Seyahat zahmetine Yazık ! Ekrem Uşaklığı. ünya matbuat: bu harb içinde ve sulh meselesi ile alâkada: D olarak Amerikadan iki dela bahsetti Jer. Birincisinde sadece bir rivayet kaydelmişler, rivayetin etrafında df tahminlere girişmişlerdi. | İkincisinde kat'i mahiyeti haiz bir hâdiseyi haber verdiler, sonra da mutad üzere gen hâdise etrafında, bilhassa vereceği ne- fioe üzerinde kehanete kalkıştılar. Ga zetelerin çıkan iki fırsatta da oynadık ları rol pek parlak değildir. Dünya matbuatına bu harb içinde sulh meselesi münasebetile Amerika-| dan bahsetmr” fırsatmı veren ilk hâ- dise üç ay evvel oldu. müsamere veri hurreisi Roosvelt'in refikasının &trafını pidılar, iç memleket ve dış memleket Hâdiseleri hakkında fikirlerini söylet- mek istediler, Bayan Roosvelt iç mem- leket meseleleri hakkında düşündükle- rini söyledi, dış memleket işleri hak- kında da: — «Harbin ilkbaharda biteceği kana atiniz izhar etti. Gazeteciler aradıkları sansasvonel meseleyi bulmuşlardı. Üzerine düstü ler. fakat Bayan Roosvelte kanaatini: kaynağını sövletmek imkânını bulmak- tan âciz kaldılar. Amerika Cümhurreisi de hususi bir muhavere esnasında avni münava sele- bilecek bir cümle sövlemişti. Hükme- dildi ki. kanaat dofrudan doğruya ©- nundur, fakat istinad ettiği esas nedir? Tahmin basladı ve nihavet bir anlasma- nın temin edileceğinden. kısa ve şiddet- Ki bir çarpışma ile neticenin alınacağı düşüncesine kadar hatıra gelen bütün ihtimaller üzerinde duruldu. ve niha- yet bahis hararetini kaybedince bir bas ka mevzua geçildi. Dünya matbuatma bu harb içinde sulh meselesi omünasebetile Amerika- dan bahsetmek fırsatını veren ikinci hâdise venidir: Amerika Cümhurreisi omüstakbel dünyanın iktisadi şartları ne şekilde tanzim edilmeli suali etrafında bitars? devletlerle temasa geçmek lüzumunu duyuyor, bir taraftan da muharib ve harb harici büvük devletlerin hakikf İ Sinirlenmeye başlıyan bir insan mahkümiye: kararını hükmü dinliyen bir maznuna benzer, Tek kurtulması, berasi kazanması dür. ; Finlânciyadan İspanyaya Uçan güvercin şöyle bir yazı okunmuştur: «<U. V. Helsingfors. Finland 33140» Bir İngilizin Hitlerde gördüğü iyi taraf ne imiş? Bir İngiliz, Alman devlet reisi Hitler için şöyle demiştir: «Şurası muhakkaktır ki, Naziliğin kü- veziyetlerini anlayıp bildirmesi iç'nİ rucusu, lideri olduğu için Hitler baş düş- hariciye müsteşarı Welles'i Avrupaya |manırmadır, fakat adamcağızın iyi bir ta- yolluyor, Bu, bir sulh teşebbüsü veya tavassu- tu değildir. Mister Welles hakiki dü- şünceleri anlıyacak ve şayet kendisine mahrem mahiyette telkinat yapılırsa Amerika Cümhurreisine bildirecek, Amerika Cümharretsi de mahrem tel- kinatı karşı tarafın hakiki dilekleri #le telif edilebilir mahiyette görecek olur- sa bir teşebbüs yapmanın doğru olup olmadığını ancak o zaman düşünecektir Görülüyor ki, arzu henüz başlamıyan çarpışma büyük bir facia haline inkılâb etmeden evvel önünü almanın müm- kün olup olmadığını anlamâk için ya- pılmış bir eyoklamasdan ibarettir ve cidden İnsan! bir harekettir. Nitekim bütün bitaraf memleketlerde bu şekil- de telâkki edilmistir. Daha ileriye gi- delim. ilk dakikada muharib devletler. de de öyle karşılanmıştır. Fakat aradan birkaç saat, tirkaç gün geçince hitaraf memleketlerde *ik dkikada doğan his- sin kuvvetlenmesine mukabil muharih devletlerde ilk dakikalarda doğan hissi unutturacak #esler yük: İm: -İ mıştır. z yükselmiye başla in hususi ve seyyar gözcüsünü Avrupaya getirecek © olar Rex transatlantiği Ni mından ayın 17 inci #vyork lima. | Şi yan 97 inci günü hareket ede. Farzedinizki, muhtere; © rahtımdan Syrılir yer Lİ gezinti yaptıktan sonra husus dairesi. ne çekilmiş ve dört buçuk gün sonra © göreceği Avrupa ile şimdiden temasa © gelmek arzusu ile radyonun düğmesi. sini çevirmiştir. Ne işiteceğini tahmin edebilirsiniz? Hiddetten boğulur gibi söyliyen bir “ ses, ateş saçan bir makale, r Radyo sipikeri propanganda nezara. 2 tinde tanzim edilen bülteni okusa da rafını da inkâr etmek edil ve hakka mu- vefik olmaz. Hitler, memleketinde hiçbir şeyin israf edilmemesini, en ehemmiyet- siz bir şeyden bile istifade edilebileceği- ni telkin eden, öğreten ilk liderdir» —— aaa devletinin gizli düşüncelerini anlatmaz, gazeteci hükümetinin sırlarını bilse de sütunlarında bağırmaz, yöpilan propa- ganda harbidir. Amerika Cümhurreisinm muhterem müşahidi politikanın kulislerini bilen bir adamdır, ateş saçan ateşli halibin &endi rolünü oynadığını elbette düşü- necektir, xadyonun düğmesini çevirir- kan: — Seyahat zahmetine yazık, düşün- cesini hatırına getirmekten elbette uzak kalacaktır, fakat karanlıklar içinde açı- ıp kapanan küçük ve korkak bir ışığın belirmekte olduğu bir dakikada karşı- Lkli hücumün asab üzerinde yapacağı tesir kabili ihmal değildir. Eski harbden sonra gizli diplomasinin aleyhinde bulunanlar haksız değildi - ler; fakat söylevini yazmadan söyliyen ateşli diplomatla sarı gazetecinin beşe- riyete yaptığı fenalık gizli diplomasi- ninkinden az sayılmaz. Muhterem Amerika Cümhurreisi te- şebbüsüne girişmedn evvel propaganda harbinde bir mütareke temin etmiye çalısmalıydı. Ekrem Uşaklışil İSTER İN Bir tanıdık söyledi: — «Alman radyosu son neşriyatından birinde arabi bil bitip, bilmem kaçıncısının başlamak verdi ve yeni arabi yılı türkçe ola- etti. Benim bildiğim arabi yılın Seğişmemesi Türkiyede hiçbir zaman'kimr İSTER INAN, mem kaçıncı senenin üzere olduğunu haber rak dinleyicilerine tebrik değişmesi veya SON POSTA temyiz ede elân omümkün- — Sinirlenmeyiniz Sinirlendiğinizi hissettiğiniz dakikada mübahase veya mü- nakaşayı derhal kesiniz, bu hareketiniz ilk mahkemeden mahkümiyet kararı alan maznunun lemyiz istidasına benzer, ikinci celsede kurtulması ihtimal dahilindedir. Hergün bir fıkra Zamane çocuğu Baba, oğlile yahyana pencerenin ö- ; nünde oturuyordu. Bir zenci geçti, ço- cuk baktı ve babasına döndü: — Baba biz tozdan, toprokten ya- ratıldık değil mi? Babası cevab verdi: — Evet oğlum. — Zenciler de öyle mi? — Evet oğlum. — Amma onlar kömür tozundan yaratıldılar değil mi? 4 N. Avuasturalyanın 1 Numaralı düşmanı Tavşanlardır Avustralya hükümeti geçenlerde tav- şanı «Bir numaralı memleket düşmanı» olarak flân etmiştir. i ğ ğ i i : Bu sök'n ve korkak hayvanın böyle| düşman addedilmesi değil mi? Meseleyi izah edelim: Bundan 25 sene evveline gelinceye kadar Avustralyada tek bir tavşan yok- tu. 1912 senesinde bir İngiliz bayteri Avustralvaya on çift #wvşan getirir, Bir kaç ay sonra bu hayvanlardan onu kaçar. Bunlar 1$ sene içinde o kadar çoğalır ki tarlaları mahveylemiye baş larlar... Bunun üzerine hükümet bir tebliği resmi neşreder. Öldürürlen her tavşan için 20 peni mükâfat vâdeğdilir. O vakittenberi binlerce tavşan öl- dürülmüstür. İşin ticarf cephesini el- den bırakmıyan Avustralya ticaret nezareti t#vşan elinin konserve sureti- le Ihracını teşvik eder. Bondan mühim kârlar temin edilir. Fakat tavşanların üremesi ile bir türlü basa çıkılmaz. Bir sene içinde tavşanlar tarafından tarlalara ika edilen zararların yekünü şaşılacak şeydir! SÖZ ARASINDA Harbin garib .Azizliklerinden Biri postaların, cephelerdeki kocalarından mektub bekliyen kadınlara yaptığı a- zizliktir. Bu azizliklerden birisini an - Jatalım: Geçenlerde postacı resmini gördüğünüz ingiliz bayanına iki mek- tub getiriyor. Bu mektublardan . biri İngiliz bahriye nezaretindendir. içinde de bahriye zabiti olan kocasının bir deniz mubarebesinde öldüğünü yaz - maktadır. Uğradığı folâketle deliye dö nen zeval kadın. bu sefer öteki mek- tubu açıyor, okuyor. Fakat gözlerine i- nanamamaktadır. Zira bu mektubdaki tırlar Kocasının el yazısıdır. sağ ol - duğunu ve Almanyada bir harb esiri olarak bulunduğunu bildirmektedir. Nihayet mesele anlaşılmış, kadının kocasının sağ olduğu meydana çıkmış- Ge. En çok otomobil kaybeden İngiliz 40 milvon İdeiliz Kirası bulmuştur. Simdi bir Avustralyalı bayter tav. sanları öldürmek için husust mikrobları havi bir nevi sebze yetiştirmive mu- vaffak olmuştur. Bunu yiyen tavşanlar mühlik bir grine tutuluyorlarmış, Bu zehirli sebzenin diğer hayvanlara ma- zarratı olmadığı anlaşılmıştır. AN, İSTER İSTER | seyi alâkadar etmedi, hele hiçbir zaman herhangi bir bay- rama vesile olmadı, bir aralık büviyet cüzdanlarında rumi yıl ile birlikte kaydediliyordu, milâdi tarih resmi tarih ola- rak kabul edilince © da unutulup gitti, binsenaleyh Al man radyosunun bugünkü Türkiyeyi tanıdığına ve ariladı- ma ben inanmıyorum: fakat ey okuyucü seti kaybetme şampiyonudur. Şimdiye kadar |İnefsi Londra şehrinde on üç defa otomo- bill sırra kadem basmış, her seferinde de İçinden tek bir çivisi bile çalınmamşı ola- rak, başka bir noktada bulunmuştur. Yal. nız bu defa, otomobil ortadan yok olmuş ve günlerdenberidir de çalanlar arabayı geri getirmemişlerdir. INANMA! NANMAT| k Harbin garib tecelklerinden biri de, ! Londra Mister Gareh, © otomobilini | 2“ Romantizm tehassürü NE Ekrem Tali u romantizm denilen hisli: d€ rin berkes aleyhinde bulumü onu. İflâs etti artık, der, sevinirler; mentik şairlerin. muharrirlerin esef rile alay ederler. Ne derlerse desi yapsınlar: Romantizmin masına samimi esef edenlerden b benim! Biz Türkler o devrin. hemen müh sıran seyyiesini çekmişiz, Fartı hi siyetlerile temayüz eden romantiki Lord Bayron, Viktor Hügo, Andre 9 İniye ve emsali, en nefis eserlerinö "aleyhimize nteş püskürmüşler. İçleri | den bazıları bize, bizim hâkimiyetini | karşı ayaklanan!ara bedenen de yardı etmişler. Hep bunlara rağmen şu Yi minci menfaat ve kodgâmlık esrımi ibu cesid adamlarm yokluğuna hay Tm, ne yaparlgf m e ir Viktor Hügonun se$ h a etmekte herhangi bi zamamme diplomatınm nutkundan daha müessir olurdu Beşerlyeti maddileştirdi Yâkki ettiğim iy tik te ne oldu? Milletlerin biri sık sık münazaa etmeleri roman üfulünden ve rezlizmin onun yeri ikamesinden sonra başlamıştır. Romünlizm devrinde harbin mah yeti bile baska id:. Onda bugün ha menfaatlerin arasında boğulan bir asâ Tet, bir ulvi makssd vard: idi. Sonra ordul ce, erkekce sav; taarruz vasıtaların Yiğin. kahramanlığın alevhine öld son romantik #sker bizim (Meh cik)tir. O dünyada her şeyden tehassü bömhardiğ man edip de binlerce. müdafastsı7. dm ve çocuğu cansız yere seren reajisii kahramanların yenekibini duyduk cedlerimin alevhine silâh kullanan *d alist İnsiliz çocuğu Bayronun bile hi tırasını tevkir edesim geliyor. İdenl biraz daha gönüllerden silin sin, görürüz dilnvanm hal ii aşi eri Üsküdar kazasında muzır hayvanlar öldürülüyor Üsküdar kaza dahilinde son günlerde yaban domuzu, 22 tüki, 24 çakal, 8 kurd, karga öldürülmüştür. Kaza dahilinde herki sin birer karsa vurmaları kararlaşmıştır. 9 hir içindekiler bu karardan muaf tutulmi ları için Vilâyete mürasant etmişlerdir. * Eyüb Halkevinde resim ve fotograf sergisi Eyüb Halkevinden: 1 — 75'Şubatia Evimizde amatör fotograf ci ve ressaminra mahsus olmak üzere bir f0 tograt ve resim sergisi açılacaktır. b 2 — Teşhir edilecek fubograf ve resimleri mevdili $ r — Arı rimizin sergide teşhir ettir$ cekleri eserlerini 20/Şubat akşamına kaddâi Evimiz idare müdürüne teslim etmeleri riği olunur, Fotoğraf sergisi tehir edildi Fmiiönü Halkevinden: 19 Şubat 540 d i vwelce Dân ettiğimiz amatör #8 # ve resim sergilerinin açılışı, Hal leri yıldönümü töreninin yapılacağı 25/2/9ğ Pasar gününe bırakılmıştır, ) I N a dair tari Gaf teat # Saw Sebi ği rk öm. | Be ar zil Gı da <u > e > Pp Va Bı