iz MER “ SON POSTA ş Sayfa 5 k üçük devletler, üyü devletlere nasıl karşı koyabilirler ? AZN m mr Emekli general H. Emir Erkilet “Son Posta, nın askeri muharriri neeenarsasayanasmmanssnmase san ri Rus - Fin cephesinde bir Fin bataryası ünkü yazıda küçük devletleri |bilirlerse bu umumi yardım Finlandiya te büyük devletlerin tecavüzleri. Magi koruyabilecek olan mânevi ve ı âmilleri, umumiyet itiba. : simiş ve istiklâl ve hürri- gele İyi talim ve terbiye ve isa- m askeri teşkilât “gibi orduyu Mim «ndiren vasıfların bütün ko » İtteş vasıtalarının başında geldiğini İle etmiştik. Şimidi de küçük dev - h büyüklerin tecavüzlerine karşı aları hazırlıklarında rol oyni- teşkilât ve teslihat rine dokunacağız. end k bir devlet, büyük bir devletin kır, /Nden kat kat fazla ve büyük bir bön yedusu, çok fazla muharebe ara. ayı, 58 harb uçağı olduğu için, bun - ü çıkamamaktan korkar. Hal. İs, #âdaki büyük farkları giderecek rn Anlar daima mevcuttur. Her tetkik &vvel bunları hatırlamak ve Mey, lü Z yapmak lâzımdır. Yani €n evvel insan sayisını ele ye, öşünelim: Küçük bir devlet Bu pe Olan azlığım nasıl giderebilir? Mama sta ilk hatıra gelen müttefik Üİ olaya bulmaktır. Filvaki bu, naza. Na saz sırkamca devkalide meler- edir. Fakat pratikte her 22. Düny essiz bir yardım teşkil etmez. dlray lamak içiri, en yakın misaller teb, Şekoslovakya ile Lehistanı gös- GİR, > Fülveki birincisinin, İngilte nl ve Sovyet Rusya gibi pek Meni: Müttefikleri olduğu halde AL Sebe fndan parçalanmıştır. Bu. ya Çekoslovakyanın müttefik- Mai İÇ birisinin Çekoslovakya için © Pteymek istememesidir. Yabud bu erin hiç birisi harbe henüz yn olmadığı çin kendilerini arak lovakya; dey rai Çekoslovakyayı meselesinde gerçi ittifak ğ Mere ve p, yun müttefikleri olan İn- Ke rana mütecavize harb ilân an dog; Sakat bunlar Lehistana doğ Bikin Bruya yardım vaziyetinde ol. ag dar Lehistanın mağlüb, pe- İaksim olmasına mâni olama. - Bugün de, şimal devletleri bulunan Finlandiya, bi olay habbet ve teveccühüne “iha rağmen, yalnız başma DR ği kuvvetlerile, harb et - “em de Sovyet Rusya gibi Tecede büyük bir devlete erer İskandinav devlet- kia olay, hsa ve İtalya Finlan. "ediy. Yardımlarını arttırıp bunu & iye kadar vardıra - ile Sovyet Rusya askeri kuvvetleri 8- rasındaki farkı ehemmiyetle bertaraf edebileceği aşikârdır. Küçük bir devletin askeri kuvvetile mütecaviz devletinki arasında buluna cek büyük sayı farkım (azaltabilecek müessir bir vasıta da tahkimettır. Be *on, çelik ve toprak bir ordunun müu- kâvcmet kuvvet ve kuğretini beş mis. Vine kadar artlırabilir ve bu suretle az kuvvetler tahkimat sayesinde büyük kevvetlere ki mukabele ve mukave. met imkânların: bulabilirler. Ancak bütün hududlar ve her yer tahkim edilemez; çünkü evvelâ buna para yetmez, İkincisi de çok uzun ve geniş tahkimat cepheleri, gayri müte- nasib kuvvetlerle müdafax edildikleri takdirde kolayca yarılahilirler. Majino ve Mannerhaym müstahkem mevzileri. nin ve meselâ bizim Çatalca'hattımızın büyük (Okıymetleri, ©oOuzunluklarının mahdud ve cenahlarının büyük nehir, bitaraf devlet, deniz veya göle dayalı olmasındadır. Lehistan bütün hudud - larını tahkim edemezdi. O yalnız Vis- tül ve Buğ nehirlerinin boyları gibi bazı mahdud hatlarda bir tahkimat sistemi vücuda getirebilirdi. | Nitekim Mannerhaym oOmev ziide Finlandiyanın Leningrad is- tikametinden Helsinkiye giden kestir. ime istilâ yolunu kapıyan Ladoga gö- lüyle Finlandiya körfezi arasında mah. dud bir hattır. Bu gölden Şimal Buz de- nizine kadar olan geniş sahalarda ise daimi müstahkem mevziler yoktur. O halde küçük devletlerin büyük müs - tevli orduların harekâtını bir hareket ordusile karşılamaları iktiza eder. Fa. kat bu ordunun çok üstün kuvvetlere kiyetle karşı koyabilmesi için teşkil, teslih, techiz ve talim ve terbiye edilmesi lâzımdır. Meselâ bir ordu ne kadar seri hareket edebilir. se onun kıymeti o kadar yükselir. Fa- kat seri hareket etmek yalnız iv! vü. rümek veyahud kıt'aları motörlü ara. balara bindirip bir semte koşturmak demek değildir. Sür'atle hareket eden kıtaların arkasından cephane, erzak, ekmek ve benzin kollarının de avni sür'atle ve İyi tanzim edilmiş olarak vaktinde gelmeleri iktiza eder. Mütecaviz büyük devletin fazla tank- ları ve uçakları vardır. Küçük devlet. ler muharebe arabası ve uçak tedarik etmekte onlarla müsabaka edeme: (Onun için bunların, müslevlinin tank ve uçaklarının faaliyetlerini akamete uğratacak vasıtalara bolca malik olma. Tar: lâzımdır. Muhtemel düşmanın tan- k: çok olduğu takdirde bizim tank mü. dalan tüfek ve toplarımız çok olmalı. dir. Her piyade bölük ve taburu bunlardan o kadar bir sayıya mâlik bu- lunmaldır ki di başına defedebilsin ve netice itibari. le tanktan ürkmesin. Aksi takdirde bu i ıların başına gelen fe- bilir. O hâlde büyük devletlerin tanldarını akamete uğratmak bu su - retle kabildir ve küçük devletlerin tan- ka malik olmaktan telehhüf etmeleri de artık pek lâzım gelmez. Uçak meselesi de öyledir. Küçük devletler uzak bombardıman uçakla - ından ziyade düşmanın uçaklarını av. lişacak, düşman uçaklarile kendi âra- İzimizde ve kendi muharebe hatlarmız. üzerinde boy, ölçüşebilecek okültivetli av filolarına malik bulunmalıdırlar. Bu suretle düşmanın uzak bombardıman çek filolarının tesirleri azaltılmış olur. Av uçakları bombardıman uçakların » dan ucuz olduklarından ve hattâ imal- leri nisbeten daha basit olduğundan kü. çük devletlerin bunlardan çokça tada. rik ve hattâ dahilde imal etmeleri ka» bil olur Bundan ve pasif korunma ted. irlerinden baska küçük devletlerin smanın faik hava kuvvetlerine karşı koymak için çokça hava müdxfaa top. larına malik olmaları Tizımdır. Bunlar ser! ve kolay hareket edebilir motörlü vasıtalar üzerinde bulunduklar: tak - dirde faaliyet sahaları artmış olur. Finlandiyalların kâfi tank ve uçak topları olmadığı sörülüyor. Onlar tank müdafaa topu noksanını tank tuzak lâ. jımları kullanmakla telâfi ediyor ve anlaşılan muvaffak ta oluyorlar. Fakat bilmelidir ki bu tank tuzak Jâğımları arcak müdefaa mevzileri ön arazile - rirde faydalı ve müessir olabilir. Hare- ket muharebelerinde bunlardan, İstifa. de ancak pek mahdud hallerde kabil . dir. Onun için tank müdafaa tepü ci - hetile azlık, bilhassa Lado gölü şima - linde inkişaf edecek müstakbel hare - ketlerde Fin ordusu için tehlikeli ola. bik andiyanın bava müdafaa topu cihetile olsm eksikliği de ona daha şim. diden pahalı olmıya başlamıştır. Elhası) küçük orduların büyüklere karşı koy. maları ve memleketi müdafaa ve mu- kavemet imkânlarını uzunca müddet muhafazaları mümkündür. Fakst hu » nun için harbe elverisli her erkek ve kadından istifade edebilecek mükemi. mel bir seferberlik hazırlığına lüzum (Devami 9 uncu sayfada) (9) Evvelki yazı dünkü Son Postadadır. İ elediye iktısad müdürlüğünde toplanan lokantacılardan bir i, yemek fiatlarınm ucuslatılma. irazda bulunmuşlar; — Böyle şey olmaz! Demişler.. Bu kadarla kalsa ne ise; üstelik bir de tehdid savurmuşlar: — Yemek fintlerını ucuzlatmaya ic- bar edilirsek, t#baklara konulan ye - meğin miktarını azaltırız. Sonra ne olmuş; bu tehdidi savuran. lara ne cevab verilmiş; bilmiyorum amma, Jokantacıların çok yaman şey - ler olduğunu anladım. * Lokantaya gideceğiz, tarifeyi göreceğiz: «Biftek: 15 kuruş» — Garson, diyeceğiz, bir biftek ge. tir. ucuzlatılmış nümüze koyacak, ne? Gülecek: lüğünüzü takmadığınız için iyi göre - su değil, enfes bir biftek parçasıdır. * Bir başka lokantanın kapısındaki i- Tânı okuyacağız: «Tabldot: 20 kuruş» Kapıdan içeri girer girmez, garson. le, metrdotel arası biri karşılaşıp 80. racak: — Tabldot mu yiyeceksiniz bay? — Evet! İl | Bunlar bi 36.000 defa ayni şarkı Benni Fild meşhur bir ğar. kıcıdır. Fakat a « sıl hususiyeti söy» ledikleri şarkılar iyo buna benzer şeyler bugündekinden de yaman olur. Lokantacıların tehdidi Tezgâh yanında bir köşeyi göstere - cex — Töwbldo! buradadır. Yey Minimini tepsiler içinde çöcuk o - yunc olarak satılan tabaklardan üç tene göreceğiz: — Bir tepsi bir tabldottur. Minimini tabaklardaki yiyeceklere bakacağız: — Bunları mı yiyeceğiz? — Yirmi kuruşluk tabldot bu kadar olur. Bir darbrmeselle de sözüne kuvvet Buyurunuz verecek. — Heni ne derler, ucuz etin yahnisi böyle olur. * Ucuz tarife tatbik etmek mecburi » N yetinde kalmış olan diğer satıcılar da, Garson gidecek, on dakika sonra ©-)lokantarıları taklid etmek hevesine ka linde bir tabakla görünecek, tabağı ö-|nılrlarsa o zaman ne yaparız? Ucuz elbise diken terzi otuz yaşm. — Garson bu tabaktaki tahtakurusu İdaki adama beş yaşındakinin zor sığas cağı bir kostüm dikip verse, Ayakkabıcı, kırk numara ayakkabı — Sey bay affedersiniz, belki göz-|giyen adama: — Ucuz fiatlı kirk numara ayakkabı | miyorsunuz, tabaktaki bir tahtakutu-|budur! Diye, çocuk patiği giydirmeğe kalk Sö. Ekmekçi: — Ucuz fiatla ekmek işte budur. Diye ekmek yerine, altmış paralık jbira francalas; uzatsa: Bütün satıcılar yapsalar halimiz Daha ne bileyim... İsmet alösi rmu idiniz? | Şimale uçan kelebekler Floridada bu - |, lunan bir cins a e. kelehekler yalnız he an <5 şimal - istiksme - tine uçmaktadırler. Diğer bir istika - mete uçmadıkları için bir kondukları yere bir daha kondukları ve bir bah. arasında bir tane. sinin (fevkalâde beğenilmiş Ol - masıdır. Şarkıcı bu şarkıyı tam 36000 defa tekrar et - miştir. * Bronz rengi mürekkeb Bronz mürekkeb elde etmek çok ko. leydır. Siya mürekkebe bir miktar 3. nelin kırmızısı ilâve edilirse. Bu mü- vekkeble yazılan yazı kuruduğu zaman klığını alır. Aşk bahsinde bir Musevi hikâyesi Bir kadın okuyucum benden aşk kitabı ile yakın alâkasını bulamadığım bir sual soruyor, mektubu evvelâ oku- yucu mektublarını tetkike memur 0. lan arkadaşa göndermeyi düşündüm, sonra bu sütunu okuyanları da düşün- dürebilecek noktaları bulunduğunu sezer gibi oldum. Yazmaya karar ver- dim. Okuyucum diyor ki: — Yakın tanıdıklarımızdan bir aile- nir oğlu bir Musevi kızla evlendi, iki çocukları oldu, kız sarih suretle Mu. sevi tipindedir. Fakat çocukları baba“ ları gibi tamâmen 'Türk, ilâveten an- nesinin güzel noktalarını da almış. Şimdi birinci sualim şudur: «Çocuk anneye mi çeker. mı? Merakımı mucib olan bir nokta da- ha var: «Geçenlerde gazetelerden biri Po. lonyadan hicret eden bir Musevi kafi. lesinin resmini basmıştı, dikkat ettim, bu Musevilerin tipi tamamen klâsik Müsevi tipidir. Halbuki İstanbulun kibar Musevi âleminde ötedenberi görmeye alışkın olduğumuz tip gitgi- de azalmakta, yerini daha ince, zarif, babaya çeden ötekine gittikten sonra tekrar geri döndükleri görülmemiştir. * Tayyareden tekerlek kalkar mı ? Bir tayyare mühendişi tayyareye, tekerlek yerine tanklarda olduğu gibi tesisat yapmak ve layyareden tekerle. ği kaldırmak fikrini ortaya atmış, tec. rübeler yapılmış, fakat iyi netice ver- mediği anlaşılarak vaz geçilmiş! yeni bir tipe bırakmaktadır. İkinci sualim şudur: — Musevi neslinde bir ıstafa varsa sebebi nedir?» de İlk suale vereceğim cevab şudur: — Çocuğun mutlak surette anneye, yahud babaya benziyeceği bakkında hükmi mutlak bir kaide yoktur, Umu- miyet itibarile aşkı ve karakteri en kuvvetli olana benziyeceği söylenir. fakat bence bu da şişmaz bir kaide sayılmamalıdır, babaya değil de, bü. yük babaya, yahud akrabadan kadın, erkek bir başkasma benziyen yok mu- dur? Bilâkis düşünürseniz gözlerini- zin önüne birçok nürmuneler gelir. p İkinci sua'e vereceğim cevab da $ü- dur: — Türk Musevileri 'bu memlekete biri İspanya, diğeri Polonya. sonuncu, su da İtalya olmak üzere üç muhtelif yerden geldiler. İlk asırlar zarfında bu üç kol yalnız kendi aralarında evlenir. lerdi, onun için de eski memleketlerin- den getirmiş oldukları tipi muhafaza ederlerdi, son yarım asır yarfında üç kol yekdiğerine karışmaya basladı, bundan da tebii bir istafa çıktı, İs tanbul Müsevilerinin bir kısmında gördüğünüz değişmenin en mühim se. bebi bu olsa gerektir TEYZE