2 Sayfa Hergün Harb uzadıkça Yazan: Muhittin Birgen 4 arb uzadıkça ve dallanıp budak- landıkça, bütün Avrupa Se hat- ta bütün dünya medeniyeti bir takım ye- ni yeni meseleler karşısında kalıyor. Me- selâ, bitarafların işleri günden güne fe - balaşıyor. Muharibler arasında askeri muharebe, aşağı yukarı, cephenin tem bir istirahat yeri olması esini verir- ken, iktisadi muharebe, bilhassa bitarat memleketleri —ve bütün dünyanın bitarafların— hergün yeni bir müşküle maruz bırakıyor. Bay Mussolini'nin de - diği gibi, siyasi ve askeri muharebe, mu- âyyen bir saha ile mahdud kaldığı halde iktisadi muharebe, daha bugünden, bü « ün dünyayı kendi pençesinin içine al - mıştır. Bu hal Cihan Harbinde bile gö - rülmemiş bir dereceyi buldu. Bu vaziyet hiçbir ihtilât yapmaksızın aylarca ve senelerce devam edebilir mi? Bu da, başlı başına bir meseledir. Öyle tah bilir ki, bitarafların sade Iyaharibler'e olan münasebetleri ile de - gil, kendi aralarındaki münasebetler ile de büyük müşkülât içinde (kalmalarını intaç eden bugünkü mücadele şekli, mut laka, siyasi ve ss#keri, yeni yeni ihtilât » açacaktır. Hatta belki de bu ne-| arı, her biri başka bir bakım -| dahi vardir. | Şu halde, dişini çok karan -| lık şartlar içinde görenler ve medeniye -| tin başına gelecek daha pek büyük afet ler bulunduğuna kani olanlar haksız de- ğildirler, dünyanın İkinci bir mesele de, harb uzadıkça kü-| çük memleketlerin uğramaları mümkün olan tecavüzler Obahsidir. İngiltere ile Fransa, küçük milletleri tecavüzden sı - yanet için harbe giriştikleri tarihtenberi, inlandiya, Lehistanla birlikte, tecavüze uğrayan devletlerin beşincisi oldu, Aca - ba, seri Finlandiyada nihayet bulacak rm? Yoksa bunun arkasından şarkta, da- ha Üzakşarkta, garbda, daha uzakgarbda, merkezde ve cenubda yeni yeni tecavüz hâdiselerile karşılaşacak miyiz? Makul şirazesi bozulan, müvazenesi kalmıyan bir dünya içinde bu iki suale de sarih bir cevab vermeğe imkân yok - tur. Hiç bir zabıtanın tulmıya muvaffak olamıyacağı kuvvetli Okollar meydanda, sallana sallana gezip Odururlarken, her şeyi beklemek mümkündür, * Denilebilir ki bütün bu müşkülüt ge - çici ve bu tecavüzler muvakkattir, Dün-| yada cezâsız kalmıyan cürüm yoktur. Her cürmün, günün birinde cezası veri - lir. Bugün için diş sıkıp sabretmekten) başka çare yoktur. Bu, bis g T; doğ- ru olan tarafı yok değildir. Yalnız, bü -İ, yük kuvvetler arasmdaki mücadelenin bugünkü şekline baktıkça, insan, bu müş)" Alman devlet reisi dür dünya siyasetine hâkimdi, bugün ikbalin endişesile muztaribdir. muhakkale ki st Çeko-Slovakya devlet reisi di diplomatı olarak tanımıyordu. Bug kalmış Pilsudski gemisinden /(/ Kurtarı'an tayfalar Şetland adaları civarında bir Alman ynine çarparak batan Pilsudski ad- k Leh gemisini Lehistanın mağlübiye. tinden sonra İngiltere işletiyordu. Bu gemi Lehistanın en büyük ticaret ge - misi idi. Kaptanı da en iyi denizcisi de Lehli tayfalar yanında İn; tayfalar da yer almış bulunuyordu. Fa 5 liz ciadan sonra bunlardan 155 i kurtarıl- külâtın geçici olduğuna inanmakta daha fazla müşkülita uğradığı gibi cürümle - rin cezasını verecek kuvvetlerin de kay- bolmakta bulunduğu müşaltedesine da - ha fazla meylediyor. Dünyanın nizamını tutan birkaç dev- letten üçü, birbirlerile amansız bir ha - yat ve ölüm mücadelesine girişmiş olur- larsa, bunlar, uzun zaman devam eden bir didinme neticesinde o kadar yıpra - nacâklardır ki neticede mücrimlere ceza verecek kimse kalmıyacak ve küçük mil letlerin müdafaası için başlanılmış olan| harb sonunda, tecavüze uğramamış kü - çük enillet, belki de ancak parmakla gös- terilebilecektir. İngiltere (ve Fran küçük milletlerden ziyade kendi hesab - larına harb ettiklerini bilmiyecek kadar gafil değiliz. Ancak, bu gidiş yavaş ya - vaş gösteriyor ki hakikaten küçük mi) - letlerin emniyet ve selâmet davaları on Yarın davalarile birlikte yürüyecek gibi - dir. Fakat, bu dava iştiraki bir şarta tâbi dir: Küçük milletlerin, kendi davaların İngiliz, Fransız davasile birleştirebilme - leri için onların da hakikaten kendileri 7 le birleşmeğe karar verdiklerini bilme - leri ve bundan emin olmaları lâzımdır. Bu emniyetin tesis edilebilmesi için de İngiltere ile Fransanın dünyayı, yeniden hangi hak ve adalet miyarı üzerine tesis edeceklerini vazıh ve sarih maddelerle tayin ve tesbit etmeleri icab eder. Fakat, bunların, meselâ, Wilson prensipleri gi - bi, kâğıd üstünde ve kelime halinde tes- biti de kâfi gelemez. Tatbikat için garan- miş ve İngiltereye çıkarılmıştır. Resim de kurtarılan tayfalardan bir kısmını igör üyorsunuz, e ti şekilleri tayin edilmeli, ve meselâ, bun lar, herkes tarafından İmzalanabilir açık bir muahede şeklinde Wân olunmalı. Tıp- kı, kooperatif şirketlerin, şartları kabul eden herkesin imzasına açık duran esus mukavelensmeler gibi! o Eminiz ki, eğer böyle bir şey yapılacak olursa, küçük elim hangi taraftan gelirse gelsin, ir anlaşmaya (derhal imzalarını ke sakla ve bütün kuvvetlerile bu ni- zamın müdafaâsına teşebbüs edecekler - dir, * Bu harbi hâlen yapanlar, sür'etle bir anlaşma sulhüne gitmekle mükelleftir - ler, yahud da harb hedeflerini yukarıda dediğimiz ruh içinde tayin edip herkesi bu hedeflerin müşterek müdafaasına di i ka, 168.000 ile İsveç. | INAN, İstanbulda intişar eden fransızca İstanbul gazetesinde baş- İSTER muharririnin imzası altında, Fransanm müfeakıb ne yapması lâzım geldiğini anlatın bir çıktı, bu makaleyi şöyle hülâsa edebiliriz: «— 1919 yılında bu sütunlarda söylemiştim, şimdi gene söylüyorum, Alman milleti kül halinde ğildir, Prusya, Bavyera, Saksonya, Vertemberg vesaire şek- Yinde muhtelif parçalara ayrılmalıdır.» İSTER » memlek: bir mültecidir. Lehistanın diplomat veya tün devlet adamları dün büyük bir kuvveti temsil ediyor- lardı, bugün Romanyada mahpus hayatı di Bütün bu siyaset yıldızlarının bu dakikadaki sami celerini anlamak kabil değildir, fakat dünü bugüne tercih etmekte olmaları kuvvetli bir ihtimal içinde değil midir? SÖZ ARASINDA İpeklerin x İaz sonra atların arasına karışırlar İNAN, SON POSTA — Son düşünce, son karar. s İnsan ha; edebilecek zaman bu kararın etini; tir geçirm kararı verirdim, di ; Hergün bir fıkra Sizi temsil ediyo dum yaya se- ker, İs- sena uman seren eesrearAAN Dördüncü Hanrinin İspa fir olarak gönderdiği Bassamp panyada düğü zaman krala, nasıl kabul edil an'atıyordu: — Benim için, bir katır hazırlamış- rdı, dedi, bu katırın üzerinde Mad- ride girdin Krai, sefirine takıldı: — Bir katır üzerinde bir eşek; Vu hoş bir şey. Bassampler hemen cevab verdi Ben sizi temsil ediyordum, Haş- metmeab! v MERAM Köpeklerin harblerdeki vaz'fe'eri Köpeklerin harblerde vazife görme leri sanıldığı gibi yeni bir şey değil -! İman torpili tarafından batırılan Teru- İkuni Maru Japon gemisinde bir kuşun ki bir tarih kitabına göre pek eski zamanlarda süvarilere karşı köpekler makta idi. i şü veçhile bu kö. fma kalın meşin örtüler geçirilir, & ları Üzerinde ve İki kulakları #rasında bir nevi kılıç geçirilirdi. İş bununla kalmazdı. Gene kulak - ların aras ve kafasının tam üzeri - ne tunçtan kâse yerleştirilirdi. Bu kâsenin içerisine yanar bir madde ko- pulur ve tutuşturulurdu. Kitabda ay- Den şunlar yazılıdır: «Köpekler hücuma sabverildikten ve atlar köpeklerin ısırmaları üzerine çıl. gınca ber tarafa dağılırlardı. Ateş de her tarafı tutuştururdu.> e — — vet etmelidirler. Ancak böyle bir yoldan gidildiği takdirdedir ki harbin dairesi, imtidadı ve bunların beraber getirecek - leri afetler mahdud kalabilir, Yoksa, bu- günkü gidiş, bir yandan dünyanın ve me deniyetin harablığı, diğer taraftan da ktl- çök milletlerin, birer birer en müşkül belâlara maruz kalmaları gidişidir. Bu gidiş iyi gidiş değildir. İSTER zaferi kazanmayı makale nin bü teennişin. yaşamaya lâyık de- IS VER yalının dönüm noktasında bütün istikbaline tesir nühim bir karar vermek mecburiyetinde kaldığı en iş çok hassas bir ölçü O dakikada verdiğiniz kararın tamamen âksi bir netice vermesi hslinde pişman olup olmayacağınızı düşünü En kötü neticeyi tahakkuk etmiş bilsem dahi gene bu karar, kararların en iyisidir. inin hemen her tara-|t İmalar sayesinde alıkoymuşla'rdır. Re - Birkaç gün evvel Fransada hükümetten harb gayelerinin re olduğunu sormuşlardı; — Evvelğ zaferi kazanalım, sonra konuşuruz, şeklinde ce- vab verdi, çok İhtiyatkfir bulundu, fakat Fransız hükümeti- müukabil fransızca İstanbul gibi, Pariste çıkan diğer Fransız gazetelerinin de Almanyayı parçalamak ten bahsetmelerinin Alman milletini vahdete ceğine, bu bakımdan ihtiyatlı, doğru bir yol olduğuna: INANMA! karar olup olmadığını anlamak için , gaşırtmaz bir mihenk taşına malik- üz: iz mi, diyebildiğinizi mi biliniz ki bu Bir deniz faciasında Zavallı bir kuş Geçenlerde Şimal denizinde bir Al ds bulunduğunu, facia esnasında hay- van'n bir başka gemiye kaçtığını ve bi- lâhare meydana çıkarıldığını yazmış ş, sahibine kavuştuktan sonra en #yrilmak isteme; Bu arada gemi tayfaları gemide o bir kuşun bulunmasını uğursuz saymışlar, hayvanı bile beraber dışarı çıkar - mak istemişler, fakat yalvarıp yakar - simde bu zavallı hayvanı görüyorsu - nuz. Yeryüzündeki otomobillerin sayısı Yapılan tetkiklere nazaran dünyada mevcud bulunan otomobillerin sayısı 39.500.000 u bulmaktadır. Amerikada (30.000.000, Avrupada 7.600.000, Asyada 622.000, Afrikada 519,500, Okyanusta 960.000. Avrupa kıt'asında en çok otomobili olan memleket İngilteredir. Burada 2.123.000 otomobil vardır. | Sonra sırasile: 2.100.000 ile Fransa, 1.423.000 ile Almanya, 415.000 ile İtal- , 352,000 ile Rusya; 197.000 ile Bel. ya, İNANMA! sevketmiye- ie niyet ve âzim sahibi başın bi Sözün kısas! İlk öğretmenler için E Ekrsm Ta aarif davamızın ları arsında, işl ie, 2 teferrüat gözüken, fakat hakiki rinci derece ehemmiyeti hai bir takım meselelerin üzerin ğa vakit ve fırsat bulams görenlerdeniz. Ancak bi başırıcı kudretine iman €t muhatabın, vakit vakit bu P nazarı dikkatini celbetmek kaçırırsak, ihmal ve tesi affedilmez bir kusur olur. Cümhuriyet stirak etmiş olduğu İSee ve onlara derman bul şirah duyan ellerdedir. Bu ellerin kendilerine bekliyen, içimizde bir zürere nekleb muallimleri! Ekserii ” İlerden çok uzakta, dünya ile nesebetlerini kesmiş ydenberi v bugün &i göre ei irfan tedaileri $ dikleri mükâfatı dindeğirler. Biraz refahtan ibaret va mükâfatın bütcen daracı kai çıka verilmesin€ wi miz için #8 diğer ve deha ameli çareyi etmek istiyoruz. Evvelce bir daha mevzubi'ğ miz © çare, Adliye Vekâletini”” cuklu hâkimler hakkında muvaffakiyetle tatbik eyl€ Junduğu bir usuldür. Maarif ı arasında yüksek me ı az değildir. Bu yüksek sy dan, hatta nisbetini o maa$ kendilerine bırakarak, her Iira tevkif edip, yı cak yekünu, ilk öğretmenle tn iyakat göstermişlere tevzi © bir şey olur. k le 3 in Onlar, bu para il racak kitabları tedarik imk lar; yurd içerisinde seyahat Çoğu, & nmelidi rki ie fırsatını benüz pars onların e e erkânının seve Sev? izi fedakârlığı f nın'n kendi urkadaşlarındı çenli cevlerini hiç zannetmem: F* erkimlik hocaların asli ÖĞ dendir. Teklifimin Vekâletce Pi” My alınmasını can ve yürek Ğ Elsem meeeesesesmesaransasmmesusomasant1 iğ, Milletler CE Cenevre, 3 (AA) — a 2 ÇA toplanacaktır. Hiçbir siyasi reyan aiiycağii ii teknisyenlen tarafından caktır. Ancak, Sovyetler Si elçisi Surisi murahhas