SON POSTA Bay Dursunun takma Sri Dursunun başı saçsızdı. Aynaya ktığı zaman çok üzülür: “Ne oldu da saçlarım döküldü. İmkân oan da gene saç çıksa, Diye düşünürdü. Başlarında saçları 0 Janları gördükçe kıskanırdı. — Ah ne olurdu, diz i, benim de saçım çık- Birçok doktora baş vurmuş, doktorlar | rın verdikleri reçeteleri yaptırmıştı. Ba- gına sürdüğü ilâçların haddi hesabı yok- tu. Fakat bir türlg saçı çıkmıyordu, Bir gün dalğın dalgın sokakta yürürken: — Bay Dursun, Bay Dursun! Pin bağırıldığını duymuş, başını kal- rmiştı. Karşısındakini tanıdı, Çok za - EE Börmetliği bir dostu idi; — Bu ne dalgınlık Dursun? Bay Dursun kisaca, Diye cevab verdi. — Hiç olur mu, elbette bir sebebi var. dır. Hem sen müteessir gö Seni üzecek biş şe: i y mi oldu? Bay Dursun: 20 Daha ne olsun! Diyerek başından — Daha me olsun dostum, haline bak, avuç içi gibi kia eyi — Ne oldu saçlarına? — Ne bileyim ben, döküldü. Bir, k yaptım, hepsi nafile, ii şapkasını çıkardı. — Saç çıkarmanın dır. Onu da ya'nız kadar beni aramış, dın, şimdi gür saçlara sahib olacaktın, Bay Dursun sevinmişti, Arkadaşım, ellerini yakaladı: » — Allah aşkına çabuk söyle, bir tek usülü var - ben bilirim. Şimdiye fikrimi almış olay - Bay Tekin, saya dan bahseder, selmiş bir gösterirdi. min iyi bir denizci olduğun - » herkese, dalgalar üzerinde yük - kotruda iki poz. fotoğrafı OKUL Okul her bir yavruya bigi ve ilim saçar, Yarih, soğrafya dersi akıldan bemen kaçar, Cebiri bilen çocuk herkese caka salar, İ Pransren dersleri toru dumana katar, | Fizik, kimyaya çalış hapı yutarsın sonra, Bunu bilmeksizin not #mak biraz zordur ha saçları Fizik ve kimya dersi ikisi de süt kardeş, x | Kimyaya çalışsan fizik pöskürür nteş, Biyolojiye kalkan tahtada kesilir taş, | Bu ders tekin değildir iyi çalış arkadaş. —— e İDemirel örse nasıl sarılırsa hevesle Bu yüzden bir bisik'et çarptı. Bay Dur-/ Sen de kitablarınla kafanı öyle besle | sun çok korktu, hele biraz sonra arka -| İHaydi al kitabını Allah kaaylık versin, Hayat merhamelsizdir sonra tokatı yersin. Füruzan Acuner sından gelen bir otomabil tam onu eze- ceği zaman durup acı acı korna çalınca| İaz kalsın korkudan donup kalacaktı. | O gece evinde yattı. Sabah olup uya-| * nınca, başında saça benzer bir şey his - Şş g K E R setmişti. Sevinçle karyoladan Madi. aiputuda Turhalda yapılır şeker. Aynaya baktı, bir ne de görsün, gece ba- Pirine teraziler nazını çeker şına bir örümcek ağ kurmamış mı, onun Her saman endamı dünyayı değer İsaç zannettiği o imiş Tadını severim senin şekerim. Dosdoğru eski arkadaşın evine gitti.| ei | Bazan deblizlerde süzülür durur, Bir gün evvel geçirdiği korküları anla: sün He pak em EA VA i üldü: | lem eee | Fantezi kut duvak bürünür, Ben seni severim gelin şekerim. Denanıp camiye mevlüda gider, Mocalar üstüme dustar eder; Renzini görende kalmıyor keder, Gene şerbet oldun benim şekerim, Multalib Ünal şti. Ba 1. Evine dö: den dalgıninği midini ke ! nerkon camekânla- | kalmamış ra bakıyordu. Bir berberin camekânında takma saçları gördü: — Başka çâre yok, buridan takinah. Şimdi Bay Dursun saçsız değildir. Fa- — Sen de her söze inanır Dursun, insan korkarsa hiç saçı Büseydim seninle bu şakayı yapmazdık.|kat çok dikkatli hareket eder, rüzgârli olmuşsun | çıkar mı? Az kalsın otomobil altında hal kalacaktın | havada sokağa çıkmaz ve asla reverans yapmaz. Çünkü başındaki tekma saçla - İrın düşeceğinden korkar, i bilmecemiz Bay Dursun artık saçı çıkacağından ü. ae - Resimde iskambil öynıyan üç kışi var.İne (o mârökeh Okâpli ve © fevkelâdı ediniz, kimler olduğunu tanıya -|kâğıdl e iie iki ; ii ii i i iye de elişi, altı kişilik peçetelik e e ay İsi kişiye de ayrı ayrı güzel ve kıymetli hediyeler vereceğiz. Bilmeceye cevab, İverme müddeti on beş gündüt. Bilmece! oğru bilenlerden bir kişiye mâroken cevabını bize gönderdiğiniz zarfın üze- vkalâde kâğdı büyük bir rine «Bilmece kelimesini ve bilmece - hatıra defteri, diğer iki kişiye o ge-'nin gazetede çıktığı tarihi yazınız. Bu fotoğraflarda kotra dalgalı de- nizde devrilecek bir halde ilerlerken Bay Tekin ağzında pipo cesaretle et- »afa bakar, Sanki hiç korkmuyordur. we (lardır. Bir mucid birçok şeyler icad et - mişti, Keşfini evine gelen bir tanıdı - ğına gösteriyordu. Onu bir sandalyeye oturttu. Bak şimdi, icad ettiğim bir ma kine seni traş edecek, dedi, Hakikaten adam traş oluvermişti. Mucidin tanıdığı bir koltuğa oturdu; beğendiğini, mükemmel bulduğunu söyledi. Fakat bir türlü susmuyordu. Mucid: — Son icadımı göstereyim, dedi. Ayağa kalkınca da yüzüne bir yum- ruk indi, Pencereden aşağı fırlattı, Yere düşmüştü. Doğrutup pencereye baktığı zaman mucidin sesini duydu. Fakat üçüncü bir fotoğraf da vardır ki Bay Tekin bu üçün- cüyü hiç kimseye göstermez, çünkü gösterse herkese gülünç olacaktır. Bay Tekinin diğer iki fotoğrafı çektirdiği kotralar, denizdeki hakiki kotraları olmayıp bir atlıkarıncanın kotra- çılan deliklerden fırçalar çıkıyor ve a- yakkabiları fırçalıyordu. Mucidin tanıdığı koltukta otururken birdenbire ayağa kalkmıştı, Çünkü des mir bir ayaktan bir tekme yemişti, Bunu da evime gelip yerleşen, bir türlü gitmek bilmiyen bazı misafirleri kolayca evden atmak için icad ettim, Geçen bilmecemizde kazananlar Geçen bilmecemizde kazsnanların isimleri Pazartesi günü çıkacak sa - yımızda ilân edilecektir. İstanbulda bulunanlar hediyelerini Pazartesi ve Perşembe günleri öğleden sonra mat- baamızdan alabilirler. Taşrada bulu- manlarm hediyeleri postayla gönde- rilir, Bilmece hediyeleri hakkında bir dileğiniz bir şikâye olursa bize bildirmenizi isteriz. Buna dair yaza cağınız mektubları bilmece zarfından ayrı bir zarf işiyde göndetmeli, ve zarfın köşesine “İdare; o kelimesini yazmalısınız.