| Resimli Zakale: || (İnsan aldütmyan yardıma İnsanı aldatmıyan yardımcı S İBalkanlarda mt Temiz iş, Dürüst muamele Yazan: Muhittin Birgen w memleketin çocukları, eskiden başka içinde yaşarlarmış. Süte su katmayı yar rnki dünyada en büyük cezaların bek - lediğine bütün kalbile inanarak, işlediği herhangi bir işte hileye gitr tü bir şey olduğunu bik kiler, bütün iş hayatlarını sıkı bir ahlğk| nizanu içinde tutaplarmış. Meselâ bugün | dahi darbı mesel bucu dama atılmak; tâb; tesbit eylediği kaidelerden bir eder; Pabuççu esnafı aras lan bir nizama göre, pabuççular birinin yaptığı ayak i eri bun dan 9 büsbütün bir iş nizamı k çalışan es - lığı esnaf an tesbit olu -| nursa o pabuç, esnai cemaati huzurunda merasimle dama atılırmış. Bu, o pabucu oncası tara kararile dükkânın tilzam rdi fena işçilikle pabuç yapmaz Bizzat ben, Aydın muhitinde köyi arasında dolaştığım «sened» ve «faiz» kelir ve kullanmamış yaş geldim. Bu insa evvel, yerde < ned vermek, faiz almak tanımaz'armış! Ahlâk bakımından Türk &m «altın devri» diye ğ lan bu devre ald pek ş ve pek çek hâdiseler gör insanlarından bugün de cakta mümessiller vard gördüm, onlarla da iş ve musmelâ yap - tım, Fakat, bunlar şimdi o kadar az, O da &i cd kimse fe malzeme ve sini öğr kadar az kl, eğer bir tanesile karşılaşır- İ birin sanız, onu eski devirlerden kalmış müstehase sayabilirsiniz! * Şimdi, her şey eskidekinin aksinedir «Şu inçir çuvalını in temiz tutmazs nız?» diye sorduğunu bir insan, eğer sa- mimi ise, size gülerek, «bu halile daha fazla dara yapar da ondan!, (odiyebi Bir çilek sepetinin nasıl doldurulduğu -| mu, Üstünün nasıl, altının nasti olduğunu | İstanbul halkı çok iyi bilir. Akşam ka -| ranlığında satın alınan bir kilo elmanın) içinde ne kadar çürük bulunabileceğini! bep tecrübe etinişizdir. Noterden musad-| dak bir senedin, ödenme bakımından kaş paralık kıymeti olduğunu anlamak tec - rübesini Allah kimsenin sıtuna yükle mesin! Geçen sene, yaş meyva ve sebze kon - peratifi Mürefte üzümleri lâj inkılâb: tecrübesine giriştiği zaman birçok müşkülâta uğramış ve bu arada teslim edilen üzümlerin altından taş çık- tığını bile görmüştür! Bunun gibi, mey- va haline gidip orada satılın Karadeniz elmalarından hangi sandığı de başka tarzda bir daima üstteki bir, iki w manın başka, altındaki başka bir şey olduğunu görürsünüz. tarzda Dir alış veriş ve ticari muamele, halen dünyanın her tarafında tır. Bizde ise, henüz yapılmakta ve bü - tün iktisadi muhiti kirletmekte olan iç «| timal ve iktisadi bir hastalığın en şid - detli tahribatını yapmaktadır. , Eskiden «haram: diye bütün cem: tarafından mekruh ve hattâ men lari içtimaiyen iktisadi bir gin açıkgözlülüğün temin e meyva haline gelmiştir! | Göğsümüzü ne kadar keder ve ıztırab| ile şigirsek onu «heyhat'» diye ne kadar) boşaltmıya çalışsak haklıyız * Halbuki, gene Mürefinde tecrübe edi. len ambalâj inkılâbı hâdisesile anlaşı -| dığına göre temiz iş ve dürüsr muamele, | pis, karışık ve hileli usulden çok kârhder, | Meyva ve sebze birliğinin geçen sonba.| harda İstanbul piyasasına döktüğü ü —' gümlerin müstahsile temin ettiği (safi fiat, onların hiç bir zaman tutamadık- ları bir vasat temin etmiş. Halbuki, o ambalâjdaki üzümlere biç fessa karış- mamış, yahud, ilk tecrübe olduğu için;| a2 fesad karışabilmişti. Müstahsiller bununla görmüş ve anlar ışlardır ki, eğer üzüm, altı başka, üstü başka koskoca hir küfe içinde satılmayıp da' böyle herke - ile bir amba - için- düğunu ve üç sıra el - n de büsbütün iyet tur o - hâdise ttiği tath bir miş. nişanlıların- Ak günün dostu çok, kara günün dostu &z olur, derler. Kâaidenin doğruluğu asırların imtih; ler | tir, fakat seh dostlarını bir tasnife tâbi tutacak olurs lürsün zorluk çeke ra güne kaç kişinin kalaca an süzgecinden geçmiş SON POSTA sukutuna mSOK yenmekten ibare kada neşhursa, dâ; nurdur. ı anlamakta çok me: düşmenin önüne geçmek için İnsanın ölinde ancak bit tek vasıta vardır. O vasıta da iyi veya kö- tü, karşılıyabileceği bütün vak'alarda yalnız kendisine gi- Kara günün dostu az olur tâbiri ne ğa güvenme dağ yıkılır sözü de o kadar SÖZ ARASINDA Düğün cihetinden | Talihi yaver olmıyan Bir kızcağız Mis Vera Klark na rağmen dü - cihetinden de tatihli de- n ığra - dan ayrılmıştır. İlk nişanlısı ni - kâh günü tren al- tında kalmış. i - kineisi | idliseye gelirken otomo - bilden Odüşmüş üçüncüsü kilise) mihrabının önünde bayılmıştır. Şim - diki dördüncü nişanlısı ise askerliğin! yaptığı kışladan dah# hâlâ bir türlü in alamamaktadır. mn —— sin göre göre alıp satacağı açık ve te -| miz bir usul ile satılırsa es için da- ha kârlı oluyor. Bu sene ul daha 1s- Jah edilecek ve neticeden herkes, arada mutavasmt da dahib olmak üzere, müs - tahsilden müstehlike kadar bütün alâ - kadarlar memnun kalacaklardır, Memleket, böyle“bir“Mmkılâba, “ yalniz bir sühada ve bir maddede deği, her'kö-| şede, her maddede ve her işte mruhtağtır. | Türkler, Yütün işlerinde temiz, bütün bu t u om — mwüamelelerinde dürüst olmayı öğrenmez) ğe mecburdurlar. Yarım asır evveline ge- inciye kadar bu temizlik ve dürüsti, bü- tün iş sahalarında asırların zyuhafaza et- tiği bir yadigâr olarak bütün kuvvetile yaşamış olduğu halde, yarım asırdanberi, tarihen zaruri bir istihale içinde, bütün bağları çözülen ve çürüyen bir ahlâk ni- zanının. Bözüulmüası ile, ortadan kaybol- muştur. Bunu tekrar hayatımıza hâkim bir kuvvet yapmıya fbtiyacımız şediddir. | Bunu kim yapacak? Bu suale verilecek tek mümkün bir ce- vab vardır: İyi anlaşılmış, derin duyul-| muş ve tam tatbik edilmiş bir koopera - tfçilik, Fakat, taklid kooperatifçilik de Hil, hakiki, hâlis, bütün ruhuna ve kahbı na sadık kooperatifçilik! İSTER İN Gazetelerde şöyle bir haber gördük: «— Mecidiye köyünde yapılacak hastanenin etüdleri iler- / Hergün bir fıkra Zaman geçti unuttum Meraklı bir seyyah seyahat ettiği vapurun ateşçiler dairesine girmişti. Çok yaşlı bir ateşçi, ocağa kömür atı- yordu. Merakh seyyah bir müddet o - na baktıktan sonra — Ne kadar zamandır bu işi ya - parsın? 0010 v0sa00v001009 94000010 sa0a ense 1010 eren ee İhtiyar ateşçi alnında birikmiş ter damlalârını sil: Tam kirk beş senedir! Dedi. — Peki niçin bu ocağa kömür attı- ğm biliyor musun? Ihtiyar düşündü: — Mesleğe yeni girdiğim zaman öğrenmiştim, biliyordum amma, diye cevab verdi, çok zaman geçti, unut - tum, a İngilterede vesika usu'ü şeker hastalığına müptelâ olan'arı muazzeb ediyor! İngilterede yiyecek! ika usuk ler için ihdas edil evvelâ şeker has- ları muâzzeb etme- miş olan tahığına mü; ğe başlam i tatbik eylemek mecburiye Halb sika ile tesbit & tatmin eyleme Ep tindedirler. n miktarlar on tedir, Mekülüt nezaretinin himayesi altında| olarak bir mütehassıslar-komitesi* top *f lanmıştır. Bu komite, ber şeker hastalı - ğına müptelâ İngilize lâzım gelen günde 70 gramlık proteini ihtiva eden et, bahk,j ir. Bu gıdalar i - çin hususi vesikalar ihdas edilmiştir. Bu sırada ortaya yeni bir m çıkı tır. Doktorlardan bir kismı protein'in taminli margarinden, diğerleri ise beyin yürekten temin edilmesini ile- nezaret peyniri tesbit eylem işkembe, sürmektedirler. Bu hususta vermetniştir. ri hentiz bir kara Almanyada köpek kılları | toplanıyor İdi İngilterenin En çok nişan alan İngilterenin en zanan (şahsiyeti smini gördüğü- nüz Amiral Sir Edward Evans - dır. oVazifesinde gösterdiği mezi - yetlerden . dolayı en b I larla taltif edilen amirdi, İngi nin çok sevilen bir simasıdır. Bu z gün de İngiliz do nanmasının en ehemmiyetli vazifele - rinden birini görmektedir. İngilterenin tarihi bir siması öldü Londrada bulunan Eten kolejinin şöh- reti her tarafı kaplamıştır. Bu kolej İn. gilterenin en ciddi yüksek mekteblerin- den biridir. Bu kolejin talebeleri «tube: denilen silindir şapka giyer Kolej idaresi, bu silindir U şapk z daima muntazam ve parlak O bulunma in son günlere kadar bir ütücü kullan- akta idi. Bu ütücünün adı Salomon ; - di. Bu lâkab ona talebeler tarafından ta- kılmıştır. Asıl ismi: John Harres idi, EVİ altı senedenberi bu âdâm vaktini Eton kolejinin şapkalarını ütülemekle geçirmiştir. Geçenlerde de 87 yaşında vefat eyle- miştir. Kolejliler ve kolej mezunları Sa- lomon için 24 saat matem tutmüşlardır, Kendisi İngilterenin en eski san'at - kârlarından biri olarak telâkki edilmek- n İte idi Graf Şnenin taufaları Monteviedo açıklarında kendi ken - batıran Almanların omeşhur ceb kruvazörü Graf Spe ile Takoma ge'- misinin pezaret altına ahnmış bulunan tayfalarile sübaylarndan birçoğunun | Uruguaydan tayyarelerle Brezilyaya kaç miş olduklarmı, Monteviedeo gazetele - rinden El Pais yazmaktadır. mmeğe çalıştıkları sanılmaktadır. AN, İSTER Şehir hesabına ruştan 40 kur belediyenin a ç lim etmeleri Mizumu ihtar olurumuştur. İNANMA! un olalım. Fakat kilosu dokuz ku - kan demir flatı bu noktada savver İnşaatı hemen yaptırtabileceğine, Jemektedir. İnşaat Mayıs ayında münakasaya konulacaktır.» | hele kolaylıkla mütenhhid bulabileceğine: İSTER iNAN, İSTER i NANMA! çok madalya ka -| hep! s1 akavi teşriki mesai zihniyeti (Baştarafı 1 inci sayfada) gar - Yugoslav yakınlaşması prensipi” ne sadık kalacağını, ve bu dostluğun dovamı için icab eden çalışmayı gös « tereceğini, ve yeni kabinenin, Köse « İvanofun çizdiği sulh siyasetine devam İedeceğini söylemiş ve sözlerini şöyle İbitirmiştir: i — Kralımın iradesi ve Bülger m” İletinin srzusile sulh siyasetim jmürevvleleri arasında bulunac Mıntakavi teşriki mesaj Bükreş 18 (A.A) — Yeni Bulgâr vekilinin Beyanatı Bükreşi surette karşılanmış! Bükreşte yeni kö Köseivanof kabinesinin çizmiş olduğu esaslar dahi - Winde harici siyasetine devam etmek ni- yetinde olması büyük bir memnuniyetle ır. Bilbassabu siyasetin mıntakavi iyetle fleri in e müs ,#ürülmektedir. Bulgar - Rumen ticaret müzakereleri ilerliyor Sofya 18 (A.A) — Romanya ile Bul - aristan örasinda bir klerniğ anlı akti için iki tarafın murahhas he arasında normal bir şekilde cereyan e- |den müzakereler yakında muvaffakiyet İle neticelenecektir, Para yardımları karşısında bir Fin ândiyalının dileği (Baştarafı 1 dci sayfada) Finlândiyaya, zaferden emin O olmüâsı için ise en az 200.000 kişiye ihtiyacı var- dır. | PFinler, dışardan ve ezcümle Amerika- İdan gönderilen para yardımından dola- yı çök mütehassisdirler, Ancak bir Fin « ilândiyalı bana içini çekerek: | «Pek mütehassisiz. Fakat, keşke her jbanknot yerine bir adam gönderebilse - İlerdi.. dedi. Ruş zayiatının. sö; him olup olmadığını mera Rus zaylatının hakiki o mikları kânsızdir. Zira, ge ziyette olan ker Rus J ölmüş nazarile bakmak icab eder. Çün - kü, Ruslar yaralılarını kaldiramamakta- İ dırlar, | Finlândiya zayfatına gelince, Ruslarla Finler arasındaki zayiat nisbeti 10 a kar şı 1 dir. Tayyare zaylatı ise 20 ye karşı 1 dir, (ma) Almanların bir hücumu akim kaldı (Baştarafı 1 inci sayfada) Merzing'in garbında hücum kıtaları « İmız tarafmdan yapılan bir hareket neti « cesinde müteaddid esir aldık. Alman harb gemileri 11/17 Şubat hafta. sı İçinde düşmanın emrinde bulunan 33 İngiliz, Fransız ve bitaraf vapur batır « İmışlardır. Bunlar 128.174 tona baliğ ol - maktadır, Dün Şimal denizi üzerinde bir İngilis Bristol - Blenhelmi tâyyaresile bir Mes « serschmiti arasındâ müsademe olmuş ve İngiliz aresi düşürülmüştür. Türk gazetecileri Fransadan dönüyorlar Paris 18 (A.A.) — Bir haftadan faz- la zamandanberi Fransada bulunarali müteaddid sempati tezahürlerine ve - sile olan ve cepbeyi ziyaret eden Türk gazetecilerinin bir kısmı dün akşam; geri kalan kısmı da bu akşam Ahikara- ya köreket etmişlerdir. TAKVİM Firarilerin, İtalya yolile Almanyayal!| cek memurlara makbaz mukabilinde tee- |