© insan üzerinde hâsıl ettiği tesirleri si- Eğ ; EĞİ d e i TFEDE BİY Necib Fazıl ve eserleri Şiirle romanın farkları ve mizah edebiyatımızın bugünkü hali hakkında düşünceler YAZAN: HALİD FAHRİ O Geçen haftaki yazımda, ölü şairlerden | mızı bulamamak ıztırabına düşüyoruz? Mehmed Akif için, ya sadece hayranları, | Çünkü şâir, merhum İsmail Sefa gibi ka- yahud münkirleri olan şair demiştim. Al rncadan hikmet çıkarmak, kum tanesin- Jah uzun ömürler versin, dirilerden deden dünyânın ve hilkatin esrarını keşfet- Necib Fazıl için ayni cümleyi hiç değiş. |mek iddiasına düşmüştür, Onun bu fikir tirmeden kullanabilirim. Evet, o da öteki | helezönları içinde bocalayışıdır ki bizi gibi! Onu da ya göklere çıkarıp ilâh sa-şaşırtıyor, etohuma dan «ağaç» ve cehen- yanlar var, yahud san'atını yüzde doksan | nem alevlerinin hışıltısı ile kafa kemik- muamma ve acajbattan görenler! Maa-jlerinin çatırtısından senfoni çıkarması mafih bana öyle geliyor ki, Necib Fazılın | ruhumuza ürpermeler veriyor. Bu ürpe- bu iki kutub arasndaki hakiki şahsiye-)riş Bödeleriyen bir râşe midir? şüpheli- tini bir dereceye kadar tebellür ettirebil- (yim. Yalnız ihtimal daha az yanılarak imek hem onü, hem hakikate, hem bugün-|şuna hükmedebiliriz ki Necib Fazıl daj- kü Türk edebiyatına büyük bir hizmet|mi teşekkül halinde artistik bir-uzviyet- olabilir. Yalnız, ne güç iş yarabbi! Mu-|tir. Ne zaman kalıbını bulacak? Ne za- hakkak olarak inandığım bir nokta var:İman durulacak? Ne zaman bize tam cev- Necib Fazıl, inkâr edilemiyecek derin ;herini verecek? Orasını da ancak gene şair hassasiyeti içinde çok defa ağacınılzaman gösterecek? Bugünkü sembolleri kemiren bir böcek gibi kendi hislerini ke- | hâyattan uzak kaldığı kadar halka da w miriyor. Buna da, zekâsının çerçeve ta- zak kalıyor, Fakat Necib Fazıl kendi 26- pımayan coşlrunluğu sebeb olmakta. Ne | kâsını her şeyin üstünde görse bile biraz saman iddialarını bir tarafa bırakarak /da çıplak realiteyi görebilirdi... Ve öyle- &ndece san'atkâr büviyetile görünmekten |likle gayesine ihtimal daha emin yoldan daha büyük bir zevk duysrsa o zsman| yürüyebilirdi. onu bütün vuzuhu ve bu vuzuhun için.| Nesirde Necib Fazıl. ne renkli âlem! deki parlaklığı ie görebileceğini sanıyo-| Fakat ah, gene o ifratları olmasa... Fa- rum. kat ne var ki, bütün fazlalıkları, iddialı Necib Fazılın ilk hayran kaldığım ese- | tarafları, hattâ yüksekten bukıp yüksek- ti «Kaldırımlar» dır. Meselâ o parçada|ten atışları bile sevimli bir san'atkâr! ve «Otel odalörw nda deruni seslerini es- | Çerçeve isminde büyücek bir cild içinde rarengiz bir adese içindeki hayallerile ge- topladığı fıkraları bunun canlı bir mi- İ leri ile yazdığı vakitler ne yüksek kıratta SON POSTA AT | ZANSOY derken topladığı intıbaları anlatışı... İş te bu ya; ü — yi TT li Eran cümle ay- yaldım için klüblerimizin yaptığı maçlar do. n e halin e epsini baştan nİ-| jaystle iki hafta teahhura uğrıyan lig maş. ayete adar okumalıdır. O zaman Necib| larına Pazar gününden itibaren başlanacak , Fazılın, bütün iddiaları İevkinde, sadece|tır. Geri kalan iki haftanın oyunları devre i kalbinin duyguları ve sadece gözlerinin sonuna bırakıldığından İstanbul Jig şam. İdev aynasında isle di piyonası $ Martta nihaşetlenmiş olacaktır. | İz genişlemeyen müşahede. Bu hafta yapılacak maçlardan en mühim. > ie yz İml; Teksini atadındaki Galatasaray . Bey- bir nasir olabildiğini açıkça görüyor, 36-İko karşılaşmasıdır. İstanbulun en kuvveti ziyor ,ye onu alkışlıyoruz. Ah, ne olur, İtakımı haline gelmiş olan Galatasaray, Ma. hep böyle eşyayı ve hâdiseleri dev ayna- |carlarla 1.1 berabere kalarak bunu bir daha sında değiştirmeden bize verse... O Ne. |J#bât etmiştir. Büyük takımlara BEY gili Hüürmi : vetli müdafas oyunu ie iştihar eden Bey - ER rölmme elin olduğu Gİbİ koyun Galatasarayı mağıb etmesi bekle - akkak laha çok seveceğiz. nemez. Filhakika geçilmez bir müdafaa hattı «Çerçeve» nin sonundaki dünya siya- > teşkil eden Galatasaray. haf ve bekleri kar, geti, harb vessire hakkındaki (yazılara şiswnda Beykoz forvedlerinin göllerinden 21. gelince, bunları herhangi bir fikracı da Yade, oldukça kuvvetli olan Beykoz müda - Yazabilir. Fakat Necib Fazıl, sadece gö-|faasının gol yememek ir gonek mül ve tabiat tahlilleri ile iktifa etmiyor | tabiidir. Galatasaray oyunca a ki... Muhakkak, dün; timat derd- | peticesi yi yanım İçi derd-İ neticesi ekseri oyuncularının sakat, yorgun lerine de nazar atacak, damgasını ve mührünü oraya da basacaktır. İyi amma, ve bilhassa futbolden bıkmış bir halde bu . huamaları Beykoz lehine bir avantajdır. Son san'atkâr dostum, bü senin işin mi? Br. rak bunları... Emin ol ki bizim için hep muvaffakiyetlerden sonra rakibini ihmal e. der bir baleti rahiye ile de maça çıkarlarsa hatlı; . şalr ve hep seçkin cümleli nasir kalışın ai e i pi daha büyük kazançtır. Çünkü biliyorsun, |bizeti gibi.) Bu mahzurların bertaraf edi - asıl zayıf olan tarafımız san'at cephe-İmesi ve Galatasarayın son zamanlardaki mizdir, O halde ne diye feylesof kesilir. in? Yazık değil mi?... Şiirle roman nişleterek veren çok özlü ve o nisbette sali... samimiliği beliren bir san'atkâr görüyo-| «Çerçeve» deki nesirlerde başlıca iki ruz. Fakat sonraları, mistik bir âlemin | unsur var: His ve düşünce. Hisler, ince maverasına dalmak istiyen Necib Fazılın | hayallerle örülü. Belli ki san'atkâr, çok gürlerinde müphemiyet o diyemiyeceğim, | zaman etrafına da bakıyor. Fakat bu bo-! fakat bir uçukluk, bir bezginlik, bir ken-| kış, ona iç Alemini büsbütün unutturamı- dini arayış bulmaktayız. «Kaldırımları da| yor. En basit mevzuda bile ruhun kıv- kendini bularak ortaya çıkan şairin son- |rımlarına inişi bundan ileri gelmekte, Fİ- radan kendini aramağd başlamasında bir|kir tarafına gelince, bunlara bir anlık fikir istihalesinden ziyade bir huzursuz» | şimşek parıkıları diyebilirsiniz. e uk, bir yerinde rahat edemeyiş, hayatı | Fazıl o dakikada öyle düşünmüştür, fakat ve tabiati yadırgayış buluşumuz da bun-| yarın büsbütün başka türlü de düşüne- dandır. Fakat gene bütün o şlirlerin için. | bilecektir. Neden? Çünkü, kendisinin de deki Verlaine gibi içten iniltili seslerle (itiraf ettiği Üzere, güzel ve ivicaclı cüm- bizi saran musikiyi inkâra kalkmak ço-/'eyi elde etmek başlıca gayesidir. Oradan cukluk olur. Yahud, ne şfiri, ne de san'atı | ötesi onun umurunda değil, Fakat bu ki- anlayamayış! Öyle iken, nasıl oluyor da|tabın içinde bazı parçalar var ki, bütün Necib Fazılda tam istediğimizi, aradığı-'kitab değerinde bir inci gibi parlıyorlar, «Son Posta» nın tefrikası: İ “ Bir insan aranıyor! ,, IBu kısım romanın dışındadır! Hayat, iki ebediyet arasında zamanın bir mümayişidir. Sabahleyin erkenden matbaadan içe- ri girdiğim vakit, henüz kapalı bulunan idare odasının kapısında bir genç ka- dın gözüme ilişti. Boyu uzun, vücudü zayıf, yüzü küf- Yü, bakışları donuktu. Boyasızdı. Za- ten suratında boya vuracak yer de yoktu. Yalnız bir deri dışarı fırlamış elmacık kemiklerile, çenesini, burnunu forbalamıştı. Etsiz, avundları çökük bir yüz. Bu surat harabesi ortasında yal- nız İki göz ayakta kalabilmişlerdi. z Güzel gözleri vardı.. Uzun kirpikler) — Bir zayi ilânı mı?. rinin etrafına çit çevirdiği bu derin iki) Diye sordum: göz; genç kadının umumi ünün | Cevab vermedi.. Kâğıdı uzattı. Oku- dum; Bir insan aranıyor! e >> balâjladığı kadid ellerile, mantosu ve çantasını açtı. Yemin edebilirim: Çan- tela küçümencik bir mendille Hp yarı acıma, yarı hürmet telkin eden astl birer mina taşıyordu. «Yirmi altı yaşında, iyi bir aileye Üzerinde eski bir manto, başında kı- mensub, kolej tahsili görmüş bir genç vırcık saçlarının bir kısmını örten man |Kad'n bir insan aramaktadır. Bu ka - tosu kadar yaşlı bir bere, ayaklarında | dın. bu İnsanın yanında boğaz toklu - |9a0 atmıştı. Başını ağır ağır geriye, tazeliklerini çoktan ihtiyar kaldırım -|ğuna yirmi dört saat bilâfasıla çalış - larda bırakmış pabuçlar bulunuyordu.|mağa razıdır. Fakat buna mukabil bir |erib bir tebessüm gördüm: Her yıkılan caminin mihrabı ii şart vardır. O da: Yanına sığıi de değildir amma; bu kadın, yıkılmış, |$âhsın bir insan olmasıdır. Arzu eden. |bu beyefendi. Yalnız sizi temin ederim yıpranmış bir güzelliğin enkazı mihra- - bırı hiç olmazsa çizgiler halinde yüzün | Hayretten küçük dilimi değil, kü -|niahlök. de ve gözlerinde taşıyordu. Ben merdi |çük dilim beni yutacaktı. Genç kadı - vene doğru yürürken, birşey — sormak) nin önüne eğilmiş yüzüne baktım. Oku (bisi koymadım. Biraz izah etmenizi ri. 1206 avukatlığını yapamam! Bu genç duğum yazının kafa tasımın ortasma /C# etsem, beni fazla miltecessiş mi bu-|<Sdn kimbilir, benim cinsimden olan- istiyen, fakat cesaret edemiyen insan- Jara has, mütereddid bir jest yaptı; a- Jâkadar oldum: — Birşey mi soracaksınız? diziverdiği hüküm, onun bir mecnun olması ihtimali idi. Gözleri yerde çivili cevabımı bekliyordu. Kendi gibi cılız fakat ahenkli bir ses) egea N Je cevab verdi: ati 5 — Bir ilân verecektim de efendim. Beklemekten usandığı, ayakta dur - maktan yorulduğu, yol ortasında dikil- mekten sıkıldığı anlaşılıyordu. — Bana bırdkanız ilânınızı, dedim.. Müsaid bir vaktinizde uğrar (bedelini bırakırsınız. di Teşekkür etti. Yalnız derisinin am « ni deli zannettiler. i dı çektiz EŞ CENNETLİK pabuçlarile ayni tevellüdlü külüstür!size... — İmkânı yok değil m!?.. Bütün ga- zetelerden ayni cevabı aldım. Hattâ belifade etti: Sesi büsbütün incelmişti. Müşkülât- la duyuyordum söylediklerini. Sesi 6 diği kada lmışta! kadar kırılmıştı ki, kelimeleri birbirine > a güçlükle tutturuyordu. Elimden kâğı-| Wiikrar bulmuş oyununu oynaması takdi . rinde bu maçta alınacak netice farklı (bir galibiyet olacaktır. Bence çok mühim bir mesele: şu şiirle ir işi mem Di romanım vasıfların: ayırmak... Vakıâ bi- liyorum, şiir ahenktir, histir, hayaldir, roman İse hayatın aynasıdır filân tarzım. fa ile HiâM karşılaştıracaktır. Vefanın ko - lay bir galibiyet alması muhakkak sayıla, bilir, Ftnetbahçe sahasında; Fener . Büley - ü ii aniye ile, Beşiktaş da Kasım, ile kar, da yüz bin kere tekrarlarım4 bir izah ile mke Beyan Sakalar Sekili işin içinden çıkacaklar çoktur. Fakat bu|sı beklenilen bu müsabakalarda Kasımpa izahm bile az çok tefsire muhtac tarafları şanın Beşiktaşı hay! müşkül (o dakikelı olduğu inkâr edilemez. Geçen yazımda | geçirteceğini de söyliyebiliriz. Beşiktaşa Akiften bahsederken, hakiki hayat sah-|$1 birinci devrede aldıkları İyi netice ile ma. nelerini hazma çekmek suretile romançı- | peviyatları yerinde olan Kasımsaşalılar, ol. nın hududuna atlamış, his ve hayal ve öhenk mahsulü olmak lâzım gelen şiiri kendi sahasından üzaklara düşürmüş de- miştim. Bu defa fikrimi biraz daha aç- mağı Hüzumlu görüyorum. dukça eksik çıkacağını gannetliğimiz rakib. Bu dava ben de, Fransız şairi Paul Vâ- Şeref stadında; İSporia - Topkapının ma. çi vardır. İki genç ve enerjik takimin karşılaş ması halinde geçecek olan bu müsabakanın az farkla İ Spor lehine bitmesi muhtemel , m A e Lig maçlarına bu haft8 devam ediliyor . | Fenerbahçe Süleymaniye ile, Beşiktaş Altıntuğ Meselâ, bir hastanede bir ameliyat seyre. | Galatasaray Beykozla, Vefa da Hilâlle karşılaşıY Macar P.'T. C, takımının ve felâketzedelere| İ oğlusnor, Kolej, Kurtuluş, Bonkurd V temeni kımlarımıza muvaffafiyetler riz * Beden Terbiyesi İstanbul Futbol ından: 14/1/9540 tezihinde yap” maçları, Taksim stadiz Karagümrük , Yeneryilmaz sasi X Tarık Özerengin. ri Vefa - HUâl saat 13 hakem Def eğ Galatasmray - Beykoz snat 15 Dİ med Göğdün, geret stadı: Yeni Yıldız , Ortağİf hakem: Necdet Gezen, gi Alemdar, Beylerbeyi san? 13 ; ri Bütün. e İs&por . Topkapı sanat 18 bak Ezgü, ğ Fenerbahçe stadı: Beşiktaş - > at 13 hakem: Sami Açıköney, Fenerbahçe - Süleymaniye saat » z Şazi Tezcan, Bakırköy stadı: Habcıoğlu , fet © 13 hakem: Samih Duransoy, Rumelihisar - Akinspor saat 19 İhsan Bayrı. Not: Birinci ve ikinci küme 1g” N toplantıs: badema eskil gibi her m yartesi ve Bal: günleri saat 18 de kezinde yapılacaktır. Galatasaray klübünün : ği bir teşebbüsü Galatasaray spor klübü (felâ$i menfaaline klüb salonunda (bir 9 turnuvası tertib etmiştir. Cumartesi günü akşam 8 de b Jan bu turmuvanın hasılstı verilecektir, Turnuvaya; Galatası l sel takımları yanlmışlardır. Balkan hazırlık kros koş çi / Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi Ajanlığından: 1 — Balkan hasırlık şusu 14/1/1940 Pazar sabahı saat 10 sırtlarında yapılacaktır, Koşu mesafesi birine! smıf atletle” 1000, diğerleri için 3500 metredir. 2 — Dahili pentatlon İstanbul 23 İkineikânım Salı gününe dir. İkinel devre maçlarına yeniden başlıyan lerine karşi, aynl neticeşi almağa çalışasak lardır. löry gibi düşünenlerdenim. Bir kere şii- (Devamı 10 uncu sayfada) AHKÂRLAR v—/ fe — Korkarım!... d Benim merdivenin başında, bu müb- Acrle acele kapıya doğru yürüdü. Te|İhem cevablardan kalakaldığımı görün- — Teşekkür ederim.. Zahmet ettim U-İcessüsüm bana kafa tuttu. Bu kadını de|ce devam etti: - İl, arzusunu saçma addedip göçeme - — Çünkü, siz erkekler, kadınlarla hiçbir vakit konuşmak için konuşmaz- sınız.. Her hareketinizde fena niyet hâ kimdir. Hiçbir erkek bir kadını odası- na başka hislerini o dakikadaki göyesi- ne şerik etmeden çağıramaz. Benim bugünkü şu sefil vaziyetim için belki bu düşünce mevzuubahs olamaz, Lâkin hiç olmazsa duyseaklarınızda arzula - rmızın başkası tanafından < tahakkuk ettirilmiş taraflarını görerek garib bir zevk duyacaksınız. Kızmadığımı itiraf edeceğim. Niçin herkesin ve kendimizin bildiği bir ha - Kiksti saklıyalım?... Bu kadın erkeğin şahsında benim dürüstlüğümden şüphe ediyor.. Haksız mı?.Ben cinsimin ya- dini, Seslendim arkasından; N — Sormama müsaade eder misiniz?.. Bu ilânı vermenize, yahud bu şekli ter cih etmenize sebeb o nedir?.. Meselâ, henüz mahiyetini bilmediğim ifade”- nizi değiştirmek, daha başka şekilde yazmak mümkün değil midir?.. Kapıyı yarı aralamış, bir ayağını dı- bana doğru çevirdi. Dudaklarında muz — Bir !ki kelime ile izah edilemez ki ben ne deliyim, ne de anormal bir — Hayır, benüz hareket'nize bü teş- Yursunuz?.... ların ne kadar iğrenç hareketlerine he Başını salladı: def oldu? Kimbilir, onlardan ne kadar — Hayır... Bu tecessilse hek verdim; |*evalıklar gördü?.. Niçin topumuzu bir — Buyurmaz mısınız?.. den ayni gözlükle, ayni hüviyet içinde Merdiveni t ettim. Dudaklarını |görmesin?.. Biz bir kadından canımız ısırıyordu. Dudakların dişlenmesile ni-|Yarunca kepsine düşman kesilmez mi- hayet bulan tereddüdü bir kelime fle|YİZ? — Erkeksinizi .. tm bu Kdasası imemmer yoz Gözlerim hai 5 yretle meraktan açılabil ne hayretimi kaldırıp ona nakletmiş- — Bunun ne ziyanı var?.. Bu seferki gülüşü in ii idi. Bir kelime sela a — Kızmadınız!, — Siz! mazur görürüm, dedim, mer- divene doğru yürürken... Arzu eder - ve karla örtülü sahalarda çarpışacak olan ta! 3 — Dahil! atlamalar İstanbul ş 11 Şubat Pazar sabahı Beyoğlu Hajkefi” Dastik salonunda yapılacaktır. seniz idare müdirile görüşünüz. konacağmı pek zannetmem... Üç dört basamak çıkmıştım Arkamdan sesleniyordu: — Beyefendi!.... Döndüm. O da merdivenin sahanlığına mişti, gi — Beni affediniz. Size haksı? hakaret ettim. Dürüstlüğünüzden 4 he etmeğe hakkım yoktu.. Ne bil€ Hiç kendime malik değilim, şu reketler yapıyorum. Başını önüne eğerek, ancak İS” bir sesle: 4 — Konuşmağa hazırım! Eğer &” mek zahmetine katlanırsanız! değ” ğ İşte saym okuyucum «Cenf Gümahkârlar» m mevzuu onun a” tıklarile benim muhayyelemin te” telâkkilerimin mahsulüdür. Birinci kısım Roman buradan başlar. Bir safha Deniz, mehtab, gençiik v€ # Israr: — Yalvarırım Kevser, ver banal... Red: — Olmaz diyorum. sun olmaz. Yalvarış: dl — Bu kadar zalim olma Kevsef” $. Kat'iyet: — Bu teklifi bir daha yapms” rica ediyorum: Tazallüm: — Ne olur sanki?. Hep kırıyo” beni, A Reddin birkaç «a> da kabileşmi$i! | — Olmuaanaz!... Olmaz, olmazr " Tehdid: — Beni zorla öpmeğe mecbur (Arkası duda h