25 Aralık 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

25 Aralık 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Fin müdafaası her millet için örnek bir varlık müdafaasıdır YAZAN Emekli general H. Emir Erkilet “Son «Ey Türk gençliği! Bir gün, istiklâl Ve Cümhuriyeti müdafaa mecburiye - tine düşersen, vazifeye atılmak için İçinde bulunacağın vaziyetin imkân VE Şeraitini düşünmiyeceksin! Bu im - isaid bir mahi- .. Ey Türk is - Ükbelinin evlâdı! İşte bu ahval ve şe- Mit icinde dahi, vazifen; Türk istiklâl Ve Cümhuriyetini kurtarmaktır. Muh- © olduğun kudret, damarlarındaki a- kanda, mevcuddur!» Gazi Mustafe Kemal tarafından 1927 İS Büyük Millet Meclisinde söylenen Nutuk güya, bugün 60 misli daha “ivvetli bir düşmana karşı vatan, is- *l ve cümhuriyetlerini müdafaa i- ma savaşan, Finler için söylenmiştir. # şüya Finler bugün döktükleri halis İni kanlarile Atatürkün bu vasiyet- Sö rine getirmek istediklerini i5- t ediyorlar. Filhakika onlar, tıpkı Atatürkün dediği gibi bulundukları *iyetin pek müşkül imkân ve şart- 4, 1 düşünmeksizin şeref ve vatan - İş, 91 kurtarmak için vazifeye atılmış- ardı; ve iste muvaffak oluyorlar. iyi Yl evvel de küçücük Dağıstan, ay Sk emiri Şamilin bayrağı altına, Yhİ he 4 herhalde pek 20r olan imkân #ONRPn düşünmemişti. Atatürk 21 yıl evvel öyle yapmıştı Anadolu ihtilâl hareketinin başına 't, Tkan içinde bulunduğu vaziyetin lde müşkül olan imkân ve şart- “tai Yüşünmemişti; üstelik o xoman ağ ve hayatımıza kasteden düş - *w, < büyük ve müteaddid i N sali görülmemiş bir galibiyetin tx, elli» idiler. «Cebren ve hile ile haç, tanın bütün kalelerini» elde et- x iş ersanelerine girmiş, ordularımı- a miş ve memleketin her kösesi- vey il isyal etmiştiler. «Daha elim tn da vahim olmak üzere, memlele- tan, ind iktıdara sahib olanlar i .h Ve dalâlet ve hatta hıyanet için- Sulunuyorlardı. v. Yük Türk âleminin en aziz, güzel Pielent bir ülkesi olan Finlândiya.| Li Sakini olan Finler Türk ırk ve nes- N asi ve vüksek kültürlü bir oyma- *N bâska birsey değildir. Hiristi - yeva İslâm olmak Türklüğün ruh | haç, *İetinin bütün karakterlerile mu- Oy, asmda hiçbir tesir ve hiçbir rol! Piya > İşte bu Finler tamam 26 Mühye kendilerinden 60 misli üstün V ve kat kat kuvvetli bir devle- tler Birliğinin, silâhlı teca. uğrıyarak memleket, istiklâ) Yi ve rine Ve ş,, Pâdir olmıyan bir azim, kudret p, dakârkıkla müdafaa ediyorlar. M » “Altaya yakm bii danbe - k Ya yakın bir zamandan! Botaş yata, Ladoga gölü şimalinde, ei istikametinde ve nihayet Ço e Potsamed bölgesinde cere- Ve nihayet her tarafta büyük mİ ve reddolunarak ric'at - "e m gn Rus taarruzlarını manle- » bir harita üzerinde izah uy, © İCİN vasıta ve imkânlardan Yor ki Ru . Fakat sarahaten anlaslı- a Yanıt dn > ind ordusu başku - İmaj ncikânunda 60 ıncı ya lm eden Staline Finlândiyayı & ik takdir. im e hediyesi o- a 3ym 19 mek istemiş ve bunun ha ezi e unda Ladoga gölile Fin yen, Seli berzahtaki Manner- N dey; 22 Yin harbi başlıyalıberi “Bu ii taarruzu yapmaya başlamış ârruz Petrograd - Wiborg de- Oy üdiyetlerini Türk tarihinde| — ME kik 'miryolunun iki tarafından büyük bir İtank ve topçu kütlesile himaye edil - İmiş olarak yapılmıştır. Fakat piyadenin taarruzuna yol aç - İmak için Mannerhaym hattında takri- İben 15 kilometrelik bir gedik açmağa İmemur olan topçunun çoğunu 7,3 san- timetrelik hafif sahra topları teşkil e- İdiyor ve ancak bir miktar 10,5 ve 15 santimetrelik ağır sahra da bulunuyor İdu. Anlaşıldığına göre Rus ordusu ya İkâfi miktarda ağır ve en ağır topçuya İmalik bulunmuyor veyahud böyle bir topçuyu kullanmağı bilmiyor. Halbu- İki daime usulile müstahkem bir mev. 7i ancak 13 santimetrelikten daha yu- |karı, 20 : 45 santimetre çaplı en ağır toplarla tahrib olunabilir. Onun için Rusların (o sahra topçusu İle fankları maksada yetmemiş ve Rus piyadesi fak olamamıştır. Üstelik Fin askeri kudret ve mehareti bu üç dört günlük Rus cephe taarruzlarını yalnız muvaf- fakiyetsizlik derecesinde kırakmamış, mukabil taarruzlarla Ruslara bir çok da tank ve (insan zayiatı verdirerek Ruslar hesabına mevzii bir felâkete çe- virmiştir. O halde Ruslar en büyük ve ciddi bir taarruzlarında muvaffak olama - mıslar ve Mannerhaym hattını yarama mışlardır; üstelik fazla kanamışlardır. Ladopa gölünün şimalile, Bolni körfe- zi istikametinde ve en üst şimaldeki bütün Rus taârruzları da yalnız dur - durulmamış, hemen hepsi Fönlerin mukabil yan ve geri taarruzlarile kan- Vatanlarımı kahramanca müdafaa eden Fin sübay'arından bir grup Mannerhaym mevziini yarmağa muvaf| Posta,, nın askeri muharriri lı ve zayiatlı bir surette geri püskür - tülmüşlerdir. Fin O kardeşlerimizin dolu askeri hareketlerini anlatmak göstermek imkânlarına henüz malik değilim; fakat artık bu kış devresinin son ehemmiyetli ve büyük taarruzla- yet bulmuş nazarile bak: liriz. Biz daha evvel demiştik. F diya kendi ordularile ve kendi larile Ruslara ilkbahara kadar kavemet edebileceklerdir; gene öyle dir. Bundan sonraki büyük kutub Rusların büyük kuvvetlerle askeri ha rekât yapmalarına mâni olacaktır; çün kü herşeyden evvel don ve kar bu bü- yük kuvvetlerin beslenmesi ve mü - himmat vesaire ile ikmali işini son de- recelerde güçleştirecektir. Zaten Rus ların Staline 60 ner yaş dönümü hedi yesini takdime muvaffak olam ordu kumandanımı Kremline sorgu i çin çağırdıkları ve harekâtı bir müd - der için tehir ettikleri şayidir. Bun - ları tasdik edemezsek, ahval dolayısi- le doğruluklarını kuvvetle tahmin et - mek kabildir. İlkbahara söyle böyle üç ay vardır. Bu müddet zarfında Fin cephelerinde hartkâ* duracak, fakat asıl faaliyet ge ride baslıyacaktır. Finlândiya hem as- kere ve hem de harb silâh ve malze - mesine maliktir, O yalnız kendi mev- cudivetini değil, ayni zamanda bircok memleketferin ve milletlerin istiklâl ve varlıklarını müdafaa etmektedir; halta diyebiliriz ki busün Finlândiya Hindistanı dahi müdafaa etmektedir. Fakat ne olursa olsun onun Rusva gibi bir devlete karşı fMânihave yalnız ba - şma murvaffakiyetle harbetmesine mar di imkân yoktur. Onun icin bütün dün vanın ona asker, para, silâh ve malze- mece vardımda istical etmesi lâzımdır. IFinlâniya bunun için lâzım olan va - kit ve imkânı kazanmış ve kazanacak- tır. Ona vap'lacak yardım yalnız in - sani değil hayatidir. Bu hususta hasis İve bati davranmak yalnız Finlâr inin deği? birçok milletlerin de mevcu- idiyetlerinin zıyama sebeb olacaktır. H. E. Erkilet e nl kişi i Fransız - Yugoslav ticareti Belgrad 24 (A.A) — Fransızlarla Yugoslavlar arasında yapılmış olan ti İcari müzâkerelerin hütamında Yugos- lavya hariciye nazırı, gazetecilere be - yanatta bulunarak ezcümle bu müza. kerelerin emtia ve tediyst meseleleri hakkında cereyan etmiş olduğunu söy lemiştir. bu güzel, cür'et ve fevkalâde meharet| Dolmuşa elediye izin verdi. Taksilere dol- muşa bir adam; yolcu taşıya - bilecekler. Kaldırım kenarında duruyoruz değil mi? 'Taksi yanaşacak: — Haniya bir adami Aramızdan açık gözü koşacak, taksiye atlıyacak, kapı kapanacak. Kalanlar bir. birimize bakacağız: — Şoför ne demişti? — Bir adam arıyordu, buldu. Susacağız, çünkü susmuya mecburuz: — Demek aramızda yalnız o, adamdı. biz değil mişiz? Diyemeyiz ya! | * Genç güze! bir kadınla otomobil ge - Tintisi yapan evli erkeği karısı görmü alabilir, Karısı görmese bile k; nıyan görse işini gücünü b karısına haber verir. Erkek eve döndüğü ; zaman karısı kaşları çatılmış bir halde karşılar, — Alçak, yanında bir kadınla otomo - billerde geziyorsun hal Evli erkek güler; — Capım karıcığım, sen de amma ves. veselisin «Do'muşa bir adam, otomobil-| leri yok mu, işte onlardan birine bin - miştim. Bir de kadın bindi, tramvayda| insanın yanına kadın oturmuyor mu? | Kadın, boşuna kıskançlık gösterdiğine zahib olur, çatık kaşları düzelir: — Ne bileyim ben, birdenbire şüphe « lenmiştim! der ve mesele de böylece kapanır, gider. İ Fakat bunun aksi de vâki olabilir. Er. kek hakikaten «dolmuşa bir adam» oto - Mine binmiştir. Gene hakikaten tesa- İ «eri, genç, güzel bir kadın yanına gelip oturmuştur, ek: Ik, ben bir kadınla ayni otomobil. eri bir adam Ber bunu yapacak olsa, şoför, kadın, hat tâ işitenler: — Ne görgüsüz adam! ... Kılıbık bir şey olacak! ... Budalanın biri! Diyeceklerdir. Otomobil hareket eder. Yerin kulağı ve gözü vardır. Erkeğin ya karısı gö - rür, yahud karısını tanıyan görüp karı» sına yetiştirir. Ve erkek eve dönünce kı. zılca kıyamet başlar. Yanında bir kadın- la, belki de metresıle otomobilde gezen karışını «do'muşa bir adamı otomobiline bindiğine i ettiği halde, hakikaten «dolmuşa bir adam» etomebiline binmiş düfen yanma bir kadın oturmuş karısını bu hakikate, bu te- ıramaz. Evi barkı yıkılır, * tram bug ğini Eskiden daim yla işine gidip n bir kim: «dolmuşa ob ramvaya tercih e debilir, fakat kendisi hakkında da şüp. heyi davet eder — Piyango mu çıktı, dersin? lerde — Sakın ibtilâs yapmış olmasın. Oto - mobilden indiği yok. * — Otomobille geldim! Diyerek övünen bir takım vardır. Bunlar, bundan böyle: — Otomobille geldim! Dedikten sonra ayrıca da yeminli, kas- semli izahata kalkışacaklardır: Hem vallahi billâhi, nimet çarpsın; «dolmuşa bir adam» otomobili değil, hâ- lis muhlis taksi otomobili idi. * Tramvay © basamağındaki yolcuları, tramvaydan İndirmek için ikide birdü. dük çalıp tramvay durduran belediye za- bıtasma yeni bir iş çıktı, şimdi de basa alan «dolmuşa bır adam» ote urup, basamaktaki yolcuları insanlar Bunlar biliyo Zelzeleya dayanacak ev Sık sık zelzele olan memleketler- de zel ye daya- nacak evler inşası için birçok tecrü- beler © yapmışlar, fakat bunların hiç biri bekleri'en neticeyi vermemiştir. Bu işle uğraşın mühendisler, lâbora -| tuvarlarda ev modellerini yapar ve sun'i! bareketler vücude getirmek suretile ev - | lerin harekete tahammül derecesini he - seblarlar. Ve yılmadan çalışırlar, * Kedinin kuyruğundaki adalaler Bir kedinin kuyruğunda bulunan a- dalelerin sayısı, bir insanın elinde bu” lunan adalelerin sayısından fazladır. Çabuk evlenmenin Yolu Bir genç kız, bayan B. B. soruyor: — «Çabuk ve iyi bir evlenme te- min etmek için ne yapmalı?» Hatıra gelenleri hiç düşünmeden sıralıyorum:, — «Geniş bir muhit, mümkün ol duğu kadar fazla tanıdık, birçok dost sile edineceksin, fakat bu kâfi değil: Cinsi caziben olacak, konuş- mayı ve görünmeyi bileceksin, üste- Ik çok namuslu, çok dürüst, çok ciddi, hele ekonom tanımacaksın, fa. bu da kâfi değil, mevcud veya nüstabele müzaf mühimce bir de servetin bulunacak...» Dikkat edi - yor musun, bu bahiste güzelliğe hiç temas etmedim, zir bütün bu şart- ları nefsinde cemetmiş olan genç kız l Damat Silüet r mu idiniz? i ı Köpeklerin makyajı Avrupanın bir çok yerlerinde ve Amerii köpek sergileri (o yapılır. Bu sergilerde teş - hir edilen köpek ler nadide yetiştirilmiş köpeklerdir. Ve bilhassa sergiye konulmadan evvel fazla makyaj yapılır. Köpeklerin makyajı, insanlarınkine benzememekle beraber çok güçtür. Tüy - lerini düzeltmek, doğrudan doğruya bir mütehassıs işidir. Yüzünün fazla kılları alınır, kulaklar temizlenir, tırnaklar dü- zeltilir, parlatılır, müteaddid fırçalar kul lanılarak vücudünün muhtelif kısımlan ayrı ayrı fırçalanır, GDNÜLİSLER a AM Ba A e a güzel olmasa bile mutlaka güzel, he- le cana yakın görülür. fakat çocu- ğum sende bu saydıklarımın hiç biri de olmasa gene merek etme. Benim arkadaşlarım arasında en çabuk ev. lenen, en iyi evlenmeyi temin eden ve en çok mes'ud olan bütün şartlan rın hiç birine malik olmıyanları, el'an hayattadır, tesadüfen bu satır- ları okuydenk olursa kendisinin kastedildiğini anlar mı, anlamaz mı bilmiyorum, fakat tabif inkâr edece- gim: — Masal, diyeceğim, fakat sen haki kat olduğuna inanabilirsin. Bu arka- daşı bizden evvel mes'ud eden amil neydi? Şimdi bile arayıp bulamıyo. rum. Dilimin ucunda «tesadüf» ke- İimesi var amma ben tesadüfe de inananlardan değilim. Hülâsw çocu- ğum merak etme. TEYZE

Bu sayıdan diğer sayfalar: