i SON POSTA. Mh Zİ alar Nasıl gazeleci oldum ? » arkadaşımızın yazı işleri mü- 'absin Ankara caddesinde kıy» meti, liyakati, kıdemi kadar tevazuu ve nezaketile de meşhurd teresan o! çıkarken şöy adın neza vazuu ise kendisinden bahsettirme - meği.. eğer tevazu nezakete feda etmezse ben bu m enlerden dönüşte, çıkıştaki gibi boş ineceğim. amışım! Değerli in olucak. müşkülütla mu bir tarafa bıraktı. İlk sualimi, yarım dakka sürmiyen bir tereddüdün tekerli dağıyarak cevablandırmağa baş. adı Meşrutiyetle barabar gazetecilik — Bilfiil gazeteciliğe Meşrutiyetle be- raber, mektebi hukukun ikinci senesinde başladım. Bundan evvel de gazetecilik yapmadım değil, fakat o kadar ehemmi - yetsiz ki, bahsetmeğe değmez. İlk intisab ettiğim gazete «İkdam, dır. Oradan «Sa - bah> a geçtim ve sırasile en eski gazet Terde en eski gazetecilerle Ahmed Rasii Mahmud Sadık, Diran Kelek buatın meşhur elemanlarile be tım. 1940 ın kapısı eşiğinde olduğumuza güre 32 sene dolmuş bulunuyor. Bu mü det zarfında birikmiş o kadar çok hatı.- ram vardır ki, bunların içinde bir tasnif yaparak en şayanı dikkat olarak bir ta - nesini seçmek hakikaten müşkül olacak- tır. Bir iki saniye pencereden denizi sevre- dön «Akşam» ın güzide yazı iş'eri müd rü, hatıraların kuyusuna indirdiği hafı nı pek çabuk dolu-bir kova hali ardı, önüme döktü. Lâf arasında gazeteciliğin atmosferini ara nı bir gelişile,ihsas eden değe: muhatabım, batırasının zamanını ve mekânın ederi o günlerin tatl he a dini kaplırmış görü du. Bunu zeki göz- lerinde o günlere dönüşü ifade eden sıcak parıltılardan anladım. Kürd Mustafa paşa divanı harbinde — Milli mücadele senelerinde «Vakit; te yazı işleri müdürüyüm, Gazetenin baş iri olan Ahmed Emin Maltaya| $, gazete Ası gecmiş bulunuyor. Milli hı anla tabi İtilâf devletlerinin bütün #azyiklerine, rün şid rağmen her fırsatta mücadelei milliyeden ve kal ramanlarından bahsetmek yolunu bulu- mağa çalışıyoruz. Bütün gay- o'udan halka ses ve haber devanın en he - r İstanbulda bir fransızca . Bir gün bir resim göre bu gazete sayfalarında... Ortada Mustaf Kemal Paşa, bir tarafında Fevzi Paşa, di- — — Paça d Gent çi Bekirağa bölü Az) tıktılar. astlerce bekle, numara bir lâm fında di ca koğuşta miniminicik bir |yor, bu da pek cüz'i bir yeri aydınlatı -| yordu. |Reis sert, ha reketi idare edenler.. ne demek.. siz hâdi- ANLAT AN ud Enis Tahsin En kıdemli yazı işleri müdürü Zaten sansör «paşa, ları çıkarmıştı Haddi zatında yalnız. a yet etmez, «paşa hazretleri: demek lâ - zımken, biz ko; üm ve hayret ettiğim bir sual te ti: karmadınız? İsmet İnönü, o zaman miralay bulu - vu Tr doğru yazmak :, (beyefendi) demek lâzım gelir- di. «Beys burada rütbe manasına deği kitabeti resmiye icabı yazılmıştı. Böyle tevile mecburdum. Buradaki «bey» ti resmiye icabi yazılr evabını verdim. Divanı harb heyetinin bu işe pek aklı yatmamış olacak ki, akıl ho kull klarını sandığım sivil başkâtibe akıl danıştılar. O da söylediklerimi doğ- ru buldu. Müdafaama ilâve olarak, gazetenin ürü bulurmadığımı, binaen: olman iemediler. Ra - e değildir, ki - ştar. leyh benim bu işle bir İlişiği lâzım geldiğini s Asım Beyi serbe: İmizle beraber, gecenin ikisindi olarak hapishaneye gönd ne eski İttihatcılar, Kuva oluydu, Bu arada Falih Dedi «Anadolu hare z süre yolladık. İnti rına izin verdi. Yalnız (pa: silmişl fa Ke görsün. Ma - rtulamazsı- ıyusudur. Ya - htakurusu dolu bir bar - rerek ilâve etti: — Bu bardağı görüyo: nız tavandan dökü r hiddet uyandırm harbi turürken polisler geld bir parça kes Bu ilk izihat, esasen ilk bakışta ne oldu. |duğu belli olan hapishamede bizi bir altında! daha dehşete ve endişeye ü . Elektrik yok tabif, beş Evden tahtakurusu tozile Saat sekiz, do -'dik. Hapi â bekliyoruz. en pek Yi üne göti kalabalıktı k ân voktu. A - Allahtan kuru'duğu yer, muaz -İme: u. En dipte bir masa ctra-|ğırı'dık. Meğerse gezetenin arb heyeti oturuyordu, Ko-|ve bizim tevkifimizi isgal dı âmba yanı - | (siyasi mesele) yapmıslar, Damad Ferid hükümeti o zâman hür - riyetperver gözükmek istemiş, ben ga - Meğerse, bu içeri girenler ürksünler,'Zetelere sansür koymam, gazeteyi sed - Beyin idaresine | have, dehşete düşsünler de şaşırsınlar gi |detmem, demiş.. İtilâf devletleri de bu ye Kürd Mustafa Pasa divanı har buldı in |İşleri üzerlerine alımı dâhiyane (!) bir fikirmiş", İsgal devletleri, bizim gazetenin kapa » başladılar. | tıldığım duyunca: bir sesle bağırarak sordu:| Nas) olur, demişler, hani gazete- r böyle?, Anadoludaki ha- lerle biz meşgul olacaktık? Fransız müdahale etmişler, gazetenin kapatıla - ö Bunun Sıra bana geldi. İstlevaha — Bu ne acaksiniz? dedim. Malâmu âl r hareket var. İdare i bastığımız zevat.. sansür mü- bastık. a - — Peki İsmet Beyin (bey) ini niçin çi-| l mümkün |“ ayazm|ti k muhakeme edildiler Suçluların bir kadın ve bir erkeğe bıçak çekerek pata ve saat ald: Bir müddet evvel Büyükadada vu - kubulan bir soygunculuk hâdisesinin uhakemesine 2 nci ağırceza mahke. de dün başlanılmıştır. senin suçluları, İbrahim ve E- min isimlerinde iki arkadaştır. Bun « lar, bakl irda plâj civarındır bir çamın al tında oturup, yemek yi Frederik ve Zenala adlarında iki sevgilinin ya iki tehdid et » nişler ve bıçak çekerek, zorla 10 Jira parasile, kol saatini aldıktan (o sonra, firar etmişlerdir. Elâhsre vakalanan ve adliyece ya. pılan fahkikat neticesinde suçları sa bit mütecavizler, nin korarile teze mahkemesine: sevkolunmuş mes na gitmişle Vwrd Dün yapılan him ile Emir, suç! rak, demişlerdir » bu kadınla erkeği fena bir te görmüştük. Bize, bu vaziye. wlemeyin, diye yalvar - min için de bu par il, kendi rizalarile verd » bunları biz ne zorle de aldık. Mahkeme, hâdisede adı gi malarında İbra rını tevile kalkışa manda en unutulmaz mesl dan birini teşkil ed bulunan Hikmet adım, dedi mi de anlatsana. itemli Nitekim anlatmağa başladı: İkinci hata — Ben ilk defa ga Iliğe mütercim- Ekle $ ım. İntisabımın ikinci sene - sinde İkdamda çalısıyordum. O zamanler Yunus Nadi de ep sekreteriydi, İs - tanbulda bir gazete çıkıyor. İsmi: Le - vant - Herald. yarıs: fransız: rısı İn- gilizce bir gazete, bu gazetede bir hava- dis çıktı. Bu ha ise göre, İstanbulda köpekler çoğalmış, bunlar toplattrılıp Hayırsızadaya gönderilmiş, kediler çoğalmış. Yalnız gezeteni duğu sokakta bir dakikada 27 kedi say - maşlar.. shval böyle giderse kedileri de toplayıp bir adaya sevketmek lâzım ge - bir gözle e İlecekmiş! Bu havadisi enteresan gördüm, tercü- reterlerinden okumuş, müret da eski dev * Tay let Bey onun k — Fakat istibdad yapıyorsunuz Boyan Sabiha; arzedeyim. Amma ö Bay Güneş?.. e değil mi Bu sersem züppenin başına bir sandal- ya indirmemek için içimden m J «ya sabur. çekiyorum. Cevad Re: zavallı kadına müdafaa imkânı vermek. sizin devam ediyor: — Monşer; bu herifler türkçenin de tamamen cahilidirler. Hayır! Yüzüme manalı, manalı bakmayınız; isbat o ede- Tim. Sonra bu hallerine bakmadan bir de fransızcalı, türkçeli şiirler yazmağa yek tenmişler. — Fransızcalı, türkçe'i mi?, Fuzuli öy- Je mi?. — Fuzuli demedim; Nedim... — Nedim fransızca bilmezdi ki... — Bendeniz de bilir diye iddia etme dim sayın bayan; türkçeyi de, fransızca. yı da eden türkçeli, sızcalı he- zeyan etmişler dedim. Buyurun delilini: «Leblerinden bir süzülse badeler kel fam olur...» Ne demektir bu hezeyan?. Dudakların. dan içki süzü'ürse nasıl kadın olurmuş! Halbuki Sungur Kabartayın şu şiirinde ki ilâhiliğe bakınız. Züppe ayağa kalkarak, jestlerle, cku-| mağa başladı: Sabah... Ah... mandan edasile, Eyyen Sabih ben: — Nasil maşeri/ Hayal gibi sislenen deniz, Sahilde sen, ben, biz Oturuğoruz Kafamızın içinde Kimimiz Behrenkte, kimimiz Çinde tim. Züppe kıpkırmızı olmuş © bayanlar başa bir hasta, bir hummalı, hattâ büyülterek |deli hezeyarıdır. hakh bir hayretle gözlerini bana bakmağa başlam Şair Cevad Renker hiddetle sordu: Hülya kasırları kuruyoruz... Deniz Gibi coşkun değtim Biz!. Fakat l Sırtımızda kanad, altımızda ct Bir gün şana geleceğiz... Belki seni ki inadının perdesini f yok gibi E dim... Bu mütevazıane cüretini artırdı: güldünüz efendim; Sırası gelmişti; içeriye girdiğim 8 beni yukarıdan İla dudak büktüğünü gözucile gördü bu esbil züppeye bilginin değn kemmel bir dayak simehydım, ğfturullah; ona medim efen. Be Karşımızda h Zağlı bir ok gi Deleceğiz Biz Deniz Gibi coşkun değiiz!,.. Ve bitirdikten sonra, muzaffer bir kü. mahdır.., i ada |sızca sanacak kadar Türk -|bir milyar kilometre uzağın m |gori dile mü-|narak Fuzuliyi, Nedimi cahillikle itham cevabım züppenin|e Yazan: Zeynel Besim Sun a hita.|duğunuz şiire gülmedim; size gül — Bana mı?. — Evet; okuduğunuz şiirin hattâ gülü- Dedi. Dayanamıyarak kahkahayı bas-'necek kadar kıymeti yoktur. O başlan. bir — Fakat... — Sözümü bitireyim! Bayan Sabiha- beğene-İya yaptığınızı bana da yapmayınız. Siz 1 skel fams okuyarak fran- lebiyatının bulunu- uz; hangi ilmi salâhiyetinize daya. ki sgüllâ ediyorsunuz?. Neclâya döndüm: Af buyurunuz Bayan Neclâ; dedim, ze ilk geişimde ilk ağzımı a: taki hoşa gitmiyecek bir vaziyet m, Sebebsiz gülmek için insan deli vl-| Görüyorsunuz ki ilk gittiğim bir yerde Jsizin huzurunuzda da olsa; yalancı şahid- y Müsaade buyurunuz; dedim, oku-jJlik, sahte vekarlık, hakka ve hakikate ,İhase mahküm edilmiş ve i kları tesbit edildi derikin buldurularak, mahkemeye cik İbine karar vermiş ve duruşmayı Bi ka bir güne bırakmıştır. | Misafirinin elbiselerini çalan İadam 2 ay hapse mahküm edildi Küçükpazarda oturan Osman isi de biri kendi evine misafir gelen 2 keriya isminde bir arkadaşının elb lerini çalarak satmıştır. Yakalanarak, adliyeye verilen #955 mun, Sultanahmed 2 nci | sulh EĞİ mahkemesinde yapılan duruşmasın suçu sabit görülerek, 2 ay müdâ e Tevkif İneye yollanmıştır. i Bir kadın eşya çalarken yakalandı Fatma isminde 22 yaşlarında gel kıpti kızı, Kumkapıda Nevart pi bir kadının maksa” e girmiş, fakat ev halkmıs üzerine, bir şey çalamadı Janmıştır. Suçlu kız, dün adli »İlerek, Sultanahmed 3 yardığını, Abdülhamid devrinden K# bir itiyadla sa m nelere göz YUK Sp dığını pek İyi bildiğini tahmin ettiği Bil olacak pek emn , şa kedi köpek hi -İher ndi, bu yazıyı gi ş $ içeri girdi: — Sen gaze patacak masını” şımıza iş açacaksın, hiç bu yazı gö girer mi? diye bağırdı, — Havrolat Dedim... : Ayni heyecan la: gi” — Yahu bu havadisle müthiş pot gi yorsun, farkında , köpekleri “e İadılar, diyorsunuz, bu köpeklerden yle İsad rich istibdaddır. Adaya nefyet it diyorsunuz, Midilliye | sörülmedile” geti Kediler meydanı boş buldu. Meyds” ves) hstçılara kaldı manasına böyle giderse, kedileri de ketmek lâzım gelecek. ya: İda, istibdedetların yolunu tuttu, w ge yüzden | bet onların da başına gelecek der bulun- | gi) midir Ben güldüm. tabif.. böyle bir si la gelemiyec söyledim. Seki gitti. O da benim gibi hareket Tayyar Efendi bu sefer Ahmed Bevin yanına koştu. pa ri Ertesi sabah ilk işim gazetede gp vadisi nak oldu. karıştı. Cevdet Bey, 31 Mert vak'asını ta di pü © gür'erde, ihtivetlı nh ihl başka zouş olacaktı. Nu: Sai eee karşı gelinince hazımkâr'ık YEP esi rum. Bu tahammülsüzlüğümün çer kendimi buradan uzaklaştırma el meliyim; bana müsaade buyuran Evet; önüme açılan sandet * SE gili” i gin 0, endim tıkamıştım. Falan züDPe çile kadınla münakaşasından bans ti Bu işe ne hak'a ve ne diye Kari edi eceğime sussaydım olmi? Bayan Neclâ, telâşla, ayağa * — Sir, Bay Haşmet Güne radan bir yere gidemezsiniz. hiç bugün başlıyan dostluğumuz4 mamış nazarile bakmalısınız. gf ö İnasıl içersiniz efendim?. Şeke” sun?. Ben, gavri ihtiyari: ii ; ? ın! — Az şekerli emir buyurur" ef Derken Cevad Renker ayağ? Neclâya hitab etti: , yaka O halde hen gitmeliyi uğradığım yerde oturamaz. e Neclâ Daniş zile bastı, İSTİ hizmetçi kıza: — Az şekerli bir kahve: Emrini verdikten sonra re teveccüh ettiz RE — Siz bilirsiniz Bay Ren gar Züppem. oda kapısından Si ina. na kin dolu bir nazar fırlat” / de esirgememişti.. ei td Cevad w İki SOYgUNCU dün ağırcezada i