve Halk gezetesi Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 25 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin Obütün hakları mahfuz ve gazelemize aiddir. ABONE FİATLARI Abone bedeli peşindir, Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen irak geri verilmez, İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevab için mektublara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. Telgraf: Son Posta 5 örsasaresesanarssm0s0s4n0insasaansasmenana vak Telefon : 20203 i Posta kutusu : 741 İstanbul kia mize inmez adasi gear - ma a i mil Şimdijden kacırmış olmakla zanraltındadır. |sebbibi ressam Siret muhakeme edile içinde |cektir. K Meselenin garib ve dikkati çeken nokta, ressam Siretin otomobilinde ba- şından hafifce yaralanan ve hüviye si ti henüz meçhul genç bir bayanın va « ziyetid'r. Hastanede ilk tedavisi yapı - lan ve isminin Handan olduğu söyle - nen genç kadın birdenbire ortadan kaybolmuştur. Bütün (tahutriyatımıza raömen yaral bayanla eörüşmek im » kânı bâsıl olamamıştır. Maamafih.., 4 Siret okumasına nihayet vererek ga zeteyi ınasaya bıraktı. Doktor öbür g zetedeki resimleri göstererek: — Ya buna ne buyurursunuz? Ben de aranıza karışmış oldum!. Siret doktorun gösterdiği kısma bir © göz atınca büsbütün afallamıştı. Sof « rada karşılıklı resimlerinden sonra k za hakkında uzun heyecanlı, miş sütun sütun yazılar vard. Bu arshik Mustafanın getird ğ başka gazetede de türlü yazılar, v simler çıkm, Hattâ bunların birin « e, tagayyüb hâdisesile kaza vak'ası a5 yasında sıkı bir münaseboş olduğu da yazılmıştı. | Siretin sakakları terlemiş, rengi sole muştu. siiri « (Aris var) A