İngilizler sekiz İtalyan vapurunun /Finler hamulesini m (Baştarafı 1 inci sayfada) , Tevkiflerinden sonra bir İngiliz kon Mol limanına sevkedilen bu dokuz va - purdan sekizinin hamulesi müsadere e - Bülmiştir. p Yalnız «Loessor âdi: vapura yöklen- #eiş olan kömürün seFbest bırakılmasına karar verilmiştir. Çünkü bu vapur Mart 1 den evvel Roterdamdan hareket ettiği halde, bir makine ârızasından dolayı yol» da kalmış bulunuyordu, Biüsadere edilen kömürler, harbin 40 - nuna kadar muhafaza edilecektir. İtalyada bir nümayiş teşebbüsü Roma 6 (A.A) — Floransadan alınan haberlere göre Üniversite o talebesinden | #Mürekkeb bir. grup, İngiliz sefarethanesi Enünde bir nümayiş icrasına teşebbüs et- mişlerdir. Picolo gazetesi, zabıta memurlarının | Mü iahalesi üzerine bu nümayişin yapıl. Mümaş olduğunu yazmaktadır. Frensiz malbualının neşriyatı Pari: 6 (A.A.) — Matbuat hülâsası: Alman kömürü nakleden İtalyan va- purları üzerindeki ambargo meselesi ga- Betelerin en çök tefsir mevzuunu teşkil ir, sa sevkedilen altı İtalyan şilebi- min müsaderesi haberi bütün gazeteler #arafından hiç bir tefsirde bulunulmak - Mazın verilmiştir. | “Petit Parisien gazetesinde Lücten Bour gurs diyor ki: Şimdi İtalyan kömür vapurlarma tat- bik edilen tediir, Alınan ihracatı üzeri- me ambargo konulduğundanberi cari o - dan abluka programına dahil bulunmak - indır ve gayri dastane hiç bir mahiyet yoktur. Müttefik filolar, gemileri İtalyayı ken- disine lâzım olan kö mek için değil, gari muameleler vasıtası o'arak kullanmasına mâni ol - mak için tevkif emrini almışlardır. İtal- ya şimdiye kadar aylarca gören #ltimaslı Vapurlarda gazete u yasağı (Baştarafı 1 inci sayfada) dıköy iskelesinde bir hi olmuş ve za- bıta hâdiseye vaziyei etmiştir. Hüâdise şu- dur: bulunan yolculardan biri iskelede duran Müvezzi Necibden bir gazete istemşi, mi- vezzi de gazeteyi uzatırken kaptanın em- ri üzerine çimacı Mehmedin dürüşt mua- Melesine maruz kalmıştır. Bunun üzerine gürültü kopmuş ve bâdisede zedelenen Müvezzi Necib zabıtaya müracaat etmiş » tir. Suçlular meşhmd cürüm mahkemesine sevkedileceklerdir. Hâdiseye şahid olan müvezziler dün gece matbaamıza müra - €nat ederek gazete yasağı yüzünden ka - zançlarım kaybettikleri yelmiyormuş gi” bi bir de hakarete maruz kaldıklarını ya” ma yakıla anlatmışlardır. Denizyolları idaresinin vapurlarda ga- 70'e yazağı kararının yersizliğine evvelc& işaret etmiştik. Denizyolları tnensubları - nın bu yasağı bizzat tatbik etmek yolün- da gösterdikleri gayret de buna inzimam | edince vaziyete tam manasile (münase - betsizlik) dememek elden gelmiyor. Amsrika Berline yeni sefir gördermiyor Vaşington 6 — Ruzvelt, matbuat mü- messillerinin bir konferansında Berline yeni bir sefir tayin etmek tasavvurunda plmadığmı ve Alman sefirinin Vaşingto- ma gönderileceği hakkında birgüna ma - Mümat almamış olduğunu söylemiştir. Bu İki sefaret te 1988 denberi münhaldir. Manisada Kızılay kongresi Manisa, (Hususi) — Kozlay kongresi Halkevi salonunda Ve” m yapılmıştır. Köngre rel: ne €czaci Sadettin in- Mhab edilerek eski heyet azaları #inde a ipka olunmuşlardır. ye Müteskıben bir yılık fasliyetler tet- kik edilmiş, bu mesainin faydalı olduğu görücrek takdirle karşılanmıştır. Bu münasebetle büyüklerimize miştir. üsadere ettiler bir muameleye tâbi tutulmuştur. Fakat İbu cemile uzayınca muhariblerin men - faatlerine ehemmiyetli suretie zarar v&- recek bir mahiyet almakta idi. İngiltere, İtalyayı müşkülâta sokmamak için ken - disine Alman kömürü yerine İngiliz kö- mürü vermek teklifinde bulundu. Bir an- laşma hâsıl olamadı, fakat dalma müm - kündür. Almanyanın harektei Dün Şimsi denizinde bitaraf vapur- lar mitraİyöz ateşine tutulmuştur. Al - marya bu suretle deniz harbini ne tarz da anladığının yeni bir delilini ortaya koymuş oluyor. Bu tezahür bundan da- ha uygun bir zamanda vukubulamaz - dı, Bu nümayiş tam İtslya muahede İmaddelerine dayanarak devletler hu - kukunu ortaya koyduğu ve müttefik - lerden Almanyanın kat'iyen tatbiklen istinkâf ettiği kaideleri kullanmaları - Tı istediği bir zamanda yapinuştr. İtalyanm istediği gibi hareket edilirse Almanya ihtera bile lüzum görme- den önüne gelen vapuru bombardıman eder, ticdret yolları üzerine serseri maynler döker ve tayyarelerini hakikt bir korsan «larak kullanırken Fransa ve İngiltereden tam manasile dürüst İbir harb yapılması istenemez. Mütte- fikler İtalyanm istediği kadar dürüst cerrild etmiş olurlar. Genis bir imtihan sız - İngiliz kontrolünün çok geniş bir tmtihana girdiğini, Alman harici tica- retinin cezri surette ortadan kaldırı! - masının müttefiklerin elinde en tesirli silâh olduğurm ve bu silâhin eğilme- sine müsaade edemiyeceklerini kay - İdederek diyer ki: İneilterenin kat't hareketini tak - dir etmek lâzımdır. Müttefikler bütün telif imkânlarını tetkike imade iz - saklsrdır, Daladyenin iki bryük Japon gazetesine beyanatı (Baştarafı 1 inci sayfada) miyeti haiz moral bir âmil meydana koy- Dün akşam 5,50 de köprüden Haydar - muştur ki, mantıki bir neticeye varmak | YO”. Çünkü, Rusların oradaki “evzileri paşaya hareket etmek üzere olan vapurda bemen hemen imkânsızdır. Çünkü mil - açıktadır ve daha ziyade İlerliyemiye - Jetlerin azmi mevzuubahstir. Biz, ber halde, Fransayı her 25 se - nede bir harbe icbar eden, Avrupayı bu- günkü şartlardan kurtarıncıya kadar, har be devam edeceğiz» Almanyanın taarruz edip, etmiyeceği - ne dâir sorülan bir suale de, Fransız baş- vekili şu cevabı vermiştir: «— Her on beş günde bir, Fransa ve İtayız. Fakat bu taarruz yapılmamakta - dır, Bunun için muhtelif sebebler ileri sü- caiz midir. Çünkü, iyi haber alabilmek için Almanyada yaşamalı. Bu ise be - nim için şayanı arzu değildir. Öyle ki, bu hususta ancak tahmin ve faraziyeler ya- pılabilir, Almanların, istihkimlarımıza karşı ya. pılacak olan bir hücumun kendilerine alarak, böyle bir teşebbüsten çekinme - leri muhtemeldir.» Samsun Kızılay kongresi Samsun, (Hususi) — Kızılay Samsun şubesi senelik kongresi geçen hafta Jaktolunmuştur. Bizzat valinin riyaset ettiği kongrede yapılan intihabda eski idare heyeti tekrer ittifakla seçilmiştir. Bu münasebetle, idare heyetinin son se- İne içindeki faaliyeti ve idare heyetini İteşkil eden arkadaşların tam bir #erageti nefisle çalışmaları şükranla yâdolunmuş, kendilerine teşekkür edilmiştir. Heyeti idare tekrar tüccardan İsmail Hamami, Zihni Zerrin, öğretmen Sabiha Varol ile Dr. Alâetiin Gündemden teşekkül etmiş ve reisliğe bu işi senelerdenberi tam bir muvaffakiyetle başaran Memleket hastu- tazim tel-İnesi başhekimi Dr, A'âtlin Gündem tek- rar intihab olunmuştur. hareket ettikleri takdirde silâhlan te-| Ordre #azetesinne Pertinax, Fran -| İngiltereye karşı büyük bir Hitler taar -İroişlerdir. Viipuri'nin şimali ş9 ruzünün yapılacağına dair haber almak-jSovye! kıt'aları Wipuri - Serdobsl de- rülmektedir. Bilmem ki, bunlara itimad) malolacağı insan zaylatını nazarı itibara! “SON POSTA bütün taarruzları püskürttüler «Londra 6 (Hususi) — Viipuri elân Fin- lerin elindedir. Garnizon Sovyetlerin Dütün hücumlarına şiddetle mukavemet etmektedir. Dün öğleden sonra Sovyetler, Vipuri körfezinin garb sahiline yerleş - meğe uğraşmışlardır. Bunun için Soy - yetler, topçu ve hava kuvvetlerinin de yardımile, Finlândiyalıların elinde bulu- inan ada'ara ve müstahkem burunlara mütenddid hücumlar yapmışlardır. Rusların Viipuri önünde uğradıkları zayiata rağmen vaziyet ciddi olarak kak maktadır, Kareli berzahıria muhareberler şid- detli surette devam etmiş ve Finlindi - yahlar nihayet, Wipuri (Okörfezinden Vuoksiye kadar olan mıntakada bütün hücumları tardetmişlerdir. Fin tayyarecilerinin muvaffakiyeti Günün en sansasyonel vek'asını Sov- yet kayakçı taburunun harekete geçmesi teşkil eylemiştir. Bu tabur Hog'and ada- s#mdan kalkarak Virolahtie önünde Fred- ricshamma hücum etmiştir. Sovyetlerin bu kayakçı kafilesi Finlindiya tayyarele. rinin bombardımanı ile durdurulmuştur. Kuhmo bölgesinde Ruslar, bir hücum teşebbüsü esnasında 500 ölü vermişler - dir, Dün Sovyet tayyareleri üç hastaneyi İbombardıman etmiş, 14 kişinin ölümüne İ sebebiyet vermiştir. Sovyet tayyareleri ayni zamanda Mikkeli, Kiyoplo ve Lah- tiyi de bombardımana tâbi tutmuştur. Sovyet kayakçıların taarruzları Stokholm 6 (A.A) — Dün gece geç vakit, İsveç gazeteleri, Finlândiyada Rus kayakçılarımın yaptıkları taarruz hakkın- da tafsilât almışlardır. Virolahti adala - rında top çeken hafil tankların da mü- İzaheretile kayakçı Rus kıtaatı büyük kol lar halinde taarruz etmişlerdir. Hakikf | bir muharebe cereyan etmemiştir. Finlân diyalılar düşman kollarını bombardıman etmekle Tktifa eylemişlerdir. Finlândi - yalılar bu ateşi şayam dikkat bir isabetle yapmıştır. Ve Kızılordu kolları içinde, attıkları obüslerle büyük boşluklar vü - cude getirmişlerdir. Diğer taraftan sahil bataryaları da aç- tıkları baraj ateşile Rus motörlü ihtastm ilerlemesine mâni olmuştur. Wipuri kör- tezinde de buz Üzerinde Rusların yaptık- ları büyük taarruza gelince: En son ha - berlere göre, bu taarruz 20 kilometre ge- rüşlikte bir cephe üzerinde vukubulmuş- tur. Ruslar ancak iki noktada tutunma- Za muvaffak olmuştur. Bu küçük mu - valfakiyete hiç bir ehemmiyet verilmi - ceklerdir. Sovyet tebliği İ Moskova 6 (A.A.) — Leningrad as- keri mıntakası genel kurmayının teb - liği: $ Mart tarihinde Kareli berzahmda Sovyet kıt'aları,. Ravansari adası ile Ruvansari kasabasını ve Viipuri kör - İferinde Sovion Saari adasını işgal et- kisinde mirvolu üzerinde Karisalmi istasyonu- na bir kilometre mesafede Meetelia kö- yünü işgal eylemişlesdir. Diğer bölgelerde şayanı kayıd hiç - bir hâdise yoktur. Sovyet huva Jaskeri hedeflerini miştir. Hava çarpışmaların man tayyaresi düşürülmüştür. Finlerin ihtiyaçları Londra 6 (A.A) — İskandinavyada bulunan İngiliz gazetecileri Finlandi yanın her nevi harb malzemesine şid- detle ihtiyacı olduğunu yeniden teba- rüz ettirmektedirler. Herdld gazetesinin Oslo mu - , İskandinavyada gittikçe sara - hat kesbeden bir intibaa göre Finlân - İdiya hükümetinin yakında İngiltere ve Fransadan #keri kıt'alar gönderil- mesiri istiyeceğini ehemmiyetle kay - deylemektedir. Ayni muhabirin yaz - dığına göre İngilterenin daha şimdi - 3en Norveç ve İsveç topraklarından 3sker geçirmek için bu iki memlekete ü wt ettiğine dair Stokholm'da bir şmaktadır. kuvvetleri - düşmanın bombardıman et - 21 düş - habi Tokat çiftçilerins yarıdım Yardıma muhtaç çiftçilere tersi edil - mek Üzere Samsundan ve Niğdeden müba , yaa #d'len dörder yüz çift öküzün Jik kafi. lesi gelmiştir. Bunlara tevali için de vall İzeettin miz Gağpar bizzat alâkadar olmak- tadır. Sedad, sevincini gizlemeye (çalıştı; çavuşun gitmesini bekliyordu. Fakat o çekilmeyince kumandan hayretle: — Ne 0? Bir şey mi var çavuş? di- ye sordu. — Evet; dün gece bizim iki nefer İKartal yolunda ihtiyar kadını ararken bötska bir hâdise olmuş. Kumandan bu hâdisenin bir sarhoş- luk vak'asından başka bir şey olamı - yacağını tahmin ederek çavuşun sözü- nü kesti. Merak ettiği bir suale Se - daddam cevab almak üzere: — Komiser bey. dedi. hakkında neden malümat Ben de merak etmiştim. — Çünkü beni Pendiğe getirten hâ- disede onun mühim bir rolü olduğun- Necib bey sordumuz? dan şüpheleniyorum. Anlamak isterim de,. Onun için yardımının rica et- vim. Jandarma kumandanı memnun ve müftehir, f#kat hâdisede biraz daha te- nevvür etmek merakı içinde jander - masına dönerek: — Anlat bakalım çavuş! dedi. — Dün gece. dedi. Tam yatsı eza - nma doğru bizim köyden Âdil namın- da hir genç hat boyunda Dimitronun Ve burada bir lâhza durdu. Sedada — Bu bostan Manastırlının köşkün- bir iki yüz metre beridedir. Sonra hikâyesine devam etti: — Tam bostanın kenarına! varınca v. dalların kımıldadığımı binden elektrik lâmbasını çıkarıp tu - tunra yerde bir karartı görmüş ve ar- kasımdan da bir inilti işitmiş. Lâmba - sını otların arasına sokunca yerde bağ- Çavuş. derin bir göğüs geçirerek: bostanı önünden geçerken, ,. dönerek: den, hani Necib beyin oturduğu evden velâ korkup kaçacak olmuş; sonra ce- daş kurmuş bir kadın görmüş. Hem de genç bir kadın ,. Şaşkın, şaşkın, daha doğrusu dünyadan habersiz bir halde bakıyor. Â G8 şaşırmış. Ne yapaca- kz em şaşırmış. Ne yapa Bakmış ki kadın oturduğu yerden doğrulmak istiyor. kendini / yola atıp kaçmak niyetinde. Fakat ayağa knk - mak isterken kadının bacakları tut - muyor. Büsbütün yere seriliyor ve ken dinden geçiyor. Genç çocuk etrafına bakınıyor; bos- tana sesleniyor. Kimseden cevab ala - mayınca #klma en yakın yer. doktör Mihran geliyor. Köyün ihtiyar dokto- ru... Hemen gidip doktora haber ve - tiyor. Daktor da hemen uşsöile mahaj- Vi var'aya gelip, kizı evine kaldırmış. Kız bitkin. baygm bir halde imiş. Ayakları kan içinde, pabucu parça varça imiş. Elbisesi o temizce, belli ki iyi bir ailenin evlâdı. amma bu elbise o halde ki kızın başına zorlu bir felâ - ket geldiği anlaşılıyor. Başı açık. saç » a almamış. Ben gittim, dokto- ru da gördüm. Bana: — Vallahi evlâdım, dedi. Bu kızın her hali kibar bir aileden olduğunu gösteriyor. Elleri, ayakları, iç çamaşır yerde bir hışırtı işitmiş... Ev)” dağmık, günlerce taran -| ları, her şeyi temiz bir ailenin kızı ol- duğura şahid... yatıyor. Zaten hâlâ kendine geleme - miştir. Bir söz de söylemediği için ifa- desi alınamadı. Doktor kendine gelin - ceye kadar bir yere götürülemiyece - ğini hayatının tehlikede olduğunu söyledi. Kızı ayıltmak için bazı şırın - galitr yapıyor imiş. Jandarma çavuşu bütün bildikleri - ni tamamlamak üzere olduğunu son cümleyi kesik kesik söylemesile belli etmişti. Komiser Sedad. jandarma kumandanmdan müsaade istemek ne - zaketini göstermeden söze karıştı: — Şu kızı gördün mademki çavuş .. Bana bir iyice tarif eder misin? Nasıl şey. Kaç yaşında kadar. oOboyu bosu, sun anlattığına göre yirmi üç, yirmi dört yaşında, orta boylu, kum - ral saçlı ve alnında kâkülleri var! Bunları işitince Sedad yerinde du- Tamadı, Jandarma kumandanına ,mub- Jaka doktorun evine kadar gideceğini. kend'sine refakat ederse pek memnun olacağını söyledi. Kumandan, bu hâ - disede bir fevkalâdelik görmediği için *ereddüd ediyordu. Fakat Sedad wcele etmek. haliâ yalnız gitmek temâayü - lünü gösterdiği için. sebebini sormaya vakit bulamadan jandarma kumanda nı da onurla birlikle yola çıktı. Yolda, Sedad bu derece acele etme- sinin sebeblerini izah etti. Jandarma kumandanı: — Acaba tahminleriniz doğru mu? zhar ettiği zaman 4 hiç cevab vermedi. Doktor Mihranın evi, hat boyunda büyücek, ahşab ve bahçeli bir köşktü. Bir hizmetçi kız onları içeriye aldı ve kapının yanındaki küçük odada hasta kız hakkında Sedada şu malümatı verdi: — Galiba kendine (malik değil; ne yaptığımı bilmiyor, öyle yatıyor!... — Konuştu mu? Hiç bir şey söyle - di mi? — Hayır,.. Hiç bir şey söylemedi. Gözlerini açtığı. etrafına bakmdığı, bi- zi tanımıya çalıştığı halde bir şey söy- Yemeği, Arsda bir sanki karşı sına korkunç bir hayal Ekiliyormuş gibi yorganm. yastığın altına başım saklıyor, büzülüyor; nefes almaktan bile çekinerek dakikalarca öyle kalıyor. Hizmetçi kız ziyaretçilerin kim ol- duğunu gidip doktora haber verdi ve onları üstkatta yatan meçhul kızın oda- sma aldı. Komiser Seda d. tren yoluna bakan bu küçük odadaki karyolaya yaklaşa- rak meçhul kızın gözlerine gözlerini dikti; uzun uzun baktı. Onu teskin etmek. karşısındakile re karşı emi i celbetmek maksadile ve son derece sakin. yumuşak bir sesle: — Hiç merak etmeyiniz kızım. artık kurtuldunuz. Rahatınıza bakınız. Buw- rada emniyet altındasınız. Size kimse taarruz edemez. Sizi yakalıyanların. hapis ve tazyik edenlerin elinden kur- tuldunuz. (Arkası var)