15 Ocak 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

15 Ocak 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Hayat paha.ılığı Üzerinde düşünceler Yazan: Muhittin Birgen ünyanın en büyük coğrafya ve iktisad kuvvetlerini teşkil eden devletlerden birkaçı arasında zuhür et - miş olan karbin altıncı ayı içindeyiz. Her harb gibi, bu defaki harb de bir pahalılık yapacaktır, Muhariblerin dünya ile alâ - kajarı ne kadar geniş olursa pahalılığın hududları da o kadar genişler, Ayni za - manda, harbeden kuvvetler ne kadar bü- yük teşebbüsler alırsa pahalıkığın da haddi o kadar yükselmeğe temayül eder. Bügünkü vaziyette dünya kuvvet'erinin hepsi de harbe girişmiş olmamakla bera- ber en mühim coğrafya ve iktısad kuv - etlerinin bütün varlıklarile cida) hallp- de bulundukları muhakkaktır. Şu halde her harb gibi, bu harbin de değvracağı pahalılığın hem hududu geniş olacak, hem de nisbeti mütemadiyen artmıya mütemayil bulunacaktır, Her günkü hayatımızda ötedenberi a - laştığımız ve kendi gidişimizi bunlara göre ayar ettiğimiz fistlar, bir zaman - danberi değişiyor. Bu değişme, ilk gün- lerde, bir takım muayyen ve mahdud maddelerin fiatlarına münhasır kaldı. Haftalar birbirlerini takib ettikçe, bir damla zeytinyağının düştüğü noktanin etrafında mütemadiyen yayılması gibi, hududümü genişletti. Bugün, bu genişle- me hareketi o haldedir ki artık hayatın pahalanmakta olduğunu herkes kendi günlük yaşayışında hissedebi'ir. Birkaç hafta, birkaç ay daha geçince, hayatı - Mmızın pahalandığını daha kuvvetle his - sedeceğiz. Bugünkü pahalılık hareketleri henüz bizim yaşayışımızı kökünden sar - sacak ve bizi şikâyete sevkedecek kadar büyük olmuyabilir. Fakat, yarın bu pa - halılığı, daha ağır ve acı hissedeceğiz ve © zaman şikâyetlere başlıyâcağız. * Hayat hâdiselerinin her türlü teza - hürleri insanları, mevki ve vâziyetlerine, bu tezahürlerin kendi üzerlerinde yap - tığı tesirlere göre, muhtelii fikirlere ve duygulara sevkeder. Bunun gibi, son za- manlarda görüyorum ki, sabit iradlı bir | kısım müstehlikler, huyatın pahslan - makta olduğunu görüp şikâyet ederler - ken: «— Sanki evvelce ihraç'arı menedilmiş olan bir takım maddelerin serbest birâ - kılmaları iyi mi oldu? İşte, hayat paha -| lanıyor ve maişet güçleşiyor! Demeğe de başlamışlardır. Bu, hedgüm bir görüş ve gayri içtimai, gayri mili” bir düşünüştür. Türkiyenin on dakuz mil- yonluk nüfusunu gözönüne getirdiğimiz , Zaman görürüz ki bunun pek küçük bir! kısmı sabit iradla geçinen insanlardan | mürekkebdir. Üst tarafı - ve en büyük kısmı - kendi istihsali ile geçinen ve hayatın bütün ihtiyaçlarını mahsulünün Piyasada bulacağı fiat ile temin etmeğe mecbur olan müstahsi'lerdir, Müstehlik - Yerin her şeyi eskisi gibi ucuz alabilme - eri için müstahsillerin ötedenberi ihra - cına alıştıkları mahsu'leri memleket pis yasasına hapsetmeği düşünmek, sade ın - salsızlık ve haksızlık değil, belki de he sabsızlık ve ahmeklik olur, Çünkü wer emeklerle vücüde getirmiş olduğu mah - sulünün bir müstehlik piyasasına zorla! hapsedildiğini ve kıymetinin düşürü'dü- günü gören bir müstahsil, cihet gelecek istihsalini geniş tutmıyacaktır. O zaman memlekette müstehlik icin bahis mev züu olacak şey pahah'ık değil, bizzat kıtlık olur. Bunun misallerini Osmanlı tarihinin her devrinde bu mem'eket pek kudretini yüzde doksan kaybeder, Resmi geçidde Kullanılamıyan Muzikalar Daily Express gözetesi, gördü - | günüz resmin al - tina şu yazıyı yaz. mıştır; «Ruslar, şi- mali Finlandiyaya girdikleri ozaman yapacakları zafer geçid resminde bu Alet'eri? o muzike çala çala, şehvrde dolaşacaklardı. Fa kat umulmıyan, he sabda olmıyan se - bebler (o dolayısile bu emellerine nail olamadılar, ve bir vagon dolusu bando mızıka âleti Fin- lilerin eline geçti. Siluet kelimesinin aslı Çok kullanılan bir kelime olan silu- <t kelimesinin aslını biliyor musunuz? Fransa (OKrallarından “on beşinci Louis, güvendiği memurlarından E- tenne de Silhovette'yi çağırarak hay- Yi açık olan bütçenin tevazünü için bir çare bulmasını taleb etmiştir. Adamca- ğız öyle saçma şeyler tatbik etmiş ki, lar. resimler çıkarılmıştır. Hele re - tır. Resimler sokaklarda silvet diye tilmağn haşlanmıştır. İşte kelime bu suretle ortaya çıkmıştır. Jur. Dünyada böyle büyük bir kargaşalık hüküm sürdüğü müddetçe elbet, hayatta pahalılık olacaktır. Eğer bu pahalılık, dünya iktisadi hareketlerinin, iklisad kaidelerine göre, normal olan dalgaları arasında oynuyorsa ona karşı yapılacak şey, normal müdafaa kuvvetlerini hare - kete geçirmekten ibaret kalır. Devletin iktısadi siyaseti, silâhını, ancak fırsattan İstifade eden «pekülâsyon unsuruna kar- #idır ki şiddetle kullanır ve bunu yapar - ken de Ticaret Vekilimizin geçenlerde görmüştür. Halbuki bu memleket lduğu. gibi, jandarma usulüne bal Ae ER değil, iktisadi müdahale silâhına müra - cuzluk, bolluk, umumi refah ve huzur) çat ©“er. Bü bakımdan şimdiyi kadar it- ancak böyle bol ve geniş bir istihsal ha- edilmiş olan tedbirler, en müessir yatı üzerine kurulabilir. Bir senenin re - | tedbirlerdir. Fakat, bunlar bizzat tedbir koltesini bir piyasanın telörgülü kampı ziyade bir yandan tedbirlerin içine bâpsetmek ve boğmak usulü O; -)ittihazmı ve diğer taraftan manlı usulüdür, ahmaklık eseridir; böyle|da onların tatbikatını temin eyliyecek bir usul, bir memlekete birkaç mahdudi| olan âletler ve cihazlardır. Bugün bu ci- ay için ucuzluk temin etse de, bunun er- kasından dalma kıtlık geliri * Akil bir iktısad siyasetinin ve memle-! kete umumi bir huzur ve refah vermek istiyen tedbirlerin tavsiye edeceği gaye, elbet, pahahlıkla mücadeledir. Ancak, alfa karşı yeileadele ederken takib edilecek usul, mahsulün #atını düşürmek değil, pahalılığı doğuran gayri tabil un - şurları ve-müesirleri ortadan kaldırmak. tan ve hattâ onlatım tesir yapabilmeleri- hiç meydan bırakmamaktan ibaret ç- ne © iy İSTER te ev plânları hazırladığını okuduk, değil, bütün dünya için bir kazançtır. ISTER “İ Küçük şey üzerinde fazla duran büyük şeyi başarmak onunla alay etmek için ortaya şarkı -| simler büyük muvaffakiyet kazanraış-| INAN, Dürkü gazetelerden birinde, bir mimarımızın zelzele mıntakalarına mahsus, zelzeleden müteessir olmuyacık tip- : Böyle bir keşif her halde yalnız bizim memleket için Yalnız bu arada bundan bir müddet evvel ecnebi bir SÖN POSTA eemeran sar seneenenensanBaRaRmA, Hergln bir fıkra Kitab meraklısı Bir büroda çalışan yaşı epey iler- lemiş memurun oldukça zengin bir kütübhanesi vardı. Evine ilk defa ge- len bir tanıdığı kitabları bakarken» — Bu kitabları oktulunuz demek! Dedi. Yaşı ilerlemiş memur: — Hayır, diye ceveb verdi, okuya- cak vaktim olmadı. Ben bu kitabları, işten çekildiğim zaman okumak için biriktirdim. — Güzel bir fikir, — O kadar güzel bir fikir değil, bu kitabları biriktirmek Omerakına düşmeseydim, şimdiye kadar çoktan işten çekilecektim, &vimde oturup rahat rahirt kitab okuşmbilecek vak - tim olacaktı. v >. Boşarmalar kaça Malo'ur? Bir Amerikan mecmuasının yapmış olduğu istatistik ve tetkike göre vasati olarak yüz i kak boşanmak ile neticelenmektedir. Kâabahati yüklenmiş * bulunan boşan- mış kocaların bir sene içinde ödemiş ol- dukları nafakaların tutarı bir milyar do- ları buluyormuş... On boşanma vak'ası, mahkeme masra- İf ve avukat tereti fe bir milyon dolara baliğ oluyormuş. haz'ar hemen hemen hayata geçmiş veya geçmek üzere bulunuyorlar. Yarın da, hayatımız daha müessir tatbikat tedbir- lerinin tesiri altına girecektir, lanacaktır. Çünkü bütün dünyada hayst caktır. Biz bu hareketin tesirlerinden kendimizi kurtaramayız. Ancak evvelâ; bu pahalılığın tebii ve zaruri olan had - leri geçmemesi, saniyen de bunun te - sirlerinin mümkün mertebe az olmasını temin için, bunlara karşı bir mücadele sistemi vücude getirilmesi lâzımdır. Aklı başında bir iktısad siyâsetinin üstünde uzun uzadıya ve dikkatle işliyeceği mev- zu büdür. Bu mücadelenin esasları ve fstikamet- leri hakkındaki fikirlerimizi de ayrıca yazacağız, Muhittin Birgen İSTER NAN, iSTER Küçük işi seven büyüğünü yapamaz & Her işe yalnız lâyk olduğu kıymeti veriniz ve bilen adam için vaktin nakid olduğunu daima hatırda tutunuz. SÖZ ARASINDA Kedilerle fareler arasındaki i İ| birlerine ezelden düşmandırlar. ivscta yirmi beşi muhok-| dirler. Evet hayat pahalanıyor; hâyat paha -| pahalaniyor, pahalanmıştır, pahalana «| arruzundan korumuştur. gazetede okuduğumuz bir haberi de kaydedeiim: Japonyada, zelzele lâboratuvarları varmış. Bu lâboratu- varlarda sun'i surette zelzeleler vücude getirilebilirmiş. A- limler zelzelede yıkılmıyacak tip ev nümünelerini bura - larda terübe ederlermiş. Şimdiye kadar yaptıkları ev nü - müneleri içinde hiç birinin zelzelede yıkılmıyacağı kat'i olarak tesbit edilememiş. iNANMAT' Sözün kısası Kaldırılan kazan Münasebetile Ymm. G Ekrem Tolu y!I Demek bunu da göl $iz?. Arksmızda, uzun > yıllarının okkada az çok ağır çeken h# mulesi.., okuyup öğrenmekten Yi varığımızın, üzerinde jimağımızın ai resini, gözlerimizin nurunu döke dök? ti. cude getirdiği bir yığın eserle bizi eği yat sahnesinden çekilmeğe davet ediYO”” dar, Bütün ufacık şöhretini kanununa borçlu bulunan, çünkü d retle, gerçekten değer'i bir şair ola5 bn basile ayni ismi taşıyabilen bir delik ia ilham kıtlığında bir kara liste tertib İl lemiş. Bu sistede Yahya Kemal, R Nuri, Vâlâ Nurettin, Faruk Nafiz, OrlU Seyfi gibi Türk edebiyatının yüzekli var, Küçük bey, kaz palazının içind”. çıktığı Yumurtayı hakir görüp de Ka9”” ğunu ezmesi kabilinden, listeye babasi inin adını da katmayı ihmal etmemiş taraflık (!) bu kadar olur! ” Hemen şunu ilâve edeyim ki küçük 58” yın ıskartaya çıkarmak istedikleri dl İsında ben nedense yoğum. Delikani” Se bana bu listeye girecek kadar kıymet y İmemiş; yahud ki fazla kıymet ene çin listeden hariç bırakmış. soya bu su” rim. Zira benim çok esaslı e edebi oterbiyenm ve edebi ai zuum kendimi o isimlerini saydığım Ke sek ediblerle, her ne münasebetle ol! olsun, hattâ i ayarda tutmama mâni * Kilablarını dir. Bizim eke yeke (küstahli di Çizmelerine diye bir keima vardı. bunun, yeni cede ül imadığını R Yerleştiren asker mk ipa ER ; Zavallı, muhterem ve değerli dostu Hatid Fahri! Nasrettin — sibi oğlunu yüzüne mütehayyirane sp bakıp: i — Benden çıktı, bana yüzme öğret” ğe kalkıyor. bu nasıl iş? derken yanında ta, Diye söylenedursun.. istisna edilmi #dığı kitabları çiz olmanın verdiği cüreile, Vk ve son. melerine yerleş - mebhaste bir çiftlâf da ben edeyim. o * tirmek gibi hoş bir Bizim Nusret Safanın işi yok: Allah SX amal Mini, , Jâmet versin, ikide bir böyle acayib il€i uş Ve bö- den anket mevzuları çıkarır. Bal üğünde bulunan Ta'neden küçük bayın bu kara listesi” ye i Okumaya me- rakı bir İngiliz neferi, cepheye gi- Bötün askerler ç - den mülhem olarak, şuna buna fikir * i muş. Almış olduğu ilk cevabları $“ b bak © öişlerdir: İbir gözden geçirdim. Cadde zerin de Kunt, muhteşem konaklara, arka sok lardaki izbe barakaların: münasebat çıkacağız!, Mei? i i i | Demeleri kabilinden olan bu Herkes bilir ki, kedilerle fareler bir. a bii Peamatise DEMİ e. İbir his uyandırmıyor. Bununla pe 4 Şimdiye kadar bunun aksini iddia €- a'âkadarların ehemmiyet vermeme! pe den de olmadı. İten ileri gelecek a i ederek bu «ağaçta karpuza > ade ei içide hatırı mayın akaid eren takılması muhtemel Diğ bir Çin âlimi ortaya şu fikri almıştır. takım temiz, nezih emelli gençleri İ — Ben elli senedenberi kediler ile fa-'ve tahzir için ge zavallııği reler arasında yaşıyorum. Bu iki cins tebarüz ettirmek istedim. > irbirlerine hi ü j1.| Barem nesli delikanlılsrından biri hayvan birbirlerine hiç de düşman değil piya ekepmereşe Türk edebiyatı binasını boyacılardan ve Bu Çin âlimine göre anneleri tarafın-| cılardan kurtarıp, mimarlara b dan tam manasile beslenen kedi yavr mız Jâzım ak ği bu asırda EZ a oCU; N in, m anı inte düşmem Giktek yetiştirilmekte: |, eli tam okka dört yüz dirhemi ii bir kültüre muhtaç zor bir zanaat old Annelerinin yanından (ayrılmış ön) Kunu bilmiyor musun? Bilmem b > i İrüşdiyenin, bilmem kaçıncı sınıfından”, YE ri ok İleriye gitmiyen ilmin, garb lsanların. mazlar, Bu âlim bir arada kedi ve fare dan Bir taneciğine olsun ademi vi gi yetiştirmiştir. Her (İki cins hayvanlar la may emi a ai iberce üretti nin elinden alıp sen , yümüşlerdr. kardeşane Bir sürette bü yine kara listenin matrettibi bile kahk”” covabli “ sıva © hai İha ile güler! Bir de garib bir hâdise vukubulmuş/! Diğer bir delikanh da, Vâ-Nü'nun €Üğ” bir fare bir kedinin taarruzuna uğramış, biyatla hiç bir alâkası olmadığını. Peyâ basan » efekkirlerinin Köti uğramış bulunan fare İle büyü- LR mara Ep vi müş olan kedi bu fareyi hemcinsinin ta-kub Kadrinin şöyle böyle birer muh olduklarını söylüyor. Nidelim ki efkârı umumiye aynl kafi atte değildir. Ve edebi kıymetlerin bi. İki mihakkinin efkârı umumıye O! Bir ebenin bilânçosu Madam Laurette Cres adında bir Fran-| ettiği şöhrete o da, kazan kaldırma sız ebesi bu sar'ata atılışmın ellinci se-İzum görmeden erişirdi. nesini idraki dolayısile bu müddet zar-| Gene diğer birinin zevksiz. fında doğurtmuş olduğu çocukların hep-| tanesinin yüzde bir bilgisinin , göl sini bir müsamereye davet eylemiştir.|onun kendisinde bulunabileceğinde” il Bunlardan 672 si davete icabet eylemiş-| min olsaydım teselli bulurdum. ş lerdir. Bu elli sene içinde madam Lauret-| ... (Devamı S önc sayin *e 4748 çocuk doğumu başarmıştır. Bu TAKVİM ; rakamın içinde 52 ikiz ve 4 üçüz vardır. Ebelik ilminde bu kadın büyük bir şöh- yeti haiz bulunmaktadır. İNANMA! — Hişti Çekilin oradan!, Caddeye Pİ” birinci şıkkı ikincisine tercih li #, av. di nu bu delikanlı bilmiyor. Bileydi, bağ . ! gir kof.. diye tavsif eylediği şöhretlerder iyi 7 e #

Bu sayıdan diğer sayfalar: