20 Aralık 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

20 Aralık 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

N MZİİİ 6 Sayfa $ON POSTA Nasıl gazeleci oldum? mananın ANLATAN memenin Selim Ragıp Emeç vas0s0an sara mananan anamnez hmaeersameenan Matbuat hatıralarında, meslek bare. mi hesablanırsa, sıra üstad Selim Ra- gıp Emeçe çoktan gelmiş ve geçmişti ile... Fakat o, evvelâ bir Ankara se- yahati yaptığı, sonra da tevazuu sırasi- nı başkalrına bırakmağı icab ettirdiği için, hatıralarını anlatmağı ( birkaç gü ün peşine bırakmıştı. Birkaç de. ğil, birkaç tane birkaç gün geçtiği hal- de ses sada çıkmadığını görünce, bun- ca iş arasında üstad, bizim işi unuttu, dedim. İsteyenin yüzü bir kara derler. Ben yüzümü karartmaktansa kızart - mağ. daha münasib buldum ve odasına girdim. Pürosundan halka halka çıkan geniş dumanların içinde (Siyaset âle. mi) ne dalmıştı. Ön kısmı yüksek Ame- Tikan yazıhanesinin arkasında tam bir Amerikalı gazeteci intizamile çalışan Selim Ragıp Emeç, herhalde bu bahs! mesleği dolayisile, siyasi makalesinden daha entresan bulduğu için olacak, eski ve pişkin bir gazetecinin manevra- sma, yani (atlatma) sına başvurmadı. Prosundan müsaadekâr bir nefes çeki- $i, bana ilk suali hemen önüne koymıya cesaret verdi: Mesleğa ilk giriş — Büyük Harbin sonunda 339 de, as. keri üniformayı çıkararak gazeteciliğe girdim ve ilk olarak (Vakit)e intisab ettim. Demek ki 21 senedenberi bu mesleğin içindeyim. O zaman ( Va- kit) in sahibleri bir taraftan Mehmed Asım ve Hakkı Tarık Us, diğer taraftan da Ahmed Emin Yalmandı. Ortakların ayrılmaları ve Ahmed Eminin (Vatan)ı kurması, üzerine ben (Vakit)de kaldım. Bu areda merhum (Tercümanı Haki- kat)te çalışıyordum. Bilâhare Tercü- manı bıraktım, Tercümanı kısa bir müddet Halk gazetesi istihlâf etti. O. rada da bir zaman çalıştım. Bu gazete- nin kapanıp Tercümanm tekrar intişa- rı Üzerine Tercümana avdet ettim. Bu sırada (Vakit) istihbaratının takviye edilmesi lüzumu başgösterince mesaimi tamamen (Vafit) e hasretmek lâzım geldi. Bu arada bugünkü arkadaşım ve ortağım Ali Ekremle birlikte (Son Sa- at)ı tesis ettik. Hakkı Tarık da bu te- sisin içinde idi. (Son Saat)i o zamana kadar hiç bir 'Türk (gazetesine (nasib olmıyan bir satış seviyesine çıkarttık. Fa- kat harf inklâbı ile beraber patlıyan firtina bir 'çok oemsa- li gibi (Son Saat) in de hayatına — Beni dinle sevgilim; dedim, babanın evlenmesi seni alâkadar edemezdi; eğer Ferhunde ile evlenmeseydi.., Hayretle başını kaldırarak sordu: — Niçin alâkadar etmezdi ve niçin Ferhunde ile olunca alâkadar ediyor? — Sebebi şudur güzelim: Baban, bil - hassa bundan sonra, kendisine bakacak bir mahreme muhtaçtır. Yarın sen ev - leneceksin; büban büsbütün yalnız ka - lacak... — Ondan ayrılmazdık ki... — Belli olmaz. Memuriyettir bu... — Hakkın var... — Fakat Ferhunde ile evlenmesine gelince: Babanla Ferhunde arasında Ha'kevinde geçen mübahaseyi işittin mi? — Hayır!,.. Anlattım; istikrahla din'edi. — Şimdi sevgilim; dedim, işin içinde sence meçhul kalmaması icab eden bir cihet daha var, Ferhünde beni sevdi. — Nasıl?. — Telâş etme güzelim; beni sevdi, ba- nâ ilânı aşk etti; hattâ hastalığımda ba- na baktı, Ben ona zerre kadar ümid ver- miş değilim. İşi ciddiyete bindirdiği da - kikadu ise şiddetle reddetmekten çekin -|pahatına olursa olsun babana karşı en|ri ve dik bir alev fışkırtatn bir cehennem | beni karşıladı. Siyah ceket reyye panta- medim. Bu suretle ümidi ve gururu kırı-İzayıf tarafından, hürmetkârane bir şe -İmatbuasıdır ki beni saat li de nikâha,)lon, rugan iskarpin, beyaz gömlek, beyaz! Dedi. Daniş Beyin elini hahrs Jan Ferhunde, benim seni sevdiğimi ve/kilde, hücuma geçmek lâzımdı. Bunu an-akşam saat 19,30 da da Halkevindeki dü-|çiçekli siyah ipek kravatla gitmiştim; be-| tum; sonra Ferhundenin elini sevemiyeceğimi| cak şu veya bu rabıta ile bağlı bulunmı-İğüne çağırıyor. yan, hiç bir kayıdla mukayyed olmıyan serbest bir kadın yapabilirdi. , Ferhunde bu mülâhaza ile istifa et -İoradayım. senden başka kimseyi anlayınca. — Bunu nereden biliyordu? — Anlatmadım mu iki gözüm”. Hani Selim Kagıp Emeç mal oldu. Bundan sonra bir müddet yeni bir gazete tesisi imkânlarını ara- makla geçti. Nihayet bugün çıkarmak- ta olduğumuz (Son Posta)yı kurduk. Bütün emelimiz, gazeteye alem ittihaz evlediğimiz halkın dili, kulağı ve gözü olmayı tahakkuk ettirmekle ve buna çalışmakla geçiyor. İz bırakan hatıralardan biri... — Gazetecilik hayatımın en şayan: dikkat hâdisesine gelince; şunu kay - detmek lâzımdır ki, bir gazeteci için İher hâdisenin kendine mahsus bir he. İvecan; vardır. Gazeteci o heyecani duymaz ve o ateşle yanmazsa, artık ru- tiniye, büro adamı heline gelmiş olur. Bundan dolayıdır ki, ben, bir hâdise - nin diğerinden çok daha farklı bir alâ- ka ve heyecan uyandırabileceğini san. mıvorum. Çünkü her vak'anm kendine mahsus hususiyetleri ve heyecanları vardır, Gazetecinin büyük bedbahtlığı hergün daha mükemmel ve okuyucu- suna beğendireceği bir eser meydana getirmiye çalışması ve buna mecbur olmasıdı Bir mimar tasavvur ediniz ki, hergün kurduğu binsyı yıkmıya ve ertesi gün bir yenisini yapmıya mecburdur. Onda kalb rahati aranabilir mi? Bundan dolayıdır ki, ben, birbirini «Son Posta» nın tefrikası; 36 parkta sana tesadüfümü., — Evet... — Ondan sonra hastalandığımı?, — Anladım. — Evet, ümidini külliyen kesince hak- | takib eden hayat dalgalarına benzetti- ğim hâdiseler arasında hususi bir fark görmem. Maamafih bunların içinde en derin iz birakanlarından biri de şudur" Anadoluda meydana gelen Mili hükü- mete karşı Damad Ferid hükümetin Babiâli divanhanesinde kuruluş bey: namesi okunacaktı. Bu, İstanbul hlkü- metinin, milli hareket karşısında takih ve tatbik edeceği bir nevi proğramdı. Bu beyanname okununcaya (kader «Kuvvayi inzibativev hükümetini tes- kil eden şâhısların hiç birisi malim bulunmuyordu. Vakta ki «bugat» gibi,! «bagi» gibi kelimelerle dolu olan mâh- ud deklarasvon Kıraat edildi. Kendile. rinden hiç bir zaman böyle bir hareket sadır olacağını beklemediğim bir takım zevatın Damad Feride yaklaşarak ken.İse Tayfurun kardesi Gafurdur. Tavfurun | dine hüs kudretile basardı. Ve tiya! disini tebrik ettiklerini gördüm, O z1- man hâdiselerin resimlerle canlandını|- ması gazetecilikte mutlak bir EZTiYATROJ .Şehir tiyatrosunda Geçen tiyatro mevsiminde temsil edi -| len vödvillerden en fazla beğenileni Na- zan Göknilin adapte ettiği «Bir muhasib aranıyor: du. Bu mevsimde Nazan Gökni; lin bir adaptesini daha seyrettik, «İkiz -! ler» adile türkçeye çevrilmiş olan bu; vodvil de bu mevsimde seyrettiğimiz vodvillerin en iyisi, ve en eğlenceli ola-, mıdır. J Eser: Tüccar Tayfur, işini bilen, fakat ayni. zamanda da zevkinden kendini mahrum ietmiyen bir insandır. İşinin en sıkışık ol, duğu zamanlarda bile metresi Jale ile | Yalovaya gidip birkaç gün rahat etmeyi| güzel vakit geçirmeyi #ımal etmez. Kım Leylâyi, karım Nazende ile An - karaya gönderecektir. Çünkü kızını bir kömlr tüccarının oğlu, Tosuna verecek, "Tosun ve kız Ankarada birbirlerini göre- cekler. Tayfurun karım Nazende ve kızı Leylâ hazırdırlar. Hareket ederler. Bu a- İrada bir telgraf gelir, kârlı bir ticaret işi yoluna girmiştir. Telgrafı elan kâtib, telgrafı Tayfura veremeden uşak Hasan, Tayfura pek benziyen birinin Tayfuru| görmek için geldiğini söyler. Gelen kim-| nişanlısını elinden alyp onunla evlendik. ten sonra Tayfur tarafından reddedilen Gafur bir serseridir. Kardeşinden para| itiyad |istemiye gelmiştir. Tavfur bunu kâtibin-İMinü yaptı. Kendine videdilen parlak güzel bir eser: İkizler Yazan : İsmet Hulüsi nede başka bir sürprizle, başka bir dü“ Bümle başka bir anlaşamamazlıkla şılaşırız. Ve son sahnelere kadar sürü levici bir merak, zevk verir, eğlendirif Temsil: Temsil için (ki kelime: Çok güzel Hazım: Tayfur ve Gafur rollerini İ# piyor. Tayfur olarak göründüğü İşini bilir. konuşmasın bi'ir bir insiy dir. Gafur olarsk göründüğü zaman m bir kopuktur. İki rolde ayni insan, gahhsivet halinde görüntyor. Gafur, © ma itibarile aynen Tayfur olduğu BÜ fazla egzajere etmedliki halde Jestleri konuşma tarzile Tayfurdan ayrı İnsar, duğunu seyirefye kissettiriyor. Kâtib TE kinin tashih etmek istediği sigara İS tarzı da olmasa Gafur gene Tari > ayrılıyordu. Son perdede hskiki Tayf olarak sahneve girip konuştuğu ni Gafur olmadığını hareketlerile se anlatmıştı. w Hazmmın bir piveste sima, boy, DOS e barile birbirine çok benzedikleri b karakter itlbarile birbirine benzemi iki sehsiveti canlandırması cok güçtü. #üclüğü Hazım, san'at kabiliyetinin KOZ an muzda ne büvük bir kıymet olduğü bir kere daha ortaya koydu, Muammer: Tavfurun kâtibi “Tekin Fiz işti haline gelmemisti. Yoksa, elde hakika.İden öğrenir. Fakat Gefura ihtiyaç var. İntikbale sahneyi tercih eden bu arti, ten şayanı dikkat vesikalar bulunabi- Yirdi. Henüz çok genç olmama ve bazı hâ- diselerin büyük ehemmiyetini kavra - vabilecek çağda bulunmama rağmen tetm burkuldu ve yandı. Oradan Har. bive Nezaretine koştum. İlk almacak askeri tedbirlerin neler ol&bileceğini öğrenmek İstiyordum. Orada pördüm ki, Milli kuvvetler karşı yeni bir tedib kuvveti hazırlan - mıva başlamış. bu kuvvetin topçusu #lelâcele kuruluyor. bir batarvanm Sirkeciden Havdarnasava nakli için, © zamanki Harbiye Nezareti müstesa- rının bütün bir günü telefon başmda emirler vermekle gecirdiğini hayretle öğrendim. Bu aciz ve körü körüne inad, meslek hayatımın en acıklı hatırasıdır. (O znman anladım ki, bu iş bu adamla- rın elinde yürüvemez ve kendileri, çok uzak olmıyan bir atide ortadan kay. bolmıya mahkümdurlar. Meeleki hatı- valarımla basbasa kaldığım zaman unu. tamadığım ve manzarası gözümün 8 - nünden silinmiyen hazin manzaralar. dan biri budur. Büyükdere fidanlığı tevsi ediliyor Büyükdere meyva fidanlığı tevsi edil mektedir. Fidanlık 6 hektardan 22 hek- tara çıkarılmış, dört hektarlık kısım #i- danlıklar da staj gören köylü çocukların tatbikatı için ayrılmıştır. miş ve tasarladığı taarruzu © akşam Halkevinde gayet açık bir şekilde mu - vaffakiyete erdirmiştir. — Şimdi?, — Şimdi senin ve benim için baban kımdaki sevgisi nefrete inkılâb etti, Öğ-| kaybolmuştur Neclâ. Her şeye rağmen retmenlikten niçin istifa ettiği şimdi va- zihan anlaşılıyor. — Niçin etmiş? evlenmek kararı vermek mecburiyetine düşmemizden çök korkarım. — Babam Beni dinler Haşmet! Çünkü Tayfur kârlı ticaret işini takib; için birkaç gün Parise gidecektir. Kar. deşi bıyığı da kesilince tamamile ona benziyecek, Tayfur Pariste Iken 'Tayfurun yerinde Tayfur olarak kalırsa, Tayfurun rakibleri Tayfurun gaybube - tinden şüpheye düşmiyecekler. Ana mevzu budur: Tayfurun gittiğini, Tayfur yerine ka - tanın kardeşi Gafur olduğunu, Tavfurun yemin ettikten sonra ye - .»İminini bir daha bozmıyan emektar uşak Kü ibi kret | Hasandan başkası bilmez. Gâfuru herkes Tayfur zanneder, hatta Arkaraya gide - cekken birden dönen Tavfurun karısile kızı dahi Gafuru Tayfur zannedenler a - rasında, Tayfurun doktoru, metresi, hiz- metçisi de vardır. Bütün bu kimselerin Gafuru Tayfur zannetmeleri birçok karışıklıklara sebe - biyet verir. Gafur, kendisini babası zam- neden Tavfurun kızı Leylâyı, Tayfurun kâtibi Tekinle nişanlar, doktor şeker has- talığı olan bünyesi zayıf Tayfurun bir - denbire iyileşmiş olmasını kendi haza - katine hamleder. Tayfurun kızmı vermek istediği Tosun da çıkagelir. Tosun ewk bir züppedir. Jaleyi Tayfurun kızı zen - neder, doktoru onun babası olarak ta - nır. Ve Gafuru aramıya gelen Gafurun karısını da kaynanasının verine koyar. Fakat Gafurun karısı Firdes, serseri de olsa gene Gafuru seviyordur. Girdiği 0- dada Gafurun e'biselerini bulur, Tayfu- run Gafuru öldürdüğüne zahib olur, Po- lise haber verir. Gafuru, Gafuru öldüren Tayfur addederek vakalar, Hizmetçi de Tavfurun karısı Nazendeye, Tayfurun e- ve Jaleyi getirdiğini haber vermiştir. Na- zende ve kızı eşyalarını toplarlar. Bu e#- nada hakiki Tayfur gelir ve her iş düze- Bir. Mevru o tarda islenmistir ki her sah- Yazan: Zeynel Besim Sun Benim gibi öğleyinden evvel dersi ol. muyan arkadaşlar benimle beraber nikâh- ta bulunacaklar, dersi olanlarla akşam bay direktörlerde buluşurak Halkevine toplu vaziyette gideceğiz. Bunun sebebi, Ferhunde Sevginin, velev. ki sabık, bir öğreten olmasıdır, Nikâh dairesine «gönderilecek | «orta mekteb öğretmenleri» buketi için hisse- Gafur | Üc perdenin hemen hemen her sahte laştık; ayrıldım... simdiye kadar yantığı ve muvaffak © duğu Toller arasında, bu rol belki pi nimsediği, en iyi yaptığıdır. Zeki kâtlle. de görünüyordu. Cok canlı ve voltine © vi #adıktı. Sanki senelerce bir tüccar KİŞ HURİ yapmeş ve bu yüzden bu İSİ iyi biliyor hissini veriyordu. al Resld Aki?: Crwik züppe roltini KÜ yaptı. oldi Said: Doktor rolünde her zaman Seyri re vrle seyretti, zevkle dinledi. Muazzez ve 'Yaenr- Mesire we hil “ rollerinde idiler. Her İkisi dx maki e “eri, elbiseleri, konusma tarzlarile kemmel addedilebilirlerdi. rd0 Porhan: Jale hafif kağnı Folp. muvaffak oldu. Sen ve şuh bir tipi neda ivi temsil ediyor. Sevkive: Tavfurun kızı Leylâ zır pek mükemmeldi, Rolini severek ti belli oluyordu. yet Halide: Gefurun karım Firdes yap ancak e olabilirdi. Fazla bir şey mive m yok. i ls, Polonyalı mimar ve mühencisl€ belediyede çalışmak istedilef Polonya konsolosluğu belediyeY* ey müracaat yapmıştır. Konsolosluk müracaatında Polonyadan gelen mülteci olarak şehrimizde buluna” lonyalı mimar ve mühendislerden yi tifade edilip edilemiyeceğini sorma, tur. İsimleri Belediye İmar İşler dü#üğüne verilen Polonyalt ” ve mühendislerin vaziyetleri ti dilmektedir, z — İnşallah nikâhınızda bulunurU” K birinize çok yakışıyorsunuz. mesi Dedi; Neclâ hicabından ne yap! ap şaşırmıştı; bütün ruhumla, ikimiz na, ben cevab verdim; — İnşallah... Başımı döndürdüm; engerek Ferh e bize bakıyor. O da Neclâninkinin Hd beyaz tülden bir elbise giymişti. İON Neelâyı kolumdan bırakmıysrak ru yürüdüm ve yanından geçerk: İbir eda ile selâm vermeği nut ciğerine ok saplanmış bir kedi gibi yavladı! e ef — Günaydın efendim... yi İlerliyerek Daniş Beyin yanına SİX” Heyecanından benzi solmuştu. geli Nikâh memurunun süaline ikisi ÖÜ — Evet. — Düşündü, taşındı. Babana varmak! Başımı ümldsizlik ifade eder bir tarz- ve bu suretle hem zengin bir kocaya eş da salladım; Neclâ bana hak vermedi. olarak, hem de seninle benim aramıza * girmeğe imkân bularak bir taşla iki kuş| Şü elimde tuttuğum süslü mukavva vurmağı kararlaştırdı. Bu kararını tat -|parçası bir düğün davetiyesi değildir; bik için fırsat kollamak ve ilk fırsatta ne| parlıyan yaldızlarile her tarafından ay- 'Tabit gideceğim; Neclânın bulunduğu | gelince ikimiz de başkalaştık. Kültür di. yer bir idam sehpas da olsa ben mutlaka | rektörünün karısı karşımıza geçerek bi-| fışkırıyor; haklısınız. me düşen parayı, haraç verir gibi, ver -İ| Cevabını vererek defteri İ gel? dim; gözlerine, dizlerine dursun Fer -İsonra eyağa kalktılar. Buketleri? e. ö bündel,. salonu dolaşarak, herkes gibi biz yeri Nikâha gittik. Beyaz elbiseler içinde)lerine gittik. Neclâ babasına e pili mahzun çehresi bir kat daha mahzunlaş-İalnını uzattı; Ferhundeye de, © miş olan zavallı sevgilim Neclâ koşarak | vermeden, sadece bir: — Tebrik ederim, yete e” yaz ipek tülden elbisesile Neclâ yanıma | rak: sö” — Tebrik ederim; yüzünüzde” 3 unun, uzun süzdükten sonra: taran ”

Bu sayıdan diğer sayfalar: