İkincikânun on Po$ DEDEBİYATIJ: Yeni yıla girerken Yazan: Halid Fahri Ozansoy « Her muharrir gibi, ben| Kulaktan cüehi ropor- y Zelzele » de, yeni Şiln bu ük) aj « Avrupa gazetelerinde ve mecmu- SP © Macarlar dün ikinci İstanbul muhtelitini 3- 1 mağlüb ettiler yazısına daha ilk satırından ne tatlı ha-| tıralar ve ne neş'eli bir ruhla girmek is-| » alarında görürsünüz; yeni yıla terdim. Fakat o neş'e bugün hangimizde! yaklaşılırken, tiyatro direktörleri röpor- kaldı ki?.. Korkunç bir toprak sarsıntısı |taj muharrirlerine verdikleri cevablarda Yordun bir köşesini bir gece içinde en| yeni hazırlıklarından ve başlıyacak olan İşe | Macarların kısa paslı müselleslerle ka b devre Oyun F.T. Cnin hâkimiyetile devam etti. İstanbul muhteliti ikinci derece oyuncularla kurulmuştu Macar F. T. C. takımı dün ikinci ma- çını gene Taksim stadında ikinci bir İstan bul muhteliti ile yaptı. Bu seferki muh- telit ikinci derecede oyunculardan teşkil edilmişti. Macarlar da asıl kadrolarından bir kaçının yerine ihtiyat oyuncular ika- me etmişlerdi. Her iki takım birlikte sa haya çıkarak halkı selâmladılar ve maça ndı, Birinci devre Muhtelitimiz ilk anlarda çok canlı bir| Bir) oyunla Macar kalesini sıkıştırıyor. İki pastan sonra müsaid vaziyette topu kapan İbrahim (Bş.) köşeye çektiği şütle 2 inci dakikada muhtelitin golünü yapı- verdi. İlk dakikalarda 1-0 galib vaziyeti yakalıyan mühtelit büyük bir şevkle hü- cum üstüne hücum yaparak Macarları müşkü! vaziyetlere sokuyor. Bilhassa müdafaa ve muavin hatlarının enerjik oyunu Macar forvetine fırsat vermiyor. Forvet hattının sağ tarafı, bilhassa sağ| açık Filip (Pera) iyice aksadığından Ma-| carlar bütün topları kurtarmakta güçlük | çekmiyorlar. Ortada Dr. Şaroşi hesablı! ve yerinde paslarla Macarların en iyi ta- rafı olan açıkları işlettiğinden kalemiz tehlike geçirmeğe başladı. Kısa paslarla mekik dokur gibi kalemize inen Ma - carlar soliçin bir kafa vuruşile 18 indi) dakikada berâberliği temin ettiler, Ayni Oyuncunun mükemmel bir şütünü M. Ali kurtarmağa muvaffak oldu. Beraberlik Vaziyetinden sonra muhtelitimizin ener- İ jisi söndü. 20 inci dakikada Saroşi 18 pas Üstünden sıkı bir şütle rahat, rahat gali- biyet sayılarını yaptı. Mukabi! hücumu- Muzda forvet beceriksizlikten © yarım | metreden topu kaleye sokamadılar, lemize yüklenmesini bügün iyi bir o- Yun çıkaran müdafaamız her dakika kes- Mmeğe muvaffak oluyor. Meşhur Şaroşi durgun bir oyun oynamasına ve hiç keş- Mamasina rağmer, mükemmel kafa ve a- Yak oyunlarile forveti yürütüyor. Şaro- binin attığı yavaş bir şüt baş ka'eye gir. Mek üzere iken sağ haf Hüseyin Yetişe- Pek kornere attı, Korneri kale yakınında Yakalıyan Şaroşi bu sefer köşeye yaptığı Tahat vuruşla üçüncü gollerini etmiş «i- ğ du, Macarlar hâkim,,. Muktelii devre 50- hunda psrliyor. Fakat kazandığımız bir kaç korner de neticesiz kaldı ve birinei $-1 mMühtelitin mağlâbiyetile bitti. İkinei devre Muhtelitin kalesine Osman, sn açığı- hı Küçük Pikret, safi; yerine Tanış (Kurtutuş) ikame edildi. Macatlardan da Meşhur Şaroşi çıkmış, yerine küçük Şa- Istanbul kalesi önünde Yir tehlike Macar F. T. C. oyuncuları bir arada roşi girmişti. Birinei devrede yavaş ya- vaş başlıyan kar şiddetli bir hal aldı. Ma- carlar mütemadiyen pas veriyorlar. Bil. hassa sağ açıkları mükemmel oynuyor. Muhtelit te elinden geldiği kadar aidine- rek mukabele etmeğe çalışmaktadır. 25 inci dakikada büyük bir fırsat ka- çırdık. Oldukça bozuk oynıyan Cihad (İ, S.) şütü çekmekte tereddüd ediyor. Ge- riye firliyan topu K. Fikret boş kaleye havale ettiyse de Macar müdafii topu kafasile kurtardı. Macar sal açığının mu-| kabil âakınını ve sıkı şütünü iyi yer tutan kaleci Osman muvaffakiyetle tuttu. Ma- carlar hâkim oyunlarını devam ettiriyor- lâr. Fakat cidden güzel bir oyun oynıyan muhtelit müdafaası her tehlikeyi muvaf- fakiyetle savuşturuyor. Bir hücumumuz- da Cihad muhakkak bir göl fırsatı doha kaçırdı. Macar'ar yorulduklarından fa- vül yapmağa başladılar. Devre sonların-| da tekrar parlıyan mubhtelit forvedin be- ceriksizliğinden sayı yapamıyor. Du Şe- kilde devam eden oyun hakerain son di- düğile bitti ve Macarlar 3-1 kazandılar, Zayıf bir takımla sahaya çikan İstan- bul muhteliti için dünkü netice normal sayılabilir. Bi hassa her iki devrede oy-| belli etti. Başta meşhur Şaroşi olduğu halde her iki açık, santrhaf K. Şaroşi mü- kemmel fotbulcülerdir. İstanbul B. muhteliti şu şekilde çık- mıştır: M. Ali - Vlastardi, Hıristo - Hüseyin, Nobar, Celâl - Filip, Culafi, İbrahim, Ci- had, Diran, Hakem: Refik Osman. T. Özerengin | Bugünkü maç | Macarlar bugün şebrimizdehi son maç- larını İstanbul muhtelitile gene Taksim stadında yapacaklardır. Bugünkü maça İstanbul muhteliti en kuvvetli kadrosile çıkacağından oyunun çok sıkı olacağı muhakkaktır. Macarlar da en kuvvetli İkadrolarını çıkaracaklar ve ilk günkü Imağ'übiveti te'âfiye çalışıcaklardır. Dünkü maçlarında sahaya da alıştık- larım gösteren F. T. C. oyuncularına kar- şı muhtelitin alacağı netice merakla bek- lenmektedir. Merkezi Avrupanın bu meş- hur takımına karşı muhtelitimizin temiz bir oyun çıkarmasını bekleriz. Sovak bayrak koşusu Dün Taksimden başlıyarak, Emin i| Halkevine kadar gidiş, geliş şeklindeki devrede iyi, ikinci devrede o durgundu. Sağ haf Hüseyin takımın en iyi çalışın oyuncusu oldu. F 4ında İbrahim ve Dirandan gayrisi muvaffak clâmadı- lar, Macar takımı isteksiz bir ovun oyna- masına rağmen topa her vaziyette hâki- miyetleri, mükemmel pasları ve, hesabi sukak bayrak koşusu Galalasaraydan İ- zak ile Fenerbahçeden Riza Maksudun teşkil ettiği takım tarafından kazanıl - mıştır. Bu takım mesafeyi 31.104 dakikada koşmuştur. İkinciliği yerli antrenörler takımı, ö- çüncü ve dördüncülüğü Kocseli takım. mamur köyleri, kasabalarile enkaz hali-| ne getirdi. Ölenlerin, yaralıların ve $- katların listesi insanım beynine durgu luk veriyor. Bu milli felâket karşısında hangi kalem müre yerine slot. Hangi yürek parçalanır ir tek de ürpe- n ruhu dıkça, tabiatin bu zul- ne de biran katlanabilir ve bir taraf- İtan felâketzede kardeşlerinin yardımına koşarken, diğer taraftan veni bir hızla harâbelerden yeni mamureler yaratmağa kuvvet bulur, Fakat bugün her vazifeden üstün bir tek vazilemiz, vaktile Tevfik Fikretin «Bahkesir musabini için, yazdı- ğı Verin zavallılara şiirindeki davete can atmaktır: Verin şu dul'ara, yoksul kalan şu eytaina Verin eninine gayet çu bir yılın beş'erin! hediyelerile Vitrinler e maktan hoşlanır mısınız? Hele oyuncak vitrinleri ne gözleri şaşırtıcı renk renk,! boy boy, çeşid çeşid güzelliklerle doludur. Tabiatin taş, nebat, insan ve hayvan bü- İtün örnekleri ufalmış, minyatürleşmiş, | fantezileşmiştir. İnce bir san'atkâr eli minimini bir boz ayının pençe ; boyalı tenekeden bir kitab ci İmiş. bir bebeğe kanadlar takm Jün göbeğine 'bir güneş pırıltısı kondur- muştur. Üç santim boyundaki inekler| tahtadan, gagalarındı yakut dam'alar ta- şıyan kuşlar cam parıltılı bir madenden, ağaçlar ve çimenler mat yeşi) renkte kâ ğıddandır. Bunlara bakan ran kalan çocuk eri, ninelerinin ma sallarındaki hayal âlemini bir cameki- nın içinde canlanmış sanırlar. Fakat böy- le bir hülyaya dalış, bazan büyükler için de bir htiyaç değil midir? Biran, böyle bir rüya ile, bütün bir yılın hayat didim- mesini yeni bir yılın meçhulât dolu ka- pısı önünde gözlerini kapayarak unut- maâğa çalışmak yalnız san'atkârın hazzı mıdır? Ben işte yeni yılın eşiğinde küçük oyuncakların bize verebileceği neşeyi bunun için severim. İki büklüm, seksenlik ibtiyara da so rün, Çocukluğunu anarken muhakkak se- si titriyecek ve gözleri, fersiz ışıkları i- çinde bile bir lâhza parlak bir mszi haya- Mine da'ip gidecektir. Ona o anda bir & yuncak gösterin gülümser, deve derisin-| den yahud kâğıddan bir karagöz uzatın | ser ve bir düdük öttürün güölüm- ser. Belki yılbaşı hatıraları olmasa bile, ruhunda Ramazan ve Bayram intıbaları tıpkı çocukluğundaki kadar canlıdır. Yılbaşı oyuncakları camekâni... Böyle bir camekân önünde birdenbire duruşu- müz bütün mazi hatıralarımızı, bütün cocukluk pes'e'erimizi uyandırdığı — için daima sevklidir. Esvayı yeni bir #örüsle görür. yeni fantezilerle hayalimizi bes'e- riz. Kim bilir belki böyle bir fânterive Asldığım icindir ki, vektile bir yılbaşı siirimi şu imajla bitirmiştim: Yılbaşı! Gökte şaşı Bir göz gibi bakan ay! Bilmem artik, o ay, hangi çocukluğu- müun masa'ında parlıyandır. Çünkü bütün masal geceleri, az çok, bir yı'başı gecesi kadar esrarlıdır. Beden Terbiyesi Umumi Müdürü miştir, Ankarada Demirspor | şild şamniyonu oldu Ankara 31 — «19 Mayıs Stadısnın an- ireman sahasında devam olunan bugünkü şild maçları sonunda Harbiyeyi mağlüb eden Demirspor bu seneki şild şampiyön- Tuğunu kazandı. Ömerin idaresinde başlıyan oyun, rüz- gârin aleyhlerine esmesine rağmen De- mirsporun hâkimiyeti altında çereyan et- meğe başladı. Harbi; tecrübesizliği ifade e « maz? » Yılbaşı * do'u vitrinlere | ver. İ yelilerin oyun'arile yüksek bir takım olduğumu|ları kazanmıştır. Galiblere mükâfatları|den atakları, Demirspor üç ortasının ra- nlsra hay-), sezonda temsil bah edecekleri | piyeslerden derler; kitabelur yeni eserlerin liflerini ve isimlerini müjdelerler; müellifler de yeni eserlerinden tecessüsü uyandırscık surette haber verirler. Bi- zim matbuatımızda henüz böyle bir ba- reket baş kat geçen gün iki e debiyat meraklısının tesadüfen dinleği- im sözlerini edebi bir anket yahud portaj kadar meraklı buldum, Aklır kalan bazı sual ve cevabları a; v ' la — İşittin mi? Yılbaşından itibaren ni bir mecmua daha çıkacakmış? Edebi mi? — Evet. — Kim çıkarıyor? — Fütürist bir şair. — Demek acayib şiirler oku — Orasını bilemem. Yalnız haber si dığıma göre, mecmuanın biçimi görülme- miş bir şekilde olacıkmış! — Ne gibi? — Yelpaze biçimizde.. ağız? Bir dakika sustular Sonra öteki sordu: — Necib Fazılın Senfoni'sini okudun mu idi? — Tabit. sıl buldun? Beğendin mi? en'ere sordum. — Ne dedi'er? — Ham ervahların an ğil ded — Kızmadın mı? uyacağı felsefeye pek yatmaz! halde bekle. Yakında bir tabı daha neşredecekmiş. Belki larsın. — Bu kitabın adı ne? — Kakafeni, Yeniden sustuler. Sonra gene evvelki- si elindeki gazeteyi arkadaşına uzatarak sordu: — Okudün mu? — Havadisleri mi? — Hayır. Nurullah Atacın krasını? — Doğrusu artık fırkalarını okumuyu- rum. Kitabını bekliyorum, — Yaa.. kitab mı neşredetekmiş? — Evet. — Neye dair?. Mezar taş'arına dair. Tuhaf şey! — Neye şaştın?.. En güzel mısralar © taşlarda yazılı imiş. Önemli münekkid bu defa da bunu isbat edecek! bugünkü Bir şey daha konuştular amma, kendi- leri de pek inanmış görünmüyorlardı. Sözde Ankara caddesi kitabotları yeni yıldan itibaren hem muharrirleri bol pa- ra ile ihya edecek'er, hem de kitab satış- larını otuz bine, elli bine, yüz bine çıkar- mağa muvaffak olacaklarmış! Onlar böyle konuşuyorlardı. 'Bana ge- Tince, içimden garib bir tedai ile, Hüseyin Cahidin yakında tekrar basılacağın. işit- tiğim meşhur romanının ismini tekrarlı- yordum: Hayal içinde! Halid Fahri Ozansoy hat manevra yapmasına yardım ediyor » İdu. Bu suretle Arif, ve Orhan şık sık gol pozisyonlarına giriyorlardı. 30 uncu dakikada Harbiye sol müdafi- inin kısa bir vuruşunu yakalıyan Arif, topu Orhana geçirdi. Orhan da bu çok müsaid vaziyette kendisine gelen topu v9- le bir şötle Harbiye ağlarına taktı, 8 dakika kadar sonra, küçük Orhan u- zaktan çektiği falsolu bir şütle takımına ikinci bir sayı daha kazandırmış bulunu- yordu. Fakat, kısa bir zaman zarfında yedik - leri iki gölden sonra biraz daha açılan Harbiye mukabil inişlerle Demirspor ka-